TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
KÜBRA ECE ALTUN BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2015/12621)
Karar Tarihi: 18/4/2018
Başkan
:
Burhan ÜSTÜN
Üyeler
Serruh KALELİ
Hasan Tahsin GÖKCAN
Kadir ÖZKAYA
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Raportör
Recep KAPLAN
Başvurucu
Kübra Ece ALTUN
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, üniversiteye giriş sınavının iptali istemiyle açılan davanın reddi nedeniyle eğitim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 22/7/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. 1996 doğumlu olan başvurucu 23/3/2014 günü saat 10.00-13.00 saatleri arasında yapılan Yüksek Öğretime Geçiş Sınavına (sınav) Borsa İstanbul Zeytinburnu Anadolu Lisesinde (okul) girmiştir.
9. Sınav merkezi olarak seçilen okulun çok yakınında bulunan Kazlıçeşme Meydanı’nda aynı gün Halkların Demokratik Partisi (HDP) miting/nevruz kutlaması yapmıştır.
10. Sabah saatlerinden itibaren kutlamalar için toplanan kalabalıktan slogan, davul-zurna ve havai fişek sesleri gelmeye başlamıştır. Sınav gözetmenleri tarafından sınava giren adayların gürültüden etkilenmemesini sağlayabileceği düşüncesiyle kulakları tıkamak amacıyla okul girişinde pamuk dağıtılmıştır.
11. Pamuk dağıtılması konusu ile öğrencilerin ve velilerin sınav esnasında nevruz kutlamalarından kaynaklı şikâyet ve yakınmaları ulusal basında pek çok habere konu olmuştur.
12. Başvurucu; yoğun sesten dolayı sorulara konsantre olamadığını, aynı soruyu 7-8 kez okumak zorunda kaldığını, buna rağmen yoğun gürültü nedeniyle sağlıklı muhakame yapamadığı gibi zaman baskısıyla da beklentisinin çok altında bir sınav süreci geçirdiğini ifade etmektedir.
13. Başvurucu, sınav sonrasında 24/3/2014 tarihinde İstanbul Valiliğine yaşadığı problemin izah edilmesi ile sınav güvenliğine dair neden önlem alınmadığı konusunda bilgi verilmesi talebi ile dilekçe vermiştir. İstanbul Valiliği 1/4/2014 tarihli cevap yazısında, kutlama yerinin Zeytinburnu İlçe Seçim Kurulu Başkanlığınca sınav yerinin ise Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığınca (ÖSYM) belirlendiğini, dolayısıyla bu konular hakkında herhangi bir tasarruflarının olmadığını belirtmiştir.
14. Başvurucu, ÖSYM’ye de sınavın kendisi için iptali ve yeniden sınava tabi tutulma talebiyle müracaatta bulunmuştur. ÖSYM’nin 22/4/2014 tarihli cevap yazısında; sınavın kurallara uygun ve güven içinde gerçekleşmesini sağlamak amacıyla her ilde rektör başkanlığında Sınav Koordinasyon Kurulu kurulduğu, söz konusu Kurula İl Emniyet Müdürlüğü, İI Jandarma Komutanlığı, İl Millî Eğitim Müdürlüğü ve ilgili kamu kurumu temsilcilerinin davet edilerek sınav öncesi, sınav günü ve sınav sonrası yapılacak çalışmalar hakkında gündem oluşturularak neler yapılacağı hakkında toplantı yapıldığı belirtilmiştir. Cevap yazısında ayrıca, başvurucunun sınava girdiği okulun çevresindeki olumsuzluklar hakkında İstanbul Valiliğinden görüş istendiği ve “Sınav esnasında yüksek ses çıkararak öğrencilerin motivasyonunu bozacak şekilde çevreyi rahatsız eden şahıslar veya işyerlerinin engellenmesi amacıyla sınav yapılan okulların çevresinde başta Belediyeler olmak üzere Çevre İl Müdürlüğü ve diğer ilgili kurumlarca gerekli tedbirlerin alınması" hususunun ilgili Şube ve İlçe Emniyet Müdürlüklerine bildirildiği ve buna uygun olarak davranıldığı şeklinde cevap alındığı ifade edilmiştir.
15. Başvurucu, ÖSYM'nin bu cevabı üzerine sınavın kendisi bakımından iptali talepli dava açmıştır. Yargılamayı yapan Ankara 17. İdare Mahkemesi 29/12/2014 tarihinde aşağıdaki gerekçelerle davayı reddetmiştir:
"...Olayda, ... sınav hizmetlerinin yerine getirilmesinin tüm aşamalarında, konuyla ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak gerekli güvenlik tedbirlerini alma sorumluğu adına davalı idare tarafından İçişleri Bakanlığı'na gönderilen 17.02.2014 tarihli yazıyla sınav öncesi ve sınav günü alınacak tedbirler hakkında ve spesifik olarak da adayların sınav süresince dikkatlerini bozacak, gürültü kirliliğinin oluşmasını engelleyecek tedbirlerin alınması hakkında bilgi verdiği; 19.03.2014 tarihinde sınav öncesi, sınav günü ve sınav sonrası yapılacak çalışmalara ilişkin İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü başkanlığında İstanbul Vali Yardımcısı, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü, İstanbul İl Jandarma Komutanlığı, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, ÖSYM Sınav Koordinatörü, İl Nüfus Müdürlüğü ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı temsilcilerinin katılımıyla 2014 YGSSınavı Sınav Koordinasyon Kurulu toplantısı yapıldığı ve bu toplantıda sınav yapılacak binaların yakınında adayları sınav süresince otoların klakson çalmaları, ambulans ve itfaiye araçlarının sirenlerinin çalışması, her türlü resmi ve özel törenler vesilesiyle dışarı yayın yapılması, düğün, asker uğurlama vs. konvoyların oluşturulması, bina hafriyat yıkımları ile seyyar satıcı gürültüleri ve benzeri her türlü gürültünün yapılmasının il mülki hudutları dahilinde yasaklanması için gerekli tedbirlerin İl Emniyet Müdürlüğü, Jandarma Komutanlığı, Belediye Başkanlığı veya özel güvenlik birimleri tarafından alınacak tedbirlerin görüşüldüğü dosyanın tetkikinden anlaşılmaktadır.
Bu durumda, idarece sınav hizmetlerinin yerine getirilmesinde ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılarak gerekli güvenlik tedbirlerinin alınmasına yönelik sorumlulukların yerine getirildiği, davacı tararfından ileri sürülen sebeplerin sınavının münferiden iptalini gerektirmeyeceği sonucuna varıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılıkbulunmamaktadır..."
16. Anılan kararın başvurucu tarafından temyiz edilmesi üzerine Danıştay 27/4/2015 tarihinde kararı onanmıştır. Onama kararı başvurucuya 24/6/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir.
17. Başvurucu 22/7/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
A. Ulusal Hukuk
1. Kanun
18. 17/2/2011 tarihli ve 6114 sayılı Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un "Kuruluş, görev ve yetkiler" kenar başlıklı 3. maddesinin (2) numaralı fıkrasının ilgili kısımları şöyledir:
"(2) Başkanlığın görev ve yetkileri şunlardır:
a) Yükseköğretim Kurulu kararlarına veya ilgili mevzuat hükümlerine istinaden başta yükseköğretim kurumlarında ön lisans, lisans veya lisansüstü öğrenim görecek adayların puan sıralamasına göre tespiti veya yerleştirilmesi ile yükseköğretim kurumlarında atama veya yükselmelerde esas alınan sınavlar olmak üzere, ulusal ve uluslararası her türlü bilim, yetenek veya yabancı dil sınavları ile gerektiğinde yerleştirme işlemlerini yapmak.
...
d) Sınav hizmetlerinin yerine getirilmesinin tüm aşamalarında, konuyla ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak gerekli güvenlik tedbirlerini almak.
f) Sınav yapılacak merkezleri oluşturmak, sınav hizmetlerini yapacak kişileri belirlemek ve gerekli görevlendirmeleri yapmak.
ğ) Gerekli hâllerde sınavları ertelemek, kısmen veya tamamen iptal etmek, adayların işlemlerini geçersiz saymak.
..."
19. 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" kenar başlıklı 2. maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
" 1. İdari dava türleri şunlardır:
b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,
20. 2577 sayılı Kanun’un "İptal ve tam yargı davaları" kenar başlıklı 12. maddesi şöyledir:
“İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11 nci madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır.”
2. Yönetmelik
21. 26/9/2012 tarihli ve 28423 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Adayların ve Sınav Görevlilerinin Sınav Binalarına Giriş Koşullarına İlişkin Yönetmelik'in (Yönetmelik) "Sınav koordinasyon kurulu" kenar başlıklı 4. maddesi şöyledir:
"(1) ÖSYM tarafından belirlenen sınavlarda sınav tarihinden en az üç gün önce Sınav Koordinasyon Kurulu/İl-Bölge Sınav Koordinasyon Kurulu toplanır. Kurullar merkezde ve/veya sınav merkezlerinde sınav öncesi, sınav esnası ve sonrası, sınav yapılacak binalar ve çevresi ile il içi güzergâh ve saklama merkezlerinde alınacak tedbirleri görüşür. İlgili kurumların yapacağı görevler belirlenir. Kurul, sınavların güvenliğini ve koordinasyonunun sağlanması, ÖSYM tarafından yapılan düzenlemelere yönelik tedbirler alınması, sınavın denetlenmesi, uygulanması, sınavın tüm aşamalarının kurallara uygun bir şekilde gerçekleştirilmesi ve sınavdan sonra evrakın güvenli bir şekilde ÖSYM’ye ulaştırılması, sınavların gizlilik ve güven içinde yürütülmesi için gerekli önlemleri alır."
22. Yönetmelik'in "Sınav salonlarında ve binalarda yapılacak kontroller" kenar başlıklı 11. maddesinin (4) numaralı fıkrası şöyledir:
"(4) Sınav esnasında gürültü yaparak, yüksek ses çıkararak adayların motivasyonunu bozacak şekilde çevreyi rahatsız eden şahıslar ve işyerlerinin engellenmesi amacıyla sınav yapılan okulların çevresinde gerekli tedbirlerin alınması sağlanır. Ayrıca bu tür eylemlerde bulunanlar hakkında 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümleri uyarınca cezai işlem yapılması için ilgili kurumlar nezdinde gerekli girişimlerde bulunulur."
B. Uluslararası Hukuk
23. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) ek 1 No.lu Protokol’ün 2. maddesinin (P1-2) birinci cümlesisöyledir:
"Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz."
24. AİHM, P1-2'nin ilk cümlesindeki düzenleme uyarınca taraf devletlerin belirli bir zamanda var olan eğitim kurumlarına erişim hakkınıgaranti ettiklerini; buna karşılık kendilerini belirli bir tipte veya seviyede eğitimi kurmak ya da desteklemekle yükümlü kılacak bir hakkı kabul etmediklerini ifade etmektedir (Belçika Eğitim Dili Davası [GK], B. No: 1474/62, 1677/62, 1691/62, 1769/63, 1994/63, 2126/64, 23/7/1968, 1. Protokol'ün 2. maddesi ile Sözleşme'nin 8. ve 14. maddelerinin anlam ve kapsamı" başlığı altında, "B. Mahkeme tarafından benimsenen yorum" başlığı, §§ 3, 4). Diğer bir ifadeyle AİHM'e göre, P1-2'nin ilk cümlesindeki düzenleme devletlerin belirli bir tipte veya seviyede eğitimi kurmak ya da desteklemekle yükümlü oldukları şeklinde yorumlanamaz. Buna karşın devletlerin kurdukları veya destekledikleri eğitim kurumlarına etkili bir biçimde erişimi sağlama yükümlülükleri vardır (Ponomaryovi/Bulgaristan, B. No: 5335/05, 21/6/2011, § 49). AİHM, belli bir zamanda var olan eğitim kurumlarına erişimin P1-2'nin ilk cümlesindeki düzenlenen hakkın doğal bir parçası olduğu görüşündedir (Benzer yönde kararlar için bkz. Kjeldsen, Busk Madsen ve Pedersen/Danimarka, B. No: 5095/71, 5920/72, 5926/72, 7/12/1976, § 52; Mürsel Eren/Türkiye, B. No: 60856/00, 7/2/2006, § 41; İrfan Temel ve diğerleri/Türkiye, B. No: 36458/02, 3/3/2009, § 39).
25. AİHM'e göre, P1-2'nin ilk cümlesindeki düzenleme yükseköğretim kurumları bakımından da uygulanabilir nitelikte olup bu kurumları kuran taraf devletler bunlara etkili bir şekilde erişimi sağlamak yükümlülüğü altındadırlar (Leyla Şahin/Türkiye [BD], B No: 44774/98, 10/11/2005, §§ 136, 137).
26. AİHM'e göre P1-2, üniversiteye kabulün kabul için usulünce başvurmuş ve sınavı geçmiş olanlarla sınırlandırılmasına izin vermektedir (Tarantino ve diğerleri/İtalya, B. No: 25851/09, 29284/09, 64090/09, 2/4/2013, § 46).
V. İNCELEME VE GEREKÇE
27. Mahkemenin 18/4/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
28. Başvurucu; uzun bir hazırlık süreci sonunda girdiği sınav esnasında yapılan nevruz kutlamalarının sınava konsantre olmasını engellediğini, güvenli ve sağlıklı sınav koşullarının oluşturulmadığını, adaylar bakımından fırsat eşitliğinin sağlanmadığını, sınav tarihi çok önceden bilinmesine rağmen ilgili idari kurullarda miting ve sınav güvenliğine dair gündem maddesi dahi oluşturulmadığını vesınavda gerekli tedbirlerin alınmadığını ifade etmiştir. Başvurucu, bu sebeplerle bir yıl zaman kaybettiğini, üniversite öğrenimine ve devamındaki iş hayatına bir yıl geriden başlamak zorunda kaldığını, bu nedenle maddi ve manevi zararlarının oluştuğunu belirtmiştir. Başvurucu, bu konuda yaptığı başvurulardan ve açtığı davadan da sonuç alamaması nedeniyle eşitlik ilkesi ile eğitim hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucu ayrıca, Danıştay kararının yeterli gerekçe içermemesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasındadır.
B. Değerlendirme
29. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının eğitim hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
30.Anayasa'nın 42. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz."
31. Anayasa Mahkemesi önceki kararlarında eğitim hakkının belli bir zamanda mevcut olan eğitim kurumlarına etkili bir biçimde erişimin sağlanmasını güvence altına aldığına karar vermiştir (Örnek bir karar için bkz. Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, B. No: 2013/583, 10/12/2014, § 68).
1. Genel İlkeler
32. Eğitim, Anayasa tarafından doğrudan güvence altına alınmış bir haktır. Ayrıca eğitim, çok özel bir kamu hizmeti olarak sadece doğrudan faydaları olan bir hizmet değil geniş sosyal fonksiyonları da olan bir hizmettir. Demokratik bir toplumda insan haklarının sağlamlaşması ve devamı için eğitim hakkının vazgeçilmez ve temel bir katkısı olduğu da aşikârdır (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, § 66).
33. Öte yandan yükseköğretim kurumlarının kapasitesi gözetildiğinde dileyen herkesin bu kurumlara erişiminin sağlanamaması anlaşılabilir bir durumdur. Bu çerçevede anılan kurumlara erişimin sınavda başarılı olma şartına bağlı kılınması mümkündür. Ancak bu tür sınavların organizasyonundan sorumlu kamu makamlarının sınav süreçlerinde uygun zamanda, uygun yöntemle ve tutarlı olarak hareket etmeleri beklenir.
34. Nitekim kanun koyucu, 6114 sayılı Kanun'un 3. maddesinde yer alan düzenlemeyle ÖSYM Başkanlığını sınav hizmetlerinin yerine getirilmesinin tüm aşamalarında konuyla ilgili kurum ve kuruluşlarla iş birliği yaparak gerekli güvenlik tedbirlerini almak, gerekli hâllerde sınavları ertelemek, kısmen veya tamamen iptal etmek ve 7. maddesinde yer alan düzenlemeylede sınavı adaylara fırsat eşitliği sağlayacak biçimde yapmakla yükümlü kılmıştır. Yönetmelik'le getirilen ikincil düzenlemelerle de anılan amaçları gerçekleştirmek üzere çalışacak sınav koordinasyon kurullarının yapısı ve görevleri açıklığa kavuşturulmuştur.
35. Şüphesiz eğitim, organizasyonu karmaşık ve sürdürülmesi maliyetli bir faaliyettir. Bu husus dikkate alındığında yükseköğretime girişe yönelik sınav süreçlerinde meydana gelen her türlü olumsuzluğun bireysel başvuru bağlamında eğitim hakkı açısından bir ihlale sebebiyet vermesi düşünülemez. Ancak söz konusu sınav sürecindeki olumsuzluklara neden olan olaylar kamu makamları tarafından önceden biliniyor olmasına rağmen olumsuzlukları önlemeye veya oluşan mağduriyetleri tazmin etmeye yönelik gerekli tedbirlerin alınmadığı durumlarda bireysel başvuru bağlamında eğitim hakkı ihlal edilmiş olabilir.
2. İlkelerin Olaya Uygulanması
36. Başvuru konusu olayda, başvurucunun sınava girdiği okulun çok yakınında bulunan Kazlıçeşme Meydanı’nda bir siyasi parti tarafından sınav saatlerinde nevruz kutlaması yapılmıştır (bkz. § 10). Hem sınav hem de nevruz kutlamaları kamu makamlarının önceden bilgi sahibi olduğu etkinliklerdir. Bu bağlamda sınav esnasındaki gürültü ani gelişen olaylardan değil kamu makamlarının bilgisi ve onayı dâhilinde gerçekleşen nevruz kutlamalarından kaynaklanmıştır.
37. Nevruz kutlamaları esnasında oluşacak gürültünün sınava giren kişileri olumsuz etkileyebileceği hususu kamu makamları bakımından öngörülebilir bir durumdur. Bu nedenle olası olumsuzlukların önüne geçmek adına sınav yapılan okulun değiştirilmesi, miting saatinin ya da yerinin değiştirilmesi vb. tedbirlerin alınması gerektiği açıktır.
38. Sınav görevlileri sınava giren kişilerin gürültüden etkilenmelerini önlemek için sınavdan önce pamuk dağıtmışlardır (bkz. § 11). Dolayısıyla kamu makamlarının söz konusu gürültünün sınava giren kişileri önemli ölçüde etkileyebileceğini kabul ettiği ve bu etkiyi gidermek adına tedbir almaya çalıştıkları anlaşılmaktadır. Bununla birlikte görevlilerin aldığı tedbirin gürültüden kaynaklı olumsuzlukları giderme bakımından yetersiz olduğu görülmektedir.
39. Bununla birlikte bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun bireysel başvuru konusu şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında bu makamlara sunması, bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir(İsmail Buğra İşlek, B. No: 2013/1177, 26/3/2013, § 17).
40. 2577 sayılı Kanun'un ilgili maddeleri uyarınca, idari işlemlerden doğan zararların tazmini amacıyla idare aleyhine tam yargı davası açılması mümkündür. Başvuru konusu olayda ise başvurucu, iki milyonu aşkın kişinin girdiği bir sınavın kendisi yönünden iptal edilmesi için dava açmıştır. Milyonlarca kişinin sınavını etkileyecek bir iptal kararının başvurucunun mağduriyetinin giderilmesi amacı ile orantılı olmayacağı açıktır. Dahası iptal davasının görülmesi aşamasında iptal davasına konu sınavın üzerinden uzunca bir zaman geçmiş olacağı için sınavın iptal edilmesinin ve başvurucunun tekrar sınava alınmasının başvurucunun mağduriyetini gidermeyeceği de ortadadır. Dolayısıyla zararların tazminine yönelik açılacak bir tam yargı davasının başvurucunun mağduriyetini gidermek bakımından iptal davasına kıyasla daha etkili olacağı kanaatine ulaşılmıştır.
41. Bu durumda eğitim hakkının ihlal edildiği iddiasının yetkili derece mahkemeleri önünde tanınan başvuru yolları tüketilmeden bireysel başvuru konusu yapıldığı anlaşılmaktadır.
42. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 18/4/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.