logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Osman Çağlar [1.B.], B. No: 2015/14522, 21/3/2019, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

OSMAN ÇAĞLAR BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2015/14522)

 

Karar Tarihi: 21/3/2019

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Serruh KALELİ

 

 

Hasan Tahsin GÖKCAN

 

 

Kadir ÖZKAYA

Raportör Yrd.

:

Yusuf Enes KAYA

Başvurucu

:

Osman ÇAĞLAR

Vekili

:

Av. Veysel VESEK

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; tutukluluğun makul süreyi ve kanunda öngörülen azami süreyi aşması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 21/8/2015 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü sunmuştur.

7. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:

9. Başvurucu, Cizre Cumhuriyet Başsavcılığınca (Başsavcılık) yürütülen bir soruşturma kapsamında 2/7/2010 tarihinde gözaltına alınmış ve terör örgütüne üye olma, tasarlayarak terör amaçlı adam öldürmeye teşebbüs etme, devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozma suçundan 6/7/2010 tarihinde Cizre Sulh Hâkimliğince tutuklanmıştır.

10. Başsavcılık 18/3/2011 tarihli iddianamesiyle başvurucunun terör örgütüne üye olma, tasarlayarak terör amaçlı adam öldürmeye teşebbüs etme, devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozma suçlarından cezalandırılması istemiyle kamu davası açmıştır.

11. İddianamede; PKK terör örgütünün dağ kadrosu içinde bulunan A.H.nin eylem yapmak amacıyla silahlı bir şekilde İdil ilçesine geldiği ve burada kardeşinin yardımıyla güvenli bir yerde gizlendiği, uygun eylem, yer ve zaman kolladığı, bu kapsamda akrabası olan başvurucu ile irtibata geçtiği, yanında bulunan patlayıcı madde ve silahlarla gizli bir şekilde, diğer sanıklar Y.S. ve M.Ş.nin yardımlarıyla Cizre'ye geçtiği, burada başvurucu ile irtibat sağladığı ve gerçekleştirmeyi düşündüğü eylemin detaylarıyla ilgili konuştukları, bu eylemin icrası kapsamında önceden haberdar oldukları Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) parti teşkilatının yapacağı basın açıklamasında görevli kolluk güçlerini hedef alarak eylem gerçekleştirmeyi planladıkları, olay öncesinde A.H.nin silah ve patlayıcı maddelerisaklaması amacıyla başvurucuya verdiği, başvurucunun olay öncesinde A.H. tarafından kendisine teslim edilen silah ve patlayıcıları da yanında getirdiği, son kez gerçekleştirecekleri eylemle ilgili konuşarak olay günü görevli polis memurlarının yapılan basın açıklamasından sonra servis aracı ile dönerken kullanacakları güzergâhta bulunan Dicle Köprüsü'ne doğru harekete geçtikleri, A.H. ile başvurucunun üzerinde çok sayıda silah olduğu, A.H. ile başvurucunun köprü girişinde birbirlerine çok yakın olmayacak şekilde mevzi aldıkları ve başvurucunun gelen araçları kollar şekilde beklemeye başladığı, servis aracının bu sırada köprü istikametine doğru hareket ettiği ve köprü girişine çok az bir yol kaldığı sırada A.H.nin polislerce fark edildiği ve A.H.nin elinde bulunan Kalaşnikof marka silahı görevli memurlara doğrulttuğu, ateş edeceği esnada polislerce etkisiz hâle getirilerek öldürüldüğü, bu sırada başvurucunun da A.H.ye yakın olduğunun görüldüğü, görevli polis memurlarının kendisini de fark etmeleri üzerine elindeki poşeti yere atarak kaçmaya çalıştığı, bu durumun kolluk tutanağıyla da belgelendiği, attığı poşetin içinde tam otomatik silah ile şarjörün, ayrıca olay öncesinde sanık Y.S. tarafından ikmal olunan sim kartın -başvurucunun üzerinde- ele geçirildiği, etkisiz hâle getirilen A.H.nin de üzerinde bu sim karta ait saklama kabının bulunduğu, dolayısıyla A.H. ile ve başvurucunun aynı organizasyon içinde yer aldıklarının anlaşıldığı ileri sürülmüştür.

12. Bu dava, Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/180 sayılı dosyasında görülmeye başlamıştır.

13. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 12/11/2010 tarihli iddianamesiyle başvurucu hakkında mala zarar verme ve örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçlarından cezalandırılması istemiyle açılan ve Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2013/47 sayılı dosyası üzerinden yargılaması devam eden dava, 12/2/2013 tarihinde Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2011/180 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmiştir.

14. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi 7/3/2014 tarihinde kanun değişikliği nedeniyle dosyanın Şırnak Ağır Ceza Mahkemesine devrine karar vermiştir.

15.Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi 7/4/2014 tarihinde karşı yetkisizlik kararı vererek dosyanın Cizre Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. Mahkeme yetkisizlik kararıyla birlikte 28/3/2014 tarihli kararındaki aynı gerekçeyle başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına da karar vermiştir.

16.Cizre Ağır Ceza Mahkemesi, yetkili mahkemenin tespiti için dosyayı Yargıtay 5. Ceza Dairesine göndermiş; Yargıtay 5. Ceza Dairesi 30/9/2014 tarihli ilamıyla Şırnak Ağır Ceza Mahkemesinin yetkisizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın yetkili olduğu belirtilen Şırnak Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

17. Bu karar üzerine yargılama Şırnak Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/688 sayılı dosyasında görülmeye başlamıştır. Mahkeme 21/11/2014 tarihli tensip duruşmasında Bakanlıktan dosyanın nakli talebinde bulunmuştur.

18. Yargıtay 5. Ceza Dairesi 26/1/2015 tarihinde, dosyanın Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesine nakline karar vermiştir. Bu karar gereğince Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi 9/2/2015 tarihinde dosyanın Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

19. Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesi 18/2/2015 tarihinde dosyayı(HSYK'nın 12/2/2015 tarihli kararı gereğince) görevsizlikle Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesine göndermiştir.

20. Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesinin de görevsizlik kararı vermesi üzerine dosya olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmiş, Yargıtay 5. Ceza Dairesi 6/7/2015 tarihli kararıyla Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesinin görevli olduğuna karar vermiştir. Bu karar üzerine yargılamaya Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2015/222 sayılı dosyası üzerinden devam olunmuştur.

21. Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesi 23/7/2015 tarihinde başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına karar vermiştir. Bu karara yapılan itiraz Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 7/8/2015 tarihli kararıyla reddedilmiştir.

22.Başvurucu 21/8/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

23. Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesi 15/9/2015, 29/9/2015, 22/10/2015 tarihli duruşmalarda benzer gerekçelerle başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına karar vermiştir.

24. Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/11/2015 tarihli kararıyla başvurucunun devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozma suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis, 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet etme suçundan 9 yıl hapis ve 18.000 TL adli para cezası, mala zarar verme suçundan 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükümle birlikte tutukluluğunun devamına karar verilmiştir.

25. Bu karar temyiz edilmiştir. Yargıtay 16. Ceza Dairesi 13/12/2017 tarihli ilamıyla6136 sayılı Kanun'a muhalefet etme suçundan verilen hükmün düzeltilerek onanmasına, devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozma ve mala zarar verme suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerinin bozulmasına karar vermiştir.

26. Bozma kararı üzerine yargılamaya Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2018/21 sayılı dosyası üzerinden devam edilmiştir.

27. Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı 3/7/2018 tarihli iddianamesiyle başvurucunun kişinin kendisini tanınmayacak bir hâle koyması suretiyle ve suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla yağmaya teşebbüs ve kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürmeye teşebbüs suçlarından cezalandırılması istemiyle aynı yer Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açmıştır. Bu dava Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2018/141 sayılı esasında görülmeye başlamıştır.

28. Mahkeme 20/7/2018 tarihinde bu davanın E.2018/21 sayılı dosya ile birleştirilmesine karar vermiştir.

29.Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesi 26/12/2018 tarihinde başvurucunun devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma ve adam öldürme suçlarından (teşebbüs aşamasında kaldıkları gerekçesiyle) ayrı ayrı 14 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükümle birlikte tutukluluğun devamına karar vermiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

30. 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Tazminat istemi" kenar başlıklı 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

"Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında;

a) Kanunlarda belirtilen koşullar dışında yakalanan, tutuklanan veya tutukluluğunun devamına karar verilen,

b) Kanunî gözaltı süresi içinde hâkim önüne çıkarılmayan,

...

Kişiler, maddî ve manevî her türlü zararlarını, Devletten isteyebilirler."

31. 5271 sayılı Kanun'un "Tazminat isteminin koşulları" kenar başlıklı 142. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

"Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her hâlde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunulabilir."

V. İNCELEME VE GEREKÇE

32. Mahkemenin 21/3/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

33. Başvurucu, uzun süredir tutuklu olduğunu ve tutukluluk süresinin makul süreyi ve kanundan öngörülen azami süreyi aştığını ileri sürmüştür.

34. Bakanlık, ilk olarak başvuruda 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesindeki tazminat yolunun tüketilmesi gerektiğini belirtmiştir. Bakanlık görüşünde başvurucunun tutukluluk süresinin başka bir davadan verilen mahkumiyet kararı nedeniyle kesintiye uğradığı, tutukluluk süresinin 3 yıl 6 ay olduğu ve kanunda öngörülen azami sürenin aşılmadığı ileri sürülmüştür. Bakanlık, tutukluluk süresinin makul süreyi aştığı iddiasıyla ilgili olarak ise AİHM kararlarına atıf yaparak tutukluluk süresinin makul olduğunu değerlendirmiştir.

35. Başvurucu, bakanlık görüşüne karşı beyanında tazminat davası açmasının bir zorunluluk olmadığını, tutukluluk süresinin 5 yılı aştığını,başka davadan verilen mahkumiyet kararının kesinleşmediğini ve dolayısıyla tutukluluğunun kesintisiz devam ettiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme

36. Anayasa'nın "Kişi hürriyeti ve güvenliği" kenar başlıklı 19. maddesinin yedinci fıkrası şöyledir:

"Tutuklanan kişilerin, makul süre içinde yargılanmayı ve soruşturma veya kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakları vardır. Serbest bırakılma ilgilinin yargılama süresince duruşmada hazır bulunmasını veya hükmün yerine getirilmesini sağlamak için bir güvenceye bağlanabilir."

37. Başvurucunun şikâyetlerinin Anayasa’nın 19. maddesinin yedinci fıkrası çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir.

38. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesi şöyledir:

"Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır."

39. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru hakkı" kenar başlıklı 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

"İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir."

40. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, §§ 16, 17).

41. Anayasa Mahkemesi, tutukluluğun kanunda öngörülen azami süreyi veya makul süreyi aştığı iddiasıyla yapılan bireysel başvurular bakımından bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemesince mahkûmiyet hükmü verilmiş ise hüküm kesinleşmemiş olsa da 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde öngörülen tazminat davası açma imkânının tüketilmesi gereken etkili bir hukuk yolu olduğu sonucuna varmıştır (Ahmet Kubilay Tezcan, B. No: 2014/3473, 25/1/2018, §§ 24-27; Ekrem Atıcı, B. No: 2014/15609, 8/3/2018, §§ 27-30).

42. Bireysel başvuruda bulunduktan sonra 26/12/2018 tarihinde mahkûmiyetine karar verilen başvurucunun tutukluluğun makul süreyi ve kanunda öngörülen azami süreyi aştığına ilişkin iddiası, 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesi kapsamında açılacak davada incelenebilir. Bu madde kapsamında açılacak dava sonucuna göre başvurucunun tutukluluğunun makul süreyi aştığının tespiti hâlinde görevli mahkemece başvurucu lehine tazminata da hükmedilebilecektir. Buna göre 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde belirtilen dava yolu, başvurucunun durumuna uygun telafi kabiliyetini haiz, etkili bir hukuk yoludur ve bu olağan başvuru yolu tüketilmeden yapılan bireysel başvurunun incelenmesi bireysel başvurunun ikincillik niteliği ile bağdaşmamaktadır.

43. Açıklanan gerekçelerle başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Tutukluluğun makul süreyi ve kanunda öngörülen azami süreyi aşması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 21/3/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Osman Çağlar [1.B.], B. No: 2015/14522, 21/3/2019, § …)
   
Başvuru Adı OSMAN ÇAĞLAR
Başvuru No 2015/14522
Başvuru Tarihi 21/8/2015
Karar Tarihi 21/3/2019

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, tutukluluğun makul süreyi ve kanunda öngörülen azami süreyi aşması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Tutukluluk (süre) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5271 Ceza Muhakemesi Kanunu 141
142
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi