logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Mustafa Adnan Gül [1.B.], B. No: 2014/7271, 14/9/2017, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MUSTAFA ADNAN GÜL BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/7271)

 

Karar Tarihi: 14/9/2017

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Serruh KALELİ

 

 

Nuri NECİPOĞLU

 

 

Hicabi DURSUN

 

 

Hasan Tahsin GÖKCAN

Raportör

:

Yakup MACİT

Başvurucu

:

Mustafa Adnan GÜL

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, menfi tespit davasında usul ve kanuna aykırı karar verilmesi ve yargılamanın uzun sürmesi nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 27/5/2014 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

8. Başvurucu 18/5/1999 keşide ve 15/6/2001 ödeme tarihli, 32.000 TL bedelli senede dayanarak Tokat 1. İcra Müdürlüğünün E.2001/2110 sayılı dosyasında kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatmıştır.

9. Takip borçlusu M.Ö. 1/8/2001 tarihinde Tokat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı menfi tespit davasında davalı ile uzun yıllardan beri taşınmaz alım satım işi yaptıklarını, satış bedelinin bir kısmını zaman zaman bonolarla ödediğini, 1994 yılında yaşanan ekonomik kriz üzerine taşınmazların bedelini ödeme güçlüğü içerisine düştüğünü, bedelini ödeyemediği taşınmazlar için güvence olarak 18/5/1994 tanzim tarihli boş senedi davalıya teslim ettiğini, bu senetle ilgili davalının ihtiyati haciz kararı aldırdığını ve borcun 5/8/1994 tarihinde ödendiğini, aynı anda ibraname düzenlendiğini, davalının bu senede bağlı alacağı senediicraya koymaksızın tahsil ettiği hâlde yıllar sonra aynı bonoyu gerçeğe aykırı doldurarak tekrar icraya koyduğunu, senedin tahrif edildiğini belirterek senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

10. Mahkeme 10/3/2008 tarihli kararında dava konusu senedin teminat senedi olduğu veya aradaki anlaşmaya aykırı doldurularak takibe geçildiği hususunun yazılı delille ispatlanması gerektiği hâlde buna uygun delil ibraz edilmediğini belirterek davayı reddetmiştir.

11. Temyiz üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2/2/2009 tarihli kararında davacının senetteki 18/5/1994 tanzim tarihini 18/5/1999 olarak tahrif edildiğini ileri sürdüğünü, 24/5/2004 tarihli bilirkişi kurulu raporunda "düzenleme tarihini gösterir rakamların altında farklı kalem bakiyeleri mevcut olduğu" şeklinde tespit yapıldığını, bu durumda mahkemece davacının rapora yaptığı itiraz ve iddianın değerlendirilerek yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınarak bononun tanzim tarihi üzerinde tahrifat yapılıp yapılmadığının saptanması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmü bozmuştur.

12. Bozma kararına uyan Mahkemece yapılan yargılamada farklı bir bilirkişi kurulundan rapor aldırılmış, Mahkeme 28/6/2010 tarihli kararında yargılama sırasında alınan Adli Tıp Kurumu raporu, son olarak alınan üç kişilik Adli Tıp uzmanlarından alınan heyet raporu ve İcra Hukuk Mahkemesi dosyasından alınan bilirkişi raporunun birbirini teyit ettiğini, bu açıdan yeniden rapor aldırılmasının dosyaya yenilik katmayacağını, davacının senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu ya da senette tahrifat yapıldığını ispatlayamadığını belirterek davayı reddetmiştir.

13. Temyiz üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 14/2/2011 tarihli kararında hükme esas alınan bilirkişi raporunun tahrif olgusunun saptanması bakımından yeterli inceleme ve açıklıkta bulunmadığını, bu durumda Güzel Sanatlar Akademisi öğretim üyelerinden oluşan 3 kişilik bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak tahrifatın grafometrik metodlarla mukayese ettirilmesi ve yazıların büyütülmüş fotoğrafları da eklenmek suretiyle sağlıklı ve temyiz denetimine imkân verecek nitelikte bir bilirkişi raporu alınması gerektiğinden bahisle hüküm bozulmuştur.

14. Bozma kararına uyan Mahkemece yapılan yargılamada Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde görev yapan öğretim üyelerinden oluşan 3 kişilik bilirkişi kurulundan rapor aldırılmış, Mahkeme 16/7/2012 tarihli kararında, bozma ilamı doğrultusunda aldırılan bilirkişi kurulu raporunda senet üzerinde iki ayrı yerde tahrifat yapıldığı, pul üzerindeki 1999 rakamının iki kez üst üste yazıldığı, senetin üst kısmında bulunan 1999 rakamının ise tekrar edilmediği, sadece sondaki "9" rakamının sayısı oluşturulurken müdahale edildiğinin belirtildiğini, alınan tüm bilirkişi raporları değerlendirildiğinde takibe dayanak senet üzerinde tahrifat yapıldığını, tarihin 1994 iken 1999 olarak değiştirildiğini, 5/8/1994 tarihli ibranamenin söz konusu bonoyu kapsadığını, bu hâliyle senet nedeniyle davacının davalıya borcunun bulunmadığını belirterek davayı kabul etmiştir.

15. Temyiz üzerine karar Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2/10/2013 tarihli kararıyla onanmıştır.

16.Karar düzeltme talebi aynı Dairenin 3/3/2014 tarihli kararıyla reddedilmiştir.

17.Ret kararı 3/5/2014 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiş ve 27/5/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur.

IV.İNCELEME VE GEREKÇE

18.Mahkemenin 14/9/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A.Silahların Eşitliği ve Çelişmeli Yargılama İlkesinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia

19. Başvurucu, sağlık sorunları nedeniyle davayı takip edemediğini ve yeterli bir savunma yapamadığını, bu nedenle aleyhine olan delillerin gözönüne alındığını belirterek silahların eşitliği ve çelişmeli yargılanma ilkesinin ihlal edildiğini iddia etmiştir.

20. Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuruda başvurucu, ihlal edildiğini iddia ettiği Anayasa hükmü ile ilgili somut olay çerçevesinde açıklamalarda bulunmak suretiyle hukuki iddialarını kanıtlamak zorundadır. Soyut birtakım Anayasa hükümlerine atıfta bulunulmuş olması iddiaların ispatlandığı anlamına gelmez. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu, Anayasa’ya aykırılığın soyut biçimde ileri sürülmesini sağlayan bir yol olarak düzenlenmemiştir (Halil İbrahim Aydın ve diğerleri, B. No: 2014/483, 19/11/2014, § 29).

21. Başvurucunun, ihlal iddiasının dayanağı olan tüm olayları göstermesi, başvuruyu aydınlatacak ve hükmün esasını etkileyecek argümanları destekleyici tüm belgeleri başvuru dilekçesine eklemesi gerekir. Şayet bir belge elde edilememişse bunun da nedenleri açıklanmalıdır. Somut başvuruda başvurucu bu koşulları yerine getirmeyerek iddialarını temellendirmediğinden başvurusunun esasının incelenmesi imkânı bulunmamaktadır (Veli Özdemir, B. No: 2013/276, 9/1/2014, § 26).

22. Başvurucu tarafından ileri sürülen ihlal iddialarına (bkz. § 19) dayanak somut bir neden belirtilmediği gibi bu iddialara ilgili herhangi bir bilgi ve belge sunulmamıştır. Bu açıdan söz konusu iddiaların soyut nitelikte olduğu ve kanıtlanmamış şikâyet kapsamında kabul edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

23. Açıklanan nedenlerle silahların eşitliği ve çelişmeli yargılanma ilkesinin ihlal edildiği iddiası kanıtlanamadığından başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Yargılamanın Sonucunun Adil Olmadığına İlişkin İddia

24. Başvurucu, yargılamada lehine olan deliller dikkate alınmadığı gibi hükme esas alınan rapor için yazı örneğinin de alınmadığını, raporun görsel verilere dayanılarak hazırlandığını ve tamamen yoruma dayandığını,noter tarafından onaylanan senet ile dosyada bulunan senet arasındaki farklılığın bilgisi dışında bir müdahaleden kaynaklandığını, hakkında sahtecilik iddiasıyla açılan davalardan beraat ettiğini, itirazları gözönüne alınmadan değerlendirme yapıldığını, Yargıtaya temyiz başvurusunda bulunduğu günün ertesindekarar verildiğini, bu durumun itirazlarının Yargıtayca yeterince incelenmediğini gösterdiğini belirterek Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

25. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak derece mahkemeleri önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile derece mahkemelerince uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun esas yönünden adil olup olmaması bireysel başvuru incelemesine konu olamaz. Bunun tek istisnası derece mahkemelerinin tespit ve sonuçlarının adaleti ve sağduyuyu hiçe sayan tarzda açık bir keyfîlik içermesi ve bu durumun kendiliğinden bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlükleri ihlal etmiş olmasıdır. Bu çerçevede kanun yolu şikâyeti niteliğindeki başvurular açıkça keyfîlik bulunmadıkça Anayasa Mahkemesince incelenemez (Necati Gündüz, Recep Gündüz, B. No: 2012/1027, 12/2/2013, § 26).

26. Başvurucunun ihlal iddiaları, yukarıda belirtilen içtihat kapsamında kanun yolu şikâyeti niteliğindedir. Somut olayda Mahkeme, başvurucu ve davalı tarafın iddia ve savunmalarını incelemiş, ilgili Kanun hükümlerini somut olay çerçevesinde değerlendirmek (bkz. § 14) suretiyle davanın kabulüne karar vermiştir. Mahkemenin gerekçesi ve başvurucunun iddiaları incelendiğinde iddiaların özünün derece mahkemeleri tarafından hukuk kurallarının ve delillerin değerlendirilmesinde ve yorumlanmasında isabet olmadığına ve esas itibarıyla yargılamanın sonucuna ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.

27. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekmektedir.

C. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

28.Başvurucu, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

29. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

30. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği tarih, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 50, 52).

31. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Güher Ergun ve diğerleri, §§ 41-45).

32. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında, başvuru konusu davada yaklaşık 11 yıl 7 aylık yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.

33. Açıklanan nedenlerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

D. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden

34.30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…”

35. Başvurucu yeniden yargılama kararı verilmesi talebinde bulunmuştur.

36. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

37. Başvurucu makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasıyla ilgili olarak herhangi bir tazminat talebinde bulunmamıştır.

38. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harçtan oluşan yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

 2. Yargılamanın sonucunun adil olmadığına ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

 3. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. 206,10 TL harçtan oluşan yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,

D. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

E. Kararın bir örneğinin Tokat 2. Asliye Hukuk Mahkemesine (E.2011/239 K.2012/194 sayılı dosya) GÖNDERİLMESİNE,

F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 14/9/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Mustafa Adnan Gül [1.B.], B. No: 2014/7271, 14/9/2017, § …)
   
Başvuru Adı MUSTAFA ADNAN GÜL
Başvuru No 2014/7271
Başvuru Tarihi 27/5/2014
Karar Tarihi 14/9/2017

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, menfi tespit davasında usul ve kanuna aykırı karar verilmesi ve yargılamanın uzun sürmesi nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Makul sürede yargılanma hakkı (hukuk) İhlal İhlalin tespiti
Hakkaniyete uygun yargılanma hakkı (bariz takdir hatası, içtihat farklılığı vs.-hukuk) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Silahların eşitliği ilkesi / çelişmeli yargılama ilkesi (hukuk) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi