|
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
|
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
MEHMET ALİ ÇELİK BAŞVURUSU (3)
|
|
(Başvuru Numarası: 2014/2849)
|
Karar Tarihi: 16/3/2016
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Hicabi
DURSUN
|
|
|
Erdal TERCAN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Yusuf Enes KAYA
|
Başvurucu
|
:
|
Mehmet Ali ÇELİK
|
Vekili
|
:
|
Av. Meral ÖNDERSEV
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucu, 9/2/1974 tarihinde Marmaris Kadastro Mahkemesinde
aleyhine açılan kadastro tespitine itiraz davasının makul sürede
sonuçlandırılamadığını, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle taşınmazları
üzerinde tasarrufta bulunamadığını belirterek, mülkiyet ve adil yargılanma
haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve tazminat talep etmiştir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 21/2/2014 tarihinde Marmaris 1. Asliye Hukuk
Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede başvurunun
Komisyona sunulmasına engel bir durumunun bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca, 18/7/2014 tarihinde,
kabul edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyanın Bölüme
gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından 5/2/2015
tarihinde, kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar
verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği
görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 3/3/2015
tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda
sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası
içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Muğla ili, Marmaris ilçesi, Çamlı köyünde yapılan
kadastro çalışmaları sırasında 693, 723 ve 727 parsel numaralı taşınmazlar
başvurucu adına tespit edilmiştir.
8. Bu tespit karar üzerine F.T. ve arkadaşları tarafından
9/2/1974 tarihinde Marmaris Kadastro Mahkemesinde kadastro tespitine itiraz
davası açılmış ve dava, Marmaris Kadastro Mahkemesinin E.1974/22 sayılı
dosyasına kaydedilmiştir.
9. Mahkemece, 28/9/2009 tarih ve E.1974/22, K.2009/1109
sayılı kararla F.T. ve arkadaşları ile katılan Orman İdaresinin açtığı
davaların reddine, çekişmeli Çamlı köyü 693, 727 ve 723 parsel numaralı
taşınmazların tespit gibi başvurucu Mehmet Ali Çelik adına tapuya tesciline,
A.Y. ve H.Y. ile Gayrimenkul Değerler A.Ş.’nin açtığı
davalarda Mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
10. Anılan kararın Orman İdaresi ile F.T. ve arkadaşları
tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesi, 18/6/2010 tarih
ve E.2010/6750, K.2010/8713 sayılı ilâmıyla; bir kısım eksiklikler nedeniyle
dosyanın Mahkemesine geri çevrilmesine karar vermiştir.
11. Eksik hususların tamamlanmasından sonra, dosyanın
gönderildiği Yargıtay 20. Hukuk Dairesi, 12/4/2013 tarih ve E.2011/3551,
K.2013/4275 sayılı ilâmıyla; İlk Derece Mahkemesinin kararını bozmuştur.
12. Bu karara karşı yapılan karar düzeltme talebi, Yargıtay
20. Hukuk Dairesinin 16/6/2014 tarih ve E.2013/10431, K.2014/6507 sayılı
ilâmıyla reddedilmiştir.
13. Bozma ilamı üzerine Marmaris Kadastro Mahkemesinin
E.2014/50 sayılı dosyasına kaydedilen dava halen devam etmektedir.
14. Başvurucu, 21/2/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
B. İlgili Hukuk
15. 12/1/2011 tarih ve 6100
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesi ile 21/6/1987 tarih ve 3402
sayılı Kadastro Kanunu’nun 25. maddesinin birinci fıkrası, 28. maddesinin
birinci fıkrası, 29. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları, 30.
maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 32. maddesinin birinci fıkrası ve 36.
maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi (bkz. B. No: 2012/12, 17/9/2013, §§
16-22).
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
16. Mahkemenin 16/3/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucunun 21/2/2014 tarih ve 2014/2849 numaralı bireysel başvurusu incelenip
gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
17. Başvurucu, 9/2/1974 tarihinde Marmaris Kadastro
Mahkemesinde aleyhine açılan kadastro tespitine itiraz davasının makul sürede
sonuçlandırılamadığını, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle taşınmazları üzerinde
tasarrufta bulunamadığını belirterek, mülkiyet ve adil yargılanma haklarının
ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
18. Başvuru formu ve eklerinin incelenmesi sonucunda açıkça dayanaktan
yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka
bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar
verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
19. Başvurucu, 9/2/1974 tarihinde Marmaris Kadastro Mahkemesinde
aleyhine açılan kadastro tespitine itiraz davasının makul sürede
sonuçlandırılamadığını, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle taşınmazları
üzerinde tasarrufta bulunamadığını belirterek, mülkiyet ve adil yargılanma
haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
20. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme)
ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18), Sözleşme metni
ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından ortaya çıkan ve adil
yargılanma hakkının somut görünümleri olan alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36.
maddesinde yer verilen adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır. Anayasa
Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok
kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı ışığında
yorumlamak suretiyle, Sözleşme’nin lâfzî içeriğinde yer alan ve AİHM
içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara,
Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun dayanağını oluşturan makul sürede yargılanma hakkı da
yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil
olup, ayrıca davaların en az giderle ve mümkün olan süratle
sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten Anayasa’nın 141.
maddesinin de Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereği, makul sürede yargılanma
hakkının değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır (B.
No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 38–39).
21. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu,
tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun
davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir
davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması
gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
22. Anayasa’nın 36. maddesi ve Sözleşme’nin
6. maddesi uyarınca, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkların makul
sürede karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru konusu olayda taşınmaz
mülkiyeti hakkında Marmaris Kadastro Mahkemesinde açılan kadastro tespitine
itiraz davasında, 3402 ve 6100 sayılı Kanunlarda yer alan usul hükümlerine göre
yürütülen somut yargılama faaliyetinin, medeni hak ve yükümlülükleri konu alan
bir yargılama olduğunda kuşku yoktur (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 49).
23. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara
ilişkin makul süre değerlendirmesinde, sürenin başlangıcı kural olarak,
uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı, başka
bir deyişle davanın ikame edildiği tarih olup, somut başvuru açısından bu tarih 9/2/1974 tarihidir.
24. Sürenin bitiş tarihi ise, çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak
şekilde yargılamanın sona erme tarihidir. Ancak devam eden yargılamalara
ilişkin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasını içeren
başvuruların yargılama faaliyetinin devamı sırasında da yapılabilmesi olanağı
bulunduğundan, değerlendirmeye esas alınacak sürenin bitiş anı başvurunun
karara bağlandığı tarihtir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 52).
25. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinden, F.T.
ve müşterekleri tarafından başvurucu aleyhine 9/2/1974 tarihinde, Marmaris
Kadastro Mahkemesinde kadastro tespitine itiraz davası açıldığı, yapılan
yargılama sonunda davanın reddine karar verildiği, temyiz üzerine anılan
kararın bozulduğu, bozma kararına karşı yapılan karar düzeltme talebinin de
reddedildiği anlaşılmıştır. Bozma üzerine dosyanın Marmaris Kadastro
Mahkemesinin E.2014/50 sayılı dosyasına kaydedildiği ve yargılamanın halen
devam ettiği belirlenmiştir.
26. İlgili yargılama evrakının incelenmesinden, başvuruya
konu yargılamanın Kadastro Mahkemesi önünde sürdüğü görülmekle, 3402 sayılı
Kanun’da yer alan özel usul hükümleri ile medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin
uyuşmazlıkları konu alan yargılama faaliyetleri için geçerli genel usuli hükümler içeren 6100 sayılı Kanun’a tabi bir
yargılama faaliyetinin söz konusu olduğu ve 3402 sayılı Kanun’da yer alan özel
usul hükümleri ile 6100 sayılı Kanun’un 30. maddesinin, uyuşmazlıkların makul
sürede çözümlenmesi gerekliliğini ortaya koyduğu anlaşılmaktadır (bkz. § 15).
27. Kadastro mahkemesi nezdindeki yargılamaların makul sürede
tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve
Anayasa Mahkemesi tarafından, özellikle 3402 sayılı Kanun’da yer alan ve
yargılamada sürati temin etmeye hizmet eden özel usul hükümlerinin nazara
alınmadığı göz önünde bulundurularak makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiği yönünde kararlar verilmiştir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 54-64; B.
No: 2012/12, 17/9/2013, §§ 53-62; B. No: 2013/1115, 5/12/2013, §§ 60-67;
2012/673, 19/12/2013, §§ 37-43).
28. Başvuruya konu davanın taraf sayısı ve mahiyeti nedeniyle
icrası gereken usul işlemlerinin niteliği başvuruya konu yargılamanın karmaşık
niteliğinin bulunduğunu ortaya koymakla birlikte, davaya bütün olarak
bakıldığında, 3402 sayılı Kanun’da yer alan usul hükümlerine tabi bir yargılama
sürecine ilişkin somut başvuru açısından farklı bir karar verilmesini
gerektirecek bir yön bulunmadığı ve kırk iki yılı aşkın bir süredir devam eden
yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
29. Açıklanan nedenlerle, başvurucunun Anayasa’nın 36.
maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiğine karar verilmesi gerekir.
30. Başvurucu ayrıca, uzun süren
yargılama nedeniyle taşınmazlarını kullanamadığını belirterek, Anayasa’nın 35.
maddesinde tanımlanan mülkiyet hakkının ihlal edildiğini iddia etmişse de
başvurucunun makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde yukarıda
yer verilen tespitler ışığında, mülkiyet hakkının ihlal edildiği yönündeki
iddiasının ayrıca değerlendirilmesine gerek görülmemiştir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
31. Başvurucu, 125.000,00 TL tazminata hükmedilmesini talep
etmiştir.
32. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanun’un “Kararlar”
kenar başlıklı 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa,
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere
dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar
bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel
mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla
yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve
sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
33. Başvurucunun tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin kırk iki
yılı aşkın bir süredir devam eden yargılama süresi nazara alındığında,
yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek
olan manevi zararları karşılığında başvurucuya net 20.850 TL manevi tazminat
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
34. Başvurucu tarafından yapılan ve dosyadaki belgeler
uyarınca tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan
toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi
gerekir.
35. Başvuruya konu yargılamanın
kırk iki yılı aşkın bir süredir devam ettiği ve bu hususun makul sürede
yargılanma hakkını ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği
açık olan bir yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven
ilkesinin gördüğü zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın
mümkün olan en kısa sürede sonuçlandırılmasını teminen,
kararın bir örneğinin ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi
gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A.
Başvurucunun,
1.
Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki iddiasının KABUL
EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2.
Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma
hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
B.
Başvurucuya net 20.850 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE, başvurucunun tazminata
ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
C.
Başvurucu tarafından yapılan 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden
oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
D.
Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru
tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede gecikme olması halinde,
bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz
uygulanmasına,
E.
Kararın bir örneğinin Marmaris Kadastro Mahkemesine gönderilmesine,
16/3/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.