TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ASIM BAYAR VE VEYSEL BAYAR BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/4141)
|
|
Karar Tarihi: 4/10/2017
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Celal Mümtaz
AKINCI
|
|
|
Muammer
TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Derya ATAKUL
|
Başvurucular
|
:
|
1. Asım
BAYAR
|
|
|
2. Veysel
BAYAR
|
Vekili
|
:
|
Av. Ali Fuat
YILDIZ
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, ulusal ölçekte yayın yapan bir gazetenin İnternet
haber arşivinde erişilebilir durumda olan haber ile ilgili içeriğe erişimin
engellenmesi yönündeki taleplerin reddedilmesi nedeniyle şeref ve itibarın
korunması hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 20/3/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
7. Ulusal ölçekte yayımlanan Hürriyet gazetesinin İnternet
arşivi sayfasında 16/2/2007 tarihinde başvurucular hakkında "Mimar ile
Mühendis Yumruk Yumruğa" başlıklı bir haber yayımlanmıştır. Haber
içeriğinde, haberin yayımlandığı dönemde Kayseri ilinin Melikgazi ilçesinde
Belediye Meclisi Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Başkan Vekili olan Mimar
Veysel Bayar ile Doğru Yol Partisi (DYP) İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Makine
Mühendisi Y.Ç. arasında iş ilişkisinden kaynaklanan tartışmanın büyüyerek
kavgaya dönüştüğüne, başvurucu Veysel Bayar ile kardeşi başvurucu Asım Bayar'ın
polis merkezinde ifadelerinin alındığına ve olayla ilgili soruşturmanın
sürdüğüne ilişkin ifadeler yer almaktadır.
8. Başvurucular; bahsi geçen haberin yayımlandığı tarihin
üzerinden yaklaşık yedi yıla yakın zaman geçtiğini, haberin güncelliğini
yitirdiğini ancak İnternet arşivinde yer almaya devam etmesi nedeniyle şeref ve
itibarlarının zedelendiğini ileri sürerek 22/1/2014 tarihinde söz konusu habere
erişimin engellenmesi talebinde bulunmuşlardır.
9. (Kapatılan) Kayseri 5. Sulh Ceza Mahkemesi 23/1/2014 tarihli
kararı ile erişimin engellenmesi talebinin reddine karar vermiştir. Anılan
kararın gerekçesi şöyledir:
"www.hurriyet.com.tr adresinde 16/02/2007 tarihinde "mimar
ile mühendis yumruk yumruğa" başlıklı haberin yayından kaldırılmasını
istemiş iseler de; haber içeriğinde istem sahiplerini küçük düşürücü bir
anlatımın olmadığı, haberin gerçeğe aykırılığının da iddia edilmediği, 4/5/2007
tarihli ve 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu
Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun'da
güncelliğini yitirmiş haberlerin internet yayımından kaldırılmasına dair bir
düzenlemenin bulunmadığı, böylece şartları oluşmadığından yerinde görülmeyen talebin
reddine dair aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmiştir."
10. Başvurucuların anılan karara itirazı Kayseri 3. Asliye Ceza
Mahkemesinin 7/2/2014 tarihli kararı ile
"itiraza konu yayının haber içerikli olduğu, kamuyu bilgilendirme niteliği
taşıdığı ve haberde adı geçen kişilerin haklarının ihlaline dair ibareler
olmadığı" gerekçesiyle reddedilmiştir.
11. Karar başvuruculara 18/2/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Başvurucular 20/3/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır.
IV. İLGİLİ HUKUK
12. Anayasa Mahkemesinin 3/3/2016 tarihli ve 2013/5653 numaralı
N.B.B. Kararı.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
13. Mahkemenin 4/10/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların
İddiaları
14. Başvurucular; Hürriyet gazetesinin İnternet arşivi
sayfalarında 16/2/2007 tarihinde Makine Mühendisi Y.Ç. ile aralarında iş
ilişkisinden kaynaklanan tartışmanın büyüyerek kavgaya dönüştüğüne, polis
merkezinde ifadelerinin alındığına ve olayla ilgili soruşturmanın sürdüğüne
ilişkin bir haber yayımlandığını, haberin ilk yayımlandığı tarihin üzerinden
yedi yıldan fazla zaman geçtiğini, haberin güncelliğini yitirmiş olmasına
rağmen İnternet arşivinde yer almaya devam ettiğini, habere erişimin
engellenmesi yönündeki taleplerinin yargısal makamlar tarafından reddedildiğini
belirterek Anayasa’nın 5., 17., 32. ve 40. maddelerinde tanımlanan haklarının
ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
15. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucular tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucular, haklarında yayımlanan habere,
bahsi geçen gazetenin İnternet sitesindeki haber arşivi üzerinden hâlen kolayca
ulaşılabilmesi ve bu arşiv haberin İnternet'ten çıkarılması taleplerinin
reddedilmesi nedeniyle kişilik haklarının zarar gördüğünden şikâyet etmektedir.
Başvurucuların bu şikâyeti şeref ve itibarın korunması hakkı kapsamında
incelenmiştir.
16. Bireyin kişisel şeref ve itibarı, Anayasa’nın 17. maddesinde
yer alan “manevi varlık” kapsamında yer almaktadır. Devletin, bireyin manevi
varlığının bir parçası olan kişisel şeref ve itibara keyfî olarak müdahale
etmemek şeklinde negatif yükümlülüğü ve üçüncü kişilerin saldırılarını önlemek
şeklinde pozitif yükümlülüğü bulunmaktadır (Adnan
Oktar (3), B. No: 2013/1123, 2/10/2013, § 33). Şeref ve itibarı
etkileyen saldırılar veya basın ve yayın yolu ile yapılan yayınlara karşı
bireyin korunmaması hâlinde Anayasa’nın 17. maddesinin birinci fıkrası ihlal
edilmiş olabilir (Kadir Sağdıç [GK],
B. No: 2013/6617, 8/4/2015, § 36; İlhan Cihaner (2), B. No: 2013/5574, 30/6/2014, § 42).
17. Anayasa’nın “Düşünceyi
açıklama ve yayma hürriyeti” kenar başlıklı 26. maddesine göre
herkes düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına
veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî
makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek
serbestliğini de kapsar. Anılan maddede ifade özgürlüğünün kullanımında
başvurulabilecek araçlar “söz, yazı, resim veya başka yollar” olarak ifade
edilmiş ve “başka yollar” ifadesiyle her türlü ifade aracının anayasal koruma
altında olduğu gösterilmiştir (Emin Aydın [GK],
B. No: 2013/2602, 23/1/2014, § 43).
18. Haber ve fikirlerin iletilmesinde ve alınmasında önemli bir
işlev gören İnternet, Anayasa'nın 26. maddesinde düzenlenen ifade özgürlüğünün
güvencesi altındadır. Nitekim Anayasa Mahkemesi İnternet erişimine yönelik bir
müdahalenin ifade özgürlüğü kapsamında incelenmesi gerektiğini kabul etmiştir (Yaman Akdeniz ve diğerleri, B. No:
2014/3986, 2/4/2014; Youtube Llc Corporation Service Company
ve diğerleri [GK], B. No: 2014/4705, 29/5/2014).
19. Anayasa Mahkemesi birçok kararında ifade özgürlüğünün sadece
düşünce ve fikirleri yayma özgürlüğünü değil haber ve fikirlere ulaşma
özgürlüğünü de kapsadığını vurgulamıştır (Emin
Aydın, § 40; Kamuran Reşit Bekir [GK],
B. No: 2013/3614, 8/4/2015, § 34). İnternet üzerinde arşiv oluşturma,
aktüalitenin ve haberlerin saklanmasına ve erişilebilirliğine büyük ölçüde
hizmet etmektedir. Bu nitelikteki arşivler özellikle doğrudan halkın erişimine
açık ve genelde ücretsiz olmaları nedeniyle tarih eğitimi ve araştırma
faaliyetleri için kaynak sunmaktadır. Öte yandan demokratik bir toplumda
basının ilk işlevi olan "gözetleyici" rolünün bir sonucu da
arşivlerin halkın erişimine sunulmasıdır (N.B.B.,
B. No: 2013/5653, 3/3/2016, § 61). Bu nedenle İnternet'te tutulan arşivlerin,
ifade ve basın özgürlükleri kapsamında olduğu açıktır. Dolayısıyla İnternet'te
yayımlanan ve gazetecilik faaliyeti kapsamında kabul edilen bir haber arşivinin
yayından kaldırılması basın özgürlüğüne yönelik bir müdahale teşkil edebilir.
20. İfade özgürlüğü ile onu tamamlayan ve ifade özgürlüğünün
kullanılmasını sağlayan basın özgürlüğü, Anayasa'da yer alan temel hak ve
özgürlükleri sınırlama rejimine tabidir. Anayasa'nın
26., 27. ve 28. maddelerinde sayılan sınırlandırmalardan biri, "başkalarının şöhret veya
haklarının, özel veya aile hayatlarının" korunmasıdır (Kadir Sağdıç, § 55; İlhan Cihaner (2),
§ 62). Öte yandan "başkalarının
şöhret veya haklarının, özel veya aile hayatlarının" korunması bağlamında
şeref ve itibarın korunması hakkının etki alanını genişletmenin ifade ve basın
özgürlüklerinin ihlali sonucunu doğurabileceği hatırda tutulmalıdır.
21. Bu sebeple Anayasa'nın 17. maddesinin birinci fıkrasında
koruma altına alınan şeref ve itibarın korunmasını isteme hakkı ile başvuruya
konu İnternet haber arşivlerinin Anayasa'nın 28. maddesinde güvence altına
alınan basın özgürlüğü ve bu özgürlükle bağlantılı olarak Anayasa'nın 26.
maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğü arasında Anayasa Mahkemesi
içtihadında ortaya konulan kriterlere uygun şekilde bir denge kurulması
gerekmektedir. İnternet ortamının sağladığı ulaşılabilirlik, yaygınlık, haber
ve fikirlerin depolanmasındaki ve muhafazasındaki kolaylık dikkate alındığında
yayımlandığı tarihte belirli ağırlık eşiğini aşmayan veya kişinin kendi
eylemlerinden kaynaklanan haberlerin İnternet ortamında uzun süre erişilebilir
kalması kişilerin şeref ve itibarını zedeleyebilir (N.B.B., § 37).
22. Anayasa Mahkemesi 3/3/2016 tarihli ve 2013/5653 numaralı N.B.B. başvurusunda İnternet'in etkin
olarak kullanmasıyla beraber ifade ve basın özgürlükleri ile şeref ve itibarın
korunması arasındaki dengenin ilki lehine bozulduğunu, bu dengenin tekrar
kurulabilmesinin şeref ve itibar yönünden bireylerin unutulma hakkının kabul
edilmesi ile mümkün olabileceğini belirtmiştir (N.B.B., § 46).
23. Mahkeme bahsi geçen başvuruda unutulma hakkının anayasal
dayanaklarına yer vererek devletin bireye geçmişte yaşadıklarının başkaları
tarafından öğrenilmesi engellenerek “yeni bir sayfa açma” olanağı verme
hususunda bir sorumluluğu olduğunu, dolayısıyla unutulma hakkının kişilerin manevi
varlıklarını geliştirmelerine bir fırsat vermek açısından devletin pozitif
yükümlülüğünün bir sonucu olduğunu ortaya koymuştur (N.B.B., §§ 47-49).
24. Bununla birlikte Mahkeme; unutulma hakkının İnternet
üzerindeki her türlü haber veya yazı yönünden uygulanmasını beklemenin mümkün
olmadığını, özellikle basın özgürlüğü temelinde gazete arşivinin
araştırmacılar, hukukçular veya tarihçiler için önem taşıyan veriler olduğunu
belirtmiştir. Unutulma hakkı, İnternet ortamında haber arşivini koruma altına
alan basın özgürlüğünün ve halkın haber ve fikirlere ulaşma özgürlüğünün özüne
dokunmayacak ve aynı zamanda hak sahibinin çıkarlarını koruyacak şekilde
kullanılmalıdır. Mahkeme, İnternet ortamındaki bir haber veya yazının unutulma
hakkı kapsamında İnternet'ten çıkarılabilmesi için yayının içeriği, yayında
kaldığı süre, güncelliğini yitirme, tarihsel bir veri olarak kabul edilememe,
kamu yararına katkısı (toplumsal açıdan haberin değeri, haberin geleceğe ışık
tutan niteliği), haber veya yazıya konu kişinin siyasetçi veya ünlü olup
olmadığı, haber veya yazının konusu, bu bağlamda haber ya da yazının olgusal
gerçekler veya değer yargısı içerip içermediği, halkın ilgili veriye yönelik
ilgisi gibi hususların somut olay açısından incelenmesi gerekliliğini ortaya
koymuştur (N.B.B., § 50).
25. Somut olayda başvurucuların şikâyetine konu olan haber
16/2/2007 tarihinde yayımlanmış ve arşiv niteliğindedir. Haber, Kayseri ilinin
Melikgazi ilçesinde Belediye Meclisi AK Parti Başkan Vekili olan Mimar Veysel
Bayar ve kardeşi Asım Bayar ile DYP İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Makine Mühendisi
Y.Ç. arasındaki iş ilişkisinden kaynaklanan tartışma ve bu tartışmanın kavgaya
dönüşmesi ile olayın adli makamlara intikal etmesi hakkındadır. Bu haberin
gerçeğe aykırı olduğu ileri sürülmemiştir. Haberin başlığı ile içeriği
incelendiğinde amacın, kamuoyunun ilgisine matuf, haberin yayımlandığı dönemde
aynı zamanda siyasi kimliğe sahip başvurucu Mimar Veysel Bayar ve kardeşi
başvurucu Asım Bayar ile yine siyasi kimliğe sahip Makine Mühendisi Y.Ç. arasında
iş ilişkisi nedeniyle ortaya çıkan ihtilafa ve akabinde yaşananlara yönelik
haber yapmak ve kamuoyunu bilgilendirmek olduğu görülmektedir.
26. Başvurucular, haberin yayımlandığı 16/2/2007 tarihinden 6
yıl 11 ay sonra 22/11/2014 tarihinde haber içeriklerine erişimin engellenmesi
talebiyle (kapatılan) Kayseri 5. Sulh Ceza Mahkemesine başvuruda
bulunmuşlardır. Mahkeme 23/1/2014 tarihli kararı ile haber içeriğinde istem
sahiplerini küçük düşürücü bir anlatım olmadığı, haberin gerçeğe aykırılığının
da iddia edilmediği, 4/5/2007 tarihli ve 5651 sayılı
İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla
İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun'da güncelliğini yitirmiş
haberlerin İnternet yayınından kaldırılmasına dair bir düzenlemenin bulunmadığı
gerekçesiyle talebi reddetmiştir. Başvurucuların anılan karara itirazı da
Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 7/2/2014 tarihli kararı ile yayının haber
değeri olduğu ve kamuoyunu bilgilendirme niteliği taşıdığı ve haberde adı geçen
kişilerin haklarının ihlaline dair ibareler bulunmadığı gerekçesiyle
reddedilmiştir. Başvurucular, ret kararı üzerine 21/3/2014 tarihinde Anayasa
Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuşlardır. Bireysel başvurunun yapıldığı
tarihte, haberin ilk yayınlandığı tarih üzerinden 7 yıl 1 aylık sürenin geçtiği
anlaşılmaktadır.
27. Yukarıda yer verilen süreler ile hakkında haber yapılan
kişilerin kimlikleri de dikkate alındığında haberin güncelliğini ve kamuoyu
ilgisini yitirdiği söylenemez. Bu bağlamda haberin konusu, içeriği ve ilk yayın
tarihi üzerinden geçen süre gözönünde
bulundurulduğunda haberin arşivde kolaylıkla ulaşılabilir kılınması için
gerekli haber değerinin toplumsal açıdan devam ettiği, bu bağlamda unutulma
hakkı kapsamında değerlendirilmeyi zorunlu kılacak şartların oluşmadığı
belirlenmiştir. Öte yandan bireysel başvurunun karara bağlandığı tarih
itibarıyla şikâyet konusu haberin başvuruculara ve haberde adı geçen diğer
şahıslara ilişkin kişisel veriler gizlenmiş olarak yayımlanmaya devam edildiği
de tespit edilmiştir.
28. Sonuç olarak ifade ve basın özgürlükleri ile birlikte halkın
haber alma ve bilgiye ulaşma hakkı birlikte değerlendirildiğinde başvuru konusu
olayda, ifade ve basın özgürlükleri ile kişinin manevi bütünlüğünün korunması
hakkı arasında adil bir dengenin kurulduğu, derece mahkemesinin takdir
yetkisine müdahale etmeyi gerekli kılacak bir durumun bulunmadığı sonucuna
ulaşılmıştır.
29. Açıklanan nedenlerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde bırakılmasına 4/10/2017
tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.