TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MAHMUT CEYLAN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2015/1440)
|
|
Karar Tarihi: 28/6/2018
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
Raportör
|
:
|
Tuğçe TAKCI
|
Başvurucu
|
:
|
Mahmut
CEYLAN
|
Vekili
|
:
|
Av. Medeni
YETİŞ
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılama
yapılmaması, tanık dinletme talebinin reddedilmesi ve yargılamanın makul sürede
sonuçlandırılmaması nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 23/1/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi
neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir
eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal
Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden ulaşılan bilgi ve belgelere göre
ilgili olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucu hakkında bankaca tahsis edilmemesi gereken bir
kredinin açılmasını sağlamak amacıyla nitelikli dolandırıcılık ve zimmet
suçlarından kamu davası açılmış olup İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesinin
28/6/2013 tarihli kararıyla başvurucunun zimmet suçundan neticeten 5 yıl 10 ay
hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir.
7. Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 20/11/2014 tarihli kararıyla
hüküm başvurucu yönünden onanmıştır.
8. Başvurucu, kararı 24/12/2014 tarihinde öğrendiğini beyan
etmiştir.
9. Bireysel başvuru 23/1/2015 tarihinde yapılmıştır.
10. Başvurucu 11/1/2017 tarihli dilekçeyle dosyanın diğer
sanıklar yönünden incelenmek üzere Yargıtay Ceza Genel Kurulunun (Kurul)
2016/1831 sayılı esasında derdest olduğunu belirterek 4/12/2004 tarihli ve 5271
sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308. maddesi uyarınca kararın bozulması
talebiyle başvuruda bulunmuştur. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca karara
karşı itiraz yoluna başvurulmuş olup dosya başvurucu açısından da Kurulun
2016/1831 sayılı esasında derdesttir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
11. Mahkemenin 28/6/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
12. Başvurucu, özel yetkili mahkemede yargılanması, mahkûmiyet
kararı veren hâkimin sonrasında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumuna üye
olarak atanması, tanık dinletme talebinin haksız olarak reddedilmesi ve
yargılamanın uzun sürmesi nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal
edildiğini ileri sürmüş; ihlalin tespiti, yargılamanın yenilenmesi ve tazminata
hükmedilmesi taleplerinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
13. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Başvuru hakkının kötüye kullanılması"
kenar başlıklı 51. maddesi şöyledir:
"Bireysel başvuru
hakkını açıkça kötüye kullandığı tespit edilen başvurucular aleyhine, yargılama
giderlerinin dışında, ayrıca ikibin Türk Lirasından
fazla olmamak üzere disiplin para cezasına hükmedilebilir."
14. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün
(İçtüzük) "Başvuru hakkının kötüye
kullanılması" kenar başlıklı 83. maddesi şöyledir:
"Başvurucunun istismar
edici, yanıltıcı ve benzeri nitelikteki davranışlarıyla bireysel başvuru
hakkını açıkça kötüye kullandığının tespit edilmesi hâlinde başvuru reddedilir
ve yargılama giderleri dışında, ilgilinin ikibin Türk
Lirasından fazla olmamak üzere disiplin para cezasıyla cezalandırılmasına karar
verilir."
15. İçtüzük'ün "Bireysel başvuru formu ve ekleri"
kenar başlıklı 59. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
"Başvurucuların, adreslerinde
veya başvuruyla ilgili koşullarda herhangi bir değişiklik meydana geldiğinde
bunu Mahkemeye bildirmeleri zorunludur."
16. Anılan düzenlemelerde, genel olarak bir hakkın öngörüldüğü
amaç dışında ve başkalarını zarara sokacak şekilde kullanılmasının hukuk
düzenince himaye edilmeyeceğini ifade eden hakkın kötüye kullanılmasının
bireysel başvuru alanında özel olarak ele alındığı açıkça görülmektedir. Bu
bağlamda bireysel başvuru usulünün amacına açıkça aykırı olan ve Anayasa
Mahkemesinin başvuruyu gereği gibi değerlendirmesini engelleyen davranışların
başvuru hakkının kötüye kullanılması olarak değerlendirilmesi mümkündür (S.Ö., B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 28; Mehmet Güven Ulusoy [GK], B. No:
2013/1013, 2/7/2015, § 31).
17. Bu kapsamda başvurunun değerlendirilmesi sürecinde vuku
bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli
gelişmeler hakkında Anayasa Mahkemesinin bilgilendirilmemesi suretiyle başvuru
hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasının engellenmesi durumunda başvuru
hakkının kötüye kullanıldığı kabul edilebilecektir (S.Ö., § 29; Mehmet Güven
Ulusoy, § 32).
18. Ceza yargılamasında tüketilmesi gereken son başvuru yolu
temyizdir. Temyiz incelemesinden geçen kararlara karşı Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısının itiraz yetkisinin bir olağanüstü kanun yolu olarak düzenlendiği
açıktır. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısınca bu yetki kullanılmış ise
Yargıtay Ceza Genel Kurulunca Daire kararının kaldırılabilme ihtimali de
görmezden gelinemez. Dairenin onama kararının kaldırılması üzerine Yargıtay
Ceza Genel Kurulunca verilen bozma kararı doğrultusunda ilk derece mahkemesince
yeni bir karar verilecektir. Olağanüstü bir kanun yolu olan Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısının itiraz yetkisinin somut olayda geldiği aşama dikkate alındığında
etkili olarak değerlendirilmesi gerektiği açıktır. (Fuat Karaosmanoğlu, B. No: 2013/9044, 5/11/2014, § 46).
19. Somut olayda Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda
bulunulduktan sonra başvurucu tarafından Yargıtay 7. Ceza Dairesinin kararının
bozulması talebiyle başvuruda bulunulmuştur. Başvurucu hakkındaki mahkûmiyet
kararı itiraz yoluyla yeniden incelenmek üzere Kurul önünde derdesttir ve Kurul
nezdinde dosyanın almış olduğu esas numarası başvurucu tarafından verilen
dilekçede belirtilmiştir (bkz. § 10). Başvurucu İçtüzük'ün
59. maddesinin (5) numaralı fıkrasında belirtilen yükümlülüğe açıkça aykırı
olarak Kurul önünde esas numarası alarak derdest olduğundan haberdar olduğu,
etkili hâle gelen olağanüstü kanun yoluna başvurduğuna dair herhangi bir
bildirimde bulunmamıştır.
20. Bu itibarla başvuru sonrasında gerçekleşen ve başvurunun
değerlendirilmesini etkileyecek nitelikteki bir konuda bilgi verilmeyerek
Anayasa Mahkemesini yanıltıcı, öte yandan yeniden yargılamayla ilgili
işlemlerin başlatılmasına yol açabilecek bir davranışın ortaya konduğu
anlaşılmaktadır (Benzer yönde kararlar için bkz. Abdurrehman Uray, B. No: 2013/6140, 5/11/2014, § 38; S.Ö., § 29).
21. Açıklanan gerekçelerle başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle reddine
ve6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca başvurucu hakkında aleyhine takdiren 1.000 TL disiplin para cezasına hükmedilmesine
karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun başvuru
hakkının kötüye kullanılması nedeniyle REDDİNE,
B. 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 83. maddesi uyarınca 1.000 TL disiplin para
cezasının başvurucudan TAHSİLİNE,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
28/6/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.