TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MUSTAFA AKAYDIN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2015/14800)
|
|
Karar Tarihi: 8/1/2020
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
Üyeler
|
:
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör
|
:
|
Gülsüm Gizem GÜRSOY
|
Başvurucu
|
:
|
Mustafa AKAYDIN
|
Vekili
|
:
|
Av. Rumi MERCAN
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, başvurucunun Başbakana yönelik sözleri nedeniyle
aleyhine tazminata hükmedilmesinin ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına
ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 26/8/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir. Başvurucu,
Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Başvuruya Konu Davaya İlişkin Süreç
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
8. Aktif bir siyasetçi olan ve milletvekili olarak da seçilen
başvurucu, olay tarihinde Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı olarak görev
yapmaktadır. Davacı ise olay tarihinde Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan'dır.
9. Başvurucu bireysel başvuru formunda, 19/5/2013 tarihinde
Antalya'da Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları çerçevesindeki
bir etkinlikte yaptığı konuşmada şunları söylediğini beyan etmiştir:
" ... biz ipleri Obama'nın elinde
Başbakan istemiyoruz, biz işi bitince tuvalete süpürülecek Başbakan da
istemiyoruz. Biz Kandil'den, İmralı'dan yönetilen bir vatan da istemiyoruz. Biz
aydınlarımıza, komutanlarımıza, gazetecilerimize, Silivri'ye, Hasdal'a,
Sincan'a özgürlük istiyoruz..."
10. Davacı, ilgili konuşmada geçen ifadeler nedeniyle kişilik
haklarının zedelendiğini belirterek başvurucu aleyhine 50.000 TL'lik manevi
tazminat davası açmıştır. Yargılamayı yapan Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
1/11/2013 tarihli kararıyla davanın kısmen kabulüne karar vererek başvurucu
aleyhine 6.000 TL manevi tazminata hükmetmiştir.
11. Temyiz üzerine kararın, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin (Daire)
26/11/2014 tarihli ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Dairenin bozma ilamı
hakkında karar düzeltme talebinde bulunulmuştur. Dairenin 18/5/2015 tarihli
kararıyla karar düzeltme talebinin kabulü ile bozma kararının kaldırılmasına ve
derece mahkemesi kararının onanmasına kesin olarak karar verilmiştir.
12. Nihai karar 30/7/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir.
13. Başvurucu 26/8/2015 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
B. Başvuruya Konu Olmayan Davaya İlişkin Süreç
14. Bir vatandaşın başvurucunun yaptığı konuşma ile hakaret
suçunu işlediği iddiasıyla suç duyurusunda bulunması üzerine açılan kamu davası
sonucunda Antalya 28. Asliye Ceza Mahkemesi 20/1/2015 tarihli kararıyla
başvurucunun "...Biz ipleri Obama'nın
elinde başbakan istemiyoruz. Biz işi bitince tuvalete süpürülecek başbakan da
istemiyoruz. Biz adam gibi adam istiyoruz arkadaşlar adam gibi adam..." sözleri
nedeniyle hakaret suçundan 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve
verilen kararın ertelenmesine karar vermiş, verilen bu karar kesinleşmiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
A. Ulusal Hukuk
15. 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Sorumluluk” kenar başlıklı 49. maddesi
şöyledir:
“Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille
başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı
bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de,bu
zararı gidermekle yükümlüdür.”
B. Uluslararası Hukuk
16. İlgili uluslararası hukuk için bkz. İlhan Cihaner (2), B. No: 2013/5574,
30/6/2014; Bekir Coşkun (GK), B.
No: 2014/12151, 4/6/2015; Kemal
Kılıçdaroğlu, B. No: 2014/1577, 25/10/2017.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
17. Mahkemenin 8/1/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
ve Bakanlık Görüşü
18. Başvurucu; siyasetçilerin kendilerine yönelik eleştirilere
tahammüllü olmaları gerektiğini, ilgili sözleri nedeniyle hem hapis cezası ile
cezalandırılmasının hem de aleyhine tazminata hükmedilmesinin ifade ve basın
özgürlüklerini ihlal ettiğini ileri sürmüştür.
19. Bakanlık görüşünde; ifade özgürlüğünün sınırsız olmadığı,
kişilerin şeref ve itibar hakkının korunmasının her zaman gözetilmesi
gerektiği, somut olayda Başbakana hakaret edilmesinin siyasi tartışmalara fayda
sağlamadığı ve bu bağlamda davacının katlanma yükümlülüğü bulunmadığı, bunun
yanı sıra hükmedilen tazminatın başvurucuyu zor duruma düşürecek miktarda
olmadığı ve orantılı olduğu ifade edilmiştir.
20. Başvurucu; Bakanlık görüşüne karşı, başvuru dilekçesindeki
beyanlarını tekrar etmiştir.
B. Değerlendirme
1. Genel İlkeler
21. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (3) numaralı,
48. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün
(İçtüzük) 59. maddesinin (2), (3) ve (4) numaralı fıkraları uyarınca Anayasa
Mahkemesine başvuru konusu olaylarla ilgili delilleri sunmak suretiyle olaylar
hakkındaki iddialarını ve dayanılan Anayasa hükmünün kendilerine göre ihlal
edildiğine dair açıklamalarda bulunarak hukuki iddialarını kanıtlamak
başvurucuya düşer. Zikredilen kurallara göre başvurucunun, kamu gücünün işlem,
eylem ya da ihmali nedeniyle ihlal edildiğini ileri sürdüğü hak ve özgürlük ile
dayanılan Anayasa hükümlerini, ihlal gerekçelerini, dayanılan deliller ile
ihlale neden olduğu ileri sürülen işlem veya kararların aslı ya da örneğini
başvuru dilekçesine eklemesi şarttır. Başvuru dilekçesinde kamu gücünün ihlale
neden olduğu iddia edilen işlem, eylem ya da ihmaline dair olayların tarih
sırasına göre özeti yapılmalı; bireysel başvuru kapsamındaki haklardan
hangisinin hangi nedenle ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve deliller
açıklanmalıdır (Veli Özdemir, B.
No: 2013/276, 9/1/2014, §§ 19, 20; Ünal
Yiğit, B. No: 2013/1075, 30/6/2014, §§ 18, 19; Sabah Yıldızı Radyo ve Televizyon Yayın İletişim
Reklam Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, [GK], B. No: 2014/12727,
25/5/2017, § 19).
22. Yukarıda belirtilen koşullar yerine getirilmediği takdirde
Anayasa Mahkemesi, başvuruyu açıkça dayanaktan yoksun olduğu gerekçesiyle kabul
edilemez bulabilir. İddiaların dayanaktan yoksun olmadığı konusunda Anayasa
Mahkemesinin ikna edilmesi, başvurucu tarafından ortaya konulan somut bilgi ve
belgelerin niteliğine bağlıdır. Başvurucunun başlangıçta, başvuru hakkında
kabul edilemezlik kararı verilmesini önlemek için başvuru formu ve eklerinde
iddialarını destekleyici belgeleri sunması ve gerekli açıklamaları yapması zorunludur
(Veli Özdemir, § 23; Ünal Yiğit, § 22).
23. Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvurularda,
başvurucuların başvurularını titizlikle hazırlama ve takip etme yükümlülükleri
vardır. Anayasa Mahkemesi, başvurucunun soyut şekilde Anayasa hükümlerine atıfta
bulunmasının iddiaların ispatlandığı anlamına gelmeyeceğini birçok kez
vurgulamıştır. Başvurucu; başvuru formunu özenle doldurmak, ihlal iddiasının
dayanağı olan tüm olayları göstermek, başvuruyu aydınlatacak ve hükmün esasını
etkileyecek argümanları destekleyici tüm belgeleri başvuru dilekçesine eklemek
ve bir bilgi veya belge elde edilememişse bunun da nedenlerini açıklamak
zorundadır (şeref ve itibarın korunması hakkının ihlal edildiği iddiasının
kanıtlanamadığına ilişkin bir karar için bkz. Ünal
Yiğit, §§ 25, 26; ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasının
kanıtlanamadığına ilişkin bir karar için bkz. Sabah
Yıldızı Radyo ve Televizyon Yayın İletişim Reklam Sanayi ve Ticaret Anonim
Şirketi, §§ 22-26).
2. İlkelerin Olaya
Uygulanması
24. İlk derece mahkemesi "biz
ipleri Obama'nın elinde başbakan istemiyoruz. Biz işi bitince tuvalete
süpürülecek başbakan da istemiyoruz. Biz adam gibi adam istiyoruz. Adam gibi
adam. Biz Kandil'den İmralı'dan yönetilen bir vatan da istemiyoruz. Çok mu
istiyoruz? Biz aydınlarımıza, komutanlarımıza, gazetecilerimize Silivri'ye,
Hasdal'a, Sincan'a özgürlük istiyoruz." şeklindeki ifadelerin
davacının kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığı sonucuna varmış ve
başvurucu aleyhine 6.000 TL tazminata hükmetmiştir.
25. Başvurucu verilen tazminat kararı nedeniyle ifade
özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüş ise de, ihlal iddiasını kanıtlama
konusunda üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirebilmiş değildir. Başvurucu
başvuru formunda yalnızca, konuşmasında geçen sözlerden dolayı tazminat
ödemesine karar verilmesi nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini soyut
bir şekilde ileri sürmekle yetinmiştir. Başvurucu sarf ettiği sözlerin
bağlamını, bu sözlere ilişkin arka plan bilgisini, söylendiği yer ve kime karşı
söylendiği dahil söylenme şekli ve nedenini, sözleri söylemesinde kamu yararı
bulunup bulunmadığını, sözlerinin genel yarara ilişkin bir tartışmaya katkı
sağlayıp sağlamadığını, kamuoyu ile diğer kişilerin düşünce açıklamaları
karşısında bir hakka sahip olup olmadığını izah etmemiştir.
26. Sonuç olarak başvurucu, ihlal iddiasına ilişkin delillerini
sunma ve bireysel başvuru kapsamındaki haklardan hangisinin hangi nedenle ihlal
edildiğine ilişkin açıklamalarda bulunma yönündeki yükümlülüğünü yerine
getirmemiş; bu bağlamda ileri sürdüğü ihlal iddialarını temellendirememiştir
(benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Sabah
Yıldızı Radyo ve Televizyon Yayın İletişim Reklam Sanayi ve Ticaret Anonim
Şirketi, § 25).
27. Önemle belirtilmelidir ki bireysel başvuru incelemesinde
Anayasa Mahkemesi'nin görevi başvurucunun başvuru formunda ileri sürdüğü
gerekçelerle sınırlı bir incelemeyi kapsamaktadır. Başvurucunun bireysel
başvuru formunda mağduriyetini gösteren açıklamaları yapmaması ve/veya
mağduriyetine dayanak olarak ileri sürdüğü hususları delillendirmemesi
durumunda; Anayasa Mahkemesi başvurucu yerine geçerek delil toplama ve ihlal
iddialarını gerekçelendirme görev ve yükümlülüğüne sahip değildir.
28. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL
EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
8/1/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.