TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Y. S. BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/4791)
|
|
Karar Tarihi: 26/12/2017
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
GİZLİLİK TALEBİ KABUL
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
Raportör
|
:
|
Şermin
BİRTANE
|
Başvurucu
|
:
|
Y.S.
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, özel yaşama ilişkin hususlara dayanılarak
sözleşmenin feshi nedeniyle özel hayata saygı hakkının; sözleşmenin feshedilmesinden
dolayı yoksun kalınan maddi hakların tazmini için açılan davanın reddi
nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 2/4/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından, başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş sunmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu, 2006 yılında Kütahya ili Tavşanlı ilçesi Arapzade Camii vekil imam hatibi olarak çalıştığı sırada
evli ve üç çocuğu olmasına rağmen bekar bir kadınla ilişkiye girmiştir.
İlişkiye girdiği kadının şikâyeti üzerine başvurucu hakkında "zincirleme
biçimde nitelikli cinsel saldırı, hürriyeti kısıtlama" isnadıyla Tavşanlı
Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma açılmıştır. Ancak toplanan deliller ve
tanık beyanlarına dayanarak mağdurun şüpheli tarafından zorla alıkonarak ve
rıza dışı ırzına geçildiğine dair soyut iddia dışında kamu davası açılmasına
yeterli delile ulaşılmadığı gerekçesiyle 14/2/2007 tarihinde kovuşturmaya yer
olmadığına karar verilmiştir.
9. Bununla birlikte söz konusu kararda, başvurucunun kendisini mağdureye başka isimle tanıttığı, evli olduğunu gizlediği
ve mesleğini de muhasebecilik olarak bildirdiğinin tespit edildiği ifade
edilmiştir.
10. Konuyla ilgili olarak Kütahya Valiliği tarafından başvurucu
hakkında disiplin soruşturması açılmıştır. Soruşturma sonucunda düzenlenen
raporda, başvurucunun evli olmasına karşın kimliğini ve mesleğini gizleyerek
evlenme vaadiyle bekar bir kadınla gayrimeşru ilişkide bulunduğunun tespit
edildiği, eyleminin göreviyle bağdaşmadığı bildirilmiş ve görevine son
verilmesi teklifi getirilmiştir. Bunun üzerine, Kütahya Valiliğinin 17/1/2007
tarihli oluru ile Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme
Yönetmeliği'nin 5. maddesinde belirtilen "itikat,
ibadet, tavır ve hareketlerinde islam törelerine
uygunluğu çevresinde bilinir olduğu" şartını görevde iken
kaybettiği gerekçesiyle başvurucunun devlet memurluğu görevine son verilmiştir.
11. Başvurucunun, bu işleme karşı Eskişehir İdare Mahkemesinde
açtığı dava, Mahkemenin 25/10/2007 tarihli kararıylareddolunmuş;
karar Danıştay Onikinci Dairesince 15/2/2010
tarihinde onanarak kesinleşmiştir.
12. Başvurucu, bu arada, 31/8/2007 tarihinde sözleşmeli imam
hatip olarak, Eskişehir ili Günyüzü ilçesi Gümüşkonak
Kasabası Fevzi Çakmak Mahallesi Camiinde görevlendirilmiş; 4/9/2007 ila 31/12/2007
tarihleri arasında geçerli olmak üzere kendisi ile sözleşme imzalanmış ve
bahsedilen sözleşme, 1/1/2008 tarihinde yenilenmiştir. Ancak daha önce görevine
son verilmesine yol açan durumunun farkedilmesi
üzerine 14/3/2008 tarihinde başvurucunun sözleşmesi feshedilmiştir. Başvurucu
bu işleme karşı Eskişehir 1. İdare Mahkemesinde dava açmıştır. Mahkemenin
13/11/2008 tarihli kararıyla fesih işleminin kaymakamlıkça yapılması gerekirken
müftülükçe yapılmış olmasının yetki ve usulde parallellik
ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle işlem iptal edilmiştir.
