TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
ŞÜKRAN ÇOPURASLAN BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2014/4695)
Karar Tarihi: 14/9/2017
Başkan
:
Burhan ÜSTÜN
Üyeler
Serruh KALELİ
Nuri NECİPOĞLU
Hicabi DURSUN
Hasan Tahsin GÖKCAN
Raportör
Heysem KOCAÇİNAR
Başvurucu
Şükran ÇOPURASLAN
Vekili
Av. Şevket Can ÖZBAY
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, meni müdahale ile tapu iptali ve tescil talebini içerir davada Mahkemenin delilleri keyfî ve hatalı değerlendirerek kanuna ve usule aykırı karar vermesi nedeniyle mülkiyet hakkının, silahların eşitliği ilkesi ve hakkaniyete uygun yargılanma hakkının, kararda esasa etkili itirazların cevaplanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ve yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 4/4/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atıfta bulunarak başvuru hakkında görüş sunulmayacağını bildirmiştir.
7. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
9. Başvurucu adına kayıtlı bulunan 687 ada 356, 362, 364 ve 370 sayılı parseller 12/8/1991 tarihinde davalılardan A.E.ye ve bu şahıs tarafından da 24/9/1991 tarihinde diğer davalı SS H. Yapı Kooperatifine (Kooperatif) devredilmiştir. Bu parsellerin de içinde bulunduğu toplam on üç adet taşınmaza ilişkin olarak A.E. ve Kooperatif arasında 8/10/1991 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve bu aşamalardan sonra 17/12/1992 tarihinde de başvurucu ile A.E. arasında düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlenmiştir.
10. Başvurucu, A.E. ile yapmış olduğu inşaat sözleşmesine dayanarak 17/11/1997 tarihindemeni müdahale davası ve 28/5/2002 tarihinde tapu iptali ve tescil davası açmıştır. Niğde 1. Asliye Hukuk Mahkemesi her iki davanın aralarındaki hukuki ve fiili irtibat nedeniyle birleştirilmesine karar vermiş ve yapmış olduğu yargılama sonucunda da her iki davayı reddetmiştir.
11. Temyiz edilen karar, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin denetiminden geçerek 3/8/2005 tarihinde kesinleşmiştir.
12. Başvurucu, 27/2/2006 tarihli dilekçesiyle önceki davanın sonucunu etkileyecek olan vaziyet planı ve projenin hükmün kesinleşmesinden sonra ele geçirildiğini belirterek yargılamanın yenilenmesi isteğinde bulunmuştur.
13. Niğde 1. Asliye Hukuk Mahkemesi aşamalarda vermiş olduğu kararların temyiz edilip Yargıtay tarafından bozulmasından sonra en son 28/2/2012 tarihli ve E.2011/303, K.2012/155 sayılı karar ile Kooperatife ve A.E.ye yönelik tazminat hakkı saklı kalmak kaydıyla tapu iptali tescil isteğinin reddine karar vermiştir. Gerekçeli kararın ilgili kısmı şöyledir:
“Yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamında toplanan delillerin birlikte değerlendirilmesinde; davalı alt yüklenici kooperatifin orijinal vaziyet planında tahrifat yaparak blokların C3, C2, C1 şeklinde sıralamasını C1, C2, C3 şeklinde değiştirdiği ve tapuda kat irtifakının değiştirilmiş vaziyet planı esas alınarak kurulduğu, değiştirilmiş vaziyet planına göre davacıya C1 Blok 13 nolu dairesi ile C3 Blok 9, 12 ve 16 nolu dairelerin verilmesi gerekirken C1 Blok 9, 12 ve 16 nolu dairelerle C3 Blok 13 nolu dairenin 1/3 payının verildiği dosya kapsamı ile sabittir.
Davacının yargılamanın iadesine karar verilen mahkememizin 2002/359 esas sayılı davasında kendisine verilmesi gerekirken dairelerin tapularının iptali ile adına tescilini talep ettiği, gelen tapu kayıtlarında 395 nolu parselde kat irtifakının 18/01/1993 tarihinde kurulduğu, davacıya ait dairelerin davalı kooperatif adına tescil edildiği, dava açıldıktan sonra kooperatifin ferdileşerek 25/05/2005 tarih 4748 yevmiye nolu işlemle tapuların üyelere devir edildiği, ferdileşme sonucu C1 Blok 13 nolu dairenin davalı M.K.'ya, C3 Blok 9 nolu dairenin davalı C.C.'ye, C3 Blok 12 nolu dairenin davalı S.A.'ya , C3 Blok 16 nolu dairenin davalı C.S.'ye devir edildiği, bilahare davalı M.K.'nın C1 Blok 13 nolu daireyi 25/10/2005 tarihinde dahili davalı K.E.'ye davalı C.C.'nin de C3 Blok 9 nolu daireyi 20/04/2007 tarihinde dahili davalı S.G.'ye devrettikleri dosya kapsamından ve bozma ilamından anlaşılmaktadır.
Bozma sonrası davacı tarafın delillerini bildirdiği, bildirilen tanıklar dinlenmiş, dinlenen tanıklar C3 Blok 9 nolu daireyi davalı C.C.'nin kiraladığını, kira parasını C.C.'ye ödediklerini beyan etmişler ve bahsi geçen dairenin C.C. tarafından düzenlenmiş kira sözleşmesive kira ödemesine ait hesap ekstresi ibraz etmiş iseler de kötü niyetin taşınmazın iktisabı anında mevcut olması, iktisap gerçekleştikten sonra bir kısım olayları öğrenmenin başlangıcında var olan iyi niyeti etkilemeyeceği, diğer yandan kooperatifin üyesi ve 3. kişi konumunda olan davalılar ve dahili davalıların kooperatife ait orijinal vaziyet planında tahrifat yapılarak blok sıra numaralarının değiştirilmesine iştirak ettiklerinin ve sıra numarasının değiştirildiğine dair bilgilerinin bulunduğunun kanıtlanamadığı anlaşılmakla,bozma ilamı doğrultusunda davacının davalı kooperatif ve davalı A.E.'ye karşı tazminat hakkı saklı kalmak üzere tapu iptal ve tescile ilişkin davanın tüm davalılar yönünden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
14. Söz konusu karar, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 16/4/2013 tarihli ve E.2012/6871, K.2013/2465 sayılı kararı ile onanmıştır. Onama ilamının ilgili kısmı şöyledir:
“Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.''
15. Başvurucunun karar düzeltme talebi, aynı Dairenin 14/1/2014 tarihli ve E.2013/4972, K.2014/77 sayılı kararı ile reddedilmiştir. Anılan ilamın ilgili kısmı şöyledir:
“Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.”
16. Nihai karar başvurucuya 11/3/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.
17. Başvurucu 4/4/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
18. Mahkemenin 14/9/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
19. Başvurucu; bir kısım davalı ile yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğinceadına tescili gereken bağımsız bölümlerin sözleşmenin tarafı olmayan diğer davalılar adına tescili üzerine açmış olduğu meni müdahale ve tapu iptali ve tescil davasının yargılaması sırasında sonucu etkileyecek nitelikte olan yapı ruhsatı projeleri ile eki vaziyet planının ilgili resmî kurumlardan istenmesine rağmen getirtilmeden ve sunmuş olduğu deliller dikkate alınmadan maddi olarak zararına neden olacak şekilde davanın reddine karar verilmesi, bir kısım davalının hangi nedenle iyi niyetli olduğunun gerekçeli kararda açıklanmaması ve yargılamanın bir bütün olarak on beş yılı aşan bir sürede tamamlanması nedeniyle Anayasa'nın 35. ve 36. maddelerinde güvence altına alınan mülkiyet hakkı ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve yargılamanın yenilenmesiyle birlikte maddi ve manevi tazminata karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
20. Başvurunun incelemesi devam ederken başvurucunun 4/11/2014 tarihinde öldüğü, incelenen nüfus kayıtlarından anlaşılmıştır.
21. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) 80. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (ç) bendine göre başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir sebebin olmadığı kanaatine varılması hâlinde başvurunun düşmesine karar verilebilir. Bununla birlikte İçtüzük'ün 80. maddesinin (2) numaralı fıkrası gereği Anayasa'nın uygulanması ve yorumlanması, temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi ya da insan haklarına saygının gerekli kıldığı hâllerde başvurunun incelenmesine devam edilebileceği öngörülmüştür.
22. Başvuru tarihinden sonra ölen başvurucunun mirasçılarının makul bir süre içinde başvuruyu devam ettirme yönünde iradelerini Anayasa Mahkemesine bildirmemeleri hâlinde anılan İçtüzük hükümleri uyarınca başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir sebebin olmadığı kanaatine varılabilir (Asya Oktay ve diğerleri, B. No: 2014/3549, 22/3/2017, §§ 18-21). Somut olayda başvurucu, başvuru tarihinden sonra 4/11/2014 tarihinde ölmüş ancak mirasçıları makul bir süre içinde başvuruya devam etme yönünde iradelerini bildirmemişlerdir. Başvurunun incelenmesine devam etmeyi gerekli kılan ve İçtüzük'ün 80. maddesinin (2) numaralı fıkrasında öngörülen nedenlerden biri de bulunmamaktadır.
23. Açıklanan nedenlerle başvurunun düşmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun DÜŞMESİNE,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 14/9/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.