logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Aysel Kırali ve diğerleri [1.B.], B. No: 2015/13946, 19/9/2018, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

AYSEL KIRALİ VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2015/13946)

 

Karar Tarihi: 19/9/2018

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Serruh KALELİ

 

 

Hasan Tahsin GÖKCAN

 

 

Kadir ÖZKAYA

Raportör

:

M. Emin ŞAHİNER

Başvurucular

:

1. Aysel KIRALİ

 

 

2. Fatma BAYRAKTAR

 

 

3. M. Yalçın BAYRAKTAR

 

 

4. Yüksel BAYRAKTAR

Vekili

:

Av. Seda ATALAY

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; taşınmazın gerçek bedeli altında kamulaştırma yapılması nedeniyle mülkiyet hakkının, bu duruma yönelik açılan davanın uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 11/8/2015 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

8. Başvurucuların da dâhil olduğu bazı kimselere ait İstanbul ili Maltepe ilçesi 212 ada ve 12 parselde kayıtlı taşınmazın 120,62 metrekarelik kısmına yönelik olarak Ulaştırma Bakanlığınca inşa ettirilecek olan ve yapım ihalesi gerçekleştirilen Gebze-Haydarpaşa, Sirkeci-Halkalı banliyö hattının iyileştirilmesi ve Demiryolu Boğaz Tüp Geçit İnşaatı Projesi kapsamında 12/5/2004 tarihli ve 25460 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulunun 2004/7255 sayılı kararı gereğince acele kamulaştırma kararı alınmıştır.

9. Ulaştırma Bakanlığı 2007 yılında (kapatılan) Kartal 3. Asliye Hukuk Mahkemesinden (Mahkeme) bedeli tespit edilmek kaydıyla anılan taşınmaza acele el konulmasını talep etmiştir.

10. Mahkeme, ilgili tarihli kararı ile bilirkişi raporuna dayanarak el koyma bedelini 885.995 TL olarak belirleyip bedelin davacılara ödenmesine ve bahsedilen taşınmaza acele el konulmasına karar vermiştir.

11. Tarafların kamulaştırma bedelinde anlaşamamaları üzerine idare, başvurucular ve diğer malikler adına kayıtlı olan tapu kaydının iptali ile mezkûr taşınmazın kendi adına tapuya tesciline karar verilmesi ve kamulaştırma bedelinin tespiti talebiyle (kapatılan) Kartal 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde 14/1/2008 tarihinde dava açmıştır.

12. Mahkeme, dava konusu taşınmazın başında uzman bilirkişiler ile birlikte keşif yapmıştır. Yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda, taşınmazın kısmi olarak kamulaştırılmasının imar planına uygun olmayacağı belirtilmiştir. Bilirkişi Kurulu emsal karşılaştırma yöntemine göre taşınmazın metrekare değerini 4.300 TL olarak tespit etmiştir.

13. Mahkemedeki mezkûr dava devam ederken aralarında başvurucuların da bulunduğu bazı malikler Kartal 4. Sulh Hukuk Mahkemesine başvurarak Mahkemeden delil tespiti talebinde bulunmuşlar ve bu kapsamda taşınmazın giriş katında kafe olarak kullanılan kendi mülkiyetlerindeki bölümünün değerinin tespitini talep etmişlerdir. Mahkemece bilirkişilerden görüş alınmak suretiyle yapılan inceleme neticesinde anılan kafenin değeri 5.200.000 TL olarak tespit edilmiştir.

14. (Kapatılan) Kartal 4. Asliye Hukuk Mahkemesi (sonradan İstanbul Anadolu 15. Asliye Hukuk Mahkemesi) bu defa davanın 26/6/2009 tarihli duruşmasında ilk bilirkişi raporuna yapılan itirazlar üzerine yeniden keşif yapılmasına karar vermiş, anılan karar doğrultusunda 7/8/2009 tarihinde yapılan keşif sonucunda hazırlanan ve 15/10/2009 tarihinde Mahkemeye sunulan ikinci bilirkişi raporunda taşınmazın metrekare fiyatı bu defa 6.200 TL olarak belirlenmiştir.

15. Mahkeme bu defa da davanın 21/5/2010 tarihli duruşmasında bilirkişi raporları arasında takdir olunan değerler arasında mübayenet oluştuğundan yeniden keşif yapılmasına karar vermiş, anılan karar doğrultusunda 3/6/2010 tarihinde yapılan keşif sonucunda hazırlanan üçüncü ve son bilirkişi raporunda taşınmazın metrekare fiyatı 4.500 TL olarak tespit edilmiştir. Buna göre Bilirkişi Kurulu, arsa bedelini 2.218.725 TL ve bina bedelini de 429.975 TL olarak belirlemek suretiyle kamulaştırma bedelini toplamda 2.648.700 TL olarak tespit etmiştir.

16. Yapılan tüm bu tespitler ışığında Mahkeme 13/10/2010 tarihli kararı ile toplanan delillere, mahallinde yapılan keşiflere ve son bilirkişi raporuna dayanarak taşınmaza ait kamulaştırma bedelini 2.648.700 TL olarak belirlemiştir. Mahkeme, belirlenen kamulaştırma bedelinden daha önce ödenen tutarın mahsubu ile idare tarafından bloke edilen 1.762.705 TL'nin davalılara hisseleri oranında verilmesine karar vermiştir. Mahkeme ayrıca bedelin başvurucuların da dâhil olduğu söz konusu davalılara ödenmesine ve bunlar adına olan tapu kaydının iptali ile mezkûr taşınmazın idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar vermiştir.

17. Temyiz edilen karar Yargıtay 5. Hukuk Dairesince 13/10/2010 tarihinde düzeltilerek onanmıştır. Onama kararında, kamulaştırılan taşınmazın Hazine yerine davacı idare adına tescil edilmesinin doğru olmadığı belirtilerek temyiz edilen hüküm bu yönüyle düzeltilmiştir.

18. Başvurucular, Yargıtay kararının yetkisiz temsilciye tebliğ edilmesi nedeniyle karar düzeltme hakkını kullanamadıkları iddiasıyla bu hakkın kullanılabilmesini teminen 20/6/2013 tarihinde eski hâle getirme talebi ile birlikte (kapatılan) Kartal 4. Asliye Hukuk Mahkemesi yerine açılan İstanbul Anadolu 15. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde gecikmiş karar düzeltme başvurusunda bulunmuşlardır. Mahkeme 6/9/2013 tarihli kararıyla eski hâle getirme talebini yerinde görmeyerek talebi reddetmiştir.

19.Başvurucular bu defa anılan ret kararını temyiz etmişlerdir. Yargıtay 5. Hukuk Dairesi de 3/11/2014 tarihli kararı ile yerel mahkemenin ret kararını kaldırmış ve kendisinin 30/6/2011 tarihli kararını düzelterek onama kararının başvuruculara yeniden usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi gerektiğine karar vermiştir. Mezkûr karar başvurulara tebliğ edilmiştir.

20. Düzelterek onama kararına karşı başvurucularca karar düzeltme yoluna gidilmesi üzerine aynı Dairenin 20/5/2015 tarihli kararıyla bu defa "Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının a) Tescile dair 3. bendindeki (davacı) kelimesinin çıkartılmasına, yerine (Hazine) kelimesinin yazılmasına, b)Bedelin ödenmesine ilişkin 5. bendinin sonuna (iş bu bloke edilen toplam fark bedel (1.762.705,00) TL'dan temyiz eden davalılar Yusuf Ziya, Yüksel Mustafa Yalçın ve Fatma Bayraktar ile Aysel Kırali hisselerine düşen bedellere 15.05.2008 tarihinden karar tarihi olan 13.10.2010 gününe kadar yasal faiz işletilmesine) cümlesinin eklenmesine, hükmün böylece" düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

21. Nihai karar, başvuruculara 14/7/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir.

22. Başvurucular 11/8/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

23. 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun "Kamulaştırma şartları" kenar başlıklı 3. maddesi şöyledir:

 “İdareler, kanunlarla yapmak yükümlülüğünde bulundukları kamu hizmetlerinin veya teşebbüslerinin yürütülmesi için gerekli olan taşınmaz malları, kaynakları ve irtifak haklarını; bedellerini nakden ve peşin olarak veya aşağıda belirtilen hallerde eşit taksitlerle ödemek suretiyle kamulaştırma yapabilirler.

Bakanlar Kurulunca kabul olunan, büyük enerji ve sulama projeleri ile iskan projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla yapılacak kamulaştırmalarda, bir gerçek veya özel hukuk tüzelkişisine ödenecek kamulaştırma bedelinin o yıl Genel Bütçe Kanununda gösterilen miktarı, nakden ve peşin olarak ödenir. Bu miktar, kamulaştırma bedelinin altıda birinden az olamaz. Bu miktarın üstünde olan kamulaştırma bedelleri, peşin ödeme miktarından az olmamak ve en fazla beş yıl içinde faiziyle birlikte ödenmek üzere eşit taksitlere bağlanır. Taksitlere, peşin ödeme gününü takip eden günden itibaren, Devlet borçları için öngörülen en yüksek faiz haddi uygulanır.

Kamulaştırılan topraktan, o toprağı doğrudan doğruya işleten küçük çiftçiye ait olanların bedeli, her halde peşin ödenir.

(Ek: 24/4/2001 - 4650/1 md.) İdarelerce yeterli ödenek temin edilmeden kamulaştırma işlemlerine başlanılamaz.”

24. 2942 sayılı Kanun'un "Kamulaştırma bedelinin mahkemece tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili" kenar başlıklı 10. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Kamulaştırmanın satın alma usulü ile yapılamaması halinde idare, 7 nci maddeye göre topladığı bilgi ve belgelerle 8 inci madde uyarınca yaptırmış olduğu bedel tespiti ve bu husustaki diğer bilgi ve belgeleri bir dilekçeye ekleyerek taşınmaz malın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesine müracaat eder ve taşınmaz malın kamulaştırma bedelinin tespitiyle, bu bedelin, peşin veya kamulaştırma 3 üncü maddenin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise taksitle ödenmesi karşılığında, idare adına tesciline karar verilmesini ister."

25. 2942 sayılı Kanun'un "Kamulaştırma bedelinin tespiti esasları" kenar başlıklı 11. maddesi şöyledir:

 “15 inci madde uyarınca oluşturulacak bilirkişi kurulu, kamulaştırılacak taşınmaz mal veya kaynağın bulunduğu yere mahkeme heyeti ile birlikte giderek, hazır bulunan ilgilileri de dinledikten sonra taşınmaz mal veya kaynağın;

a) Cins ve nevini,

b) Yüzölçümünü.

c) Kıymetini ektileyebilecek bütün nitelik ve unsarlarını ve her unsurun ayrı ayrı değerini,

d) Varsa vergi beyanını,

e) Kamulaştırma tarihindeki resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirlerini,

f) Arazilerde, taşınmaz mal veya kaynağın mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini,

g) Arsalarda, kamulaştırılma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerini,

h) Yapılarda, resmi birim fiyatları ve yapı maliyet hesaplarını ve yıpranma payını,

ı) Bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüleri,

Esas tutarak düzenleyecekleri raporda bütün bu unsurların cevaplarını ayrı ayrı belirtmek suretiyle ve ilgililerin beyanını da dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın değerini tespit ederler.

...”

V. İNCELEME VE GEREKÇE

26. Mahkemenin 19/9/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucuların İddiaları

27. Başvurucular, karar tarihi itibarıyla taşınmazın gerçek değerinin tespit edilmemesi suretiyle kamulaştırma bedelinin düşük belirlendiğini iddia etmişlerdir. Başvurucular, yargılamanın her aşamasında bilirkişi kurullarınca hesaplanan şerefiye bedellerinin kamulaştırma bedeline eklenmesi gerektiğine ilişkin talepte bulunmalarına karşın mahkemelerce bu taleplerinin haksız olarak dikkate alınmadığından da yakınmaktadırlar. Başvurucular, taşınmazlarının hemen yanında bulunan ve kendi taşınmazları ile aynı özellikleri taşıyan, farklı maliklere ait bir taşınmaza ise kendilerininkine kıyasla oldukça yüksek bir fiyat bedel biçildiğini ileri sürmüşlerdir. Başvurucular, Kartal 4. Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan değer tespit işleminde taşınmazların giriş katındaki kafenin değerinin bilirkişi raporlarındaki tespitlerin çok üzerinde belirlendiğini ifade etmişlerdir. Başvurucular, Mahkemenin ödenmesine hükmettiği bedelle o dönemde aynı şartlarda bir taşınmaza sahip olmanın imkânı bulunmadığını ifade ederek bu durum nedeniyle mağduriyet yaşadıklarını belirtmişlerdir. Başvurucular, bu gerekçelerle eşitlik ilkesi ile mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

2. Değerlendirme

28. Anayasa'nın "Mülkiyet hakkı" kenar başlıklı 35. maddesi şöyledir:

"Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.

Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.

Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz."

29. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucular eşitlik ilkesi ile mülkiyet ve adil yargılanma haklarının da ihlal edildiğini ileri sürmekte iseler de başvurucuların temel şikâyetinin kamulaştırma bedelinin düşük belirlenmesi nedeniyle maddi kayba uğratılmaları olduğu gözetilerek belirtilen şikâyetin mülkiyet hakkının ihlali iddiası kapsamında değerlendirilmesi uygun görülmüştür.

30. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında, açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Anayasa Mahkemesince kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda başvurucunun ihlal iddialarını kanıtlayamadığı, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).

31. Kamulaştırılan taşınmazın başvurucular adına tapuda kayıtlı olduğu dikkate alındığında mülkün varlığında tereddüt bulunmamaktadır. Kamulaştırma yoluyla başvurucuların mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin mülkten yoksun bırakmaya ilişkin ikinci kural çerçevesinde incelenmesi gerekir.

32. Anayasa'nın 13., 35. ve 46. maddeleri uyarınca kamu yararı bulunması, kamulaştırma kararının kanunda gösterilen esas ve usullerine uyulması, gerçek karşılığın peşin ve nakden ödenmesi kamulaştırmanın anayasal ögeleridir. Kamulaştırılan taşınmazın gerçek karşılığı olan bedelinin tespiti ise uzman mahkemelerin ve Yargıtayın bu konudaki uzman dairelerinin yetki ve görevindedir. Mülkiyet hakkına yapılan müdahale ile ödenen bedel arasındaki ilişki yönünden Anayasa Mahkemesinin yapacağı tespit, orantılılık incelemesinden ibarettir (Mukadder Sağlam ve diğerleri, B. No: 2013/2511, 22/1/2015, § 49; Abdülkerim Çakmak ve diğerleri, B. No: 2014/1964, 23/2/2017, § 52).

33. Somut olayda kamulaştırılan taşınmaz yönünden emsal karşılaştırma yöntemi esas alınarak yapılan keşifler sonucu uzman bilirkişilerce yapılan hesaplamaya göre derece mahkemelerince başvurucular yararına tazminata hükmedilmiştir. Başvurucular, taşınmazına kamulaştırma suretiyle yapılan müdahale nedeniyle daha fazla tazminat almaları gerektiğini iddia etseler de davada 2942 sayılı Kanun'da öngörülen bedel tespiti prensiplerine uygun olarak kamulaştırma bedelinin hesaplandığı anlaşılmaktadır. Mahkeme bedel tespitini keşif yaparak, konusunda uzman bilirkişilerin görüşlerini dikkate alarak ve başvurucuların her aşamada itirazlarını sunmalarına imkân vermek suretiyle bu itirazları dikkate alarak sonuçlandırmıştır. Dolayısıyla derece mahkemelerince hükmedilen tazminat miktarının başvurucuların mülkiyet haklarına yapılan müdahaleyi orantılı kıldığı, müdahalenin taşıdığı kamu yararı ile başvurucuların mülkiyet hakkının korunması arasında olması gereken adil dengeyi bozmadığı sonucuna varılmıştır.

34. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

35. Başvurucu, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

36.Bireysel başvuru sonrasında 31/7/2018 tarihli ve 30495 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 25/7/2018 tarihli ve 7145 sayılı Kanun'un 20. maddesiyle 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun'a geçici madde eklenmiştir.

37. 6384 sayılı Kanun'a eklenen geçici maddeye göre yargılamaların uzun sürmesi ve yargı kararlarının geç veya eksik icra edilmesi ya da icra edilmemesi şikâyetiyle Anayasa Mahkemesine yapılan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Anayasa Mahkemesi önünde derdest olan bireysel başvuruların başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle verilen kabul edilemezlik kararının tebliğinden itibaren üç ay içinde yapılacak müracaat üzerine Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu Başkanlığı (Komisyon) tarafından incelenmesi öngörülmüştür.

38. Ferat Yüksel (B. No: 2014/13828, 12/9/2018) kararında Anayasa Mahkemesi yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı ya da yargı kararlarının geç veya eksik icra edildiği ya da hiç icra edilmediği iddiasıyla 31/7/2018 tarihinden önce gerçekleştirilen bireysel başvurulara ilişkin olarak Tazminat Komisyonuna başvuru imkânının getirilmesine ilişkin yolu ulaşılabilir olma, başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesinin bulunup bulunmadığı yönlerinden inceleyerek etkililiğini tartışmıştır (Ferat Yüksel, §§ 26-36).

39.Ferat Yüksel kararında özetle anılan başvuru yolunun kişileri mali külfet altına sokmaması ve başvuruda kolaylık sağlaması nedenleriyle ulaşılabilir olduğu, düzenleniş şekli itibarıyla ihlal iddialarına makul bir başarı şansı sunma kapasitesinden mahrum olmadığı ve tazminat ödenmesine imkân tanıması ve/veya bu mümkün olmadığında başka türlü telafi olanakları sunması nedenleriyle potansiyel olarak yeterli giderim sağlama imkânına sahip olduğu hususunda değerlendirmelerde bulunulmuştur (Ferat Yüksel, §§ 33-36). Bu gerekçeler doğrultusunda Anayasa Mahkemesi, ilk bakışta ulaşılabilir olan ve ihlal iddialarıyla ilgilibaşarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu görülen Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı sonucuna vararak başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemezlik kararı vermiştir (Ferat Yüksel, §§ 35, 36).

40. Somut başvuru yönünden de söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

41. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduklarına karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA,

C. Başvurucunun makul sürede yargılanma hakkına ilişkin iddia yönünden ilgili idari veya yargısal mercilere başvuru yapması hususunda MUHTARİYETİNE 19/9/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Aysel Kırali ve diğerleri [1.B.], B. No: 2015/13946, 19/9/2018, § …)
   
Başvuru Adı AYSEL KIRALİ VE DİĞERLERİ
Başvuru No 2015/13946
Başvuru Tarihi 11/8/2015
Karar Tarihi 19/9/2018

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, taşınmazın gerçek bedeli altında kamulaştırma yapılması nedeniyle mülkiyet hakkının, bu duruma yönelik açılan davanın uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Mülkiyet hakkı Kamulaştırma bedeli, kamu yararı Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Makul sürede yargılanma hakkı (hukuk) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 2942 Kamulaştırma Kanunu 3
10
11
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi