logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Durmaz Oto. Petrol Ürünleri İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. (3) [1.B.], B. No: 2014/929, 10/6/2015, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

 

 

ANAYASA MAHKEMESİ

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

DURMAZ OTO. PETROL ÜRÜNLERİ İNŞ. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. BAŞVURUSU (3)

 

(Başvuru Numarası: 2014/929)

Karar Tarihi: 10/6/2015

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Hicabi DURSUN

 

 

Erdal TERCAN

 

 

Hasan Tahsin GÖKCAN

 

 

Kadir ÖZKAYA

Raportör

:

Akif YILDIRIM

Başvurucu

:

Durmaz Oto. Petrol Ürünleri İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.

Temsilcisi

:

Remzi DURMAZ

Vekili

:

Av. Devrim BİÇEN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvurucu, idarenin cevap yazısı ve duruşma günü kendisine tebliğ edilmeden hakkındaki idari para cezasının iptali yönündeki talebinin reddine karar verildiğini belirterek, Anayasa'nın 36. maddesinde belirtilen adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve yeniden yargılanma talebinde bulunmuştur.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru, 16/1/2014 tarihinde Diyarbakır 4. Sulh Ceza Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. Birinci Bölüm Birinci Komisyonunca, 22/12/2014 tarihinde kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

5. Başvurucu şirket adına kayıtlı 21 KA 543 plakalı araçla 3/5/2013 tarihinde taşıma için belirlenen istiap haddinin üstünde yük taşındığının tespit edildiğinden bahisle 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 65/1-b-e hükmünün ihlal edildiği gerekçesiyle 7.678,00 TL idari para cezası kesilmiştir.

6. Başvurucu, söz konusu cezaya karşı Diyarbakır 4. Sulh Ceza Mahkemesine Emniyet Müdürlüğünün ceza kesme yetkisinin bulunmadığı ve düzenlenen ceza tutanağının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle başvuruda bulunmuştur. Başvuru üzerine Mahkeme, 6/8/2013 tarihinde tensip tutanağını düzenleyerek, duruşma gününü 1/11/2013 tarihi olarak belirlemiştir. Ancak duruşma günü taraflara tebliğ edilmemiştir.

7. Mahkeme, idarenin cevap yazısı üzerine tarafların katılmadığı ve herhangi bir esaslı işlemin yapılmadığı (sadece tarafların duruşmaya katılmadığına dair bir tespitte bulunulduğu ve idarenin cevap yazısının okunduğu) bir duruşma yaparak, 1/11/2013 tarih ve 2013/1122 D. İş sayılı kararı ile idari yaptırım işleminin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle başvurucunun talebini reddetmiştir.

8. Başvurucu, anılan karara karşı Diyarbakır 1. Asliye Ceza Mahkemesine itiraz etmiştir.

9. Diyarbakır 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2013 tarih ve 2013/382 D. İş sayılı kararıyla başvurucunun itiraz talebi, düzenlenen tutanağın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir.

10. Ret kararı, başvuruya 18/12/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.

11. Bireysel başvuru, 16/1/2013 tarihinde yapılmıştır.

B. İlgili Hukuk

12. 2918 sayılı Kanun'un 65. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 “Araçların yüklenmesinde, yönetmeliklerle belirlenen ölçü ve esaslara aykırı olarak;

 

 b) Azami yüklü ağırlığın veya izin verilen azami yüklü ağırlığın aşılması,

 

 e) Tehlikeli ve zararlı maddelerin gerekli izin ve tedbirler alınmadan taşınması,

 

 yasaktır.

 Birinci fıkranın (b) bendine uymayarak;

 

 e) % 25'in üzerinde fazla yüklemelerde 3.000 Türk Lirası,

 

İşleten ve gönderenlere ayrı ayrı idarî para cezası verilir.”

13. 13/03/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Başvurunun incelenmesi” kenar başlıklı 28. maddesinin ilgili fıkraları şöyledir:

“(4) Mahkeme, başvuruda bulunan kişilere cevap dilekçesinin bir örneğini tebliğ eder; talep üzerine veya re'sen tarafları çağırarak belli bir gün ve saatte dinleyebilir. Dinleme için belirlenen günle tebligatın yapılacağı gün arasında en az bir haftalık zaman olmasına dikkat edilir. Dinleme sırasında taraflar veya avukatları hazır bulunur. Mazeretsiz olarak hazır bulunmama, yokluklarında karar verilmesine engel değildir. Bu husus, tebligat yazısında açıkça belirtilir.

(6) Dinlemede sırasıyla; hazır bulunan başvuru sahibi ve avukatı, ilgili kamu kurum ve kuruluşunun temsilcisi, varsa tanıklar dinlenir, bilirkişi raporu okunur, diğer deliller ortaya konulur.

(7) Mahkeme, ilgilileri dinledikten ve bütün delilleri ortaya koyduktan sonra aleyhinde idarî yaptırım kararı verilen ve hazır bulunan tarafa son sözünü sorar. Son söz hakkı, aleyhinde idarî yaptırım kararı verilen tarafın kanunî temsilcisi veya avukatı tarafından da kullanılabilir. Mahkeme son kararını hazır bulunan tarafların huzurunda açıklar…”

14. 18/7/1997 tarihLİ ve 23053 Resmi Gazete sayılı Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin (Yönetmelik) 161. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

“Karayolları Trafik Kanununda yazılı trafik suçlarını işleyenler hakkında;

a) Emniyet Genel Müdürlüğünün;

1) Trafik zabıtası personeli, …, tarafından suç veya ceza tutanağı düzenlenir…”

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

15. Mahkemenin 10/6/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 16/1/2014 tarihLİ ve 2014/929 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

16. Başvurucu vekili, İlk Derece Mahkemesince, kararına itiraz edilen idarenin cevap yazısının bir örneğinin kendilerine tebliğ edilmediğini, bu nedenle Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığının dosyaya sunduğu cevap yazısına karşı herhangi bir beyanda bulunulamadığını, ayrıca Diyarbakır 4. Sulh Ceza Mahkemesince 1/11/2013 tarihi olarak belirlenen duruşma gününün de kendilerine bildirilmediğini, böylelikle davalı idarenin cevaplarına karşı savunma yapılamadığını belirterek, Anayasa'nın 36. maddesinde belirtilen adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme

17. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp, olay ve olguların hukuki nitelendirmesini kendisi takdir eder. Başvurucunun, adil yargılanma hakkı kapsamında ileri sürdüğü iddiaları, “sözlü yargılama hakkı” ile “silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri” başlıkları altında değerlendirilecektir.

1. Sözlü Yargılama Hakkının İhlal Edildiği İddiası

18. Başvurucu, Diyarbakır 4. Sulh Ceza Mahkemesince 1/11/2013 tarihi olarak belirlenen duruşma gününün kendisine bildirilmemesinden şikayetçi olmuştur.

19. Anayasa'nın 141. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Mahkemelerde duruşmalar herkese açıktır. Duruşmaların bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına ancak genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hallerde karar verilebilir.”

20. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) “Adil yargılanma hakkı” kenar başlıklı 6. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

“Herkes … cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini isteme hakkına sahiptir…”

21. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının temel unsurlarından birisi de Anayasa'nın 141. maddesinde düzenlenen yargılamanın açık ve duruşmalı yapılması ilkesidir. Yargılamanın açıklığı ilkesinin amacı adli mekanizmanın işleyişini kamu denetimine açarak yargılama faaliyetinin saydamlığını güvence altına almak ve yargılamada keyfiliği önlemektir. Bu yönüyle hukuk devletinin en önemli gerçekleştirme araçlarından birisini oluşturur. Özellikle ceza davalarında yargılamanın duruşmalı ve aleni yapılması silahların eşitliği ilkesinin ve savunma hakkının güvencesini oluşturur. Ancak bu her türlü yargılamanın mutlaka duruşmalı yapılmasının zorunlu olduğu anlamına gelmez. Adil yargılama ilkelerine uyulmak şartıyla usul ekonomisi ve iş yükünün azaltılması gibi amaçlarla bazı yargılamaların duruşmadan istisna tutulması ve duruşma yapılmaksızın karara bağlanması anayasal hakların ihlalini oluşturmaz (Musa Yılmaz Acar, B. No: 2013/664, 17/9/2013, § 32).

