TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ELVAN BAĞLAR BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/6775)
|
|
Karar Tarihi: 22/6/2015
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Alparslan ALTAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Derya ATAKUL
|
Başvurucu
|
:
|
Elvan BAĞLAR
|
Vekili
|
:
|
Av. Hüseyin ÇALİŞCİ
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucu, "silahlı
terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapma, tehlikeli maddeleri
izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme, yangın tehlikesine neden olma,
kamu malına zarar verme ve 2911 sayılı Kanun'a muhalefet"
suçlarını işlediği iddiasıyla yargılandığı davanın halen devam ettiğini ve makul sürede yargılama yapılmadığını
belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve manevi
tazminat talebinde bulunmuştur.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 15/5/2014 tarihinde İstanbul 25. Asliye Hukuk
Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede
başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir durumun bulunmadığı tespit
edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Birinci Komisyonunca, 14/10/2014 tarihinde,
kabul edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyanın Bölüme
gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından 1/12/2014 tarihinde, kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği,
görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 30/12/2014
tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda
sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve
UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle
şöyledir:
7. Başvurucu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca (CMK. 250.
maddesi ile yetkili) yürütülen soruşturma kapsamında 14/1/2009 tarihinde
gözaltına alınmıştır.
8. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK. 250. maddesi ile
görevli), 17/1/2009 tarih ve 2009/21 Sorgu sayılı kararı ile başvurucunun
tutuklanmasına karar vermiştir.
9. Başvurucu ve diğer dokuz şüpheli hakkında, İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığının (CMK. 250. maddesi ile yetkili) 24/6/2009 tarih ve
E.2009/686 sayılı iddianamesi ile "silahlı
terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapma, tehlikeli maddeleri
izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme, yangın tehlikesine neden olma,
kamu malına zarar verme ve 2911 sayılı Kanun'a muhalefet"
suçlarını işledikleri iddiasıyla kamu davası açılmış, dava İstanbul 11. Ağır
Ceza Mahkemesinin (CMK. 250. maddesi ile görevli) E.2009/182 sayılı dosyasına
kaydedilmiştir.
10. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 13/2/2013 tarihinde
başvurucunun tahliyesine karar vermiştir.
11. 21/2/2014 tarih ve 6524 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve
Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
hükümleri gereğince, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK. 250. maddesi ile
görevli) kapatılması üzerine, Mahkemece, 11/3/2014 tarih ve E.2009/182,
K.2014/86 sayılı kararla E.2009/182 sayılı dava dosyası, görevli ve yetkili
İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiştir.
12. İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi, 11/4/2014 tarih ve
E.2014/200, K.2014/87 sayılı kararı ile Mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın
görevli ve yetkili İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine
karar vermiştir.
13. İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesi, 14/10/2014 tarih
ve E.2014/251, K.2014/230 sayılı kararı ile Mahkemenin yetkisizliğine, sanıkların
iddianame doğrultusunda yargılanmak üzere İstanbul 5. Ağır Ceza mahkemesine
sevklerine, iki ağır ceza mahkemesi arasında yetki yönünden uyuşmazlık
çıktığından, bu hususunun giderilmesi için dosyanın Yargıtaya
gönderilmesine karar verilmiştir.
14. Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 10/12/2014 tarih ve
E.2014/11048, K.2014/12521 sayılı ilâmı ile İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza
Mahkemesinin, 14/10/2014 tarih ve E.2014/251, K.2014/230 sayılı yetkisizlik
kararının kaldırılmasına karar vermiştir.
15. Yargılama, İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesinde
devam etmektedir.
16. Başvurucu, 15/5/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
B. İlgili
Hukuk
17. 26/9/2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 151.
maddesi, 152. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi ile 152. maddesinin
(2) numaralı fıkrasının (a) bendi, 170. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a)
bendi, 174. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları; 6/10/1983 tarih ve 2911
sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 32. ve 33. maddeleri;
12/4/1991 tarih ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 4. maddesinin
birinci fıkrasının (a) bendi, 5. maddesi ve 7. maddesinin ikinci fıkrası.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
18. Mahkemenin 22/6/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucunun 15/5/2014 tarih ve 2014/6775 numaralı bireysel başvurusu incelenip
gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
19. Başvurucu, 14/1/2009 tarihinde gözaltına alınarak
17/1/2009 tarihinde tutuklandığını, 13/2/2013 tarihinde tahliye edildiğini, ancak
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hakkında açılan kamu davasının halen devam
ettiğini ve makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil yargılanma
hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
20. Başvuru formu ile eklerinin incelenmesi sonucunda, açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul
edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
21. Başvurucu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hakkında
açılan kamu davasının halen devam ettiğini ve makul sürede yargılama
yapılmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri
sürmüştür.
22. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme)
ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049,
26/3/2013, § 18), Sözleşme metni ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)
kararlarından ortaya çıkan ve adil yargılanma hakkının somut görünümleri olan
alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36. maddesinde yer verilen adil yargılanma
hakkının da unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca
inceleme yaptığı birçok kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM
içtihadı ışığında yorumlamak suretiyle, Sözleşme’nin lâfzî içeriğinde yer alan
ve AİHM içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve
haklara, Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun
dayanağını oluşturan makul sürede yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen
ilkeler uyarınca adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca
davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının
görevi olduğunu belirten Anayasa’nın 141. maddesinin de Anayasa’nın
bütünselliği ilkesi gereği, makul sürede yargılanma hakkının
değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır (B. No: 2012/13,
2/7/2013, §§ 38–39).
23. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu,
tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun
davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir
davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması
gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
24. Anayasa’nın 36. ve Sözleşme’nin 6. maddesi uyarınca
kişilere, cezai alanda yöneltilen suçlamaların da (suç isnadı) makul sürede
karara bağlanmasını isteme hakkı tanınmıştır. İsnat olunan fiil, ceza
kanunlarında suç olarak nitelendirilmiş ve yargılama aşamasında ceza hukukunun
kuralları uygulanmış ise ayrıca bir uygulanabilirlik incelemesi yapılmaksızın
kendiliğinden adil yargılanma hakkının kapsamına girer (B. No: 2013/625,
9/1/2014, § 31). Başvuru konusu olayda, başvurucu hakkında, "silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü
propagandası yapma, tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el
değiştirme, yangın tehlikesine neden olma, kamu malına zarar verme ve 2911
sayılı Kanun'a muhalefet" suçlarını işlediği iddiasıyla soruşturma başlatılmıştır.
Başvurucu hakkında isnat olunan suçlar 5237, 2911 ve 3713 sayılı Kanunlarda
hapis ve adli para cezasını gerektirir şekilde tanımlanmıştır. Bu çerçevede
başvurucu hakkındaki suç isnadına dayalı yargılamanın Anayasa’nın 36. maddesinin
güvence kapsamına girdiği konusunda kuşku bulunmamaktadır (B. No: 2012/625,
9/1/2014, § 32).
25. Ceza muhakemesinde yargılama süresinin makul olup
olmadığı değerlendirilirken sürenin başlangıcı, bir kişiye suç işlediği
iddiasının yetkili makamlar tarafından bildirilmesi veya isnattan ilk olarak
etkilendiği arama ve gözaltı gibi bir takım
tedbirlerin uygulanması anı ya da kamu davasının açıldığı tarihtir. Somut
başvuru açısından bu tarih, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca başvurucunun
gözaltına alındığı 14/1/2009 tarihidir. Ceza yargılamasında sürenin sona erdiği
tarih, suç isnadının nihai olarak karara bağlandığı, yargılaması devam eden
davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul süre şikâyetiyle ilgili
kararını verdiği tarihtir (B. No: 2013/695, 9/1/2014, § 35).
26. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde,
14/1/2009 tarihinde gözaltına alınarak 17/1/2009 tarihinde tutuklanan başvurucu
ile diğer dokuz şüpheli hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 24/6/2009
tarihli iddianamesi ile "silahlı terör
örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapma, tehlikeli maddeleri izinsiz
olarak bulundurma veya el değiştirme, yangın tehlikesine neden olma, kamu
malına zarar verme ve 2911 sayılı Kanun'a muhalefet" suçlarını
işledikleri iddiasıyla kamu davası açıldığı, davanın İstanbul 11. Ağır Ceza
Mahkemesinin (CMK. 250. maddesi ile görevli) E.2009/182 sayılı dosyasına
kaydedildiği tespit edilmiştir. Mahkemece, 13/2/2013 tarihinde başvurucunun
tahliyesine karar verildiği, 6524 sayılı Kanun hükümleri gereğince, İstanbul
11. Ağır Ceza Mahkemesinin kapatılması üzerine, Mahkemece, 11/3/2014 tarihli
kararla E.2009/182 sayılı dava dosyasının, görevli ve yetkili İstanbul 5. Ağır
Ceza Mahkemesine gönderildiği görülmüştür. İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesinin,
11/4/2014 tarihli karar ile Mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın görevli ve
yetkili İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verdiği,
İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesinin de 14/10/2014 tarihli karar ile
Mahkemenin yetkisizliğine, iki ağır ceza mahkemesi arasında yetki yönünden
uyuşmazlık çıktığından, bu hususunun giderilmesi için dosyanın Yargıtaya gönderilmesine karar verdiği belirlenmiştir.
Yargıtay 5. Ceza Dairesinin, 10/12/2014 tarihli ilâmı ile İstanbul Anadolu 3. Ağır
Ceza Mahkemesinin, 14/10/2014 tarihli yetkisizlik kararını kaldırdığı ve
yargılamanın, İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesinde devam ettiği
anlaşılmıştır.
27. 4/12/2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun
öngördüğü yargılama usullerine tabi mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul
sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu
yapılmış ve Anayasa Mahkemesi tarafından makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiği yönünde kararlar verilmiştir (B. No: 2012/625, 9/1/2014, §§ 23-41; B.
No: 2013/695, 9/1/2014, §§ 24-40).
28. Başvuruya konu davada yer alan kişi sayısı ve davanın
mahiyeti nedeniyle icrası gereken usul işlemlerinin niteliği başvuruya konu
yargılamanın karmaşık olduğunu ortaya koymakla birlikte, davaya bütün olarak
bakıldığında, somut başvuru açısından farklı bir karar verilmesini gerektirecek
bir yön bulunmadığı ve söz konusu altı yılı aşkın süredir devam eden yargılama
sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
29. Açıklanan nedenlerle,
başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
30. Başvurucu, makul sürede
yargılama yapılmadığı için 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep
etmiştir.
31. 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un “Kararlar” kenar başlıklı 50. maddesinin
(2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal
bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak
için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden
yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine
tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu
gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa
Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan
kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
32. Başvurucunun tarafı olduğu
uyuşmazlığa ilişkin altı yılı aşkın süredir devam eden yargılama süresi nazara
alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal
tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya net
5.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
33. Başvurucu tarafından yapılan
ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.500,00 TL vekâlet
ücretinden oluşan toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine
karar verilmesi gerekir.
34. Başvuruya konu yargılamanın
altı yılı aşkın süredir devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma
hakkını ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan
bir yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü
zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa
sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir örneğinin
ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucunun;
1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki
iddiasının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına
alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
B. Başvurucuya net 5.000,00 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE, başvurucunun tazminata ilişkin diğer
taleplerinin REDDİNE,
C. Başvurucu tarafından yapılan 206,10 TL harç ve 1.500,00 TL
vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA
ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede
gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
E. Kararın bir örneğinin İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesine
gönderilmesine,
22/6/2015
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.