TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
CANDAŞ KAT VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2014/5053)
Karar Tarihi: 8/1/2020
Başkan
:
Recep KÖMÜRCÜ
Üyeler
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Recai AKYEL
Raportör
Denizhan HOROZGİL
Başvurucular
1. Candaş KAT
2. Düzgün KARAL
3. Sevda KURBAN
Vekili
Av. Engin GÖKOĞLU
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, yargılama sırasında bazı taleplerin mahkemece hukuka aykırı olarak reddedilmesi ve usule ilişkin bazı güvencelere riayet edilmemesi nedeniyle adil yargılanma hakkının; tutukluluğun devamına ilişkin kararların gerekçesiz olması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının; bazı etkinliklere katılma ve bazı yayınları bulundurmanın terör örgütüne üye olmak suçundan mahkûmiyette delil olarak kullanılması nedeniyle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı ile ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 4/4/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. 2014/5056 ve 2014/5058 numaralı başvuru dosyalarının konu yönünden irtibat nedeniyle 2014/5053 numaralı başvuru dosyası ile birleştirilmesine, incelemenin 2014/5053 numaralı dosya üzerinden yürütülmesine ve diğer başvuru dosyalarının kapatılmasına karar verilmiştir.
5. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. İlk başvurucu Candaş Kat 1992 doğumlu olup olayların meydana geldiği tarihte Fırat (Elazığ) Üniversitesinde öğrencidir. İkinci başvurucu Düzgün Karal 1980 doğumlu olup Yürüyüş dergisinin muhabirliğini ve satışını yaparak geçimini sağlamaktadır. Üçüncü başvurucu Sevda Kurban ise 1985 doğumlu ve öğrencidir. Başvurucular olay tarihinde Elazığ Haklar Derneğinde çeşitli düzeylerde faaliyet göstermektedir.
8. Başvurucular, DHKP/C terör örgütüne üye olma suçundan 3/6/2011 tarihinde gözaltına alınmış ve 6/6/2011 tarihinde tutuklanmışlardır. Daha sonra başvurucular hakkında Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 21/12/2011 tarihli iddianamesiyle DHKP/C terör örgütüne üye olma ve terör örgütü propagandası yapma suçlarından kamu davası açılmıştır.
9. (Kapatılan) Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinde (Mahkeme) yürütülen yargılama sırasında 23/11/2011 tarihli celsede başvurucuların müdafii, dosyada bulunan bilirkişi raporunu kabul etmediklerini belirtmiş; emniyet dışında tarafsız bir bilirkişiden rapor alınmasını, www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinin DHKP/C örgütünün yayın organı olup olmadığı hususunda araştırma yapılmasını, fiziki ve teknik takiplere ilişkin karar ve tutanaklar ile ilgili CD'lerin üniversite kürsüsüne gönderilerek hukuka uygunlukları açısından mütalaa alınmasını talep etmiştir. Mahkeme ise bu talepleri, dosya içeriğini gözönüne alarak yargılamaya yenilik getirmeyeceği kanaatiyle reddetmiştir.
10. Mahkeme 1/2/2012 tarihinde, başvurucular Candaş Kat ve Düzgün Karal'ın DHKP/C terör örgütüne üye olma suçundan 7 yıl 6 ay; başvurucu Sevda Kurban'ın ise 9 yıl hapis cezasıyla mahkûmiyetine karar vermiştir. Mahkeme ayrıca başvurucuların farklı tarihlerde işledikleri terör örgütü propagandası yapma suçlarından her birinin ayrı ayrı 10 ay hapis cezasıyla mahkûmiyetine ve hükümle birlikte tutukluluk hâllerinin devamına karar vermiştir.
11. Mahkeme, gerekçeli kararına iddianame ve sanık savunmalarını özetleyerek başlamış; daha sonra DHKP/C terör örgütünün oluşumunu, gelişimini, kurulduğu tarihten itibaren gerçekleştirdiği terör eylemlerini, DHKP/C terör örgütü ile Haklar ve Özgürlükler Cephesi (HÖC), Halk Cephesi, Haklar Derneği, Gençlik Federasyonu ve Yürüyüş dergisinin irtibatını açıklamıştır.
12. Mahkeme bu kapsamda, Halk Cephesinin DHKP/C terör örgütü içinde faaliyet gösteren bir oluşum olduğunu, silahlı ve demokratik olmak üzere iki esas çalışma alanının bulunduğunu, HÖC'ün de DHKP/C terör örgütü ile irtibatlı olduğunu ifade etmiş; DHKP/C terör örgütünün yayından kaldırılan internet sitesinde HÖC'ün tüm açıklamalarına, aynı şekilde HÖC'ün internet sitesinde de DHKP/C terör örgütünün açıklamalarına ve eylemlerine ilişkin haberlere yer verildiğini tespit etmiştir. Mahkeme son olarak; Haklar Derneği, Gençlik Federasyonu ile Yürüyüş dergisinin HÖC bünyesindeki oluşumlar olduğunu ve dolayısıyla DHKP/C terör örgütü ile irtibatları bulunduğunu belirtmiş, bu noktada Yürüyüş dergisinin çeşitli tarihlerdeki haberlerine ve yayımladığı fotoğraflara atıf yapmıştır.
13. Mahkeme daha sonra her bir sanık yönünden ayrı başlıklar hâlinde ayrıntılı değerlendirmeler yapmıştır. Bu kapsamda Mahkemenin başvurucu Düzgün Karal hakkında yaptığı tespit ve değerlendirmeler özetle şöyledir:
i. Başvurucunun DHKP-C terör örgütüne üye olma suçundan ceza infaz kurumunda tutuklu ya da hükümlü bulunan terör örgütü üyeleri ve aileleri ile telefon görüşmeleri yaptığı, bu şahısların durumlarını takip ettiği, DHKP/C terör örgütü adına faaliyet gösteren ve tutuklu bulunan R.U., K.U., N.A. ve U.P. ile örgütsel ilişki içinde olduğu belirtilerek bazı telefon görüşmelerine yer verilmiştir.
ii. Başvurucunun Elazığ Haklar Derneği içindeki faaliyetleri çerçevesinde, Elazığ'da ve diğer illerde üniversiteyi kazanan kişilere yer temin ederek DHKP/C terör örgütüne eleman kazandırmaya çalıştığı, Tunceli'de üniversiteye giren E.E. ile birlikte iki şahsa yer temin etmeye çalıştığı ifade edilerek bazı telefon görüşmelerine yer verilmiştir.
iii. Başvurucunun Elazığ'daki bir evde, DHKP-C terör örgütünün propagandasını yapmak ve örgüte eleman kazandırmak amacıyla Elazığ Fırat Üniversitesinde öğrenim gören öğrencilerle örgütsel içerikli toplantı yaptığı belirtilerek bu kapsamda yaptığı bazı telefon görüşmelerine yer verilmiş ve toplantıya, dosyanın diğer sanıklarından C.K. ve H.G.nin de katıldığı vurgulanmıştır.
iv. Başvurucunun DHKP/C terör örgütü adına katıldıkları eylemlerde ve ceza infaz kurumlarında sürdürdükleri ölüm orucu sonrasında yaşamını yitiren örgüt üyelerine ait fotoğrafların yayımlandığı sergiyi, Bursa'da faaliyet gösteren şahıslara gönderdiği belirtilerek bu kapsamda bazı telefon görüşmelerine yer verilmiştir.
v. Başvurucunun DHKP/C terör örgütünün tüm açıklama ve eylemlerini güncel olarak yayımlayan www.halkinsesi.tv ve www.yuruyus.com isimli internet sitelerine haber temin ettiği ve bu haberlerin adı geçen internet sitelerinde yayımlandığı, bu kapsamda Elazığ'ın Karakoçan ilçesinde meydana gelen deprem sonrasında bölgeye giderek bu internet sitelerine haber gönderdiği ifade edilmiştir. Bu durumun başvurucunun o tarihteki telefon sinyal bilgileri ile de doğrulandığı belirtilerek bu yöndeki bazı telefon görüşmelerine yer verilmiştir.
vi. Başvurucunun Elazığ Haklar Derneğinde sorumlu düzeyde faaliyet gösterdiği ve Kurban Bayramı'nda çeşitli kişilere Elazığ Halk Cephesi adına örgütsel içerikli toplu mesajlar gönderdiği ifade edilmiştir. Kararda belirtilen mesajlar şöyledir:
(1) "Sömürünün ve zulmün olmadığı eşitçe yaşadığımız bir ülkede büyük ailemizle birlikte hep beraber kardeşçe kutlayacağımız nice bayramlara. Bayramınız kutlu olsun. Elazığ Halk Cephesi"
(2) "Ailemizle birlikte hep beraber kardeşçe kutlayacağımız nice bayramlara. Bayramınız kutlu olsun. Elazığ Halk Cephesi"
(3) "Bayramınız kutlu olsun. Elazığ Halk Cephesi."
