logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Bob Ross İncorporated [1.B.], B. No: 2015/14347, 3/7/2019, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

BOB ROSS INCORPORATED BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2015/14347)

 

Karar Tarihi: 3/7/2019

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Hicabi DURSUN

 

 

Kadir ÖZKAYA

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör

:

Heysem KOCAÇİNAR

Başvurucu

:

Bob Ross Incorporated

Vekili

:

Av. Mustafa UTKUSEVEN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, karar düzeltme isteği hakkında olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme yapılmamış olması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 13/8/2015 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

8. Başvurucu, yağlı boya ve boyama malzemeleri alanında kullanılan ve dünyaca bilinen Bob Roos markasının sahibi ve Amerika Birleşik Devletlerinde mukim olan bir şirkettir. Bob Ross markası ayrıca Türk Patent Enstitüsünde (TPE) de tescillidir.

9. Başvurucu; davalı şirketin Bob Roos markasını taşıyan ürün ve eğitim programlarını taklit ederek ya da başka ülkelerden hukuka aykırı şekilde ithal ederek yurt içinde satışa sunduğunu ileri sürmüş ve markaya yönelik tecavüzün önlenmesi, markayı taşıyan ürünlerin imha edilmesi ile maddi ve manevi tazminata karar verilmesi talebiyle dava açmıştır.

10. İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 5/12/2013 tarihli karar ile davalı şirketin herhangi bir hakkı bulunmamasına rağmen başvurucuya ait markayı taşıyan ürünler ile başvurucuya ait eğitim CD'lerini ticari amaçlı olarak işyerinde kullanarak markaya tecavüzde bulunduğu ve haksız rekabet fiilini gerçekleştirdiği saptamasında bulunmuştur. Mahkeme bu saptamadan hareketle bilirkişi raporu doğrultusunda davalının markayı kullanmasının menine, bu markayı taşıyan ürünlerinin imhasına, başvurucuya 10.000 TL maddi ve 2.000 TL manevi tazminat ödemesine karar vermiş, ''BOB ROSS+şekil'' ibareli markanın tanınmış marka olduğunun tespitini ise reddetmiştir.

11. Karar, başvurucu ve davalı şirket tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 22/9/2014 tarihinde hükmün onanmasına karar vermiştir.

12. Başvurucu ve davalı karar düzeltme isteğinde bulunmuştur. Başvurucu 5/12/2014 tarihli karar düzeltme isteğinde özellikle eser üzerinde mali hak sahibi olması nedeniyle manevi tazminat hakkı bulunmadığı yönündeki kabulünün Yargıtayın yerleşik içtihatlarına aykırı olduğunu ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun dosya içeriği ile bağdaşmayan afaki yorumlardan ibaret olduğunu, anılan hususların temyiz dilekçesinde açıkça belirtilmesine rağmen dikkate alınmadığını ileri sürmüştür.

13. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 26/5/2015 tarihinde onama kararına karşı davalı vekilinin karar düzeltme isteğinde bulunduğunu belirterek koşulları bulunmadığından isteğin reddine karar vermiş, buna karşılık başvurucunun karar düzeltme isteği hususunda herhangi bir değerlendirme yapmamıştır.

14. Nihai karar 15/7/2015 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiş ve başvurucu 13/8/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Ulusal Hukuk

15. Karar düzeltme isteği incelemesinin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

"I. Yargıtay kararlarına karşı tefhim veya tebliğden itibaren 15 gün içinde aşağıdaki sebeplerden dolayı karar düzeltilmesi istenebilir:

1 – (Değişik: 16/7/1981 - 2494/31 md.) Temyiz dilekçesi ve kanuni süresi içinde verilmiş olması şartiyle- karşı tarafın cevap dilekçesinde ileri sürülüp hükme etkisi olan itirazların kısmen veya tamamen cevapsız bırakılmış olması,

...

4 – Yargıtay kararının usul ve kanuna aykırı bulunması,…"

B. Uluslararası Hukuk

16. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) 6. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Herkes davasının, ... esası konusunda karar verecek olan, ... bir mahkeme tarafından ... görülmesini isteme hakkına sahiptir..."

17. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Sözleşme'nin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasında ifade edilen hakkın kurucu unsurlarından birinin mahkemeye erişim hakkı olduğunu belirtmiştir (Golder/Birleşik Krallık,[GK], B. No: 4451/70, 21/2/1975, § 36). Mahkemeye erişim hakkı Sözleşme'nin 6. maddesinde yerini bulan güvencelerin doğal bir parçası olup (Lawyer Partners A.S./Slovakya, B. No: 54252/07, 3274/08, 3377/08..., 16/6/2009, § 52) bu kapsamda (1) numaralı fıkra, herkesin kişisel hakları ve yükümlülükleriyle ilgili her türlü iddiasını bir mahkeme veya bir yargı yeri önüne çıkarma hakkını güvence altına alır (Golder/Birleşik Krallık, § 36).

18. Mahkemeye erişim hakkı, niteliği gereği devlet tarafından düzenleme yapılmayı gerektirdiğinden mutlak bir hak olmayıp sınırlamalara tabidir. AİHM'e göre bu hak, Sözleşme'nin tanımlamaksızın kabul ettiği bir hak olduğundan bir hakkın kapsamını belirleyen (çerçevesini çizen) sınırlardan başka sınırlamalara da tabi olabilir. Ancak hiçbir durumda bu sınırlamalar hakkın özünü zedelememelidir (Golder/Birleşik Krallık, § 38).

V. İNCELEME VE GEREKÇE

19. Mahkemenin 3/7/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

20. Başvurucu, ilk derece mahkemesi kararının Yargıtayca onanması üzerine gerekli harç ve giderleri yatırıp karar düzeltme isteğinde bulunmasına rağmen bu hususta herhangi bir inceleme yapılmadan yalnızca davalı tarafın karar düzeltme isteğinin karara bağlanmasının silahların eşitliği ilkesini ihlal ettiğini ileri sürmüştür.

21. Bakanlık görüşünde; başvurucunun 5/12/2014 tarihinde harcını yatırmak suretiyle karar düzeltme isteğinde bulunduğu, hâl böyle iken 26/5/2015 tarihli Yargıtay kararının gerekçe ve sonuç bölümünde bu hususa ilişkin bir değerlendirme yapılmadığı ve bu hususun karar düzeltme nedenlerini içerir dilekçenin fiziki olarak Yargıtaya ulaşmamasından kaynaklanmış olabileceğine vurgu yapılarak takdirin Anayasa Mahkemesine ait olduğu belirtilmiştir.

B. Değerlendirme

22. Anayasa’nın "Hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir."

23. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucu ilk derece mahkemesi kararının temyizinden sonra karar düzeltme isteğinde bulunmasına rağmen Yargıtay tarafından bu yönde bir inceleme yapılmamasından şikâyet etmektedir. Başvurucunun şikâyetlerinin özü Yargıtayın Kanun ile yapmakla yükümlü olduğu bir incelemeyi yapmaması ve dolayısıyla karar düzeltme isteğinde bulunma hakkının anlamsız hale getirilmiş olması nedeniyle mahkemeye erişim hakkı kapsamında değerlendirilmiştir.

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

24. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

a. Genel İlkeler

25. Mahkemeye erişim hakkı, mahkemeye başvuru konusunda etkili bir sistemin var olmasını ve dava açmak isteyen kişilerin mahkemeye ulaşmada açık, pratik ve yeterli fırsatlara sahip olmasını gerektirir. Özellikle hukuki ya da uygulamadaki belirsizlikler kişilerin mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir (Aktif Elektrik Müh. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti., B. No: 2012/855, 26/6/2014, § 34). Bu nedenle mahkemelerin, usul kurallarını uygularken yargılamanın hakkaniyetine zarar getirecek ölçüde katı şekilcilikten kaçınmaları gerektiği gibi kanunla öngörülmüş usul şartlarının ortadan kalkmasına neden olacak ölçüde aşırı esneklikten de kaçınmaları gerekir (Kamil Koç, B. No: 2012/660, 7/11/2013, § 65).

26. Anayasa'nın 36. maddesinin birinci fıkrasında, herkesin yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddiada bulunma ve savunma hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla mahkemeye erişim hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğünün bir unsurudur. Diğer yandan Anayasa'nın 36. maddesine "adil yargılanma" ibaresinin eklenmesine ilişkin gerekçede, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerce de güvence altına alınan adil yargılanma hakkının madde metnine dâhil edildiği vurgulanmıştır. Sözleşme'yi yorumlayan AİHM, Sözleşme'nin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasının mahkemeye erişim hakkını içerdiğini belirtmektedir (Özbakım Özel Sağlık Hiz. İnş. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti., B. No: 2014/13156, 20/4/2017,§ 34).

27. Mahkemeye erişim hakkı bir uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyabilmek ve uyuşmazlığın etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilmek anlamına gelmektedir (Özkan Şen, B. No: 2012/791, 7/11/2013, § 52).

28. Öte yandan mahkemeye erişim hakkı ilk derece mahkemesine dava açma hakkının yanı sıra itiraz, istinaf veya temyiz gibi kanun yollarına başvurma imkânı tanınmış ise anılan yollara başvurma hakkını da içerir (Ali Atlı, B. No: 2013/500, 20/3/2014, § 49).

29. Anayasa’da "mahkemelerin kuruluşunun, görev ve yetkilerinin, işleyişinin ve yargılama usullerinin" kanunla düzenlenmesi öngörülmüştür. Buna göre usul kanunlarının Anayasa’ya uygun olmak koşuluyla düzenlenmesi kanun koyucunun takdirine bırakılmıştır. Anayasa’da tüm mahkeme kararlarına karşı karar düzeltme yoluna başvurulabilmesi hakkını içeren bir kurala yer verilmemiştir (Tufan Şahin, B. No: 2012/799, 26/3/2013, § 19).

30. Bununla birlikte, usul kanunlarının taraflara karar düzeltme yoluna başvurma hakkını tanıdığı hâllerde temyiz incelemesi sonucu verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna başvuru hakkının Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında olduğunun kabulü gereklidir. Dolayısıyla mahkemeye erişim hakkı, karar düzeltme yolunun açık olduğu hallerde kişilere bu aşamada ileri sürülen iddiaların ilgili yargı merci tarafından incelenmesi yönünde pozitif bir yükümlülük içermektedir.

b. İlkelerin Olaya Uygulanması

31. Temyiz itirazlarının Yargıtay tarafından karşılanmadığı iddiasıyla karar düzeltme isteğinde bulunan başvurucu, davalının karar düzeltme isteğinin değerlendirilerek bir sonuca bağlanmış olmasına rağmen kendisi tarafından ileri sürülen karar düzeltme itirazlarının esasına yönelik bir inceleme yapılmadığından şikâyet etmektedir.

32. Somut olayda Yargıtay 11. Hukuk dairesinin 22/9/2014 tarihli onama kararının taraflara tebliği üzerine başvurucunun 5/12/2014 tarihinde karar düzeltme isteğinde bulunduğu, ne var ki dosya içinde karar düzeltme dilekçesi ve buna ilişkin sayman mutemedi alındı belgesi olmasına rağmen Yargıtaya dosya gönderme formunda başvurucunun karar düzeltme dilekçesine yönelik herhangi bir ibare bulunmadığı saptanmıştır. Hâl böyle iken Yargıtay 11. Hukuk Dairesi evrak üzerinde yapmış olduğu inceleme sonucunda koşulları bulunmadığından davalı tarafın karar düzelme isteğinin reddine karar vermiş ancak başvurucunun talebi hakkında herhangi bir değerlendirme yapmamıştır.

33. Başvurucunun temyiz aşamasında cevapsız bırakıldığını düşündüğü hususları dile getirdiği ve hukuk yargılamasında olağan bir kanun yolu olarak kabul edilen karar düzeltme isteği hakkında ilgili yargı yerinden bir değerlendirme yapılmasını isteme hakkı bulunmaktadır. Öte yandan, başvurucunun bu hakkına paralel olarak Yargıtayın da başvurucunun kararın düzeltilmesi talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verme yükümlülüğü bulunmaktadır. Yargıtayın karar düzeltme istemini karara bağlama ödevi başvurucunun mahkemeye erişim hakkından gereği gibi yararlanmasını temin eden bir pozitif yükümlülüktür. Bununla birlikte Yargıtayın bu yükümlülüğü, her durumda karar düzeltme isteğinin esasını incelemesi gerektiği şeklinde anlaşılmamalıdır. Kuşkusuz ki Yargıtay usule dair şartları taşımayan taleplerin esasını incelemek mecburiyeti altında değildir. Ancak bu halde dahi Yargıtayın başvurucunun talebini neden incelemediğinin gerekçesini kararında göstermesi gerekir.

34. Somut olayda başvurucunun karar düzeltme dilekçesinde dile getirdiği esasa etkili olabilecek iddiaları hakkında bir değerlendirme yapmak suretiyle olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Öte yandan başvurucunun karar düzeltme talebinin incelenmemesinin usule ilişkin bir eksiklik nedeniyle olup olmadığı hususu da Yargıtay kararından anlaşılamamaktadır.

35. Yargıtayın başvurucunun karar düzeltme isteğine ilişkin bu hareketsizliği sonucu olarak başvurucu, karar düzeltme kanun yolundan tam manasıyla yararlanamamıştır. Bu durumda mahkemeye erişim hakkının gereklerinden olan karar düzeltme isteğinin karara bağlanma yükümlülüğünün ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır.

36. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

3. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden

37. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrasının ilgili kısmı ve (2) numaralı fıkrası şöyledir:

 “(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…

 (2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesi'nin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”

38. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Doğan ([GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018) kararında, ihlal sonucuna varıldığında ihlalin nasıl ortadan kaldırılacağının belirlenmesi hususunda genel ilkeler belirlenmiştir.

39. Buna göre bireysel başvuru kapsamında bir temel hak ve hürriyetin ihlal edildiğine karar verildiği takdirde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırıldığından söz edilebilmesi için temel kural, mümkün olduğunca eski hâle getirmenin yani ihlalden önceki duruma dönülmesinin sağlanmasıdır. Bunun için ise öncelikle devam eden ihlalin durdurulması, ihlale konu kararın veya işlemin ve bunların yol açtığı sonuçların ortadan kaldırılması, varsa ihlalin sebep olduğu maddi ve manevi zararların giderilmesi, ayrıca bu bağlamda uygun görülen diğer tedbirlerin alınması gerekmektedir (Mehmet Doğan, § 55).

40. Anayasa Mahkemesi, ihlalin ve sonuçlarının nasıl giderileceğine hükmederken idarenin, yargısal makamların veya yasama organının yerine geçerek işlem tesis edemez. Anayasa Mahkemesi, ihlalin ve sonuçlarının nasıl giderileceğine hükmederek gerekli işlemlerin tesis edilmesi için kararı ilgili mercilere gönderir (Mehmet Doğan, § 56).

41. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilmeden önce ihlalin kaynağının belirlenmesi gerekir. Buna göre ihlal idari eylem ve işlemler, yargısal işlemler veya yasama işlemlerinden kaynaklanabilir. İhlalin kaynağının belirlenmesi uygun giderim yolunun belirlenebilmesi bakımından önem taşımaktadır (Mehmet Doğan, § 57).

42. İhlalin mahkeme kararından kaynaklandığı durumlarda 6216 sayılı Kanun’un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 79. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi uyarınca kural olarak ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapılmak üzere kararın bir örneğinin ilgili mahkemeye gönderilmesine hükmedilir (Mehmet Doğan, § 58).

43. Buna göre Anayasa Mahkemesince ihlalin tespit edildiği hâllerde yargılamanın yenilenmesinin gerekliliği hususundaki takdir derece mahkemelerine değil ihlalin varlığını tespit eden Anayasa Mahkemesine bırakılmıştır. Derece mahkemeleri ise Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirttiği doğrultuda ihlalin sonuçlarını gidermek üzere gereken işlemleri yapmakla yükümlüdür (Mehmet Doğan, § 59).

44. Bu bağlamda derece mahkemesinin öncelikle yapması gereken şey, bir temel hak veya özgürlüğü ihlal ettiği veya idari makamlar tarafından bir temel hak veya özgürlüğe yönelik olarak gerçekleştirilen ihlali gideremediği tespit edilen önceki kararını kaldırmaktır. Derece mahkemesi, kararın kaldırılmasından sonraki aşamada ise Anayasa Mahkemesi kararında tespit edilen ihlalin sonuçlarını gidermek için gereken işlemleri yapmak durumundadır (Mehmet Doğan, § 60).

45. Başvurucu, ihlalin tespiti ile ilgili Yargıtay dairesince karar düzeltme isteğinin incelenmesine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.

46. Anayasa Mahkemesi, başvurucunun karar düzeltme isteği hakkında Yargıtayca bir inceleme yapılmaması nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği sonucuna varmıştır. Dolayısıyla somut başvuruda ihlalin mahkeme kararından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.

47. Bu durumda mahkemeye erişim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Buna göre yapılacak yeniden yargılama ise 6216 sayılı Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasına göre ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Bu kapsamda yapılması gereken iş, başvurucunun karar düzeltme dilekçesi doğrultusunda Yargıtayca bir inceleme yapılmasından ibarettir. Bu amaçla kararının bir örneğinin karar düzeltme nedenlerini inceleyecek Yargıtaya göndermek üzere İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.

48. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 226,90 TL harç ve 2.475 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.701.90 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin mahkemeye erişim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için dosyanın Yargıtaya gönderilmesinin sağlanması amacıyla İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine (E.2006/280) GÖNDERİLMESİNE,

D. 226,90 TL harç ve 2.475 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.701.90 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,

E. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 3/7/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Bob Ross İncorporated [1.B.], B. No: 2015/14347, 3/7/2019, § …)
   
Başvuru Adı BOB ROSS İNCORPORATED
Başvuru No 2015/14347
Başvuru Tarihi 13/8/2015
Karar Tarihi 3/7/2019

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, karar düzeltme isteği hakkında olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme yapılmamış olması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Mahkemeye erişim hakkı (hukuk) İhlal Yeniden yargılama

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 1086 Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 440
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi