TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
RAMAZAN BULUT VE ALİ GÜNEY BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/6788)
|
|
Karar Tarihi: 10/3/2015
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Serruh
KALELİ
|
Üyeler
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Nuri NECİPOĞLU
|
|
|
Hicabi
DURSUN
|
|
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Derya ATAKUL
|
Başvurucular
|
:
|
Ramazan BULUT
|
|
|
Ali GÜNEY
|
Vekilleri
|
:
|
Av. Hüseyin ÇALİŞÇİ
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucular, "silahlı
terör örgütüne üye olmak" suçunu işledikleri iddiasıyla
haklarında açılan kamu davasının halen devam ettiğini ve makul sürede yargılama
yapılmadığını belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri
sürmüşler ve manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 15/5/2014 tarihinde İstanbul 25. Asliye Hukuk
Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede
başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir durumun bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca 31/7/2014 tarihinde,
kabul edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyanın Bölüme
gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından 2/10/2014 tarihinde, kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği,
görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 24/10/2014
tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda
sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
6. Başvurucu Ramazan Bulut tarafından yapılan 2014/6788
numaralı bireysel başvuru dosyası ile başvurucu Ali Güney tarafından yapılan
2014/11224 numaralı bireysel başvuru dosyası, aralarındaki hukuki ve fiili
irtibat nedeniyle birleştirilmiş, incelemeye 2014/6788 numaralı bireysel
başvuru dosyası üzerinden devam edilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve
UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle
şöyledir:
8. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca (CMK. 250. maddesi
ile yetkili) yürütülen soruşturma kapsamında başvuruculardan Ali Güney
19/3/2007 tarihinde, Ramazan Bulut 20/3/2007 tarihinde gözaltına alınmıştır.
9. İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK. 250. maddesi ile
görevli) 23/3/2007 tarih ve 2007/34 Sorgu sayılı kararı ile başvuruculardan
Ramazan Bulut’un tutuklanmasına, Ali Güney’in serbest bırakılmasına karar
verilmiştir.
10. Başvurucular hakkında, İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığının (CMK. 250. maddesi ile yetkili) 3/4/2007 tarih ve E.2007/534
sayılı iddianamesi ile "silahlı terör
örgütüne üye olmak ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na
muhalefet" suçlarını işledikleri iddiasıyla kamu davası
açılmıştır.
11. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince (CMK. 250. maddesi
ile görevli), 23/10/2009 tarih ve E.2007/368, K.2009/261 sayılı karar ile
başvurucuların "örgüt içindeki
hiyerarşik yapıya dâhil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım
etme" suçundan ayrı ayrı 6 yıl 3 ay hapis cezası ile
cezalandırılmalarına, başvuruculardan Ramazan Bulut’un tutuklu kaldığı süre göz
önünde bulundurularak tahliyesine, "2911
sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet"
suçundan Mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili Gaziosmanpaşa
Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere tefrikine karar verilmiştir.
12. Başvurucuların temyizi üzerine karar, Yargıtay 9. Ceza
Dairesinin 27/2/2013 tarih ve E.2011/6708, K.2013/2963 sayılı ilâmı ile
bozulmuştur.
13. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK. 250. maddesi
ile görevli) kapatılması üzerine, Mahkemece, 13/3/2014 tarih ve E.2013/57,
K.2014/126 sayılı karar ile Mahkemenin görevsizliğine, dava dosyasının görevli
ve yetkili İstanbul Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
14. Yargılama, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2014/192
sayılı dava dosyasında devam etmektedir.
15. Başvurucular, 15/5/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuşlardır.
B. İlgili
Hukuk
16. 26/9/2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 220.
maddesinin (7) numaralı fıkrası.
V. İNCELEME
VE GEREKÇE
17. Mahkemenin 10/3/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucuların 15/5/2014 tarih ve 2014/6788 numaralı bireysel başvuruları incelenip
gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
18. Başvurucular Ali Güney ve Ramazan Bulut, İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında sırasıyla 19/3/2007
ve 20/3/2007 tarihlerinde gözaltına alındıklarını, “silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan haklarında
açılan kamu davasının halen devam ettiğini ve makul sürede yargılama
yapılmadığını belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri
sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
19. Başvuru formu ile eklerinin incelenmesi sonucunda, açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul
edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
20. Başvurucular, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca
haklarında açılan kamu davasının halen devam ettiğini ve makul sürede yargılama
yapılmadığını belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri
sürmüşlerdir.
21. Adalet Bakanlığı görüşünde, Anayasa Mahkemesinin önceki
kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş
sunulmayacağı, bununla birlikte başvurucular tarafından, makul sürede yargılama
yapılmadığı iddiasıyla "2911 sayılı
Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" suçundan
yargılandıkları Gaziosmanpaşa 3. Asliye Ceza Mahkemesinin E.2009/2402 sayılı
dava dosyasına ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) başvuruda
bulunulduğu, İnsan Hakları Tazminat Komisyonu Başkanlığı tarafından makul
sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği tespit edilen başvuruculara
tazminat ödenmesine karar verildiği ve kararın 18/9/2014 tarihinde kesinleştiği
belirtilmiştir.
22. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme)
ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049,
26/3/2013, § 18), Sözleşme metni ile AİHM kararlarından ortaya çıkan ve adil
yargılanma hakkının somut görünümleri olan alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36.
maddesinde yer verilen adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır. Anayasa
Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok
kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı ışığında
yorumlamak suretiyle, Sözleşme’nin lâfzî içeriğinde yer alan ve AİHM
içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara,
Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun dayanağını
oluşturan makul sürede yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca
adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca davaların en az giderle
ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten
Anayasa’nın 141. maddesinin de Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereği, makul
sürede yargılanma hakkının değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması
gerektiği açıktır (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 38–39).
23. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu,
tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun
davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir
davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması
gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
24. Anayasa’nın 36. ve Sözleşme’nin 6. maddesi uyarınca
kişilere, cezai alanda yöneltilen suçlamaların da (suç isnadı) makul sürede
karara bağlanmasını isteme hakkı tanınmıştır. İsnat olunan fiil, ceza
kanunlarında suç olarak nitelendirilmiş ve yargılama aşamasında ceza hukukunun
kuralları uygulanmış ise ayrıca bir uygulanabilirlik incelemesi yapılmaksızın
kendiliğinden adil yargılanma hakkının kapsamına girer (B. No: 2013/625,
9/1/2014, § 31). Başvuru konusu olayda, başvurucular hakkında, "silahlı terör örgütüne üye olmak ve 2911 sayılı
Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" suçlarını
işledikleri iddiasıyla soruşturma başlatılmıştır. Başvurucular hakkında isnat
olunan suçlar, 5237 sayılı Kanun’un 220. maddesinin (4) numaralı fıkrası, 314.
maddesinin (2) ve (3) numaralı fıkraları ile 6/10/1983 tarih ve 2911 sayılı
Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 32. maddesinin ikinci fıkrasında hapis
cezasını gerektirir şekilde tanımlanmıştır. Bu çerçevede başvurucular
hakkındaki suç isnadına dayalı yargılamanın Anayasa’nın 36. maddesinin güvence
kapsamına girdiği konusunda kuşku bulunmamaktadır (B. No: 2012/625, 9/1/2014, §
32).
25. Ceza muhakemesinde yargılama süresinin makul olup
olmadığı değerlendirilirken sürenin başlangıcı, bir kişiye suç işlediği
iddiasının yetkili makamlar tarafından bildirilmesi veya isnattan ilk olarak
etkilendiği arama ve gözaltı gibi bir takım
tedbirlerin uygulanması anı ya da kamu davasının açıldığı tarihtir. Somut
başvuru açısından bu tarih, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca başvurucular
Ali Güney ve Ramazan Bulut’un gözaltına alındıkları sırasıyla 19/3/2007 ve
20/3/2007 tarihleridir. Ceza yargılamasında sürenin sona erdiği tarih, suç
isnadının nihai olarak karara bağlandığı, yargılaması devam eden davalar
yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul süre şikâyetiyle ilgili kararını
verdiği tarihtir (B. No: 2013/695, 9/1/2014, § 35).
26. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde,
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında 19/3/2007
tarihinde başvuruculardan Ali Güney’in, 20/3/2007 tarihinde Ramazan Bulut’un
gözaltına alındığı, 23/3/2007 tarihinde İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesince
Ramazan Bulut’un tutuklanmasına, Ali Güney’in serbest bırakılmasına karar
verildiği, Başsavcılık tarafından başvurucular hakkında, 3/4/2007 tarihli
iddianame ile "silahlı terör örgütüne
üye olmak ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet"
suçlarını işledikleri iddiasıyla kamu davası açıldığı tespit edilmiştir.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılamada başvurucuların
savunmaları ile tanık beyanlarının alındığı, suça konu olaya ilişkin CD’lerin
incelendiği ve 23/10/2009 tarihli karar ile başvurucuların "örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dâhil
olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme"
suçundan ayrı ayrı 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
başvuruculardan Ramazan Bulut’un tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak
tahliyesine, "2911 sayılı Toplantı ve
Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" suçundan Mahkemenin
görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili Gaziosmanpaşa Asliye Ceza
Mahkemesine gönderilmek üzere tefrikine karar verildiği belirlenmiştir.
Başvurucuların temyizi üzerine hükmün, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 27/2/2013
tarihli ilâmı ile bozulduğu, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin kapatılması
üzerine, Mahkemece, 13/3/2014 tarihli karar ile Mahkemenin görevsizliğine, dava
dosyasının görevli ve yetkili İstanbul Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine
karar verildiği ve "silahlı terör
örgütüne üye olmak” suçundan yargılamanın
halen İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2014/192 sayılı dava dosyasında
devam ettiği anlaşılmıştır.
27. 4/12/2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun
öngördüğü yargılama usullerine tabi mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul
sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu
yapılmış ve Anayasa Mahkemesi tarafından makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiği yönünde kararlar verilmiştir (B. No: 2012/625, 9/1/2014, §§ 23-41; B.
No: 2013/695, 9/1/2014, §§ 24-40).
28. Başvurunun değerlendirilmesi neticesinde, başvuruya konu
ceza davası; hukuki meselenin çözümündeki güçlük, maddi olayların karmaşıklığı,
delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller, taraf sayısı gibi kriterler
dikkate alındığında karmaşık olmaktan uzaktır. Başvurucuların tutum ve
davranışlarıyla ve usuli haklarını kullanırken
özensiz davranmasıyla yargılamanın uzamasına önemli ölçüde sebep olduğu da
söylenemez. Anılan davaya bütün olarak bakıldığında, somut başvuru açısından
farklı bir karar verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı ve söz konusu
yaklaşık sekiz yıldır devam eden yargılama sürecinde makul olmayan bir
gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
29. Açıklanan nedenlerle,
başvurucuların Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma haklarının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
30. Başvurucular, makul sürede
yargılama yapılmadığı için ayrı ayrı 20.000,00 TL manevi tazminata
hükmedilmesini talep etmişlerdir.
31. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un “Kararlar” kenar başlıklı 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası
şöyledir:
“Tespit edilen ihlal
bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak
için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden
yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine
tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu
gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa
Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan
kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
32. Başvurucuların tarafı olduğu
uyuşmazlığa ilişkin yaklaşık sekiz yıldır devam eden yargılama süresi nazara
alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal
tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvuruculara
ayrı ayrı net 5.850,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
33. Başvurucular Ramazan Bulut
ve Hakan Güney tarafından ayrı ayrı yapılan 206,10 TL harçtan oluşan yargılama
giderinin ayrı ayrı başvuruculara ödenmesine ve belirtilen başvuruculara
1.500,00 TL vekâlet ücretinin müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
34. Başvuruya konu yargılamanın
yaklaşık sekiz yıldır devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma
hakkını ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan
bir yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü
zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa
sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir
örneğinin ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucuların;
1. Makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönündeki
iddialarının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına
alınan makul sürede yargılanma haklarının İHLAL EDİLDİĞİNE,
B. Başvuruculara ayrı ayrı net 5.850,00 TL manevi TAZMİNAT
ÖDENMESİNE, başvurucuların
tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
C. Başvurucular tarafından ayrı ayrı yapılan 206,10 TL harçtan
oluşan yargılama giderinin ayrı ayrı BAŞVURUCULARA ÖDENMESİNE ve 1.500,00 TL
vekâlet ücretinin ise BAŞVURUCULARA MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede
gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
E. Kararın bir örneğinin İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesine
gönderilmesine,
10/3/2015
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar
verildi.