TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
SABRİYE OKKIR BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/5029)
|
|
Karar Tarihi: 12/6/2018
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
|
|
Celal Mümtaz
AKINCI
|
|
|
Muammer
TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör
|
:
|
Melek KARALİ
SAUNDERS
|
Başvurucu
|
:
|
Sabriye
OKKIR
|
Vekili
|
:
|
Av. Devrim
TAŞ
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; tutukluluk hâli sona erdirilmediğinden gerekli
tedavilerin yapılamadığı, bunun sonucunda ilgilinin vefatının gerçekleştiği
ileri sürülerek tutukluluğun kaldırılması istemiyle yapılan başvuruları
reddeden hâkim ve savcılar hakkında yapılan şikâyetin işleme konulmaması
nedeniyle yaşam hakkı, kötü muamele yasağı, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı,
adil yargılanma hakkı ile özel hayat ve aile hayatına saygı hakkının ihlal
edildiği iddialarına ilişkindir.
II.BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 10/4/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir.
7. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda
bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal
Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler
çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:
9. Başvurucunun eşi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca
yürütülen bir soruşturma kapsamında 23/6/2007 tarihinde tutuklanmıştır.
10. Bu süreçte başvurucunun eşi, bulunduğu ceza infaz kurumunda
hastalanmıştır.
11. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi 6/5/2008
tarihinde, başvurucunun eşi K.O.nun tedavisinin tam
teşekküllü bir hastanede sürdürülmesi gerektiğini belirten bir rapor
düzenlemiştir.
12. Başvurucu 8/5/2008 tarihinde eşinin sağlık durumu nedeniyle
tutuksuz yargılanması ve tedavisinin başlatılması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına
başvurmuştur.
13. 9/5/2008 tarihinde tutukluluğa yapılan itirazın reddine
karar verilmiştir.
14. Buna karşı yapılan itiraz da 11/6/2008 tarihli kararla reddolunmuştur.
15. Başvurucunun eşi, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin
1/7/2008 tarihli kararı iletahliye olmuş; ardından
6/7/2008 tarihinde vefat etmiştir.
16. Başvurucu 8/7/2008 tarihinde, tutukluluğun kaldırılması
istemiyle Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan başvurununeşinin
sağlık durumu hakkındaherhangi bir inceleme
yapılmadan reddolunması, tedavisinin yoğun bakım
ünitesi bulunan tam teşeküllü hastanede yapılması
gerektiği yönünde rapor bulunmasına rağmen ceza infaz kurumunda tutulmaya devam
edilmesi, bu arada başka bir ceza infaz kurumuna sevk edilmesi, ayrıca
yakınlarına sağlık durumu hakkında bilgi verilmemesi nedenleriyle, buna ilişkin
kararlarda dahli bulunan yargı mensupları hakkında gerekli disiplin ve ceza
hukuku yönünden gerekli işlemlerin yapılması istemiyle Bakanlığa başvurmuştur.
17. Bakanlık tarafından 19/9/2008 tarihli yazıyla, ilgili yargı
mensupları hakkında yapılan inceleme sonucunda ileri sürülen iddiaların
doğrulanmadığı gerekçesiyle herhangi bir işlem yapılmasına gerek görülmediği
hususu başvurucuya bildirilmiştir.
18. Başvurucu ile oğlu O.C.O. 1/11/2008 tarihinde, eşi (aynı
zamanda O.C.O.nun babası) K.O.nun
hastalığına rağmen tutukluluk hâlinin devam ettirilmesi sonucu gerekli
tedavilerinin zamanında yapılmaması nedeniyle vefat ettiğini belirterek,
kararlarıyla haksız tutukluluğun devamını sağlayan yargı mensupları ile ilgili
olarak yaptıkları şikâyete rağmen herhangi bir soruşturma yapılmaması nedeniyle
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2., 3., 5., 6., 8., 10 ve 13. maddelerinin
ihlal edildiğini ileri sürerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM)
başvurmuşlardır.
19. Başvurucu, eşinin ölümü ile ilgili olarak şikâyette
bulunduğu yargı mensupları hakkında işlem yapılmamasına dair Bakanlık işleminin
iptali istemiyle Ankara 8. İdare Mahkemesinde de iptal davası açmıştır.
20. Anılan Mahkeme 28/1/2010 tarihli kararıyla, şikâyet edilen
hâkim ve Cumhuriyet savcılarının tutukluluğun devamı yönünde verdikleri mütalaa
ile tahliye talebinin reddine dair kararlarının hâkimin yargı yetkisi ve takdir
hakkı, Cumhuriyet savcısının ise delil toplama, değerlendirme ve suçu vasıflandırma
yetkisi kapsamında kaldığı, ilgililerin buyetkilerini
kötüye kullandıkları yönünde delil bulunmadığı, iddiaların kanun yoluna yapılan
başvurularda ileri sürülmesi gereken hususlara ilişkin olduğu gerekçesiyle
davanın reddine karar vermiştir.
21. Karara karşı yapılan temyiz başvurusu, Danıştay Beşinci
Dairesinin 8/5/2013 tarihli kararıyla reddolunarak
karar onanmış; bu karara karşı kararın düzeltilmesi kanun yoluna yapılan
başvurunun 13/1/2014 tarihinde reddiyle karar kesinleşmiştir.
22. 10/4/2014 tarihinde Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel
başvurunun incelenme sürecinde 28/9/2017 tarihinde AİHM'e yapılan başvuru
hakkında, dostane çözüm nedeniyle düşme kararı verildiği anlaşılmıştır.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
A. Başvurucunun İddiaları
23. Başvurucu;
i. Tutuklu ve hükümlülerin ceza infaz kurumlarında sağlık
hizmetlerine ulaşma hususundaki imkânlarının sınırlı olduğunu,
ii. Bu yönüyle tutuklu ve hükümlülerin tümüyle ceza infaz kurumu
yönetimine bağlı olduklarını,
iii. Eşinin ölümü ile ilgili olarak tüm yasal yolların
kullanıldığını, buna rağmen konu ile ilgili olarak herhangi bir inceleme
yapılmadığını, sorumluların tespit edilmediğini belirterek yaşam hakkı, kötü
muamele yasağı, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı, adil yargılanma hakkı ile
özel hayat ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmektedir.
B. Değerlendirme
24. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 80. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:
“(1)
Bölümler ya da Komisyonlarca yargılamanın her aşamasında aşağıdaki hâllerde
düşme kararı verilebilir:
…
c) İhlalin ve sonuçlarının ortadan kalkmış
olması.”
25. Başvurucunun oğlu ile birlikte tutukluğu sırasında
rahatsızlanan eşinin ölümü ile ilgili olarak Bakanlığa yaptığı başvurunun
reddinin ardından aynı iddialarla AİHM'e yaptığı başvuruda 5/9/2017 tarihinde,
taraflar arasında 7/4/2017 tarihinde dostane çözüm mutabakatının imzalandığı
tespit edilerek başvurunun kayıttan düşmesine karar verilmiştir.
26. Bakanlık 22/3/2018 tarihinde, taraflar arasında uzlaşılan
mutabakat metnine bağlı kalınarak belirlenen tutarın başvurucunun vekilinin
hesabına aktarıldığını bildirmiştir.
27. Belirtilen duruma göre somut olayda ihlalin sonuçlarının
ortadan kaldırılarak başvurucunun mağdurluk statüsünün sona erdiği
anlaşılmaktadır. Öte yandan başvuru formunda başvurunun incelenmesine devam
edilmesini gerektiren başka bir hususun varlığı da tespit edilememiştir.
28. Açıklanan gerekçelerle başvurunun düşmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun ihlalin sonuçlarının
ortadan kalkmış olması nedeniyle DÜŞMESİNE,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
12/6/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.