TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
CEMİL HASANOĞLU VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/4178)
|
|
Karar Tarihi: 15/10/2014
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Serruh
KALELİ
|
Üyeler
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Nuri NECİPOĞLU
|
|
|
Hicabi
DURSUN
|
|
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Raportör
|
:
|
Murat AZAKLI
|
Başvurucular
|
:
|
Cemil HASANOĞLU
|
|
|
Nejdet
AYDIN
|
|
|
Cevdet EROĞLU
|
|
|
Mustafa YILMAZ
|
|
|
Medine AYDIN
|
|
|
Emine YILMAZ
|
Vekilleri
|
:
|
Av. Erhan BORA
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1.
Başvurucular, Maliye Hazinesi tarafından murisleri aleyhine, 11/4/1986
tarihinde Ondokuzmayıs Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tapu iptali ve tescil
davasının makul sürede sonuçlanmadığını belirterek, mülkiyet ve adil yargılanma
haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşler, tazminat talep etmişlerdir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvurular, 26/3/2014,
26/3/2014, 31/3/2014 tarihlerinde Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılmıştır.
İdari yönden yapılan ön incelemede başvuruların Komisyona sunulmasına engel bir
durumun bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Komisyon tarafından, kabul edilebilirlik incelemesi Bölüm
tarafından yapılmak üzere, dosyaların Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
4.
Başvurucu Emine Yılmaz tarafından yapılan 2014/4178 sayılı bireysel başvuru dosyası
ile Cevdet Eroğlu tarafından yapılan 2014/4175 sayılı bireysel başvuru dosyası,
Cemil Hasanoğlu tarafından yapılan 2014/4181 sayılı
bireysel başvuru dosyası, Nejdet Aydın tarafından
yapılan 2014/4449 sayılı bireysel başvuru dosyası, Mustafa Yılmaz tarafından
yapılan 2014/4439 sayılı bireysel başvuru dosyası ve Medine Aydın tarafından
yapılan 2014/4440 sayılı bireysel başvuru dosyası, aralarındaki hukuki ve fiili
irtibat nedeniyle birleştirilmiş, incelemeye 2014/4178 sayılı bireysel başvuru
dosyası üzerinden devam edilmiştir.
5.
Bölüm tarafından 8/5/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin
birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6.
Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği, görüş için Adalet
Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 2/7/2014 tarihli yazısında,
Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine
atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
7.
Başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit
edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucuların murisleri ve diğer bir kısım davacılar,
Maliye Hazinesi aleyhine 1951 yılında Bafra Asliye Hukuk Mahkemesinde açtıkları
davada, Samsun ili Yörükler köyünde bulunan 10, 94 ve 95 parsel numaralı
taşınmazlara müdahalenin menini talep etmişlerdir.
9. Taşınmazların bulunduğu
yerde kadastro çalışmalarının başlaması üzerine dava dosyası Bafra Tapulama
Mahkemesine gönderilmiştir.
10.
Anılan Mahkemece 26/3/1971 tarih ve E.1966/361, K.1971/118 sayılı kararla
kadastro tutanaklarının doldurulması için dosyanın Bafra Tapulama Müdürlüğüne
gönderilmesine karar verilmiştir.
11. Kadastro çalışmalarının tamamlanıp kesinleşmesinden sonra
taşınmazlar başvurucuların murisleri ve arkadaşları adlarına tespit ve tapuya
tescil edilmiştir.
12. Maliye Hazinesi, başvurucuların murisleri ve arkadaşları
aleyhine 11/4/1986 tarihinde, Bafra 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı davada,
Yörükler Köyü 10, 94 ve 95 parsel numaralı taşınmazların tapu kayıtlarının
iptali ile Hazine adına tapuya tescilini talep etmiştir.
13. Mahkemece, Ondokuzmayıs Asliye Hukuk Mahkemesinin
kurulmasından sonra yetkisizlik kararı ile dosya anılan Mahkemeye
gönderilmiştir.
14. Ondokuzmayıs Asliye Hukuk Mahkemesi, 15/4/2010 tarih ve
E.2003/72, K.2010/57 sayılı kararla; davanın reddine, taşınmazlar üzerine
konulan ihtiyati tedbir kararının hükmün kesinleşmesine kadar devamına karar
vermiştir.
15. Maliye Hazinesinin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk
Dairesinin 8/3/2013 tarih ve E. 2012/9582, K.2013/2445 sayılı ilamıyla hüküm
onanmıştır.
16. Onama kararı tebliğ aşamasında olup karar henüz
kesinleşmemiştir.
17. Başvurucular, 26/3/2014 ve 31/3/2014 tarihlerinde
bireysel başvuruda bulunmuşlardır.
B. İlgili
Hukuk
18. 12/1/2011 tarih ve 6100 sayılı
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesi, 22/11/2001 tarih ve 4721 sayılı Türk
Medeni Kanunu'nun 715. ve 716. maddeleri, 21/6/1987 tarih ve 3402 sayılı
Kadastro Kanunu’nun 16., 17. ve 18. maddeleri, 31/8/1956 tarih ve 6831 sayılı
Orman Kanunu'nun 1. maddesi.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
19. Mahkemenin 15/10/2014 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucuların 26/3/2014 tarih ve 2014/4178 numaralı bireysel başvuruları
incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
20. Başvurucular, Maliye Hazinesi tarafından murisleri
aleyhine 1951 yılında açılan müdahalenin meni davası sonunda 26/3/1971
tarihinde dosyanın Bafra Tapulama Müdürlüğüne gönderildiğini, kadastro
tespitinden sonra 11/4/1986 tarihinde Maliye Hazinesi tarafından Ondokuzmayıs
Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tapu iptali ve tescil davası sonunda verilen
kararın henüz kesinleşmediğini, taşınmaz üzerindeki ihtiyati tedbirin devam
ettiğini, 27 yıl süren yargılama boyunca taşınmazı kullanamadıklarını ve makul
sürede yargılama yapılmadığını belirterek, mülkiyet ve adil yargılanma
haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
1. Kabul
Edilebilirlik Yönünden
21. Başvuru formu ile eklerinin incelenmesi sonucunda, açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul
edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
22. Başvurucular, Ondokuzmayıs Asliye Hukuk Mahkemesinde
açılan tapu iptali ve tescil davasının makul sürede sonuçlanmadığını
belirterek, mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri
sürmüşlerdir.
23. Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında kalan
bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar
verilmesi mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18), Sözleşme metni
ile AİHM kararlarından ortaya çıkan ve adil yargılanma hakkının somut
görünümleri olan alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36. maddesinde yer verilen
adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36.
maddesi uyarınca inceleme yaptığı bir çok kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin
6. maddesi ve AİHM içtihadı ışığında yorumlamak suretiyle, gerek Sözleşme’nin
lafzi içeriğinde yer alan gerek AİHM içtihadıyla adil yargılanma hakkının
kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara, Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer
vermektedir Somut başvurunun dayanağını oluşturan makul sürede yargılanma hakkı
da yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca adil yargılanma hakkının kapsamına
dâhil olup, ayrıca davaların en az giderle ve mümkün olan süratle
sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten Anayasa’nın 141.
maddesinin de Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereği, makul sürede yargılanma
hakkının değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır (B.
No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 38–39).
24. Davanın karmaşıklığı,
yargılamanın kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama
sürecindeki tutumu ve başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki
menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir davanın süresinin makul olup
olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması gereken kriterlerdir (B. No:
2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
25. Anayasa’nın 36. maddesi ve Sözleşme’nin 6. maddesi
uyarınca, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkların makul sürede
karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru konusu tapu iptali ve tescil
davasında, 1086 sayılı mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve 6100 sayılı
Kanun’da yer alan usul hükümlerine göre yürütülen somut yargılama faaliyetinin,
medeni hak ve yükümlülükleri konu alan bir yargılama olduğunda kuşku yoktur (B.
No: 2012/13, 2/7/2013, § 49).
26. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara
ilişkin makul süre değerlendirmesinde, sürenin başlangıcı kural olarak,
uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı, başka
bir deyişle davanın ikame edildiği tarih olup, somut başvuru açısından bu tarih 11/4/1986 tarihidir.
27. Başvuruya konu dava, başvurucuların miras bırakanlarından
intikalle takip etmekte oldukları bir uyuşmazlık olup, bu yönüyle makul süre
değerlendirmesi bakımından dikkate alınacak sürenin başlangıç anı, mirasçıların
yargılamaya katıldığı an değil, somut olayda muris açısından değerlendirmeye
esas alınan sürenin başlangıç anıdır (B. No: 2013/1115, 5/12/2013, § 51).
28. Sürenin bitiş tarihi ise, çoğu zaman icra aşamasını da
kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme tarihidir. Ancak devam eden
yargılamalara ilişkin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasını
içeren başvuruların yargılama faaliyetinin devamı sırasında da yapılabilmesi
olanağı bulunduğundan, değerlendirmeye esas alınacak sürenin bitiş anı
başvurunun karara bağlandığı tarihtir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 52).
29. Başvuruya konu yargılama
sürecinin incelenmesinde, başvurucuların murisleri ve diğer bir kısım davacılar
tarafından, Maliye Hazinesi aleyhine 1951 yılında Bafra Asliye Hukuk
Mahkemesinde müdahalenin meni davası açılmıştır. Taşınmazların bulunduğu yerde
kadastro çalışmalarının başlaması üzerine dava dosyası Bafra Tapulama
Mahkemesine gönderilmiştir. Bafra Tapulama Mahkemesince 26/3/1971 tarihli
kararla kadastro tutanaklarının malik hanesinin doldurulması için dosyanın
Bafra Tapulama Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir. Başvurucuların
murisleri ve arkadaşları adına tespit ve tescilin yapılmasında sonra Maliye
Hazinesi, 11/4/1986 tarihinde Bafra 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde başvurucuların
murisleri ve arkadaşları aleyhine tapu iptali ve tescil davası açmıştır.
Taşınmazların bulunduğu Ondokuzmayıs ilçesinde adli teşkilat kurulmasından
sonra dava dosyası 1993 yılında Ondokuzmayıs Asliye Hukuk Mahkemesine
gönderilmiştir. Anılan Mahkemece, kadastro tutanakları ve eski tapu kayıtları
getirtilmiş, keşif yapılarak bilirkişi raporları alınmıştır. Mahkeme, 15/4/2010
tarihinde davanın reddine karar vermiştir. Davacı Maliye Hazinesinin temyizi
üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından 8/3/2013 tarihinde hüküm
onanmıştır. Onama kararının tebliğ süreci devam etmekte olup karar henüz
kesinleşmemiştir.
30. 6100 sayılı Kanun’un
öngördüğü yargılama usullerine tabi mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul
sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu
yapılmış ve Anayasa Mahkemesi tarafından, özellikle yargılamada sürati temin
etmeye hizmet eden özel usul hükümlerinin nazara alınmadığı göz önünde
bulundurularak makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde karar
verilmiştir. (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 34-64).
31. Başvuruya konu davadaki
taraf sayısı ve davanın mahiyeti nedeniyle icrası gereken usul işlemlerinin
niteliği başvuruya konu yargılamanın karmaşık olduğunu ortaya koymakla
birlikte, davaya bütün olarak bakıldığında, mülga 1086 sayılı Kanun ve 6100 sayılı
Kanun hükümlerine tabi bir yargılama sürecine ilişkin somut başvuru açısından
farklı bir karar verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı ve yaklaşık yirmi
sekiz yılı aşkın süredir devam eden yargılama sürecinde makul olmayan bir
gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
32. Açıklanan nedenlerle,
başvurucuların Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma haklarının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
33. Başvurucular ayrıca, uzun
süren yargılama ve ihtiyati tedbir nedeniyle taşınmazlarını kullanamadıklarını
belirterek, Anayasa’nın 35. maddesinde tanımlanan mülkiyet haklarının ihlal
edildiğini iddia etmiş olup, başvurucuların makul sürede yargılanma haklarının
ihlal edildiği yönünde yukarıda yer verilen tespitler ışığında, mülkiyet
haklarının ihlal edildiği yönündeki iddialarının ayrıca değerlendirilmesine
gerek görülmemiştir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
34. Başvurucular, yargılamanın
makul sürede sonuçlanmaması nedeniyle her bir başvurucu lehine 50.000,00 TL
manevi tazminata hükmedilmesini talep etmişlerdir.
35. 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un “Kararlar” kenar
başlıklı 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal
bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak
için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden
yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata
hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir.
Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal
kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse
dosya üzerinden karar verir.”
36. Başvurucuların tarafı
oldukları uyuşmazlığa ilişkin yaklaşık yirmi sekiz yılı aşkın süredir devam
eden yargılama süreci nazara alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu
sebebiyle, yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında
başvurucular Cemil Hasanoğlu'na net 5.000,00 TL,
Cevdet Eroğlu'na net 2.850,00 TL, Medine Aydın'a net 2.500,00 TL, Mustafa
Yılmaz'a net 10.000,00 TL Emine Yılmaz'a net 2.850,00 TL, Nejdet
Aydın'a net 3.350,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
37. Başvurucular tarafından ayrı
ayrı yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 206,10 TL harçtan
oluşan yargılama giderinin başvuruculara ayrı ayrı ödenmesine ve belirtilen
başvuruculara 1.500,00 TL vekâlet ücretinin müştereken ödenmesine karar
verilmesi gerekir.
38. Başvuruya konu yargılamanın
yaklaşık yirmi sekiz yılı aşkın süredir devam ettiği ve bu hususun makul sürede
yargılanma hakkını ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği
açık olan bir yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven
ilkesinin gördüğü zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın
mümkün olan en kısa sürede sonuçlandırılmasını teminen,
kararın bir örneğinin ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucuların makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği
yönündeki iddialarının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Başvurucuların Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan
makul sürede yargılanma haklarının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucular Cemil Hasanoğlu'na net
5.000,00 TL, Cevdet Eroğlu'na net 2.850,00 TL, Medine Aydın'a net 2.500,00 TL,
Mustafa Yılmaz'a net 10.000,00 TL Emine Yılmaz'a net 2.850,00 TL, Nejdet Aydın'a net 3.350,00 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE,
başvurucuların tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
D. Başvurucular tarafından ayrı ayrı yapılan 206,10 TL harçtan
oluşan yargılama giderinin ayrı ayrı BAŞVURUCULARA ÖDENMESİNE ve belirtilen
başvuruculara 1.500,00 TL vekâlet ücretinin MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede
gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
F. Kararın bir örneğinin Ondokuzmayıs Asliye Hukuk Mahkemesine
(kapatılan) gönderilmesine,
15/10/2014
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.