logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Mustafa Demirok ve Hatice Demirok [1.B.], B. No: 2014/4802, 12/4/2017, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MUSTAFA DEMİROK VE HATİCE DEMİROK BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/4802)

 

Karar Tarihi: 12/4/2017

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Hicabi DURSUN

 

 

Hasan Tahsin GÖKCAN

 

 

Kadir ÖZKAYA

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör Yrd.

:

Derya ATAKUL

Başvurucular

:

1. Mustafa DEMİROK

 

 

2. Hatice DEMİROK

 

 

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, tapu iptali ve tescil talebiyle açılan davanın uzun sürmesi ile dava konusu taşınmazların davalılara devir işleminin sahte belge ile yapıldığının tespiti talebiyle açılan davada tapu iptali ve tescil davasında verilen kararın kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 7/4/2014 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvurucu Safiye Polat'ın 9/9/2014 tarihinde vefat ettiği tespit edilmiştir. 1/4/2016 tarihli yazı ile mirasçısı Hatice Demirok'a, başvurucu tarafından yapılan bireysel başvuruya mirasçı sıfatı ile devam edip etmeyeceği sorulmuş; devam edecek olması hâlinde buna ilişkin belgelerin Anayasa Mahkemesi Bölümler Başraportörlüğüne gönderilmesi gerektiği bildirilmiştir. Başvurucunun mirasçısı 11/4/2016 tarihli dilekçe ile bireysel başvuruya mirasçı sıfatı ile devam edeceğini belirterek mirasçılık belgesinin onaylı suretini göndermiştir.

7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

9. Başvurucu Hatice Demirok'un murisi Safiye Polat; Torbalı ilçesi Pancar köyü 580 ve 581 parsel numaralı taşınmazların kendisine ait olduğunu, üçüncü kişiler tarafından sahte belge ile anılan taşınmazların devir işlemlerinin davalılara yapıldığını ileri sürerek 23/6/2008 tarihinde tapu iptali ve tescil davası açmıştır. Dava Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin E.2008/243 sayılı dosyasına kaydedilmiştir.

10. Safiye Polat; Torbalı ilçesi Pancar köyü 582 parsel numaralı taşınmazın eşi, müteveffa Hüseyin Polat'a ait olduğunu, üçüncü kişiler tarafından sahte belge ile anılan taşınmazın devir işlemlerinin davalılara yapıldığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil davası açmıştır. Torbalı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin E.2009/200 sayılı dosyasına kaydedilen dava, 15/6/2009 tarihli karar ile Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin E.2008/243 sayılı dava dosyası ile birleştirilmiş, yargılamaya E.2008/243 sayılı dosya üzerinden devam edilmiştir.

11. Safiye Polat; Torbalı ilçesi Pancar köyü 580 parsel numaralı taşınmazın tapu kaydında yüzölçüm hatası bulunduğunu ileri sürerek tapu kaydının düzeltilmesi talebiyle dava açmıştır. Torbalı Sulh Hukuk Mahkemesinin E.2009/268 sayılı dosyasına kaydedilen dava, 21/12/2010 tarihli karar ile Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin E.2008/243 sayılı dosyası ile birleştirilmiş, yargılamaya E.2008/243 sayılı dosya üzerinden devam edilmiştir.

12. Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, 20/4/2011 tarihli duruşmada birleşen E.2009/200 sayılı dosyada mirasçı Hatice Demirok'un davaya dâhil edilmesine karar vermiştir. Mahkeme 25/4/2012 tarihli kararı ile asıl dava ve birleşen E.2009/200 sayılı davanın sübut bulmaması nedeniyle birleşen E.2009/268 sayılı davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar vermiştir. Mahkeme, asıl ve birleşen davalarda davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekâlet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine hükmetmiştir. Mahkeme kararının gerekçesi şöyledir:

 "Dava konusu taşınmazların tapu kayıtları celp edilmiş, Pancar köyü, 581 ve 582 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına kayıtlı olduğu, 581 parsel sayılı taşınmazın 1822 ve 1823 parsel olarak ifraz görerek davalılar adına kayıtlı olduğu görülmüş, mahallinde keşif icra edilmiş, taraf tanıkları dinlenmiştir.

 Dosya kapsamından 580, 581 ve 582 parsellerin davalıların murisine 1969 tarihinde kayden temlik edildiği, keşif esnasında dinlenen tanık anlatımlarına göre de, taşınmazların aynı tarihte davalı M. K.’ya zilyetliğinin de teslim edildiği o tarihten bu yana davalı tarafça kullanıldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar yolsuz tescil talebi açısından zamanaşımı veya hak düşürücü süre öngörülmemiş ise de, aktin 40 yıl önce yapıldığı, taşınmazın da fiilen teslim edildiği, taşınmaz devri için bir kısım ödemeler yapıldığı hususunun da tarafların beyanlarından anlaşıldığı, buna göre 40 yıllık bir zaman geçtikten sonra davalıların zilyetliğindeki taşınmaz için şekil eksikliğinden bahisle dava açılmasının Türk Medeni Kanununun 2.maddesinde öngörülen dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı kanaatine varıldığından sübut bulmayan eldeki ve birleşen E.2009/200 sayılı davanın reddine karar verilmiştir.

Birleşen E.2009/268 sayılı dosya açısından yapılan incelemede ise, davaya konu 580 parsel sayılı taşınmazın kadastrosunun 16.02.1968 tarihinde kesinleştiği, kadastro tutanağında yüzölçümünün 11.300 metrekare olarak yazılı bulunduğu görülmüş, bu parselin 17.09.1969 tarihli akit tablosunda, satıcı malik Safiye Polat’ın 580 parselde kayıtlı 8850 m2 tarlasının tamamını 65.000-TL bedelle M. K.’ya sattığı görülmüş, buna göre yüzölçümüne ilişkin iddialar ile ilgili davacının sıfatı kalmadığı, bu taşınmazın tamamının M. K.'nın mülkiyetine geçmesi ile tüm dava haklarının da bu kişiye ait olacağı anlaşılmakla, davacı Safiye Polat yönünden davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur."

13. Başvurucular; Mahkeme kararının taraf teşkili bakımından açık olmadığını, dava konusunun devir talebinin karara bağlanmadığını, kısıtlı Safiye Polat dışında diğer davacının Hatice Demirok mu, Mustafa Demirok mu olduğu hususunun belirsiz kaldığını, bu nedenle yargılamanın 15. celsesinde 3/4/2012 tarihinde dava konusunun devrine ilişkin yapılan ve ibraz edilen sözleşmeye istinaden taraf teşkilinin tamamlanması ve davacı taraf değişikliği hakkında karar verilmesini talep etmişlerdir.

14. Mahkemece 15/6/2012 tarihli ek karar ile Mahkemenin E.2008/243 K.2012/191 sayılı kararının başlık kısmında, Torbalı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin birleştirilen E.2009/200 sayılı dosyasında dahili davacı Mustafa DEMİROK'un isminin karar başlığına eklenmesine karar verilerek 25/4/2012 tarihli karar başvurucuya tebliğ edilmiştir. Mahkeme ek kararının gerekçesi şöyledir:

"6100 sayılı HMK'nın 125/2 maddesi "Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devir edilecek olursa, devir almış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder." hükmünü getirmektedir.

Dosyanın incelenmesinde, 25/04/2012 tarihinde karara çıktığı, kararın başlık kısmında 2008/243 esas sayılı dosya, 2009/200 esas sayılı dosya ve 2009/268 esas sayılı dosyada davacı Safiye Polat vasisi Hatice Demirok olarak yer aldığı, dosya içinde yapılan incelemede, 2009/200 esas sayılı dosyada terekeye iade talep edildiğinden davada yer almayan mirasçı Hatice Demirok'un olurunu sağlamak üzere 20/04/2011 tarihli celsede davacı vekili Av.İbrahim İbişoğlu'na süre verildiği, 21/06/2011 tarihli celsede, aynı vekilin Hatice Demirok'a ait vekaletname ibraz ettiği hususunun tutanağa geçirildiği, buna göre Av. İbrahim İbişoğlu'nun Safiye Polat, 2009/200 esas sayılı dosyada dahili davacı Hatice Demirok ve Safiye Polat vasisi Hatice Demirok vekili olarak dosyada yer aldığı, 2009/200 esas sayılı birleşen dosya açısından dahili davacı Hatice Demirok'un 03/04/2012 tarihinde dava konusunun devrine ilişkin dilekçeyi dosyaya ibraz ettiği halde bu dosya dahili davacısı olarak Mustafa Demirok'un isminin gerekçeli kararda sehven yazılmamış olup maddi hata olan bu hususu düzeltmenin Mahkememizce ek karar ile mümkün görülmesi nedeniyle gerekçeli karara maddi hata olarak yazılmayan ismin aşağıdaki şekilde yazılmasına karar verilmiştir."

15. Karar davacı kısıtlı Safiye Polat ile dâhili davacı Mustafa Demirok tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 16/12/2013 tarihli ilamı ile Mustafa Demirok'un temyiz dilekçesinin reddine karar vermiş, Safiye Polat'ın temyiz itirazları reddedilerek karar onanmıştır. Temyiz dilekçesinin reddine ilişkin Dairenin gerekçesi şöyledir:

 "Her ne kadar karar, Mustafa Demirok tarafından temyiz edilmiş ise de; birleşen dosyada Hatice Demirok'un Mustafa Demirok ile yapmış olduğu 27.11.2012 tarihli “Dava Konusu Devir Sözleşmesi”6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nun 183. (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (162.) ve devam eden maddelerinde öngörülen “alacağın temliki” niteliğinde kabul edilemez. Anılan yasal düzenlemelerde öngörülen ve devri mümkün olan hak biralacağa ilişkindir. Oysa, eldeki davada yapılan temlikin koşulların gerçekleşmesi halinde mülkiyetin nakline ilişkin olduğu açıktır. Böylesine taşınmazların mülkiyetinin devrini öngörecek nitelikte yapılan temliknamenin yasal olduğunu da söyleyebilme olanağı yoktur. Bu nedenle temlik alan Mustafa Demirok'un davada yasal açıdan sıfatının varlığı da kabul edilemeyeceğinden Mustafa Demirok'un açıklanan bu gerekçelerle temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir..."

16. Başvurucuların karar düzeltme talebi Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 17/12/2015 tarihli ilamı ile reddedilmiş ve anılan ilam başvuruculara tebliğ edilmiştir. Ret kararının gerekçesi şöyledir:

"Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanaklar münderecatına ve Yargıtay ilamında açıklanan gerektirici sebeplere, Torbalı Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.09.1969 tarihli ve 1968/196 E. 1969/315 K. sayılı miras bırakan Hüseyin Polat tarafından 582 nolu parsel ile ilgili olarak açılan tapu iptal ve tescile ilişkin dava dosyasındaHüseyin Polat'ın 17.09.1969 tarihli oturumda bizzat imzalı beyanı ile 582 nolu parselin tapuda yapılan temlik işlemlerinin iradesine uygun olduğunu kabul ederek davadan feragat ettiğini bildirdiği, bu durumda 582 nolu parsel ile ilgili olarak tapuda yapılan resmi işlemin miras bırakanın iradesine uygun olduğu ve resmi senedin sahteliği iddialarının HMK'nin 208/4.maddesi uyarınca bu aşamada dinlenilmesinin mümkün olmadığına; 580 ve 581 nolu parsellerin tapusunun iptal ve tescili istemiyle açılan davanın da ayrıca 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 2. maddesinde öngörülen dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı nedenleriyle asıl ve birleşen Torbalı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/200-155 E. K. sayılı davalarının reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, Öte yandan, birleşen Torbalı Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2009/268 E. 2010/1151 K. sayılı 580 nolu parselin yüz ölçümünün düzeltilmesi istemiyle açılan dava dosyasında; davacı Safiye'nin 580 nolu parseli 17.09.1969 tarihinde davalı M. K.'ya satmış olup, aslolanTMK'nin 719. maddesine göre taşınmazın krokisi olduğundan, taşınmazın miktarının az veya çok olmasının sonuca etkili olmayacağına, bu nedenle davacı Safiye'nin taşınmazı 17.09.1969 tarihinde tapudan satmış olması sebebiyle mahkemece davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmiş olmasının da doğru olduğuna, 27.11.2012 tarihli “Dava Konusu Devir Sözleşmesi” nin taşınmazların mülkiyetinin devrini öngörecek nitelikte bir temlikname olmadığından, Mustafa Demirok'un davada yasal açıdan sıfatının varlığı da kabul edilemeyeceğine, göre yerinde olmayan ve HUMK'nun 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddine karar verildi."

17. Diğer taraftan başvurucular, dava konusu 580, 581 ve 582 parsel numaralı taşınmazların davalılara devir işleminin sahte belge ile yapıldığını ileri sürerek 30/5/2012 tarihinde Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde tespit davası açmışlardır. Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin E.2012/262 sayılı dosyasına kaydedilen davada Mahkemece, 4/4/2014 tarihli ara karar ile Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin E.2008/243 sayılı dosyasının kesinleşmesinin beklenmesine karar verilmiş olup yargılama devam etmektedir.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

18. Mahkemenin 12/4/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia Yönünden

19. Başvurucular 23/6/2008 tarihinde tapu iptali ve tescil talebiyle açılan davanın uzun sürdüğünü belirterek makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

20. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

21. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın ikame edildiği tarih esas alınır (Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 50).

22. Başvuruya konu dava, başvurucu Hatice Demirok'un miras bırakanından intikalle takip etmekte olduğu bir uyuşmazlık olup bu yönüyle makul süre değerlendirmesi bakımından dikkate alınacak sürenin başlangıç anı, mirasçının yargılamaya katıldığı an değil somut olayda muris açısından değerlendirmeye esas alınan sürenin başlangıç anıdır (Gülseren Gürdal ve diğerleri, B. No: 2013/1115, 5/12/2013, § 51).

23. Sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Güher Ergun ve diğerleri, § 52).

24. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Güher Ergun ve diğerleri, §§ 41-45).

25. Anılan ilkeler doğrultusunda Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda 7 yıl 5 aylık yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.

26. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

B. Diğer Şikâyetler Yönünden

27. Başvurucular, dava konusu 580, 581 ve 582 parsel numaralı taşınmazların davalılara devir işleminin sahte belge ile yapıldığını ileri sürerek 30/5/2012 tarihinde Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde tespit davası açtıklarını, Mahkemece 4/4/2014 tarihli ara karar ile Mahkemenin E.2008/243 sayılı dosyasının kesinleşmesinin bekletici mesele yapıldığını, anılan dosya kesinleştiği taktirde sahteciliğin tespitinin imkânsız hâle geleceğini belirterek adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

28. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun, bireysel başvuru konusu şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında bu makamlara sunması ve bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir(İsmail Buğra İşlek, B. No: 2013/1177, 26/3/2013, § 17).

29. Başvuru konusu olayda başvurucular, dava konusu 580, 581 ve 582 parsel numaralı taşınmazların davalılara devir işleminin sahte belge ile yapıldığını ileri sürerek 30/5/2012 tarihinde Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde tespit davası açmışlardır. Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin E.2012/262 sayılı dosyasına kaydedilen davada Mahkemece, 4/4/2014 tarihli ara karar ile Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin E.2008/243 sayılı dosyasının kesinleşmesinin beklenmesine karar verildiği ve yargılama devam ettiği tespit edilmiştir. E.2008/243 sayılı dosyanın kesinleşmesinin bekletici mesele yapılmasına ilişkin Mahkemece 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 165. maddesine göre verilen karar ara karar niteliğinde olup bu kararların hükümle birlikte temyiz kanun yolunda incelenmesi mümkündür.

30. Açıklanan nedenlerle, başvuru konusu yargılamanın devam ettiği dikkate alındığında hukuk sisteminde düzenlenen başvuru yolları usulüne uygun olarak tüketilmeden temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddiasının bireysel başvuru konusu yapıldığı anlaşıldığından başvurunun bu kısmının, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

C. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden

31. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir …”

32. Başvurucular, maddi tazminat talebinde bulunmuş, manevi tazminat talebinde bulunmamışlardır.

33. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

34. Başvurucular tarafından maddi tazminat talebinde bulunulmuş olmakla beraber, tespit edilen ihlal ile iddia edilen maddi zarar arasında illiyet bağı bulunmadığı anlaşıldığından başvurucuların maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.

35. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harçtan oluşan yargılama giderinin başvuruculara müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin diğer şikâyetlerin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Maddi tazminata ilişkin taleplerin REDDİNE,

D. 206,10 TL harçtan oluşan yargılama giderinin başvuruculara MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,

E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesine (E.2008/243, K.2012/191) GÖNDERİLMESİNE,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 12/4/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Mustafa Demirok ve Hatice Demirok [1.B.], B. No: 2014/4802, 12/4/2017, § …)
   
Başvuru Adı MUSTAFA DEMİROK ve HATİCE DEMİROK
Başvuru No 2014/4802
Başvuru Tarihi 7/4/2014
Karar Tarihi 12/4/2017

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, tapu iptali ve tescil talebiyle açılan davanın uzun sürmesi ile dava konusu taşınmazların davalılara devir işleminin sahte belge ile yapıldığının tespiti talebiyle açılan davada tapu iptali ve tescil davasında verilen kararın kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Makul sürede yargılanma hakkı (hukuk) İhlal İhlalin tespiti
Hakkaniyete uygun yargılanma hakkı (bariz takdir hatası, içtihat farklılığı vs.-hukuk) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi