TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
CANDAŞ KAT VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/5053)
|
|
Karar Tarihi: 8/1/2020
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
Üyeler
|
:
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör
|
:
|
Denizhan HOROZGİL
|
Başvurucular
|
:
|
1. Candaş KAT
|
|
:
|
2. Düzgün KARAL
|
|
:
|
3. Sevda KURBAN
|
Vekili
|
:
|
Av. Engin GÖKOĞLU
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, yargılama sırasında bazı taleplerin mahkemece hukuka
aykırı olarak reddedilmesi ve usule ilişkin bazı güvencelere riayet edilmemesi
nedeniyle adil yargılanma hakkının; tutukluluğun devamına ilişkin kararların
gerekçesiz olması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının; bazı
etkinliklere katılma ve bazı yayınları bulundurmanın terör örgütüne üye olmak
suçundan mahkûmiyette delil olarak kullanılması nedeniyle toplantı ve gösteri
yürüyüşü düzenleme hakkı ile ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddialarına
ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 4/4/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. 2014/5056 ve 2014/5058 numaralı başvuru dosyalarının konu
yönünden irtibat nedeniyle 2014/5053 numaralı başvuru dosyası ile
birleştirilmesine, incelemenin 2014/5053 numaralı dosya üzerinden yürütülmesine
ve diğer başvuru dosyalarının kapatılmasına karar verilmiştir.
5. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
7. İlk başvurucu Candaş Kat 1992 doğumlu olup olayların meydana
geldiği tarihte Fırat (Elazığ) Üniversitesinde öğrencidir. İkinci başvurucu
Düzgün Karal 1980 doğumlu olup Yürüyüş dergisinin muhabirliğini ve satışını
yaparak geçimini sağlamaktadır. Üçüncü başvurucu Sevda Kurban ise 1985 doğumlu
ve öğrencidir. Başvurucular olay tarihinde Elazığ Haklar Derneğinde çeşitli
düzeylerde faaliyet göstermektedir.
8. Başvurucular, DHKP/C terör örgütüne üye olma suçundan
3/6/2011 tarihinde gözaltına alınmış ve 6/6/2011 tarihinde tutuklanmışlardır.
Daha sonra başvurucular hakkında Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 21/12/2011
tarihli iddianamesiyle DHKP/C terör örgütüne üye olma ve terör örgütü
propagandası yapma suçlarından kamu davası açılmıştır.
9. (Kapatılan) Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinde (Mahkeme)
yürütülen yargılama sırasında 23/11/2011 tarihli celsede başvurucuların
müdafii, dosyada bulunan bilirkişi raporunu kabul etmediklerini belirtmiş;
emniyet dışında tarafsız bir bilirkişiden rapor alınmasını, www.halkinsesi.tv isimli internet
sitesinin DHKP/C örgütünün yayın organı olup olmadığı hususunda araştırma
yapılmasını, fiziki ve teknik takiplere ilişkin karar ve tutanaklar ile ilgili
CD'lerin üniversite kürsüsüne gönderilerek hukuka uygunlukları açısından
mütalaa alınmasını talep etmiştir. Mahkeme ise bu talepleri, dosya içeriğini
gözönüne alarak yargılamaya yenilik getirmeyeceği kanaatiyle reddetmiştir.
10. Mahkeme 1/2/2012 tarihinde, başvurucular Candaş Kat ve
Düzgün Karal'ın DHKP/C terör örgütüne üye olma suçundan 7 yıl 6 ay; başvurucu
Sevda Kurban'ın ise 9 yıl hapis cezasıyla mahkûmiyetine karar vermiştir.
Mahkeme ayrıca başvurucuların farklı tarihlerde işledikleri terör örgütü
propagandası yapma suçlarından her birinin ayrı ayrı 10 ay hapis cezasıyla
mahkûmiyetine ve hükümle birlikte tutukluluk hâllerinin devamına karar
vermiştir.
11. Mahkeme, gerekçeli kararına iddianame ve sanık savunmalarını
özetleyerek başlamış; daha sonra DHKP/C terör örgütünün oluşumunu, gelişimini,
kurulduğu tarihten itibaren gerçekleştirdiği terör eylemlerini, DHKP/C terör örgütü ile Haklar ve
Özgürlükler Cephesi (HÖC), Halk Cephesi, Haklar Derneği, Gençlik Federasyonu ve
Yürüyüş dergisinin irtibatını açıklamıştır.
12. Mahkeme bu kapsamda, Halk
Cephesinin DHKP/C terör örgütü içinde faaliyet gösteren bir oluşum
olduğunu, silahlı ve demokratik olmak üzere iki esas çalışma alanının
bulunduğunu, HÖC'ün de DHKP/C
terör örgütü ile irtibatlı olduğunu ifade etmiş; DHKP/C terör örgütünün
yayından kaldırılan internet sitesinde HÖC'ün tüm açıklamalarına, aynı şekilde
HÖC'ün internet sitesinde de DHKP/C terör örgütünün açıklamalarına ve
eylemlerine ilişkin haberlere yer verildiğini tespit etmiştir. Mahkeme son
olarak; Haklar Derneği, Gençlik Federasyonu ile
Yürüyüş dergisinin HÖC
bünyesindeki oluşumlar olduğunu ve dolayısıyla DHKP/C terör örgütü ile
irtibatları bulunduğunu belirtmiş, bu noktada Yürüyüş dergisinin çeşitli tarihlerdeki
haberlerine ve yayımladığı fotoğraflara atıf yapmıştır.
13. Mahkeme daha sonra her bir sanık yönünden ayrı başlıklar
hâlinde ayrıntılı değerlendirmeler yapmıştır. Bu kapsamda Mahkemenin başvurucu Düzgün Karal hakkında yaptığı tespit ve değerlendirmeler özetle şöyledir:
i. Başvurucunun DHKP-C terör örgütüne üye olma suçundan ceza
infaz kurumunda tutuklu ya da hükümlü bulunan terör örgütü üyeleri ve aileleri
ile telefon görüşmeleri yaptığı, bu şahısların durumlarını takip ettiği, DHKP/C
terör örgütü adına faaliyet gösteren ve tutuklu bulunan R.U., K.U., N.A. ve
U.P. ile örgütsel ilişki içinde olduğu belirtilerek bazı telefon görüşmelerine
yer verilmiştir.
ii. Başvurucunun Elazığ Haklar Derneği içindeki faaliyetleri
çerçevesinde, Elazığ'da ve diğer illerde üniversiteyi kazanan kişilere yer
temin ederek DHKP/C terör örgütüne eleman kazandırmaya çalıştığı, Tunceli'de
üniversiteye giren E.E. ile birlikte iki şahsa yer temin etmeye çalıştığı ifade
edilerek bazı telefon görüşmelerine yer verilmiştir.
iii. Başvurucunun Elazığ'daki bir evde, DHKP-C terör örgütünün
propagandasını yapmak ve örgüte eleman kazandırmak amacıyla Elazığ Fırat
Üniversitesinde öğrenim gören öğrencilerle örgütsel içerikli toplantı yaptığı
belirtilerek bu kapsamda yaptığı bazı telefon görüşmelerine yer verilmiş ve
toplantıya, dosyanın diğer sanıklarından C.K. ve H.G.nin de katıldığı
vurgulanmıştır.
iv. Başvurucunun DHKP/C terör örgütü adına katıldıkları
eylemlerde ve ceza infaz kurumlarında sürdürdükleri ölüm orucu sonrasında yaşamını
yitiren örgüt üyelerine ait fotoğrafların yayımlandığı sergiyi, Bursa'da
faaliyet gösteren şahıslara gönderdiği belirtilerek bu kapsamda bazı telefon
görüşmelerine yer verilmiştir.
v. Başvurucunun DHKP/C terör örgütünün tüm açıklama ve
eylemlerini güncel olarak yayımlayan www.halkinsesi.tv
ve www.yuruyus.com isimli
internet sitelerine haber temin ettiği ve bu haberlerin adı geçen internet
sitelerinde yayımlandığı, bu kapsamda Elazığ'ın Karakoçan ilçesinde meydana
gelen deprem sonrasında bölgeye giderek bu internet sitelerine haber gönderdiği
ifade edilmiştir. Bu durumun başvurucunun o tarihteki telefon sinyal bilgileri
ile de doğrulandığı belirtilerek bu yöndeki bazı telefon görüşmelerine yer
verilmiştir.
vi. Başvurucunun Elazığ Haklar Derneğinde sorumlu düzeyde
faaliyet gösterdiği ve Kurban Bayramı'nda çeşitli kişilere Elazığ Halk Cephesi adına örgütsel
içerikli toplu mesajlar gönderdiği ifade edilmiştir. Kararda belirtilen
mesajlar şöyledir:
(1)
"Sömürünün ve zulmün
olmadığı eşitçe yaşadığımız bir ülkede büyük ailemizle birlikte hep beraber
kardeşçe kutlayacağımız nice bayramlara. Bayramınız kutlu olsun. Elazığ Halk
Cephesi"
(2)
"Ailemizle birlikte hep
beraber kardeşçe kutlayacağımız nice bayramlara. Bayramınız kutlu olsun. Elazığ
Halk Cephesi"
(3)
"Bayramınız kutlu olsun.
Elazığ Halk Cephesi."
vii. Başvurucunun 19/12/2000-22/12/2000 tarihlerinde F tipi ceza
infaz kurumlarına geçiş sürecine karşı çıkan DHKP/C terör örgütüne yönelik
olarak gerçekleştirilen operasyonları protesto etmek amacıyla 28/11/2010
tarihinde Elazığ Haklar Derneğinde düzenlenen semineri organize ettiği
belirtilerek bu yönde yaptığı bazı telefon görüşmelerine ve attığı mesajlara
yer verilmiştir. Mahkemece, başvurucunun bu şekilde "örgüte müzahir kitleyi canlı tutmak, sempatizan
toplamak, terör örgütüne taban oluşturma faaliyetlerini yürütmek"
amacında olduğu, bu seminerle ilgili olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda
yayın yapan www.halkinsesi.tv
isimli internet sitesinde “Elazığ Haklar
Derneğinde Seminer” başlıklı bir haber yayımlandığı vurgulanmıştır.
viii. Başvurucunun yukarıda belirtilen operasyonların yıl
dönümünde 19/12/2010 tarihindeki etkinliğe katıldığı, bu etkinlikte “19-22 Aralık hapishaneler katliamını unutmadık
unutturmayacağız (Halk Cephesi), katliamdan önce Seyhan Doğan, katliamdan sonra
Seyhan Doğan” yazılı pankartlar açtığı ve “Diri diri yakanlar cezalandırılsın, katil devlet
hesap verecek, adalet istiyoruz, yaşasın direniş yaşasın zafer”
şeklinde sloganlar attığı, Halk Cephesi
imzalı bildirileri dağıttığı ve grubu yönlendirdiği belirtilmiştir. Ayrıca
başvurucunun bu etkinliğe katılımın fazla olması için eleman temin etmeye
çalıştığına değinilerek bu yönde yaptığı bazı telefon görüşmelerine, attığı
mesajlara ve bilirkişiden alınan rapora yer verilmiştir. Ayrıca bu etkinlikle
ilgili olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet
sitesinde haber yapıldığı vurgulanmıştır.
ix. Başvurucunun DHKP/C terör örgütüne eleman kazandırmak
amacıyla Malatya Haklar Derneği tarafından Malatya'da düzenlenen yılbaşı
etkinliğine DHKP/C terör örgütü adına Elazığ'dan katıldığı belirtilerek bazı
telefon görüşmelerine yer verilmiştir. Bu etkinlikle ilgili olarak terör
örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv
isimli internet sitesinde haber yapıldığı ve etkinliğe katılanlardan "Halk Cepheliler" olarak bahsedildiği
de ifade edilmiştir.
x. Başvurucunun zorunlu din dersinin kaldırılması amacıyla
22/1/2011 tarihinde Tunceli'de yapılacak olan basın açıklamasına katılımı
sağlamaya çalıştığı ve daha sonra Elazığ'dan DHKP/C terör örgütü adına
katıldığı ve basın açıklamasında “kürdistan
faşizme mezar olacak, katil devlet kürdistandan defol, devrim şehitleri
ölümsüzdür” şeklinde sloganlar atan grubun içinde olduğu
belirtilmiştir. Kararda, başvurucunun bu yönde yaptığı bazı telefon
görüşmelerine ve attığı mesajlara yer verilmiştir.
xi. Başvurucunun 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla 8/3/2011
tarihinde Elazığ'da düzenlenen basın açıklamasına katılımın fazla olması için
çaba sarf ettiği ve basın açıklaması metninde, destekleyici kurumlar bölümünde
"Halk Cephesi Kadınları"
yazdığı belirtilmiştir.
xii. Başvurucunun Elazığ Haklar Derneğinde 13/3/2011 ve
10/4/2011 tarihlerinde, ölen DHKP/C terör örgütü üyelerini anma amaçlı paneller
düzenlediği ve bu panellerde örgüt üyelerinin fotoğraflarının Derneğe asıldığı
belirtilerek bu yöndeki bazı telefon görüşmelerine yer verilmiştir. Ayrıca bu
panellerle ilgili olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet
sitesinde haber yapıldığı vurgulanmıştır.
xiii. Başvurucunun 21/3/2011 tarihinde Elazığ'da, terör örgütüne
eleman kazandırmak amacıyla düzenlenen Nevruz etkinliğine katılım sağlamaya
çalıştığı, etkinlikte “Toplu mezarları
yaratan katilleri istiyoruz, Halk Cephesi” ve “Nevruz halkların isyanıdır, Halk Cephesi”
yazılı, üstünde ölen bir terör örgütü üyesinin fotoğrafının da bulunduğu
pankartların açıldığı belirtilerek başvurucunun bu yönde yaptığı bazı telefon
görüşmelerine yer verilmiştir. Ayrıca bu etkinlikle ilgili olarak terör
örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan
www.halkinsesi.tv isimli internet sitesinde haber yapıldığı
belirlenmiştir.
xiv. Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığına 28/2/2011 tarihinde
yapılan bir ihbarda, Elazığ'da DHKP/C terör örgütü adına yayımlanan dergi ve
takvimlerin Elazığ Halk Cephesi tarafından satışının yapıldığının bildirildiği,
bazı telefon görüşmelerinden başvurucunun örgütsel dokümanların satışı ve
dağıtımı ile ilgilendiğinin anlaşıldığı ve bu konularda Elazığ-Malatya-Tunceli
illerinden sorumlu olan S.K. isimli kişiden talimat aldığı belirtilmiştir.
xv. Başvurucunun fiziki ve teknik takibi sonucunda DHKP/C terör
örgütü tarafından ilan edilen "30
Mart-17 Nisan Devrim Şehitleri Haftası" nedeniyle Elazığ'a
gönderilen örgütsel dergi, broşür, bildiri vb. yayımların farklı illere
dağıtımını organize ettiği, terör örgütü adına Malatya'da faaliyet gösteren ve
haklarında soruşturma yürütülen şahıslarla da ilişki içinde olduğu
belirtilmiştir. Kararda, başvurucunun bu yönde yaptığı bazı telefon
görüşmelerine yer verilmiştir.
xvi. Başvurucunun DHKP/C terör örgütü tarafından ilan edilen
"30 Mart-17 Nisan Devrim Şehitleri
Haftası" nedeniyle 30/3/2011 tarihinde Tokat'ın Kızıldere
köyünde düzenlenen etkinliği organize ettiği belirtilerek bu yöndeki bazı
telefon görüşmelerine yer verilmiştir. Ayrıca bu etkinlikle ilgili olarak terör
örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv
isimli internet sitesinde “Silahlı Savaşı
Geliştirerek, Halkı Örgütleyerek ve Savaşı Halklaştırarak Kızıldere Yolunda
Savaşı Sürdüreceğiz” başlıklı bir haber yapıldığı vurgulanmıştır.
xvii. Ceza infaz kurumunda hükümlü bulunduğu sırada kanser
hastalığı nedeni ile affedilen DHKP/C terör örgütü üyesi G.Z. adına Tunceli'de
açılacak olan halk kütüphanesine başvurucunun kitap gönderdiği ifade
edilmiştir.
xviii. Başvurucunun 1/5/2011 tarihinde İstanbul'un Taksim
Meydanı'nda düzenlenen 1 Mayıs etkinliğine DHKP/C terör örgütü ile ilişkili
olan kişilerin Elazığ, Malatya ve Tunceli'den götürülmesini organize ettiği, bu
etkinlikte kırmızı zemin üzerine sarı yazı ile “Halk Cephesi” yazılı önlük giydiği, kortej sırasında grubu
yönlendirdiği ve polis arama noktalarında bulunan barikatları yıktığı
belirtilmiştir. Yine bu etkinlikle ilgili olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda
yayın yapan www.halkinsesi.tv
isimli internet sitesinde haber yapıldığı ve haberde yer alan fotoğrafta
başvurucunun da görüldüğü kararda vurgulanmıştır.
xix. Soruşturma aşamasında müdafii huzurunda ifadesi alınan ve
aynı dosyada sanık olan Ç.A.nın başvurucu hakkındaki kolluk ve savcılık
beyanlarında şu ifadeler bulunmaktadır:
"...Düzgün Karal, S.K.
isimli şahıs ile birlikte DHKP/C terör örgütü adına genel sorumluluğunu
yapmaktadır. Terör örgütü adına eylem ve etkinliklerin organize edilmesi,
eleman kazanılması, terör örgütü adına örgütlenme faaliyetlerinin sürdürülmesi
için maddi gelir temin edilmesi amacı ile üzerinde Halk Cephesi ibaresi
bulunan, içeriğinde DHKP/C terör örgütü mensuplarının ve terör örgütü
mensupları tarafından gerçekleştirilen eylemlere ait fotoğrafların bulunduğu
takvim satışı, yine Mahir Çayan gibi üst düzey örgüt mensuplarının
fotoğraflarının bulunduğu kartpostalların satışı, ayrıca terör örgütü güdümünde
faaliyet gösteren Yürüyüş isimli dergi, yayın ve CD'lerin satılması
faaliyetlerini sürdürür. Satışları genellikle Fevzi Çakmak, Yıldızbağları
Mahallesi başta olmak üzere Hastane Caddesi, Hozat Garajı mevkiinde vatandaş ve
esnaflara satar. Ayrıca bu şekilde terör örgütüne eleman kazanma faaliyetlerini
de sürdürmüş olur. Düzgün Karal'ın satışını yaptığı dergi ve diğer yayınların
ilimize getirilişinin koordinesini Düzgün Karal ve S.K. isimli şahıslar
yapmaktadır. Bu yayınlar genellikle önce Malatya iline gelir. Oradan da Malatya
Birlik minibüslerinin bagajlarında Elazığ iline gelir ve yazıhaneden alınır.
Örgütsel faaliyetlere maddi gelir temin etmek amacı ile dergi ve yayın
satışından sağlanan gelirin tamamını örgütsel faaliyetlere aktarır...'
'...Düzgün Karal isimli şahsı
Elazığ Haklar Derneğinden tanırım. Kendisi dernek yöneticisidir S.K. olmadığı
zamanlarda dernek yöneticisi olması sebebiyle eylem etkinlikler, örgüte eleman
kazandırma, diğer organizasyonlar ve örgüte maddi gelir temin etmek amacıyla
diğer çalışmaları yapar.
Haklar Derneğinin asıl amacı DHKP/C terör
örgütüne propaganda yoluyla elaman kazandırmak, yayınları ile maddi gelir
sağlamaktır. Buradan elde edilen gelirin nereye kim tarafından gönderildiğini
bilmiyorum, ancak tahminim bunun terör örgütüne gönderildiğidir.
Dernekte bulunan bilgisayarları dernek yönetici
olan S.K., Düzgün Karal isimli şahıslar kullanırdı..."
xx. Ç.A.; kovuşturma evresinde ise soruşturma evresindeki
ifadeyi gözaltına alınması nedeniyle kızgınlıkla verdiğini, bu kapsamda
başvurucunun da içinde bulunduğu diğer sanıkların örgütle bir bağlantısı olup
olmadığını bilmediğini beyan etmiştir.
xxi. Başvurucunun üzerinde "Halk Cephesi" yazılı önlük giyerek katıldığı farklı
tarihlerdeki eylemlerde “Adalet istiyoruz,
katiller halka hesap verecek, kahrolsun faşizm yaşasın mücadelemiz, anaların
öfkesi katilleri boğacak, bedel ödedik bedel ödeteceğiz” şeklinde
sloganlar attığı, “Matemimiz isyanımızdır
isyanı büyütelim, Halk Cephesi” şeklinde pankart açtığı, yine "G.Z. ölümsüzdür, Mahir-Hüseyin-Ulaş kurtuluşa kadar
savaş, bedel ödedik bedel ödeteceğiz, katil devlet hesap verecek, devrim
şehitleri ölümsüzdür, kahramanlar ölmez halk eğilmez, anaların öfkesi katilleri
boğacak, G.Z. onurumuzdur" şeklinde sloganların atıldığı
etkinliklere katıldığı ifade edilmiştir. Mahkeme bu tespitlerinde, yargılama
sırasında alınan bilirkişi raporuna, fiziki takip tutanaklarına ve terör
örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan
www.halkinsesi.tv isimli internet sitesindeki haberlerde yer alan
fotoğraflara atıf yapmıştır.
xxii. Mahkeme son olarak başvurucu Düzgün Karal hakkındaki
mahkûmiyet gerekçesini şöyle özetlemiştir:
"...İletişim tespit
tutanakları, teknik takip tutanakları, internet tespit tutanakları, internette
yayınlanan haberlere ait tutanaklar, beyanı, diğer sanıkların kaçamaklı
beyanları, sanık Ç.A.nın soruşturma aşamasında müdafiisi huzurundaki beyanı,
bilirkişi M.S.nin 9/6/2011 tarihli raporu, CD çözüm tutanakları, fotoğraflar,
Elazığ Haklar Derneğinde ele geçen örgütsel dökümanlar ve tüm dosya kapsamı
nazara alındığında, DHKP/C silahlı terör örgütü adına düzenlenen etkinliklere
katılması, katılımı organize etmesi, terör örgütü adına slogan atması, terör
örgütü mensubunun cenazesine katılması, dergi gibi yayınların satımına
katılması, sanığın eylemlerinin çeşitliliği, sürekliliği, niteliği nazara alındığında
örgütle organik bağının bulunması, tüm eylemlerinin sempatizanlık düzeyini
aşıp, örgüt üyeliği boyutuna ulaşması nazara alındığında DHKP/C silahlı terör
örgütü üyesi olma suçunu işlediği kanaatine varılmıştır."
14. Mahkemenin başvurucu Candaş
Kat hakkında yaptığı tespit ve değerlendirmeler ise özetle şöyledir:
i. Başvurucunun DHKP/C terör örgütünün üniversite ve lise
gençliğine yönelik olarak oluşturduğu Gençlik
Federasyonu tarafından hazırlanarak İstanbul'dan Elazığ'a gönderilen
dergi, broşür ve bildiri gibi yayınların Elazığ'da dağıtımını yaptığı
belirtilerek başvurucunun bu yönde yaptığı bazı telefon görüşmelerine yer
verilmiştir.
ii. Başvurucunun, DHKP/C terör örgütü adına Elazığ Haklar
Derneğinde Gençlik Yapılanması Elazığ
Gençlik Girişimi içinde sorumlu düzeyde faaliyet gösterdiği, Fırat
Üniversitesinde öğrenim gören öğrencileri organize ederek Elazığ Haklar
Derneğine çağırdığı ve terör örgütüne eleman kazandırmak amacıyla terör
örgütünün propagandasını yaptığı belirtilmiştir. Kararda, başvurucunun bu yönde
yaptığı bazı telefon görüşmelerine yer verilmiştir.
iii. Başvurucunun Elazığ'daki bir konutta DHKP-C terör örgütünün
propagandasını yapmak ve örgüte eleman kazandırmak amacıyla Elazığ Fırat
Üniversitesinde öğrenim gören öğrencilerle farklı tarihlerde örgütsel içerikli
toplantılar yaptığı ifade edilerek bu kapsamda yaptığı bazı telefon
görüşmelerine yer verilmiştir.
iv. Kararda, başvurucunun yaptığı bazı telefon görüşmelerinden
Mahir Çayan ve Deniz Gezmiş'i örnek aldığı sonucuna ulaşılmıştır.
v. Başvurucunun 19/12/2000-22/12/2000 tarihlerinde F tipi ceza
infaz kurumlarına geçiş sürecine karşı çıkan DHKP/C terör örgütüne yönelik
olarak gerçekleştirilen operasyonların yıl dönümü nedeniyle 19/12/2010 ve
26/12/2010 tarihindeki etkinliklere katıldığı, bu etkinliklerde “19-22 Aralık hapishaneler katliamını unutmadık
unutturmayacağız (Halk Cephesi), katliamdan önce Seyhan Doğan, katliamdan sonra
Seyhan Doğan” yazılı pankartlar açtığı ve “Diri diri yakanlar cezalandırılsın, katil devlet
hesap verecek, adalet istiyoruz, yaşasın direniş yaşasın zafer”
şeklinde sloganlar attığı, "Halk
Cephesi" yazılı önlük giydiği ve bildiri dağıttığı
belirtilmiştir. Ayrıca başvurucunun bu etkinliğe katılımın fazla olması için
eleman temin etmeye çalıştığı ifade edilerek attığı bazı mesajlara ve alınan
bilirkişi raporuna yer verilmiştir. Ayrıca bu etkinlikle ilgili olarak terör
örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv
isimli internet sitesinde haber yapıldığı vurgulanmıştır.
vi. Başvurucunun DHKP/C terör örgütüne üye olma suçundan tutuklu
olarak yargılanan S.D. ve S.A.A.ya destek vermek amacıyla bu şahısların
duruşmalarına katılan grup içinde olduğu, duruşma öncesi ve sonrasında
düzenlenen basın toplantılarında "Vatansever
gençlik yargılanamaz, keyfi tutuklamalara son, Gençlik Federasyonu"
şeklinde pankart açıldığı ve başvurucu da dâhil olmak üzere grup tarafından
"Amerika defol bu vatan bizim,
vatansever gençlik yargılanamaz, keyfî tutuklamalara son, kahrolsun faşizm
yaşasın mücadelemiz, yaşasın devgenç yaşasın devgençliler",
"Yaşasın devgenç yaşasın devgençliler,
baskılar bizi yıldıramaz, Amerika defol, bu vatan bizim, yaşasın direniş
yaşasın zafer, keyfî tutuklamalara son, kahrolsun faşizm yaşasın mücadelemiz"
şeklinde sloganlar atıldığı belirtilmiştir. Kararda, başvurucunun bu eylemle
alakalı bazı telefon görüşmelerine ve attığı mesajlara yer verilerek terör
örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv
isimli internet sitesinde bu konuda haber yapıldığı vurgulanmıştır.
vii. Başvurucunun zorunlu din dersinin kaldırılması amacıyla
22/1/2011 tarihinde Tunceli'de yapılacak olan basın açıklamasına katılımı
sağlamaya çalıştığı, bahsi geçen basın açıklamasına Elazığ'dan DHKP/C terör
örgütü adına katıldığı ve “kürdistan faşizme
mezar olacak, katil devlet kürdistandan defol, devrim şehitleri ölümsüzdür”
şeklinde sloganlar atan grup içinde olduğu belirtilmiştir. Kararda ayrıca
başvurucunun bu yönde attığı mesajlara yer verilmiştir.
viii. Başvurucunun 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla
8/3/2011 tarihinde Elazığ'da düzenlenen basın açıklamasına katılımın fazla
olması için çaba sarf ettiği ve basın açıklaması metninde, destekleyici
kurumlar bölümünde "Halk Cephesi
Kadınları" yazdığı belirtilmiştir. Kararda, başvurucunun bu
eylemle alakalı bazı telefon görüşmelerine ve attığı mesajlara da yer
verilmiştir.
ix. Başvurucunun Elazığ Haklar Derneğinde 13/3/2011, 10/4/2011
ve 28/11/2010 tarihlerinde, ölen DHKP/C terör örgütü üyelerini anma amaçlı
paneller düzenlediği ve bu panellerde örgüt üyelerinin fotoğraflarının derneğe
asıldığı belirtilerek bu yöndeki bazı telefon görüşmelerine yer verilmiştir.
Ayrıca bu panellerle ilgili olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın
yapan www.halkinsesi.tv isimli
internet sitesinde haber yapıldığı vurgulanmıştır.
x. Başvurucunun 21/3/2011 tarihinde Elazığ'da, terör örgütüne
eleman kazandırmak amacıyla düzenlenen Nevruz etkinliğine katılım sağlamaya
çalıştığı, etkinlikte “Toplu mezarları
yaratan katilleri istiyoruz, Halk Cephesi” ve “Nevruz halkların isyanıdır, Halk Cephesi”
yazılı, üstünde ölen bir terör örgütü üyesinin fotoğrafının da bulunduğu pankartların
açıldığı belirtilmiş ve başvurucunun bu yönde attığı mesaja da yer verilmiştir.
Ayrıca bu etkinlikle ilgili olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın
yapan www.halkinsesi.tv isimli
internet sitesinde haber yapıldığı vurgulanmıştır.
xi. Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığına 28/2/2011 tarihinde yapılan
bir ihbarda, Elazığ'da DHKP/C terör örgütü adına yayımlanan dergi ve
takvimlerin Elazığ Halk Cephesi tarafından satışının yapıldığının bildirildiği,
bazı mesajlardan başvurucunun örgütsel dokümanların satışı ve dağıtımı ile
ilgilendiğinin anlaşıldığı ve bu konularda Elazığ-Malatya-Tunceli illerinden
sorumlu olan S.K. isimli kişiden talimat aldığı belirtilmiştir.
xii. Başvurucunun DHKP/C terör örgütü tarafından ilan edilen
"30 Mart-17 Nisan Devrim Şehitleri
Haftası" nedeniyle 30/3/2011 tarihinde Tokat'ın Kızıldere
köyünde düzenlenen etkinliği diğer sanıklar D.K. ve Ç.A. ile birlikte organize
ettiği belirtilerek bu yöndeki bazı telefon görüşmelerine yer verilmiştir.
Ayrıca bu etkinlikle ilgili olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın
yapan www.halkinsesi.tv isimli
internet sitesinde “Silahlı Savaşı
Geliştirerek, Halkı Örgütleyerek ve Savaşı Halklaştırarak Kızıldere Yolunda
Savaşı Sürdüreceğiz” başlıklı bir haber yapıldığı vurgulanmıştır.
xiii. Başvurucunun Adana'da 20/4/2011-27/4/2011 tarihleri
arasında DHKP/C terör örgütünün üniversite ve lise gençliğine yönelik olarak
oluşturduğu Gençlik Federasyonu tarafından “Parasız
eğitim istiyoruz! Alacağız! Gençlik Federasyonu” adı altında
düzenlenen açlık grevi ve basın açıklamasına katıldığı belirtilmiştir. Kararda,
başvurucunun bu yönde yaptığı bazı telefon görüşmelerine yer verilmiş; açlık
grevi çadırının kurulması sırasında güvenlik güçlerine mukavemet gösterdiği ve
zor kullanılarak gözaltına alındığı ifade edilmiştir. Bu etkinlikle ilgili
olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet
sitesinde haber yapıldığı da vurgulanmıştır.
xiv. Başvurucunun 1/5/2011 tarihinde İstanbul'un Taksim
Meydanı'nda düzenlenen 1 Mayıs etkinliğine DHKP/C terör örgütü ile ilişkili
olan kişilerin Elazığ, Malatya ve Tunceli'den götürülmesini organize ettiği
belirtilmiştir. Söz konusu etkinlikte polis arama noktalarında bulunan
barikatların yıkıldığı ve güvenlik güçlerine saldırıldığı, başvurucunun da bu
etkinliğe katılan kişiler arasında olduğu ifade edilerek bu etkinlikle ilgili
olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet
sitesinde haber yapıldığı ve haberde yer alan fotoğrafta başvurucunun da
görüldüğü vurgulanmıştır.
xv. Başvurucunun, yaşamını yitiren DHKP/C terör örgütü üyesi
G.Z.nin ölüm yıl dönümü olması nedeniyle 7/5/2010 tarihinde grup hâlinde “G.Z. ölümsüzdür, kahramanlar ölmez halk yenilmez,
bedel ödedik bedel ödeteceğiz, anaların öfkesi katilleri boğacak, G.Z.
onurumuzdur, bize ölüm yok, katil devlet hesap verecek” şeklinde
sloganlar atarak grubu yönlendirdiği belirtilerek başvurucunun bu yönde yaptığı
bir telefon görüşmesine yer verilmiştir. Ayrıca bu etkinlikle ilgili olarak terör
örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv
isimli internet sitesinde haber yapıldığı vurgulanmıştır.
xvi. Başvurucunun, DHKP/C terör örgütünün eylem ve
faaliyetlerinin ortaya çıkarılması amacıyla İdil Kültür Merkezi, Okmeydanı
Haklar ve Özgürlükler Derneği ile Gençlik Dernekleri Federasyonuna yönelik
gerçekleştirilen operasyonları protesto etmek amacıyla 11/5/2011 tarihinde
Elazığ'da üzerinde Halk Cephesi
yazılı önlük giyerek yine Halk Cephesi
imzalı bildiriler dağıttığı, bu bildirilerde "Biz Halk Cephesiyiz, baş eğmeyeceğiz, baş eğmeyenlerin soyundan
geliyoruz, 41 yıllık tarihimiz bunun tanığı ve kanıtıdır"
şeklinde yazılar olduğu belirtilmiştir. Mahkeme, THKP/C ve DHKP/C terör
örgütlerinin 1969 yılında kurulduğunu ve bildiride geçen "41 yıllık tarih"ten kastedilenin de
bu olduğunu belirlemiştir. Ayrıca bu etkinlikle ilgili olarak terör örgütünün
amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv
isimli internet sitesinde haber yapıldığı kararda vurgulanmıştır.
xvii. Soruşturma aşamasında müdafiinin hazır bulunmasıyla
ifadesi alınan ve aynı dosyada sanık olan Ç.A.nın başvurucu hakkındaki kolluk
ve savcılık beyanlarında şu ifadeler bulunmaktadır:
"...Candaş Kat 2010 yılı
içerisinde Fırat Üniversitesini kazanması sebebi ile Elazığ'a geldi. Candaş
Elazığ'a gelmeden önce yine DHKP/C terör örgütü adına yasal görünüm altında
faaliyet gösteren Ankara Gençlik Derneğinde faaliyet gösteriyormuş. DHKP/C
terör örgütünün lise ve üniversite gençliğine yönelik olarak oluşturduğu
yapılanması olan Gençlik Federasyonu tarafından Elazığ ilinde faaliyet
göstermek için gönderildi. Candaş Kat, Elazığ Gençlik Derneği girişiminin
sorumlusu olarak faaliyet göstermektedir. Fırat Üniversitesinde terör örgütüne
kazandırılmaya çalışılan ve üniversiteye yeni kayıt yaptıran öğrencilere Candaş
Kat ve H.G. birlikte faaliyet gösterirler. Fırat Üniversitesinde öğrenim gören
M.E., E.T. ve ismini G. olarak bildiğim Kimya Mühendisliği 1. Sınıfta Candaş
Kat'ın sınıf arkadaşı olarak bildiğim G.U. terör örgütüne kazandırmak amacı ile
Elazığ Haklar Derneğinde düzenlenen seminer, panel vb. etkinliklere Candaş Kat
vasıtası ile katılmaktadırlar. Candaş Kat ile aynı zamanda yaklaşık 6 aydır
aynı evde ikamet etmekteyiz. Örgütsel faaliyetlere maddi gelir temin etmek
amacı ile Yürüyüş dergisi ve diğer örgütsel yayınların satışından sağlanan
gelirin tamamını örgütsel faaliyetlere aktarır...'
'...Candaş Kat isimli şahsı da Elazığ Haklar
Derneğinden tanırım. Kendisidernek yöneticisidir. Üniversiteden sorumludur.
Üniversiteden düzenlenen etkinlik ve organizasyonlardan sorumludur.
Haklar Derneğinin asıl amacı DHKP/C terör
örgütüne propaganda yoluyla elaman kazandırmak, yayınları ile maddi gelir
sağlamaktır. Buradan elde edilengelirin nereye kim tarafından gönderildiğini
bilmiyorum, ancak tahminim bunun terör örgütüne gönderildiğidir..."
xviii. Ç.A., kovuşturma evresinde ise soruşturma evresindeki
ifadeyi gözaltına alınması nedeniyle kızgınlıkla verdiğini, bu kapsamda
başvurucunun da içinde bulunduğu diğer sanıkların örgütle bir bağlantısı olup
olmadığını bilmediğini beyan etmiştir.
xix. Başvurucunun üzerinde Halk
Cephesi yazılı önlük giyerek katıldığı farklı tarihlerdeki
eylemlerde “Adalet istiyoruz, katiller halka
hesap verecek, kahrolsun faşizm yaşasın mücadelemiz, anaların öfkesi katilleri
boğacak, bedel ödedik bedel ödeteceğiz” şeklinde slogan attığı, “Matemimiz isyanımızdır isyanı büyütelim, Halk Cephesi”
şeklinde pankart açtığı, yine "G.Z.
ölümsüzdür, kahramanlar ölmez halk yenilmez, bedel ödedik bedel ödeteceğiz,
anaların öfkesi katilleri boğacak, G.Z. onurumuzdur, bize ölüm yok, katil
devlet hesap verecek" ve "kürdistan
faşizme mezar olacak, katil Devlet kürdistandan defol, devrim şehitleri
ölümsüzdür" şeklinde sloganların atıldığı etkinliklere
katıldığı ve Yürüyüş isimli dergiyi sattığı belirtilmiştir. Mahkeme bu
tespitlerinde, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna, fiziki takip
tutanaklarına ve terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet
sitesindeki haberlerde yer alan fotoğraflara atıf yapmıştır.
xx. Mahkeme son olarak başvurucu Candaş Kat hakkındaki
mahkûmiyet gerekçesini şöyle özetlemiştir:
"...İletişim tespit
tutanakları, teknik takip tutanakları, internet tespit tutanakları, internette
yayınlanan haberlere ait tutanaklar, beyanı, diğer sanıkların kaçamaklı
beyanları, sanık Ç.A.nın soruşturma aşamasında müdafiisi huzurundaki beyanı,
bilirkişi M.S.nin 9/6/2011 tarihli raporu, CD çözüm tutanakları, fotoğraflar,
Elazığ Haklar Derneğinde ele geçen örgütsel dökümanlar ve tüm dosya kapsamı
nazara alındığında, DHKP/C silahlı terör örgütü adına düzenlenen etkinliklere
katılması, katılımı organize etmesi, terör örgütü adına slogan atması, terör
örgütü mensubunun cenazesine katılması, dergi gibi yayınların satımına
katılması, sanığın eylemlerinin çeşitliliği, sürekliliği, niteliği nazara
alındığında örgütle organik bağının bulunması, tüm eylemlerinin sempatizanlık
düzeyini aşıp, örgüt üyeliği boyutuna ulaşması nazara alındığında DHKP/C
silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu işlediği kanaatine varılmıştır..."
15. Mahkemenin başvurucu Sevda
Kurban hakkında yaptığı
tespit ve değerlendirmeler ise özetle şöyledir:
i. Başvurucunun Elazığ-Malatya-Tunceli illerinden sorumlu olarak
faaliyet gösterdiği, DHKP/C terör örgütü adına Tunceli'de gençlik yapılanması
içinde faaliyet gösteren şahıslarla örgütsel ilişki içinde olduğu ve gözaltına
alınan şahıslarla ilgili bilgi aldığı belirtilerek bu kapsamda yaptığı bazı
telefon görüşmelerine yer verilmiştir.
ii. Başvurucunun, bazı faili meçhul cinayetleri protesto etmek
amacıyla 2/3/2011 tarihinde Elazığ'da “Toplu
mezarları yaratan katilleri istiyoruz, Halk Cephesi” yazılı pankart
açılan ve “Adalet istiyoruz, katiller halka
hesap verecek, kahrolsun faşizm yaşasın mücadelemiz, anaların öfkesi katilleri
boğacak, bedel ödedik bedel ödeteceğiz” şeklinde sloganlar atılan
basın açıklamasına katıldığı belirtilerek bu kapsamda yaptığı bazı telefon
görüşmelerine yer verilmiştir. Ayrıca bu etkinlikle ilgili olarak terör
örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv
isimli internet sitesinde haber yapıldığı kararda vurgulanmıştır.
iii. Başvurucunun 21/3/2011 tarihinde Elazığ'da, terör örgütüne
eleman kazandırmak amacıyla düzenlenen Nevruz etkinliğine katıldığı, etkinlikte
“Toplu mezarları yaratan katilleri
istiyoruz, Halk Cephesi” ve “Nevruz
halkların isyanıdır, Halk Cephesi” yazılı, üstünde ölen bir terör
örgütü üyesinin fotoğrafının da bulunduğu pankartların açıldığı belirtilerek
başvurucunun bu yönde yaptığı bazı telefon görüşmelerine yer verilmiştir. Ayrıca
bu etkinlikle ilgili olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet
sitesinde haber yapıldığı vurgulanmıştır.
iv. Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığına 28/2/2011 tarihinde yapılan
bir ihbarda, Elazığ'da DHKP/C terör örgütü adına yayımlanan dergi ve
takvimlerin Elazığ Halk Cephesi tarafından satışının yapıldığının bildirildiği,
örgütsel yapı içinde Elazığ-Malatya-Tunceli illerinden sorumlu olduğu
belirtilen başvurucunun kararda değinilen bazı telefon görüşmelerinden Elazığ
Haklar Derneğinde faaliyet gösteren D.K.ya bahse konu dergi ve takvimlerin
satışı ile ilgili talimat verdiğinin belirlendiği ifade edilmiştir.
v. Başvurucunun fiziki ve teknik takibi sonucunda DHKP/C terör
örgütü tarafından ilan edilen "30 Mart-17
Nisan Devrim Şehitleri Haftası" nedeniyle İstanbul'dan Elazığ'a
gönderilen örgütsel dergi, broşür, bildiri vb. yayımların dağıtımını organize
ettiği belirtilerek bu yöndeki bazı telefon görüşmelerine yer verilmiştir.
vi. Başvurucunun DHKP/C terör örgütüne üye olma ve terör örgütü
propagandası yapma suçlarından ceza infaz kurumunda tutuklu veya hükümlü
bulunan terör örgütü üyelerinin aileleri ve diğer illerde faaliyet gösteren
örgüt üyeleri ile ilişki içinde olduğu belirtilmiş ve bu yönde yaptığı bazı
telefon görüşmelerine yer verilmiştir.
vii. Başvurucunun fiziki ve teknik takibi sonucunda DHKP/C terör
örgütü tarafından ilan edilen "30
Mart-17 Nisan Devrim Şehitleri Haftası" nedeniyle 30/3/2011
tarihinde Tokat'ın Kızıldere köyünde düzenlenen etkinliği organize ettiği
belirtilmiştir. Kararda, başvurucunun bu yönde yaptığı bazı telefon
görüşmelerine yer verilmiş ve bu etkinlikle ilgili olarak terör örgütünün amacı
doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv
isimli internet sitesinde haber yapıldığı vurgulanmıştır.
viii. DHKP/C terör örgütünün Elazığ-Tunceli-Malatya sorumlusu
olarak faaliyet gösterdiği belirtilen başvurucunun, fiziki ve teknik takibi
neticesinde, örgütsel içerikli dokümanların 26/4/2011 tarihinde İstanbul'dan
Malatya'ya getirilmesi ile ilgili olarak hakkında aynı suçtan soruşturma
yürütülen E.K. ve Malatya Haklar Derneğinde faaliyet gösteren K.U. ile örgütsel
irtibat içinde bulunduğunun belirlendiği ifade edilmiştir.
ix. Başvurucunun 1/5/2011 tarihinde İstanbul'un Taksim
Meydanı'nda düzenlenen 1 Mayıs etkinliğine DHKP/C terör örgütü ile ilişkili
olan kişilerin Elazığ, Malatya ve Tunceli'den götürülmesini D.K. ile birlikte
organize ettiği, başvurucunun katıldığı bu etkinlikte polis arama noktalarında
bulunan barikatların yıkıldığı ve güvenlik güçlerine saldırıldığı
belirtilmiştir. Yine bu etkinlikle ilgili olarak terör örgütünün amacı
doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv
isimli internet sitesinde haber yapıldığı kararda ifade edilmiştir.
x. Başvurucunun DHKP/C terör örgütü üyesi G.Z.nin ölüm yıl
dönümü nedeniyle düzenlenen farklı tarihlerdeki eylemlerde, üzerinde Halk Cephesi yazılı önlük giyerek "G.Z. ölümsüzdür, kahramanlar ölmez halk yenilmez,
bedel ödedik bedel ödeteceğiz, anaların öfkesi katilleri boğacak, G.Z.
onurumuzdur, bize ölüm yok, katil devlet hesap verecek, önder yoldaş Dursun
Karataş, Mahir-Hüseyin-Ulaş kurtuluşa kadar savaş" şeklinde
slogan atan grup içinde bulunduğu ve grubun fotoğraflarını çektiği
belirtilmiştir.
xi. Başvurucunun DHKP/C terör örgütünün eylem ve faaliyetlerinin
ortaya çıkarılması amacıyla İdil Kültür Merkezi, Okmeydanı Haklar ve
Özgürlükler Derneği ile Gençlik Dernekleri Federasyonuna yönelik
gerçekleştirilen operasyonları protesto etmek amacıyla, 12/5/2011 tarihinde
Elazığ'da düzenlenen basın açıklamasına katıldığı, üzerinde "Halk Cephesi ve Grup Yorum" yazılı
önlük giydiği, fotoğraflarını çekerek yönlendirdiği grup tarafından “Baskılar bizi yıldıramaz, bedel ödedik bedel
ödeteceğiz, kahrolsun faşizm yaşasın mücadelemiz, Grup Yorum susturulamaz”
şeklinde sloganların atıldığı ve “Gözaltılar
baskılar bizi yıldıramaz, Halk Cephesi”yazılı pankartın açıldığı
belirtilmiştir. Kararda, başvurucunun bu yönde attığı bazı mesajlara yer
verilmiş ve bu etkinlikle ilgili olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda
yayın yapan www.halkinsesi.tv
isimli internet sitesinde haber yapıldığı vurgulanmıştır.
xii. Başvurucunun 19/12/2000-22/12/2000 tarihlerinde F tipi ceza
infaz kurumlarına geçiş sürecine karşı çıkan DHKP/C terör örgütüne yönelik
operasyonları protesto etmek amacıyla 28/11/2010 tarihinde Elazığ Haklar
Derneğinde düzenlenen seminere katıldığı ve seminerle ilgili olarak terör
örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv
isimli internet sitesinde haber yayımlandığı belirlenmiştir.
xiii. Başvurucunun DHKP/C terör örgütüne eleman kazandırmak
amacıyla Malatya Haklar Derneği tarafından Malatya'da düzenlenen yılbaşı
etkinliğine Elazığ'dan örgüt adına katıldığı belirtilerek terör örgütünün amacı
doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv
isimli internet sitesinde “Malatya’da Yeni
Kavga Yılına Etkinliklerle Girildi, Yılbaşı günü Malatya, Elazığ ve Dersim HALK
CEPHELİLER Malatya’da toplandılar” şeklinde haber yapıldığı
vurgulanmıştır.
xiv. Başvurucunun 19/12/2000-22/12/2000 tarihlerinde F tipi ceza
infaz kurumlarına geçiş sürecine karşı çıkan DHKP/C terör örgütüne yönelik
operasyonlar sonucunda ve ölüm oruçlarında hayatını kaybeden örgüt üyelerinin
fotoğraflarının sergilendiği eyleme, üzerinde Halk
Cephesi yazılı önlük giyerek diğer sanıklarla birlikte katıldığı ve
bu etkinlikle ilgili olarak terör örgütünün amacı doğrultusunda yayın yapan www.halkinsesi.tv isimli internet
sitesinde haber yapıldığı belirtilmiştir.
xv. Başvurucunun 19/12/2010 tarihinde “19-22 Aralık hapishaneler katliamını unutmadık unutturmayacağız
(Halk Cephesi), katliamdan önce Seyhan Doğan katliamdan sonra Seyhan Doğan”
yazılı pankartların açıldığı ve “Diri diri
yakanlar cezalandırılsın, katil Devlet hesap verecek, adalet istiyoruz, yaşasın
direniş yaşasın zafer” şeklinde sloganların atıldığı basın
açıklamasına katıldığı ifade edilmiştir.
xvi. Başvurucunun 23/11/2009 tarihinde Elazığ Fevzi Çakmak
Mahallesi'nde bulunan bir baz istasyonunun elektrik bağlantısının yapılmasını
protesto eden mahalle sakinlerini yönlendirerek yol üzerine çöp
konteynerlerinin çekilmesi suretiyle yolun trafiğe kapatılması ve güvenlik
görevlilerine taş, sopa ve demir çubuk atarak saldırılması eylemine katıldığı
belirtilmiştir.
xvii. Soruşturma aşamasında müdafii huzurunda ifadesi alınan ve
aynı dosyada sanık olan Ç.A.nın başvurucu hakkındaki kolluk ve savcılık
beyanlarında şu ifadeler bulunmaktadır:
"...Sevda Kurban,
derneğin (Elazığ Haklar Derneği) DHKP/C
terör örgütü adına genel sorumluluğunu D.K. ile birlikte yapmaktadır. Özellikle
yapılan eylem ve etkinlikler, derneğin kirası gibi örgütsel faaliyetlere gelir
sağlanması, sempatizan toplayarak terör örgütüne eleman kazandırılması
çalışmalarının genel sorumlularındandır. Terör örgütü adına diğer illerde
düzenlenen eylem ve etkinliklerin organizasyonunu D.K. ile birlikte yapar ve
eylemlere katılımı sağlar. Örgütsel faaliyetlere maddi gelir temin etmek amacı
ile dergi ve yayın satışından sağlanan gelirin tamamını örgütsel faaliyetlere
aktarır...'
'...Ben Sevda Kurban isimli
şahsı Elazığ Haklar Derneğinden tanırım. Kendisi dernek yöneticisidir. Dernek
yöneticisi olması sebebiyle eylem, etkinlikler, örgüteeleman kazandırma, diğer
organizasyonlar ve örgüte maddi gelir temin etmek amacıyla diğer çalışmaları
yapar...
Haklar Derneğinin asıl amacı DHKP/C terör örgütüne
propaganda yoluyla elaman kazandırmak, yayınları ile maddi gelir sağlamaktır.
Buradan elde edilengelirin nereye kim tarafından gönderildiğini bilmiyorum,
ancak tahminim bunun terör örgütüne gönderildiğidir.
Dernekte bulunan bilgisayarları dernek yönetici
olan Sevda Kurban, D.K. isimli şahıslar kullanırdı..."
xviii. Ç.A., kovuşturma evresinde ise soruşturma evresindeki
ifadeyi gözaltına alınması nedeniyle kızgınlıkla verdiğini, bu kapsamda
başvurucunun da içinde bulunduğu diğer sanıkların örgütle bir bağlantısı olup
olmadığını bilmediğini beyan etmiştir.
xix. Mahkeme son olarak başvurucu Sevda Kurban hakkındaki
mahkûmiyet gerekçesini şöyle özetlemiştir:
"...İletişim tespit
tutanakları, teknik takip tutanakları, internet tespit tutanakları, internette
yayınlanan haberlere ait tutanaklar, beyanı, diğer sanıkların kaçamaklı
beyanları, sanık Ç.A.nın soruşturma aşamasında müdafiisi huzurundaki beyanı,
bilirkişi M.S.nin 9/6/2011 tarihli raporu, CD çözüm tutanakları, fotoğraflar,
Elazığ Haklar Derneğinde ele geçen örgütsel dökümanlar ve tüm dosya kapsamı
nazara alındığında, DHKP/C silahlı terör örgütü adına düzenlenen etkinliklere
katılması, katılımı organize etmesi, terör örgütü adına slogan atması, terör
örgütü mensubunun cenazesine ve yıldönümüne katılması, dergi gibi yayınların
satımına katılması, sanığın eylemlerinin çeşitliliği, sürekliliği, niteliği
nazara alındığında örgütle organik bağının bulunması, tüm eylemlerinin
sempatizanlık düzeyini aşıp, örgüt üyeliği boyutuna ulaşması nazara alındığında
DHKP/C silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu işlediği kanaatine varılmıştır."
16. Elazığ Haklar Derneğinde yapılan aramada üzerinde Halk Cephesi yazılı pankart, afiş, el
bildirisi, takvim ile terör örgütü lideri ve üyelerinin çok sayıda fotoğrafı
ele geçirilmiştir. Ayrıca ele geçirilen bazı dijital materyallerin içinde
DHKP/C terör örgütü adına gerçekleştirilen eylemlere ve örgüt mensuplarına ait
fotoğraflar, DHKP/C terör örgütü adına canlı bomba eylemi yapan şahısların
eylem öncesinde bombaları vücuduna bağladığı sırada çekilen ve örgütsel eğitim
amaçlı kullanılan görüntüler ile terör örgütünün propagandasını yapmak amacıyla
hazırlanan DHKP/C yazılı bez pankartların açıldığı bazı görüntüler bulunduğu
ifade edilmiştir.
17. Temyiz incelemesi sonucunda başvurucular hakkında terör
örgütü propagandası yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerinin sonradan
yapılan kanun değişiklikleri kapsamında kovuşturmanın ertelenmesi şartlarının
değerlendirilmesi amacıyla bozulmasına karar verilmiştir. Başvurucular hakkında
terör örgütüne üye olma suçu yönünden verilen mahkûmiyet kararları ise Yargıtay
9. Ceza Dairesi tarafından 3/1/2014 tarihinde onanarak kesinleşmiştir. Onama
kararının gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
"...Sanık Ç.A.nın
kollukta müdafii huzurundaki ifadesi, fiziki takip tutanakları, iletişimin
usulüne uygun olarak tespitine ilişkin kayıtlar, arama ve elkoyma tutanakları
ile tüm dosya kapsamına göre; Dairemizce de silahlı terör örgütü DHKP/C'nin alt
yapılanması olarak kabul edilen HÖC (Hak ve Özgürlükler Cephesi)'ün 2008
yılından itibaren Halk Cephesi adı altında sürdürdüğü faaliyetleri kapsamında
düzenlenen etkinlik ve eylemlere katılma, müzahir kitlenin anılan eylemlere
katılması için çalışma, eylemlere katılımı ve eylem yerlerine ulaşımı koordine
ve organize etme, örgütün propagandasını yapma, örgüt mensubu iken ölen ya da
öldürülen şahısların cenazelerini ve sanık veya hükümlü sıfatıyla ceza evinde
bulunan örgüt mensuplarını örgütsel bağlılık içinde sahiplenme ve bu kapsamda
gerçekleştirilen eylemlerin örgütle bağlantılı yayın organlarında yer almasını
sağlama şeklindeki çeşitlilik ve süreklilik gösteren eylemleri nedeniyle
sanıkların DHKP/C silahlı terör örgütü üyesi olduklarına ilişkin kabul ve
uygulamada bir isabetsizlik görülmemiştir."
18. Başvurucular, Yargıtay ilamından 8/3/2014 tarihinde ceza
infaz kurumunda haberdar olduklarını belirtmişlerdir.
19. Başvurucular 4/4/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuşlardır.
IV. İLGİLİ HUKUK
20. İlgili ulusal ve uluslararası hukuk için bkz. Metin Birdal (GK), B. No: 2014/15440, 22/5/2019, §§ 28-39.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
21. Mahkemenin 8/1/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adil Yargılanma
Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Silahların Eşitliği ve
Çelişmeli Yargılama İlkelerinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia
a. Başvurucuların
İddiaları
22. Başvurucular, yargılama sırasında kovuşturmanın
genişletilmesi ve bilirkişi incelemesi yaptırılması talebinde bulunduklarını,
ancak bu taleplerin reddedildiğini beyan ederek adil yargılanma haklarının
ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
b. Değerlendirme
23. Genel anlamda hakkaniyete uygun bir yargılamanın
yürütülebilmesi için silahların eşitliği ilkesi ışığında taraflara tanık delili
de dâhil olmak üzere delillerini sunma, inceletme noktasında uygun imkânların
tanınması ve yargılamaya etkin katılımlarının sağlanması gerekir. Bu anlamda
delillere ilişkin dengesizlik veya hakkaniyetsiz olma iddiaları da yargılamanın
bütünü kapsamında değerlendirilecektir. Ceza davaları ile medeni hak ve
yükümlülüklere ilişkin davaların usul kuralları da dâhil olmak üzere
yargılamanın tüm aşamalarında silahların eşitliği ilkesinin güvence altına
alınarak adil yargılanma hakkının korunması hukuk devleti olmanın bir gereğidir
(Mustafa Kupal, B. No: 2013/7727,
4/2/2016, §§ 50, 51, 52).
24. Kural olarak Anayasa Mahkemesinin görevi, herhangi bir
davada bilirkişi raporu veya uzman mütalaasının gerekli olup olmadığına karar
vermek değildir. Bilirkişi raporu benzeri delillerin kabul edilebilirliği ve
değerlendirilmesi hususları derece mahkemelerinin yetkisi dâhilindedir (Sencer Başat ve diğerleri [GK], B. No:
2013/7800, 18/6/2014, § 68).
25. Somut olayda başvurucular, dosyada daha önce alınan
bilirkişi raporunda yer alan tespitlere ek olarak hangi somut gerekçelerle
yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini açıklamamıştır. Ayrıca
başvurucular dosyada mevcut olan bilirkişi raporunda kabul etmedikleri
eylemlerin ve görüntülerin hangileri olduğunu, tarihlerini ve yerlerini
açıklamamış, soyut bir biçimde yeniden bilirkişi incelemesi yapılması talebinde
bulunmuş; bu talepleri Mahkemece dosyaya yenilik katmayacağı gerekçesiyle
reddedilmiştir.
26. Yine başvurucular, yargılama sırasında kovuşturmanın
genişletilmesi talebinde bulunarak www.halkinsesi.tv isimli internet sitesine
ve fiziki ve teknik takip tutanakları içeriğine ilişkin üniversitelerden
mütalaa alınmasını talep etmişler, ancak www.halkinsesi.tv isimli internet
sitesine veya fiziki ve teknik takip tutanakları içeriğine ilişkin hangi
tespitlere karşı çıktıklarını ve hangi somut gerekçelerle bu konularda
üniversitelerden mütalaa talep ettiklerini açıklamamışlardır. Başvurucuların bu
talepleri de Mahkemece dosyaya yenilik katmayacağı gerekçesiyle reddedilmiştir.
27. Bu bağlamda somut olayda başvurucuların talepleri,
Mahkemenin bu talepleri red gerekçesi, maddi olayın niteliği, yargılamanın
bütünü ve gerekçeli karar birlikte değerlendirildiğinde başvurucuların usule
ilişkin imkânlardan yararlandıkları ve dezavantajlı konuma düşürülmediği
anlaşıldığından silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerine yönelik
bir ihlal bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
28. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının, diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Adil Yargılanma
Hakkına İlişkin Diğer İhlal İddiaları
29. Başvurucular, haklarındaki arama ve elkoyma kararlarının
kanunda öngörülen usule uygun olarak uygulanmadığını beyan etmek suretiyle adil
yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
30. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen hak
ihlallerinin derece mahkemelerince düzeltilmemesi hâlinde başvurulabilecek
ikincil nitelikte bir kanun yoludur. Bireysel başvuru yolunun ikincillik
niteliği gereği Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için
öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No:
2012/403, 26/3/2013, §§ 16, 17).
31. Yine bireysel başvurunun ikincil niteliğinin bir sonucu
olarak olağan kanun yollarında ve mahkemeler önünde ileri sürülmeyen iddialar
ile bu mahkemelere sunulmayan bilgi ve belgeler bireysel başvuru konusu
edilemez (Bayram Gök, B. No:
2012/946, 26/3/2013, § 20).
32. Somut olayda ise başvurucuların söz konusu iddialarını
temyiz yolunda ileri sürmedikleri anlaşılmaktadır.
33. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemiş olması
nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Toplantı ve Gösteri
Yürüyüşü Düzenleme Hakkı ile İfade Özgürlüğünün İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucuların
İddiaları
34. Başvurucular katıldıkları bazı barışçıl etkinliklerin veya
Yürüyüş Dergisi gibi bazı yasal yayınların terör örgütüne üye olma suçundan
verilen mahkûmiyette delil olarak kullanılması nedeniyle toplantı ve gösteri
yürüyüşü düzenleme hakları ile ifade özgürlüklerinin ihlal edildiğini ileri
sürmüşlerdir.
2. Değerlendirme
35. Katıldıkları veya organize ettikleri toplantılar ile bu
toplantılarda açıkladıkları bazı düşüncelerinin ve bulundurdukları bazı
yayınların mahkûmiyet kararlarında terör örgütüne üye olma suçunun delili
olarak kullanılması başvurucuların toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı
ile ifade özgürlükleri üzerinde caydırıcı etki doğurabilir. Dolayısıyla
başvurucuların Anayasa'nın 26. ve 34. maddelerinde koruma altına alınan
haklarına bir müdahalede bulunulduğu kabul edilmelidir (Metin Birdal, § 48).
36. Başvuru konusu müdahalenin Anayasa'nın 13. maddesinde
öngörülen kanunla sınırlama ölçütünü karşıladığı ve Anayasa'nın 26. ve 34.
maddelerinin ikinci fıkralarında yer alan millî güvenlik ve kamu düzeninin
korunması meşru amaçları kapsamında kaldığı anlaşılmıştır (Metin Birdal, §§ 52, 53). Bu nedenle başvuru konusu müdahalenin demokratik
toplum düzeninin gereklerine uygun olup olmadığı değerlendirilecektir.
a. Müdahalenin Demokratik
Toplum Düzeninin Gereklerine Uygun Olması
37. Temel hak ve özgürlüklerin koruması altında bulunan bir
eylemin terör örgütüne üye olma suçundan mahkûmiyet kararında delil olarak
kullanılması suretiyle temel hak ve özgürlüklere yapılan bir müdahalenin
demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilebilmesi için zorunlu
bir toplumsal ihtiyacı karşılaması gerekir. Amaca ulaşmaya yardımcı olmayan bir
müdahalenin zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığı söylenemeyecektir
(zorunlu toplumsal ihtiyaç testine ilişkin açıklamalar için bkz. Bekir Coşkun [GK], B. No: 2014/12151,
4/6/2015, §§ 51, 53-55, 57; Mehmet Ali Aydın
[GK], B. No:2013/9343, 4/6/2015, § 68; Ferhat Üstündağ, B. No: 2014/15428, 17/7/2018, §§ 45, 46; Tansel Çölaşan, B. No: 2014/6128,
7/7/2015, § 51).
b. Somut Olayın
Değerlendirilmesi
38. Terör örgütüne üye olma suçu, üye ve hatta örgüt henüz bir
suç işlememiş olsa dahi örgütün toplum için yarattığı tehlikeyi cezalandıran ve
bu yönüyle bir yandan da örgüt faaliyetleri kapsamında suç işlenmesini
engelleme amacı taşıyan bir suç türüdür (Metin
Birdal, §§ 60, 61).
39. Bireysel başvuru yolunda Anayasa Mahkemesinin görevi bir
yargılamanın sonucu itibarıyla adil olup olmadığını değerlendirmek değildir.
Dolayısıyla başvurucular hakkında isnat edilen terör örgütünün üyesi olma
suçunun sübuta erip ermediği veya toplanan delillerin suçun sübutu için yeterli
olup olmadığı meselesi, ilkesel olarak Anayasa Mahkemesinin ilgi alanı
dışındadır (Metin Birdal, § 47; Yılmaz
Çelik [GK], B. No: 2014/13117, 19/7/2018, § 45; krş. Ferhat Üstündağ, § 65). Bundan başka bir
ceza yargılamasında hangi delillerin hükme esas alınabileceği meselesi de esas
itibarıyla Anayasa Mahkemesinin görev alanının dışındadır (Türk Ceza Muhakemesi
Hukuku uygulamasına ilişkin bazı değerlendirmeler için bkz. Metin Birdal, §§ 67-71).
40. Bir kişinin henüz başka bir suç işlemeden yalnızca terör
örgütüne üye olması nedeniyle cezalandırılabilmesi için yargılama makamlarının
o kişinin terör örgütüyle olan bağlarını ortaya koyması gerekir. Henüz ceza
kanunlarında tanımlanan bir suçu işlememiş olsa bile bir terör örgütü ile örgüt üyeliği olarak kabul edilecek
kuvvette bir bağın varlığının araştırılması bireylerin sahip olduğu fikirlerin,
bağlı oldukları toplumsal grupların ve ideolojilerinin, davranışlarının
anlamlarının ve bunların altında yatan saiklerin de değerlendirilmesini
gerektirebilir. Böyle bir değerlendirmenin örgütlere üye olmak, toplantılara
katılmak veya düşünce açıklamaları yapmak gibi kişilerin anayasal haklar
kapsamında koruma altında bulunan eylemlerini de kapsadığı durumlarda başta
ifade, örgütlenme, din ve vicdan özgürlükleri ile toplantı ve gösteri yürüyüşü
düzenleme hakkı olmak üzere temel haklar üzerinde ciddi bir baskı
oluşturabilecek potansiyele sahip olduğu açıktır (Metin Birdal, §§ 63,
64).
41. Kişilerin anayasal hak ve özgürlükler kapsamında kalan
faaliyetlerinin terör örgütünün üyesi olma suçundan verilen mahkûmiyet
kararlarının delili olarak kullanılmasının temel haklar üzerinde yaratacağı
caydırıcı etki nedeniyle -devletin toplumu terör örgütlerinin faaliyetlerine
karşı korumak şeklindeki pozitif yükümlülüğünün bir sonucu olarak- insanların
terörsüz bir ortamda yaşama hakkı ile bu süreçte bireylerin potansiyel olarak
etkilenebilecek temel hakları arasında adil bir denge kurulmalıdır (Metin Birdal, § 65).
42. Söz konusu dengenin sağlandığının kabul edilebilmesi için
derece mahkemelerinin kişilerin anayasal hak ve özgürlükler kapsamında kalan
faaliyetlerini terör örgütünün üyesi olma suçundan verilen mahkûmiyet
kararlarında delil olarak kullanmalarının zorunlu bir ihtiyacı karşıladığını
göstermeleri gerekir. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin benzer başvurulardaki
denetimi temel haklara bu şekilde yapılan müdahalenin zorunlu bir ihtiyacı
karşıladığının ilgili ve yeterli bir gerekçe ile gösterilip gösterilemediği ile
sınırlı olacaktır (Metin Birdal,
§ 72).
43. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi mevcut başvuruda
başvurucuların toplantı ve ifade özgürlüklerine yapılan müdahalelerin gerçekten
toplumsal bir ihtiyaca cevap
verip vermediği sorusuna cevap bulacaktır.
44. Başvuru konusu olayda ilk derece mahkemesi süreklilik,
çeşitlilik ve yoğunluk gösterdiği kabul edilen eylem ve davranışlarıyla şiddeti
ve demokratik olmayan yöntemleri benimseyen başvurucuların DHKP/C terör
örgütünün üyesi oldukları kanaatine ulaşmıştır.
45. Başvurucular tarafından sunulan bilgi ve belgeler ile derece
mahkemelerince başvurucuların mahkûm edilmesi için benimsenen gerekçeler
yukarıda yer verilen ilkeler uyarınca bir bütün olarak ve dikkatle incelenmiş
ve somut olayın koşullarında ilk derece mahkemesinin başvurucuları suç oluşturmadığı
ve anayasal hakların kullanımından ibaret olduğu ileri sürülen eylemleri
nedeniyle mahkûm ettiği kabul edilmemiştir. İlk derece mahkemesi, diğer bazı
deliller yanında DHKP/C terör örgütünü, terör örgütü mensuplarını veya terör
eylemlerini yücelten bazı etkinliklere katılmış olmalarını, bunları organize
etmelerini veya bazı yayınları bulundurmalarını başvurucuların örgüt üyeliğini
açıklayan ve eylemlerinin çeşitliliğini, sürekliliğini ve yoğunluğunu gösteren
deliller olarak kullanmıştır (krş. Metin
Birdal, § 76).
46. Nitekim ilk derece mahkemesi mahkûmiyet kararında, şikâyete
konu etkinlikler ve yayınlar dışında başvurucuların faaliyet gösterdikleri
Elazığ Haklar Derneğinde yapılan aramada ele geçirilen örgütsel doküman ve
fotoğraflara, DHKP/C terör örgütü adına canlı bomba eylemi yapan şahısların
eylem öncesinde bombaları vücuduna bağladığı sırada çekilen ve örgütsel eğitim
amaçlı kullanılan görüntülere de dayanmıştır. Ayrıca Mahkeme, başvurucular
tarafından yapılan bazı telefon görüşmesi ve mesaj içeriklerine, terör
örgütünün yayın organı olduğu belirtilen internet siteleri ile iş birliği
yapılmasına, tutuklu ya da hükümlü bulunan terör örgütü üyeleri ve aileleri ile
organize biçimde ilgilenilmesine de vurgu yapmıştır. Yine kararda DHKP/C ile HÖC,
Halk Cephesi, Gençlik Federasyonu ve Yürüyüş dergisi arasındaki ilişkilere
ayrıntılı biçimde değinilmiştir. Yargıtayın terör örgütü DHKP/C'nin alt
yapılanması olarak kabul ettiği HÖC'ün 2008 yılından itibaren Halk Cephesi adı altında sürdürdüğü
faaliyetleri kapsamında başvurucuların söz konusu etkinliklerde Halk Cephesi yazılı kıyafetler giydikleri,
bildiriler dağıttıkları, pankartlar açtıkları ve "bedel ödedik bedel ödeteceğiz”, "kurtuluşa kadar savaş" gibi sloganlar
attıkları tespitlerine de yer verilmiştir.
47. Mahkeme, başvurucuların katıldıkları hemen hemen her
etkinlik sonrası bu etkinliklerin terör örgütünün yayın organı olduğu
belirtilen internet sitesinde haberleştirildiğine özellikle değinmiştir.
Nitekim kararda, DHKP/C terör örgütü tarafından ilan edilen "30 Mart-17 Nisan Devrim Şehitleri Haftası"
nedeniyle düzenlenen bir etkinlikle ilgili olarak bahse konu internet sitesinde
“Silahlı Savaşı Geliştirerek, Halkı
Örgütleyerek ve Savaşı Halklaştırarak Kızıldere Yolunda Savaşı Sürdüreceğiz”
başlıklı bir haber yapıldığına atıf yapılmıştır. Son olarak Mahkeme mahkûmiyet
hükmünde, Ç.A.nın başvurucuların terör örgütü içindeki konumlarına ve
faaliyetlerine ilişkin ayrıntılı beyanlarını da dikkate almıştır.
48. Bu kapsamda Mahkeme, başvurucuların bazı toplantı ve
gösterilere katılmak veya bunları organize etmek ya da bazı yayınları
bulundurmak biçimindeki eylemlerinin DHKP/C terör örgütünün hiyerarşik
yapılanmasına kendi istekleriyle ve bilerek dâhil olduklarına dair bilgileri
doğrular ve tamamlar nitelikte olduğunu ikna edici biçimde göstermiştir. Bu
şekilde ilk derece mahkemesi, başvurucuların şikâyete konu eylemlerinin
mahkûmiyet hükmünde delil olarak kullanılmasının bir toplumsal ihtiyacı
karşıladığını ilgili ve yeterli bir gerekçe ile göstermiştir.
49. Sonuç olarak başvurucuların toplantı ve gösteri yürüyüşü
düzenleme hakkı ile ifade özgürlüğüne yapılan müdahale demokratik toplum
düzeninin gereklerine aykırı bir müdahale olarak değerlendirilemez.
50. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı
fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Anayasa Mahkemesince kabul
edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda müdahalenin
meşru olduğu açık olan başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334,
17/9/2013, § 24).
51. Açıklanan gerekçelerle başvurucuların toplantı ve gösteri
yürüyüşü düzenleme hakkı ile ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine dair başvurusunun
bir ihlal bulunmadığı açık olduğundan açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemezliğine karar
verilmesi gerekir.
C. Kişi Özgürlüğü ve
Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucuların
İddiaları
52. Başvurucular, tutukluluğun devamına ilişkin kararların
gerekçesiz olduğunu belirterek
kişi hürriyeti ve güvenliği haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
53. Bir suç isnadına bağlı
olarak tutuklulukta geçen sürenin başlangıcı; başvurucunun ilk kez
yakalanıp gözaltına alındığı durumlarda bu tarih, doğrudan tutuklandığı
durumlarda ise tutuklama tarihidir. Sürenin sonu ise kural olarak kişinin
serbest bırakıldığı ya da ilk derece mahkemesince hüküm verildiği tarihtir (Murat Narman, B. No: 2012/1137, 2/7/2013,
§ 66).
54. Kişi serbest bırakılmadan yargılanmakta olduğu davada ilk
derece mahkemesi kararıyla mahkûm olmuşsa mahkûmiyet tarihi itibarıyla
tutukluluk hâli sona erer. Çünkü bu durumda kişinin hukuki durumu bir suç isnadına bağlı olarak tutuklu olma
kapsamından çıkmaktadır. Bireysel başvuru incelemesi açısından tutuklamanın
şartları ile mahkûmiyete hükmedilmesi arasındaki esaslı fark bunu gerektirir.
Zira mahkûmiyete karar verilmiş olmakla isnat olunan suçun işlendiği, bundan
failin sorumlu olduğunun sübuta erdiği kabul edilmekte ve bu nedenle sanık
hakkında hürriyeti bağlayıcı cezaya hükmedilmektedir. Mahkûmiyetle birlikte
kişinin kuvvetli suç şüphesi ve bir tutuklama nedenine bağlı olarak tutukluluk
hâli sona ermektedir. Bu açıdan mahkûmiyet kararının ayrıca kesinleşmiş olması
gerekmez. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Yargıtay, mahkûmiyet kararı
sonrası tutulma hâlini tutukluluk olarak nitelendirmemektedir. AİHM, ilk derece
mahkemesi kararıyla mahkûm olan bir sanığın söz konusu mahkûmiyet kararından
sonraki tutulmasını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 5. maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendi hükmü uyarınca “mahkûmiyet
sonrası tutma” olarak değerlendirmekte ve tutukluluk süresinin
hesabında dikkate almamaktadır (Korcan
Pulatsü, B. No: 2012/726, 2/7/2013, § 33).
55. Anayasa Mahkemesi, benzer iddiaların ileri sürüldüğü
başvurulara ilişkin olarak birçok kararında zaman
bakımından yetkisiyle ilgili ilkeleri belirlemiştir. İlk derece
mahkemesince verilen mahkûmiyet kararının anılan yetkinin başladığı 23/9/2012
tarihinden sonra verilmiş olması gerektiği, bu tarihten önce verilen bir nihai
kararla sona eren tutukluluk hâllerine ilişkin başvuruların zaman bakımından
yetki dışında kaldığı kabul edilmiştir (birçok karar içinde bkz. Osman Büyüksu, B. No: 2013/5512, 3/4/2014,
§§ 20-24; Ali Öksüz, B. No:
2013/6065, 3/4/2014, §§ 20-23; Cevdet Genç,
B. No: 2012/142, 9/1/2014, §§ 24-29).
56. Somut olayda ilk derece mahkemesinin 1/2/2012 tarihli
mahkûmiyet hükmüyle birlikte tutukluluğun devamına karar verildiği anlaşılmış
olup başvurucular tarafından hükmen tutukluluğa ilişkin bir itirazın
yapıldığına dair bir belge de bulunamamıştır.
57. Açıklanan gerekçelerle başvurucuların kişi özgürlüğü ve
güvenliği haklarının ihlal edildiği yönündeki şikâyetlerine konu olayda
tutuklamaya ilişkin nihai kararın Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından
yetkisinin başladığı 23/9/2012 tarihinden önce verildiği anlaşıldığından
başvurunun bu kısmının zaman bakımından
yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi
gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin
ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Adil yargılanma hakkına ilişkin diğer ihlal iddiaların başvuru yollarının tüketilmemiş olması
nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
3. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı ile ifade
özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
4. Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA
8/1/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.