TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
NECAT ÖZTEKİN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/510)
|
|
Karar Tarihi: 9/6/2016
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Serruh KALELİ
|
|
|
Nuri
NECİPOĞLU
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
Raportör
|
:
|
Okan
TAŞDELEN
|
Başvurucu
|
:
|
Necat
ÖZTEKİN
|
Vekili
|
:
|
Av. Hüseyin
BOĞATEKİN
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; tutukluluğun uzun sürmesi ve tutukluluk
incelemesinde yaşanan eksiklikler nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği
hakkının, hukuka aykırı delillere dayalı ve eksik inceleme sonucunda
mahkûmiyete hükmedilmesi, tercümandan yararlanma talebinin reddedilmesi, derece
mahkemelerinin kararlarının uygun biçimde gerekçelendirilmemesi ve yargılamanın
uzun sürede sonuçlandırılması nedenleriyle makul sürede yargılanma hakkı da
dâhil olmak üzere adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına
ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 10/1/2014 tarihinde İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi
vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir
eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Birinci Komisyonunca 30/11/2015 tarihinde,
başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar
verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından 9/3/2016 tarihinde, başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlığın 21/3/2016 tarihli yazısında Anayasa
Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen
başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Başvuruya Konu Olaylar
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal
Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler
çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu, bir lokantanın bombalaması eylemine katıldığı
şüphesiyle diğer üç kişiyle birlikte 7/8/2005 tarihinde gözaltına alınmış ve
9/8/2005 tarihinde tutuklanmıştır.
8. Soruşturma kapsamında, başvurucunun ve diğer şüphelilerin
bulundukları adreslerde arama işlemleri gerçekleştirilmiştir.
9. Başvurucu ve diğer iki sanık hakkında 22/8/2005 tarihinde PKK
terör örgütü üyeliği ve örgüt adına patlayıcı madde atma suçlarından iddianame
düzenlenmiştir. Yaşının küçük olması nedeniyle diğer bir sanık hakkındaki dava,
çocuk mahkemesinde açılmıştır.
10. Dava (kapatılan) İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK
250. maddesi ile görevli) E.2005/197 sayılı dosyasına kaydedilmiştir.
11. Olayda yaralanan iki kişinin hayati tehlike geçirdiğinin
anlaşılması üzerine iki dava daha açılmış, bu davalar Mahkemenin yukarıdaki
dosyası ile birleştirilmiştir.
12. Mahkeme 25/12/2012 tarihli ve E.2005/197, K.2012/341 sayılı
kararı ile sanıkların devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir
kısmını devlet idaresinden ayırmaya yönelik eylemlerde bulunma, tasarlayarak
adam öldürmeye teşebbüs (ikişer defa) ve patlayıcı madde bulundurma suçlarından
mahkûmiyetlerine karar vermiştir. Başvurucu sonuç olarak müebbet hapis cezası
ile toplamda 27 yıl 15 ay hapis ve 1.200 TL adli para cezasıyla
cezalandırılmıştır.
13. Yargıtay 9. Ceza Dairesi 14/11/2013 tarihli ve E.2013/10695,
K.2013/13614 sayılı ilamıyla mahkûmiyet hükmünü onamıştır. Nihai karar
12/12/2013 tarihinde tefhim edilmiştir.
14. Başvurucu 10/1/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
B. Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesine Başvuru
15. Başvurucu ve aynı soruşturma kapsamında hakkında dava açılan
diğer bir sanık 13/4/2010 tarihinde mevcut başvuruya konu ceza yargılamasının
uzun sürdüğünü ve bu şikâyetlerine ilişkin gidebilecekleri bir yol
bulunmadığını belirterek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) başvurmuştur.
16. AİHM 17/3/2015 tarihli ve B. No: 26300/10 sayılı kararıyla
7/8/2005 ile 14/11/2013 tarihleri arasında devam eden yargılama nedeniyle
başvurucunun makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ve başvurucuya
3.500 avro ödenmesine karar vermiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
17. Mahkemenin 9/6/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
18. Başvurucu; matbu gerekçelerle ve duruşma yapılmaksızın
tutukluluğun devamına karar verildiğini, Cumhuriyet savcısının tutukluluğa
ilişkin görüşünün tebliğ edilmediğini, uzun süre tutuklu kaldığını, kolluğun
bilgi alma tutanağı adı altında ifade aldığını, hukuka aykırı gerçekleştirilen
arama sonucu elde edilen delillerin hükme esas alındığını, ev aramasında
gereken kişilerin hazır bulundurulmadığını, yasal ve yeterli delil olmadan ve
eksik incelemeye dayanılarak mahkûmiyetine karar verildiğini, müşteki ve tanıkların
dinlenmediğini, tercümandan yararlanma hakkının kullandırılmaması nedeniyle son
söz hakkından faydalanamadığını, tercüman hakkına ilişkin sonradan yapılan yasa
değişikliğinin dikkate alınmadığını, İlk Derece Mahkemesi kararının uygun
biçimde gerekçelendirilmediğini, tutukluluğa ve ara kararlara karşı yaptıkları
itirazların gerekçesiz biçimde reddedildiğini, Yargıtay aşamasında dile
getirdikleri hususların dikkate alınmadığını, yargılamanın uzun sürdüğünü
belirterek özgürlük ve güvenlik hakkının ve silahların eşitliği ilkesinin,
gerekçeli karar ve makul sürede yargılanma haklarını içerecek biçimde adil
yargılanma hakkının, eşitlik ilkesinin ve etkili başvuru hakkının ihlal
edildiğini ileri sürmüştür.
19. Başvurucu, bu nedenlerle yargılamanın yenilenmesi ile maddi
ve manevi tazminata hükmedilmesi talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
20. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının bir bütün olarak
kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile makul sürede yargılanma hakkı da dâhil
olmak üzere adil yargılanma hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği
değerlendirilmiştir.
21. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Başvuru hakkının kötüye kullanılması"
kenar başlıklı 51. maddesi şöyledir:
"(1) Bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye kullandığı tespit edilen başvurucular
aleyhine, yargılama giderlerinin dışında, ayrıca ikibin
Türk Lirasından fazla olmamak üzere disiplin para cezasına hükmedilebilir."
22. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) "Başvuru hakkının kötüye kullanılması"
kenar başlıklı 83. maddesi şöyledir:
"(1) Başvurucunun istismar edici, yanıltıcı ve benzeri nitelikteki
davranışlarıyla bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye kullandığının tespit
edilmesi hâlinde başvuru reddedilir ve yargılama giderleri dışında, ilgilinin ikibin Türk Lirasından fazla olmamak üzere disiplin para
cezasıyla cezalandırılmasına karar verilir."
23. İçtüzük'ün "Bireysel başvuru formu ve ekleri"
kenar başlıklı 59. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
"Başvurucuların,
adreslerinde veya başvuruyla ilgili koşullarda herhangi bir değişiklik meydana
geldiğinde bunu Mahkemeye bildirmeleri zorunludur."
24. Genel hukuk teorisinde bir kamu düzeni kuralı olarak ele
alınan ve genel olarak bir hakkın açıkça öngörüldüğü amaç dışında ve
başkalarını zarara sokacak şekilde kullanılmasının hukuk düzenince himaye
edilmeyeceğini ifade eden hakkın kötüye kullanılmasının bireysel başvuru
alanında özel olarak ele alındığı görülmektedir. Bu bağlamda bireysel başvuru
usulünün amacına açıkça aykırı olan ve Anayasa Mahkemesinin başvuruyu gereği
gibi değerlendirmesini engelleyen davranışların, başvuru hakkının kötüye
kullanılması olarak değerlendirilmesi mümkündür (S.Ö., B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 28; Mehmet Güven Ulusoy [GK], B. No:
2013/1013, 2/7/2015, § 31).
25. Bu kapsamda Anayasa Mahkemesini yanıltmak amacıyla gerçek
olmayan maddi vakıalara dayanılması veya bu nitelikte bilgi ve belge sunulması,
başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi
verilmemesi, başvurunun değerlendirilmesi sürecinde vuku bulan ve söz konusu
değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler hakkında
Anayasa Mahkemesinin bilgilendirilmemesi suretiyle başvuru hakkında doğru bir
kanaat oluşturulmasının engellenmesi, medeni ve meşru eleştiri sınırları saklı
kalmak kaydıyla bireysel başvuru amacıyla bağdaşmayacak surette hakaret, tehdit
veya tahrik edici bir üslup kullanılması ile söz konusu başvuru yolu kapsamında
ihlalin tespiti ile ihlal ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin amaçla
bağdaşmayacak surette içeriksiz bir başvuruda bulunulması durumunda başvuru
hakkının kötüye kullanıldığı kabul edilebilecektir (S.Ö., § 29; Mehmet Güven
Ulusoy, § 32).
26. Somut olayda Anayasa Mahkemesinin incelemesini tamamlamadan
önce AİHM, başvurucunun makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ve
başvurucuya tazminat ödenmesine karar vermiştir (bkz. § 16). Başvurucu bununla
birlikte İçtüzük'ün 59. maddesinin (5) numaralı
fıkrasında belirtilen yükümlülüğe açıkça aykırı olarak ihlal kararına dair
herhangi bir bildirimde bulunmamıştır.
27. Bu itibarla başvuru sonrasında gerçekleşen ve başvurunun
değerlendirilmesini etkileyecek nitelikteki bir konuda bilgi verilmeyerek
Anayasa Mahkemesini yanıltıcı, öte yandan mükerrer tazminat ödemesine yol
açabilecek bir davranışın ortaya konduğu anlaşılmaktadır (Abdurrehman Uray, B. No: 2013/6140, 5/11/2014, § 38; S.Ö., § 32).
28. Açıklanan nedenlerle başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanımı nedeniyle reddine ve6216
sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca başvurucu aleyhine takdiren
500 TL disiplin para cezasına hükmedilmesi karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun başvuru
hakkının kötüye kullanılması nedeniyle REDDİNE,
B. 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca başvurucunun 500 TL
disiplin para cezası ile CEZALANDIRILMASINA,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA,
D. İlgisi nedeniyle kararın bir örneğinin İstanbul Barosuna
GÖNDERİLMESİNE
9/6/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.