vii. Başvurucunun 19/12/2000-22/12/2000 tarihlerinde F tipi ceza infaz kurumlarına geçiş sürecine karşı çıkan DHKP/C terör örgütüne yönelik olarak gerçekleştirilen operasyonları protesto etmek amacıyla 28/11/2010 tarihinde Elazığ Haklar Derneğinde düzenlenen semineri organize ettiği belirtilerek bu yönde yaptığı bazı telefon görüşmelerine ve attığı mesajlara yer verilmiştir. Mahkemece, başvurucunun bu şekilde "örgüte müzahir kitleyi canlı tutmak, sempatizan toplamak, terör örgütüne taban oluşturma faaliyetlerini yürütmek" amacında olduğu, bu seminerle ilgili olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde “Elazığ Haklar Derneğinde Seminer” başlıklı bir haber yayımlandığı vurgulanmıştır.
viii. Başvurucunun yukarıda belirtilen operasyonların yıl dönümünde 19/12/2010 tarihindeki etkinliğe katıldığı, bu etkinlikte “19-22 Aralık hapishaneler katliamını unutmadık unutturmayacağız (Halk Cephesi), katliamdan önce Seyhan Doğan, katliamdan sonra Seyhan Doğan” yazılı pankartlar açtığı ve “Diri diri yakanlar cezalandırılsın, katil devlet hesap verecek, adalet istiyoruz, yaşasın direniş yaşasın zafer” şeklinde sloganlar attığı, Halk Cephesi imzalı bildirileri dağıttığı ve grubu yönlendirdiği belirtilmiştir. Ayrıca başvurucunun bu etkinliğe katılımın fazla olması için eleman temin etmeye çalıştığına değinilerek bu yönde yaptığı bazı telefon görüşmelerine, attığı mesajlara ve bilirkişiden alınan rapora yer verilmiştir. Ayrıca bu etkinlikle ilgili olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde haber yapıldığı vurgulanmıştır.
ix. Başvurucunun DHKP/C terör örgütüne eleman kazandırmak amacıyla Malatya Haklar Derneği tarafından Malatya'da düzenlenen yılbaşı etkinliğine DHKP/C terör örgütü adına Elazığ'dan katıldığı belirtilerek bazı telefon görüşmelerine yer verilmiştir. Bu etkinlikle ilgili olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde haber yapıldığı ve etkinliğe katılanlardan "Halk Cepheliler" olarak bahsedildiği de ifade edilmiştir.
x. Başvurucunun zorunlu din dersinin kaldırılması amacıyla 22/1/2011 tarihinde Tunceli'de yapılacak olan basın açıklamasına katılımı sağlamaya çalıştığı ve daha sonra Elazığ'dan DHKP/C terör örgütü adına katıldığı ve basın açıklamasında “kürdistan faşizme mezar olacak, katil devlet kürdistandan defol, devrim şehitleri ölümsüzdür” şeklinde sloganlar atan grubun içinde olduğu belirtilmiştir. Kararda, başvurucunun bu yönde yaptığı bazı telefon görüşmelerine ve attığı mesajlara yer verilmiştir.
xi. Başvurucunun 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla 8/3/2011 tarihinde Elazığ'da düzenlenen basın açıklamasına katılımın fazla olması için çaba sarf ettiği ve basın açıklaması metninde, destekleyici kurumlar bölümünde "Halk Cephesi Kadınları" yazdığı belirtilmiştir.
xii. Başvurucunun Elazığ Haklar Derneğinde 13/3/2011 ve 10/4/2011 tarihlerinde, ölen DHKP/C terör örgütü üyelerini anma amaçlı paneller düzenlediği ve bu panellerde örgüt üyelerinin fotoğraflarının Derneğe asıldığı belirtilerek bu yöndeki bazı telefon görüşmelerine yer verilmiştir. Ayrıca bu panellerle ilgili olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde haber yapıldığı vurgulanmıştır.
xiii. Başvurucunun 21/3/2011 tarihinde Elazığ'da, terör örgütüne eleman kazandırmak amacıyla düzenlenen Nevruz etkinliğine katılım sağlamaya çalıştığı, etkinlikte “Toplu mezarları yaratan katilleri istiyoruz, Halk Cephesi” ve “Nevruz halkların isyanıdır, Halk Cephesi” yazılı, üstünde ölen bir terör örgütü üyesinin fotoğrafının da bulunduğu pankartların açıldığı belirtilerek başvurucunun bu yönde yaptığı bazı telefon görüşmelerine yer verilmiştir. Ayrıca bu etkinlikle ilgili olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde haber yapıldığı belirlenmiştir.
xiv. Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığına 28/2/2011 tarihinde yapılan bir ihbarda, Elazığ'da DHKP/C terör örgütü adına yayımlanan dergi ve takvimlerin Elazığ Halk Cephesi tarafından satışının yapıldığının bildirildiği, bazı telefon görüşmelerinden başvurucunun örgütsel dokümanların satışı ve dağıtımı ile ilgilendiğinin anlaşıldığı ve bu konularda Elazığ-Malatya-Tunceli illerinden sorumlu olan S.K. isimli kişiden talimat aldığı belirtilmiştir.
xv. Başvurucunun fiziki ve teknik takibi sonucunda DHKP/C terör örgütü tarafından ilan edilen "30 Mart-17 Nisan Devrim Şehitleri Haftası" nedeniyle Elazığ'a gönderilen örgütsel dergi, broşür, bildiri vb. yayımların farklı illere dağıtımını organize ettiği, terör örgütü adına Malatya'da faaliyet gösteren ve haklarında soruşturma yürütülen şahıslarla da ilişki içinde olduğu belirtilmiştir. Kararda, başvurucunun bu yönde yaptığı bazı telefon görüşmelerine yer verilmiştir.
xvi. Başvurucunun DHKP/C terör örgütü tarafından ilan edilen "30 Mart-17 Nisan Devrim Şehitleri Haftası" nedeniyle 30/3/2011 tarihinde Tokat'ın Kızıldere köyünde düzenlenen etkinliği organize ettiği belirtilerek bu yöndeki bazı telefon görüşmelerine yer verilmiştir. Ayrıca bu etkinlikle ilgili olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde “Silahlı Savaşı Geliştirerek, Halkı Örgütleyerek ve Savaşı Halklaştırarak Kızıldere Yolunda Savaşı Sürdüreceğiz” başlıklı bir haber yapıldığı vurgulanmıştır.
xvii. Ceza infaz kurumunda hükümlü bulunduğu sırada kanser hastalığı nedeni ile affedilen DHKP/C terör örgütü üyesi G.Z. adına Tunceli'de açılacak olan halk kütüphanesine başvurucunun kitap gönderdiği ifade edilmiştir.
xviii. Başvurucunun 1/5/2011 tarihinde İstanbul'un Taksim Meydanı'nda düzenlenen 1 Mayıs etkinliğine DHKP/C terör örgütü ile ilişkili olan kişilerin Elazığ, Malatya ve Tunceli'den götürülmesini organize ettiği, bu etkinlikte kırmızı zemin üzerine sarı yazı ile “Halk Cephesi” yazılı önlük giydiği, kortej sırasında grubu yönlendirdiği ve polis arama noktalarında bulunan barikatları yıktığı belirtilmiştir. Yine bu etkinlikle ilgili olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde haber yapıldığı ve haberde yer alan fotoğrafta başvurucunun da görüldüğü kararda vurgulanmıştır.
xix. Soruşturma aşamasında müdafii huzurunda ifadesi alınan ve aynı dosyada sanık olan Ç.A.nın başvurucu hakkındaki kolluk ve savcılık beyanlarında şu ifadeler bulunmaktadır:
"...Düzgün Karal, S.K. isimli şahıs ile birlikte DHKP/C terör örgütü adına genel sorumluluğunu yapmaktadır. Terör örgütü adına eylem ve etkinliklerin organize edilmesi, eleman kazanılması, terör örgütü adına örgütlenme faaliyetlerinin sürdürülmesi için maddi gelir temin edilmesi amacı ile üzerinde Halk Cephesi ibaresi bulunan, içeriğinde DHKP/C terör örgütü mensuplarının ve terör örgütü mensupları tarafından gerçekleştirilen eylemlere ait fotoğrafların bulunduğu takvim satışı, yine Mahir Çayan gibi üst düzey örgüt mensuplarının fotoğraflarının bulunduğu kartpostalların satışı, ayrıca terör örgütü güdümünde faaliyet gösteren Yürüyüş isimli dergi, yayın ve CD'lerin satılması faaliyetlerini sürdürür. Satışları genellikle Fevzi Çakmak, Yıldızbağları Mahallesi başta olmak üzere Hastane Caddesi, Hozat Garajı mevkiinde vatandaş ve esnaflara satar. Ayrıca bu şekilde terör örgütüne eleman kazanma faaliyetlerini de sürdürmüş olur. Düzgün Karal'ın satışını yaptığı dergi ve diğer yayınların ilimize getirilişinin koordinesini Düzgün Karal ve S.K. isimli şahıslar yapmaktadır. Bu yayınlar genellikle önce Malatya iline gelir. Oradan da Malatya Birlik minibüslerinin bagajlarında Elazığ iline gelir ve yazıhaneden alınır. Örgütsel faaliyetlere maddi gelir temin etmek amacı ile dergi ve yayın satışından sağlanan gelirin tamamını örgütsel faaliyetlere aktarır...'
'...Düzgün Karal isimli şahsı Elazığ Haklar Derneğinden tanırım. Kendisi dernek yöneticisidir S.K. olmadığı zamanlarda dernek yöneticisi olması sebebiyle eylem etkinlikler, örgüte eleman kazandırma, diğer organizasyonlar ve örgüte maddi gelir temin etmek amacıyla diğer çalışmaları yapar.
Haklar Derneğinin asıl amacı DHKP/C terör örgütüne propaganda yoluyla elaman kazandırmak, yayınları ile maddi gelir sağlamaktır. Buradan elde edilen gelirin nereye kim tarafından gönderildiğini bilmiyorum, ancak tahminim bunun terör örgütüne gönderildiğidir.
Dernekte bulunan bilgisayarları dernek yönetici olan S.K., Düzgün Karal isimli şahıslar kullanırdı..."
xx. Ç.A.; kovuşturma evresinde ise soruşturma evresindeki ifadeyi gözaltına alınması nedeniyle kızgınlıkla verdiğini, bu kapsamda başvurucunun da içinde bulunduğu diğer sanıkların örgütle bir bağlantısı olup olmadığını bilmediğini beyan etmiştir.
xxi. Başvurucunun üzerinde "Halk Cephesi" yazılı önlük giyerek katıldığı farklı tarihlerdeki eylemlerde “Adalet istiyoruz, katiller halka hesap verecek, kahrolsun faşizm yaşasın mücadelemiz, anaların öfkesi katilleri boğacak, bedel ödedik bedel ödeteceğiz” şeklinde sloganlar attığı, “Matemimiz isyanımızdır isyanı büyütelim, Halk Cephesi” şeklinde pankart açtığı, yine "G.Z. ölümsüzdür, Mahir-Hüseyin-Ulaş kurtuluşa kadar savaş, bedel ödedik bedel ödeteceğiz, katil devlet hesap verecek, devrim şehitleri ölümsüzdür, kahramanlar ölmez halk eğilmez, anaların öfkesi katilleri boğacak, G.Z. onurumuzdur" şeklinde sloganların atıldığı etkinliklere katıldığı ifade edilmiştir. Mahkeme bu tespitlerinde, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna, fiziki takip tutanaklarına ve terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet sitesindeki haberlerde yer alan fotoğraflara atıf yapmıştır.
xxii. Mahkeme son olarak başvurucu Düzgün Karal hakkındaki mahkûmiyet gerekçesini şöyle özetlemiştir:
"...İletişim tespit tutanakları, teknik takip tutanakları, internet tespit tutanakları, internette yayınlanan haberlere ait tutanaklar, beyanı, diğer sanıkların kaçamaklı beyanları, sanık Ç.A.nın soruşturma aşamasında müdafiisi huzurundaki beyanı, bilirkişi M.S.nin 9/6/2011 tarihli raporu, CD çözüm tutanakları, fotoğraflar, Elazığ Haklar Derneğinde ele geçen örgütsel dökümanlar ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, DHKP/C silahlı terör örgütü adına düzenlenen etkinliklere katılması, katılımı organize etmesi, terör örgütü adına slogan atması, terör örgütü mensubunun cenazesine katılması, dergi gibi yayınların satımına katılması, sanığın eylemlerinin çeşitliliği, sürekliliği, niteliği nazara alındığında örgütle organik bağının bulunması, tüm eylemlerinin sempatizanlık düzeyini aşıp, örgüt üyeliği boyutuna ulaşması nazara alındığında DHKP/C silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu işlediği kanaatine varılmıştır."
14. Mahkemenin başvurucu Candaş Kat hakkında yaptığı tespit ve değerlendirmeler ise özetle şöyledir:
i. Başvurucunun DHKP/C terör örgütünün üniversite ve lise gençliğine yönelik olarak oluşturduğu Gençlik Federasyonu tarafından hazırlanarak İstanbul'dan Elazığ'a gönderilen dergi, broşür ve bildiri gibi yayınların Elazığ'da dağıtımını yaptığı belirtilerek başvurucunun bu yönde yaptığı bazı telefon görüşmelerine yer verilmiştir.
ii. Başvurucunun, DHKP/C terör örgütü adına Elazığ Haklar Derneğinde Gençlik Yapılanması Elazığ Gençlik Girişimi içinde sorumlu düzeyde faaliyet gösterdiği, Fırat Üniversitesinde öğrenim gören öğrencileri organize ederek Elazığ Haklar Derneğine çağırdığı ve terör örgütüne eleman kazandırmak amacıyla terör örgütünün propagandasını yaptığı belirtilmiştir. Kararda, başvurucunun bu yönde yaptığı bazı telefon görüşmelerine yer verilmiştir.
iii. Başvurucunun Elazığ'daki bir konutta DHKP-C terör örgütünün propagandasını yapmak ve örgüte eleman kazandırmak amacıyla Elazığ Fırat Üniversitesinde öğrenim gören öğrencilerle farklı tarihlerde örgütsel içerikli toplantılar yaptığı ifade edilerek bu kapsamda yaptığı bazı telefon görüşmelerine yer verilmiştir.
iv. Kararda, başvurucunun yaptığı bazı telefon görüşmelerinden Mahir Çayan ve Deniz Gezmiş'i örnek aldığı sonucuna ulaşılmıştır.
v. Başvurucunun 19/12/2000-22/12/2000 tarihlerinde F tipi ceza infaz kurumlarına geçiş sürecine karşı çıkan DHKP/C terör örgütüne yönelik olarak gerçekleştirilen operasyonların yıl dönümü nedeniyle 19/12/2010 ve 26/12/2010 tarihindeki etkinliklere katıldığı, bu etkinliklerde “19-22 Aralık hapishaneler katliamını unutmadık unutturmayacağız (Halk Cephesi), katliamdan önce Seyhan Doğan, katliamdan sonra Seyhan Doğan” yazılı pankartlar açtığı ve “Diri diri yakanlar cezalandırılsın, katil devlet hesap verecek, adalet istiyoruz, yaşasın direniş yaşasın zafer” şeklinde sloganlar attığı, "Halk Cephesi" yazılı önlük giydiği ve bildiri dağıttığı belirtilmiştir. Ayrıca başvurucunun bu etkinliğe katılımın fazla olması için eleman temin etmeye çalıştığı ifade edilerek attığı bazı mesajlara ve alınan bilirkişi raporuna yer verilmiştir. Ayrıca bu etkinlikle ilgili olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde haber yapıldığı vurgulanmıştır.
vi. Başvurucunun DHKP/C terör örgütüne üye olma suçundan tutuklu olarak yargılanan S.D. ve S.A.A.ya destek vermek amacıyla bu şahısların duruşmalarına katılan grup içinde olduğu, duruşma öncesi ve sonrasında düzenlenen basın toplantılarında "Vatansever gençlik yargılanamaz, keyfi tutuklamalara son, Gençlik Federasyonu" şeklinde pankart açıldığı ve başvurucu da dâhil olmak üzere grup tarafından "Amerika defol bu vatan bizim, vatansever gençlik yargılanamaz, keyfî tutuklamalara son, kahrolsun faşizm yaşasın mücadelemiz, yaşasın devgenç yaşasın devgençliler", "Yaşasın devgenç yaşasın devgençliler, baskılar bizi yıldıramaz, Amerika defol, bu vatan bizim, yaşasın direniş yaşasın zafer, keyfî tutuklamalara son, kahrolsun faşizm yaşasın mücadelemiz" şeklinde sloganlar atıldığı belirtilmiştir. Kararda, başvurucunun bu eylemle alakalı bazı telefon görüşmelerine ve attığı mesajlara yer verilerek terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde bu konuda haber yapıldığı vurgulanmıştır.
vii. Başvurucunun zorunlu din dersinin kaldırılması amacıyla 22/1/2011 tarihinde Tunceli'de yapılacak olan basın açıklamasına katılımı sağlamaya çalıştığı, bahsi geçen basın açıklamasına Elazığ'dan DHKP/C terör örgütü adına katıldığı ve “kürdistan faşizme mezar olacak, katil devlet kürdistandan defol, devrim şehitleri ölümsüzdür” şeklinde sloganlar atan grup içinde olduğu belirtilmiştir. Kararda ayrıca başvurucunun bu yönde attığı mesajlara yer verilmiştir.
viii. Başvurucunun 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla 8/3/2011 tarihinde Elazığ'da düzenlenen basın açıklamasına katılımın fazla olması için çaba sarf ettiği ve basın açıklaması metninde, destekleyici kurumlar bölümünde "Halk Cephesi Kadınları" yazdığı belirtilmiştir. Kararda, başvurucunun bu eylemle alakalı bazı telefon görüşmelerine ve attığı mesajlara da yer verilmiştir.
ix. Başvurucunun Elazığ Haklar Derneğinde 13/3/2011, 10/4/2011 ve 28/11/2010 tarihlerinde, ölen DHKP/C terör örgütü üyelerini anma amaçlı paneller düzenlediği ve bu panellerde örgüt üyelerinin fotoğraflarının derneğe asıldığı belirtilerek bu yöndeki bazı telefon görüşmelerine yer verilmiştir. Ayrıca bu panellerle ilgili olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde haber yapıldığı vurgulanmıştır.