13. İptal kararı üzerine idare, 10/1/2009 tarihinde başvurucuile yeniden sözleşme imzalamış, kaymakamlığın
21/1/2009 tarihli oluruyla bu sözleşme de feshedilmiştir. Başvurucunun bu
işleme karşı açtığı dava, Eskişehir 2. İdare Mahkemesinin 18/6/2009 tarihli
kararıyla reddedilmiştir. Kararın gerekçesinde, başvurucunun Diyanet İşleri
Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 5. maddesinde belirtilen
nitelikleri haiz olmadığı, buna göre sözleşme akdetme şartlarından birini
taşımadığının sonradan anlaşılması üzerine sözleşmenin feshedilmesinde hukuka
aykırılık bulunmadığı belirtilmiştir. Temyiz incelemesi sonucunda bu karar
Danıştay Onikinci Dairesi tarafından 13/4/2012
tarihinde onanmış ve kesinleşmiştir.
14. Başvurucu, sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini ileri
sürerek 14/3/2008 tarihi ile yeniden kendisi ile sözleşme imzalandığı 10/1/2009
tarihleri arasında mahrum kaldığı maddi haklarının yasal faiziyle birlikte
ödenmesi istemiyle Eskişehir 2. İdare Mahkemesinde tazminat davası açmıştır.
Mahkeme, 28/5/2009 tarihli kararıyla davayı reddetmiştir. Karar gerekçesinde,
başvurucunun sözleşmeli imam hatip kadrosuna atanmak için aranan özel şartları
taşımadığı dikkate alındığında sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle idarenin
tazminat sorumluluğunu gerektiren bir hukuka aykırılık bulunmadığı
belirtilmiştir.
15. Karar Danıştay Onikinci Dairesinin
20/4/2012 tarihli kararıyla onanmıştır. Karar düzeltme istemi ise aynı Dairenin
3/12/2013 tarihli kararıyla reddedilmiştir. Bu karar başvurucuya 10/3/2014
tarihinde tebliğ edilmiştir.
16. Başvurucu 2/4/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
17. Öte yandan başvurucu, 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılıDevlet Memurları Kanunu'nun 4/B maddesi kapsamında
sözleşmeli imam-hatip pozisyonu için 2010 yılında açılan sınava katılmış vebaşarılı olmuştur. Başvurucu ile sözleşme imzalama aşamasındadaha önce görevine son verildiği hususu gündeme
gelmiş ve 4/1/2011 tarihli yazıyla başvurucuyasözleşme
imzalanmayacağı bildirilmiştir. Bu işleme karşı açılan ve Eskişehir 2. İdare
Mahkemesinde görülen dava 21/10/2011 tarihli kararla reddedilmiştir. Temyiz
incelemesi sonucunda karar, Danıştay Onikinci
Dairesinin 22/6/2017 tarihli kararı ile onanmıştır. Başvurucunun karar düzeltme
istemi hakkında henüz bir karar verilmemiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
18. Başvurucu hakkında tesis edilen işlem tarihinde yürürlükte
olan 25/8/2004 tarihli ve 25564 sayılı Resmî Gazete'de
yayımlanan Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin "Bu Yönetmelik kapsamına giren kadrolara
atanacaklarda aranan genel ve özel şartlar" kenar başlıklı 5.
maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Bu Yönetmelikte yer alan kadrolara
atanacaklarda 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun
değişik 48 inci maddesinin (A) bendindeki genel şartlar ile atanmalarında dinî
öğrenim yapmış olma niteliği arananlar için bu genel şartlar yanında
"itikat, ibadet, tavır ve hareketlerinin İslâm törelerine uygunluğunun
çevresinde bilinir olduğu" şeklinde ortak bir nitelik şartı da aranır.”
19. 28/6/1978 tarihli ve 16330 sayılı Resmî Gazete'de
yayımlanan, 6/6/1978 tarihli ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla kabul
edilen Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar'ın
12. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“(Değişik: 9.2.1979 tarih ve 7/17150 sayılı
B.K.K., R.G. 20.2.1979/16556) Sözleşmeli olarak çalıştırılacakların, ilgili
kurumun saptayacağı özel koşulların yanı sıra, 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun değişik 48 inci maddesinin (A) fıkrasının 4,5,6 ve 7
nci bendlerinde belirtilen
koşulları da taşımaları gereklidir.”
V. İNCELEME VE GEREKÇE
20. Mahkemenin 26/12/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Özel Hayata Saygı Hakkının İhlal Edildiğine
İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
21. Başvurucu Cumhuriyet Başsavcılığında verdiği ifadenin özel
hayatıyla ilgili bilgiler içerdiğini, bu ifadeye dayanılarak görevine son
verilmesinin, daha sonra da aynı sebeple sözleşmesinin feshedilmesinin özel
hayata saygı hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
a. Sözleşmenin Feshine
İlişkin Yargısal Süreç Yönünden
22. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un geçici 1. maddesinin (8)
numaralı fıkrası uyarınca Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisinin
başlangıcı 23/9/2012 tarihi olup bu tarihten sonra kesinleşen nihai işlem ve
kararlar aleyhine yapılan bireysel başvurular incelenebilir (Zafer Öztürk, B. No: 2012/51, 25/12/2012,
§ 17).
23. Somut olayda başvurucunun sözleşmesinin feshedilmesi
işlemine karşı açtığı davada verilen kararın 23/9/2012 tarihinden önce
kesinleştiği anlaşılmıştır (§ 11, § 13). Bu durumda sözleşmenin feshine yönelik
ileri sürülen şikâyetler zaman bakımından Anayasa Mahkemesinin yetkisi dışında kalmaktadır
(B.Ç.,B.
No: 2013/2349, 20/11/2014, § 27; Mehmet Körkü, B. No: 2013/1628, 10/6/2015, § 22).
24. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının, diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
b. Sözleşme İmzalanmaması İşlemine İlişkin
Yargısal Süreç Yönünden
25. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa
Mahkemesine başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının
tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun, bireysel başvuru konusu şikâyetini
öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak
iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında bu makamlara
sunması ve bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni
göstermiş olması gerekir (İsmail Buğra İşlek,
B. No: 2013/1177, 26/3/2013, § 17).
26. Olayda başvurucu, 2010 yılında girdiği sözleşmeli
imam-hatiplik sınavında başarılı olmasına karşın kendisiyle sözleşme
imzalanmamasına dair 4/1/2011 tarihli işleme karşıEskişehir
2. İdare Mahkemesinde dava açmıştır. Bu dava sonucunda verilen21/10/2011
tarihli karar, temyiz incelemesi sonucunda Danıştay Onikinci
Dairesinin 22/6/2017 tarihli kararı ile onanmıştır. Ancak başvurucu karar
düzeltme isteminde bulunmuş ve karar düzeltme hakkında henüz bir karar
verilmemiş olup yargılamanın hâlen derdest olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle
somut olayda başvurucu, iddialarını ileri sürebileceği karar düzeltme kanun
yolunu tüketmeksizin bireysel
başvuruda bulunmuştur.
27. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının, diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Adil Yargılanma
Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
28. Başvurucu, maaş ve özlük haklarının verilmesi istemiyle
açtığı davanın savunma hakkı tanınmaksızın reddedildiğini belirterek adil
yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
29. Olayda başvurucu maddi haklarının verilmesi istemiyle idare
mahkemesinde dava açmış ve taleplerine ilişkin bilgi ve kanıtları ile iddia ve
savunmalarını yargı mercilerine sunma fırsatı elde etmiştir. Yargılama bir
bütün olarak değerlendirildiğinde, başvurucunun uyuşmazlıkla ilgili tüm iddia
ve savunmalarını ortaya koyabildiği, yargılama sürecinde sunulan bilgi ve
belgelere ulaşma ve ileri sürülen iddialara karşı beyanda bulunma imkânından
faydalandığı görülmektedir. Buna göre savunma hakkına yönelik olarak açık ve
görünür bir ihlal bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
30. Açıklanan nedenlerle başvurunun, diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli
tutulması talebinin KABULÜNE,
B. 1. Sözleşmenin feshi işlemine ilişkin yargısal süreç yönünden
özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Sözleşme imzalanmaması işlemine ilişkin işleme dair yargısal
süreç yönünden özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
3. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
26/12/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.