TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
CEMİL TÜRKER BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2015/13104)
Karar Tarihi: 10/1/2019
Başkan
:
Burhan ÜSTÜN
Üyeler
Serdar ÖZGÜLDÜR
Serruh KALELİ
Hicabi DURSUN
Kadir ÖZKAYA
Raportör
Şermin BİRTANE
Başvurucu
Cemil TÜRKER
Vekili
Av. Türkan KARA
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, tıbbi ihmal sonucu zarara uğranıldığından bahisle açılan tazminat davasının makul sürede sonuçlandırılmaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 28/7/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, başvuru hakkında görüş bildirmeyeceğini açıklamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucunun 7/8/1994 tarihinde doğan oğlu Sonay Türker 24/9/2004 tarihinde merdivenden düşmesi üzerine götürüldüğü Bayrampaşa Numune Hastanesinde kırık tespitiyle 10/10/2004 tarihinde ameliyat edilmiştir. Ancak iyileşme sağlanmaması nedeniyle aynı Hastanede 16/5/2005 tarihinde ve 8/11/2005 tarihinde ise Baltalimanı Kemik Hastanesinde iki ameliyat daha gerçekleştirilmiştir.
9. Başvurucu ve eşi ameliyatları yapan doktorlar ve Sağlık Bakanlığı aleyhine İstanbul Anadolu 19. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Mahkeme) 27/10/2006 tarihinde kendi adlarına asaleten ve çocukları Sonay Türker'e velayeten tazminat davası açmışlardır.
10. Mahkeme 21/1/2014 tarihinde kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken gerçekleştirdikleri eylemlerden dolayı idareye karşı idari yargı makamlarına başvurulması gerektiğini belirterek husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar vermiştir.
11. Bu karar Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2/12/2014 tarihli kararıyla onanmıştır. Karar düzeltme istemi ise aynı Dairenin 2/6/2015 tarihli kararıyla reddedilmiştir. Nihai karar başvurucu vekiline 29/6/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir.
12.28/7/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
13. Anayasa Mahkemesi, yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı ya da yargı kararlarının geç veya eksik icra edildiği ya da hiç icra edilmediği iddiasıyla 31/7/2018 tarihinden önce gerçekleştirilen bireysel başvurulara ilişkin olarak Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu Başkanlığına (Tazminat Komisyonu) başvuru imkânının getirilmesine ilişkin mevzuata önceki içtihadında yer vermiştir (Ferat Yüksel, B. No: 2014/13828, 12/9/2018, §§11-14).
V. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 10/1/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
15. Başvurucu; hemen Hastaneye müracaat etmelerine karşınoğlunun geç ve yanlış tedavi sonucunda üç kez ameliyat olmak zorunda kaldığını belirtmiştir. Başvurucu tazminat davasında yargılamanın on yıl sürdüğünü ve davanın husumet nedeniyle reddolunduğunu, bu süre zarfında çocuk olan Sonay Türker'in yirmi yaşına gelerek yetişkin olduğunu, davanın bu kadar uzun sürmesine karşın etkin ve adil bir yargılama yapılmadığını, bu nedenle derin üzüntü yaşadıklarını, maddi ve manevi olarak zarar gördüğünü ifade etmiştir. Başvurucu bu nedenlerle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
16. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16).
17. Başvurucunun bireysel başvuru formunda temel olarak davanın çok uzun sürmesi şikâyetine dayandığı, dolayısıyla şikâyetin özünü makul sürede yargılanma hakkına dair iddiaların oluşturduğu görülmektedir. Bu durumda başvurunun tümüyle makul sürede yargılanma hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
18. Ayrıca kamu gücü tarafından hakkı ihlal edilen kişinin dava ehliyeti bulunan reşit bir kişi olması durumunda bu kişi adına bir başkası tarafından bireysel başvuru yapma imkânı bulunmamaktadır (Sabriye Yürekli ve diğerleri, B. No: 2014/7115, 22/9/2016, § 35).
19. Başvuru konusu olayda başvurucu kendi adına asaleten, oğlu Sonay Türker adına velayeten tazminat davası açmıştır. Ancak yargılama devam ederken Sonay Türker reşit olmuştur. Dolayısıyla Sonay Türker'in bireysel başvuru tarihinden önce reşit olarak dava ehliyetini kazanmış olduğu ve başvurucunun kanuni temsil hakkının sona ermiş olduğu açık olduğundan bu kişi bakımdan Anayasa’nın 17. maddesinde düzenlenen kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkı yönünden inceleme yapılması söz konusu olamayacaktır. Zaten başvurucu da bireysel başvuru formunda davanın makul sürede sonuçlandırılmaması şikâyetini dile getirmiştir.
20. 1/7/2018 tarihli ve 30495 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 25/7/2018 tarihli ve 7145 sayılı Kanun'un 20. maddesiyle 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun'ageçici madde eklenmiştir.
21. 6384 sayılı Kanun'a eklenen geçici maddeye göre yargılamaların uzun sürmesi ve yargı kararlarının geç veya eksik icra edilmesi ya da icra edilmemesi şikâyetiyle Anayasa Mahkemesine yapılan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Anayasa Mahkemesi önünde derdest olan bireysel başvuruların başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle verilen kabul edilemezlik kararının tebliğinden itibaren üç ay içinde yapılacak müracaat üzerine Tazminat Komisyonu tarafından incelenmesi öngörülmüştür.
22. Anayasa Mahkemesi Ferat Yüksel kararında; yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı ya da yargı kararlarının geç veya eksik icra edildiği ya da hiç icra edilmediği iddiasıyla 31/7/2018 tarihinden önce gerçekleştirilen bireysel başvurulara ilişkin olarak Tazminat Komisyonuna başvuru imkânının getirilmesine ilişkin yolu, ulaşılabilir olma, başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesinin bulunup bulunmadığı yönlerinden inceleyerek etkililiğini tartışmıştır (Ferat Yüksel, § 26).
23. Ferat Yüksel kararında özetle; anılan başvuru yolunun kişileri mali külfet altına sokmaması ve başvuruda kolaylık sağlaması nedenleriyle ulaşılabilir olduğu, düzenleniş şekli itibarıyla ihlal iddialarına makul bir başarı şansı sunma kapasitesinden mahrum olmadığı vetazminat ödenmesine imkân tanıması ve/veya bu mümkün olmadığında başka türlü telafi olanakları sunması nedenleriyle potansiyel olarak yeterli giderim sağlama imkânına sahip olduğu hususunda değerlendirmelerde bulunulmuştur (Ferat Yüksel, §§ 27-34). Bu gerekçeler doğrultusunda Anayasa Mahkemesi, ilk bakışta ulaşılabilir olan ve ihlal iddialarıyla ilgilibaşarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu görülen Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı sonucuna vararak başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemezlik kararı vermiştir (Ferat Yüksel, §§ 35, 36).
24. Mevcut başvuru yönünden söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
25. Açıklanan gerekçelerle başvurunun başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 10/1/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.