TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
YAŞAR BULUT VE HAKAN AKŞAM BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2014/5897)
Karar Tarihi: 25/2/2015
R.G. Tarih-Sayı: 27/5/2015-29368
Başkan
:
Alparslan ALTAN
Üyeler
Serdar ÖZGÜLDÜR
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
Recep KÖMÜRCÜ
Celal Mümtaz AKINCI
Raportör Yrd.
Derya ATAKUL
Başvurucular
Yaşar BULUT
Hakan AKŞAM
Vekilleri
Av. Önder KIRMIZITAŞ
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvurucular, "6136 sayılı Kanun'a muhalefet, mala zarar verme, konut dokunulmazlığını bozma ve hırsızlık" suçlarından haklarında açılan kamu davasının halen devam ettiğini ve makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşler, tazminat talebinde bulunmuşlardır.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru, 24/4/2014 tarihinde İstanbul 22. Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir durumun bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca 18/7/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından 17/10/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği, görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 31/10/2014 tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
6. Başvurucu Yaşar Bulut tarafından yapılan 2014/5897 numaralı bireysel başvuru dosyası ile başvurucu Hakan Akşam tarafından yapılan 2014/5906 numaralı bireysel başvuru dosyası, aralarındaki hukuki ve fiili irtibat nedeniyle birleştirilmiş, incelemeye 2014/5897 numaralı bireysel başvuru dosyası üzerinden devam edilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucular, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığınca "6136 sayılı Kanun'a muhalefet, mala zarar verme, konut dokunulmazlığını bozma, hırsızlık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve kurulan örgüte üye olma, birden fazla kişi ile birlikte yağma" suçlarından yürütülen soruşturma kapsamında 20/3/2009 tarihinde gözaltına alınmışlardır.
9. Gaziosmanpaşa 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 21/3/2009 tarih ve 2009/86 Sorgu sayılı kararı ile başvurucuların tutuklanmalarına karar verilmiş, 25/11/2009 tarihinde başvurucular tahliye edilmişlerdir.
10. Başvurucular ve diğer beş şüpheli hakkında, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığınca, 7/1/2013 tarih ve E.2013/246 sayılı iddianame ile "6136 sayılı Kanun'a muhalefet, mala zarar verme, konut dokunulmazlığını bozma ve hırsızlık" suçlarını işledikleri iddiasıyla kamu davası açılmış, "suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve kurulan örgüte üye olma, birden fazla kişi ile birlikte yağma" suçlarından ek takipsizlik kararı verilmiştir.
11. Yargılamaya başlayan Gaziosmanpaşa 5. Asliye Ceza Mahkemesi, başvurucuların savunmalarının alınması amacıyla başvuruculara tebligat göndermiş ve anılan tebligat 18/1/2013 tarihinde tebligat yapılmıştır.
12. Başvurucuların duruşmaya gelmemeleri üzerine Mahkemece, 15/5/2013 tarihinde savunmalarının alınması amacıyla zorla getirilmelerine karar verilmiştir.
13. Zorla getirme kararının yerine getirilememesi üzerine, başvurucuların soruşturma sırasında bildirdikleri adreslerde olmadıkları ve adresleri tespit edilemediği için savunmalarının alınması amacıyla başvuruculardan Hakan Akşam hakkında 19/7/2013, Yaşar Bulut hakkında 11/12/2013 tarihli duruşmalarda yakalama emri çıkarılmasına karar verilmiştir.
14. Başvuruculardan Hakan Akşam hakkında çıkarılan yakalama emri 28/7/2014 tarihinde yerine getirilerek başvurucunun savunması alınmıştır.
15. Başvuruculardan Yaşar Bulut hakkında çıkarılan yakalama emri henüz yerine getirilememiştir.
16. Yargılamaya Gaziosmanpaşa 5. Asliye Ceza Mahkemesinin E.2013/27 sayılı dava dosyasında devam edilmektedir.
17. Başvurucular, 24/4/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır.
B. İlgili Hukuk
18. 26/9/2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 116. maddesinin (1) ve (4) numaralı fıkraları, 142. ve 151. maddelerinin (1) numaralı fıkraları; 10/7/1953 tarih ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’un 13. ve 15. maddelerinin birinci fıkraları.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
19. Mahkemenin 25/2/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucuların 24/4/2014 tarih ve 2014/5897 numaralı bireysel başvuruları incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
20. Başvurucular, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında 20/3/2009 tarihinde gözaltına alınarak 21/3/2009 tarihinde tutuklandıklarını ve 25/11/2009 tarihinde tahliye edildiklerini, "6136 sayılı Kanun'a muhalefet, mala zarar verme konut dokunulmazlığını bozma ve hırsızlık" suçlarını işledikleri iddiasıyla Gaziosmanpaşa 5. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan kamu davasının halen devam ettiğini ve makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
21. Başvurucular, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığınca haklarında açılan kamu davasının halen devam ettiğini ve makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
22. Anayasa'nın "Hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir."
23. Anayasa'nın "Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması" kenar başlıklı 141. maddesinin dördüncü fıkrası şöyledir:
"Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir."
24. Sözleşme'nin "Adil yargılanma hakkı" kenar başlıklı 6. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Herkes medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini isteme hakkına sahiptir."
25. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18), Sözleşme metni ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından ortaya çıkan ve adil yargılanma hakkının somut görünümleri olan alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36. maddesinde yer verilen adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı ışığında yorumlamak suretiyle, Sözleşme’nin lâfzî içeriğinde yer alan ve AİHM içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara, Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun dayanağını oluşturan makul sürede yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten Anayasa’nın 141. maddesinin de Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereği, makul sürede yargılanma hakkının değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 38–39).
26. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
27. Ancak, belirtilen kriterlerden hiçbiri makul süre değerlendirmesinde tek başına belirleyici değildir. Yargılama sürecindeki tüm gecikmelerin ayrı ayrı tespiti ile bu kriterlerin toplam etkisi değerlendirilmek suretiyle, hangi unsurun yargılamanın gecikmesi açısından daha etkili olduğu saptanmalıdır (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 46).
28. Anayasa’nın 36. ve Sözleşme’nin 6. maddesi uyarınca kişilere, cezai alanda yöneltilen suçlamaların da (suç isnadı) makul sürede karara bağlanmasını isteme hakkı tanınmıştır. İsnat olunan fiil, ceza kanunlarında suç olarak nitelendirilmiş ve yargılama aşamasında ceza hukukunun kuralları uygulanmış ise ayrıca bir uygulanabilirlik incelemesi yapılmaksızın kendiliğinden adil yargılanma hakkının kapsamına girer (B. No: 2013/625, 9/1/2014, § 31). Başvuru konusu olayda, başvurucular hakkında, "6136 sayılı Kanun'a muhalefet, mala zarar verme, konut dokunulmazlığını bozma, hırsızlık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve kurulan örgüte üye olma, birden fazla kişi ile birlikte yağma" suçlarını işledikleri iddiasıyla soruşturma başlatılmıştır. Başvurucular hakkında isnat olunan suçlar 5237 ve 6136 sayılı Kanunlarda hapis ve adli para cezasını gerektirir şekilde tanımlanmıştır. Bu çerçevede başvurucular hakkındaki suç isnadına dayalı yargılamanın Anayasa’nın 36. maddesinin güvence kapsamına girdiği konusunda kuşku bulunmamaktadır (B. No: 2012/625, 9/1/2014, § 32).
29. Ceza muhakemesinde yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken sürenin başlangıcı, bir kişiye suç işlediği iddiasının yetkili makamlar tarafından bildirilmesi veya isnattan ilk olarak etkilendiği arama ve gözaltı gibi bir takım tedbirlerin uygulanması anı ya da kamu davasının açıldığı tarihtir. Somut başvuru açısından bu tarih, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığınca başvurucuların gözaltına alındıkları 20/3/2009 tarihidir. Sürenin sona erdiği tarih ise, suç isnadının nihai olarak karara bağlandığı, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul süre şikâyetiyle ilgili kararını verdiği tarihtir (B. No: 2013/695, 9/1/2014, § 35).
30. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığınca "6136 sayılı Kanun'a muhalefet, mala zarar verme, konut dokunulmazlığını bozma, hırsızlık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve kurulan örgüte üye olma, birden fazla kişi ile birlikte yağma" suçlarından yürütülen soruşturma kapsamında 20/3/2009 tarihinde gözaltına alınarak 21/3/2009 tarihinde tutuklanan ve 25/11/2009 tarihinde tahliye edilen başvurucular hakkında, "6136 sayılı Kanun'a muhalefet, mala zarar verme, konut dokunulmazlığını bozma ve hırsızlık" suçlarını işledikleri iddiasıyla kamu davası açıldığı, "suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve kurulan örgüte üye olma, birden fazla kişi ile birlikte yağma" suçlarından ek takipsizlik kararı verildiği belirlenmiştir. Yargılamaya Gaziosmanpaşa 5. Asliye Ceza Mahkemesinin E.2013/27 sayılı dava dosyasında başlandığı, Mahkemece başvurucuların savunmalarının alınması amacıyla başvuruculara tebligat gönderildiği ve 18/1/2013 tarihinde tebligat yapıldığı, başvurucuların duruşmaya gelmemeleri üzerine savunmalarının alınması amacıyla Mahkemece önce zorla getirilmelerine karar verildiği, sonuç alınamaması üzerine başvurucular hakkında yakalama emri çıkarıldığı, başvuruculardan Hakan Akşam’ın kendisine yapılan tebligattan 1 yıl 6 ay 10 gün sonra, 28/7/2014 tarihinde savunmasının alınabildiği, Yaşar Bulut hakkında verilen yakalama emrinin ise henüz yerine getirilemediği, yargılamanın halen İlk Derece Mahkemesinde devam ettiği anlaşılmaktadır.
31. Makul sürede yargılanma hakkının ihlali iddialarına ilişkin olarak AİHM, mutlak bir süreye göre değerlendirme yapmamakta, her davanın özelliğine göre, makul sürenin aşılıp aşılmadığını incelemektedir. Davanın karmaşıklığı, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu, AİHM tarafından bir davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde içtihat yoluyla geliştirilmiş olan kriterlerdir (Frydlender/Fransa, No: 30979/96, 27/6/2000, § 43; Ezel Tosun/Türkiye, No:33379/02, 10/1/2006, § 21; Namlı ve Diğerleri/Türkiye, No: 51963/99, 23/5/2007, § 24; Alhan/Türkiye, No: 8163/07, 2/4/2013, § 21; Danespayeh/Türkiye, No: 21086/04, 16/7/2009, § 28).
32. Davanın taraflarının yargılama sürecindeki tutumu açısından ceza davalarında sanık, adli makamlarla aktif bir işbirliği yapmak zorunda olmadığı gibi hukuk sisteminin sunduğu savunma imkânlarını kullandığı için de kusurlu bulunamaz (Zana/Türkiye, No: 18954/91, 25/11/1997, § 79; Yağcı ve Sargın/Türkiye, No: 16414/90, 8/6/1995, § 66). Fakat buna rağmen başvurucunun tutumu, yargılamanın uzunluğu tespit edilirken, nesnel bir gerçek olarak dikkate alınır (Eckle/Almanya, No: 8130/78, 15/7/1982, § 82). Devlet, başvurucunun tutumu nedeniyle ortaya çıkan gecikmelerden sorumlu tutulamaz. Hakkında suçlama olan bir sanık kaçarsa ya da ortadan kaybolursa, yargılamaya katılmadığı süre, yargılama süresi belirlenirken hesaba katılmaz (Girolami/İtalya, No: 13324/87, 19/2/1991, § 13).
33. Başvuru konusu olayda, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında 20/3/2009 tarihinde gözaltına alınan başvurucular hakkındaki dava, Anayasa Mahkemesince yapılan bireysel başvuru incelemesi sırasında Gaziosmanpaşa 5. Asliye Ceza Mahkemesinde derdesttir. Başvuruculara bir suçun isnat edildiği 20/3/2009 tarihi ile bireysel başvurunun karara bağlandığı tarih arasında geçen süre 5 yıl 11 ay 5 gündür.
34. Başvurucular, haklarında yürütülen soruşturma kapsamında 20/3/2009 tarihinde gözaltına alınarak 21/3/2009 tarihinde tutuklanmışlar ve 25/11/2009 tarihinde tahliye edilmişlerdir. Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığınca, başvurucuların da aralarında bulunduğu yedi şüpheli hakkında "6136 sayılı Kanun'a muhalefet, mala zarar verme, konut dokunulmazlığını bozma ve hırsızlık" olmak üzere dört farklı suçu işledikleri iddiasıyla kamu davası açılmıştır. On üç müştekinin bulunduğu dava dosyasında, yargılamayı yürüten Gaziosmanpaşa 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, Anayasa Mahkemesince yapılan bireysel başvuru inceleme tarihi itibarıyla sekiz duruşma yaptığı, bu duruşmaların tamamının başvurucuların da aralarında bulunduğu sanıkların savunmaları alınamadığı için ertelendiği tespit edilmiştir. Başvurucuların, 7/1/2013 tarihinde haklarında açılan kamu davasından 18/1/2013 tarihinde haberdar oldukları halde Mahkemece yapılan yargılamanın başından itibaren duruşmalara katılmayarak savunma yapmaktan kaçındıkları anlaşılmıştır. Başvuruculardan Hakan Akşam’ın savunması, 18/1/2013 tarihinde kendisine yapılan tebligattan 1 yıl 6 ay 10 gün sonra, 28/7/2014 tarihinde alınabilmiş, Yaşar Bulut’un savunması ise hakkında verilen yakalama emri yerine getirilemediğinden henüz alınamamıştır.
35. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
"Mahkeme, … açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir."
36. Somut olayda, başvuruya konu ceza davasında, yargılamanın tek dereceli mahkeme önünde yaklaşık 5 yıl 11 ay 5 gündür devam ettiği tespit edilmiştir. Yargılama süresinin bütünü dikkate alındığında başvurucu Yaşar Bulut’un, hakkında açılan kamu davasından haberdar olduğu halde Gaziosmanpaşa 5. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmalara başından itibaren katılmadığı göz önünde bulundurulduğunda, yargılamaya katılmadığı süre dikkate alınarak yargılama süresinin uzamasında başvurucunun haklarını ihlal edecek şekilde bir gecikme olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
37. Öte yandan başvurucu Hakan Akşam’ın savunmasının, 18/1/2013 tarihinde, kendisine yapılan tebligattan 1 yıl 6 ay 10 gün sonra, 28/7/2014 tarihinde alınabildiği, başvurucunun kusuru nedeniyle meydana gelen bu gecikme süresi çıkarıldığında, yargılamanın 4 yıl 4 ay 25 günden beri devam ettiği, başvurucu hakkında açılan ceza davasının mahiyeti dikkate alındığında bu sürenin makul kabul edilebilecek nitelikte olduğu ve yargılama süresinin uzamasında kamu makamlarına atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
38. Açıklanan nedenlerle, başvurucuların Gaziosmanpaşa 5. Asliye Ceza Mahkemesindeki yargılamanın makul süreyi aştığı yönündeki iddiaları konusunda, açık ve görünür bir ihlal saptanmadığından, başvurunun, diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin "açıkça dayanaktan yoksun olması" nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun “açıkça dayanaktan yoksun olması” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde bırakılmasına,
25/2/2015 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.