TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
SEMİH YALÇIN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/4637)
|
|
Karar Tarihi: 17/11/2014
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Serruh KALELİ
|
Üyeler
|
:
|
Nuri NECİPOĞLU
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Erdal TERCAN
|
|
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Derya ATAKUL
|
Başvurucu
|
:
|
Semih YALÇIN
|
Vekili
|
:
|
Av. Murat DURGAN
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucu, “kasten
yaralama ve 6136 sayılı Kanun'a
muhalefet” suçlarını işlediği iddiasıyla yargılandığı davada makul
sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal
edildiğini ileri sürmüş, manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2.
Başvuru, 3/4/2014 tarihinde Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılmıştır. İdari
yönden yapılan ön incelemede başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir durumun
bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca 30/5/2014 tarihinde, kabul
edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyanın Bölüme
gönderilmesine karar verilmiştir.
4.
Bölüm Başkanı tarafından 4/7/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik ve esas
incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve
olgular ile başvurunun bir örneği, görüş için Adalet Bakanlığına
gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 17/7/2014 tarihli yazısında, Anayasa
Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen,
başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve ekleri ile
başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar
özetle şöyledir:
7. Başvurucu, hakkında yürütülen soruşturma kapsamında
13/7/2007 tarihinde gözaltına alınmıştır.
8. Başvurucu hakkında,
Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığının 7/9/2007 tarih ve E.2007/760 sayılı
iddianamesi ile “6136 sayılı Kanun'a
muhalefet ve silahla kasten yaralama” suçlarını işlediği iddiasıyla
kamu davası açılmıştır.
9. Kızıltepe 1. Asliye Ceza Mahkemesince 4/10/2007 tarih ve
E.2007/80, K.2007/714 sayılı karar ile Mahkemenin görevsizliğine karar
verilmiştir.
10. Anılan karara yapılan itiraz üzerine, Mardin 1. Ağır Ceza
Mahkemesinin 16/11/2007 tarih ve 2007/268 Değişik İş sayılı kararıyla
görevsizlik kararı kaldırılmıştır.
11. Görevsizlik kararının kaldırılması üzerine dava,
Kızıltepe 1. Asliye Ceza Mahkemesinin E.2007/150 sayılı dosyasına
kaydedilmiştir.
12. Başvurucu, 3/4/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
13. Kızıltepe 1. Asliye Ceza Mahkemesi, 4/9/2014 tarihli
duruşmada başvurucunun “kasten yaralama”
suçundan 5 ay hapis, “ruhsatsız silah
taşıma” suçundan 6 ay 20 gün hapis ve 320,00 TL adli para cezası ile
cezalandırılmasına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vermiştir.
14. Gerekçeli kararın 22/9/2014 tarihinde yazıldığı, henüz
başvurucuya tebliğ edilmediği ve kesinleşmediği anlaşılmıştır.
B. İlgili
Hukuk
15. 26/9/2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86.
maddesinin (1) numaralı fıkrası, (3) numaralı fıkrasının (e) bendi; 10/7/1953
tarih ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında
Kanun’un 13. maddesinin birinci fıkrası; 3/7/2005 tarih ve 5395 sayılı Çocuk
Koruma Kanunu’nun 23. ve 24. maddeleri; 4/12/2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza
Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
16. Mahkemenin 17/11/2014 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucunun 3/4/2014 tarih ve 2014/4637 numaralı bireysel başvurusu incelenip
gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
17. Başvurucu, Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen
soruşturma kapsamında 13/7/2007 tarihinde gözaltına alındığını, hakkında açılan
kamu davasında makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil yargılanma
hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
18. Başvuru formu ile eklerinin incelenmesi sonucunda, açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul
edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
19. Başvurucu, Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığınca hakkında
yürütülen soruşturma kapsamında açılan kamu davasında makul sürede yargılama yapılmadığını
belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
20. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme)
ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049,
26/3/2013, § 18), Sözleşme metni ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)
kararlarından ortaya çıkan ve adil yargılanma hakkının somut görünümleri olan
alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36. maddesinde yer verilen adil yargılanma
hakkının da unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca
inceleme yaptığı birçok kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM
içtihadı ışığında yorumlamak suretiyle, Sözleşme’nin lafzi içeriğinde yer alan ve
AİHM içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve
haklara, Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun
dayanağını oluşturan makul sürede yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen
ilkeler uyarınca adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca
davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının
görevi olduğunu belirten Anayasa’nın 141. maddesinin de Anayasa’nın
bütünselliği ilkesi gereği, makul sürede yargılanma hakkının değerlendirilmesinde
göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§
38–39).
21. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu,
tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun
davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir
davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması
gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
22. Anayasa’nın 36. ve Sözleşme’nin 6. maddesi uyarınca
kişilere, cezai alanda yöneltilen suçlamaların da (suç isnadı) makul sürede
karara bağlanmasını isteme hakkı tanınmıştır. İsnat olunan fiil, ceza
kanunlarında suç olarak nitelendirilmiş ve yargılama aşamasında ceza hukukunun
kuralları uygulanmış ise ayrıca bir uygulanabilirlik incelemesi yapılmaksızın
kendiliğinden adil yargılanma hakkının kapsamına girer (B. No: 2013/695,
9/1/2014, § 32). Başvuru konusu olayda, başvurucu hakkında, “6136 sayılı Kanun'a muhalefet ve silahla kasten
yaralama” suçlarını işlediği iddiasıyla soruşturma başlatılmıştır.
Başvurucu hakkında isnat olunan suçlar 5237 sayılı Kanun’un 86. maddesinin (1)
numaralı fıkrası ve (3) numaralı fıkrasının (e) bendi ile 6136 sayılı Kanun’un
13. maddesinin birinci fıkrasında hapis ve adli para cezasını gerektirir
şekilde tanımlanmıştır. Bu çerçevede başvurucu hakkındaki suç isnadına dayalı
yargılamanın Anayasa’nın 36. maddesinin güvence kapsamına girdiği konusunda
kuşku bulunmamaktadır (B. No: 2012/625, 9/1/2014, § 32).
23. Ceza muhakemesinde yargılama süresinin makul olup
olmadığı değerlendirilirken sürenin başlangıcı, bir kişiye suç işlediği
iddiasının yetkili makamlar tarafından bildirilmesi veya isnattan ilk olarak
etkilendiği arama ve gözaltı gibi bir takım
tedbirlerin uygulanması anıdır. Somut başvuru açısından bu tarih, Kızıltepe
Cumhuriyet Başsavcılığınca başvurucunun gözaltına alındığı 13/7/2007 tarihidir.
Ceza yargılamasında sürenin sona erdiği tarih, suç isnadının nihai olarak
karara bağlandığı, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin
makul süre şikâyetiyle ilgili kararını verdiği tarihtir (B. No: 2013/695,
9/1/2014, § 35).
24. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde,
Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığınca 13/7/2007 tarihinde gözaltına alınan
başvurucu hakkında “6136 sayılı Kanun'a
muhalefet ve silahla kasten yaralama” suçlarını işlediği iddiasıyla
7/9/2007 tarihinde açılan davada, Kızıltepe 1. Asliye Ceza Mahkemesince
4/10/2007 tarihinde görevsizlik kararı verildiği, anılan karara yapılan itiraz
üzerine, Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/11/2007 tarihli kararı ile
görevsizlik kararının kaldırıldığı tespit edilmiştir. Görevsizlik kararının
kaldırılması üzerine, Kızıltepe 1. Asliye Ceza Mahkemesinin E.2007/150 sayılı
dosyasına kaydedilen davada, başvurucunun savunmasının alındığı ve delillerin
toplandığı, duruşma tutanaklarının incelenmesinden, uzun süre mağdurdaki
yaralanmanın mahiyetinin tespiti amacıyla Adli Tıp Kurumundan rapor alınması
için duruşmaların ertelendiği, ayrıca duruşma günlerinin dolu olması nedeniyle
Mahkemece duruşmaların uzun aralıklarla yapıldığı belirlenmiştir. Mahkemece,
4/9/2014 tarihli duruşmada başvurucunun “6136
sayılı Kanun'a muhalefet ve silahla kasten yaralama” suçlarından
mahkûmiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
gerekçeli kararın 22/9/2014 tarihinde yazıldığı ve henüz başvurucuya tebliğ
edilmediği anlaşılmıştır.
25. 5271 sayılı Kanun’un öngördüğü yargılama usullerine tabi
mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul sürede tamamlanmadığı yönündeki
iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve Anayasa Mahkemesi
tarafından makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde kararlar
verilmiştir (B. No: 2012/625, 9/1/2014, §§ 23-41; B. No: 2013/695, 9/1/2014, §§
24-40).
26. Başvurunun değerlendirilmesi neticesinde, başvuruya konu
ceza davası; hukuki meselenin çözümündeki güçlük, maddi olayların karmaşıklığı,
delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller, taraf sayısı gibi kriterler
dikkate alındığında karmaşık olmaktan uzaktır. Başvurucunun tutum ve
davranışlarıyla ve usuli haklarını kullanırken
özensiz davranmasıyla yargılamanın uzamasına önemli ölçüde sebep olduğu da
söylenemez. Anılan davaya bütün olarak bakıldığında, somut başvuru açısından
farklı bir karar verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı ve söz konusu
yedi yılı aşkın süredir devam eden yargılama sürecinde makul olmayan bir
gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
27. Açıklanan nedenlerle,
başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
28. Başvurucu, makul sürede
yargılama yapılmadığı için 40.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep
etmiştir.
29. 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un “Kararlar” kenar başlıklı 50. maddesinin
(2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal
bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak
için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden
yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine
tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu
gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa
Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan
kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
30. Başvurucunun tarafı olduğu
uyuşmazlığa ilişkin yedi yılı aşkın süredir devam eden yargılama süresi nazara
alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal
tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya net
6.650,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
31. Başvurucu tarafından yapılan
ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.500,00 TL
vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin başvurucuya
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
32. Başvuruya konu yargılamanın
yedi yılı aşkın süredir devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma
hakkını ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan
bir yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü
zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa
sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir
örneğinin ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucunun,
1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki
iddiasının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına
alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
B. Başvurucuya net 6.650,00 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE, başvurucunun tazminata ilişkin diğer
taleplerinin REDDİNE,
C. Başvurucu tarafından yapılan 206,10 TL harç ve 1.500,00 TL
vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA
ÖDENMESİNE,
D. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına
başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede gecikme olması
halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için
yasal faiz uygulanmasına,
E. Kararın bir örneğinin Kızıltepe 1. Asliye Ceza Mahkemesine
gönderilmesine,
17/11/2014
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar
verildi.