logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Bülent Hatun [2. B.], B. No: 2014/3536, 24/5/2018, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

BÜLENT HATUN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/3536)

 

Karar Tarihi: 24/5/2018

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Engin YILDIRIM

Üyeler

:

Osman Alifeyyaz PAKSÜT

 

 

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

Muammer TOPAL

 

 

M. Emin KUZ

Raportör

:

Yücel ARSLAN

Başvurucu

:

Bülent HATUN

Vekili

:

Av. Bedia BORAN BULUT

 

 

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, sendikal faaliyet çerçevesinde billboardlara (ilan panosu) afiş asıldığı için idari para cezası uygulanması nedeniyle sendika hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 14/3/2014 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir.

7. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

9. 1977 doğumlu olup Batman'da ikamet eden başvurucu Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (EĞİTİM-SEN) üyesi ve Batman Şubesi başkanıdır. EĞİTİM-SEN eğitim iş kolunda çalışanların ekonomik, sosyal, demokratik, kültürel haklarının korunması ve geliştirilmesi ile özgür ve demokratik bir çalışma yaşamının oluşturulması iddiasıyla çalışmalarını sürdüren bir sendikadır.

10. EĞİTİM-SEN Batman Şubesinin Kurdi Der adlı dernek ve Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Batman İl Örgütü ile birlikte 2013-2014 eğitim ve öğretim yılı başında ana dilde eğitim talepleri çerçevesinde yaptığı etkinlikler kapsamında Batman şehir merkezindeki çeşitli yerlerde bulunan ve N.R.B. Ltd. Şti.nin işletiminde bulunan on beş ilan panosunun on ikisine "ana dilde eğitim" temalı afişler astığı tespit edilmiştir. Afişler, BDP Batman İl Başkanlığı ile N.R.B. Ltd. Şti. arasında akdedilen kira sözleşmesine istinaden asılmıştır. Söz konusu sözleşme hükümlerine göre BDP 8/9/2013 ile 15/9/2013 tarihleri arasında bir hafta boyunca on beş ilan panosunu toplam 1.770 TL karşılığında kullanma hakkına sahip olmuştur.

11. 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 42. maddesine dayanılarak Batman Valiliğinin 9/9/2013 tarihli işlemiyle başvurucuya 1.500 TL idari para cezası uygulanmıştır. Başvurucu, afiş asma eylemi nedeniyle kendisi de dahil 8'i yönetici olan toplam 22 kişiye idari para cezası uygulandığını belirtmiştir.

12. Başvurucu, idari para cezasına karşı Batman (kapatılan) 1. Sulh Ceza Mahkemesine (Mahkeme) itiraz etmiştir. İtiraz dilekçesinde, tutanağın polis tarafından tek taraflı olarak düzenlenmesi nedeniyle bu tutanağa istinaden uygulanan idari para cezasının hukuka aykırı olduğu savunulmuştur. Başvurucu, sadece EĞİTİM-SEN Batman Şubesi, Kurdi Der ve BDP Batman İl Örgütü olarak kiralanan ilan panolarına afiş asıldığını, bunun dışındaki alanlara afiş asılmadığını belirtmiştir. Afiş asmaktan şahıs olarak sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını ifade eden başvurucu, kaç afiş asıldığının ve bunun kim tarafından tespit edildiğinin belli olmadığının altını çizmiştir. Başvurucu, sendikal faaliyet teşkil eden bu eylem nedeniyle idari para cezası uygulanmasının ve bu cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesinin cezayı Sendikaya yönelik bir baskı aracına dönüştürdüğünden yakınmıştır. Afiş asma eyleminin tek olduğunu savunan başvurucu, bir çok üye ve yöneticiyeceza uygulanmasının keyfî olduğunu ileri sürmüştür. Başvurucu, afiş içeriğinin sendikal faaliyet kapsamında olduğunu ve ceza verilmek suretiyle sendikal faaliyetin engellendiğini belirtmiştir.

13. Mahkeme, bilboardları işleten N.R.B. Ltd. Şti. yetkilisi B.D.nin beyanını almıştır. B.D. beyanında, söz konusu afişleri BDP İl Yönetimi Üyesi M.Ö. ile akdettiği sözleşmeye istinaden astıklarını ifade etmiştir.

14. Mahkeme, idari para cezasına yapılan itirazı 17/1/2014 tarihinde kesin olarak reddetmiştir. Kararın gerekçesinde, N.R.B. Ltd. Şti. yetkilisi B.D.nin beyanıyla N.R.B. Ltd. Şti. ile BDP arasında yapılan sözleşmeye atıfta bulunulduktan sonra on beş ilan panosunun BDP İl Yönetimi tarafından kiralandığı kanaatine varıldığı ifade edilmiştir. Mahkeme; afişlerde imzası bulunan BDP Batman İl Örgütü, Kurdi Der ve EĞİTİM-SEN organizasyonunda 16/9/2013 tarihinde afiş içeriğinde belirtildiği gibi yetkili makama herhangi bir bildirimde bulunulmadan kanuna aykırı yürüyüş gerçekleştirildiğini belirtmiş ve bu nedenle afişlerde imzaları bulunan kuruluşların yöneticilerine 5236 sayılı Kanun'un 42. maddesi ile 6/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca uygulanan idari para cezasının hukuka uygun olduğu sonucuna ulaşmıştır.

15. Karar, başvurucuya 17/2/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.

16. Başvurucu 14/3/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

17. İlgili ulusal ve uluslararası hukuk kaynakları için bkz. Abdulvahap Can ve diğerleri, B. No: 2014/3793,8/11/2017, §§ 18-23.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

18. Mahkemenin 24/5/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

19. Başvurucu, özel bir şirketten kiralanan ilan panolarına afiş asma fiili bakımından izinsiz afiş asmaya ilişkin kabahatin oluşmadığını iddia etmiştir.

20. Başvurucu, idari para cezasına dayanak teşkil eden ve kolluk güçleri tarafından tek taraflı olarak düzenlenen tutanağın usulsüz olduğunu ileri sürerek, 2911 sayılı Kanun kapsamına giren herhangi bir fiil işlemediğini ancak Mahkeme kararının gerekçesinde kanuna aykırı yürüyüşten bahsedildiğini belirtmiştir.

21. Başvurucu aynı içerikteki afişlerin asılmasının kanun gereği tek bir fiil sayılması gerektiğini, her bir yönetici için ayrı ayrı idari para cezasına hükmedilmesinin vealt sınırdan uzaklaşılmasının ölçülü olmadığını ve caydırıcı nitelikte olduğunu ifade etmiştir.Mahkemenin hiçbir gerekçe göstermeden açılan davayı reddettiğini belirten başvurucu; sendika hakkının, ifade özgürlüğünün, adil yargılanma hakkının ve eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

22. Bakanlık görüşünde, müdahalenin kanuni dayanağının 5326 sayılı Kanun'un 42. maddesi olduğu belirtilmiştir. Müdahalenin amacının başvurucuların cezalandırılması değil kamu düzeninin sağlanması olduğunu vurgulayan Bakanlık, müdahalenin meşru bir amaç taşıdığı görüşünü savunmuştur. Bakanlık, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin İsviçre Raelien Suisse Hareketi/İsviçre ([BD], B. No: 16354/06, 13/7/2012) kararına atıfta bulunarak afiş asmanın peyzajın korunması amacıyla izne bağlanabileceğinin altını çizmiştir. Afiş asma eyleminin izne bağlanması hususunda kamu makamlarının takdir yetkisi bulunduğuna işaret eden Bakanlık, verilen adli para cezasının miktarı ve adli sicile işlenmemesi hususları gözetildiğinde müdahalenin demokratik toplum düzeni bakımından gerekli ve ölçülü olduğunu ileri sürmüştür.

23. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvuru dilekçesindeki beyanlarını tekrar etmiştir.

B. Değerlendirme

24. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucular tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun ifade özgürlüğü, adil yargılanma hakkı ve eşitlik ilkesine ilişkin şikâyetlerinin bir bütün olarak sendika hakkı kapsamında incelenmesi gerekir.

25. Anayasa’nın "Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı" kenar başlıklı 34. maddesi şöyledir:

"Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.

Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir.

Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir."

26. Anayasa’nın “Sendika kurma hakkı” kenar başlıklı 51. maddesinin ilgili fıkraları şöyledir:

“Çalışanlar ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir. Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.

Sendika kurma hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâk ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir.

Sendika kurma hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.”

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

27. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan sendika hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

a. Müdahalenin Varlığı

28. Sendikal faaliyet kapsamında kaldığı tespit edilen afiş asma fiili nedeniyle başvurucuya idari para cezası uygulanmasının sendika hakkına müdahale teşkil ettiği sonucuna ulaşılmıştır

b. Müdahalenin İhlal Oluşturup Oluşturmadığı

29. Anayasa’nın 13. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

Temel hak ve hürriyetler, ... yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, ... demokratik toplum düzeninin ... gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.

30. Sendika hakkı mutlak olmayıp Anayasa'nın 13. maddesinde belirtilen ölçütlere uygun olarak hakkın sınırlandırılması mümkündür. Buna göre sendika hakkına yapılan müdahalenin ihlal oluşturmaması için kanun tarafından öngörülmesi, Anayasa’nın ilgili maddesinde belirtilen nedenlere dayanması, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olmaması gerekir.

i. Kanunilik

31. 5326 sayılı Kanun'un 42. maddesinin “kanunla sınırlama” ölçütünü karşıladığı sonucuna varılmıştır.

ii. Meşru Amaç

32. Başvurucuya uygulanan idari para cezasının kamu düzeninin korunması amacına yönelik önlemlerin bir parçası olduğu ve meşru bir amaç taşıdığı sonucuna varılmıştır.

iii. Demokratik Toplum Düzeninin Gereklerine Uygunluk ve Ölçülülük

(1) Genel İlkeler

33. Somut olayda uygulanacak genel ilkeler için bkz. Abdulvahap Can ve diğerleri, § 45-51.

(2) İlkelerin Olaya Uygulanması

34. Somut başvuruya konu olaya ilişkin olarak diğer dört başvurucu tarafından daha önce yapılan bireysel başvurularda Anayasa Mahkemesi aynı hukuki meseleyi değerlendirmiş ve sendika hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir (Abdulvahap Can ve diğerleri, § 62).

35. Söz konusu başvurularda da EĞİTİM-SEN ve diğer bileşenler tarafından yürütülen ana dilde eğitime ilişkin etkinlikler kapsamında afiş asan başvurucuların her birine izinsiz afiş astıkları gerekçesiyle 1.500 TL idari para cezası verilmiştir.

36. Anılan kararda Anayasa Mahkemesi, tek başına izin koşulunun ihlal edilmiş olmasının yaptırım uygulanmasının haklılaştırılması bakımından yeterli görülmeyeceğini belirterek izinsiz afiş asılması nedeniyle kamu düzeninin bozulup bozulmadığı veya bozulma tehlikesinin bulunup bulunmadığı ya da böyle bir tehlikenin ortaya çıkıp çıkmadığının tespitinin önem arz ettiğini vurgulamıştır (Abdulvahap Can ve diğerleri, § 55). Anayasa Mahkemesi bu çerçevede kamu düzeninin bozulduğu ilgili ve yeterli bir gerekçe ile gösterilmeden yaptırım uygulanması hâlinde sendika özgürlüğünün ihlal edildiği sonucuna ulaşılabileceğini belirtmiştir (aynı yönde değerlendirmeler için bkz. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası ve diğerleri, B. No: 2017/920, 25/5/2017, §§ 88, 89).

37. Somut olayda da idarenin ya da Mahkemenin asılan afişlerin kamu düzenini bozduğuna veya bu nedenle kamu düzeninin bozulma tehlikesinin ortaya çıktığına ilişkin bir tespiti ve değerlendirmesi bulunmamaktadır. Yine Mahkeme, başvurucunun afişlerin BDP Batman İl Örgütünce kiralanan ilan panolarına asıldığı ve bu nedenle afiş asmanın izinsiz sayılamayacağı iddiasına ilişkin herhangi bir değerlendirme yapmamıştır.

38. Sonuç olarak somut başvuruda Anayasa Mahkemesinin Abdulvahap Can ve diğerleri bireysel başvuru kararında belirtilen ilke ve değerlendirmelerden ayrılmayı gerektiren bir husus bulunmadığından Anayasa’nın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

3. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden

39. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrasının ilgili kısmı ile (2) numaralı fıkrası şöyledir:

“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…

(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”

40. Başvurucu, maddi tazminat olarak para cezasının iadesine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.

41. Başvuruda sendika hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

42. Başvurucunun sendika hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunduğundan kararın bir örneğinin yeniden yargılama yapılmak üzere Batman (kapatılan) 1. Sulh Ceza Mahkemesinin yerine bakan mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekir.

43. Sendika hakkının ihlali nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına karar verilmesinin yeterli giderim sağladığı değerlendirildiğinden tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

44. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.980 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.186,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Sendika hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin sendika hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Batman (kapatılan) 1. Sulh Ceza Mahkemesinin (D. İş. 2013/1362) yerine bakan mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,

D. 206,10 TL harç ve 1.980 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.186,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,

E. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 24/5/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Bülent Hatun [2. B.], B. No: 2014/3536, 24/5/2018, § …)
   
Başvuru Adı BÜLENT HATUN
Başvuru No 2014/3536
Başvuru Tarihi 14/3/2014
Karar Tarihi 24/5/2018

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, sendikal faaliyet çerçevesinde billboardlara ilan panosu) afiş asıldığı için idari para cezası uygulanması nedeniyle sendika hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Sendika hakkı Sendika İhlal Yeniden yargılama

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5326 Kabahatler Kanunu 42
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi