|
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
|
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
KANAL BEYAZ TELEVİZYON RADYO
YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. BAŞVURUSU (2)
|
|
(Başvuru Numarası: 2014/3531)
|
Karar Tarihi: 9/6/2016
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Serruh KALELİ
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
Raportör
|
:
|
Elif KARAKAŞ
|
Başvurucu
|
:
|
Kanal Beyaz
Televizyon Radyo Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
|
Vekili
|
:
|
Av. Zeynep
ARISAN DİŞÇİ
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, “Son Söz” isimli
programında Yüksek Seçim Kurulu ilke kararına aykırı yayın yapılması nedeniyle
televizyon kanalına yayın durdurma kararı verilmesinin eşitlik ilkesini ve
basın özgürlüğünü ihlal ettiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2.Başvuru 14/3/2014 tarihinde Anayasa Mahkemesine doğrudan
yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi
neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir
eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Birinci Komisyonunca 22/12/2014 tarihinde,
başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar
verilmiştir.
4.Bölüm Başkanı tarafından 5/2/2015 tarihinde, başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5.Başvuru belgelerinin bir örneği görüş için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, tanınan ek süre sonunda görüşünü 31/3/2015
tarihinde Anayasa Mahkemesine sunmuştur.
6. Bakanlık tarafından Anayasa Mahkemesine sunulan görüş
14/4/2015 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir. Başvurucu Bakanlık görüşüne
karşı beyanda bulunmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu, Kanal Beyaz Televizyon Radyo Yayıncılık Sanayi ve
Ticaret A.Ş. unvanıyla ve Beyaz TV logosuyla yayın yapan bir kuruluştur.
9. Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) anılan Kanalda 4/2/2014
tarihinde yayımlanan “Son Söz” isimli
programın 26/4/1961 tarihli ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen
Kütükleri Hakkında Kanun’un 149/A maddesi ve Yüksek Seçim Kurulunun (YSK)
2013/605 sayılı kararı doğrultusunda değerlendirilmesi amacıyla YSK’ya
başvurmuştur.
10. YSK, seçim yasakları kapsamında yaptığı inceleme neticesinde
15/2/2014 tarihli ve 428 sayılı kararıyla anılan programın YSK’nın 2013/605
sayılı kararında belirtilen “tarafsızlık,
gerçeklik, doğruluk ilkelerine uygun davranmakla yükümlü radyo ve televizyon kuruluşları
ile yazılı, sözlü ve görsel basının, tek yönlü, taraf tutan yayınlar
yapamayacaklarına, bu kuruluşların yayınlarında demokratik kurallar
çerçevesinde siyasi partiler arasında fırsat eşitliğini sağlamak zorunda
oldukları” ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle program yayınının beş
kez durdurulmasına hükmetmiştir.
11. Anılan karara dayanak olan YSK'nın 22/12/2013 tarihli ve
2013/605 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir:
“… Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 79.
maddesi; “Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde
yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma” görevi
genel olarak Yüksek Seçim Kuruluna verilmiş, radyo ve televizyon yayınlarının
ve yazılı, sözlü ve görsel basının toplum üzerinde önemli bir rolü olduğu kabul
edilerek, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında
Kanun'un 55/A ve 55/B maddelerinde gerekli hükümlere yer verilmiş, ayrıca 6112
sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un
ilgili maddeleri uyarınca; Her dönemde olduğu gibi seçimlerin özgür ve adil bir
ortamda yapılmasında, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsuru olan siyasi
partilerin kendilerini halka anlatmalarında önemli bir payı olan basın ve yayın
kuruluşlarının yayın ilkeleri ile bu kuruluşların bilgi toplamada ve halkı
bilgilendirmede önemli rolleri, katkıları dikkate alınarak kamu kurum ve
kuruluşlarınca kanuni imkanlardan yararlandırılması hususu ile;
Seçim kanunları ve 6112 sayılı Radyo ve
Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un 30. maddesinde;
“Seçim dönemlerindeki yayınlara ilişkin usul ve esaslar Yüksek Seçim Kurulu
tarafından düzenlenir.” hükmü de esas alınarak;
30 Mart 2014 Pazar günü yapılacak olan mahalli
idareler seçimlerinin 1 Ocak 2014 olan başlangıç tarihinden bitimine kadar olan
dönemde, basın ve yayın kuruluşlarının yayın ilkelerinin belirlenerek karara
bağlanması amacıyla Kurulumuzun 14/9/2013 tarih, 2013/374 sayılı kararı ile
oluşturulan Komisyon, yaptığı çalışmaları tamamlayarak konu hakkında
düzenlediği karar taslağını Kurulumuza sunmuş olmakla, konu incelenerek;
Gereği Görüşülüp Düşünüldü:
Ulusal iradenin sağlıklı ve serbest biçimde
oluşabilmesi amacıyla Anayasa'nın 79. maddesi; seçimlerin yargı yönetim ve
denetimi altında yapılmasını kurala bağlamış; seçimlerin başlamasından bitimine
kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri
yapma ve yaptırma, seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikâyet ve
itirazları inceleme ve kesin karara bağlama görevi Yüksek Seçim Kuruluna
verilmiştir.
Demokratik toplum düzeni gereklerine uygun bir
seçimin yapılabilmesi, oy verme gününden önce siyasi partilerin ve bağımsız
adayların özgür, eşit, serbest biçimde kendilerini topluma tanıtmalarına,
program ve projeleriyle yarışmalarına olanak sağlayan bir ortamın oluşturulması
koşuluna bağlıdır. Nitekim demokratik seçim için gerekli ortamın
oluşturulabilmesi amacıyla seçimin başlangıcı olarak belirlenen tarihten oy
verme gününe kadar geçen süreyi kapsayan seçim döneminde uygulanacak usul ve
esaslar ilgili kanunlarda düzenlenmiştir.
Kamuoyunu etkileyip, yönlendirebilmeleri
nedeniyle radyo ve televizyon yayınları, seçim döneminde daha ayrıntılı ve
özenle uygulanması gereken usul ve esaslara tabi tutulmustur.
298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile
6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun
radyo ve televizyon, basın, iletişim araçları ve internet yayınları ile ilgili
düzenlemeleri içermektedir.
6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş
ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un; "Seçim dönemlerinde yayınlar" baslıklı 30. maddesinin; Birinci fıkrasında; ”Seçimlerle ilgili olarak seçim dönemlerinde yapılan
yayınlara ilişkin usul ve esaslar Yüksek Seçim Kurulu tarafından düzenlenir.”
ikinci fıkrasında; “Üst Kurul, medya hizmet sağlayıcılarının seçim
dönemlerindeki yayınlarını Yüksek Seçim Kurulunun kararları doğrultusunda
izler, denetler ve değerlendirir.” Üçüncü fıkrasında; “26/4/1961 tarihli ve 298
sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un 149/A
maddesinde düzenlenen hükümler, Yüksek Seçim Kurulu kararlarını müteakip Üst
Kurulca yerine getirilir.” … hükümlerine yer verilmiştir.
298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve
Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un 55/A maddesinin; Birinci fıkrasında;
“Seçimlerin başlangıç tarihinden oy verme gününün bitimine kadar özel radyo ve
televizyon kuruluşları, yapacakları yayınlarda 2954 sayılı Türkiye Radyo ve
Televizyon Kanunu'nun 5, 20, 22 ve 23. maddeleri ile 31. maddesinin ikinci
fıkrası hükümlerine tabidir.” ikinci fıkrasında; “Seçimin başlangıç tarihinden
itibaren oy verme gününden önceki yirmi dört saate kadar olan sürede, siyasi
partiler veya adaylar radyo ve televizyonlarda birlikte veya ayrı ayrı açık
oturum, röportaj, panel gibi programlara katılarak görüşlerini
açıklayabilirler. Siyasi partiler veya adayların açık veya kapalı yer
toplantıları, radyo ve televizyonlarda canlı olarak yayınlanabilir.” hükümleri
yer almakta olup,
Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) ile özel
radyo ve televizyonlar yukarıdaki fıkra hükümlerine göre seçime katılan siyasi
partiler ve adayları birlikte veya ayrı ayrı açık oturum, röportaj, panel gibi
programlara katılarak görüşlerini açıklama imkânı sağlarken, seçim hukukunun
temel ilkeleri olan eşitlik, dürüstlük, serbestlik ilkelerine uymak zorundadır.
"Basın, iletişim araçları ve internette
propaganda” baslıklı değişik 55/B maddesinin; …
Üçüncü fıkrasında; “Oy verme gününden önceki on günlük sürede, yazılı, sözlü ve
görsel basın ve yayın araçları ile kamuoyu araştırmaları, anketler, tahminler,
bilgi ve iletişim telefonları yoluyla mini referandum gibi adlarla bir siyasi
partinin veya adayın lehinde veya aleyhinde veya vatandasın oyunu etkileyecek
biçimde yayın yapılması ve herhangi bir surette dağıtımı yasaktır. Bu sürenin
dışında yapılacak yayınların; tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerine
uygun olması şarttır…Dördüncü fıkrasında; “Bu madde hükümlerine göre yapılacak
propagandaların ve yayınların ilkeleri Yüksek Seçim Kurulunca belirlenir.”
kuralları yer almıştır.
Görüldüğü gibi, anılan Kanun hükümleriyle
radyo ve televizyon yayınları ile basın ve iletişim araçlarının tabi tutulduğu
usul ve esaslar, seçim döneminde son yirmi dört saat, oy verme gününden önceki
on günlük süre ile diğer bölümü için ayrı ayrı düzenlenmiştir.
2954 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon
Kanunu'nun 5. maddesi ve 6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın
Hizmetleri Hakkında Kanun'un 8. maddesi, radyo ve televizyon kuruluşlarının
uymakla yükümlü oldukları yayın hizmet ilkelerini ayrıntılı biçimde
saptamıştır. Söz konusu yayın ilkeleri, seçim hukukunun temel ilkeleri olan esitlik, serbestlik, dürüstlük ilkelerini de kapsamakta;
titizlikle uygulanmaları halinde, radyo ve televizyon yayınlarının seçimlerin
demokratik bir ortamda gerçekleşmesine katkı sağlayacaktır. Radyo ve televizyon
kuruluşları, oy verme gününden önceki yirmi dört saat dışındaki seçim döneminde
2954 ve 6112 sayılı Kanunlarda belirtilen ilkelere titizlikle uymak suretiyle
yayınlarını sürdürebileceklerdir.
… Kurulumuzca, seçim döneminin belirtilen
bölümüyle ilgili olarak bu dönemin özellikleri göz önüne alınmak suretiyle
aşağıda yazılı yasal düzenlemelerde yer alan bazı kural ve ilkelerin radyo ve
televizyon kuruluşları ile yazılı, sözlü ve görsel basına duyurulması gerekli
görülmektedir.
…
1- Radyo ve televizyon kuruluşları, tek yönlü,
taraf tutan yayınlar yapamazlar. Bu kuruluşlar yayınlarında demokratik kurallar
çerçevesinde siyasi partiler arasında fırsat eşitliğini sağlamak zorundadırlar.
2- Yayınlarında adalet ve tarafsızlığa,
yasalara uygun davranmakla yükümlü olan kuruluslar,
ırk, cinsiyet, sosyal sınıf veya dini inançları esas alarak yayın yapamazlar.
3- Seçimin başlangıç tarihinden itibaren oy
verme gününden önceki yirmi dört saate kadar olan sürede, siyasi partiler veya
adaylar radyo ve televizyonlarda birlikte veya ayrı ayrı açık oturum, röportaj,
panel gibi programlara katılarak görüşlerini açıklayabilirler. Siyasi partiler
veya adayların açık veya kapalı yer toplantıları, radyo ve televizyonlarda
canlı olarak yayınlanabilir. Son yirmi dört saatte bu tür yayın ve toplantılar
yayınlanamaz.
…
Sonuç: Açıklanan nedenlerle; 1 Ocak 2014
tarihinden itibaren başlayan seçim döneminde;
1- Türkiye Radyo Televizyon Kurumu ile özel
radyo ve televizyon kuruluşları seçimin başlangıç tarihi olan 1 Ocak 2014
tarihinden oy verme gününün bitimine kadar yapacakları yayınlarda;
…
b) Tarafsızlık, gerçeklik, doğruluk ilkelerine
uygun davranmakla yükümlü radyo ve televizyon
kuruluşları ile yazılı, sözlü ve görsel basının, tek yönlü, taraf tutan yayınlar
yapamayacaklarına, bu kuruluşların yayınlarında demokratik kurallar
çerçevesinde siyasi partiler arasında fırsat eşitliğini sağlamak zorunda
olduklarına,…”
12. Yayın durdurma kararı başvurucuya 24/2/2014 tarihinde tebliğ
edilmiştir.
13.Başvurucu 14/3/2014 tarihinde Anayasa Mahkemesine bireysel
başvuruda bulunmuştur.
B. İlgili Hukuk
14. 298 sayılı Kanun’un 11. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“Yüksek Seçim Kurulu yedi asıl ve dört yedek
üyeden oluşur. Üyelerin altısı Yargıtay, beşi Danıştay Genel Kurullarınca kendi
üyeleri arasından üye tamsayılarının salt çoğunluğunun gizli oyu ile seçilir.
Bu üyeler salt çoğunluk ve gizli oyla aralarından bir başkan ve bir başkanvekili
seçerler.
Yüksek Seçim Kurulu üyelerinin görev süresi
altı yıldır. Süresi biten üyeler yeniden seçilebilir.
Yeni üyelerin tamamının seçilmelerine kadar
eski üyeler görevlerine devam ederler.
Başkanvekili, başkanlık görevlerinin
yapılmasında başkana yardım ve bulunmadığı zaman ona vekillik eder.
Başkanvekilinin de engeli halinde, asıl üyelerin en yaşlısı başkanlık görevini
yerine getirir.
Her yenileme seçiminden sonra, Yüksek Seçim
Kuruluna Yargıtay ve Danıştay'dan seçilmiş üyeler arasından ad çekme ile ikişer
yedek üye ayrılır. Başkan ve başkanvekili ad çekmeye girmezler.
…”
15. 298 sayılı Kanun’un 110. maddesi şöyledir:
“Bu kanunda gösterilen kurulların veya kurul başkanlarının kesin
olmayan kararlarına karşı seçme yeterliğine sahip yurttaşlar, siyasi partiler
veya bunların tüzüklerine göre kuruluş kademelerinin başkanları veya vekilleri,
müşahitler, adaylar ve Cumhuriyet Senatosu üyeleri ile milletvekilleri itiraz
edebilirler.”
16.298 sayılı Kanun’un 111. maddesi şöyledir:
“Bu kanunda, kurulların kesin olduğu yazılı bulunmayan kararlarına
karşı, her kurulun bağlı olduğu üst kurul, itiraz merciidir
Yüksek Seçim Kurulunun re'sen veya itiraz
üzerine vereceği kararlar kesindir.”
17. 298 sayılı Kanun’un 132. maddesi şöyledir:
“Yüksek Seçim Kurulu evrak üzerinde, incelemeler yapar. Ayrıca lüzum
gördüğü bilcümle tahkik ve her türlü tetkik işlemlerini de yapar. Gerekli
mercilerden her türlü bilgi ve belgeleri ister. Bu mercilerin, en kısa bir
zamanda ve en geç yedi gün içinde istenilen bilgi ve belgeyi vermeleri
mecburidir.
Kurul başkanı, lüzum ve ihtiyaca göre, bu işlerde çalışmak üzere,
Yargıtay ve Danıştay memurlarını da vazifelendirebilir.
İtiraz dilekçesinin bir sureti, tutanağına itiraz edilene tebliğ
olunur. Tutanağına itiraz olunan kimse, isterse yazı ile savunabileceği gibi,
isteği üzerine, Yüksek Seçim Kurulunun tayin edeceği günde bizzat veya bir
vekil marifetiyle kendini kurul huzurunda savunabilir. Kurul, yapılan itiraz ve
ihbarları kendisine verildiği tarihten itibaren en geç üç ay içinde bir karara
bağlar.
Kurulun kararı kesindir. Aleyhine hiçbir mercie ve kanun yoluna
başvurulamaz.
Seçimin özelliğine göre seçim sonuçları hakkında kesin karar vermeye
yetkili mercie yapılacak itirazlarda da yukarıki 1
inci ve 3 üncü fıkralar hükümleri uygulanır.
Ancak, bu kurul itirazları onbeş gün içinde
kesin karara bağlar.
Yukarıki fıkralarda yazılı kararlar aleyhine hiçbir mercie ve kanun yoluna
başvurulamaz.
Tutanakların iptali halinde özel kanunlarındaki hükümler uygulanır."
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
18. Mahkemenin 9/6/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
19. Başvurucu 12, 19, 26 ve 28 Ocak 2014 tarihlerinde yayımlanan
“Son Söz” isimli programın tarafsız yayın ilkelerine uygun olarak hazırlanıp
sunulduğunu, programda sürekli iktidar partisinden bir milletvekilinin yer
almasının ve kendi partisini övmesinin olağan ve ifade hürriyetinin bir gereği
olduğunu kaldı ki başka partilerden katılımın olmasının engellenmediği, Kanala
uyarma cezası verilmeden doğrudan yayın durdurma cezası verilmesinin ayrımcılık
yasağını ihlal ettiğini belirterek Anayasa'nın 2., 10. ve 28. maddelerinde
düzenlenen hukuk devleti ilkesinin, kanun önünde eşitlik ilkesinin ve basın
hürriyetinin ihlal edildiğini ileri sürmüş ve tazminat talep etmiştir.
B. Değerlendirme
20.Başvurucu “Son Söz” isimli programın YSK ilke kararına aykırı
yayın yapması nedeniyle YSK tarafından kanalın beş kez yayının durdurulmasına
karar verilmesinin eşitlik ilkesini ve basın özgürlüğünü ihlal ettiğini ileri
sürmüştür.
21. Bakanlık görüşünde, Anayasa'nın 79., 125. maddeleri ile
30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesine atıfta bulunularak başvurunun konu
bakımından yetkisinin incelenmesi sırasında söz konusu madde hükümlerinin gözönünde bulundurulması gerektiğinin değerlendirildiği
belirtilmiştir.
22. Başvuruya konu basın özgürlüğüne müdahale iddiası YSK
kararına dayanmaktır. Dolayısıyla öncelikle YSK kararlarının Anayasa
Mahkemesinin konu bakımından yetkisi içinde olup olmadığı hususunun ortaya
konması gerekmektedir.
23.Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:
"Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve
özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin
kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine
başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş
olması şarttır."
24. 6216 sayılı Kanun’un “Bireysel
başvuru hakkı” kenar başlıklı 45. maddesinin (1) numaralı fıkrası
şöyledir:
“Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve
özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye’nin taraf
olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal
edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir.”
25. Anılan Anayasa ve Kanun hükmüne göre Anayasa Mahkemesine
yapılan bir bireysel başvurunun esasının incelenebilmesi için kamu gücü
tarafından müdahale edildiği iddia edilen hakkın Anayasa’da güvence altına
alınmış olmasının yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve
Türkiye’nin taraf olduğu ek protokollerin kapsamına da girmesi gerekir. Bir
başka ifadeyle Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında kalan bir hak
ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi
mümkün değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, §
18).
26. Anayasa Mahkemesi, serbest seçim hakkı yönünden Anayasa ve
Sözleşme’nin ortak koruma alanının “yasama organı” seçimleri ile sınırlı
olduğuna karar vermiş ve bunun dışındaki seçimlere ilişkin başvuruları “konu
bakımından” yetkisi dışında görmüştür (Nejdet Atalay, B. No: 2014/184, 16/7/2014, §§ 56-63 ; Mansur Yavaş ve
Cumhuriyet Halk Partisi, B. No: 2014/5425, 23/7/2014, §§ 31-37 ; Mustafa Ekici, B. No: 2014/13675,
8/9/2014; Ahmet Çalışkan, B. No:
2014/11717, 4/11/2014).
27. 6216 sayılı Kanun'un "Bireysel
başvuru hakkı" kenar başlıklı 45. maddesinin (3) numaralı
fıkrası şöyledir:
"Yasama işlemleri ile düzenleyici idari
işlemler aleyhine doğrudan bireysel başvuru yapılamayacağı gibi Anayasa
Mahkemesi kararları ile Anayasanın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemler de
bireysel başvurunun konusu olamaz."
28. Anayasa’nın 79. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi ile
YSK kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamayacağı kabul edilmiş, 6216
sayılı Kanun’un 45. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince de Anayasa’nın
yargı denetimi dışında bıraktığı işlemlerin bireysel başvuru konusu olamayacağı
belirtilmiştir.
29. Anayasa’nın 79. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesinde
geçen “Yüksek Seçim Kurulunun kararları
aleyhine başka bir mercie başvurulamaz.” ve 298 sayılı Kanun’un 132.
maddesinde geçen “Kurulun kararı kesindir.
Aleyhine hiçbir mercie ve kanun yoluna başvurulamaz.” hükümlerinde
yer alan “merci” ifadesiyle başvurulacak idari ve yargısal tüm yer veya
makamların kastedildiği anlaşılmaktadır ve Anayasa Mahkemesi de buna dâhildir.
Buna göre anılan hükümler karşısında YSK kararlarının Anayasa Mahkemesi önünde
bireysel başvuruda incelenmesi mümkün değildir (Atila Sertel, B. No: 2015/6723, 14/7/2015, § 40; Oğuz Oyan, B. No:2015/8818, 14/7/2015, §
28).
30. Başvuru konusu olayda başvurucunun “Son Söz” isimli programda YSK tarafından
belirlenen ilkelere aykırı yayın yapılması nedeniyle beş kez yayınının
durdurulması kararı YSK tarafından verilmiştir. YSK kararları Anayasa'nın
yargısal denetim dışında bıraktığı bir işlem olduğundan başvurucunun
iddialarının bireysel başvuruya konu edilmesi mümkün değildir.
31. Açıklanan nedenlerle Anayasa'nın yargısal denetim dışında
bıraktığı bir işleme karşı yapıldığı anlaşıldığından başvurunun konu bakımından yetkisizlik nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Basın özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
9/6/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.