22. Sözleşme’nin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasında “aleni yargılama” hakkının tanınması, zorunlu olarak “sözlü yargılama” hakkını da içerir. Bununla birlikte, Sözleşme’nin bu maddesinde yer alan söz konusu yükümlülük, mutlak değildir (Jussila/Finlandiya [BD], B. No: 73053/01, 23/11/2006, § 41; Hakansson ve Sturesson/İsveç, B. No: 11855/85, 21/2/1990, § 66).

23. Yargılamada, tarafların şüpheye yer vermeyecek şekilde bu haklarından vazgeçmesi ve kamu yararının sözlü yargılama yapılmasını gerekli kıldığı bir durumun bulunmaması hâlinde, duruşma yapılmayabilir. Vazgeçmenin, açıkça veya zımnen yapılması mümkündür. Duruşma yapılmasına ilişkin talebin sürdürülmemesi ya da hiç ileri sürülmemesi, zımnen vazgeçmeye örnek gösterilebilir. Bunun yanında dava dosyası ve tarafların yazılı görüşleri temelinde yeterince çözülemeyen hukuki ve olgusal herhangi bir sorunla karşılaşılmaması örneğinde olduğu gibi yargılamanın istisnai koşulları da duruşma yapılmasını gerektirmeyebilir (Benzer yöndeki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararı için bkz. Eksert Turizm Taşımacılık Tekstil Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti ve diğer 7 başvuru/Türkiye [k.k.], B. No:40988/06, 2/7/2013).

24. AİHM, “önemli bir isnat taşımayanlar” ile “ceza hukukunun çekirdeğini oluşturan” davalar arasında ayrım yapmış, Sözleşme’nin 6. maddesi kapsamına giren fakat geleneksel ceza hukuku kategorilerine ait olmayan suçların (örneğin trafik kurallarının ihlali) yargılamasında duruşma yapılmasının gerekli olmayabileceğini belirtmiştir (Jussila/Finlandiya [BD], B. No: 73053/01, 23/11/2006, §§ 36, 43).

25. Bu durum, özellikle inandırıcılık sorunu taşımayan, karmaşık olmayan veya olaylarla ilgili hiçbir tartışmanın bulunmadığı oldukça teknik davalar ile mahkemelerin tarafların sunduğu görüşlere ve diğer belgelere dayanarak, adil ve makul bir biçimde karar verebilecekleri davalar için geçerli olmaktadır (Anılan Jussila/Finlandiya, § 41, Döry/İsveç, B. No:28394/95, 12/11/2002, § 37, Mehmet Emin Şimşek/Türkiye, B. No: 5488/05, 28/2/2012, § 30).

26. Yargılamaya taraf olan kişilerin hakkaniyetli yargılama temelinde beyanlarını sözlü vermesinin gerektiği durumlarda sözlü yargılama yapılmaması yargılamanın bir bütün olarak adil olmasını engelleyebilir (bkz. Göç/Türkiye, B.No: 36590/97, 11/7/2002, § 51). Dolayısıyla, sadece dosyaya dayanılarak tatmin edici bir çözümün sağlanamayacağı olaylarda, sözlü yargılamanın yapılması gerekir. Sözlü yargılamaya karar vermede, davaya konu meselelerin çokluğu değil, niteliği önem kazanacaktır.

27. Somut olayda başvurucu, itiraz başvurusu üzerine duruşma yapılmaksızın karar verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. 5326 sayılı Kanun’un “Başvurunun incelenmesi” kenar başlıklı 28. maddesinin (4) numaralı fıkrasında, mahkemenin, talep üzerine veya resen tarafları çağırarak belli bir gün ve saatte dinleyebileceği kurala bağlanmıştır. Başvurucu tarafından, idari para cezasının kaldırılması istemiyle sulh ceza mahkemesine sunulan başvuru dilekçesinde duruşma talebinde bulunulmamıştır.

28. Bu durumda, incelemenin evrak üzerinden de yapılabileceği kurala bağlanan (sözlü yargılama yapılması talebe veya mahkemenin takdirine bağlı kılınan) ve azami ağırlığın üzerinde yük taşınmasına ilişkin olarak kesilen idari para cezasıyla ilgili yargılamada; tarafların iddia ve savunmaları yazılı olarak alındıktan sonra bir sonuca varılmıştır. Çözümlenen olayın kendine özgü niteliği de nazara alındığında, yargılamanın salt dosya üzerinden yapılması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği söylenemez. Kaldı ki, başvurucu sözlü yargılama yapılması talebinde bulunmayarak, zımnen bu hakkından feragat etmiştir.

29. Açıklanan nedenlerle, sözlü yargılama hakkının ihlal edildiğine ilişkin başvurunun bu kısmının,açıkça dayanaktan yoksun olması” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Çelişmeli Yargılama ve Silahların Eşitliği İlkelerinin İhlal Edildiği İddiası

30. Başvurucu, ilgili idarenin cevap dilekçesinin kendisine tebliğ edilmediğini, bu nedenle savunma imkânından mahrum kaldığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

31. Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı bir çok kararında, ilgili hükmü, Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı ışığında yorumlamak suretiyle, Sözleşme’nin lafzi içeriğinde yer alan ve AİHM içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi gibi ilke ve haklara, Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir (Güher Ergun ve Diğerleri, B. No.2012/13, 2/7/2013, § 38).

32. Hakkaniyete uygun yargılanma”nın temel unsuru, yargılamanın “çelişmeli” olması ve taraflar arasında “silahların eşitliği”nin sağlanmasıdır (Benzer yöndeki AİHM kararı için bkz. Rowe ve Davis/Birleşik Krallık [BD], B. No: 28901/95, 16/2/2000, § 60). Adil yargılanma hakkının unsurlarından olan çelişmeli yargılama ilkesi taraflara dava malzemesi hakkında bilgi sahibi olma ve yorum yapma hakkının tanınmasını ve bu nedenle tarafların yargılamanın bütününe aktif olarak katılmasını gerektirmektedir. Bu anlamda, mahkemece tarafların dinlenilmemesi, taraflara delillere karşı çıkma imkânı verilmemesi, yargılama faaliyetinin hakkaniyete aykırı hale gelmesine neden olabilecektir (Benzer yöndeki AİHM kararı için bkz. Ruiz-Mateos/İspanya, § 63; Feldbrugge/Hollanda, B. No. 8562/79, 29/05/1986, § 44).

33. Silahların eşitliği ilkesinin tamamlayıcısı olan çelişmeli yargılama ilkesi, kural olarak bir hukuk ya da ceza davasında tüm taraflara, gösterilen kanıtlar ve sunulan görüşler hakkında bilgi sahibi olma ve bunlarla ilgili görüş bildirebilme imkânı vermektedir (Benzer yöndeki AİHM kararları için bkz. J.J./Hollanda, B. No: 9/1997/793/994, 27/3/1998, § 43; Vermeulen/Belçika, B.No: 19075/91, 20/2/1996, § 33).

34. Adil yargılanma hakkının unsurlarından biri de silahların eşitliği ilkesidir. Silahların eşitliği ilkesi davanın taraflarının usuli haklar bakımından aynı koşullara tabi tutulması ve taraflardan birinin diğerine göre daha zayıf bir duruma düşürülmeksizin iddia ve savunmalarını makul bir şekilde mahkeme önünde dile getirme fırsatına sahip olması anlamına gelir (Yaşasın Aslan, B. No: 2013/1134, 16/5/2013, § 32).

35. Genel anlamda hakkaniyete uygun bir yargılamanın yürütülebilmesi için silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri ışığında taraflara tanık delili de dâhil olmak üzere delillerini sunma ve inceletme noktasında da uygun imkânların tanınması gerekir. Bu anlamda, delillere ilişkin dengesizlik veya hakkaniyetsizlik iddiaları da yargılamanın bütünü ışığında değerlendirilecektir (Yüksel Hançer, B. No. 2013/2116, 23/1/2014, § 19). Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kapsamındaki görevi, somut olayın usul kurallarına uygunluğunu denetlemek değil, adil yargılanma hakkı kapsamındaki güvencelerin somut olayda ihlal edilip edilmediğini denetlemektir.

36. 2918 sayılı Kanun'un 65. maddesine göre, azami yüklü ağırlığın veya izin verilen azami yüklü ağırlığın aşılması nedeniyle ve işleten ve gönderenlere ayrı ayrı idarî para cezası uygulanır. Başvuru formu ve ekli belgeler ile dosya kapsamından; 3/5/2013 tarihinde Diyarbakır İli Mapa Yolunda yapılan uygulamada durdurulan 21 KA 543 plakalı aracın aşırı yüklü olduğunun görülmesi üzerine aracın yapılan tartımı sonucunda mevzuatta belirtilen azami yüklü ağırlığın aşıldığı gerekçesiyle 2918 sayılı Kanun’un 65. maddesine istinaden, 355760 seri numaralı ‘idari para cezası karar tutanağı’ düzenlendiği anlaşılmaktadır. Tutanakta; aracın cinsi, rengi ve plakası, kabahatin işlendiği yer, hangi kabahatin işlendiği, tutanağı düzenleyen görevlinin ad ve soyadı ile sicil numarası ve ceza tutarı ile ilgili bilgiler yer almaktadır. Tebliğ evrakından, bu tutanağın başvurucuya tebliğ edildiği ve başvurucunun bu tutanağın tebliği ile hakkındaki idari para cezasından haberdar olduğu görülmektedir.

37. Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığı tarafından Mahkemeye gönderilen cevabi yazıda, trafik uygulamasında durdurulan 21 KA 543 plakalı aracın azami yüklü ağırlığını aştığı gerekçesiyle 2918 sayılı Kanun’un 65. maddesine istinaden, 355760 seri numaralı ‘idari para cezası karar tutanağı’ düzenlendiği belirtilmiş, tartıma dayanak belge (kantar fişi) Mahkemeye gönderilmiştir.

38. Somut olayda, kararın yazılı yargılama usulüne göre verildiği, Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığı tarafından gönderilen cevap yazısının ‘idari para cezası karar tutanağı’ içeriğinde belirtilenlerden başka başvurucunun bilgisi dâhilinde olmayan ek açıklamalar içermediği, ‘idari para cezası karar tutanağı’nın iptaline yönelik başvuru dilekçesinde bu açıklamalara gerekli itirazların yapıldığı, bu nedenle İlk Derece Mahkemesinin başvurucunun haberdar olduğu bilgi ve belgelere göre karar verdiği, sonuç olarak, başvuruda bir ihlalin olmadığının açık olduğu anlaşılmıştır.

39. Açıklanan nedenlerle, çelişmeli yargılama ve silahların eşitliği ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin başvurunun bu kısmının, “açıkça dayanaktan yoksun olması” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle, başvurunun “açıkça dayanaktan yoksun olması” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına, 10/6/2015 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Durmaz Oto. Petrol Ürünleri İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. (3) [1.B.], B. No: 2014/929, 10/6/2015, § …)
   
Başvuru Adı DURMAZ OTO. PETROL ÜRÜNLERİ İNŞ. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. (3)
Başvuru No 2014/929
Başvuru Tarihi 22/1/2014
Karar Tarihi 10/6/2015

II. BAŞVURU KONUSU


Başvurucu, idarenin cevap yazısı ve duruşma günü kendisine tebliğ edilmeden hakkındaki idari para cezasının iptali yönündeki talebinin reddine karar verildiğini belirterek, Anayasa'nın 36. maddesinde belirtilen adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve yeniden yargılanma talebinde bulunmuştur.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Silahların eşitliği ilkesi / çelişmeli yargılama ilkesi (ceza) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Sözlü yargılanma hakkı (aleni yargılanma, duruşmada hazır bulunma vs.) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 2918 Karayolları Trafik Kanunu 65
5326 Kabahatler Kanunu 28
Yönetmelik 18/7/1997 Karayolları Trafik Yönetmeliği 61
  • pdf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi