TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
GÜLENDER SOYTÜRK VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/4942)
|
|
Karar Tarihi: 21/11/2017
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
|
|
Muammer
TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Tuğba YILDIZ
|
Başvurucular
|
:
|
1. Gülender SOYTÜRK
|
|
|
2. Şeyma
SOYTÜRK
|
|
|
3. Gözde
SOYTÜRK ERDEVECİ
|
Vekili
|
:
|
Av. Cavit
ÇALIŞ
|
|
|
Av. Alper
ÇALIŞ
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, Türk Silahlı Kuvvetlerinden (TSK) emekli olanlar
hakkında uygulanması mümkün olmayan askerî fer'i
cezalara yönelik bir düzenlemenin başvurucu hakkında uygulanması nedeniyle adil
yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 1/4/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık tarafından Anayasa Mahkemesinin önceki
kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen başvuru hakkında görüş
sunulmayacağı bildirilmiştir.
7. Başvurucu Kadir Soytürk 25/3/2016 tarihinde vefat etmiştir.
Başvurucunun mirasçıları başvuruya devam etmek istediklerini belirtmişlerdir.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
9. Başvurucuların murisi Burdur Askerlik Şubesinde TSK emrinde
astsubay olarak görev yapmaktayken 2004 ve 2007 yılları arasında sahte rapor
alınması hususunda aracılık yaptığı, yapılan inceleme ve araştırmalar sonucunda
suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olduğu iddiasıyla hakkında ceza davası
açılmıştır.
10. Başvurucuların murisi 15/11/2007 tarihinde emekliye
ayrılmıştır.
11. Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 7/5/2008 tarihli kararı ile
başvurucuların murisi hakkında üç yıl hapis cezası verilmiştir.
12. Başvurucuların murisi tarafından hükmün temyiz edilmesi
üzerine Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 31/3/2009 tarihli kararıyla hüküm
onanmıştır.
13. Kesinleşen ceza hükmü neticesinde Millî Savunma Bakanlığının
28/6/2011 tarihli işlemiyle daha önce verilen emekliye ayırma kararı
kaldırılarak başvurucuların murisinin TSK'dan ayrılmasına karar verilmiştir.
14. Başvurucuların murisi anılan karar üzerine Askeri Yüksek
İdare Mahkemesinde (AYİM) dava açmıştır.
15. AYİM Birinci Dairesinin 9/10/2013 tarihli kararı ile davanın
reddine hükmedilmiştir. Kararın gerekçesinde başvurucunun TSK'da astsubay
statüsünde görev yapmakta iken işlediği suçtan dolayı Ankara 6. Ağır Ceza
Mahkemesince üç yıl hapis cezası ile cezalandırıldığı vurgulanmış, hakkında
ceza yargılaması devam ederken isteği üzerine emekliye ayrıldığı, dolayısıyla
başvurucunun emekliye ayrılmakla statüsünün değiştiği ve yedek astsubaylığa
geçirildiği belirtilmiştir. Gerekçede ayrıca 16/6/1927 tarihli ve 1076 sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askeri
Memurlar Kanunu'nun 23. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre
subaylıktan çıkarılmayı gerektiren bir suçtan mahkûm olmanın yedek subaylık
(astsubaylık) statüsünden çıkarılarak hakkında, 21/6/1927 tarihli ve 1111
sayılı Askerlik Kanunu'nun uygulanmasını gerektirdiğine ilişkin madde hükmüne
değinilmiştir. Başvurucunun hakkında kesinleşen üç yıl hapis cezasının
22/5/1930 tarihli ve 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu'nun 30. maddesinin birinci
fıkrasının (A) bendi uyarınca TSK'dan çıkarılmayı gerektiren ceza miktarını
(bir seneden fazla hapis cezası) kapsadığı ve dava konusu işlemde hukuka aykırı
bir yön bulunmadığı sonucuna varıldığı ifade edilmiştir.
16. Başvurucuların murisinin karar düzeltme talebi üzerine AYİM
Birinci Dairesinin 4/3/2014 tarihli kararı ile kararın usul ve hukuka uygun
olduğu, dilekçede ileri sürülen nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek
nitelikte görülmediği belirtilerek karar düzeltme talebinin reddine karar
verilmiştir.
17. Bu karar, başvurucuların murisine 21/3/2014 tarihinde tebliğ
edilmiştir.
18. 1/4/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
19. 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri
Personel Kanunu'nun 94. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
'' (Değişik cümle :
28/6/2001 - 4699/12 md.) Kadrosuzluk, yetersizlik, (…)(2) veya (c) bendinde belirtilen suçlardan hükümlülük nedeni
ile aşağıda belirtilen esas ve şartlar dahilinde astsubaylar hakkında Silahlı
Kuvvetlerden ayırma işlemi yapılır. (2)
...
c)(Ek: 28/6/2001 - 4699/12 md.;
Değişik: 22/1/2015-6586/46 md.) Hükümlü olma
nedeniyle ayırma: Ertelenmiş, seçenek yaptırımlara çevrilmiş, hükmün
açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ve affa uğramış olsalar bile
Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununun
131 inci maddesinin birinci fıkrasının az vahim hâli hariç, basit ve nitelikli
zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye
kullanma, dolanlı iflas, iftira gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyet
kırıcı nitelikteki suçlardan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç
kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma suçlarından hükümlü
olan astsubaylar hakkında, hizmet sürelerine bakılmaksızın Türkiye Cumhuriyeti
Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanır.''
20. 926 sayılı Kanun'un 107. maddesinin birinci fıkrası
şöyledir:
''(Değişik birinci fıkra 29/9/1988 - 3475/14 md.) Disiplinsizlik ve ahlaki durum sebebiyle Silahlı
Kuvvetlerde kalmaları uygun görülmeyerek sicil yoluyla çıkarılanlar hariç olmak
üzere istifa eden veya emekliye ayrılan veyahut yetersizlik nedeniyle Silahlı
Kuvvetlerden ayırma işlemine tabi tutulan astsubaylar, rütbeleriyle yedek
astsubaylığa geçirilirler."
21. 1076 sayılı Kanun'un 2. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
''Yedek subay ve yedek askeri memurları
şunlardır:
A) (Değişik: 1/2/1930 -
1555/1 md.)Kara, deniz, hava ve jandarmadan müteakit ve müstafi olanlardan yedeğe ayrılanlar
"daimi malüliyet sebepleriyle tekaüt
edilenlerden seferi ordunun geri ve sabit hizmetlerinde istihdama elverişli
olmayanlar ve yirmi üçüncü maddede sayılan fiillerden dolayı tekaüdü icra
edilmiş bulunanlar yedeğe ayrılmazlar."
22. 1076 sayılı Kanun'un 23. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
''Yedeksubay ve yedek askeri memurluktan
çıkarılmayı ve yaşlarına göre haklarında Askerlik Kanununun uygulanmasını
gerektiren sebepler şunlardır:
a) Türk Silahlı Kuvvetlerinde subaylıktan
çıkarmayı gerektiren bir suçtan mahkum olanlar.
...
d) (Ek: 29/11/1983 -
2962/4 md.; Değişik: 31/1/2013-6413/45 md.) Yedek subaylık hizmetleri sırasında, tabi oldukları
disiplin mevzuatına göre Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası alanlar.
...''
23. 1632 sayılı Kanun'un 3. maddesi şöyledir:
'' Askerî şahıslar; Mareşalden asteğmene kadar subaylar, astsubaylar,
Millî Savunma Bakanlığı ile Türk Silahlı Kuvvetleri kadro ve kuruluşunda
çalışan sivil personel, uzman jandarma, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve er,
erbaş ve erler ile askerî öğrencilerdir.
Milli Savunma Bakanlığı ile Türk Silahlı Kuvvetleri kadro ve kuruluşunda
çalışan Devlet memurlarının asker kişi sıfatları, 4.1.1961 tarihli ve 211
sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun 115 inci maddesinde
belirtilen yükümlülükleri ile sınırlıdır.''
24. 1632 sayılı Kanun'un 4. maddesi şöyledir:
'' İhtiyat (emekli) askeri şahıslar askeri hizmetlerde bulundukları
müddetçe bu kanun hükümlerine tabidirler.''
25. 1632 sayılı Kanun'un 30. maddesi şöyledir:
'' Aşağıda yazılı hallerde subay, astsubay, uzman jandarmalar ve özel
kanunlarında bu cezanın uygulanacağı belirtilen asker kişiler hakkında, askeri
mahkemeler veya adliye mahkemelerince asıl ceza ile birlikte, Türk Silahlı
Kuvvetlerinden çıkarma cezası da verilir. Bu husus mahkeme hükmünde
belirtilmemiş olsa dahi, Silahlı Kuvvetlerden çıkarmayı gerektirir.
A) Taksirli suçlardan verilen cezalar hariç
olmak üzere ölüm, ağır hapis, bir seneden fazla hapis cezası ile hükümlülük
halinde,
B) Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla
basit ve nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık,
sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref
ve haysiyeti kırıcı suçtan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç
kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını
açığa vurma suçlarından biriyle hükümlülük halinde.
Taksirli suçlardan verilen cezalar hariç olmak
üzere, askeri mahkemelerce üç aydan fazla hapis cezası ile birlikte Türk
Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezası da verilebilir.''
V. İNCELEME VE GEREKÇE
26. Mahkemenin 21/11/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların
İddiaları
27. Başvurucuların murisi, hakkında emekliye ayırma kararının
kaldırılarak 1632 sayılı Kanun'un 30. maddesinde düzenlenen fer'i
cezalardan TSK'dan çıkarma cezasının uygulanmasının kanuna aykırı olduğunu,
emeklilik statüsünde olmasına rağmen kendisine muvazzaflara yönelik hükümlerin
uygulandığını belirtmiştir. Başvurucuların murisi; 1632 sayılı Kanun'da asker
şahısların tek tek sayıldığını, bunların içinde emeklilerin bulunmadığını,
sadece ihtiyat (emekli) askerî şahısların askerlik hizmetinde bulunduğu sürece
1632 sayılı Kanun'a tabi olduğunun açıkça belirtildiğini ifade etmiştir. Anılan
Kanun'un fer'i cezaların uygulanmasına yönelik
hükümler içeren 37. maddesinin 2000 yılında yürürlükten kaldırıldığını
vurgulayan başvurucuların murisi, yürürlükten kalkan bir kanun hükmünün uygulandığını
ileri sürerek AYİM tarafından yanlış kanun hükmünün uygulanması neticesinde
Anayasa'nın 36. ve 38. maddelerinde düzenlenen adil yargılanma hakkı ilesuç ve cezaların kanuniliği ilkesinin, kendisiyle aynı
konumda olanlara farklı muamele yapıldığı iddiasıyla da Anayasanın 10.
maddesinde yer alan eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini iddia etmiştir.
B. Değerlendirme
28. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi
takdir eder (Tahir Canan, B. No:
2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının özü kanun hükmünün yanlış
uygulanması ve yorumlanmasına ilişkin olup anılan şikâyetler Anayasa'nın 36.
maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı kapsamında incelenmiştir.
29. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun
yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda
incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava
konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin
değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ileuyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması
bireysel başvurukonusu olamaz. Ancak bireysel başvuru
kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya
açık bir keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu
kapsamda değildir (Ahmet Sağlam,
B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
30. Başvurucu, Kanun'un hükümlerinin yanlış uygulanması
neticesinde davasının reddedildiğini ifade etmiştir. İddiaların özünün derece
mahkemelerince delillerin değerlendirilmesinde ve hukuk kurallarının
yorumlanmasında isabet olmadığına ve esas itibarıyla yargılamanın sonucuna
ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
31. Başvuru konusu AYİM kararında başvurucuların murisinin suçun
işlendiği tarih olan 2004 ve 2007 yılları arasında meslekte olduğu, ceza
yargılaması devam ederken 15/11/2007 tarihinde emekliye ayrıldığı
vurgulanmıştır. Hakkında kesinleşen ceza hükmü neticesinde emekliliğin
kaldırılarak TSK'dan çıkarma cezasının verilmesine ilişkin işlemin iptali
istemiyle AYİM'de açılan davada Askeri Ceza
Kanunu'nun ilgili maddesi uyarınca suçun işlendiği tarih itibarıyla görevde
olan başvurucuların murisi hakkında, anılan işlemin hukuka aykırı olmadığı
kanaatine varılarak dava reddedilmiştir. Karar düzeltme aşamasından da geçerek
karar kesinleşmiştir. Başvurucular murisinin iddiaları incelendiğinde AYİM'in kararının yasal dayanağının olmadığı kanaatine
varılamamış, bariz takdir hatası ve açık bir keyfîlik
bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
32. Başvurucuların murisi her ne kadar 2000 yılında yapılan
Kanun değişikliği ile Askeri Ceza Kanunu'nun fer'i
cezaların uygulanmasına ilişkin 37. maddesinin kaldırıldığını, fer'i cezaların tatbikine ilişkin hükümler içeren ilgili
maddenin kalkmasıyla anılan Kanunun kendisine uygulanamayacağını iddia etmiş
ise de 2000 yılında Askeri Ceza Kanunu'nda yapılan değişiklikle fer'i cezaların uygulanacağı kişiler ve cezaların uygulama
şekli tek maddede genel ifadelerle belirtilmekten çıkarılıp her ceza için ayrı
ayrı madde metinlerine işlenerek, fer'i cezaların
kimlere nasıl uygulanacağı düzenlenmiştir. Dolayısıyla yapılan değişikliğin
başvurucunun durumuna etkisi bulunmamaktadır.
33. Açıklanan nedenlerle başvurunun, diğer kabul edilebilirlik koşulları
yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan
yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi
gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA
21/11/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.