logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(K.S. [2.B.], B. No: 2015/14566, 9/5/2019, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

K.S. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2015/14566)

 

Karar Tarihi: 9/5/2019

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

GİZLİLİK TALEBİ KABUL

 

Başkan

:

Engin YILDIRIM

Üyeler

:

Recep KÖMÜRCÜ

 

 

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

Muammer TOPAL

 

 

Recai AKYEL

Raportör

:

Sinan ARMAĞAN

Başvurucu

:

K.S.

Vekilleri

:

Av. Ferdi AMCA

 

 

Av. Abdulhalim YILMAZ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, uluslararası koruma talebinin reddedilmesinden dolayı öldürülme veya kötü muameleye maruz kalma riski bulunan ülkeye sınır dışı edileceği gerekçesiyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 28/8/2015 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvurucu, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün (İçtüzük) 73. maddesi uyarınca sınır dışı işleminin yürütmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

4. Komisyonca tedbir talebinin Bölüm tarafından karara bağlanması gerekli görüldüğünden İçtüzük'ün 73. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm tarafından 4/9/2015 tarihinde sınır dışı işleminin durdurulmasına ilişkin tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Söz konusu kararda başvurucu hakkında alınmış bir sınır dışı kararı bulunmadığı hususu belirtilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve ilgili kurumlardan temin edilen bilgilere göre olaylar özetle şöyledir.

7. Başvurucu, Rusya Federasyonu (Rusya) vatandaşıdır ve ülkenin Dağıstan Özerk Cumhuriyeti (Dağıstan) bölgesindendir. 1988 doğumlu ve Avar etnik kökenine sahip olan başvurucu, İslam dinine mensuptur.

8. Başvurucu, dinî ve siyasi düşüncelerinden dolayı zulüm gördüğü için ülkesini terk ettiğini ve 23/12/2013 tarihinde İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan Türkiye'ye giriş yaptığını bildirmiştir.

9. İkamet izni işlemleri için Yalova İl Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şubesine müracaat eden başvurucu hakkında G-87 (genel güvenlik) ve Ç-114 (hakkında adli işlem yapılan yabancı) tahdit kayıtları ve yurda giriş yasağı bulunduğunun anlaşılması üzerine başvurucunun, Geri Gönderme Merkezinde (GGM) tutulmaya başlandığı görülmüştür.

10. Uluslararası terörist faaliyetlerinden dolayı başvurucunun ülkeye giriş yasağı kapsamına alınmasının uygun olacağına dair Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığının yazısı üzerine 27/2/2014 tarihinde başvurucu hakkında genel güvenliğe ilişkin tahdit kaydı ve ülkeye giriş yasağı konmuştur.

11. Başvurucu, yurda giriş yasağı ve tahdit kayıtlarının silinmesi amacıyla Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne yaptığı talebin reddedilmesi üzerine söz konusu işlemlerin iptali amacıyla Ankara İdare Mahkemesinde 14/4/2015 tarihinde dava açmıştır. Başvurucunun beyanına göre başvuru tarihi itibarıyla dava derdesttir.

12. İdari gözetim altında bulunduğu sırada başvurucuya, hakkında sınır dışı etme kararı alındığı ve ülkesine gönderileceği bildirilmiştir. Bunun üzerine başvurucu; Müslüman Dağıstan halkına Rusya'nın çok baskı yaptığını, Soçi Olimpiyatları bahane edilerek 150 Dağıstanlının ortadan kaybedildiğini, bir suç işlememesine rağmen kendisi hakkında da soruşturma açıldığını, akrabalarından sorulmak suretiyle kendisine ulaşılmaya çalışıldığını, bu şartlarda ülkesine dönmesinin imkânsız olduğunu ileri sürerek 14/3/2014 tarihinde uluslararası koruma talebinde bulunmuştur.

13. Uluslararası koruma talebi kapsamında başvurucuyla 18/3/2014 tarihinde mülakat yapan polis memuru, hazırladığı raporun sonuç kısmına başvurucunun sığınmacı olabileceği değerlendirmesinde bulunmuştur. Buna rağmen Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün 22/4/2014 tarihli kararıyla başvurucunun uluslararası koruma talebi reddedilmiş, verilen karar başvurucuya 29/4/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.

14. Başvurucunun uluslararası koruma talebinin reddine ilişkin işleme karşı açtığı iptal davası Ankara 1. İdare Mahkemesinin (Mahkeme) 11/6/2015 tarihli kararıyla reddedilmiştir. 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 80. maddesi uyarınca kesin olarak verilen kararın ilgili kısmı şöyledir:

 “…

Dava dosyasının incelenmesinden; Dağıstan asıllı Rusya Federasyonu vatandaşı olan davacının, 2010 yılından bu yana Türkiye'ye defalarca giriş yaptığı, son olarak 23.12.2013 tarihinde İstanbul Atatürk Hava Hudut Kapısından giriş yaptığı, hakkında Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığınca, uluslararası terörist faaliyetlerinden dolayı Türkiye'ye giriş yasağı kapsamına alınmasının uygun olacağının bildirildiği ve Ç-114 (Hakkında Adli İşlem Yapılan Yabancı) ve G-87 (Genel Güvenlik) tahdit kodu ile veri girişi yapıldığı, ikamet izni talebiyle Yalova Emniyet Müdürlüğüne müracaat etmesi üzerine hakkında Ç-114 (Hakkında Adli İşlem Yapılan Yabancı) ve G-87 (Genel Güvenlik) tahdit kodu bulunduğunun anlaşılması üzerine Türkiye'den çıkış işlemleri için geri gönderme merkezine yerleştirildiği, 14.03.2014 tarihinde uluslararası koruma talebinde bulunduğu, davacının uluslararası koruma başvurusunun değerlendirilmesi aşamasında düzenlenen mülakat raporunda; 'radikal İslamı yaşamak istediğini, inancından dolayı uzatmış olduğu sakalından dolayı tehdit unsuru olarak görüldüğü için bir kaç defa gözaltına alındığını ve işkence gördüğünü, ülkesine geri döndüğü takdirde kendisi için bir gelecek olmadığını, can güvenliğinin tehlikede olduğunu,' beyan ettiği, anılan talebinin 22.04.2014 tarih ve 48952707/(49543/71818-45646) sayılı işlem ile reddedilmesi üzerine işbu işlemin iptali istemiyle görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Olayda, Mahkememizin 20.05.2015 tarihli ara kararına cevaben davalı idarece, kamu güvenliğini ciddi şekilde tehlikeye sokacağı değerlendirilen yabancılar hakkında güvenlik tahdit kodları veri girişi yapıldığı, G-87 (Genel Güvenlik) tahdit kodunun Türkiye'nin kamu düzeni veya güvenliği ya da kamu sağlığı açısından Türkiye'ye girmesinde sakınca görülen yabancılar hakkında Türkiye'ye giriş yasağı alınmasında esas alınan veri girişi kodu olduğu, jeopolitik konumu gereği Türkiye'yi çatışma bölgelerine geçiş yapmak için kullanan yabancıların, ülkeye giriş yapmalarını,ülkeyi güzergah olarak kullanmalarını, ülkede terör faaliyetlerinde bulunmalarını önlemek amacıyla veri girişi yapıldığının belirtildiği görülmektedir.

Bu durumda uluslararası korumanın amacının başvuru sahibi kişilerin ülkede yukarıda yer verilen ulusal ve uluslararası mevzuat hükümleri uyarınca belirlenen sebepler dışında kalmalarına izin verilmesi şeklinde değerlendirilemeyeceği ve anılan statünün amacının zulme uğrama korkusu içinde bulunan ve gerçekten bu riski taşıyan şahısların ülkede belirlenen statü içerisinde kalmalarına izin vermek olduğu hususları göz önünde bulundurulduğunda; uluslararası koruma başvurusunun kabulüne olanak sağlayacak şartların mevcut olmadığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığından, 1951 tarihli Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşme'nin 1/(6)-F ve 33. maddeleri, 1945 tarihli Birleşmiş Milletler Antlaşmasında beyan edilen 'uluslararası barış ve güvenliği korumak' amacı ve 6458 sayılı Yasa'nın 64/5. maddesi gereğince, davacının uluslararası koruma talebinin reddedilmesi yolunda tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

…”

15. Başvurucu 29/7/2015 tarihinde kendisine tebliğ edilen karara karşı 28/8/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

16. İlgili hukuk için bkz. A.A. ve A.A. ([GK]), B. No: 2015/3941, 1/3/2017, §§ 28-38) kararı.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

17. Mahkemenin 9/5/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

18. Başvurucu; Dağıstan'da camilerde Kur'an dersi verdiği ve sakallı olduğu gerekçesiyle polis tarafından dört kez gözaltına alındığını, burada dayak, elektrikli şok verme ve copla tecavüz etme şeklinde ağır işkencelere maruz kaldığını, para vermesi karşılığında kurtulduğunu, yeniden işkence görmekten ve öldürülmekten korktuğu için eşi ve çocuklarını geride bırakarak ülkesini terk ettiğini ve Türkiye'ye geldiğini, hakkındaki tahdit kayıtları ve giriş yasağı sebebiyle idari gözetim altına alınarak GGM'ye gönderildiğini ifade etmiştir.

19. Başvurucu, idari gözetim altında bulunduğu sırada uluslararası koruma talebinde bulunduğunu fakat talebinin idare tarafından reddedildiğini, buna karşı açtığı davanın da olumsuz neticelendiğini, uluslararası kurum ve kuruluşların raporlarında ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarında ülkesinde kötü muamele görme riski olduğunun açıkça ortaya konduğunu, güvenlik gerekçesiyle açtığı davanın reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, zaten kanuni bir dayanağı olmaksızın konulan tahdit kayıtlarının iptali için dava açtığını ve bu davanın henüz sonuçlanmadığını dolayısıyla mahkemenin gerekçesinin kabul edilmeyeceğini, gerçekten tehlikeli biri hatta terörist bile olsa işkence göreceği yere gönderilemeyeceğini, eş ve çocuklarının Türkiye'de bulunduğunu, sınır dışı edildiği takdirde ailesinin parçalanacağını, ayrıca yaşam hakkı ve kötü muamele yasağının ihlal edileceğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme

1. Adli Yardım Talebi Yönünden

20. Başvurucu, bireysel başvuru harç ve masraflarını karşılama imkânının bulunmadığını belirterek adli yardım talebinde bulunmuşlardır.

21. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde güçleştirmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan ve yabancı olan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

2. Kabul Edilebilirlik Yönünden

22. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucu, verilen karar sebebiyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş ise de Türkiye'de bulundukları bilgisi dışında eş ve çocukları hakkında herhangi bir bilgi sunmadığı ve buna ilişkin iddiaları Mahkemede dile getirmediği anlaşıldığından bu kapsamda bir değerlendirme yapılmamıştır. Başvurucunun sınır dışı edilmesi hâlinde öldürülebileceğine ya da kötü muameleye maruz kalabileceğine, Mahkemece verilen kararın gerekçesinin yetersiz ve hatalı olduğuna ilişkin iddiaları ve diğer şikâyetleri kötü muamele yasağı kapsamında değerlendirilmiştir.

23. Ülkesindeki kolluk güçleri tarafından birçok kez gözaltına alınıp işkence gördüğünü ve yurt dışına çıktıktan sonra da kamu makamları tarafından arandığını iddia eden başvurucu, sınır dışı edildiği takdirde kötü muameleye maruz kalabileceğinin Mahkeme tarafından değerlendirilmediğini ileri sürmüştür.

24. 6458 sayılı Kanun'un "Sınır dışı etme kararı alınacaklar" kenar başlıklı 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (i) bendinde uluslararası koruma başvurusu reddedilenler de sayılmakta ise de aynı Kanun'un "Sınır dışı etme kararı alınmayacaklar" kenar başlıklı 55. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinde yer alan "sınır dışı edileceği ülkede ölüm cezasına, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacağı konusunda ciddi emare bulunanlar" düzenlemesi de bu noktada önem taşımaktadır. Her iki madde birlikte incelendiğinde uluslararası koruma talebinin reddi kararının kendiliğinden sınır dışı etme sonucunu doğurmadığı anlaşılmaktadır (M.S.S., B. No: 2014/19690, 26/12/2018, § 30).

25. Somut olayda başvurucu, hakkında alındığını ifade ettiği sınır dışı kararının doğuracağı sonuçları iddia konusu yapmış ise de söz konusu kararı sunmamış, Mahkemede yapılan yargılamada da böyle bir karardan söz etmemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sırasında da davalı idare başvurucu hakkında sınır dışı kararı alındığından bahsetmemiştir. Bu durumda başvurucunun uluslararası koruma talebinin reddi kararı dışında ülkesine gönderilmesi konusunda bir karar veya işlem bulunmadığı anlaşılmaktadır. Zaten uluslararası koruma talebinin reddi kararı da sınır dışı kararı olmadan tek başına başvurucunun ülkesine geri gönderilmesine yol açacak icrai bir nitelik taşımamaktadır. Yabancıların sınır dışı edilmesi her hâlükârda bu konuda verilmiş bir kararı gerektirmektedir. Başvurucu da bu durumun aksini ortaya koyamamıştır.

26. Ülkesine geri gönderilmesi durumunda kötü muameleye maruz kalabilecek yabancıların maddi ve manevi varlığına yönelik riske karşı korunmasının devletin pozitif yükümlülükleri arasında yer aldığı konusunda kuşku bulunmamaktadır. Ancak devletin bu pozitif yükümlülüğünün harekete geçebilmesi için sınır dışı işlemlerine başlanmış olması gerekir. Oysa uluslararası koruma talebinin reddine karar verilmesi sınır dışı işlemlerine başlandığı anlamına gelmemektedir. Uluslararası koruma talebi reddedildiği hâlde yabancının ilgili kanundaki gereklilikleri yerine getirmesi şartıyla Türkiye’de kalması mümkündür. Sınır dışı süreci yabancının sınır dışı edilmesine ilişkin idari karar ile başlamaktadır. Dolayısıyla devletin değinilen pozitif yükümlülüğü, yetkili otoritelerin yabancının sınır dışı edilmesine yönelik olarak karar alacakları aşamada devreye girmektedir (M.S.S., § 31). Bu itibarla başvurucunun uluslararası koruma talebinin reddine ilişkin işlemin tesis edilmesiyle kötü muamele yasağını ihlal ettiğine ilişkin iddianın anayasal temelden yoksun olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

27. Açıklanan gerekçelerle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasının temellendirilemediği sonucuna varıldığından başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,

C. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

D. Kararın bir örneğinin İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne GÖNDERİLMESİNE,

E. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyete neden olacağından başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 9/5/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(K.S. [2.B.], B. No: 2015/14566, 9/5/2019, § …)
   
Başvuru Adı K.S.
Başvuru No 2015/14566
Başvuru Tarihi 28/8/2015
Karar Tarihi 9/5/2019

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, uluslararası koruma talebinin reddedilmesinden dolayı öldürülme veya kötü muameleye maruz kalma riski bulunan ülkeye sınır dışı edileceği gerekçesiyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kötü muamele yasağı Kötü muamele riskine rağmen sınır dışı Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 6458 Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu 2
4
53
54
55
57
Yönetmelik 22/10/2014 Geçici Koruma Yönetmeliği 6
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi