TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
OKTAY KAYA BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/3917)
|
|
Karar Tarihi: 22/6/2015
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Hicabi
DURSUN
|
|
|
Erdal TERCAN
|
|
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Derya ATAKUL
|
Başvurucu
|
:
|
Oktay KAYA
|
Vekili
|
:
|
Av. Zeynep Sedef ÖZDOĞAN
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucu, "hırsızlık"
suçunu işlediği iddiasıyla yargılandığı dava sonunda mahkûmiyet kararı
verildiğini, kararın gerekçesiz olduğunu ve yargılamanın makul sürede
sonuçlandırılamadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüş ve tazminat talebinde bulunmuştur.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 19/3/2014 tarihinde İzmir 19. Asliye Ceza
Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede
başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir durumunun bulunmadığı tespit
edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Birinci Komisyonunca 30/4/2014 tarihinde,
kabul edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyanın Bölüme
gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından 5/9/2014 tarihinde, kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği,
görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 18/9/2014
tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda
sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve
UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle
şöyledir:
7. Başvurucu ve diğer iki
şüpheli hakkında Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 22/12/2000 tarih ve
E.2000/5083 sayılı iddianamesi ile "hırsızlık"
suçunu işledikleri iddiasıyla kamu davası açılmıştır.
8. Başvurucu hakkında 28/11/2000 tarihinde verilen gıyabi
tutuklama kararı, 27/3/2001 tarihinde Malatya 1. Asliye Ceza Mahkemesince
vicahiye çevrilerek başvurucunun savunması alınmış ve başvurucu aynı tarihte
serbest bırakılmıştır.
9. Malatya 1. Asliye Ceza Mahkemesince 11/9/2002 tarih ve
E.2000/963, K.2002/429 sayılı kararla başvurucunun 12 ay 15 gün hapis cezası
ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
10. Cumhuriyet savcısı, başvurucu ve diğer sanıklar
tarafından temyiz edilen kararın Yargıtay 7. Ceza Dairesince bozulması üzerine Mahkemece
bozma kararına uyularak, 11/9/2002 tarihinde yeniden başvurucunun mahkûmiyetine
karar verilmiştir.
11. Temyiz üzerine, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 21/9/2004
tarih ve E.2003/8268, K.2004/9806 sayılı ilâmıyla hüküm bozulmuştur.
12. Mahkemece bozma ilâmına
uyularak yapılan yargılama sonunda, 22/11/2005 tarih ve E.2004/915, K.2005/881
sayılı kararla başvurucunun hırsızlık suçundan 4 yıl 8 ay hapis cezası ile
cezalandırılmasına karar verilmiştir.
13. Temyiz üzerine, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 7/7/2008
tarih ve E.2007/6759, K.2008/15263 sayılı ilâmıyla karar yeniden bozulmuştur.
14. Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama
sonunda, 8/9/2009 tarih ve E.2008/563, K.2009/533 sayılı kararla; tanık beyanı
ve tüm deliller doğrultusunda, başvurucu ve diğer sanıkların taklit anahtar
yaptırarak müştekiye ait işyerine girdikleri, cep telefonlarını ve bir miktar
parayı aldıkları, alınan eşya ve paranın tam olarak müştekiye iade edilmediği
gerekçesiyle başvurucunun 3 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar
verilmiştir.
15. Temyiz üzerine, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 20/1/2014
tarih ve E.2011/19529, K.2014/593 sayılı ilâmıyla hüküm onanmıştır.
16. Başvurucu müdafii, 11/2/2014
tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak Yargıtay 6. Ceza
Dairesinin onama kararına itiraz edilmesini talep etmiştir.
17. Başvurucu, 19/3/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
18. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 29/3/2014 tarihinde,
Yargıtay 6. Ceza Dairesinin onama kararına karşı itiraz yoluna gidilmediği
bildirilmiştir.
B. İlgili
Hukuk
19. 1/3/1926 tarihli ve 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu’nun
493. maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi ile 522. maddesinin
birinci fıkrası.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
20. Mahkemenin 22/6/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucunun 19/3/2014 tarih ve 2014/3917 numaralı bireysel başvurusu incelenip
gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
21. Başvurucu, Malatya Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen
soruşturma sonunda hakkında açılan kamu davasının makul sürede
sonuçlandırılamadığını, Mahkemece aleyhine hiçbir delil olmadığı ve suçlamayı
da kabul etmediği halde gerekçesiz şekilde mahkûmiyet kararı verildiğini,
Menemen ilçesinde ikamet ettiği için Malatya 1. Asliye Ceza Mahkemesince
yapılan yargılamaya katılamadığını, bu nedenle cezasından takdiri indirim
yapılmamasının kanuna aykırı olduğunu belirterek, adil yargılanma hakkının
ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
22. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve
Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel
başvuru usulü” kenar başlıklı 47. maddesinin (5) numaralı
fıkrası şöyledir:
“Bireysel başvurunun,
başvuru yollarının tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin
öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir.”
23. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün “Başvuru süresi ve mazeret” başlıklı 64.
maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
“Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği
tarihten, başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren
otuz gün içinde yapılması gerekir.”
24. Bireysel başvurunun ön şartlarından
birisi de başvuru süresidir. Süre, başvurunun her aşamasında dikkate alınması
gereken bir usul hükmüdür.
25. Bireysel başvuruların, 6216 sayılı
Kanun'un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile İçtüzük'ün
64. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca, başvuru yollarının tüketildiği
tarihten, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren
otuz gün içinde Anayasa Mahkemesine doğrudan veya diğer mahkemeler yahut yurt
dışı temsilcilikler vasıtasıyla yapılması gerekmektedir (B. No: 2012/1075,
12/2/2013, §§ 18-19).
26. Başvuru konusu olayda başvurucu, Malatya Cumhuriyet
Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonunda hakkında açılan kamu davasının
makul sürede sonuçlandırılamadığını, Mahkemece aleyhine hiçbir delil olmadığı
ve suçlamayı da kabul etmediği halde gerekçesiz şekilde mahkûmiyet kararı
verildiğini, Menemen ilçesinde ikamet ettiği için Malatya 1. Asliye Ceza Mahkemesince
yapılan yargılamaya katılamadığını, bu nedenle cezasından takdiri indirim
yapılmamasının kanuna aykırı olduğunu belirterek, adil yargılanma hakkının
ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
27. Başvurucu hakkında Malatya 1. Asliye Ceza Mahkemesince “hırsızlık” suçundan yapılan yargılama
sonunda, 8/9/2009 tarihinde mahkûmiyet kararı verildiği, temyiz üzerine hükmün,
6. Ceza Dairesinin 20/1/2014 tarihli ilâmıyla onanarak aynı tarihte
kesinleştiği anlaşılmıştır.
28. Ceza muhakemesinde, temyiz incelemesi sonunda verilen
kararlara karşı itiraz yoluna başvuru hakkı, 5271 sayılı Kanun'un 308. maddesi
gereğince Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının takdirine bırakılmıştır.
Dolayısıyla başvurucunun Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı başvuru
sadece Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının takdirini harekete geçirmeye yönelik
bir taleptir. Somut olayda başvurucunun 11/2/2014 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığına başvurarak Yargıtay 6. Ceza Dairesinin onama kararına itiraz
edilmesini talep etmiş olması ve Başsavcının 29/3/2014 tarihinde bu talebi
reddetmesi, nihai kararın kesinleşme tarihini değiştirmeyecektir (B. No: 2012/162,
12/2/2013, § 22).
29. 6216 sayılı Kanun'un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası
ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre, bireysel başvurunun,
başvuru yollarının tüketildiği ve başvuru yolu
öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün
içinde yapılması gerekir.
30. Başvurucu hakkında verilen mahkûmiyet kararının Yargıtay
6. Ceza Dairesince onanması üzerine başvurucu müdafiinin
11/2/2014 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak Yargıtay 6.
Ceza Dairesinin onama kararına itiraz edilmesini talep ettiği, Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığınca 29/3/2014 tarihinde, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin
onama kararına karşı itiraz yoluna gidilmediğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Bu şekilde başvurucunun, Yargıtay 6. Ceza Dairesince verilen onama kararını en
geç 11/2/2014 tarihinde öğrendiği halde bu tarihten itibaren otuz günlük
başvuru süresinin geçmesinden sonra 19/3/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunduğu belirlenmiştir. Bu itibarla başvuruda süre aşımı bulunduğu sonucuna
varılmıştır.
31. Açıklanan nedenlerle, ihlale neden olduğu iddia edilen
karara ilişkin olarak otuz gün geçtikten sonra yapılan başvurunun, diğer kabul
edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin
“süre aşımı” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi
gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurunun “süre aşımı” nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına,
22/6/2015 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.