TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
SENEM ARI ÇALIŞKAN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/7971)
|
|
Karar Tarihi: 10/1/2018
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Nuri
NECİPOĞLU
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Tuğba YILDIZ
|
Başvurucu
|
:
|
Senem ARI
ÇALIŞKAN
|
Vekili
|
:
|
Av. Neslihan
TÜRKAY
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, disiplin cezasının iptali istemiyle açılan davada
hakkaniyete aykırı karar verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal
edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 3/6/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Birinci Bölüm İkinci Komisyonunca başvurunun kabul
edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
6. Başvurucu, Edirne Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünde
tam zamanlı sözleşmeli mimar olarak çalışmakta iken hakkında CRK inşaat sahibi
A.E. tarafından şikâyet dilekçesi verilmiştir.
7. A.E., dilekçesinde başvurucuyla aralarında gayrimenkul alım
satım sözleşmesinden kaynaklanan bir husumetin olduğunu vurgulayarak
başvurucunun kendisinden konut satın aldığını ancak evi henüz teslim
edemediğini belirtmiştir. Belediyede ruhsat işlerinde görevli olan başvurucu
tarafından anılan husumet nedeniyle inşaat tadilat ruhsatı talebinin yerine
getirilmediğini iddia etmiştir.
8. Anılan dilekçe üzerine başvurucunun ifadesi alınmış,
Belediyedeki görev ve sorumluluklarını kullanarak menfaat sağladığı iddiasıyla
hakkında disiplin soruşturması başlatılmıştır.
9. Başvurucuya yürütülen soruşturma neticesinde Edirne Belediye
Başkanlığı İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğünün 5/2/2013 tarihli kararı ile
uyarma cezası verilmiştir.
10. Başvurucu, anılan işlemin iptali istemiyle Edirne İdare
Mahkemesinde dava açmıştır.
11. Edirne İdare Mahkemesinin 13/11/2013 tarihli ara kararı ile
Edirne Belediyesinden başvurucuya A.E.nin tadilat ruhsatı
alma işinin havale edilip edilmediği, bünyesinde başka mimar çalışıp
çalışmadığı, bahsi geçen tadilat ruhsatı işinin ne kadar sürede
sonuçlandırılması gerektiği hakkında detaylı bilgi istenmiştir.
12. Belediye 16/12/2013 tarihli ara karara cevap yazsında
başvurucunun İmar ve Şehircilik Müdürlüğü Ruhsat Bürosunda mimar kadrosuyla
büro şefi olarak görev yaptığını, dolayısıyla ruhsat bürosu görev alanına giren
her konuda kadrosu itibarı ile mahiyetindeki personel tarafından yerine
getirilmesi gereken her işlemden sorumlu olduğunu ifade etmiş ve tadilat
ruhsatı talebinin en geç otuz gün içinde sonuçlandırılması gerektiği
belirtilerek bu süre içinde anılan talebe yönelik herhangi bir işlem
yapılmadığını bildirmiştir.
13. Edirne İdare Mahkemesi 18/12/2013 tarihli kararıyla davanın
reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde, soruşturma evrakları ve olayın
birlikte değerlendirilmesinden başvurucu ile inşaat sahibi arasında bir husumet
olduğunun anlaşıldığı vurgulanarak inşaat sahibi A.E. tarafından 6/8/2012
tarihinde faklı bir proje inşaatı için tadilat ruhsat talebinde bulunulduğu
ancak başvurucu tarafından yakın tarihli ruhsat talepleri zamanında
karşılanmasına rağmen A.E.nin talebinin
geciktirildiği, bu davranışın ise hem verilen görevi zamanında yapmamak hem de
devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışta bulunmak olarak
değerlendirilebileceği kanaatine varıldığı ifade edilmiştir.
14. Başvurucu tarafından itiraz edilen karar, Edirne Bölge İdare
Mahkemesinin 17/4/2014 tarihli hükmüyle onanmıştır.
15.Bu karar, başvurucu vekiline 7/5/2014 tarihinde tebliğ
edilmiştir.
16. Başvurucu vekili 3/6/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
17. 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun
125. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
'' Devlet memurlarına verilecek disiplin
cezaları ile her bir disiplin cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:
A - Uyarma : Memura, görevinde ve davranışlarında daha dikkatli olması
gerektiğinin yazı ile bildirilmesidir.
Uyarma cezasını gerektiren fiil ve haller
şunlardır:
a) Verilen emir ve görevlerin tam ve zamanında
yapılmasında, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasların yerine
getirilmesinde, görevle ilgili resmi belge, araç ve
gereçlerin korunması, kullanılması ve bakımında kayıtsızlık göstermek veya
düzensiz davranmak,
...
e) Devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve
davranışta bulunmak,
..."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
18. Mahkemenin 10/1/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
19. Başvurucu, şikâyete konu işlemin kendi görev ve sorumluluğu
altında olmayıp çalıştığı birimdeki başka bir memurun sorumluluğunda olduğunu
ifade etmiştir. Bu durumu gerek ilk derece mahkemesi gerekse de itiraz mercii
önünde ısrarla belirttiğini ancak dikkate alınmadığını, sonuç olarak kendi
görev ve sorumluluğunda olmayan bir işi geciktirdiği gerekçesiyle hakkında
disiplin cezası işlemi uygulanmasının haksız olduğunu belirterek Anayasa’nın
36. ve 38. maddelerinde düzenlenen adil yargılanma hakkının ve masumiyet
karinesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
20. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Bu çerçevede başvurucu her ne kadar
Anayasa'nın 38. maddesinde düzenlenen masumiyetkarinesinin
ihlal edildiğini ileri sürmüş ise de bu iddianın özünün yargılamanın sonucu
itibarıyla adil olmadığı hususuna ilişkin olduğu anlaşılmış olup başvurucunun
anılan iddiası bu kapsamda değerlendirilmiştir.
21. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun
yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda
incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava
konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi,
hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla ilgili varılan
sonucun adil olup olmaması bireysel başvurukonusu
olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil
eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik
içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
22. Somut olayda İdare Mahkemesinin karar verirken gerekli
araştırmayı yaptığı, soruşturma evraklarını dikkate aldığı ve tüm bu veriler
çerçevesinde kararını verdiği anlaşılmıştır (bkz. § 11-13). Başvurucu
tarafından ileri sürülen iddiaların mahkemelerce delillerin değerlendirilmesi
ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olduğu, mahkeme kararlarında bariz
takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir
hususun da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu
şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
23. Başvurucu tarafından ileri sürülen ihlal iddialarının
yukarıda belirtilen içtihat kapsamında kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu
sonucuna varıldığından başvurunun açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
10/1/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.