logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Serdar Eren [1.B.], B. No: 2014/6885, 24/1/2018, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

SERDAR EREN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/6885)

 

Karar Tarihi: 24/1/2018

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Nuri NECİPOĞLU

 

 

Kadir ÖZKAYA

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör Yrd.

:

Yusuf Enes KAYA

Başvurucu

:

Serdar EREN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, başvurucuya haksız yere disiplin cezası verilmesi nedeniyle adil yargılanma ile kişi hürriyeti ve güvenliği haklarının ihlal edildiğiiddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 13/5/2014 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

6. Başvurucu, olay tarihinde Tekirdağ 2 No.lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda (İnfaz Kurumu) silahlı terör örgütüne üye olma suçundan hükümlü olarak bulunmaktadır.

7. İnfaz Kurumu Disiplin Kurulunun (Disiplin Kurulu) 22/2/2013 tarihli kararıyla, başvurucunun da aralarında bulunduğu mahkûmların/tutukluluların sohbet faaliyetini protesto ederek sohbete çıkmadıkları ve bu suretle 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 40. maddesinde düzenlenen olumsuz davranışa yönelik gruplaşmaya neden olmak veya bu amaca yönelik gruba katılmak eylemini gerçekleştirdikleri gerekçesiyle iki ay bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

"Hükümlü/tutuklu olarak barındırılan M.A.Y., H.K., İ.Ç., E.Ö., Serdar Eren, C.B., T.U., Ö.G'nin 11/02/2013 tarihinde sohbet faaliyetini protesto ederek sohbete çıkmayacaklannı beyan ettikleri ve bu eylemi 11/02/2013 tarihinde de gerçekleştirerek sohbete çıkmadıklan aynı gün tutulan tutanaktan tespit edilmiş olup; bunun üzerine, 12/02/2013 tarih ve 2013/26 sayılı yazımız ile 5275 sayılı yasa gereği adı geçenler hakkmda disiplin soruşturması baslatılarak, aynı yasanın 47. maddesinin 4.fıkrasında belirtildiği üzere, 12-13/02/2013 tarininde de savunmaları istenilmiş olup, tutukluIara savunma isteme yazısı tebliğ edildikten sonra 3 gün içerisinde savunma vermeleri gerektiği, savunma vermedikleri takdirde savunma haklarından vazgeçmiş sayılacaklarının tebliğ edildiği;

...

Tutuklu/hükümlü Serdar Eren'in, 3 günlük yasal süresi içerisinde yazılı savunma vermediği, sözlü olarak vereceğine dair müracaatının da bulunmadığı 16/02/2013 tarihli tutanakttan anlaşılmıştır.

DELİLLER : 11/02/2013 tarihli tutanak, 14/02/2013 tarihli yazılı savunma Iilekçeleri, 14/02/2013 tarihinde vermis oldukları sözlü savunma talep dilekçeleri, 16/02/2013 tarihli savunma vermediğine dair tutanak, 14/02/2013 tarihli ifade tutanakları ve 19/02/2013 tarihli Muhakkik Raporu.

Muhakkik Raporunda;

Ceza infaz Kurumumuzda hükümlü/tutuklu olarak barındınlan M.A.Y., H.K., İ.Ç., E.Ö.,Serdar Eren, C.B., T.U., Ö.G'nin 11/02/2013 tarihinde sohbet faaliyetini protesto ederek sohbete çıkmayacaklannı beyan ettikleri ve bu eylemi 11/02/2013 tarihinde de gerçekleştirerek sohbete çıkmadıkları aynı gün tutulan tutanaktan tespit edilmiş olup, adı geçen hükümlü/tutukluların yazılı ve sözlü ifadelerinin incelenmesi neticesinde 5275 sayılı yasanın 40/2-d maddesine göre 'olumsuz davranışa yönelik gruplaşmaya neden olmak veya bu amaca yönelik gruba katılmak' eyleminin karşılığı olarak disiplin cezası ile cezalandırılmaları gerektiği yönünde görüş bildirmiştir.

Soruşturma dosyasınınincelenmesi neticesinde; tutuklu/hükümlü M.A.Y., H.K., İ.Ç.,E.Ö., Serdar Eren, C.B., T.U., Ö.G.nin 11/02/2013 tarihinde sohbet faaliyetini protesto ederek sohbete çıkmayacaklannı beyan ettikleri ve bu eylemi 11/02/2013 tarihinde de gerçekleştirerek sohbete çıkmadıklan aynı gün tutulan tutanaktan tespit edilmiş olup, dolayısıyla bahse konu hükümlü/tutukluların 'olumsuz davranışa yönelik gruptasmaya neden olmak veya bu amaca yönelik gruba katılmak' disiplin suçunu işledikleri kanaati hasıl olduğundan;

... işbu eylemleri nedeniyle, disiplin ve infaz dosyalarının tetkikinden kesinleşmiş ya da caldırılmamıs disiplin cezaları bulunmadığından 5275 SY'nın Disiplin Cezaları ve Tedbirlerİ oaslıklı bölümünün, eylemlerinin tanımlandığı 40/2-d maddesi gereğince '2 ay süre ile bazı etkinliklerden sayılan kütüphane, spor, resim, çini-seramik, ağaç işleri ve hobi faaliyetlerine katılmaktan alıkoyma' cezası ile cezalandırılmalarına [karar verildi]."

8.Başvurucu, Disiplin Kurulu kararına karşı Tekirdağ 1. İnfaz Hâkimliği (İnfaz Hâkimliği) nezdinde itirazda bulunmuştur.

9.Başvurucu; itiraz dilekçesinde İnfaz Kurumu idaresine herhangi bir dilekçe vererek eyleme katılacağı yönünde beyanda bulunmadığını, ortak alana çıkmama şeklindeki eyleme katılmadığını, hiçbir arkadaşı ortak alana çıkmadığı için tek başına çıkmasının bir fayda sağlamayacağını düşünerek ortak alana çıkmadığını belirtmiştir.

10. İnfaz Hâkimliği 26/3/2014 tarihli kararıyla evrak içeriğine ve Disiplin Kurulu kararının gerekçesine atıf yapmış, kurul kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığını belirterek itirazın reddine karar vermiştir.

11. Başvurucu bu karara da itiraz etmiştir. İtiraz dilekçesinde; protesto eylemine katıldığının söylenebilmesi için bu yönde açık beyanının bulunduğu bir dilekçenin olması gerektiğini ve böyle bir dilekçe yazmadığını, bu hususun araştırılmadığını, katılmadığı bir eyleme katılmış gibi gösterildiğini ileri sürmüştür.

12. Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesi 25/4/2014 tarihli kararıyla başvurucunun itirazını reddetmiştir. Bu karar 7/5/2014 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.

13.Başvurucu 13/5/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

14. Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesi 5/8/2014 tarihinde 7/8/2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere başvurucunun şartla tahliyesine karar vermiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Ulusal Hukuk

15. 16/5/2011 tarihli ve 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu'nun "İnfaz hâkimliklerinin görevleri" kenar başlıklı 4. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Hükümlü ve tutuklular hakkında alınan disiplin tedbirleri ve verilen disiplin cezalarının kanun, tüzük veya yönetmelik hükümleri ile genelgelere aykırı olduğu iddiasıyla yapılan şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak."

16. 4675 sayılı Kanun'un "İnfaz hâkimliğince şikâyet üzerine verilen kararlar" kenar başlıklı 6. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"... Şikayet başvurusu üzerine infaz hâkimi, duruşma yapmaksızın dosya üzerinden bir hafta içinde karar verir; ancak, gerek gördüğünde karar vermeden önce şikâyet konusu işlem veya faaliyet hakkında resen araştırma yapabilir ve ilgililerden bilgi ve belge isteyebilir; ayrıca ceza infaz kurumu ve tutukevi ile ilgili Cumhuriyet savcısının da yazılı görüşünü alır.Disiplin cezasına karşı yapılan şikâyet üzerine infaz hâkimi, hükümlü veya tutuklunun savunmasını aldıktan ve talep edilen diğer delilleri toplayıp değerlendirdikten sonra kararını verir. Hükümlü veya tutuklu, savunmasını, hazır bulunmak ve vekaletnamesini ibraz etmek koşuluyla avukatıyla birlikte veya avukatı aracılığıyla yapabilir. İnfaz hâkimi gerekli görmesi durumunda hükümlü veya tutuklunun savunmasını ceza infaz kurumunda da alabilir.

İnfaz hâkimi, inceleme sonunda şikâyeti yerinde görmezse reddine; yerinde görürse, yapılan işlemin iptaline ya da faaliyetin durdurulmasına veya ertelenmesine karar verir.

İnfaz hâkimi, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 4/4/1929 tarihli ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerine göre inceleme ve işlemlerini yürütür ve kararını verir.

İnfaz hâkiminin kararlarına karşı şikayetçi veya ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından, tebliğden itibaren bir hafta içinde Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerine göre acele itiraz yoluna gidilebilir.

İtiraz, infaz hâkimliğinin kurulduğu yer ağır ceza mahkemesine, ağır ceza mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması halinde (2) numaralı daireye yapılır. İnfaz hâkimi aynı zamanda bu mahkemenin üyesi olduğu takdirde itirazla ilgili karara katılamaz."

17. 5275 sayılı Kanun'un "Bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma" kenar başlıklı 40. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

"(1) Bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma cezası, hükümlünün bir aydan üç aya kadar süreyle kurumun kültürel ve spor etkinliklerine katılmaktan yoksun bırakılmasıdır.

(2) Bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma cezasını gerektiren eylemler şunlardır:

...

d) Olumsuz davranışa yönelik gruplaşmaya neden olmak veya bu amaca yönelik gruba katılmak.

..."

18.5275 sayılı Kanun'un "Disiplin cezasını gerektiren eylemlerin tekrarı, disiplin cezalarının infazı ve kaldırılması" kenar başlıklı 48. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 " (3) Disiplin cezalarının infazı;

b) Disiplin cezalarının tamamı infaz edilip kaldırılmadıkça koşullu salıverilme işlemi yapılmaz, ancak bu süre hakederek salıverme tarihini geçemez.

(4) İnfaz edildiği tarihten itibaren disiplin cezasının kaldırılmasında ve iyi hâlin kazanılmasında aşağıda belirtilen süreler esas alınır;

...

b) Bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma cezası bir ay,

...

sonunda disiplin cezası almamak ve iyi hâlli olmak koşuluyla (a) ve (b) bentlerinde belirtilen cezalar kurum en üst amiri tarafından, diğer bentlerde belirtilen cezalar, kurumun en üst amirinin önerisi ve disiplin kurulu kararıyla kaldırılır. "

B. Uluslararası Hukuk

19. Hükümlü veya tutuklulara uygulanacak disiplin yaptırımlarına ilişkin olarak infaz hâkimliğine yapılacak bir şikâyetle yargı yolu sağlandığı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından kabul edilmiştir (Gülmez/Türkiye, B. No: 16330/02, 20/5/2008, § 29). Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) adil yargılanma hakkını düzenleyen 6. maddesinde, adil yargılanmaya ilişkin hak ve ilkelerin "medeni hak ve yükümlülükler ile ilgili uyuşmazlıkların" ve bir "suç isnadı"nın esasının karara bağlanması esnasında geçerli olduğu belirtilerek hakkın kapsamı bu konularla sınırlandırılmıştır. Bu bağlamda AİHM, kural olarak disiplin soruşturmalarının Sözleşme'nin 6. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceğini kabul etmektedir. Ancak bu kuralın istisnası olarak "suç isnadı"nın özerk yorumu bağlamında disiplin suçlamasının "suç" alanında kalması da mümkündür.

20. Gülmez/Türkiye kararında AİHM, disiplin soruşturması sonucunda verilen cezanınSözleşme'nin 6. maddesi kapsamında suç isnadı olarak değerlendirilmeyeceğini belirtmiştir. Ancak disiplin soruşturması sonucunda başvuranın ziyaretçileriyle görüşme hakkının kısıtlanmasının açık bir şekilde kişisel haklarının kapsamına girdiğini ve bu nedenle de medeni hak niteliğinde olduğunu kaydetmiştir.

21. AİHM, Sözleşme'nin 5. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinin bir mahkûmun af yasasından ya da erkenden şartlı tahliye veya kesin tahliye durumlarından yararlanmasını güvence altına almadığını belirtmektedir (Alican Demir/Türkiye, B. No: 41444/09, 25/2/2014, § 89). Ancak yetkili makamların bu tür bir tedbirden faydalanmak için kanunda belirtilen koşulları yerine getiren herkese herhangi bir takdir yetkileri bulunmadan bu tedbiri uygulamakla yükümlü olmaları hâlinde durum farklı olacaktır (Del Rio Prada/İspanya [BD], B. No: 42750/09, 21/10/2013, § 126).

V. İNCELEME VE GEREKÇE

22. Mahkemenin 24/1/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları

23.Başvurucu; kendisinin sohbete çıkmaması durumunun bir protesto olmadığını, söz konusu durumun protesto olduğuna dair bir beyanı bulunmamasına rağmen ilgili idare tarafından bu yönde bir beyanı olduğu kabul edilerek hakkında anılan disiplin cezasına hükmedildiğini, sohbete çıkmamasının bir protesto olarak kabul edilebilmesi için bulunduğu koşullarda bu duruma yönelik yazılı bir beyanının olması gerektiğini, bu yönde yazılı bir beyanı olmamasına rağmen ilgili idare tarafından sohbete çıkmaması durumu protesto kabul edilerek hakkında cezaya hükmedilmesi ve bu cezaya karşı yaptığı itirazlarının da mahkemeler tarafından savunması dikkate alınmaksızın gerekçesiz biçimde reddedilmesi nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

2. Değerlendirme

24.Somut olayda başvurucunun İnfaz Kurumunda gerçekleştirdiği eylemlere ilişkin olarak 5275 sayılı Kanun’un disiplin hükümleri çerçevesinde Disiplin Kurulu tarafından başvurucuya ceza verilmiş, başvurucunun eylemleri disiplin hukuku çerçevesinde değerlendirilmiştir.

25. Başvurucunun özgürlüğünden yoksun kalması, daha önce hakkında verilen mahkûmiyet kararının sonucu olup disiplin cezasının başvurucunun kişi özgürlüğünü kısıtlaması söz konusu değildir. Dolayısıyla başvurucunun aldığı cezanın niteliğinin disiplin cezasının niteliğini aştığı söylenemez. Başvurucunun “iki ay süre ile bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma” disiplin cezası ile cezalandırıldığı gözetildiğinde “suç” alanı kapsamında kalacak ağırlıkta bir cezaya maruz bırakıldığı da söylenemez. Sonuç olarak başvurucunun iddialarının Sözleşme’nin 6. maddesinde belirtilen “suç isnadı” bağlamında değerlendirilmesi mümkün değildir (Giyasettin Aydın, B. No: 2013/1852, 25/3/2015, § 31).

26. Başvurucunun iki ay süreyle bazı etkinliklerden sayılan kütüphane, spor, resim, çini, seramik, ağaç işleri ve hobi faaliyetlerine katılmaktan alıkonulmasının kişisel haklarını etkilediği ve dolayısıyla İnfaz Hâkimliğince yapılan incelemenin "medeni" haklara ilişkin olduğu kabul edilmelidir. Bu nedenle başvurucunun disiplin cezasına çarptırılmasından dolayı yaptığı şikâyetin İnfaz Hâkimliği tarafından incelenmesinin "medeni hak" kapsamında kaldığının ve dolayısıyla Anayasa'nın 36. maddesinin uygulanmasının mümkün olduğunun da kabul edilmesi gerekir (Giyasettin Aydın, § 37).

27. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği; yine 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 49. maddesinin (6) numaralı fıkrasında, Bölümlerce kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamayacağı; aynı Kanun'un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında ise Anayasa Mahkemesinin açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verebileceği belirtilmiştir.

28. Anayasa Mahkemesi bu konudaki temel yaklaşımını; derece mahkemeleri önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile derece mahkemelerince uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun esas yönünden adil olup olmamasının bireysel başvuru incelemesine konu olamayacağı, bunun tek istisnasının derece mahkemelerinin tespit ve sonuçlarının adaleti ve sağduyuyu hiçe sayan tarzda açık bir keyfîlik içermesi ve bu durumun kendiliğinden bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlükleri ihlal etmiş olması, bu çerçevede kanun yolu şikâyeti niteliğindeki başvuruların açık bir keyfîlik bulunmadıkça Anayasa Mahkemesince incelenemeyeceği şeklinde belirlemiştir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).

29. Yine Anayasa Mahkemesi; yargılama makamlarının taraflarca ileri sürülen iddiaları ve gösterdikleri delilleri gereği gibi incelemek zorunda olduğunu, bununla birlikte belirli bir davaya ilişkin olarak delilleri değerlendirme ve gösterilmek istenen delilin davayla ilgili olup olmadığına karar verme yetkisinin esasen derece mahkemelerine ait olduğunu, mevcut yargılamada geçerli olan delil sunma ve inceleme yöntemlerinin adil yargılanma hakkına uygun olup olmadığını denetlemenin Anayasa Mahkemesinin görevi kapsamında olmayıp Anayasa Mahkemesinin görevinin başvuru konusu yargılamanın bütünlüğü içinde adil olup olmadığının değerlendirilmesi olduğunu, genel anlamda hakkaniyete uygun bir yargılamanın yürütülebilmesi için silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri ışığında taraflara iddialarını sunmak hususunda uygun olanakların sağlanmasının şart olduğunu, taraflara tanık delili de dâhil olmak üzere delillerini sunma ve inceletme noktasında da uygun imkânların tanınması gerektiğini, bu anlamda delillere ilişkin dengesizlik veya hakkaniyetsizlik iddialarının da yargılamanın bütünü ışığında değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir (Muhittin Kaya ve Muhittin Kaya İnşaat Taahhüt Madencilik Gıda Turizm Pazarlama Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti, B. No: 2013/1213, 4/12/2013,§ 27).

30. Somut olayda başvurucu; esas itibarıyla protesto eylemine katılmadığını, sohbete çıkmamasınınn protesto olarak kabul edilmesi için bu konuda yazılı beyanının olması gerektiğini ifade etmiştir. Ancak hem Disiplin Kurulu hem mahkemeler"sohbet faaliyetlerini protesto ederek sohbete çıkmayacağını beyan ettiği"ni tespit eden tutanağa istinaden başvurucunun protesto eylemine katıldığını kabul etmiş, başvurucunun aksi yöndeki savunmalarına itibar etmemişlerdir. Disiplin cezası gerektiren eylemin sübuta erip ermediğini tespit etmek Anayasa Mahkemesinin görevi değildir. Bu açıdan başvurucunun iddialarının özünün Mahkeme tarafından delillerin değerlendirilmesinde isabet olmadığına ve esas itibarıyla yargılamanın sonucuna ilişkin olduğuanlaşılmıştır.

31. Açıklanan nedenlerle başvurucunun belirtilen iddiasının kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin olduğu, derece mahkemesi kararlarının açık bir keyfîlik veya bariz takdir hatası da içermediği anlaşıldığından başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları

32. Başvurucu, disiplin cezasının kesinleşmesi nedeniyle koşullu salıverilme tarihinin söz konusu cezanın bitimine kadar ertelenmesi sebebiyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

2. Değerlendirme

33. 6216 sayılı Kanun’un 47. maddesinin (3),48. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları uyarınca bireysel başvuruda kamu gücünün neden olduğu iddia edilen ihlale dair olayların tarih sırasına göre özeti yapılmalı, bireysel başvuru kapsamındaki hakların ne şekilde ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve deliller açıklanmalıdır (Veli Özdemir, B. No: 2013/276, 9/1/2014, §§ 19, 20).

34. Somut olayda başvurucu, anılan disiplin cezasının koşullu salıverme tarihini etkilediğini (geciktirdiğini) ortaya koyamamıştır. Bu bağlamda başvurucu, disiplin cezası verildikten sonra koşullu salıverme süresini yeniden hesaplayan bir müddetname düzenlendiğine ve bu müddetnameye itiraz ettiğine ilişkin bir bilgi ve belge de sunmamıştır. Sonuç olarak başvurucunun iddiasını destekleyen somut bilgi, belge ve delilleri ortaya koymadığı ve ihlal iddiasını temellendirmediği sonucuna varılmıştır.

35. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının da diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 24/1/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Serdar Eren [1.B.], B. No: 2014/6885, 24/1/2018, § …)
   
Başvuru Adı SERDAR EREN
Başvuru No 2014/6885
Başvuru Tarihi 13/5/2014
Karar Tarihi 24/1/2018

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, başvurucuya haksız yere disiplin cezası verilmesi nedeniyle adil yargılanma ile kişi hürriyeti ve güvenliği haklarının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı İnfaz, koşullu salıverme Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Hakkaniyete uygun yargılanma hakkı (hukuka aykırı deliller, bariz takdir hatası vs.) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 4675 İnfaz Hakimliği Kanunu 4
6
5275 Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun 40
48
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi