TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ALİ ABDÜSSEMETOĞLU BAŞVURUSU (2)
|
(Başvuru Numarası: 2014/4745)
|
|
Karar Tarihi: 17/11/2014
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Serruh
KALELİ
|
Üyeler
|
:
|
Nuri NECİPOĞLU
|
|
|
Hicabi
DURSUN
|
|
|
Erdal TERCAN
|
|
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Yusuf Enes KAYA
|
Başvurucu
|
:
|
Ali ABDÜSSEMETOĞLU
|
Vekili
|
:
|
Av. İsmail DOĞAN
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucu, 19/3/2003 tarihinde Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde
Dicle Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi (DEDAŞ) Müessese Müdürlüğüne karşı açmış
olduğu tazminat davasının makul sürede sonuçlandırılmadığını belirterek, adil
yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve tazminat talebinde
bulunmuştur.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 7/4/2014 tarihinde Anayasa Mahkemesine doğrudan
yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi
neticesinde Komisyona sunulmasına engel eksiklik bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Birinci Komisyonunca, 22/5/2014 tarihinde,
kabul edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyanın Bölüme
gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından 11/7/2014
tarihinde, kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar
verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği
görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 7/8/2014
tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda
sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama
dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu, 19/3/2003 tarihinde Kızıltepe 1. Asliye Hukuk
Mahkemesinde, karpuz ürününün sulamasında kullandığı dalgıç pompanın DEDAŞ
tarafından bölgeye dalgalı ve düşük gerilimli enerji verilmesi sebebiyle
yanması sonucu ürünlerinin telef olduğu iddiasıyla tazminat davası açmıştır.
8. Başvurucu, tazminat davası açmadan önce de Kızıltepe
Asliye Hukuk Mahkemesinin E.2002/39 sayılı dosyasında taşınmazda zarar tespiti
yaptırmıştır.
9. Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, 31/12/2009 tarih ve
E.2003/92, K.2009/990 sayılı ilamıyla davayı kısmen kabul etmiş ve başvurucuya
tazminat ödenmesine karar vermiştir.
10. Kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk
Dairesi, 23/5/2011 tarih ve E.2010/6541, K.2011/5703 sayılı ilamıyla İlk Derece
Mahkemesinin kararını bozmuştur.
11. Bozma üzerine Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin
E.2011/283 sayılı dosyasına kaydedilen davadaki yargılama halen devam
etmektedir.
B. İlgili Hukuk
12. 12/1/2011 tarih ve 6100
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesi, 11/1/2011 tarih ve 6098
sayılı Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
13. Mahkemenin 17/11/2014 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucunun 7/4/2014 tarih ve 2014/4745 numaralı bireysel başvurusu incelenip
gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
14. Başvurucu, 19/3/2003 tarihinde Kızıltepe 1. Asliye Hukuk
Mahkemesinde DEDAŞ aleyhine açtığı tazminat davasının makul sürede
sonuçlandırılmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
15. Başvuru formu ve eklerinin incelenmesi sonucunda açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul
edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
16. Başvurucu, 19/3/2003 tarihinde Kızıltepe 1. Asliye Hukuk
Mahkemesinde DEDAŞ aleyhine açtığı tazminat davasının makul sürede
sonuçlandırılmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia
etmiştir.
17. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme)
ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18), Sözleşme metni
ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından ortaya çıkan ve adil
yargılanma hakkının somut görünümleri olan alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36.
maddesinde yer verilen adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır. Anayasa
Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok
kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı ışığında
yorumlamak suretiyle, Sözleşme’nin lafzi içeriğinde yer alan ve AİHM
içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara,
Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun dayanağını
oluşturan makul sürede yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca
adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca davaların en az giderle
ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten
Anayasa’nın 141. maddesinin de Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereği, makul
sürede yargılanma hakkının değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması
gerektiği açıktır (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 38–39).
18. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu,
tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun
davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir
davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması
gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
19. Anayasa’nın 36. maddesi ve Sözleşme’nin
6. maddesi uyarınca, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkların makul
sürede karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru konusu tazminat davasında, 1086
sayılı mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve 6100 sayılı Kanun’da yer alan
usul hükümlerine göre yürütülen somut yargılama faaliyetinin, medeni hak ve
yükümlülükleri konu alan bir yargılama olduğunda kuşku yoktur (B. No: 2012/13,
2/7/2013, § 49).
20. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara
ilişkin makul süre değerlendirmesinde, sürenin başlangıcı kural olarak,
uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı, başka
bir deyişle davanın ikame edildiği tarih olup, somut başvuru açısından bu tarih 19/3/2003 tarihidir.
21. Sürenin bitiş tarihi ise, çoğu zaman icra aşamasını da
kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme tarihidir. Ancak devam eden yargılamalara
ilişkin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasını içeren
başvuruların yargılama faaliyetinin devamı sırasında da yapılabilmesi olanağı
bulunduğundan, değerlendirmeye esas alınacak sürenin bitiş anı başvurunun
karara bağlandığı tarihtir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 52).
22. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde,
yargılamanın konusunun, başvurucunun, karpuz ürününün sulamasında kullandığı
dalgıç pompanın, DEDAŞ tarafından bölgeye dalgalı ve düşük gerilimli enerji verilmesi
sebebiyle yanması sonucu ürünlerinin telef olduğu iddiasıyla açtığı tazminat
davasına ilişkin olduğu, 19/3/2003 tarihinde açılan davanın yargılama sürecinde
İlk Derece Mahkemesince ilk olarak 20/12/2004 tarihinde keşif yapıldığı,
dosyanın birçok defa bilirkişiye tevdi edildiği, yargılama sonucunda davanın
kısmen kabulüne karar verildiği, bu kararın temyiz incelemesi neticesinde
bozulduğu, bozma kararını takiben davanın Mahkemenin E.2011/283 sayılı
dosyasına kaydedildiği, 1/11/2013 tarihinde keşif yapıldığı, 30/1/2014 tarihli
duruşmada fen bilirkişisinin raporunu sunmuş olduğu ve birer suretinin taraf
vekillerine verildiği, devam eden duruşmalarda müzekkere cevaplarının
beklendiği anlaşılmaktadır. Yargılamanın halen Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde
devam ettiği belirlenmiştir.
23. 6100 sayılı Kanun’un öngördüğü yargılama usullerine tabi
mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul sürede tamamlanmadığı yönündeki
iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve Anayasa Mahkemesi
tarafından, özellikle yargılamada sürati temin etmeye hizmet eden özel usul
hükümlerinin nazara alınmadığı göz önünde bulundurularak makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde karar verilmiştir (B. No: 2012/13,
2/7/2013, §§ 34-64).
24. Başvuruya konu davadaki taraf sayısı ve davanın mahiyeti
nedeniyle icrası gereken usul işlemlerinin niteliği başvuruya konu yargılamanın
karmaşık olmadığını ortaya koymakta olup, 6100 sayılı Kanun hükümlerine tabi
bir yargılama sürecine ilişkin somut başvuru açısından farklı bir karar
verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı ve yaklaşık on iki yıldır devam
eden yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna
varılmıştır.
25. Açıklanan nedenlerle, başvurucunun Anayasa’nın 36.
maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
26. Başvurucu, 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini
talep etmiştir.
27. 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Kararlar” kenar başlıklı 50. maddesinin
(2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa,
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere
dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar
bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel
mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla
yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve
sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
28. Başvurucunun tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin yaklaşık
on iki yıldır devam eden yargılama süresi nazara alındığında, yargılama
faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan
manevi zararları karşılığında başvurucuya net 11.650,00 TL manevi tazminat
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
29. Başvurucu tarafından yapılan ve dosyadaki belgeler
uyarınca tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.500,00 TL vekâlet ücretinden oluşan
toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi
gerekir.
30. Başvuruya konu yargılamanın yaklaşık on iki yıldır devam
ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma hakkını ihlal ettiği gözetilerek,
anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan bir yargılama dosyasında, hukuka,
adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü zararın devam etmesinin önlenmesi
amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir örneğinin ilgili Mahkemesine
gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucunun,
1.
Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki iddiasının KABUL
EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2.
Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma
hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
B. Başvurucuya net 11.650,00 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE,
başvurucunun tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
C. Başvurucu tarafından yapılan 206,10 TL harç ve 1.500,00 TL
vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA
ÖDENMESİNE,
D. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede
gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
E. Kararın bir örneğinin
Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
17/11/2014
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar
verildi.