x. Başvurucunun 21/3/2011 tarihinde Elazığ'da, terör örgütüne eleman kazandırmak amacıyla düzenlenen Nevruz etkinliğine katılım sağlamaya çalıştığı, etkinlikte “Toplu mezarları yaratan katilleri istiyoruz, Halk Cephesi” ve “Nevruz halkların isyanıdır, Halk Cephesi” yazılı, üstünde ölen bir terör örgütü üyesinin fotoğrafının da bulunduğu pankartların açıldığı belirtilmiş ve başvurucunun bu yönde attığı mesaja da yer verilmiştir. Ayrıca bu etkinlikle ilgili olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde haber yapıldığı vurgulanmıştır.
xi. Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığına 28/2/2011 tarihinde yapılan bir ihbarda, Elazığ'da DHKP/C terör örgütü adına yayımlanan dergi ve takvimlerin Elazığ Halk Cephesi tarafından satışının yapıldığının bildirildiği, bazı mesajlardan başvurucunun örgütsel dokümanların satışı ve dağıtımı ile ilgilendiğinin anlaşıldığı ve bu konularda Elazığ-Malatya-Tunceli illerinden sorumlu olan S.K. isimli kişiden talimat aldığı belirtilmiştir.
xii. Başvurucunun DHKP/C terör örgütü tarafından ilan edilen "30 Mart-17 Nisan Devrim Şehitleri Haftası" nedeniyle 30/3/2011 tarihinde Tokat'ın Kızıldere köyünde düzenlenen etkinliği diğer sanıklar D.K. ve Ç.A. ile birlikte organize ettiği belirtilerek bu yöndeki bazı telefon görüşmelerine yer verilmiştir. Ayrıca bu etkinlikle ilgili olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde “Silahlı Savaşı Geliştirerek, Halkı Örgütleyerek ve Savaşı Halklaştırarak Kızıldere Yolunda Savaşı Sürdüreceğiz” başlıklı bir haber yapıldığı vurgulanmıştır.
xiii. Başvurucunun Adana'da 20/4/2011-27/4/2011 tarihleri arasında DHKP/C terör örgütünün üniversite ve lise gençliğine yönelik olarak oluşturduğu Gençlik Federasyonu tarafından “Parasız eğitim istiyoruz! Alacağız! Gençlik Federasyonu” adı altında düzenlenen açlık grevi ve basın açıklamasına katıldığı belirtilmiştir. Kararda, başvurucunun bu yönde yaptığı bazı telefon görüşmelerine yer verilmiş; açlık grevi çadırının kurulması sırasında güvenlik güçlerine mukavemet gösterdiği ve zor kullanılarak gözaltına alındığı ifade edilmiştir. Bu etkinlikle ilgili olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde haber yapıldığı da vurgulanmıştır.
xiv. Başvurucunun 1/5/2011 tarihinde İstanbul'un Taksim Meydanı'nda düzenlenen 1 Mayıs etkinliğine DHKP/C terör örgütü ile ilişkili olan kişilerin Elazığ, Malatya ve Tunceli'den götürülmesini organize ettiği belirtilmiştir. Söz konusu etkinlikte polis arama noktalarında bulunan barikatların yıkıldığı ve güvenlik güçlerine saldırıldığı, başvurucunun da bu etkinliğe katılan kişiler arasında olduğu ifade edilerek bu etkinlikle ilgili olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde haber yapıldığı ve haberde yer alan fotoğrafta başvurucunun da görüldüğü vurgulanmıştır.
xv. Başvurucunun, yaşamını yitiren DHKP/C terör örgütü üyesi G.Z.nin ölüm yıl dönümü olması nedeniyle 7/5/2010 tarihinde grup hâlinde “G.Z. ölümsüzdür, kahramanlar ölmez halk yenilmez, bedel ödedik bedel ödeteceğiz, anaların öfkesi katilleri boğacak, G.Z. onurumuzdur, bize ölüm yok, katil devlet hesap verecek” şeklinde sloganlar atarak grubu yönlendirdiği belirtilerek başvurucunun bu yönde yaptığı bir telefon görüşmesine yer verilmiştir. Ayrıca bu etkinlikle ilgili olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde haber yapıldığı vurgulanmıştır.
xvi. Başvurucunun, DHKP/C terör örgütünün eylem ve faaliyetlerinin ortaya çıkarılması amacıyla İdil Kültür Merkezi, Okmeydanı Haklar ve Özgürlükler Derneği ile Gençlik Dernekleri Federasyonuna yönelik gerçekleştirilen operasyonları protesto etmek amacıyla 11/5/2011 tarihinde Elazığ'da üzerinde Halk Cephesi yazılı önlük giyerek yine Halk Cephesi imzalı bildiriler dağıttığı, bu bildirilerde "Biz Halk Cephesiyiz, baş eğmeyeceğiz, baş eğmeyenlerin soyundan geliyoruz, 41 yıllık tarihimiz bunun tanığı ve kanıtıdır" şeklinde yazılar olduğu belirtilmiştir. Mahkeme, THKP/C ve DHKP/C terör örgütlerinin 1969 yılında kurulduğunu ve bildiride geçen "41 yıllık tarih"ten kastedilenin de bu olduğunu belirlemiştir. Ayrıca bu etkinlikle ilgili olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde haber yapıldığı kararda vurgulanmıştır.
xvii. Soruşturma aşamasında müdafiinin hazır bulunmasıyla ifadesi alınan ve aynı dosyada sanık olan Ç.A.nın başvurucu hakkındaki kolluk ve savcılık beyanlarında şu ifadeler bulunmaktadır:
"...Candaş Kat 2010 yılı içerisinde Fırat Üniversitesini kazanması sebebi ile Elazığ'a geldi. Candaş Elazığ'a gelmeden önce yine DHKP/C terör örgütü adına yasal görünüm altında faaliyet gösteren Ankara Gençlik Derneğinde faaliyet gösteriyormuş. DHKP/C terör örgütünün lise ve üniversite gençliğine yönelik olarak oluşturduğu yapılanması olan Gençlik Federasyonu tarafından Elazığ ilinde faaliyet göstermek için gönderildi. Candaş Kat, Elazığ Gençlik Derneği girişiminin sorumlusu olarak faaliyet göstermektedir. Fırat Üniversitesinde terör örgütüne kazandırılmaya çalışılan ve üniversiteye yeni kayıt yaptıran öğrencilere Candaş Kat ve H.G. birlikte faaliyet gösterirler. Fırat Üniversitesinde öğrenim gören M.E., E.T. ve ismini G. olarak bildiğim Kimya Mühendisliği 1. Sınıfta Candaş Kat'ın sınıf arkadaşı olarak bildiğim G.U. terör örgütüne kazandırmak amacı ile Elazığ Haklar Derneğinde düzenlenen seminer, panel vb. etkinliklere Candaş Kat vasıtası ile katılmaktadırlar. Candaş Kat ile aynı zamanda yaklaşık 6 aydır aynı evde ikamet etmekteyiz. Örgütsel faaliyetlere maddi gelir temin etmek amacı ile Yürüyüş dergisi ve diğer örgütsel yayınların satışından sağlanan gelirin tamamını örgütsel faaliyetlere aktarır...'
'...Candaş Kat isimli şahsı da Elazığ Haklar Derneğinden tanırım. Kendisidernek yöneticisidir. Üniversiteden sorumludur. Üniversiteden düzenlenen etkinlik ve organizasyonlardan sorumludur.
Haklar Derneğinin asıl amacı DHKP/C terör örgütüne propaganda yoluyla elaman kazandırmak, yayınları ile maddi gelir sağlamaktır. Buradan elde edilengelirin nereye kim tarafından gönderildiğini bilmiyorum, ancak tahminim bunun terör örgütüne gönderildiğidir..."
xviii. Ç.A., kovuşturma evresinde ise soruşturma evresindeki ifadeyi gözaltına alınması nedeniyle kızgınlıkla verdiğini, bu kapsamda başvurucunun da içinde bulunduğu diğer sanıkların örgütle bir bağlantısı olup olmadığını bilmediğini beyan etmiştir.
xix. Başvurucunun üzerinde Halk Cephesi yazılı önlük giyerek katıldığı farklı tarihlerdeki eylemlerde “Adalet istiyoruz, katiller halka hesap verecek, kahrolsun faşizm yaşasın mücadelemiz, anaların öfkesi katilleri boğacak, bedel ödedik bedel ödeteceğiz” şeklinde slogan attığı, “Matemimiz isyanımızdır isyanı büyütelim, Halk Cephesi” şeklinde pankart açtığı, yine "G.Z. ölümsüzdür, kahramanlar ölmez halk yenilmez, bedel ödedik bedel ödeteceğiz, anaların öfkesi katilleri boğacak, G.Z. onurumuzdur, bize ölüm yok, katil devlet hesap verecek" ve "kürdistan faşizme mezar olacak, katil Devlet kürdistandan defol, devrim şehitleri ölümsüzdür" şeklinde sloganların atıldığı etkinliklere katıldığı ve Yürüyüş isimli dergiyi sattığı belirtilmiştir. Mahkeme bu tespitlerinde, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna, fiziki takip tutanaklarına ve terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet sitesindeki haberlerde yer alan fotoğraflara atıf yapmıştır.
xx. Mahkeme son olarak başvurucu Candaş Kat hakkındaki mahkûmiyet gerekçesini şöyle özetlemiştir:
"...İletişim tespit tutanakları, teknik takip tutanakları, internet tespit tutanakları, internette yayınlanan haberlere ait tutanaklar, beyanı, diğer sanıkların kaçamaklı beyanları, sanık Ç.A.nın soruşturma aşamasında müdafiisi huzurundaki beyanı, bilirkişi M.S.nin 9/6/2011 tarihli raporu, CD çözüm tutanakları, fotoğraflar, Elazığ Haklar Derneğinde ele geçen örgütsel dökümanlar ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, DHKP/C silahlı terör örgütü adına düzenlenen etkinliklere katılması, katılımı organize etmesi, terör örgütü adına slogan atması, terör örgütü mensubunun cenazesine katılması, dergi gibi yayınların satımına katılması, sanığın eylemlerinin çeşitliliği, sürekliliği, niteliği nazara alındığında örgütle organik bağının bulunması, tüm eylemlerinin sempatizanlık düzeyini aşıp, örgüt üyeliği boyutuna ulaşması nazara alındığında DHKP/C silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu işlediği kanaatine varılmıştır..."
15. Mahkemenin başvurucu Sevda Kurban hakkında yaptığı tespit ve değerlendirmeler ise özetle şöyledir:
i. Başvurucunun Elazığ-Malatya-Tunceli illerinden sorumlu olarak faaliyet gösterdiği, DHKP/C terör örgütü adına Tunceli'de gençlik yapılanması içinde faaliyet gösteren şahıslarla örgütsel ilişki içinde olduğu ve gözaltına alınan şahıslarla ilgili bilgi aldığı belirtilerek bu kapsamda yaptığı bazı telefon görüşmelerine yer verilmiştir.
ii. Başvurucunun, bazı faili meçhul cinayetleri protesto etmek amacıyla 2/3/2011 tarihinde Elazığ'da “Toplu mezarları yaratan katilleri istiyoruz, Halk Cephesi” yazılı pankart açılan ve “Adalet istiyoruz, katiller halka hesap verecek, kahrolsun faşizm yaşasın mücadelemiz, anaların öfkesi katilleri boğacak, bedel ödedik bedel ödeteceğiz” şeklinde sloganlar atılan basın açıklamasına katıldığı belirtilerek bu kapsamda yaptığı bazı telefon görüşmelerine yer verilmiştir. Ayrıca bu etkinlikle ilgili olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde haber yapıldığı kararda vurgulanmıştır.
iii. Başvurucunun 21/3/2011 tarihinde Elazığ'da, terör örgütüne eleman kazandırmak amacıyla düzenlenen Nevruz etkinliğine katıldığı, etkinlikte “Toplu mezarları yaratan katilleri istiyoruz, Halk Cephesi” ve “Nevruz halkların isyanıdır, Halk Cephesi” yazılı, üstünde ölen bir terör örgütü üyesinin fotoğrafının da bulunduğu pankartların açıldığı belirtilerek başvurucunun bu yönde yaptığı bazı telefon görüşmelerine yer verilmiştir. Ayrıca bu etkinlikle ilgili olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde haber yapıldığı vurgulanmıştır.
iv. Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığına 28/2/2011 tarihinde yapılan bir ihbarda, Elazığ'da DHKP/C terör örgütü adına yayımlanan dergi ve takvimlerin Elazığ Halk Cephesi tarafından satışının yapıldığının bildirildiği, örgütsel yapı içinde Elazığ-Malatya-Tunceli illerinden sorumlu olduğu belirtilen başvurucunun kararda değinilen bazı telefon görüşmelerinden Elazığ Haklar Derneğinde faaliyet gösteren D.K.ya bahse konu dergi ve takvimlerin satışı ile ilgili talimat verdiğinin belirlendiği ifade edilmiştir.
v. Başvurucunun fiziki ve teknik takibi sonucunda DHKP/C terör örgütü tarafından ilan edilen "30 Mart-17 Nisan Devrim Şehitleri Haftası" nedeniyle İstanbul'dan Elazığ'a gönderilen örgütsel dergi, broşür, bildiri vb. yayımların dağıtımını organize ettiği belirtilerek bu yöndeki bazı telefon görüşmelerine yer verilmiştir.
vi. Başvurucunun DHKP/C terör örgütüne üye olma ve terör örgütü propagandası yapma suçlarından ceza infaz kurumunda tutuklu veya hükümlü bulunan terör örgütü üyelerinin aileleri ve diğer illerde faaliyet gösteren örgüt üyeleri ile ilişki içinde olduğu belirtilmiş ve bu yönde yaptığı bazı telefon görüşmelerine yer verilmiştir.
vii. Başvurucunun fiziki ve teknik takibi sonucunda DHKP/C terör örgütü tarafından ilan edilen "30 Mart-17 Nisan Devrim Şehitleri Haftası" nedeniyle 30/3/2011 tarihinde Tokat'ın Kızıldere köyünde düzenlenen etkinliği organize ettiği belirtilmiştir. Kararda, başvurucunun bu yönde yaptığı bazı telefon görüşmelerine yer verilmiş ve bu etkinlikle ilgili olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde haber yapıldığı vurgulanmıştır.
viii. DHKP/C terör örgütünün Elazığ-Tunceli-Malatya sorumlusu olarak faaliyet gösterdiği belirtilen başvurucunun, fiziki ve teknik takibi neticesinde, örgütsel içerikli dokümanların 26/4/2011 tarihinde İstanbul'dan Malatya'ya getirilmesi ile ilgili olarak hakkında aynı suçtan soruşturma yürütülen E.K. ve Malatya Haklar Derneğinde faaliyet gösteren K.U. ile örgütsel irtibat içinde bulunduğunun belirlendiği ifade edilmiştir.
ix. Başvurucunun 1/5/2011 tarihinde İstanbul'un Taksim Meydanı'nda düzenlenen 1 Mayıs etkinliğine DHKP/C terör örgütü ile ilişkili olan kişilerin Elazığ, Malatya ve Tunceli'den götürülmesini D.K. ile birlikte organize ettiği, başvurucunun katıldığı bu etkinlikte polis arama noktalarında bulunan barikatların yıkıldığı ve güvenlik güçlerine saldırıldığı belirtilmiştir. Yine bu etkinlikle ilgili olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde haber yapıldığı kararda ifade edilmiştir.
x. Başvurucunun DHKP/C terör örgütü üyesi G.Z.nin ölüm yıl dönümü nedeniyle düzenlenen farklı tarihlerdeki eylemlerde, üzerinde Halk Cephesi yazılı önlük giyerek "G.Z. ölümsüzdür, kahramanlar ölmez halk yenilmez, bedel ödedik bedel ödeteceğiz, anaların öfkesi katilleri boğacak, G.Z. onurumuzdur, bize ölüm yok, katil devlet hesap verecek, önder yoldaş Dursun Karataş, Mahir-Hüseyin-Ulaş kurtuluşa kadar savaş" şeklinde slogan atan grup içinde bulunduğu ve grubun fotoğraflarını çektiği belirtilmiştir.
xi. Başvurucunun DHKP/C terör örgütünün eylem ve faaliyetlerinin ortaya çıkarılması amacıyla İdil Kültür Merkezi, Okmeydanı Haklar ve Özgürlükler Derneği ile Gençlik Dernekleri Federasyonuna yönelik gerçekleştirilen operasyonları protesto etmek amacıyla, 12/5/2011 tarihinde Elazığ'da düzenlenen basın açıklamasına katıldığı, üzerinde "Halk Cephesi ve Grup Yorum" yazılı önlük giydiği, fotoğraflarını çekerek yönlendirdiği grup tarafından “Baskılar bizi yıldıramaz, bedel ödedik bedel ödeteceğiz, kahrolsun faşizm yaşasın mücadelemiz, Grup Yorum susturulamaz” şeklinde sloganların atıldığı ve “Gözaltılar baskılar bizi yıldıramaz, Halk Cephesi”yazılı pankartın açıldığı belirtilmiştir. Kararda, başvurucunun bu yönde attığı bazı mesajlara yer verilmiş ve bu etkinlikle ilgili olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde haber yapıldığı vurgulanmıştır.
xii. Başvurucunun 19/12/2000-22/12/2000 tarihlerinde F tipi ceza infaz kurumlarına geçiş sürecine karşı çıkan DHKP/C terör örgütüne yönelik operasyonları protesto etmek amacıyla 28/11/2010 tarihinde Elazığ Haklar Derneğinde düzenlenen seminere katıldığı ve seminerle ilgili olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde haber yayımlandığı belirlenmiştir.
xiii. Başvurucunun DHKP/C terör örgütüne eleman kazandırmak amacıyla Malatya Haklar Derneği tarafından Malatya'da düzenlenen yılbaşı etkinliğine Elazığ'dan örgüt adına katıldığı belirtilerek terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde “Malatya’da Yeni Kavga Yılına Etkinliklerle Girildi, Yılbaşı günü Malatya, Elazığ ve Dersim HALK CEPHELİLER Malatya’da toplandılar” şeklinde haber yapıldığı vurgulanmıştır.
xiv. Başvurucunun 19/12/2000-22/12/2000 tarihlerinde F tipi ceza infaz kurumlarına geçiş sürecine karşı çıkan DHKP/C terör örgütüne yönelik operasyonlar sonucunda ve ölüm oruçlarında hayatını kaybeden örgüt üyelerinin fotoğraflarının sergilendiği eyleme, üzerinde Halk Cephesi yazılı önlük giyerek diğer sanıklarla birlikte katıldığı ve bu etkinlikle ilgili olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde haber yapıldığı belirtilmiştir.
xv. Başvurucunun 19/12/2010 tarihinde “19-22 Aralık hapishaneler katliamını unutmadık unutturmayacağız (Halk Cephesi), katliamdan önce Seyhan Doğan katliamdan sonra Seyhan Doğan” yazılı pankartların açıldığı ve “Diri diri yakanlar cezalandırılsın, katil Devlet hesap verecek, adalet istiyoruz, yaşasın direniş yaşasın zafer” şeklinde sloganların atıldığı basın açıklamasına katıldığı ifade edilmiştir.
xvi. Başvurucunun 23/11/2009 tarihinde Elazığ Fevzi Çakmak Mahallesi'nde bulunan bir baz istasyonunun elektrik bağlantısının yapılmasını protesto eden mahalle sakinlerini yönlendirerek yol üzerine çöp konteynerlerinin çekilmesi suretiyle yolun trafiğe kapatılması ve güvenlik görevlilerine taş, sopa ve demir çubuk atarak saldırılması eylemine katıldığı belirtilmiştir.
xvii. Soruşturma aşamasında müdafii huzurunda ifadesi alınan ve aynı dosyada sanık olan Ç.A.nın başvurucu hakkındaki kolluk ve savcılık beyanlarında şu ifadeler bulunmaktadır:
"...Sevda Kurban, derneğin (Elazığ Haklar Derneği) DHKP/C terör örgütü adına genel sorumluluğunu D.K. ile birlikte yapmaktadır. Özellikle yapılan eylem ve etkinlikler, derneğin kirası gibi örgütsel faaliyetlere gelir sağlanması, sempatizan toplayarak terör örgütüne eleman kazandırılması çalışmalarının genel sorumlularındandır. Terör örgütü adına diğer illerde düzenlenen eylem ve etkinliklerin organizasyonunu D.K. ile birlikte yapar ve eylemlere katılımı sağlar. Örgütsel faaliyetlere maddi gelir temin etmek amacı ile dergi ve yayın satışından sağlanan gelirin tamamını örgütsel faaliyetlere aktarır...'
'...Ben Sevda Kurban isimli şahsı Elazığ Haklar Derneğinden tanırım. Kendisi dernek yöneticisidir. Dernek yöneticisi olması sebebiyle eylem, etkinlikler, örgüteeleman kazandırma, diğer organizasyonlar ve örgüte maddi gelir temin etmek amacıyla diğer çalışmaları yapar...
Haklar Derneğinin asıl amacı DHKP/C terör örgütüne propaganda yoluyla elaman kazandırmak, yayınları ile maddi gelir sağlamaktır. Buradan elde edilengelirin nereye kim tarafından gönderildiğini bilmiyorum, ancak tahminim bunun terör örgütüne gönderildiğidir.
Dernekte bulunan bilgisayarları dernek yönetici olan Sevda Kurban, D.K. isimli şahıslar kullanırdı..."
xix. Mahkeme son olarak başvurucu Sevda Kurban hakkındaki mahkûmiyet gerekçesini şöyle özetlemiştir:
"...İletişim tespit tutanakları, teknik takip tutanakları, internet tespit tutanakları, internette yayınlanan haberlere ait tutanaklar, beyanı, diğer sanıkların kaçamaklı beyanları, sanık Ç.A.nın soruşturma aşamasında müdafiisi huzurundaki beyanı, bilirkişi M.S.nin 9/6/2011 tarihli raporu, CD çözüm tutanakları, fotoğraflar, Elazığ Haklar Derneğinde ele geçen örgütsel dökümanlar ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, DHKP/C silahlı terör örgütü adına düzenlenen etkinliklere katılması, katılımı organize etmesi, terör örgütü adına slogan atması, terör örgütü mensubunun cenazesine ve yıldönümüne katılması, dergi gibi yayınların satımına katılması, sanığın eylemlerinin çeşitliliği, sürekliliği, niteliği nazara alındığında örgütle organik bağının bulunması, tüm eylemlerinin sempatizanlık düzeyini aşıp, örgüt üyeliği boyutuna ulaşması nazara alındığında DHKP/C silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu işlediği kanaatine varılmıştır."
16. Elazığ Haklar Derneğinde yapılan aramada üzerinde Halk Cephesi yazılı pankart, afiş, el bildirisi, takvim ile terör örgütü lideri ve üyelerinin çok sayıda fotoğrafı ele geçirilmiştir. Ayrıca ele geçirilen bazı dijital materyallerin içinde DHKP/C terör örgütü adına gerçekleştirilen eylemlere ve örgüt mensuplarına ait fotoğraflar, DHKP/C terör örgütü adına canlı bomba eylemi yapan şahısların eylem öncesinde bombaları vücuduna bağladığı sırada çekilen ve örgütsel eğitim amaçlı kullanılan görüntüler ile terör örgütünün propagandasını yapmak amacıyla hazırlanan DHKP/C yazılı bez pankartların açıldığı bazı görüntüler bulunduğu ifade edilmiştir.
17. Temyiz incelemesi sonucunda başvurucular hakkında terör örgütü propagandası yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerinin sonradan yapılan kanun değişiklikleri kapsamında kovuşturmanın ertelenmesi şartlarının değerlendirilmesi amacıyla bozulmasına karar verilmiştir. Başvurucular hakkında terör örgütüne üye olma suçu yönünden verilen mahkûmiyet kararları ise Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından 3/1/2014 tarihinde onanarak kesinleşmiştir. Onama kararının gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
"...Sanık Ç.A.nın kollukta müdafii huzurundaki ifadesi, fiziki takip tutanakları, iletişimin usulüne uygun olarak tespitine ilişkin kayıtlar, arama ve elkoyma tutanakları ile tüm dosya kapsamına göre; Dairemizce de silahlı terör örgütü DHKP/C'nin alt yapılanması olarak kabul edilen HÖC (Hak ve Özgürlükler Cephesi)'ün 2008 yılından itibaren Halk Cephesi adı altında sürdürdüğü faaliyetleri kapsamında düzenlenen etkinlik ve eylemlere katılma, müzahir kitlenin anılan eylemlere katılması için çalışma, eylemlere katılımı ve eylem yerlerine ulaşımı koordine ve organize etme, örgütün propagandasını yapma, örgüt mensubu iken ölen ya da öldürülen şahısların cenazelerini ve sanık veya hükümlü sıfatıyla ceza evinde bulunan örgüt mensuplarını örgütsel bağlılık içinde sahiplenme ve bu kapsamda gerçekleştirilen eylemlerin örgütle bağlantılı yayın organlarında yer almasını sağlama şeklindeki çeşitlilik ve süreklilik gösteren eylemleri nedeniyle sanıkların DHKP/C silahlı terör örgütü üyesi olduklarına ilişkin kabul ve uygulamada bir isabetsizlik görülmemiştir."
18. Başvurucular, Yargıtay ilamından 8/3/2014 tarihinde ceza infaz kurumunda haberdar olduklarını belirtmişlerdir.
19. Başvurucular 4/4/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır.
IV. İLGİLİ HUKUK
20. İlgili ulusal ve uluslararası hukuk için bkz. Metin Birdal (GK), B. No: 2014/15440, 22/5/2019, §§ 28-39.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
21. Mahkemenin 8/1/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Silahların Eşitliği ve Çelişmeli Yargılama İlkelerinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia
a. Başvurucuların İddiaları
22. Başvurucular, yargılama sırasında kovuşturmanın genişletilmesi ve bilirkişi incelemesi yaptırılması talebinde bulunduklarını, ancak bu taleplerin reddedildiğini beyan ederek adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
b. Değerlendirme
23. Genel anlamda hakkaniyete uygun bir yargılamanın yürütülebilmesi için silahların eşitliği ilkesi ışığında taraflara tanık delili de dâhil olmak üzere delillerini sunma, inceletme noktasında uygun imkânların tanınması ve yargılamaya etkin katılımlarının sağlanması gerekir. Bu anlamda delillere ilişkin dengesizlik veya hakkaniyetsiz olma iddiaları da yargılamanın bütünü kapsamında değerlendirilecektir. Ceza davaları ile medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin davaların usul kuralları da dâhil olmak üzere yargılamanın tüm aşamalarında silahların eşitliği ilkesinin güvence altına alınarak adil yargılanma hakkının korunması hukuk devleti olmanın bir gereğidir (Mustafa Kupal, B. No: 2013/7727, 4/2/2016, §§ 50, 51, 52).
24. Kural olarak Anayasa Mahkemesinin görevi, herhangi bir davada bilirkişi raporu veya uzman mütalaasının gerekli olup olmadığına karar vermek değildir. Bilirkişi raporu benzeri delillerin kabul edilebilirliği ve değerlendirilmesi hususları derece mahkemelerinin yetkisi dâhilindedir (Sencer Başat ve diğerleri [GK], B. No: 2013/7800, 18/6/2014, § 68).
25. Somut olayda başvurucular, dosyada daha önce alınan bilirkişi raporunda yer alan tespitlere ek olarak hangi somut gerekçelerle yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini açıklamamıştır. Ayrıca başvurucular dosyada mevcut olan bilirkişi raporunda kabul etmedikleri eylemlerin ve görüntülerin hangileri olduğunu, tarihlerini ve yerlerini açıklamamış, soyut bir biçimde yeniden bilirkişi incelemesi yapılması talebinde bulunmuş; bu talepleri Mahkemece dosyaya yenilik katmayacağı gerekçesiyle reddedilmiştir.
26. Yine başvurucular, yargılama sırasında kovuşturmanın genişletilmesi talebinde bulunarak www.halkinsesi.tv isimli internet sitesine ve fiziki ve teknik takip tutanakları içeriğine ilişkin üniversitelerden mütalaa alınmasını talep etmişler, ancak www.halkinsesi.tv isimli internet sitesine veya fiziki ve teknik takip tutanakları içeriğine ilişkin hangi tespitlere karşı çıktıklarını ve hangi somut gerekçelerle bu konularda üniversitelerden mütalaa talep ettiklerini açıklamamışlardır. Başvurucuların bu talepleri de Mahkemece dosyaya yenilik katmayacağı gerekçesiyle reddedilmiştir.
27. Bu bağlamda somut olayda başvurucuların talepleri, Mahkemenin bu talepleri red gerekçesi, maddi olayın niteliği, yargılamanın bütünü ve gerekçeli karar birlikte değerlendirildiğinde başvurucuların usule ilişkin imkânlardan yararlandıkları ve dezavantajlı konuma düşürülmediği anlaşıldığından silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerine yönelik bir ihlal bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
28. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Adil Yargılanma Hakkına İlişkin Diğer İhlal İddiaları
29. Başvurucular, haklarındaki arama ve elkoyma kararlarının kanunda öngörülen usule uygun olarak uygulanmadığını beyan etmek suretiyle adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
30. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen hak ihlallerinin derece mahkemelerince düzeltilmemesi hâlinde başvurulabilecek ikincil nitelikte bir kanun yoludur. Bireysel başvuru yolunun ikincillik niteliği gereği Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, §§ 16, 17).
31. Yine bireysel başvurunun ikincil niteliğinin bir sonucu olarak olağan kanun yollarında ve mahkemeler önünde ileri sürülmeyen iddialar ile bu mahkemelere sunulmayan bilgi ve belgeler bireysel başvuru konusu edilemez (Bayram Gök, B. No: 2012/946, 26/3/2013, § 20).
32. Somut olayda ise başvurucuların söz konusu iddialarını temyiz yolunda ileri sürmedikleri anlaşılmaktadır.
33. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Düzenleme Hakkı ile İfade Özgürlüğünün İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucuların İddiaları
34. Başvurucular katıldıkları bazı barışçıl etkinliklerin veya Yürüyüş Dergisi gibi bazı yasal yayınların terör örgütüne üye olma suçundan verilen mahkûmiyette delil olarak kullanılması nedeniyle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakları ile ifade özgürlüklerinin ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
2. Değerlendirme
35. Katıldıkları veya organize ettikleri toplantılar ile bu toplantılarda açıkladıkları bazı düşüncelerinin ve bulundurdukları bazı yayınların mahkûmiyet kararlarında terör örgütüne üye olma suçunun delili olarak kullanılması başvurucuların toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı ile ifade özgürlükleri üzerinde caydırıcı etki doğurabilir. Dolayısıyla başvurucuların Anayasa'nın 26. ve 34. maddelerinde koruma altına alınan haklarına bir müdahalede bulunulduğu kabul edilmelidir (Metin Birdal, § 48).
36. Başvuru konusu müdahalenin Anayasa'nın 13. maddesinde öngörülen kanunla sınırlama ölçütünü karşıladığı ve Anayasa'nın 26. ve 34. maddelerinin ikinci fıkralarında yer alan millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması meşru amaçları kapsamında kaldığı anlaşılmıştır (Metin Birdal, §§ 52, 53). Bu nedenle başvuru konusu müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olup olmadığı değerlendirilecektir.
a. Müdahalenin Demokratik Toplum Düzeninin Gereklerine Uygun Olması
37. Temel hak ve özgürlüklerin koruması altında bulunan bir eylemin terör örgütüne üye olma suçundan mahkûmiyet kararında delil olarak kullanılması suretiyle temel hak ve özgürlüklere yapılan bir müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilebilmesi için zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılaması gerekir. Amaca ulaşmaya yardımcı olmayan bir müdahalenin zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığı söylenemeyecektir (zorunlu toplumsal ihtiyaç testine ilişkin açıklamalar için bkz. Bekir Coşkun [GK], B. No: 2014/12151, 4/6/2015, §§ 51, 53-55, 57; Mehmet Ali Aydın [GK], B. No:2013/9343, 4/6/2015, § 68; Ferhat Üstündağ, B. No: 2014/15428, 17/7/2018, §§ 45, 46; Tansel Çölaşan, B. No: 2014/6128, 7/7/2015, § 51).
b. Somut Olayın Değerlendirilmesi
38. Terör örgütüne üye olma suçu, üye ve hatta örgüt henüz bir suç işlememiş olsa dahi örgütün toplum için yarattığı tehlikeyi cezalandıran ve bu yönüyle bir yandan da örgüt faaliyetleri kapsamında suç işlenmesini engelleme amacı taşıyan bir suç türüdür (Metin Birdal, §§ 60, 61).
39. Bireysel başvuru yolunda Anayasa Mahkemesinin görevi bir yargılamanın sonucu itibarıyla adil olup olmadığını değerlendirmek değildir. Dolayısıyla başvurucular hakkında isnat edilen terör örgütünün üyesi olma suçunun sübuta erip ermediği veya toplanan delillerin suçun sübutu için yeterli olup olmadığı meselesi, ilkesel olarak Anayasa Mahkemesinin ilgi alanı dışındadır (Metin Birdal, § 47; Yılmaz Çelik [GK], B. No: 2014/13117, 19/7/2018, § 45; krş. Ferhat Üstündağ, § 65). Bundan başka bir ceza yargılamasında hangi delillerin hükme esas alınabileceği meselesi de esas itibarıyla Anayasa Mahkemesinin görev alanının dışındadır (Türk Ceza Muhakemesi Hukuku uygulamasına ilişkin bazı değerlendirmeler için bkz. Metin Birdal, §§ 67-71).
40. Bir kişinin henüz başka bir suç işlemeden yalnızca terör örgütüne üye olması nedeniyle cezalandırılabilmesi için yargılama makamlarının o kişinin terör örgütüyle olan bağlarını ortaya koyması gerekir. Henüz ceza kanunlarında tanımlanan bir suçu işlememiş olsa bile bir terör örgütü ile örgüt üyeliği olarak kabul edilecek kuvvette bir bağın varlığının araştırılması bireylerin sahip olduğu fikirlerin, bağlı oldukları toplumsal grupların ve ideolojilerinin, davranışlarının anlamlarının ve bunların altında yatan saiklerin de değerlendirilmesini gerektirebilir. Böyle bir değerlendirmenin örgütlere üye olmak, toplantılara katılmak veya düşünce açıklamaları yapmak gibi kişilerin anayasal haklar kapsamında koruma altında bulunan eylemlerini de kapsadığı durumlarda başta ifade, örgütlenme, din ve vicdan özgürlükleri ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı olmak üzere temel haklar üzerinde ciddi bir baskı oluşturabilecek potansiyele sahip olduğu açıktır (Metin Birdal, §§ 63, 64).
41. Kişilerin anayasal hak ve özgürlükler kapsamında kalan faaliyetlerinin terör örgütünün üyesi olma suçundan verilen mahkûmiyet kararlarının delili olarak kullanılmasının temel haklar üzerinde yaratacağı caydırıcı etki nedeniyle -devletin toplumu terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı korumak şeklindeki pozitif yükümlülüğünün bir sonucu olarak- insanların terörsüz bir ortamda yaşama hakkı ile bu süreçte bireylerin potansiyel olarak etkilenebilecek temel hakları arasında adil bir denge kurulmalıdır (Metin Birdal, § 65).
42. Söz konusu dengenin sağlandığının kabul edilebilmesi için derece mahkemelerinin kişilerin anayasal hak ve özgürlükler kapsamında kalan faaliyetlerini terör örgütünün üyesi olma suçundan verilen mahkûmiyet kararlarında delil olarak kullanmalarının zorunlu bir ihtiyacı karşıladığını göstermeleri gerekir. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin benzer başvurulardaki denetimi temel haklara bu şekilde yapılan müdahalenin zorunlu bir ihtiyacı karşıladığının ilgili ve yeterli bir gerekçe ile gösterilip gösterilemediği ile sınırlı olacaktır (Metin Birdal, § 72).
43. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi mevcut başvuruda başvurucuların toplantı ve ifade özgürlüklerine yapılan müdahalelerin gerçekten toplumsal bir ihtiyaca cevap verip vermediği sorusuna cevap bulacaktır.
44. Başvuru konusu olayda ilk derece mahkemesi süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gösterdiği kabul edilen eylem ve davranışlarıyla şiddeti ve demokratik olmayan yöntemleri benimseyen başvurucuların DHKP/C terör örgütünün üyesi oldukları kanaatine ulaşmıştır.
45. Başvurucular tarafından sunulan bilgi ve belgeler ile derece mahkemelerince başvurucuların mahkûm edilmesi için benimsenen gerekçeler yukarıda yer verilen ilkeler uyarınca bir bütün olarak ve dikkatle incelenmiş ve somut olayın koşullarında ilk derece mahkemesinin başvurucuları suç oluşturmadığı ve anayasal hakların kullanımından ibaret olduğu ileri sürülen eylemleri nedeniyle mahkûm ettiği kabul edilmemiştir. İlk derece mahkemesi, diğer bazı deliller yanında DHKP/C terör örgütünü, terör örgütü mensuplarını veya terör eylemlerini yücelten bazı etkinliklere katılmış olmalarını, bunları organize etmelerini veya bazı yayınları bulundurmalarını başvurucuların örgüt üyeliğini açıklayan ve eylemlerinin çeşitliliğini, sürekliliğini ve yoğunluğunu gösteren deliller olarak kullanmıştır (krş. Metin Birdal, § 76).
46. Nitekim ilk derece mahkemesi mahkûmiyet kararında, şikâyete konu etkinlikler ve yayınlar dışında başvurucuların faaliyet gösterdikleri Elazığ Haklar Derneğinde yapılan aramada ele geçirilen örgütsel doküman ve fotoğraflara, DHKP/C terör örgütü adına canlı bomba eylemi yapan şahısların eylem öncesinde bombaları vücuduna bağladığı sırada çekilen ve örgütsel eğitim amaçlı kullanılan görüntülere de dayanmıştır. Ayrıca Mahkeme, başvurucular tarafından yapılan bazı telefon görüşmesi ve mesaj içeriklerine, terör örgütünün yayın organı olduğu belirtilen internet siteleri ile iş birliği yapılmasına, tutuklu ya da hükümlü bulunan terör örgütü üyeleri ve aileleri ile organize biçimde ilgilenilmesine de vurgu yapmıştır. Yine kararda DHKP/C ile HÖC, Halk Cephesi, Gençlik Federasyonu ve Yürüyüş dergisi arasındaki ilişkilere ayrıntılı biçimde değinilmiştir. Yargıtayın terör örgütü DHKP/C'nin alt yapılanması olarak kabul ettiği HÖC'ün 2008 yılından itibaren Halk Cephesi adı altında sürdürdüğü faaliyetleri kapsamında başvurucuların söz konusu etkinliklerde Halk Cephesi yazılı kıyafetler giydikleri, bildiriler dağıttıkları, pankartlar açtıkları ve "bedel ödedik bedel ödeteceğiz”, "kurtuluşa kadar savaş" gibi sloganlar attıkları tespitlerine de yer verilmiştir.
47. Mahkeme, başvurucuların katıldıkları hemen hemen her etkinlik sonrası bu etkinliklerin terör örgütünün yayın organı olduğu belirtilen internet sitesinde haberleştirildiğine özellikle değinmiştir. Nitekim kararda, DHKP/C terör örgütü tarafından ilan edilen "30 Mart-17 Nisan Devrim Şehitleri Haftası" nedeniyle düzenlenen bir etkinlikle ilgili olarak bahse konu internet sitesinde “Silahlı Savaşı Geliştirerek, Halkı Örgütleyerek ve Savaşı Halklaştırarak Kızıldere Yolunda Savaşı Sürdüreceğiz” başlıklı bir haber yapıldığına atıf yapılmıştır. Son olarak Mahkeme mahkûmiyet hükmünde, Ç.A.nın başvurucuların terör örgütü içindeki konumlarına ve faaliyetlerine ilişkin ayrıntılı beyanlarını da dikkate almıştır.
48. Bu kapsamda Mahkeme, başvurucuların bazı toplantı ve gösterilere katılmak veya bunları organize etmek ya da bazı yayınları bulundurmak biçimindeki eylemlerinin DHKP/C terör örgütünün hiyerarşik yapılanmasına kendi istekleriyle ve bilerek dâhil olduklarına dair bilgileri doğrular ve tamamlar nitelikte olduğunu ikna edici biçimde göstermiştir. Bu şekilde ilk derece mahkemesi, başvurucuların şikâyete konu eylemlerinin mahkûmiyet hükmünde delil olarak kullanılmasının bir toplumsal ihtiyacı karşıladığını ilgili ve yeterli bir gerekçe ile göstermiştir.
49. Sonuç olarak başvurucuların toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı ile ifade özgürlüğüne yapılan müdahale demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı bir müdahale olarak değerlendirilemez.
50. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Anayasa Mahkemesince kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).
51. Açıklanan gerekçelerle başvurucuların toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı ile ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine dair başvurusunun bir ihlal bulunmadığı açık olduğundan açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemezliğine karar verilmesi gerekir.
C. Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
52. Başvurucular, tutukluluğun devamına ilişkin kararların gerekçesiz olduğunu belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
53. Bir suç isnadına bağlı olarak tutuklulukta geçen sürenin başlangıcı; başvurucunun ilk kez yakalanıp gözaltına alındığı durumlarda bu tarih, doğrudan tutuklandığı durumlarda ise tutuklama tarihidir. Sürenin sonu ise kural olarak kişinin serbest bırakıldığı ya da ilk derece mahkemesince hüküm verildiği tarihtir (Murat Narman, B. No: 2012/1137, 2/7/2013, § 66).
54. Kişi serbest bırakılmadan yargılanmakta olduğu davada ilk derece mahkemesi kararıyla mahkûm olmuşsa mahkûmiyet tarihi itibarıyla tutukluluk hâli sona erer. Çünkü bu durumda kişinin hukuki durumu bir suç isnadına bağlı olarak tutuklu olma kapsamından çıkmaktadır. Bireysel başvuru incelemesi açısından tutuklamanın şartları ile mahkûmiyete hükmedilmesi arasındaki esaslı fark bunu gerektirir. Zira mahkûmiyete karar verilmiş olmakla isnat olunan suçun işlendiği, bundan failin sorumlu olduğunun sübuta erdiği kabul edilmekte ve bu nedenle sanık hakkında hürriyeti bağlayıcı cezaya hükmedilmektedir. Mahkûmiyetle birlikte kişinin kuvvetli suç şüphesi ve bir tutuklama nedenine bağlı olarak tutukluluk hâli sona ermektedir. Bu açıdan mahkûmiyet kararının ayrıca kesinleşmiş olması gerekmez. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Yargıtay, mahkûmiyet kararı sonrası tutulma hâlini tutukluluk olarak nitelendirmemektedir. AİHM, ilk derece mahkemesi kararıyla mahkûm olan bir sanığın söz konusu mahkûmiyet kararından sonraki tutulmasını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 5. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi hükmü uyarınca “mahkûmiyet sonrası tutma” olarak değerlendirmekte ve tutukluluk süresinin hesabında dikkate almamaktadır (Korcan Pulatsü, B. No: 2012/726, 2/7/2013, § 33).
55. Anayasa Mahkemesi, benzer iddiaların ileri sürüldüğü başvurulara ilişkin olarak birçok kararında zaman bakımından yetkisiyle ilgili ilkeleri belirlemiştir. İlk derece mahkemesince verilen mahkûmiyet kararının anılan yetkinin başladığı 23/9/2012 tarihinden sonra verilmiş olması gerektiği, bu tarihten önce verilen bir nihai kararla sona eren tutukluluk hâllerine ilişkin başvuruların zaman bakımından yetki dışında kaldığı kabul edilmiştir (birçok karar içinde bkz. Osman Büyüksu, B. No: 2013/5512, 3/4/2014, §§ 20-24; Ali Öksüz, B. No: 2013/6065, 3/4/2014, §§ 20-23; Cevdet Genç, B. No: 2012/142, 9/1/2014, §§ 24-29).
56. Somut olayda ilk derece mahkemesinin 1/2/2012 tarihli mahkûmiyet hükmüyle birlikte tutukluluğun devamına karar verildiği anlaşılmış olup başvurucular tarafından hükmen tutukluluğa ilişkin bir itirazın yapıldığına dair bir belge de bulunamamıştır.
57. Açıklanan gerekçelerle başvurucuların kişi özgürlüğü ve güvenliği haklarının ihlal edildiği yönündeki şikâyetlerine konu olayda tutuklamaya ilişkin nihai kararın Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisinin başladığı 23/9/2012 tarihinden önce verildiği anlaşıldığından başvurunun bu kısmının zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Adil yargılanma hakkına ilişkin diğer ihlal iddiaların başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
3. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı ile ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
4. Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 8/1/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.