TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
TASFİYE HALİNDE S.S. GÜNEŞ YENİBELDEMİZ KONUT
YAPI KOOPERATİFİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/5455)
|
|
Karar Tarihi: 5/4/2017
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
|
|
Muammer
TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör
|
:
|
Özgür DUMAN
|
Başvurucu
|
:
|
Tasfiye
Halinde S.S. Güneş Yenibeldemiz Konut Yapı
|
|
|
Kooperatifi
|
Vekili
|
:
|
Av. Yusuf
Rıza ÇOLAK
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, iskân suretiyle başvurucuya tahsis edilip devredilen
taşınmazın ön alım hakkı çerçevesinde diğer paydaş adına tapuda tescil edilmesi
ve bu taşınmaz için ödenen bedelin de iade edilmemesi nedeniyle mülkiyet
hakkının; bu konuya ilişkin olarak açılan davalarda hakkaniyete uygun bir
yargılama yapılmaması nedeniyle de adil yargılanma hakkının ihlal edildiği
iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 22/4/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş sunmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
A. Uyuşmazlığın Arka
Planı
8. Bulgaristan'dan zorunlu göçe tabi tutulan ve daha sonra Türk
vatandaşlığına kabul edilenleri konut sahibi yapmak üzere 1991 yılında
çalışmalar başlatılmış ve göç eden kişilerin bir kısmının konut sahibi olması
sağlanmıştır.
9. 12/12/2001 tarihli ve 4726 sayılı 2002 Mali Yılı Bütçe
Kanunu'nun 48. maddesinde üyelerini Bulgaristan'dan göç eden ve vatandaşlığa
kabul edilen kişilerin oluşturduğu kooperatifler yönünden bir düzenleme
yapılmıştır. Buna göre mülkiyeti Maliye Hazinesine ait olan arsa ve arazilerin,
bu kooperatiflere konut yapılması amacıyla maddede belirtilen rayiç bedeli
karşılığında satılması öngörülmüştür.
10. Bulgaristan'dan göç eden ve vatandaşlığa kabul edilen
kişilerce -başvuru formu ve eklerinden anlaşılamayan bir tarihte- söz konusu
mevzuat doğrultusunda konut yapımı amacıyla başvurucu kooperatif kurulmuştur.
Bu kapsamda İstanbul ili Silivri ilçesine bağlı Büyükçavuşlu
Mahallesi'nde bulunan 2442-2450 parsel sayılı taşınmazların, Hazine adına
tapuda kayıtlı olan 1/2 payının başvurucu kooperatife satışı talep edilmiştir.
Ancak Maliye Bakanlığı Millî Emlak Genel Müdürlüğünün 14/11/2002 tarihli
yazısıyla bu taşınmazların paylı olması ve bu şekilde satılması hâlinde diğer
paydaşların ön alım hakkının bulunması nedeniyle satışın uygun görülmediği
belirtilmiştir. Bu yazıda ayrıca, anılan taşınmazların ifrazının mümkün olması
hâlinde ifraz edildikten sonra satışa konu edilebileceği açıklanmıştır.
11. Bu defa yeniden yapılan satın alma başvurusu üzerine Maliye
Bakanlığının 16/9/2004 tarihli yazısıyla bazı koşullara bağlı olarak anılan
dokuz adet taşınmazın Hazine adına kayıtlı paylarının 809.760 TL bedeli
mukabilinde başvurucuya satışına olur verilmiştir. Buna göre kooperatif üye
sayısından fazla oluşacak bağımsız bölümlerin mülkiyetinin karşılığı paylaşım
esasına göre yarısı oranında Hazineye bırakılacağı belirtilmiştir. Bir diğer
koşul olarak ise bu taşınmazlara ilişkin derdest davaların Hazine aleyhine
sonuçlanması durumunda Hazineden herhangi bir hak ve talepte bulunulmaması
öngörülmüştür. Satışa konu taşınmazların tapu kayıtlarının beyanlar hanesine de
yapılan satışın koşullarına ilişkin belirti konulmuştur.
B. Taşınmazların Hazine
Dışındaki Paydaşları Tarafından Açılan Önalım Davası
12. Anılan taşınmazların diğer paydaşlarından M.G. Tic. ve İnş.
Ltd. Şti. ile N.K. tarafından ayrı ayrı olmak üzere ön alım hakkına dayalı
olarak başvurucu ile Hazine aleyhine Silivri 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde
(Mahkeme) tapu iptali ve tescil davaları açılmıştır. Dava dosyaları
birleştirilerek birlikte görülmüş; yapılan yargılama neticesinde Mahkeme
29/11/2007 tarihinde davaların kabulüne, ön alım hakkı nedeniyle satışa konu
taşınmaz paylarının davacılar adına tapuya tesciline karar vermiştir.
13. Temyiz edilen karar, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 3/6/2008
tarihli ilamıyla onanmış; başvurucunun karar düzeltme istemi de aynı Dairenin
3/12/2008 tarihli ilamıyla reddedilmiştir.
C. Yargılamanın
Yenilenmesi Talebi
14. Başvurucu 24/7/2009 tarihinde Silivri 2. Asliye Hukuk
Mahkemesinin E.2007/103 sayılı dosyasında görülen ön alım davasına ilişkin
yargılamanın yenilenmesini talep etmiştir.
15. Mahkeme 25/11/2010 tarihinde yargılamanın yenilenmesi
talebini reddetmiştir. Kararda yargılamanın iadesi koşullarının gerçekleşmediği
belirtilmiştir.
16. Başvurucu kararı temyiz etmiş, temyiz edilen hüküm Yargıtay
6. Hukuk Dairesinin 28/6/2011 tarihli ilamıyla onanmıştır. Başvurucunun karar
düzeltme istemi de aynı Dairenin 26/1/2012 tarihli ilamıyla reddedilmiştir.
D. Hazine Tarafından
Açılan Tapu İptali ve Tescil Davaları ile Tapudaki Belirtinin Terkini Davası
17. Hazine tarafından başvurucu ve ön alım hakkını kullanan
diğer paydaşlar aleyhine yine Silivri 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde 21/2/2013
tarihinde ayrı ayrı tapu iptali ve tescil davaları açılmıştır. Ayrıca ön alım
hakkını kullanan M.G. Tic. ve İnş. Ltd. Şti. tarafından da taşınmazların tapu
kayıtlarının beyanlar hanesindeki belirtilerin terkini istemiyle Hazine
aleyhine dava açılmıştır. Bu davalar da birleştirilerek birlikte görülmüştür.
Başvurucu, davalı sıfatıyla davayı kabul ettiğini beyan etmiştir. Ancak diğer
davalılar davayı kabul etmemişlerdir. Mahkeme 5/4/2013 tarihinde Hazine
tarafından açılan davaların reddine karar vermiştir. Mahkeme ayrıca bu kararla,
davacı Şirket tarafından açılan davanın kabulüyle dava konusu taşınmazların
tapu kayıtlarının beyanlar hanesindeki iskân suretiyle satışa ilişkin koşulları
içeren belirtmelerin terkinine karar vermiştir.
18. Kararın gerekçesinde, ön alım davasında taşınmazlardaki
satışa konu Hazine paylarının iptal edilmesi karşısında, başvurucunun davalı
sıfatının bulunmadığı belirtilerek başvurucunun davayı kabul etmesinin sonuca
etkili olmadığı açıklanmıştır. Kararda ayrıca, Hazinenin bütün geri alım
sebeplerini ön alım davasında da ileri sürdüğünü ve bu taleplerin söz konusu
davada incelenip geçerli görülmeyerek yargılamanın neticelendiğine vurgu
yapılmıştır. Mahkeme, bu taşınmazların dava öncesinde kesinleşen mahkeme
hükmüne dayalı olarakön alım hakkını kullanan
paydaşlar adına tapuya tescil edildiğini belirtmiştir.
19. Karar temyiz edilmiş, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin
26/11/2013 tarihli ilamıyla hükmün onanmasına karar verilmiştir. Karar düzeltme
talebi de aynı Dairenin 20/2/2014 tarihli ilamıyla reddedilmiştir.
20. Nihai karar başvurucu vekiline 24/3/2014 tarihinde tebliğ
edilmiştir.
21. Başvurucu 22/4/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
22. Mahkemenin 5/4/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Gizlilik Talebi
Yönünden
23. Başvurucu, kamuya açık belgelerde kimlik bilgilerinin gizli
tutulmasını talep etmiş ise de gizlilik talebinin gerekçesini ifade etmemiştir.
Bu sebeple kararın gizli tutulmamasının sakıncalarının neler olduğu ve bu sakıncaların
makul olup olmadığı değerlendirilememektedir. Dolayısıyla başvurucunun gizlilik
talebinin reddine karar vermek gerekir.
B. Mülkiyet Hakkının
İhlal Edildiğine İlişkin İddia
24. Başvurucu; iskân yoluyla Hazine tarafından verilen
taşınmazlarda ön alım hakkının uygulanamayacağını; zira, Yargıtayın
akdi ve serbest iradeye dayalı olmayan satışlarda ön alım hakkının
uygulanamayacağı yönünde içtihatlarının mevcut olduğunu belirtmiştir.
Başvurucuya göre kanuna dayalı resmî tahsislerde ön alım hakkı bulunmamasına
rağmen derece mahkemelerince verilen karara dayalı olarak uyuşmazlık konusu
taşınmazların mülkiyeti elinden alınmıştır. Başvurucu bu nedenlerle mülkiyet
hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
25. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un geçici 1. maddesinin (8)
numaralı fıkrası uyarınca Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisinin
başlangıcı 23/9/2012 tarihi olup bu tarihten sonra kesinleşen nihai işlem ve
kararlar aleyhine yapılan bireysel başvurular incelenebilir (Zafer Öztürk, B. No: 2012/51, 25/12/2012,
§ 17).
26. Başvuru konusu olayda başvurucu mülkiyet hakkının ihlaline
ilişkin temel iddiasını, uyuşmazlık konusu taşınmazların Hazine dışındaki
paydaşları tarafından açılan ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil
davasına dayandırmaktadır. Buna göre başvurucu kooperatif, Hazinenin anılan
taşınmazlardaki paylarını satın almasına karşın kanun çerçevesinde yapılan bu
satış işlemi üzerine ön alım hakkının kullanılarak tapu kaydının iptal
edilmesinin mülkiyet hakkının ihlali sonucuna yol açtığını ifade etmektedir.
Ancak ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasında yargılama,
başvurucunun karar düzeltme isteminin reddedildiği 3/12/2008 tarihi itibarıyla
kesinleşmiştir (bkz. §§ 12-13). Nitekim yargılamanın yenilenmesi talebine
ilişkin yargılama süreci dahi 26/1/2012 tarihinde sona ermiştir (bkz. §§
14-16). Dolayısıyla başvuruya konu davanın Anayasa Mahkemesinin zaman
bakımından yetkisinin başladığı 23/9/2012 tarihinden önce sonuçlandırıldığı
anlaşılmaktadır.
27. Açıklanan nedenlerle mülkiyet hakkının ihlali iddiasına
ilişkin başvurunun bu kısmının, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden
incelenmeksizin zaman bakımından yetkisizlik
nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. Adil Yargılanma
Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
28. Başvurucu, ön alım hakkını kullanan uyuşmazlık konusu
taşınmazların paydaşları tarafından açılan tapu kaydındaki belirtilerin terkini
davasında derece mahkemelerinin adil olmayan bir kararla belirtilerin terkinine
karar verdiğini ifade etmiştir. Başvurucu ayrıca, Hazine tarafından aleyhine
açılan tapu iptali ve tescil davasının da ilk duruşmadaki davayı kabul beyanına
rağmen reddedildiğinden yakınmaktadır. Başvurucuya göre davayı kabul beyanı
kesin hükmün sonuçlarını doğurmakta olup bu nedenle Mahkemece davanın kabul
edilmesi zorunluluğu bulunmaktadır. Sonuç olarak başvurucu, birleştirilerek
görülen bu davalarda adil, güvenilir ve doğru bir yargılama yapılmadığını
belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
29. 6216 sayılı Kanun’un 46. maddesine göre Anayasa Mahkemesine
bireysel başvuruda bulunulması için başvuruya konu edilen ve ihlale yol açtığı
ileri sürülen kamusal eylem veya işlemden başvurucunun kişisel olarak ve doğrudan etkilenmiş olması gerekir (Onur Doğanay, B. No: 2013/1977, 9/1/2014,
§§ 42-45).
30. Somut olayda başvurucu ilk olarak, tapu kayıtlarının
beyanlar hanesindeki belirtilerin terkinine ilişkin dava (Hazine tarafından açılan
tapu iptali ve tescil davası ile birleştirilen) yönünden adil yargılanma
hakkının ihlal edildiğinden yakınmaktadır. Ancak söz konusu davanın, ön alım
hakkını kullanan taşınmazların paydaşlarından olan M.G. Tic. ve San. Ltd. Şti.
tarafından Hazineye karşı açıldığı, başvurucunun ise bu davada taraf sıfatının
bulunmadığı görülmektedir (bkz. §§ 17-19).
31. Başvurucu ikinci olarak da Hazine tarafından kendisi
aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasını kabul etmesine rağmen davanın
reddedilmesinden yakınmaktadır. Ancak söz konusu yargılamada da başvurucunun
dava ve karar tarihi itibarıyla bu davanın konusunu oluşturan taşınmazların
maliki olmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim bu tapu iptali ve tescil davasının
reddine ilişkin kararda Mahkeme, ön alım hakkına ilişkin davada verilen kararın
3/12/2008 tarihinde kesinleştiğine dikkat çekerek bu kararla tapu kaydı iptal
edilmekle başvurucunun, 30/12/2008 tarihinde açılan tapu iptali ve tescil
davası bakımından davalı sıfatının bulunmadığını belirtmiştir. Kararda bu
nedenle davalı başvurucu kooperatifin davayı kabul etmesinin sonuca etkili
olmadığı vurgulanmıştır (bkz. §§ 17-18). Bu karar Yargıtayca
onanmış, karar düzeltme talebi de reddedilmiştir (bkz. § 19). 12/1/2011 tarihli
ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 308. maddesinin (2) numaralı
fıkrasına dayanan bu sonucun, keyfî olduğunun kabul edilemeyeceği
değerlendirilmiştir.
32. Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında adil yargılanma hakkının
ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunabilmek için başvurucunun
ya medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili bir uyuşmazlığın tarafı olması ya da
başvurucuya yönelik bir suç isnadı hakkında karar verilmiş olması gerektiği
anlaşılmaktadır. Dolayısıyla başvuru konusu davalarda adil yargılanma hakkının
ihlal edildiğini ileri süren başvurucunun, söz konusu yargılama dosyalarında
taraf sıfatının bulunmadığı, bu açıdan başvuruya konu yapılan yargılama
faaliyetleri nedeniyle adil yargılanma hakkı yönünden güncel ve kişisel bir
hakkının doğrudan etkilenmediği değerlendirilmiştir.
33. Açıklanan nedenlerle adil yargılanma hakkının ihlal
edildiğine ilişkin başvurunun bu kısmının, diğer kabul edilebilirlik koşulları
yönünden incelenmeksizin kişi bakımından
yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurucunun gizlilik talebinin REDDİNE,
B. 1. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın ilgili
kısmının zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın
ilgili kısmının kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
5/4/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.