TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
BİLAL ÖZER BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2015/14610)
|
|
Karar Tarihi: 13/9/2018
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Serruh KALELİ
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
Raportör
|
:
|
M. Emin
ŞAHİNER
|
Başvurucu
|
:
|
Bilal ÖZER
|
Vekili
|
:
|
Av. Abdullah
Murat SARAÇOĞLU
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, kamulaştırma bedelinin düşük belirlenmesi nedeniyle
mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 21/8/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü tarafından
gerçekleştirilmesi planlanan Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santrali Projesi
kapsamında baraj gölü alanında kalanbaşvurucuya ait
Siirt ili Merkez ilçesi Yazlıca köyü 256 parsel nolu taşınmaz hakkında anılan idarece kamulaştırma kararı
alınmıştır.
8. Tarafların kamulaştırma bedelinde anlaşamamaları üzerine DSİ
Genel Müdürlüğü 29/4/2013 tarihinde Siirt 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde
(Mahkeme) kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası açmıştır.
9. Mahkeme, taşınmazın değerinin saptanması için mahallinde
keşif yaparak bilirkişi raporu hazırlatmıştır. Bilirkişi Kurulu 20/5/2013
tarihli raporunda, taşınmazın arazi niteliğinde olduğunu kabul ederek net gelir
yöntemine göre 2012 yılı fiyat, masraf ve verim verilerini kullanmak suretiyle
taşınmazın toplam değerini 46.551,40 TL olarak belirlemiştir. Bilirkişi Kurulu
ayrıca tespiti yapılan meyve fidanlarının değerini de hesaplayarak taşınmazın
değerine eklemiştir. Meyve fidanlarının değeri Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl
Müdürlüğünün Verim Yaşlarına Göre 2012 Yılı
Ağaç Bedelleri Tablosuna göre hesaplanmıştır. Buna göre taşınmazın
çıplak arazi değeri hesaplanmış, üzerine içinde bulunan fidan değerleri ve 1.7 metre yüksekliğinde 220 metre tel örgü ile 1.7 metre
yüksekliğinde 55 adet demir dikmenin değeri eklenmiştir.
10. Yapılan tüm bu tespitler ışığında Mahkeme 17/10/2013 tarihli
kararı ile toplanan delillere, mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi
raporlarına dayanarak kamulaştırma bedelini 46.551,40 TL olarak belirlemiştir.
Mahkeme ayrıca, bedelin başvurucuya ödenmesine ve başvurucu adına olan tapu
kaydının iptali ile mezkûr taşınmazın idare adına tapuya kayıt ve tesciline
karar vermiştir.
11. Temyiz edilen karar Yargıtay 5. Hukuk Dairesince 26/6/2014
tarihinde bozulmuştur. Bozma kararında -taşınmaz üzerinde bulunan nar
ağaçlarının dosya içindeki fotoğraflara göre dava tarihi itibarıyla iki yaşında
olduğundan- bu yaştaki ağaçların dava tarihi itibarıyla ve adet olarak maktu
bedellerine ilişkin raporun İl Tarım Müdürlüğünden getirtilip bilirkişi raporu
denetlenmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulduğu ve dava
tarihinden itibaren dört ay sonrasından karar tarihine kadar geçen süre için
yasal faiz yürütülmesi gerektiği belirtilmiştir.
12. Mahkeme, bozma kararı doğrultusunda Siirt İl Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Müdürlüğünden dava tarihi itibarıyla iki yaşındaki tüm meyve
fidanlarının maktu bedelini gösterir bir rapor temin etmiş ve bu raporu dosya
kapsamına dâhil etmiştir. Yine Mahkeme, Bilirkişi Heyetinden temin edilen yeni
ek rapor doğrultusunda 23/12/2014 tarihinde taşınmazın kamulaştırma bedelinin
39.999,40 TL olarak tespitine karar vermiştir. Mahkeme ayrıca kamulaştırma bedeline
30/8/2013 tarihinden ilk karar tarihi olan 7/10/2013 tarihine kadar yasal faiz
işletilmesine karar vermiştir.
13. Temyiz üzerine karar, aynı Dairenin 18/6/2015 tarihli kararı
ile onanmıştır.
