TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
HAYDAR ALİ BAYRAM BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/4255)
|
|
Karar Tarihi: 22/11/2017
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Hikmet Murat
AKKAYA
|
Başvurucu
|
:
|
Haydar Ali
BAYRAM
|
Temsilcileri
|
:
|
Caner BAYRAM
|
|
|
Şehrazat
BAYRAM
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, zorunlu topuk kanı uygulamasının yasal dayanağının
olmadığı iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 24/3/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Birinci Bölüm İkinci Komisyonunca başvurunun kabul
edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü sunmuştur.
7. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda
bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
9. 1/11/2013 tarihinde başvurucu dünyaya gelmiştir.
10. Doğumun meydana geldiği hastanedeki sağlık görevlileri
başvurucunun topuğundan kan almak istemişler ancak yasal zorunluluk
bulunmadığından bahisle başvurucunun temsilcileri bu duruma 2/11/2013 tarihinde
rıza göstermemişlerdir.
11. Temsilcilerin 14/11/2013 tarihinde ikinci topuk kanı
alınmasına da rıza göstermemesi üzerine Sağlık Bakanlığı Mersin Aile Danışma
Merkezi Müdürlüğü, 10/12/2013 tarihli yazı ile çocuk hakkında Mersin 1. Çocuk
Mahkemesi nezdinde tedbir talebinde bulunmuştur.
12. Mahkeme, 11/12/2013 tarihli kararı ile 3/7/2005 tarihli ve
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 5. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendiuyarınca çocuk hakkında sağlık tedbiri uygulanmasına
karar vermiştir.
13. Anılan kararın infazı için 10/1/2014 tarihinde başvurucunun
evine gidilmiştir.
14. 10/1/2014 tarihinde Mersin 1. Çocuk Mahkemesinden kararın
geri alınması, aksi hâlde kararın kaldırılması için itirazın bir üst Mahkemeye
gönderilmesi başvurucunun temsilcileri tarafından talep edilmiştir.
15. Mahkeme itiraz üzerinde baktığı dosyada kararda bir
değişiklik yapılmasına yer olmadığına, itiraz hususunda karar vermek üzere
dosyanın Mersin Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine 14/1/2014
tarihinde karar vermiştir.
16. Mersin 4. Ağır Ceza Mahkemesi 16/1/2014 tarihli kararla
itirazı reddetmiştir.
17. Bununla beraber 5/2/2014 tarihinde yazılan dilekçe ile
başvurucunun temsilcilerinin karara tekrar itiraz ettiği, itiraza bakmaya
yetkili mercinin en yakın çocuk mahkemesi olduğu,
sağlık tedbirinin kaldırılmasının talep edildiği görülmektedir.
18. Usule ilişkin yapılan itiraz Mersin 1. Çocuk Mahkemesi
tarafından kabul edilmiş ve itirazın yetkili merci tarafından incelenmesi için
dosyanın Mersin 2. Çocuk Mahkemesine gönderilmesine 5/2/2014 tarihinde karar
verilmiştir.
19. Mersin 1. Çocuk Mahkemesinin 11/12/2013 tarihli kararına
ilişkin itiraz, nihayetinde Mersin 2. Çocuk Mahkemesinin 12/2/2014 tarihli
karar ile reddedilmiştir.
20. Mersin 2. Çocuk Mahkemesinin kararı, başvurucunun
temsilcilerine 3/3/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.
21. Başvurucunun temsilcileri velayeten
başvurucu adına 27/3/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
22. Sonraki süreçte Mahkeme kararının uygulanması için
başvurucunun velileri davet edilmiştir. Başvurucunun getirilmemesi üzerine
kolluk kuvvetleri ve sağlık personeli ile beraber başvurucunun yaşadığı eve,
topuk kanı alınması ve Mahkeme kararının infazı için tekrar gidilmiştir. Ancak
başvurucunun ailesi Mahkeme kararının uygulanmasına engel olmuştur. Bunun
üzerine başvurucunun ailesinin Mahkeme kararının uygulanmasına izin vermediğine
dair değişik tarihlerde tutanakların tutulduğu anlaşılmaktadır. Daha sonra da
Mersin Valiliği Halk Sağlığı Müdürlüğü 20/5/2014 tarihli yazıyla konuyla ilgili
tutanakların ve Mahkeme kararlarının Mersin Cumhuriyet Başsavcılığına ve Aile
ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne gönderildiğini bilgi olarak Mersin 1.
Çocuk Mahkemesine sunmuştur.
23. Bunun üzerine Mahkeme tarafından dosyanın tekrar ele
alındığı anlaşılmaktadır.Mahkeme
ek kararında yapılan müdahalenin tıbbi müdahale olduğunu, tıbbi müdahaleler
açısında aydınlatma ve rıza şartının arandığını belirtmiştir. Bu kapsamda yasal
mevzuat ile Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin E.2014/149, K.2014/8841 ile aynı
Dairenin E.2014/33, K.2014/8131 kararlarını gerekçe göstererek başvurucu
hakkında topuk kanı alınması için verilen sağlık tedbiri kararının
kaldırılmasına ilişkin ek karar vermiştir.
24. 23/6/2017 tarihli yazıyla başvurucu hakkında topuk kanı
alınmasına ilişkin tedbir kararının infaz edilip edilmediğine ilişkin Mezitli
(Mersin) Toplum Sağlığı Merkezinden bilgi istenmiştir.
25. 4/7/2017 tarihli yazıyla gönderilen belge ile başvurucudan
topuk kanı alınmadığı anlaşılmıştır.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
26. Mahkemenin 22/11/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
27. Başvurucu hakkında topuk kanı alınması hususunda zorunlu
sağlık tedbiri uygulanmasının, başvurucunun Anayasa'nın 17. maddesinde güvence
altına alınan maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkına
müdahale oluşturmaktadır.
28. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:
“Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve
özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin
kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine
başvurabilir. ...”
29. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuru hakkı” kenar başlıklı 45. maddesinin (1)
numaralı fıkrası şöyledir:
“Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve
özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye’nin taraf
olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal
edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir.”
30. 6216 sayılı Kanun’un “Bireysel
başvuru hakkına sahip olanlar” kenar başlıklı 46. maddesinin (1)
numaralı fıkrası şöyledir:
“Bireysel başvuru ancak ihlale yol açtığı
ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı
doğrudan etkilenenler tarafından yapılabilir.”
31. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün (İçtüzük) 80. maddesinin (1)
numaralı fıkrasının (ç) bendi şöyledir:
“(1) Bölümler ya da Komisyonlarca yargılamanın her aşamasında aşağıdaki
hâllerde düşme kararı verilebilir:
…
ç)
Bölümler ya da Komisyonlarca saptanan herhangi bir başka gerekçeden ötürü,
başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmemesi.”
32. 6216 sayılı Kanun’un "Bireysel
başvuru hakkına sahip olanlar" kenarbaşlıklı
46. maddesinde kimlerin bireysel başvuru yapabileceği sayılmış olup anılan
maddenin (1) numaralı fıkrasına göre; bir kişinin Anayasa Mahkemesine bireysel
başvuruda bulunabilmesi için üç temel ön koşulun birlikte bulunması
gerekmektedir. Bu ön koşullar, başvuruya konu edilen ve ihlale yol açtığı ileri
sürülen kamu gücü eylem veya işleminden ya da ihmalinden dolayı, başvurucunun
“güncel bir hakkının ihlal edilmesi”, bu ihlalden dolayı kişinin “kişisel
olarak” ve “doğrudan” etkilenmiş olması ve bunların sonucunda başvurucunun
kendisinin “mağdur” olduğunu ileri sürmesi gerekir (Onur Doğanay, B. No: 2013/1977, 9/1/2014, § 42).
33. Kamu makamlarının başvurucu aleyhine belirli adımlar atmaya
karar verdiği ve müdahalenin yalnızca kararın icrasından ya da infazından
ibaret olacağı durumlarda, ilgili temel hakka yönelik işlemden doğrudan
etkilenme tehdit veya tehlikesiyle karşı karşıya olunduğu durumlarda bireysel
başvuru yapılabilir (Halime Sara Aysal
[GK], B. No: 2013/1789, 11/11/2015,
§ 36). Ancak bireysel başvuruda bir hakkın ihlal edildiğine karar verilebilmesi
için mağdurluk statüsünün ve/veya başvuruya konu olan kamu gücü kullanımına
dayalı temel nedenlerin başvurunun yapıldığı anda mevcut olması ve başvuru
hakkında karar verileceği zamana kadar devam etmesi gerekir. Mağdurluk
statüsünün varlığı konusunda değerlendirme yapılırken başvurucunun şikâyet
ettiği hususların gerçekleşip gerçekleşmediği, hâlâ mevcut olup olmadığı ve
muhtemel hak ihlalinin etkilerinin giderilip giderilmediği incelenmelidir (Arman Mazman, B.
No: 2013/1752, 26/6/2014, § 41; Yeliz Kasım,
B. No: 2013/6771, 15/12/2015, § 44).
34. Somut olayda Mersin 1. Çocuk Mahkemesinin 11/12/2013 tarihli
kararına karşı yapılan itirazın Mersin 2. Çocuk Mahkemesi tarafından
reddedilmesi üzerine 27/3/2014 tarihinde bireysel başvuru yapılmıştır.
11/12/2013 tarihli kararın infazı için başvurucunun bulunduğu yere müteaddit
defa gidilmiş, her defasında Mahkeme kararının uygulanmasına başvurucunun
temsilcileri tarafından izin verilmemiştir. Başvurucu hakkındaki Mahkeme
kararının uygulanmasına direnç gösterilmesi üzerine Mersin Valiliği Halk
Sağlığı Müdürlüğü, durumu ilgili evrakla beraber Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığı Mersin İl Müdürlüğüne bildirmiş ve Mersin Cumhuriyet Başsavcılığına
nezdinde de suç duyurusunda bulunmuştur. Yaşanılan bu süreç ayrıca Mersin 1.
Çocuk Mahkemesine 20/5/2014 tarihinde bilgi olarak sunulmuştur.
35. Bunun üzerine verilen kararın tedbir kararı olması nedeniyle
dosya tekrar Mahkemesi tarafından ele alınabilmiş, Mahkeme tarafından bireysel
başvuru yapıldıktan yaklaşık iki ay sonra 26/5/2014 tarihinde verilen ek karar
ile sağlık tedbiri kararı kaldırılmıştır. Başvurucunun kaydının bulunduğu
Toplum Sağlığı Merkezinden istenen müzekkere neticesinde 4/7/2017 tarihli
yazıyla başvurucudan topuk kanı alınmadığı da anlaşılmıştır.
36. Bu kapsamda İçtüzük'ün 80.
maddesinin (1) numaralı fıkrasının (ç) bendine göre başvurunun incelenmesinin
sürdürülmesini haklı kılan bir neden kalmadığı anlaşılmaktadır.
37. Açıklanan nedenlerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin düşmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun incelenmesinin
sürdürülmesini haklı kılan bir neden kalmaması nedeniyle DÜŞMESİNE,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
22/11/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.