TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
SELANİK ASLAN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2014/491)
Karar Tarihi: 11/1/2017
Başkan
:
Burhan ÜSTÜN
Üyeler
Serruh KALELİ
Nuri NECİPOĞLU
Hasan Tahsin GÖKCAN
Rıdvan GÜLEÇ
Raportör Yrd.
İsmail Emrah PERDECİOĞLU
Başvurucular
1. Selanik ASLAN
2. Reşit KARADAĞ
3. Fikri TUNÇ
4. Hasan GÖKÇEN
Vekili
Av. Hakan GELERİ
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 13/1/2014 tarihindeyapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca 2014/491 ve 2014/493 numaralı dosyalar yönünden başvuruların kabul edilebilir olduğuna, esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına; 2014/1008 ve 2014/492 numaralı dosyalar yönünden kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. 2014/1008, 2014/492, 2014/493 başvuru numaralı bireysel başvuru dosyalarının usul ekonomisi yönünden hukuki irtibat nedeniyle 2014/491 başvuru numaralı bireysel başvuru dosyası ile birleştirilmesine; 2014/1008, 2014/492, 2014/493 başvuru numaralı bireysel başvuru dosyalarının kapatılmasına; incelemenin 2014/491 başvuru numaralı bireysel başvuru dosyası üzerinden yürütülmesine karar verilmiştir.
6. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir.
8. Merkezî Nüfus İdaresi Sistemi'nden yapılan sorgulama neticesinde başvuruculardan Reşit Karadağ'ın bireysel başvuru tarihinden önce 3/5/2009 tarihinde vefat ettiği tespit edilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
9. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
10. Başvurucular ve diğer iki kişi tarafından 1/2/2007 tarihinde Kızıltepe Asliye Hukuk Mahkemesinde (İş Mahkemesi Sıfatıyla) işçi ve işveren ilişkisinden kaynaklanan alacak davası açılmış, İlk Derece Mahkemesinin 18/4/2008 tarihli kararı ile davanın başvurucular yönünden kabulüne diğer iki kişi yönünden reddine hükmedilmiş, bu karar temyiz incelemesi sonucu Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 1/3/2012 tarihli ilamı ile bozulmuş, bozma ilamında her davacı yönünden davaların ayrılarak görülmesi gerektiği ifade edilmiştir.
11. Bozma ilamı sonrası yargılama her davacı için Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) farklı esas sıralarına kaydedilerek ayrı ayrı devam etmiştir.
12. Başvurucu Selanik Aslan yönünden yapılan yargılamada Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 25/4/2013 tarihli davanın kabulüne yönelik hükmü, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 12/12/2013 tarihli ilamı ile bozulmuş, bozma sonrası dava dosyası Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesine (İş Mahkemesi Sıfatıyla) gönderilmiş, yargılama henüz sonuçlanmamıştır.
13. Başvurucu Fikri Tunç yönünden yapılan yargılamada Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 27/6/2013 tarihli davanın kabulüne yönelik hükmü, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından 12/12/2013 tarihinde bozulmuş, bozma sonrası Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) E.2014/255 sıra sayısına kayden görülen yargılamada dava dosyası taraflarca takipsiz bırakıldığından Mahkemece 4/6/2014 tarihinde işlemden kaldırılmış, bu tarihten itibaren üç aylık yasal süresi içerisinde ise davanın yenilenmediği anlaşıldığından davanın açılmamış sayılmasına hükmedilmiştir.
14. Başvurucu Hasan Gökçen yönünden yapılan yargılamada Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 16/5/2013 tarihli davanın kabulüne yönelik hükmü, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından 20/1/2015 tarihinde bozulmuş, bozma sonrası Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) E.2015/444 sıra sayısına kayden görülen yargılamada dava dosyası taraflarca takipsiz bırakıldığından Mahkemece 12/11/2015 tarihinde işlemden kaldırılmış, bu tarihten itibaren üç aylık yasal süresi içerisinde ise davanın yenilenmediği anlaşıldığından davanın açılmamış sayılmasına hükmedilmiştir.
15. Başvurucu Reşit Karadağ yönünden yapılan yargılamada Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 16/1/2014 tarihli davanın kabulüne yönelik hükmü temyiz edilmemiş, dava dosyası üzerinde kesinleştirme işlemi de yapılmamıştır.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
16. Mahkemenin 11/1/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
17. Başvurucular makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
A. Kabul Edilebilirlik Yönünden
1. Reşit Karadağ Adına Av. Hakan Geleri Tarafından Yapılan Başvuru Yönünden İnceleme
18. Başvurucu vekili Avukat Hakan Geleri başvuruculardan Reşit Karadağ yönünden de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini belirtmiştir.
19. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru hakkına sahip olanlar" kenar başlıklı 46. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
"Bireysel başvuru ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından yapılabilir."
20. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü ve 6216 sayılı Kanun'un 45. maddesinin (1) numaralı fıkraları uyarınca Anayasa'da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve buna ek Türkiye'nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiğini iddia eden herkese Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapma hakkı tanınmıştır. Dolayısıyla medeni haklara sahip gerçek ve tüzel kişiler bireysel başvuru yönünden dava ehliyetine sahiptir (Büğdüz Köyü Muhtarlığı, B. No: 2012/22, 25/12/2012, § 24).
21. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Sözleşme'nin 34. maddesinde yer alan "mağdur" kelimesi ile ihtilaf konusu eylem ya da ihmalden doğrudan etkilenen kişinin kast edildiğini belirtmiş (Brumarescu/Romanya [BD], B. No: 28342/95, 28/10/1999, § 50); hakkı ihlal edilen kişinin bireysel başvuru yapmadan önce ölmesi durumunda mağdurluk durumunun ortadan kalkması nedeniyle hukuken bir başkasının ölen kişi adına bireysel başvuruda bulunamayacağına karar vermiştir (Davut Kaya, Zöhre Polat/Türkiye, B. No: 2794/05, 40345/05, 21/10/2008).
22. 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun "b. Ölüm, ehliyetsizlik ve diğer durumlar" kenar başlıklı 43. maddesi şöyledir:
"Hukuki işlemden doğan temsil yetkisi, aksi taraflarca kararlaştırılmadıkça veya işin özelliğinden anlaşılmadıkça, temsil olunanın veya temsilcinin ölümü, gaipliğine karar verilmesi, fiil ehliyetini kaybetmesi veya iflas etmesi durumlarında sona erer.
Bu hüküm, bir tüzel kişiliğin sona ermesi durumunda da uygulanır.
Tarafların karşılıklı kişisel hakları saklıdır."
23. 6098 sayılı Kanun'un "2. Ölüm, ehliyetin kaybedilmesi ve iflas" kenar başlıklı 513. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi şöyledir:
"Sözleşmeden veya işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça sözleşme, vekilin veya vekâlet verenin ölümü, ehliyetini kaybetmesi ya da iflası ile kendiliğinden sona ermiş olur."
24. 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 28. maddesine göre gerçek kişiler hakkında sağ doğmakla başlayan kişilik ölümle sona ermekte olup ölüm ile kişiliği sona erenler için artık hak ve fiil ehliyetine sahip olduklarından söz etmeye olanak bulunmamaktadır. 6098 sayılı Kanun'un anılan hükümlerinden anlaşıldığı üzere ise hukuki işlemden doğan vekâlet veren ile vekil arasında temsil yetkisine dair sözleşme,aksi kararlaştırılmadıkça veya işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça tarafların birinin ölümü, ehliyetini kaybetmesi veya iflası ile hiçbir işleme gerek kalmaksızın kendiliğinden son bulacaktır (Abdurrehman URAY, B. No: 2013/6140, 5/11/2014, § 28).
25. 6216 sayılı Kanun'un "Başvuru hakkının kötüye kullanılması" kenar başlıklı 51. maddesi şöyledir:
"Bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye kullandığı tespit edilen başvurucular aleyhine, yargılama giderlerinin dışında, ayrıca ikibin Türk Lirasından fazla olmamak üzere disiplin para cezasına hükmedilebilir."
26. İçtüzük'ün “Başvuru hakkının kötüye kullanılması” kenar başlıklı 83. maddesi şöyledir:
“Başvurucunun istismar edici, yanıltıcı ve benzeri nitelikteki davranışlarıyla bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye kullandığının tespit edilmesi hâlinde başvuru reddedilir ve yargılama giderleri dışında, ilgilinin ikibin Türk Lirasından fazla olmamak üzere disiplin para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilir.”
27. İlgili düzenlemeler vasıtasıyla genel hukuk teorisinde bir kamu düzeni kuralı olarak ele alınan ve genel olarak bir hakkın açıkça öngörüldüğü amaç dışında ve başkalarını zarara sokacak şekilde kullanılmasının hukuk düzenince himaye edilmeyeceğini ifade eden hakkın kötüye kullanılmasının, bireysel başvuru alanında özel olarak ele alındığı görülmektedir. Bu bağlamda bireysel başvuru usulünün amacına açıkça aykırı olan ve Mahkemenin başvuruyu gereği gibi değerlendirmesini engelleyen davranışların başvuru hakkının kötüye kullanılması olarak değerlendirilmesi mümkündür (Mehmet Güven Ulusoy, [GK], B. No: 2013/1013, 2/7/2015, § 31; S.Ö., B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 28).
28. Bu kapsamda özellikle mahkemeyi yanıltmak amacıyla gerçek olmayan maddi vakıalara dayanılması veya bu nitelikte bilgi ve belge sunulması, başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi verilmemesi, başvurunun değerlendirilmesi sürecinde vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler hakkında mahkemenin bilgilendirilmemesi suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasının engellenmesi, medeni ve meşru eleştiri sınırları saklı kalmak kaydıyla bireysel başvuru amacıyla bağdaşmayacak surette hakaret, tehdit veya tahrik edici bir üslup kullanılması ile söz konusu başvuru yolu kapsamında ihlalin tespiti ile ihlal ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin amaçla bağdaşmayacak surette içeriksiz bir başvuruda bulunulması durumunda başvuru hakkının kötüye kullanıldığı kabul edilebilecektir (Mehmet Güven Ulusoy, § 32; S.Ö., § 29).
29. Başvuru konusu olayda Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde (iş mahkemesi sıfatıyla) açılan dava devam ederken başvurucu Reşit Karadağ3/5/2009 tarihinde vefat etmiştir. Yargılama sürecinde İlk Derece Mahkemesince verilen 18/4/2008 tarihli karar temyiz incelemesi sonucu, başvurucunun vefat etmesinden sonra Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 1/3/2012 tarihli ilamı ile bozulmuş bozma sonrası yargılamaya Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde (iş mahkemesi sıfatıyla) devam edilmiş (bkz.§10, §11, §15), bu aşamada henüz İlk Derece Mahkemesince inceleme devam ederken vekil tarafından 13/1/2014 tarihinde söz konusu yargılama kapsamında başvurucunun makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasıyla bireysel başvuru yapılmış, başvuru formunda başvurucunun öldüğü konusunda bir bilgiye yer verilmemiştir.
30. Kamu gücü tarafından hakkı ihlal edilen kişinin bireysel başvuru yapmadan önce ölmesi durumunda ölen kişi adına bir başkası tarafından bireysel başvuru yapma imkânı bulunmamaktadır (Abdurrehman Uray, § 30).
31. Açıklanan nedenlerle başvuru tarihinden önce vefat etmiş başvurucu adına vekâlet ilişkisi sona ermiş olan avukat tarafından yapılan bireysel başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.
32. Bu durumda Avukat Hakan Geleri aleyhine Anayasa Mahkemesini yanıltıcı nitelikte başvuru yapması nedeniyle 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi ve İçtüzük’ün 83. maddesi uyarınca takdiren 2.000 TL disiplin para cezasına hükmedilmesi gerekir.
2. Başvurucu Fikri Tunç Yönünden İnceleme
33. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca 30/9/2014 tarihinde 2014/492 numaralı bireysel başvuru dosyası yönünden yapılan incelemede kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir (bkz. § 4).
34. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Esas Yönünden
35. Medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin olan iş mahkemelerinde açılan davalarda yargılama süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak uyuşmazlığı karara bağlayacak davanın açıldığı tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak yargılamanın sona erdiği (Nesrin Kılıç, B. No: 2013/772, 7/11/2013 § 69), yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul süre şikâyetiyle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Mehmet Salih Ayyıldız, B. No: 2012/397, 17/11/2014, § 25).
36. İş mahkemelerinde görülen davalarda yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Nesrin Kılıç, §§ 57, 58).
37. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda;
i. başvurucu Selanik Aslan yönünden yaklaşık 10 yıllık;
ii. başvurucu Fikri Tunç yönünden söz konusu dava dosyasını 4/6/2014 tarihinden itibaren takip etmeyi bıraktığı dikkate alınarak hesaplanan 7 yıl 4 aylık;
iii. başvurucu Hasan Gökçen yönünden söz konusu dava dosyasını 12/11/2015 tarihinden itibaren takip etmeyi bıraktığı dikkate alınarak hesaplanan yaklaşık 8 yıl 10 aylık yargılama sürelerinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
38. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
39. 6216 sayılı Kanun'un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…”
40. Başvurucular, manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.
41. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
42. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucu Selanik Aslan'a net 15.600 TL; başvurucu Fikri Tunç'a net 9.350 TL; başvurucu Hasan Gökçen'e net 12.500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
43. 2014/491, 2014/492, 2014/493 numaralı bireysel başvuru dosyalarındaki belgelerden tespit edilen 618,30 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.418,30 TL yargılama giderinin başvurucular Selanik Aslan, Hasan Gökçen ve Fikri Tunç'a müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
44. 2014/1008 numaralı bireysel başvuru dosyası yönünden 206,10 TL harçtan oluşan yargılama giderinin başvuru tarihinden önce vefat eden Reşit Karadağ adına bireysel başvuruda bulunan Avukat Hakan Geleri üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Reşit Karadağ adına Avukat Hakan Geleri tarafından yapılan başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyleREDDİNE,
B. Başvurucu Fikri Tunç yönünden makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının başvurucular Selanik Aslan, Fikri Tunç ve Hasan Gökçen yönünden İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Başvurucu Selanik Aslan'a net 15.600 TL, başvurucu Fikri Tunç'a net 9.350 TL, başvurucu Hasan Gökçen'e net 12.500 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,
E. 1. 618,30 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.418,30 TL yargılama giderinin başvurucular Selanik Aslan, Hasan Gökçen ve Fikri Tunç'a MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
2. 2014/1008 numaralı bireysel başvuru dosyası yönünden 206,10 TL harçtan oluşan yargılama giderinin başvuru tarihinden önce vefat eden Reşit Karadağ adına bireysel başvuruda bulunan Avukat Hakan Geleri üzerinde BIRAKILMASINA,
F. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 83. maddesi uyarınca Avukat Hakan GELERİ'nin 2.000 TL disiplin para cezası ile CEZALANDIRILMASINA,
H. Kararın bir örneğinin Mardin Barosu Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,
I. Kararın bir örneğinin Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesine (E.2014/396; E.2014/755, K.2014/750; E.2015/444, K.2016/320; E.2013/192, K.2014/27) GÖNDERİLMESİNE,
J. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 11/1/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.