14. Nihai karar, başvurucu vekiline 23/7/2015 tarihinde tebliğ
edilmiştir.
15. Başvurucu 21/8/2015 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
16. 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun "Kamulaştırma bedelinin mahkemece tespiti ve
taşınmaz malın idare adına tescili" kenar başlıklı 10.
maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
"Kamulaştırmanın satın alma usulü ile
yapılamaması halinde idare, ... asliye hukuk mahkemesine müracaat eder ve
taşınmaz malın kamulaştırma bedelinin tespitiyle, ... idare adına tesciline
karar verilmesini ister.
Mahkeme, idarenin başvuru tarihinden itibaren
en geç otuz gün sonrası için belirlediği duruşma gününü, ... taşınmaz malın
malikine ... bildirerek duruşmaya katılmaya çağırır. Duruşma günü idareye de
tebliğ olunur.
...
Mahkemece belirlenen günde yapılacak duruşmada
hakim, taşınmaz malın bedeli konusunda tarafları
anlaşmaya davet eder. Tarafların bedelde anlaşması halinde hakim,
taraflarca anlaşılan bu bedeli kamulaştırma bedeli olarak kabul eder ve ...
Mahkemece yapılan duruşmada tarafların bedelde
anlaşamamaları halinde hakim, en geç on gün içinde
keşif ve otuz gün sonrası için de duruşma günü tayin ederek, 15 inci maddede
sayılan bilirkişiler marifetiyle ve tüm ilgililerin huzurunda taşınmaz malın
değerini tespit için mahallinde keşif yapar. ...
Bilirkişiler, taraflar ve diğer ilgililerin
beyanını da dikkate alarak, 11 inci maddedeki esaslar doğrultusunda taşınmaz
malın değerini belirten raporlarını onbeş gün içinde
mahkemeye verirler. Mahkeme bu raporu, duruşma günü beklenmeksizin taraflara
tebliğ eder. Yapılacak duruşmaya hakim, taraflar veya
vekillerini ve bilirkişileri çağırır. Bu duruşmada tarafların bilirkişi
raporlarına varsa itirazları dinlenir ve bilirkişilerin bu itirazlara karşı
beyanları alınır.
Tarafların bedelde anlaşamamaları halinde
gerektiğinde hakim tarafından onbeş
gün içinde sonuçlandırılmak üzere yeni bir bilirkişi kurulu tayin edilir ve
hakim, tarafların ve bilirkişilerin rapor veya raporları ile beyanlarından
yararlanarak adil ve hakkaniyete uygun bir kamulaştırma bedeli tespit eder.
Mahkemece tespit edilen bu bedel, taşınmaz mal, kaynak veya irtifak hakkının
kamulaştırılma bedelidir. . İdarece, kamulaştırma
bedelinin hak sahibi adına yatırıldığına . dair makbuzun ibrazı halinde mahkemece, taşınmaz malın idare
adına tesciline ve kamulaştırma bedelinin hak sahibine ödenmesine karar verilir
ve bu karar, tapu dairesine ve paranın yatırıldığı bankaya bildirilir. Tescil
hükmü kesin olup tarafların bedele ilişkin temyiz hakları saklıdır.
(Ek
fıkra: 11/04/2013-6459 S.K./6. md) Kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan
davanın dört ay içinde sonuçlandırılamaması hâlinde, tespit edilen bedele bu
sürenin bitiminden itibaren kanuni faiz işletilir.
..."
17. 2942 sayılı Kanun'un
"Kamulaştırma bedelinin tespiti esasları" kenar başlıklı
11. maddesi şöyledir:
"15 inci madde uyarınca oluşturulacak
bilirkişi kurulu, kamulaştırılacak taşınmaz mal veya kaynağın bulunduğu yere
mahkeme heyeti ile birlikte giderek, hazır bulunan ilgilileri de dinledikten
sonra taşınmaz mal veya kaynağın;
a) Cins ve nevini,
b) Yüzölçümünü.
c) Kıymetini etkileyebilecek bütün nitelik ve
unsurlarını ve her unsurun ayrı ayrı değerini,
d)Varsa vergi beyanını,
e)Kamulaştırma tarihindeki resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirlerini,
f) Arazilerde, taşınmaz mal veya kaynağın
kamulaştırma tarihindeki mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması
halinde getireceği net gelirini.
g) Arsalarda, kamulaştırılma gününden önceki
özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerini,
h) Yapılarda, (.) resmi birim fiyatları ve
yapı maliyet hesaplarını ve yıpranma payını,
ı) Bedelin tespitinde etkili olacak diğer
objektif ölçüleri,
Esas tutarak düzenleyecekleri raporda bütün bu
unsurların cevaplarını ayrı ayrı belirtmek suretiyle ve ilgililerin beyanını da
dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz
malın değerini tespit ederler.
Taşınmaz malın değerinin tespitinde,
kamulaştırmayı gerektiren imar ve hizmet teşebbüsünün sebep olacağı değer
artışları ile ilerisi için düşünülen kullanma şekillerine göre getireceği kâr
dikkate alınmaz.
..."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
18. Mahkemenin 13/9/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
19. Başvurucu, kamulaştırma bedelinin düşük belirlendiğinden
yakınmaktadır. Başvurucuya göre Yargıtay Dairesi dosya içindeki fotoğraflardan
hareketle bilirkişilerin yerine geçerek fidanların yaşını tespit etmemelidir.
Başvurucu, bu gerekçelerle mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal
edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
20. Anayasa’nın "Mülkiyet
hakkı" kenar başlıklı 35. maddesi şöyledir:
“Herkes,
mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.
Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla
sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına
aykırı olamaz.”
21. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucu, mülkiyet hakkının ihlal edildiği
iddiası yanında adil yargılanma hakkı kapsamında hakkaniyete uygun yargılama
yapılmadığını da ileri sürmektedir. Ancak başvurucunun taşınmazın gerçek
değerinin tespit edilmemesi yönündeki şikâyetinin mülkiyet hakkına ilişkin
olduğu anlaşıldığından başvurucunun bütün şikâyetlerinin mülkiyet hakkı
kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
22. Anayasa’nın 35. maddesine göre kişilerin mülkiyet hakları
ancak kanunla öngörülmüş usullerle ve kamu yararı gereği sınırlanabilir.
Anayasa'nın 46. maddesine göre ise özel mülkiyette bulunan taşınmazlar, kamu
yararı gereği karşılıkları peşin ödenmek suretiyle kamulaştırılabilir veya
bunlar üzerinde irtifak hakkı kurulabilir. Ayrıca Anayasa’nın 13. maddesinde
yer alan ölçülülük ilkesi gereği kişilerin mülklerinden mahrum bırakılmaları
veya mülkiyet haklarını kullanmalarının sınırlandırılması hâlinde elde edilmek
istenen kamu yararı ile mülkünden mahrum bırakılan veya mülkünü kullanması
engellenen bireyin hakları arasında adil bir denge kurulması gerekmektedir (Mukadder Sağlam ve diğerleri, B. No:
2013/2511, 22/1/2015, § 41).
23. Kamulaştırma yapılması nedeniyle Anayasa'nın 13., 35. ve 46.
maddeleri uyarınca başvurucuların mülkiyet hakkı ile kamu yararı arasında bir
dengenin gözetilmesi ve bu dengenin de başvurucunun elinden alınan mülkiyeti
karşılığında taşınmazının gerçek bedelinin peşinen ödenmesi suretiyle
sağlanması gerekmektedir (Selma Arıcan,
B. No: 2013/7841, 21/5/2015, § 38).
24. Bununla birlikte çok sayıda alıcısı ve satıcısı bulunmayan,
satışa konu malların aynı nitelikte (homojen) olmadığı emlak piyasasında bir
taşınmazın herkes için geçerli, tek, değişmez ve kolay hesaplanabilir bir
fiyatının olmadığı da gözönünde bulundurulmalıdır.
Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ortak koruma alnında bulunan
mülkiyet hakkı açısından önemli olan, kamulaştırılan taşınmazın gerçek
değerinin 2942 sayılı Kanun'a göre belirlenmesi ve ulaşılmak istenen kamu
yararı ile orantılı bir bedelin başvuruculara ödenmesidir (Mukadder Sağlam ve diğerleri, § 48).
25.Bahsedilen kriterler çerçevesinde bedel veya değer düşüklüğü
karşılığının tespiti uzman mahkemelerin ve Yargıtayın
bu konudaki uzman dairelerinin yetki ve görevindedir. Anayasa Mahkemesi bu
konuda uzmanlaşmış bir mahkeme olmadığı gibi Anayasa Mahkemesinin mülkiyet
hakkı kapsamında yapılan bireysel başvurularda bedel veya değer düşüklüğü
karşılığını hesaplamak gibi bir görevi de bulunmamaktadır. Anayasa Mahkemesinin
mülkiyet hakkına yapılan müdahale ile ödenen bedel arasındaki ilişki yönünden
yapacağı tespit, orantılılık incelemesinden ibarettir (Mukadder Sağlam ve diğerleri, § 49).
26. Öte yandan kamulaştırma bedelinin tespitini yapan
mahkemeler, taşınmazı kamulaştırılan bireylerin kayıplarını telafi edecek
şekilde yeterli bir kamulaştırma bedelinin tazminat olarak hesaplanmasında ve
bu surette bireylerin haklarını korumada görevli oldukları gibi kamunun fazla
bedel ödeyerek zarara uğratılmasını da engellemekle yükümlüdürler. Yani
mahkemeler, mülkiyet haklarına müdahale edilen bireylerin mülkiyet hakkı ile
ulaşılmak istenen kamu yararı arasında makul bir denge kurmalıdırlar (Tahsin Erdoğan, B. No: 2012/1246,
6/2/2014, § 72).
27.2942 sayılı Kanun'un 10. ve 11. maddelerinde, bir taşınmazın
kamulaştırılması ve bu kamulaştırmanın satın alma usulü ile
gerçekleştirilememesi hâlinde uyuşmazlığın yargıya taşınacağı hüküm altına
alınmış; asliye hukuk mahkemelerinin görevli kılındığı bu yargılama sürecinde
uygulanacak usule ilişkin kurallar ile kamulaştırmaya konu taşınmazın bedelinin
belirlenmesine yönelik yöntem ve işlemler ayrıntılı olarak düzenlenmiştir (bkz.
§§ 16, 17). Buna göre söz konusu düzenlemeler ışığında kanun koyucunun
bireylerin mülkiyet hakkına kamulaştırma yolu ile müdahalede bulunulduğunda bu
müdahalenin bireylerde yarattığı külfetin adil biçimde giderilebilmesi niyetini
taşıdığı görülmektedir (Mehmet Deniz,
B. No: 2013/2307, 10/3/2016, § 41).
28. Bu kapsamda başvuruya konu kamulaştırma bedelinin tespiti ve
taşınmazın idare adına tescili davasında ilk derece mahkemesinin 2942 sayılı
Kanun'un 10. maddesi çerçevesinde taşınmazda keşif yaparak oluşturulan
Bilirkişi Kurulu aracılığı ile söz konusu taşınmazda inceleme yaptırdığı, bu
doğrultuda fen bilirkişisince hem de kamu bilirkişilerincebilirkişi
raporları ve bozma üzerine yeni ek rapor sunulduğu, taşınmazın tapu ve vergi
kayıtlarının incelendiği, emsal olabilecek nitelikteki taşınmazlara ilişkin de
kayıtların incelendiği, taraf beyanlarının ve keşif zaptının dikkate alındığı,
sonuç olarak tüm yargılama dosyası kapsamı değerlendirilerek kamulaştırma
bedellerinin belirlendiği, 23/12/2014 tarihli kararın ardından hak sahiplerine
ödemelerin yapıldığı anlaşılmaktadır.
29. Kamulaştırmaya konu taşınmazın kullanım durumu ve
başvurucunun taşınmazdan yararlanma biçimi bedel tespiti yapılırken öne çıkan
unsurlardandır. Mahkemece 2942 sayılı Kanun’un 11. maddesi uygulaması
kapsamında taşınmazda tarımsal faaliyet yapıldığı tespit edilerek yörede yaygın
olarak yetişen ürünlerin ortalama net gelirleri ile maliyet bedelleri tarla
sebzeciliğine ilişkin resmî veriler esas alınmak suretiyle değer tespit yöntemi
tercih ve takdir edilmiştir.
30. Somut olayda ayrıca tespiti yapılan meyve fidanlarının
değeri de hesaplanılarak taşınmazın değerine
eklenmiştir. Anılan meyve fidanlarının değeri Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl
Müdürlüğünün Verim Yaşlarına Göre 2012 Yılı
Ağaç Bedelleri Tablosuna göre hesaplanmıştır. Dosya kapsamında yer
alan 8/7/2013 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın üzerinde
hâlihazırda 3x3 aralıklarla yerleştirilmiş ve verime yatmamış "2-3 yaşlarında" nar
fidanlarının dikili olduğu belirtilmiş ancak taşınmazın değeri kapsamında fidan
bedeli hesaplanırken fidanların üç yaşında olduğundan hareketle söz konusu
bedelin tespitine gidildiği anlaşılmıştır. Yargıtay 5. Hukuk Dairesi ise bozma
kararında bilirkişi raporu ekinde yer alan fotoğraflardan yola çıkarak
fidanların üç yaşında olmayıp iki yaşında olduğunu ifade etmiş ve bu itibarla
mezkûr fidanların iki yaşında olduğundan hareketle bedel tespiti yoluna
gidilmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu durumda Yargıtay Dairesinin ilgili
tespitinin yerel mahkeme kararına esas alınan bilirkişi raporunda yer verilen
tespitlerin tamamen dışında olduğu söylenemez. Diğer yandan yerel mahkeme bozma
ilamına uyarak kamulaştırma bedelini yeniden fidan değerini iki yaş üzerinden
hesaplayarak, belirleme işini salt İl Tarım Müdürlüğünden birim fiyatları temin
etmek suretiyle yapmayıp bozma sonrası Bilirkişi Heyetinden alınan ek raporda
yer verilen tespitler doğrultusunda yapmıştır.
31. Mevcut hâliyle Mahkeme kararında yapılan tespit kapsamında
hükmedilen kamulaştırma bedeli, miktar itibarıyla belirli bir tatmin sağladığı
ve taşınmazın kabul edilen durumuna göre makul seviyede olduğu sürece Anayasa
Mahkemesinin tazminat miktarlarının belirlenmesi konusunda yerel mahkemenin
takdir yetkisine müdahalesinin söz konusu olamayacağı sabittir.
32. Bu doğrultuda başvuruya konu olan ve yukarıda özetlenen
yargılama sürecinde her ne kadar kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespitinde
kullanılan yöntem, taşınmazların kendine has özelliklerinin değerine etkisinin
belirlenmesi ve emsalleri ile karşılaştırılması gibi somut olayın durumuna göre
dikkate alınacak hususlar ilgili kanun hükümlerinin öngördüğü sınırlar
dâhilinde hâkimin takdir yetkisinde olmakla birlikte yargılama bir bütün olarak
değerlendirildiğinde de kamulaştırma bedelinin tespiti hususunda gerek
tarafların talep ve itirazları gerekse Yargıtayın
tespitleri dikkate alınarak değerlendirmeler yapılıp karara varıldığı ve
yargılama sonucunda mülkiyet hakkına kamulaştırma yolu ile yapılan müdahalenin
karşılığı tespit edilerek müdahalenin giderimi yoluna gidildiği, karşılığın da
başvuruculara ilk derece mahkemesi kararının hemen ardından ödendiği
anlaşılmaktadır.
33. Sonuç olarak başvurucuya ait taşınmaz yönünden 2942 sayılı
Kanun kapsamında yürütülen kamulaştırma işlemleri ve bedel tespitine ilişkin
süreç değerlendirildiğinde, başvurucuya ödenen kamulaştırma bedeli suretiyle
bireyin hakkıyla kamu yararı arasında kurulması gereken adil dengenin
sağlandığı kanaatine varılmıştır. Buna göre başvurucunun mülkiyet hakkına
yapılan müdahalenin bir ihlal oluşturmadığı açıktır.
34. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik
nedenleri incelenmeksizin açıkça dayanaktan
yoksunluk nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksunluk nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
13/9/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.