TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
FARAH ABDULHAMEED M. ALİ AL-MUDHAFAR BAŞVURUSU
Başvuru Numarası: 2015/13854
Karar Tarihi:18/5/2016
Başkan
:
Burhan ÜSTÜN
Üyeler
Serruh KALELİ
Nuri NECİPOĞLU
Kadir ÖZKAYA
Rıdvan GÜLEÇ
Raportör
M. Serhat MAHMUTOĞLU
Başvurucu
Farah Abdulhameed M.Ali AL-MUDHAFAR (Irak vatandaşı)
Vekili
Av. Başak BERBEROĞLU
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, başvurucu hakkında verilen sınır dışı kararının uygulanması hâlinde yaşam hakkı, işkence ve eziyet yasağı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edileceği iddialarına ilişkindir.
2. Başvurucu, hakkında verilen sınır dışı kararı gereğince yapılacak işlemin yürütmesinin durdurulması amacıyla tedbir talebinde bulunmuştur.
II. BAŞVURU SÜRECİ
3. Başvuru 11/8/2015 tarihinde Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
4. Birinci Bölüm İkinci Komisyonunca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Birinci Bölüm tarafından Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) 73. maddesi uyarınca 14/8/2015 tarihinde sınır dışı işleminin tedbiren durdurulmasına karar verilmiştir.
6. Bölüm Başkanı tarafından 9/9/2015 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü 6/11/2015 tarihinde Anayasa Mahkemesine sunmuştur.
8. Bakanlık tarafından sunulan görüş 17/11/2015 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
9. Başvurucu vekili tarafından 11/4/2016 tarihinde Anayasa Mahkemesine sunulan dilekçede başvurucunun Türkiye'den ayrıldığı bildirilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
10. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
11. Başvurucu 1973 doğumlu olup Irak vatandaşıdır.
12. Başvurucu, yasa dışı yollardan Türkiye’ye giriş yaptıktan sonra yaşamı ile maddi ve manevi bütünlüğünün tehlike altında olduğunu belirterek 24/2/2014 tarihinde uluslararası koruma talebinde bulunmuştur.
13. Adıyaman Valiliği tarafından 23/9/2014 tarihinde başvurucunun mevzuattan doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle uluslararası koruma talebinin geri çekilmiş sayılmasına karar verilmiştir. Valilik tarafından ayrıca 21/1/2015 tarihinde başvurucunun sınır dışı edilmesine karar verilmiştir.
14. Başvurucu tarafından anılan sınır dışı kararına karşı açılan iptal davası Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesinin 29/6/2015 tarihli ve E.2015/221, K.2015/1024 sayılı kararıyla reddedilmiştir.
15. Bu karar başvurucuya 15/7/2015 tarihinde tebliğ edilmiş olup 11/8/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur.
16. Öte yandan başvurucu tarafından Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Kuruluna (BMMYK) yapılan mültecilik başvurusu kabul edilerek başvurucunun güvenli üçüncü ülke olarak değerlendirilen Kanada'ya yerleştirilmesine karar verilmiş ve anılan karar doğrultusunda başvurucu 16/3/2016 tarihinde Türkiye'den ayrılmıştır.
17. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından Anayasa Mahkemesine sunulan 15/2/2016 tarihli yazıda başvurucunun 24/2/2016 tarihinde Kanada'ya çıkışına izin verildiği bildirilmiştir. Başvurucu vekili tarafından Anayasa Mahkemesine sunulan 11/4/2016 tarihli dilekçeyle başvurucunun ailesiyle birlikte Türkiye'den ayrılarak Kanada'ya gittiği belirtilmiştir.
B. İlgili Hukuk
18.4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun "Geri Gönderme Yasağı" kenar başlıklı 4. maddesi şöyledir:
"Bu Kanun kapsamındaki hiç kimse, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulacağı veya ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatının veya hürriyetinin tehdit altında bulunacağı bir yere gönderilemez."
19.6458 sayılı Kanun'un "Sınır dışı etme kararı" kenar başlıklı 53. maddesi şöyledir:
"(1) Sınır dışı etme kararı, Genel Müdürlüğün talimatı üzerine veya resen valiliklerce alınır.
(2) Karar, gerekçeleriyle birlikte hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancıya veya yasal temsilcisine ya da avukatına tebliğ edilir. Hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancı, bir avukat tarafından temsil edilmiyorsa kendisi veya yasal temsilcisi, kararın sonucu, itiraz usulleri ve süreleri hakkında bilgilendirilir.
(3) Yabancı veya yasal temsilcisi ya da avukatı, sınır dışı etme kararına karşı, kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde idare mahkemesine başvurabilir. Mahkemeye başvuran kişi, sınır dışı etme kararını veren makama da başvurusunu bildirir. Mahkemeye yapılan başvurular on beş gün içinde sonuçlandırılır. Mahkemenin bu konuda vermiş olduğu karar kesindir. Yabancının rızası saklı kalmak kaydıyla, dava açma süresi içinde veya yargı yoluna başvurulması hâlinde yargılama sonuçlanıncaya kadar yabancı sınır dışı edilmez."
IV.İNCELEME VE GEREKÇE
20. Mahkemenin 18/5/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
21.Başvurucu; ülkesinde yaşanan iç savaş nedeniyle devlet otoritesinin olmadığını, başvuru formunda isimlerini belirttiği illegal örgütler tarafından tehdit edildiğini, ailesiyle birlikte ülkesinden kaçarak Türkiye'ye sığındıklarını, hakkında verilen sınır dışı kararının uygulanması hâlinde yaşamının, maddi ve manevi bütünlüğünün tehlikeye düşeceğini belirterek Anayasa'nın 17., 19. ve 36. maddelerinde tanımlanan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş; bireysel başvuru giderlerini karşılayacak maddi durumu bulunmaması nedeniyle adli yardım ve sınır dışı işleminin durdurulması istemiyle tedbir taleplerinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
1. Adli Yardım Talebi Yönünden
22.Adli yardım talebinin kabul edilebilmesi için başvurucunun kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde güçleştirmeksizin gereken yargılama giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olması, ikinci olarak da taleplerinin dayanaksız olmaması gerekmektedir (Mehmet Şerif Ay, B. No: 2012/1181, 17/9/2013, § 23). Somut olayda başvurucunun; sosyal güvenlik kapsamında bir geliri, adına kayıtlı aracı veya taşınmaz malı olmadığı, geçimini önemli ölçüde güçleştirmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden anlaşılmıştır. Ayrıca başvurucunun talepleri bu aşamada dayanaktan yoksun olmadığından adli yardım talebinin kabulü gerekir.
2. Sınır Dışı İşlemi Yönünden
23.İçtüzük'ün “Düşme kararı” kenar başlıklı 80. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:
“(1) Bölümler ya da komisyonlarca yargılamanın her aşamasında aşağıdaki hallerde düşme kararı verilebilir:
...
ç) Bölümler ya da Komisyonlarca saptanan herhangi bir başka gerekçeden ötürü, başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmemesi.
…
(2) Bölümler ya da Komisyonlar; yukarıdaki fıkrada belirtilen nitelikteki bir başvuruyu, Anayasanın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi ya da insan haklarına saygının gerekli kıldığı hâllerde incelemeye devam edebilir”
24. Başvuru konusu olayda sınır dışı işleminin gerçekleştirilmesi hâlinde başvurucunun yaşamı ile maddi ve manevi bütünlüğünün tehlikeye düşeceği ileri sürülmüş; Anayasa Mahkemesi tarafından başvurunun değerlendirme sürecinde sınır dışı işleminin gerçekleştirilmesi telafisi imkânsız sonuçlara neden olabileceğinden başvurunun esası hakkında bir karar verilene kadar sınır dışı işleminin tedbiren durdurulmasına karar verilmiştir (bkz. § 5).
25. Kişinin yaşamının tehlikeye girebileceği veya işkence ya da kötü muameleye tabi tutulacağına dair risk bulunan bir ülkeye sınır dışı edilmesine veya geri verilmesine karar verilmiş olan durumlarda bu kapsamdaki ihlal iddialarının incelenebilmesi için sınır dışı kararının uygulanmış olması ya da uygulanmasının önünde bir engel bulunmaması gerekir. Somut olayda başvurucukendi rızasıyla Türkiye'den ayrılarak BMMYK tarafından ailesiyle birlikte Kanada'ya yerleştirilmiştir (bkz. § 16). Dolayısıyla bireysel başvuruya konu edilen sınır dışı kararının uygulanma ihtimali kalmadığı gibi başvurucunun yaşamına veya maddi ve manevi bütünlüğüne yönelik tehlikenin de ortadan kalktığı anlaşılmaktadır.
26. Açıklanan nedenlerle başvurucunun kendi isteğiyle Türkiye'den ayrıldığı, başvurunun incelenmesine devam edilmesini gerektiren bir husus da bulunmadığı anlaşıldığından başvurunun düşmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle,
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden kalmamış olması nedeniyle DÜŞMESİNE,
C. Tedbir kararının KALDIRILMASINA,
D. Yargılama giderlerinin tahsilinin başvurucunun mağduriyetine neden olacağı anlaşılmakla 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA,
E. Kararın bir örneğinin İçişleri Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
18/5/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.