logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Alev Aksoy [2.B.], B. No: 2015/11882, 7/3/2019, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ALEV AKSOY BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2015/11882)

 

Karar Tarihi: 7/3/2019

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Engin YILDIRIM

Üyeler

:

Recep KÖMÜRCÜ

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Recai AKYEL

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

Raportör

:

Engin GÜNDÜZ

Başvurucu

:

Alev AKSOY

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; psikolojik taciz nedeniyle kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının, şüpheli hakkında hukuka aykırı şekilde soruşturma izni verilmemesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 10/7/2015 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

6. Başvurucu, Süleyman Demirel Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde (Fakülte) doçent olarak görev yapmaktadır.

7. Başvurucu; Fakültede görev yapan öğretim üyesi E.E.nin 24/2/2012 tarihinde kendisine sözle sataştığını, öğrenci ve hastaları önünde kendisini azarladığını, hâl böyle iken kendisi E.E.ye sataşmış gibi gösterilerek hakkında disiplin soruşturması açıldığını belirtmiştir. Bunun üzerine başvurucu, kendisine karşı iftira suçunu işlediğinden bahisle E.E. hakkında Isparta Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde şikâyetçi olmuştur. Şikâyet dilekçesinde; kendisinin E.E.ye sözle sataşmasının söz konusu olmadığını, E.E.nin bu iddiasının iftira niteliğinde olduğunu ileri sürmüştür.

8. Isparta Cumhuriyet Başsavcılığının görevsizlik kararı üzerine konuyu inceleyen Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörlüğünce oluşturulan Kurulun 2/12/2014 tarihli kararıyla şüpheli hakkında soruşturma izni verilmemesine karar verilmiştir.

9. Başvurucu; soruşturma açılmaması kararına karşı Danıştay nezdinde itiraz yoluna gitmiş, Danıştay Birinci Dairesinin 25/2/2015 tarihli ve E.2015/312, K.2015/252 sayılı kararıyla dosyada mevcut delillerin, atılı suçtan dolayı şüpheli hakkında kamu davası açılmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gerekçesiyle soruşturma izni verilmemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. Karar 17/6/2015 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.

10. Başvurucu 10/7/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

11. Başvurucunun ayrıca 2015/6520 bireysel başvuru numarasında kayıtlı başka bir başvurusu bulunmaktadır. Söz konusu başvuru, psikolojik taciz nedeniyle uğradığı zararların tazmini istemiyle açtığı davanın reddedilmesi nedeniyle maddi ve manevi varlığı koruma hakkının ihlal edildiğine ilişkindir. Başvurucunun psikolojik taciz iddiasına konu olaylar şöyledir:

i. Başvurucunun görev yerinin değiştirilmesi ve yürütmekte olduğu projelerin yarım kalması

ii. İdari görevlerinin ve performansının engellenmesi, üzerindeki görevlerin başka öğretim üyesine verilmesi

iii. Ana Bilim Dalı toplantılarının kendisinin olmadığı zamanlara denk getirilmesi, önemli duyurulardan haberdar edilmemesi

iv. Ayrımcılığa maruz kalması (Örneğin; diğer öğretim üyelerinin bilimsel kongre görevlendirmesi yolluklu olduğu hâlde kendi görevlendirmesinin yolluksuz yapıldığı, doçentlik sınavı için yol izni verilmediği)

v. Devamlı hakkında tutanak tutulması ve soruşturma açılarak disiplin cezası verilmesi

vi. Uygun fiziki koşullar sağlanmayarak hastaların kendisinden şikâyetçi olmasının sağlanması

vii. Lehine sonuçlanan yargı kararlarının uygulanmaması

12. Anayasa Mahkemesinin 31/1/2019 tarihli kararıyla açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle başvurunun kabul edilemez olduğuna karar verilmiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

13.4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 53. maddesi.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

14. Mahkemenin 7/3/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları

15. Başvurucu; iftira olayına tanık olan öğrencisinin ifadesine başvurulmadığını, savunma ve ispat hakkının elinden alındığını belirtmiştir. Başvurucu ayrıca soruşturma sürecinde alınan kararların gerekçesiz olduğunu, şüpheli hakkında lüzumu muhakeme kararı verilmesi gerektiğini belirterek adil yargılanma ve etkili başvuru hakları ile ayrımcılık yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

2. Değerlendirme

16. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, § 16). Başvurucunun iddialarının adil yargılanma hakkı kapsamında incelenmesi gerekmektedir.

17. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre bireysel başvurunun incelenebilmesi için kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia edilen hakkın Anayasa’da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve Türkiye’nin taraf olduğu Sözleşme'ye ek protokoller kapsamına da girmesi gerekir. Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında kalanhak ihlali iddiasını içeren başvurular bireysel başvurunun kapsamında değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18).

18. Sözleşme’nin 6. maddesinde adil yargılanmaya ilişkin hak ve ilkelerin medeni hak ve yükümlülükler ile ilgili uyuşmazlıkların ve bir suç isnadının esasının karara bağlanması esnasında geçerli olduğu belirtilerek hakkın kapsamı bu konularla sınırlandırılmıştır. Bahsedilen hâller dışında kalan adil yargılanma hakkının ihlali iddiasına dayanan başvurular, Anayasa ve Sözleşme kapsamı dışında kalacağından bireysel başvuruya konu olamaz. Dolayısıyla bir ceza davasında, haklarında suç isnadı bulunmayan mağdur, suçtan zarar gören, şikâyetçi veya katılan sıfatını haiz kişiler Sözleşme’nin 6. maddesinin koruma alanı dışında kalmaktadır (Onurhan Solmaz, §§ 23, 24).

19. Somut olayda suç isnadına ilişkin olmayan ve üçüncü kişilerin cezalandırılmasına yönelik ihlal iddialarının adil yargılanma hakkının kapsamına girmediği anlaşılmaktadır.

20. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Kişinin Maddi ve Manevi Varlığını Koruma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları

21. Başvurucu; şikâyet ettiği öğretim üyesinin iftirası üzerine açılan soruşturmalar nedeniyle sistematik biçimde psikolojik saldırıya ve ayrımcılığa maruz bırakıldığını ifade etmektedir. Başvurucu ayrıca Olay ve Olgular bölümünde belirtilen eylem ve işlemleri (bkz. § 11) de psikolojik taciz iddiasına dayanak göstermiştir. Başvurucu bu süreçte yaşadığı eziyet ve işkenceye varan eylem ve işlemler nedeniyle maddi ve manevi varlığını koruma hakkının, aile birliğinin ve işkence yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

2. Değerlendirme

22. İddianın değerlendirilmesinde dayanak alınacak Anayasa'nın "Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı" kenar başlıklı 17. maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları şöyledir:

“Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.

...

Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.”

23. Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarında, Anayasa'nın 17. maddesinin birinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının koruduğu temel haklara, bir eylemin Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasının kapsamına girebilmesi için asgari bir ağırlık düzeyine ulaşmış olması gerektiğine ve söz konusu ağırlık düzeyi belirlenirken gözönüne alınması gereken durumlara ilişkin olarak ilkeler tespit edilmiştir (Şehnaz Ayhan, B. No: 2013/6229, 15/4/2014, §§ 21-26; Işıl Yaykır, B. No: 2013/2284, 15/4/2014, §§ 31-36; Emel Leloğlu, B. No: 2013/3512, 17/7/2014, §§ 26-31; Hüdayi Ercoşkun, B. No: 2013/6235, 10/3/2016, §§ 84-88; Hacer Kahraman, B. No: 2013/7935, 20/4/2016, §§ 51-56). Belirtilen tespitler ışığında somut olaya konu olan muamelelerin uygulanış şekli ve yöntemi ile özellikle meydana getirdiği fiziksel ve ruhsal etkiler açısından başvurunun Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında değerlendirilmesi için gerekli olan asgari eşiği aştığı söylenemez. Başvurucu, iş arkadaşının iftirası sonucu disiplin cezası almış olmasını sistematik olarak tarafına uygulanan psikolojik tacizin bir parçası olarak dile getirmektedir. Bu nedenle başvurucunun psikolojik tacize maruz kaldığı iddiasının Anayasa’nın 17. maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilmesi gerekir.

24. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun, bireysel başvuru konusu şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında bu makamlara sunması ve bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir(İsmail Buğra İşlek, B. No: 2013/1177, 26/3/2013, § 17).

25. Somut başvuruya konu ihlal iddiasına benzer uyuşmazlıklar açısından, hukuki tazmin yolunun daha yüksek başarı şansı sunabilecek, kullanılabilir ve etkili bir başvuru yolu olduğu hususu Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarında belirtilmiştir (Işıl Yaykır, § 44; Aslı Kırmızı Demirseren, B. No: 2013/5680, 15/4/2014, § 41; Gülşin Oral, B. No: 2013/6129, 16/9/2015, § 47; Sümeyye Örnek, B. No: 2014/11091, 7/6/2017, § 26).

26. Başvurucu, maruz kaldığı psikolojik tacizin bir parçası olarak belirttiği iftira eylemi nedeniyle savcılığa suç duyurusunda bulunarak failin cezalandırılmasını talep etmiş, ceza soruşturmasına yönelik süreci tüketerek bireysel başvuruda bulunmuştur. Oysa Anayasa Mahkemesi konuya ilişkin içtihadında, hukuk sistemimizde ceza muhakemesinde şahsi hak iddiasında bulunma imkânının ortadan kaldırıldığı ve tazmin yükümlülüğünün asıl gayesinin zarar görenin zararının telafi edilmesi olduğu dikkate alındığında maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkı bağlamında giderim sağlayacak etkili yolun tazminat davası olduğunu kabul etmektedir. Somut olayda başvurucunun, suç duyurusuna konu ettiği eylemden dolayı psikolojik taciz iddiasıyla tazminat davası açma yoluna gitmediği anlaşılmaktadır.

27. Öte yandan, başvurucunun psikolojik tacize yönelik diğer iddialarının Anayasa Mahkemesince 2015/6520 bireysel başvuru numarasında kayıtlı dosyada incelendiğinin belirtilmesi gerekir.

28. Yukarıda yer verilen tespitler çerçevesinde, maddi ve manevi varlığına yapılan müdahaleler ile ilgili olarak başvurucu tarafından yalnızca ceza muhakemesi yoluna başvurulmuş olduğu dikkate alındığında, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için olağan başvuru yollarının tüketilmesi koşulunun yerine getirildiği söylenemez.

29. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 7/3/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Alev Aksoy [2.B.], B. No: 2015/11882, 7/3/2019, § …)
   
Başvuru Adı ALEV AKSOY
Başvuru No 2015/11882
Başvuru Tarihi 10/7/2015
Karar Tarihi 7/3/2019

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, psikolojik taciz nedeniyle kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının, şüpheli hakkında hukuka aykırı şekilde soruşturma izni verilmemesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Maddi ve manevi varlığın korunması hakkı Mobbing Başvuru Yollarının Tüketilmemesi

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 2547 Yükseköğretim Kanunu 53
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi