TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
OĞUZ OKUYUCU BAŞVURUSU (2)
|
(Başvuru Numarası: 2015/11361)
|
|
Karar Tarihi: 25/12/2018
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
Raportör
|
:
|
Volkan
ÇAKMAK
|
Başvurucu
|
:
|
Oğuz OKUYUCU
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, terfi ettirilmeme işlemine karşı açılan davada
ayrımcı tutumla uygulama yapılması nedeniyle eşitlik ilkesinin ve kovuşturma
altında olunması esas alınarakişlemin hukuka uygun
bulunması nedeniyle de masumiyet karinesinin ihlal edildiği iddialarına
ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 9/7/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
6. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bünyesinde subay olarak görev
yapan başvurucu 2009 yılında yarbay rütbesine terfi etmiştir.
7. Başvurucu, kamuoyunda askerî casusluk davası olarak bilinen
ceza yargılaması kapsamında 16/6/2012 tarihinde tutuklanmış ve 28/1/2014
tarihinde serbest bırakılmıştır.
8. Serbest bırakılmasının ardından görevine devam eden
başvurucunun 2014 yılı terfi döneminde albay rütbesine terfisi
için gereken onay yapılmamıştır.
9. Başvurucu, söz konusu terfi ettirilmeme işleminin iptali
istemiyle Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM) nezdinde dava açmıştır.
10. AYİM Birinci Dairesi (Mahkeme) 10/6/2015 tarihli kararıyla
davayı reddetmiştir. Ret gerekçesinde öncelikle 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı
Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nun 65. maddesindetahliye edilmekle beraber kovuşturma veya
duruşması devam eden subayların terfi işlemlerin yapılmayacağının hüküm altına
alındığı hatırlatılmıştır. Başvurucunun devam eden bir kovuşturma altında
olduğu ve idarenin bağlı yetki içinde terfi işlemini gerçekleştirmemesinde
hukuka aykırı bir yön bulunmadığı ifade edilmiştir. Diğer taraftan başvurucunun
ileri sürdüğünün aksine TSK bünyesinde bulunan subayların görevin niteliği
gereği diğer kamu personelinden ayrık olarak özlük hakları konusunda farklı
kurallara tabi tutulmasının eşitlik ilkesine aykırı olmadığının altı
çizilmiştir. Ayrıca 27/12/1998 tarihli ve 23566 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Subay Sicil Yönetmeliği'nin 60.
maddesi uyarınca başvurucunun ceza kovuşturmasının beraat, düşme, erteleme,
kısa süreli hapis gibi hükümlerle sonuçlanması hâlinde terfi işlemlerinin hemen
yapılacağı ve nasıp tarihinin emsallerinin nasıp tarihine götürüleceği
vurgulanarak masumiyet karinesinin korunduğu belirtilmiştir. Sonuç itibarıyla
başvurucu hakkında tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı kanaatine
ulaşılarak ret gerekçesi oluşturulmuştur.
11. Başvurucu, ret hükmünü 1/7/2015 tarihinde tebellüğ etmesinin
ardından 9/7/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
12. 926 sayılı Kanun'un 65. maddesinin (e) bendi şöyledir:
''e) Terfi sırasına girenlerden;
1. Açıkta bulunanların,
2. Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişkilerinin kesilmesini
gerektirmeyecek şekilde hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahkum
olmaları nedeniyle veya (c) bendinin (2) numaralı alt bendine göre açıkları
kaldırılmış olup da henüz hükümleri kesinleşmemiş olanların,
3.Tutuklu bulunan ya da tahliye edilmekle beraber kovuşturma veya
duruşması devam eden veya hakkında verilen hüküm henüz kesinleşmemiş
bulunanların,
4. Kısa süreli kaçma ve izin süresini geçirme hariç, firar veya izin
tecavüzünde bulunmuş olanlar ile firar veya izin tecavüzüne devam edenlerin,
Terfileri ve kademe ilerlemeleri yapılmaz.
Bu gibilerin terfi ve kademe ilerlemesi işlemlerinin ne şekilde
yapılacağı subay sicil yönetmeliğinde gösterilir. ''
13. Subay Sicil Yönetmeliği'nin 60. maddesinin ilgili kısımları
şöyledir:
''...
Rütbe terfi sırasına giren:
...
b. Bunlardan:
(1) Tutuklu bulunan ya da tahliye edilmekle
beraber soruşturması veya muhakemesi devam edenveyahaklarında
verilen hüküm henüz kesinleşmemiş bulunanların terfileri yapılmaz, yapılmış olanlariptal edilir.
(2) Haklarında kovuşturmaya yer olmadığına, beraetine, muhakemenin men'ine,
kamu davasının düşmesine, ortadan kaldırılmasına veya verilen cezanın teciline,
tedbire veya para cezasına çevrilmesine karar verilmek suretiyle tutukluluk
hâllerine son verilenler ile daha önce tutukluluk hâllerine son verilmekle
beraber bilâhare haklarında yukarıda sayılan kararlardan biri veya kısa hapis
cezası verilmiş ve hükmü kesinleşmiş olanların, terfi eden emsallerinin
şartlarını haiz olmak kaydıyla kadro açığı şartı aranmadan bir üst rütbeye
terfi işlemleri, bu Yönetmeliğin 41 nci maddesi
esaslarına göre derhâl yapılır. Terfi edenlerin nasıpları, emsallerinin nasıp
tarihine götürülür.
(3) Kısa hapis cezasına, tedbire, para
cezasına çevrilen ve tecil edilen mahkûmiyet hükümleri hariç olmak üzere,
haklarında verilen mahkûmiyet hükmü kesinleşenlerin, cezanın infazını müteakip
nasıpları düzeltilerekyeni nasıpları saptanır.
Bulunan yeni nasıplarınagöre emsalleriterfi
etmiş bulunanlar, terfi şartlarını haiz iseler ilk 30 Ağustos tarihinde o yıl
terfi sırasınagirenler ile birlikte terfi işlemine tâbitutulurlar. Terfiedenlerinyeni
rütbenasıpları, emsallerininnasıp
tarihine götürülür.''
V. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 25/12/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Masumiyet Karinesinin İhlal Edildiğine
İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
15. Başvurucu; kovuşturma altında bulunması nedeniyle terfi
ettirilmeme işlemininhukuka uygun bulunmasının
masumiyet karinesinin ihlal ettiğini ileri sürmektedir.
2. Değerlendirme
16. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı
fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Anayasa Mahkemesince kabul
edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda başvurucunun
ihlal iddialarını kanıtlayamadığı, temel haklara yönelik bir müdahalenin
olmadığı veya müdahalenin meşruluğunun açık olduğu başvurular ile karmaşık veya
zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul
edilebilir (Hikmet Balabanoğlu,
B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).
17. Masumiyet karinesi, kişinin suç işlediğine dair kesinleşmiş
bir yargı kararı olmadan suçlu olarak kabul edilmemesini güvence altına alır.
Bunun sonucu olarak kişinin masumiyeti asıl olduğundan
suçluluğu ispat külfeti iddia makamına ait olup kimseye suçsuzluğunu ispat
mükellefiyeti yüklenemez. Ayrıca hiç kimse, suçluluğu hükmen sabit oluncaya
kadar yargılama makamları ve kamu otoriteleri tarafından suçlu olarak
nitelendirilemez ve suçlu muamelesine tabi tutulamaz (Kürşat Eyol, B.
No: 2012/665, 13/6/2013, § 26).
18. Kişinin suçluluğunu ima ya da kabul eden bir yargı kararı
söz konusu olmadıkça sadece soruşturma açılmış olması da disiplin veya idari
yaptırım işlemlerinin başlatılması veya uygulanması için yeterli görülebilir (Ramazan Tosun, B. No: 2012/998, 7/11/2013,
§ 65).
19. Masumiyet karinesi bakımından önemli olan husus; kamu
makamlarının işlem ya da kararlarında belirttikleri gerekçeler veya
kullandıkları dil nedeniyle bireye cezai sorumluluk yüklememeleri, ceza
mahkemeleri tarafından henüz suçlu bulunmamış bireyin masumiyeti üzerine gölge
düşürülmesine sebebiyet vermemeleridir (Galip
Şahin, B. No: 2015/6075, 11/6/2018,§ 47).
20. 926 sayılı Kanun ve Subay Sicil Yönetmeliği'nin subayların
terfi işlemleri konusunda tedbir niteliğinde hükümler içerdiği görülmektedir
(bkz. §§ 12, 13). Yukarıda belirtildiği üzere (bkz. § 18) suçluluğu ima ya da
kabul eden bir durum söz konusu olmadıkça kişi hakkında salt soruşturma açılmış
olması hâlinde dahi birtakım idari tedbirlerin alınması mümkündür. Kaldı ki
başvurucunun terfi ettirilmeme işleminin tesis edilme sürecinde kendisine suçlu
muamelesi yapıldığı yönünde bir iddiası bulunmamaktadır. Bireysel başvuruya
konu olan yargı sürecinde de Mahkeme tarafından başvurucuya yönelik bir suç ya
da fiil isnadında bulunulmadığı açıktır. Mahkeme 926 sayılı Kanun hükümlerinin
öngördüğü tedbir kapsamında tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğusonucuna varmış ve Subay Sicil Yönetmeliği
hükümlerinin de başvurucunun masumiyet karinesini koruduğunu ifade etmiştir
(bkz. § 10). Bu değerlendirme herhangi bir suçun varlığına yönelik kabule vücut
vermemektedir. Mahkeme kararında suça konu bir eylemin gerçekleşip gerçekleşmediği
yönünde bir değerlendirme yapılmamış, suçun varlığına yönelik bir kabul ile
hareket edilmemiştir. Mahkeme tarafından ilgili mevzuat, subaylık görevinin
gerektirdiği nitelikler ve başvurucunun durumu değerlendirilmek suretiyle
işlemin hukuka uygun olduğunun tespit edildiği görüldüğünden masumiyet
karinesinin ihlal edilmediğinin açık olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
21. Açıklanan gerekçelerle masumiyet karinesinin ihlal
edilmediğinin açık olduğu anlaşılan başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik
şartları yönünden incelenmeksizin açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
B. Eşitlik İlkesinin İhlal Edildiğine İlişkin
İddia
1. Başvurucunun İddiaları
22. Başvurucu, subaylara yönelik olarak terfi işlemlerinde
yapılan uygulamanınAnayasa'nın 10. maddesinde güvence
altına alınan eşitlik ilkesini ihlal ettiğini ileri sürmektedir.
2. Değerlendirme
23. Anayasa'nın 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesi ve
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) 14. maddesinde düzenlenen
ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine yönelik iddiaların soyut olarak
değerlendirilmesi mümkün olmayıp mutlaka Anayasa ve Sözleşme kapsamında yer
alan diğer temel hak ve özgürlüklerle bağlantılı olarak ele alınması gerekir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, §
33).
24. Somut olayda eşitlik ilkesinin ihlal edildiği ileri
sürülmekte ise de söz konusu ihlal iddiasının hangi temel hak ve özgürlüğe
yönelik olarak gerçekleştiği belirtilmemiştir. Başvuru konusu iddiaların
Anayasa ve Sözleşme kapsamındaki hak ve hürriyetlerden biri ile bağlantısı da
bulunmamaktadır.
25. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Masumiyet karinesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Eşitlik ilkesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
25/12/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.