TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ADNAN DEĞER BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/4751)
|
|
Karar Tarihi: 17/11/2014
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Serruh
KALELİ
|
Üyeler
|
:
|
Nuri NECİPOĞLU
|
|
|
Hicabi
DURSUN
|
|
|
Erdal TERCAN
|
|
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Yusuf Enes KAYA
|
Başvurucu
|
:
|
Adnan DEĞER
|
Vekili
|
:
|
Av. İsmail DOĞAN
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucu, 26/4/2004 tarihinde
Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde aleyhinde açılan tazminat davasının
makul sürede sonuçlandırılmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal
edildiğini iddia etmiş ve tazminat talebinde bulunmuştur.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 7/4/2014 tarihinde Anayasa
Mahkemesine doğrudan yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesi neticesinde Komisyona sunulmasına engel eksiklik bulunmadığı tespit
edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca,
27/5/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak
üzere, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından 11/7/2014 tarihinde, kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği görüş
için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 21/7/2014 tarihli
yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan
görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
6.
Başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit
edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu aleyhine,
26/4/2004 tarihinde haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve tazminat istemiyle
Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılmıştır.
8. Kızıltepe 1. Asliye
Hukuk Mahkemesi, 7/2/2005 tarihli duruşmada davacı vekilinin bilirkişi
incelemesi talebinin, başvurucu hakkında Kızıltepe Asliye Ceza Mahkemesinin E.2003/741
sayılı dosyasında görülen ceza davasının neticelenmesinden sonra düşünülmesine
karar vermiştir.
9. Kızıltepe Asliye Ceza
Mahkemesinin E.2003/741 sayılı dosyası 21/12/2009 tarihinde kesinleşmiştir.
10. Kızıltepe 1. Asliye
Hukuk Mahkemesince, 3/6/2010 tarihli duruşmaya kadar Asliye Ceza Mahkemesinin
kararı beklenmiştir.
11. 3/6/2010 tarihinde
yapılan duruşmada Kızıltepe Asliye Ceza Mahkemesinin kararı okunmuş ve dosya
bilirkişiye tevdi edilmiştir.
12. 5/5/2011 tarihli
duruşmada bilirkişi raporu okunmuş ve taraf vekillerine tebliğ edilmiştir.
13. Kızıltepe 1.Asliye
Hukuk Mahkemesinin E.2004/169 sayılı dava dosyasındaki yargılama halen devam
etmektedir.
B. İlgili
Hukuk
14. 12/1/2011 tarih ve 6100
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesi, 11/1/2011 tarih ve 6098
sayılı Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi, 24/06/1995 tarih ve 556
sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 9. ve 61.
maddeleri, 29/06/1956 tarih ve 6762
sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu’nun 56. maddesi.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
15. Mahkemenin 17/11/2014
tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 7/4/2014 tarih ve 2013/4751
numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
16. Başvurucu, 26/4/2004 tarihinde
Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde aleyhine açılan tazminat davasının makul
sürede sonuçlandırılmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal
edildiğini iddia etmiştir.
B. Değerlendirme
1. Kabul
Edilebilirlik Yönünden
17. Başvuru formu ile eklerinin incelenmesi
sonucunda, açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar
verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
18. Başvurucu, 26/4/2004 tarihinde
Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde aleyhine açılan tazminat davasının makul
sürede sonuçlandırılmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal
edildiğini iddia etmiştir.
19. Anayasa ve
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) ortak koruma alanı
dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18),
Sözleşme metni ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından ortaya çıkan
ve adil yargılanma hakkının somut görünümleri olan alt ilke ve haklar,
Anayasa’nın 36. maddesinde yer verilen adil yargılanma hakkının da
unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın
36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok kararında, ilgili hükmü
Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı ışığında yorumlamak suretiyle,
Sözleşme’nin lafzi içeriğinde yer alan ve AİHM içtihadıyla adil yargılanma
hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara, Anayasa’nın 36. maddesi
kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun dayanağını oluşturan makul
sürede yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen ilkeler
uyarınca adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca davaların en az
giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu
belirten Anayasa’nın 141. maddesinin de Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereği,
makul sürede yargılanma hakkının değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması
gerektiği açıktır (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 38–39).
20. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli
olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve
başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi
hususlar, bir davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde
bulundurulması gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
21. Anayasa’nın 36.
maddesi ve Sözleşme’nin 6. maddesi uyarınca, medeni hak ve yükümlülüklere
ilişkin uyuşmazlıkların makul sürede karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru
konusu tazminat davasında, 1086 sayılı mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve
6100 sayılı Kanun’da yer alan usul hükümlerine göre yürütülen somut yargılama
faaliyetinin, medeni hak ve yükümlülükleri konu alan bir yargılama olduğunda
kuşku yoktur (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 49).
22. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili
uyuşmazlıklara ilişkin makul süre değerlendirmesinde, sürenin başlangıcı kural
olarak, uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye
başlandığı, başka bir deyişle davanın ikame edildiği tarih olup, somut başvuru
açısından bu tarih 26/4/2004
tarihidir.
23. Sürenin bitiş tarihi ise, çoğu zaman icra
aşamasını da kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme tarihidir. Ancak devam
eden yargılamalara ilişkin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
iddiasını içeren başvuruların yargılama faaliyetinin devamı sırasında da
yapılabilmesi olanağı bulunduğundan, değerlendirmeye esas alınacak sürenin
bitiş anı başvurunun karara bağlandığı tarihtir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §
52).
24. Başvuruya konu
yargılama sürecinin incelenmesinde, yargılamanın konusunun başvurucu aleyhinde
haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve tazminat istemiyle Kızıltepe 1. Asliye
Hukuk Mahkemesinde açılan davaya ilişkin olduğu, 26/4/2004 tarihinde açılan
davanın yargılama sürecinde İlk Derece Mahkemesince 7/2/2005 tarihli duruşmada
davacı vekilinin bilirkişi incelemesi talebinin, başvurucu hakkında Kızıltepe
Asliye Ceza Mahkemesinin E.2003/741 sayılı dosyasında görülen ceza davasının
neticelenmesinden sonra düşünülmesine karar verildiği ve bu doğrultuda 3/6/2010
tarihinde yapılan duruşmada Ceza Mahkemesi kararının okunduğu ve dosyanın
bilirkişiye tevdi edildiği, 5/5/2011 tarihli duruşmada bilirkişi raporunun
okunduğu ve taraf vekillerine tebliğ edildiği, sonraki duruşmalarda, yazılan
müzekkerelere cevap verilmesinin beklendiği, yargılamanın halen Kızıltepe 1.
Asliye Hukuk Mahkemesinde devam ettiği belirlenmiştir.
25. 6100 sayılı Kanun’un öngördüğü yargılama
usullerine tabi mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul sürede
tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve
Anayasa Mahkemesi tarafından, özellikle yargılamada sürati temin etmeye hizmet
eden özel usul hükümlerinin nazara alınmadığı göz önünde bulundurularak makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde karar verilmiştir. (B. No:
2012/13, 2/7/2013, §§ 34-64).
26. Başvuruya konu davadaki taraf sayısı ve
davanın mahiyeti nedeniyle icrası gereken usul işlemlerinin niteliği başvuruya
konu yargılamanın karmaşık olmadığını ortaya koymakta olup, 6100 sayılı Kanun
hükümlerine tabi bir yargılama sürecine ilişkin somut başvuru açısından farklı
bir karar verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı ve yaklaşık on bir
yıldır devam eden yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu
sonucuna varılmıştır.
27. Açıklanan nedenlerle, başvurucunun
Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma
hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
28.
Başvurucu, yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmaması nedeniyle 20.000,00 TL manevi tazminata
hükmedilmesini talep etmiştir.
29. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu
ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un “Kararlar” kenar
başlıklı 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit
edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını
ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye
gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde
başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması
yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa
Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan
kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
30. Başvurucunun tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin yaklaşık on bir
yıldır devam eden yargılama süresi nazara alındığında, yargılama faaliyetinin
uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi
zararı karşılığında başvurucuya takdiren net
13.300,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
31. Başvurucu tarafından yapılan
ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.500,00 TL
vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin başvurucuya
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
32. Başvuruya konu yargılamanın
yaklaşık on bir yıldır devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma
hakkını ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan
bir yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü
zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa
sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir
örneğinin ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucunun,
1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiği yönündeki iddiasının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına
alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
B. Başvurucuya net 13.300,00 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE, başvurucunun tazminata ilişkin diğer
taleplerinin REDDİNE,
C. Başvurucu tarafından yapılan
206,10 TL harç ve 1.500,00 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.706,10 TL
yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede
gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
E. Kararın bir örneğinin
Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
17/11/2014
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.