TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
KÜBRA ECE ALTUN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2015/12621)
|
|
Karar Tarihi: 18/4/2018
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Serruh KALELİ
|
|
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
Raportör
|
:
|
Recep KAPLAN
|
Başvurucu
|
:
|
Kübra Ece
ALTUN
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, üniversiteye giriş sınavının iptali istemiyle açılan
davanın reddi nedeniyle eğitim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 22/7/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
8. 1996 doğumlu olan başvurucu 23/3/2014 günü saat 10.00-13.00
saatleri arasında yapılan Yüksek Öğretime Geçiş Sınavına (sınav) Borsa İstanbul
Zeytinburnu Anadolu Lisesinde (okul) girmiştir.
9. Sınav merkezi olarak seçilen okulun çok yakınında bulunan Kazlıçeşme Meydanı’nda aynı gün Halkların Demokratik
Partisi (HDP) miting/nevruz kutlaması yapmıştır.
10. Sabah saatlerinden itibaren kutlamalar için toplanan
kalabalıktan slogan, davul-zurna ve havai fişek sesleri gelmeye başlamıştır.
Sınav gözetmenleri tarafından sınava giren adayların gürültüden etkilenmemesini
sağlayabileceği düşüncesiyle kulakları tıkamak amacıyla okul girişinde pamuk
dağıtılmıştır.
11. Pamuk dağıtılması konusu ile öğrencilerin ve velilerin sınav
esnasında nevruz kutlamalarından kaynaklı şikâyet ve yakınmaları ulusal basında
pek çok habere konu olmuştur.
12. Başvurucu; yoğun sesten dolayı sorulara konsantre
olamadığını, aynı soruyu 7-8 kez okumak zorunda kaldığını, buna rağmen yoğun
gürültü nedeniyle sağlıklı muhakame yapamadığı gibi zaman
baskısıyla da beklentisinin çok altında bir sınav süreci geçirdiğini ifade
etmektedir.
13. Başvurucu, sınav sonrasında 24/3/2014 tarihinde İstanbul
Valiliğine yaşadığı problemin izah edilmesi ile sınav güvenliğine dair neden
önlem alınmadığı konusunda bilgi verilmesi talebi ile dilekçe vermiştir.
İstanbul Valiliği 1/4/2014 tarihli cevap yazısında, kutlama yerinin Zeytinburnu
İlçe Seçim Kurulu Başkanlığınca sınav yerinin ise Ölçme, Seçme ve Yerleştirme
Merkezi Başkanlığınca (ÖSYM) belirlendiğini, dolayısıyla bu konular hakkında
herhangi bir tasarruflarının olmadığını belirtmiştir.
14. Başvurucu, ÖSYM’ye de sınavın kendisi için iptali ve yeniden
sınava tabi tutulma talebiyle müracaatta bulunmuştur. ÖSYM’nin 22/4/2014
tarihli cevap yazısında; sınavın kurallara uygun ve güven içinde
gerçekleşmesini sağlamak amacıyla her ilde rektör başkanlığında Sınav
Koordinasyon Kurulu kurulduğu, söz konusu Kurula İl Emniyet Müdürlüğü, İI
Jandarma Komutanlığı, İl Millî Eğitim Müdürlüğü ve ilgili kamu kurumu
temsilcilerinin davet edilerek sınav öncesi, sınav günü ve sınav sonrası
yapılacak çalışmalar hakkında gündem oluşturularak neler yapılacağı hakkında
toplantı yapıldığı belirtilmiştir. Cevap yazısında ayrıca, başvurucunun sınava
girdiği okulun çevresindeki olumsuzluklar hakkında İstanbul Valiliğinden görüş
istendiği ve “Sınav esnasında yüksek ses
çıkararak öğrencilerin motivasyonunu bozacak şekilde çevreyi rahatsız eden
şahıslar veya işyerlerinin engellenmesi amacıyla sınav yapılan okulların
çevresinde başta Belediyeler olmak üzere Çevre İl Müdürlüğü ve diğer ilgili
kurumlarca gerekli tedbirlerin alınması" hususunun ilgili Şube
ve İlçe Emniyet Müdürlüklerine bildirildiği ve buna uygun olarak davranıldığı
şeklinde cevap alındığı ifade edilmiştir.
15. Başvurucu, ÖSYM'nin bu cevabı üzerine sınavın kendisi
bakımından iptali talepli dava açmıştır. Yargılamayı yapan Ankara 17. İdare
Mahkemesi 29/12/2014 tarihinde aşağıdaki gerekçelerle davayı reddetmiştir:
"...Olayda, ... sınav hizmetlerinin
yerine getirilmesinin tüm aşamalarında, konuyla ilgili kurum ve kuruluşlarla
işbirliği yaparak gerekli güvenlik tedbirlerini alma sorumluğu adına davalı
idare tarafından İçişleri Bakanlığı'na gönderilen 17.02.2014 tarihli yazıyla
sınav öncesi ve sınav günü alınacak tedbirler hakkında ve spesifik olarak da
adayların sınav süresince dikkatlerini bozacak, gürültü kirliliğinin oluşmasını
engelleyecek tedbirlerin alınması hakkında bilgi verdiği; 19.03.2014 tarihinde
sınav öncesi, sınav günü ve sınav sonrası yapılacak çalışmalara ilişkin İstanbul
Teknik Üniversitesi Rektörü başkanlığında İstanbul Vali Yardımcısı, İstanbul İl
Emniyet Müdürlüğü, İstanbul İl Jandarma Komutanlığı, İl Milli Eğitim Müdürlüğü,
ÖSYM Sınav Koordinatörü, İl Nüfus Müdürlüğü ve İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanlığı temsilcilerinin katılımıyla 2014 YGSSınavı
Sınav Koordinasyon Kurulu toplantısı yapıldığı ve bu toplantıda sınav yapılacak
binaların yakınında adayları sınav süresince otoların klakson çalmaları,
ambulans ve itfaiye araçlarının sirenlerinin çalışması, her türlü resmi ve özel
törenler vesilesiyle dışarı yayın yapılması, düğün, asker uğurlama vs.
konvoyların oluşturulması, bina hafriyat yıkımları ile seyyar satıcı
gürültüleri ve benzeri her türlü gürültünün yapılmasının il mülki hudutları
dahilinde yasaklanması için gerekli tedbirlerin İl Emniyet Müdürlüğü, Jandarma
Komutanlığı, Belediye Başkanlığı veya özel güvenlik birimleri tarafından
alınacak tedbirlerin görüşüldüğü dosyanın tetkikinden anlaşılmaktadır.
Bu durumda, idarece sınav hizmetlerinin yerine
getirilmesinde ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği
yapılarak gerekli güvenlik tedbirlerinin alınmasına yönelik sorumlulukların
yerine getirildiği, davacı tararfından ileri sürülen
sebeplerin sınavının münferiden iptalini gerektirmeyeceği sonucuna
varıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılıkbulunmamaktadır..."
16. Anılan kararın başvurucu tarafından temyiz edilmesi üzerine
Danıştay 27/4/2015 tarihinde kararı onanmıştır. Onama kararı başvurucuya
24/6/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir.
17. Başvurucu 22/7/2015 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
A. Ulusal Hukuk
1. Kanun
18. 17/2/2011 tarihli ve 6114 sayılı Ölçme, Seçme ve Yerleştirme
Merkezi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un "Kuruluş, görev ve yetkiler"
kenar başlıklı 3. maddesinin (2) numaralı fıkrasının ilgili kısımları şöyledir:
"(2) Başkanlığın görev ve yetkileri
şunlardır:
a) Yükseköğretim Kurulu kararlarına veya
ilgili mevzuat hükümlerine istinaden başta yükseköğretim kurumlarında ön
lisans, lisans veya lisansüstü öğrenim görecek adayların puan sıralamasına göre
tespiti veya yerleştirilmesi ile yükseköğretim kurumlarında atama veya
yükselmelerde esas alınan sınavlar olmak üzere, ulusal ve uluslararası her
türlü bilim, yetenek veya yabancı dil sınavları ile gerektiğinde yerleştirme
işlemlerini yapmak.
...
d) Sınav hizmetlerinin yerine getirilmesinin
tüm aşamalarında, konuyla ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği
yaparak gerekli güvenlik tedbirlerini almak.
...
f) Sınav yapılacak merkezleri oluşturmak,
sınav hizmetlerini yapacak kişileri belirlemek ve gerekli görevlendirmeleri
yapmak.
...
ğ) Gerekli hâllerde sınavları ertelemek, kısmen veya tamamen iptal
etmek, adayların işlemlerini geçersiz saymak.
..."
19. 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanunu'nun "İdari dava türleri ve idari
yargı yetkisinin sınırı" kenar başlıklı 2. maddesinin ilgili
bölümü şöyledir:
" 1. İdari dava türleri şunlardır:
...
b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel
hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam
yargı davaları,
..."
20. 2577 sayılı Kanun’un "İptal
ve tam yargı davaları" kenar başlıklı 12. maddesi şöyledir:
“İlgililer haklarını ihlal eden bir idari
işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi
mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı
davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın
karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına
başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası
sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde
tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11 nci madde uyarınca idareye başvurma hakları
saklıdır.”
2. Yönetmelik
21. 26/9/2012 tarihli ve 28423 sayılı Resmî Gazete'de
yayımlanarak yürürlüğe giren Adayların ve Sınav Görevlilerinin Sınav Binalarına
Giriş Koşullarına İlişkin Yönetmelik'in (Yönetmelik) "Sınav koordinasyon kurulu" kenar başlıklı 4.
maddesi şöyledir:
"(1) ÖSYM tarafından belirlenen
sınavlarda sınav tarihinden en az üç gün önce Sınav Koordinasyon
Kurulu/İl-Bölge Sınav Koordinasyon Kurulu toplanır. Kurullar merkezde ve/veya
sınav merkezlerinde sınav öncesi, sınav esnası ve sonrası, sınav yapılacak
binalar ve çevresi ile il içi güzergâh ve saklama merkezlerinde alınacak
tedbirleri görüşür. İlgili kurumların yapacağı görevler belirlenir. Kurul,
sınavların güvenliğini ve koordinasyonunun sağlanması, ÖSYM tarafından yapılan
düzenlemelere yönelik tedbirler alınması, sınavın denetlenmesi, uygulanması,
sınavın tüm aşamalarının kurallara uygun bir şekilde gerçekleştirilmesi ve
sınavdan sonra evrakın güvenli bir şekilde ÖSYM’ye ulaştırılması, sınavların
gizlilik ve güven içinde yürütülmesi için gerekli önlemleri alır."
22. Yönetmelik'in "Sınav
salonlarında ve binalarda yapılacak kontroller" kenar başlıklı
11. maddesinin (4) numaralı fıkrası şöyledir:
"(4) Sınav esnasında gürültü yaparak,
yüksek ses çıkararak adayların motivasyonunu bozacak şekilde çevreyi rahatsız
eden şahıslar ve işyerlerinin engellenmesi amacıyla sınav yapılan okulların
çevresinde gerekli tedbirlerin alınması sağlanır. Ayrıca bu tür eylemlerde
bulunanlar hakkında 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu
hükümleri uyarınca cezai işlem yapılması için ilgili kurumlar nezdinde gerekli
girişimlerde bulunulur."
B. Uluslararası Hukuk
23. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) ek 1 No.lu
Protokol’ün 2. maddesinin (P1-2) birinci cümlesisöyledir:
"Hiç kimse eğitim
hakkından yoksun bırakılamaz."
24. AİHM, P1-2'nin ilk cümlesindeki düzenleme uyarınca taraf
devletlerin belirli bir zamanda var olan eğitim kurumlarına erişim hakkınıgaranti ettiklerini; buna karşılık kendilerini
belirli bir tipte veya seviyede eğitimi kurmak ya da desteklemekle yükümlü
kılacak bir hakkı kabul etmediklerini ifade etmektedir (Belçika Eğitim Dili Davası [GK], B. No: 1474/62, 1677/62, 1691/62,
1769/63, 1994/63, 2126/64, 23/7/1968, 1. Protokol'ün 2. maddesi ile
Sözleşme'nin 8. ve 14. maddelerinin anlam ve kapsamı" başlığı altında,
"B. Mahkeme tarafından benimsenen yorum" başlığı, §§ 3, 4). Diğer bir
ifadeyle AİHM'e göre, P1-2'nin ilk cümlesindeki
düzenleme devletlerin belirli bir tipte veya seviyede eğitimi kurmak ya da
desteklemekle yükümlü oldukları şeklinde yorumlanamaz. Buna karşın devletlerin
kurdukları veya destekledikleri eğitim kurumlarına etkili bir biçimde erişimi
sağlama yükümlülükleri vardır (Ponomaryovi/Bulgaristan,
B. No: 5335/05, 21/6/2011, § 49). AİHM, belli bir zamanda var olan eğitim
kurumlarına erişimin P1-2'nin ilk cümlesindeki düzenlenen hakkın doğal bir
parçası olduğu görüşündedir (Benzer yönde kararlar için bkz. Kjeldsen, Busk Madsen
ve Pedersen/Danimarka, B. No: 5095/71, 5920/72, 5926/72, 7/12/1976,
§ 52; Mürsel Eren/Türkiye, B. No:
60856/00, 7/2/2006, § 41; İrfan Temel ve
diğerleri/Türkiye, B. No: 36458/02, 3/3/2009, § 39).
25. AİHM'e göre, P1-2'nin ilk
cümlesindeki düzenleme yükseköğretim kurumları bakımından da uygulanabilir
nitelikte olup bu kurumları kuran taraf devletler bunlara etkili bir şekilde
erişimi sağlamak yükümlülüğü altındadırlar (Leyla
Şahin/Türkiye [BD], B No: 44774/98, 10/11/2005, §§ 136, 137).
26. AİHM'e göre P1-2, üniversiteye
kabulün kabul için usulünce başvurmuş ve sınavı geçmiş olanlarla
sınırlandırılmasına izin vermektedir (Tarantino ve diğerleri/İtalya, B. No: 25851/09, 29284/09, 64090/09,
2/4/2013, § 46).
V. İNCELEME VE GEREKÇE
27. Mahkemenin 18/4/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
28. Başvurucu; uzun bir hazırlık süreci sonunda girdiği sınav
esnasında yapılan nevruz kutlamalarının sınava konsantre olmasını
engellediğini, güvenli ve sağlıklı sınav koşullarının oluşturulmadığını,
adaylar bakımından fırsat eşitliğinin sağlanmadığını, sınav tarihi çok önceden
bilinmesine rağmen ilgili idari kurullarda miting ve sınav güvenliğine dair
gündem maddesi dahi oluşturulmadığını vesınavda
gerekli tedbirlerin alınmadığını ifade etmiştir. Başvurucu, bu sebeplerle bir
yıl zaman kaybettiğini, üniversite öğrenimine ve devamındaki iş hayatına bir yıl
geriden başlamak zorunda kaldığını, bu nedenle maddi ve manevi zararlarının
oluştuğunu belirtmiştir. Başvurucu, bu konuda yaptığı başvurulardan ve açtığı
davadan da sonuç alamaması nedeniyle eşitlik ilkesi ile eğitim hakkının ihlal
edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucu ayrıca, Danıştay kararının yeterli
gerekçe içermemesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği
iddiasındadır.
B. Değerlendirme
29. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının eğitim hakkı
kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
30.Anayasa'nın 42. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından
yoksun bırakılamaz."
31. Anayasa Mahkemesi önceki kararlarında eğitim hakkının belli
bir zamanda mevcut olan eğitim kurumlarına etkili bir biçimde erişimin
sağlanmasını güvence altına aldığına karar vermiştir (Örnek bir karar için bkz.
Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri,
B. No: 2013/583, 10/12/2014, § 68).
1. Genel İlkeler
32. Eğitim, Anayasa tarafından doğrudan güvence altına alınmış
bir haktır. Ayrıca eğitim, çok özel bir kamu hizmeti olarak sadece doğrudan
faydaları olan bir hizmet değil geniş sosyal fonksiyonları da olan bir
hizmettir. Demokratik bir toplumda insan haklarının sağlamlaşması ve devamı
için eğitim hakkının vazgeçilmez ve temel bir katkısı olduğu da aşikârdır (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, § 66).
33. Öte yandan yükseköğretim kurumlarının kapasitesi
gözetildiğinde dileyen herkesin bu kurumlara erişiminin sağlanamaması
anlaşılabilir bir durumdur. Bu çerçevede anılan kurumlara erişimin sınavda
başarılı olma şartına bağlı kılınması mümkündür. Ancak bu tür sınavların
organizasyonundan sorumlu kamu makamlarının sınav süreçlerinde uygun zamanda,
uygun yöntemle ve tutarlı olarak hareket etmeleri beklenir.
34. Nitekim kanun koyucu, 6114 sayılı Kanun'un 3. maddesinde yer
alan düzenlemeyle ÖSYM Başkanlığını sınav hizmetlerinin yerine getirilmesinin
tüm aşamalarında konuyla ilgili kurum ve kuruluşlarla iş birliği yaparak
gerekli güvenlik tedbirlerini almak, gerekli hâllerde sınavları ertelemek,
kısmen veya tamamen iptal etmek ve 7. maddesinde yer alan düzenlemeylede
sınavı adaylara fırsat eşitliği sağlayacak biçimde yapmakla yükümlü kılmıştır.
Yönetmelik'le getirilen ikincil düzenlemelerle de anılan amaçları
gerçekleştirmek üzere çalışacak sınav koordinasyon kurullarının yapısı ve
görevleri açıklığa kavuşturulmuştur.
35. Şüphesiz eğitim, organizasyonu karmaşık ve sürdürülmesi
maliyetli bir faaliyettir. Bu husus dikkate alındığında yükseköğretime girişe
yönelik sınav süreçlerinde meydana gelen her türlü olumsuzluğun bireysel
başvuru bağlamında eğitim hakkı açısından bir ihlale sebebiyet vermesi
düşünülemez. Ancak söz konusu sınav sürecindeki olumsuzluklara neden olan
olaylar kamu makamları tarafından önceden biliniyor olmasına rağmen
olumsuzlukları önlemeye veya oluşan mağduriyetleri tazmin etmeye yönelik
gerekli tedbirlerin alınmadığı durumlarda bireysel başvuru bağlamında eğitim
hakkı ihlal edilmiş olabilir.
2. İlkelerin Olaya
Uygulanması
36. Başvuru konusu olayda, başvurucunun sınava girdiği okulun
çok yakınında bulunan Kazlıçeşme Meydanı’nda bir
siyasi parti tarafından sınav saatlerinde nevruz kutlaması yapılmıştır (bkz. §
10). Hem sınav hem de nevruz kutlamaları kamu makamlarının önceden bilgi sahibi
olduğu etkinliklerdir. Bu bağlamda sınav esnasındaki gürültü ani gelişen
olaylardan değil kamu makamlarının bilgisi ve onayı dâhilinde gerçekleşen
nevruz kutlamalarından kaynaklanmıştır.
37. Nevruz kutlamaları esnasında oluşacak gürültünün sınava
giren kişileri olumsuz etkileyebileceği hususu kamu makamları bakımından
öngörülebilir bir durumdur. Bu nedenle olası olumsuzlukların önüne geçmek adına
sınav yapılan okulun değiştirilmesi, miting saatinin ya da yerinin
değiştirilmesi vb. tedbirlerin alınması gerektiği açıktır.
38. Sınav görevlileri sınava giren kişilerin gürültüden
etkilenmelerini önlemek için sınavdan önce pamuk dağıtmışlardır (bkz. § 11).
Dolayısıyla kamu makamlarının söz konusu gürültünün sınava giren kişileri
önemli ölçüde etkileyebileceğini kabul ettiği ve bu etkiyi gidermek adına
tedbir almaya çalıştıkları anlaşılmaktadır. Bununla birlikte görevlilerin
aldığı tedbirin gürültüden kaynaklı olumsuzlukları giderme bakımından yetersiz
olduğu görülmektedir.
39. Bununla birlikte bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği
gereği Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun
yollarının tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun bireysel başvuru konusu
şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne
uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında bu
makamlara sunması, bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli
özeni göstermiş olması gerekir(İsmail Buğra İşlek, B. No: 2013/1177,
26/3/2013, § 17).
40. 2577 sayılı Kanun'un ilgili maddeleri uyarınca, idari
işlemlerden doğan zararların tazmini amacıyla idare aleyhine tam yargı davası
açılması mümkündür. Başvuru konusu olayda ise başvurucu, iki milyonu aşkın
kişinin girdiği bir sınavın kendisi yönünden iptal edilmesi için dava açmıştır.
Milyonlarca kişinin sınavını etkileyecek bir iptal kararının başvurucunun
mağduriyetinin giderilmesi amacı ile orantılı olmayacağı açıktır. Dahası iptal
davasının görülmesi aşamasında iptal davasına konu sınavın üzerinden uzunca bir
zaman geçmiş olacağı için sınavın iptal edilmesinin ve başvurucunun tekrar
sınava alınmasının başvurucunun mağduriyetini gidermeyeceği de ortadadır.
Dolayısıyla zararların tazminine yönelik açılacak bir tam yargı davasının
başvurucunun mağduriyetini gidermek bakımından iptal davasına kıyasla daha
etkili olacağı kanaatine ulaşılmıştır.
41. Bu durumda eğitim hakkının ihlal edildiği iddiasının yetkili
derece mahkemeleri önünde tanınan başvuru yolları tüketilmeden bireysel başvuru
konusu yapıldığı anlaşılmaktadır.
42. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru
yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun başvuru
yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
18/4/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.