TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİBÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
AYŞE TÜRKAN ÖZOĞLU BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/8404)
|
|
Karar Tarihi: 21/9/2017
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Celal Mümtaz
AKINCI
|
|
|
Muammer
TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör
|
:
|
Yakup MACİT
|
Başvurucu
|
:
|
Ayşe Türkan
ÖZOĞLU
|
Vekili
|
:
|
Av. Eda
MUKANNASGİL KAYA
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, yetim aylığının kesilmesi işleminin iptali ve
yeniden aylık bağlanması gerektiğinin tespiti talebiyle açılan davada,
delillerin hatalı değerlendirilerek kanuna ve usule aykırı karar verilmesi
nedeniyle adil yargılanma hakkının; kararın sonucuna göre aylıktan mahrum
kalınması nedeniyle de mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 30/5/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca oybirliği sağlanamaması nedeniyle başvurunun kabul
edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu, Kadıköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/3/2001
tarihli kararıyla anlaşmalı olarak boşanmıştır.
8. Başvurucu, müteveffa babası F.Ö.ye T. İş Bankası A.Ş.
Mensupları Emekli Sandığı Vakfı (Vakıf) tarafından bağlanan emekli maaşını,
1/5/2001 tarihinden itibaren yetim aylığı olarak almaya başlamıştır.
9. Vakıf, başvurucunun boşandığı eşi ile birlikte yaşamaya devam
ettiğini belirterek 30/11/2012 tarihinde yetim aylığını kesmiştir.
10. Başvurucu, emekli aylığının kesilmesi işleminin iptali ile
1/12/2012 tarihinden itibaren yeniden yetim aylığı bağlanması gerektiğinin
tespiti talebiyle İstanbul Anadolu 9. İş Mahkemesinde (Mahkeme) dava açmıştır.
11. Mahkeme, 3/12/2013 tarihli kararında, ülkemizde yıllardır
devletten aylık almak amacıyla muvazaalı olarak boşanan ve birlikte yaşayan
çiftler olduğunu, çalışma hayatına katılmadan ölen anne veya babasından kalan
aylıkları almak için boşanan ve bundan çıkar sağlayan kişilerin gerçekteki
amaçlarının aylık almak olduğunu, bir hakkın suistimalini
Kanun'un himaye etmeyeceğini, babasından dolayı yetim aylığı alan davacının da
bu amaçla boşandığını ve boşandığı eşiyle fiilen bir arada yaşadığını
belirterek davayı reddetmiştir.
12. Temyiz üzerine karar, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin
20/3/2014 tarihli kararıyla onanmıştır.
13. Onama kararı 30/4/2011 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiş,
30/5/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 21/9/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine
İlişkin İddia
15. Başvurucu, boşandığı eşi ile birlikte yaşamadığını, ayrı
yerlerde ikamet ettiklerini, bu durumun resmî kayıtlardan da
anlaşılabileceğini, eski eşinin hasta olması ve çocuklarıyla birlikte kalması
nedeniyle zaman zaman onların ihtiyaçlarını karşılamak için yanlarına
uğradığını, dolayısıyla davada 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 56. maddesinin hükümlerinin
uygulanamayacağını, Mahkemece delillerin eksik ve hatalı değerlendirildiğini,
dosyada lehine beyanda bulunan tanıklara ve resmî kayıtlara itibar
edilmediğini, davalı Vakıf yetkililerince düzenlenen tutanakta adı geçen
tanığın yargılamada eski eşi ile birlikte oturmadığını beyan ettiğini, buna
rağmen muhbir olan tanığın gerçek dışıbeyanlarına
göre itibar edilerek karar verildiğini, temyiz incelemesinin sekiz günde tamamlandığını,
oysa aynı mahiyette başka dosyaların uzun süre ön inceleme aşamasında
beklediğini, bu durumun başvuru dosyasının yeterince incelenmediğini
gösterdiğini belirterek Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil
yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
16. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun
yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda
incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak derece mahkemeleri
önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin
değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile derece
mahkemelerince uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun esas yönünden adil olup
olmaması bireysel başvuru incelemesine konu olamaz. Bunun tek istisnası, derece
mahkemelerinin tespit ve sonuçlarının adaleti ve sağduyuyu hiçe sayan tarzda
açık bir keyfîlik içermesi ve bu durumun
kendiliğinden bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlükleri ihlal etmiş
olmasıdır. Bu çerçevede kanun yolu şikâyeti niteliğindeki başvurular açıkça keyfîlik bulunmadıkça Anayasa Mahkemesince incelenemez (Necati Gündüz, Recep Gündüz, B. No:
2012/1027, 12/2/2013, § 26).
17. Başvurucunun ihlal iddiaları, yukarıda belirtilen içtihat
kapsamında kanun yolu şikâyeti niteliğindedir. Somut olayda Mahkeme,
başvurucunun iddialarını incelemiş, toplanan delilleri değerlendirerek
başvurucunun yetim aylığı almak kastıyla boşandığını, sonrasında boşandığı
eşiyle fiilen bir arada yaşadığını, bir hakkın suistimalini
Kanunun himaye etmeyeceğini belirterek davayı reddetmiştir. Mahkemenin
gerekçesi ve başvurucunun iddiaları incelendiğinde iddiaların özünün derece
mahkemeleri tarafından hukuk kurallarının ve delillerin değerlendirilmesinde ve
yorumlanmasında isabet olmadığına ve esas itibarıyla yargılamanın sonucuna
ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
18. Açıklanan nedenle başvurunun bu kısmının, diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması
nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekmektedir.
B. Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin
İddia
19. Başvurucu, Mahkemenin ret kararı sonucunda yetim aylığından
ömür boyu yoksun kaldığını, ayrıca 1/10/2008 tarihinden itibaren ödenen
aylıkların iadesi tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını belirterek anayasal
haklarının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
20. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucu genel olarak adil yargılanma
hakkının ihlal edildiğini iddia etmiş ise de özellikle ret kararı ile birlikte
yetim aylığının ömrünün sonuna kadar kesilmesi sonucunu doğuracağı yönündeki
şikayetinin mülkiyet hakkı kapsamında incelenmesi gerekir.
21. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ortak koruma
alanında yer alan mülkiyet hakkı; mevcut mal, mülk ve ekonomik değerleri
koruyan bir temel haktır. Kişinin hâlihazırda sahibi olmadığı bir mülkün
mülkiyetini kazanma hakkı, bu konudaki menfaati ne kadar güçlü olursa olsun
mülkiyet kavramı içinde değildir (Kemal
Yeler ve Ali Arslan Çelebi, B. No: 2012/636, 15/4/2014, § 36).
Ayrıca gelecekte elde edileceği iddia edilen bir gelirin mülkiyet hakkı
kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir (Sultan
Tokay ve diğerleri, B. No: 2013/1122, 26/6/2014, § 42).
22. Bir mülk veya alacakla ilgili olarak hak iddia eden kişinin
söz konusu hakkın varlığını hukuken ispat etmesi gerekir (Kemal Yeler ve Ali Arslan Çelebi, § 38).
23. Anayasa Mahkemesi, yetim aylığının kesilmesi işleminin
iptali talebiyle açılan davanın reddedilmesi üzerine yapılan bir başvuruda,
aylık almaya devam etme talebini, mülkiyet hakkı kapsamında meşru beklenti
olarak nitelendirilemeyeceğini belirterek başvuruyu konu bakımından yetkisizlik
nedeniyle kabul edilemez bulmuştur (Emel
Kavas, B. No: 2013/8032, 9/9/2015). Somut olayda başvurucunun kurum
işleminin iptali ve yetim aylığının yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti
talebiyle açtığı davanın reddine karar verilmiştir. Böylelikle başvurucunun
Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkı kapsamına giren
bir ekonomik değeri veya en azından böyle bir değeri elde etme yönünde meşru
beklentisi bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
24. Açıklanan gerekçeyle başvurunun bu kısmının, diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekmektedir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın
açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
21/9/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.