TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
Z. K. BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2015/1550)
Karar Tarihi: 26/12/2018
GİZLİLİK TALEBİ KABUL
Başkan
:
Engin YILDIRIM
Üyeler
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Rıdvan GÜLEÇ
Raportör Yrd.
Fatih ALKAN
Başvurucu
Z. K.
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, aile götürülemez garnizon statüsünde bulunan bölgeye ikinci kez yapılan naklen atama işlemi nedeniyle aile hayatına saygı hakkının; usulsüz müracaatta ve şikâyette bulunduğu gerekçesiyle hakkında disiplin cezası verilmesi nedeniyle ifade hürriyetinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 21/1/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucu, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) emrinde jandarma uzman çavuş olarak görev yapmaktadır. Mesleğe 1998 yılında başlayan başvurucu; süreç içerisinde komando kursu, silah kursu, keskin nişancı kursu gibi ihtisas kurslarında eğitim almıştır.
7. Başvurucu, 1998-2014 yılları arasında yurdun çeşitli bölgelerinde bulunan komando ve özel harekat birliklerinde görev yapmıştır. Başvurucunun anılan süreçte iki yıl süreyle görev yaptığı birliklerden biri, aile götürülemez garnizon statüsündedir.
8. 2014 yılı genel atamaları kapsamında başvurucu, aile götürülemez garnizon statüsünde bulunan başka bir komando birliği emrine ikinci kez naklen atanmıştır.
9.Söz konusu atama işleminin hukuka aykırı olduğunu ileri süren başvurucu 5/5/2014 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde (AYİM) iptal davası açarak, ilk görev yeri haricinde sürekli olarak jandarma özel harekat ve komando birlikleri emrine atandığını ve aile götürülemez garnizon statüsünde bulunan bir birlikte daha önce görev yapmasına rağmen yeniden bu statüdeki bir birliğe atandığını ifade etmiştir. Başvurucu; 2002 doğumlu bir kızı ile alerjik astım teşhisiyle tedavi gören 2008 doğumlu bir erkek çocuk sahibi olduğunu, bu durumu gösteren sağlık raporu ile eşinin anksiyete bozukluğunun bulunduğuna ve altı ay süreyle psikiyatri uzmanı bulunan garnizonda ikametinin uygun olduğuna dair sağlık raporunu da idareye sunduğunu belirtmiştir. Başvurucu, daha önce aile götürülemez garnizon statüsündeki birliklerde hiç görev yapmamış personel bulunmasına rağmen kendisinin tercihi dışında ikinci kez bu nitelikteki bir garnizona atanması nedeniyle aile bütünlüğünün korunmadığını ileri sürmüştür.
10. AYİM Birinci Dairesinin 3/12/2014 tarihli kararıyla davanın reddine hükmedilmiştir. Kararda, personelin isteğinin atama işleminde dikkate alınan bir kriter olduğu, ancak hizmetin aksatılmadan yürütülmesi, sıra esası, muvazene, kadro ve ihtiyaç durumu gibi kriterlerin de bulunduğu belirtilmiştir. 2014 yılı genel atamalarında komando birliklerine atanan personelin büyük çoğunluğunun aile götürülemez garnizonlarda istihdam edilmesi zorunluluğunun oluştuğu ve başvurucu gibi diğer bazı personelin de ikinci kez aile götürülemez garnizona atanmak durumunda kaldığı vurgulanan kararda, daha önce aile götürülemez garnizonda görev yapan personelin bu statüdeki garnizona tekrar atamasının yapılamayacağına ilişkin olarak mevzuatta herhangi bir düzenleme bulunmadığı hatırlatılmış ve söz konusu atama işleminin başvurucunun gördüğü kurslar ve komando birliklerinde görev yapmasından kaynaklanan -tecrübesi dikkate alınarak- hizmetin aksatılmadan yürütülmesi ilkesi çerçevesinde hizmet ve kadro ihtiyacı kapsamında tesis edildiği ifade edilmiştir. Ayrıca başvurucunun çocuğunun rahatsızlığıyla ilgili olarak usulünce alınmış atamaya esas sağlık raporunun bulunmadığı, eşi hakkındaki sağlık raporunun ise atama işleminin tesis edilmesinden sonraki bir tarihte düzenlendiği belirtilmiştir.
11. Karar düzeltme yoluna başvurulmaması üzerine kesinleşen söz konusu karar 30/12/2014 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.
12.Başvurucu 21/1/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
13. Başvuru dilekçesinde başvurucu, söz konusu atama işlemine karşı Başbakanlık İletişim Merkezine (BİMER) müracaatta bulunması üzerine hakkında disiplin soruşturması başlatıldığını ve uyarı cezası verildiğini ileri sürmüş ise de bu duruma ilişkin olarak başka bir açıklamada bulunmamış ve Anayasa Mahkemesine herhangi bir belge sunmamıştır.
IV. İLGİLİ HUKUK
14. 28/5/1988 tarihli ve 3466 sayılı Uzman Jandarma Kanunu'nun ''Atamalar'' kenar başlıklı 19. maddesi şöyledir:
''Atamalar Jandarma Genel Komutanlığının teklifi ve İçişleri Bakanının onayı ile yapılır. İllerde görev yapmak üzere atanacaklar iller emrine, diğerleri doğrudan görev yapacakları birlikleri emrine atanır. İller emrine atananların görev yerleri İl Jandarma Alay komutanının teklifi, valinin onayı ile belirlenir, diğer birliklere atananların görev yerleri ise ilgili komutanlarınca belirlenir.
(Değişik ikinci fıkra: 27/2/2008-5744/1 md.) Uzman Jandarma Okulunu başarı ile bitirenler, altı ay süre ile stajyer olarak görevbaşı eğitimine tabi tutulmak üzere kura ile atanır. Sağlık durumu, idari, asayiş ve diğer zorunlu sebepler dışında atandıkları görev yerlerinde asgari iki yıl kalmayanlar yeniden atamaya tabi tutulmaz. İl içindeki yer değiştirme işlemleri bu şarta tabi değildir.
Atamayla ilgili diğer hususlar yönetmelikte belirtilir. ''
15. Jandarma Genel Komutanlığının 21/12/2001 tarihli ve 445292 sayılı Başemri ile yayımlanan Uzman Jandarma Atama ve Sicil Yönetmeliği'nin ''Atama ve yer değiştirmelerde dikkate alınacak esaslar'' kenar başlıklı 8. maddesi şöyledir:
''(30.12.2009 tarihli Bakan Onayı ile değişik 1. fıkra) Uzman jandarmaların atamaları hizmetin aksatılmadan yürütülmesi esasına ve hizmet ihtiyacı prensibine uygun şekilde, Jandarma Genel Komutanlığınca aşağıdaki kriterler dikkate alınarak, garnizonlar arasında sıra ile yapılır;
a. Meslek programları, meslek içi eğitim esasları,
b. Kadro ihtiyacı,
c. Kendisinin, eşinin ve bakmakla yükümlü olduğu çocuklarının hayati önemi haiz sağlık durumları,
ç. Terfi durumu,
d. Sınıf, branş ve ihtisasları,
e. Atanma istekleri,
f. ldari, asayiş ve zaruri sebepler
Eşleri Devlet kuruluşlarında görevli uzman jandarmaların atamalarında, eşlerin memuriyet görevi gözönünde tutulur. Talep ettikleri garnizonlara atanmaları; muvazene, kadro ve ihtiyaç durumu ile bölge hizmet sırası dikkate alınarak öncelikle yapılabilir.''
V. İNCELEME VE GEREKÇE
16. Mahkemenin 26/12/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Aile Hayatına Saygı Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
17. Başvurucu; atama işlemlerinde belirli bir sıranın, sürenin, mesleki eğitimin ve görev safahatının dikkate alınacağının ilgili mevzuatta düzenlendiğini belirterek bu esaslara uygun şekilde atamasının yapılmadığını ileri sürmüştür. Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesindeki Özel Harekat Daire Başkanlığı gibi bir teşkilatlanmanın Jandarma Genel Komutanlığında bulunmadığını ifade eden başvurucu, bu nedenle atamaların tamamen idarenin inisiyatifinde mesleki eğitim, safahat ve tecrübe dikkate alınmadan gerçekleştirildiğini iddia etmiştir. Başvurucu, emsali olan personelin bir kez gittiği ya da hiç gitmediği aile götürülemez garnizona kendisinin iki kez atanmasının hakkaniyete ve eşitlik ilkesine aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Ayrıca gerek çocuğuna gerekse eşine ait sağlık raporlarının usulünce kamu hastaneleri tarafından düzenlendiğini, buna rağmen sağlık raporlarına itibar edilmemesinin ve atamaya esas kabul edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu belirten başvurucu, aile bütünlüğünün korunmadığı gerekçesiyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini iddia etmiş ve görevi nedeniyle kimliğinin kamuya açık belgelerde gizli tutulması talebinde bulunmuştur.
2. Değerlendirme
18. Başvurucu, atama işlemi nedeniyle aile bütünlüğünün kamusal makamlar tarafından korunmadığını ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Aile hayatına saygı hakkı, Anayasa’nın 20. maddesinin birinci fıkrasında güvence altına alınmıştır. Anayasa’nın 41. maddesinin ise Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereği, aile hayatına saygı hakkına ilişkin pozitif yükümlülüklerin değerlendirilmesi bağlamında gözönünde bulundurulması gerekmektedir (Murat Atılgan, B. No: 2013/9047, 7/5/2015, § 22; Marcus Frank Cerny [GK], B. No: 2013/5126, 2/7/2015, § 36).
19. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Anayasa Mahkemesince kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda başvurucunun ihlal iddialarını kanıtlayamadığı, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).
20. Aile hayatının temel unsuru, aile ilişkilerinin normal bir şekilde gelişebilmesi ve bu bağlamda aile fertlerinin birlikte yaşama hakkıdır. Bu hakkın kapsamının aile hayatına saygı yükümlülüğünden ayrı düşünülmesi mümkün değildir (Murat Atılgan, § 24; Marcus Frank Cerny,§ 38).
21. Uzman jandarma olan başvurucu, çocuğu ve eşi hakkında sunduğu sağlık raporlarına rağmen ikinci kez aile götürülemez garnizon statüsündeki bir birliğe atanmasından şikâyetçidir.
22. Kişinin kamu görevlisi olması, kendisine sağladığı birtakım ayrıcalıklar ve avantajların yanında birtakım külfet ve sorumluluklara katlanmayı ve diğer kişilerin tabi olmadığı birtakım sınırlamalara tabi olmayı gerektirmektedir. Kişi, kamu görevine kendi isteği ile girmekle bu statünün gerektirdiği ayrıcalıklardan yararlanmayı ve külfetlere katlanmayı kabul etmiş sayılmakta olup kamu hizmetinin kendine has özellikleri, bu avantaj ve sınırlamaları zorunlu kılmaktadır (İhsan Asutay, B. No: 2012/606, 20/2/2014, § 38).
23. Bazı kamu görevlilerinin hizmetin niteliği gereği belirli aralıklarla başka yerlere atanmaları, bazılarının ise başka yer veya kurumlara atanmamaları zorunlu olabilir. Bu konuda idareye, belirli bir takdir alanı tanınması makul karşılanmalıdır. Kişilerin birtakım mazeretler çerçevesinde başka yere atanma konusunda talep hakları var ise de atamaya ilişkin mazeretlerini değerlendirip karara bağlayacak olan idarenin kendi mevzuatı çerçevesinde ifa edilen kamu hizmetinin gerekleri, insan kaynaklarının verimli kullanılması, teşkilat yapısının elverişliliği ve benzeri faktörleri dikkate alması kaçınılmazdır. Zira kamu hizmetinin sağlıklı ve kesintisiz bir şekilde yerine getirilmesi için gerekli tedbirleri almak, ilgili idarenin öncelikli görevi ve sorumluluğudur (İhsan Asutay, § 39). Bu noktada kamu hizmetlerinin sürekliliği ve düzenliliği ilkesi ile kamu görevlilerinin aile hayatına saygı hakları arasında adil bir dengenin gözetilmesi gerekir.
24. Somut olayda başvurucunun aile götürülemez garnizon statüsünde bulunan bir komando birliğinde daha önce iki yıl süreyle görev yaptığı görülmektedir. Mesleki tecrübesi yüksek olan başvurucu, hizmetin aksatılmadan devamının sağlanması ve kadro ihtiyacının bulunması gerekçeleriyle 2014 yılı genel atamalarında, aynı statüde bulunan başka bir askeri birlik emrine atanmıştır.
25. Ülke çapında güvenliğin ve asayişin sağlanması ve korunmasında üstlendiği görev dikkate alındığında kamu hizmetinin etkin şekilde yürütülmesinin ve mesleki disiplinin sağlanması amacıyla TSK personelinin diğer kişilerin tabi olmadığı bazı sınırlamalara tabi olmaları bir zorunluluktur (Raziye Koçaş, B. No: 2014/16794, 12/1/2017, § 46). Dolayısıyla jandarma hizmetleri sınıfında istihdam edilen personelin nitelikleri ve yükümlülükleri konusunda idarenin daha geniş bir takdir yetkisine sahip olduğu hususunda kuşku yoktur. Elbette anılan takdir hakkının keyfî şekilde kullanılmaması, belirli kriterler gözönüne alınarak atamaların gerçekleştirilmesi gerekir.
26. Başvuru konusu atama işlemiyle ilgili mevzuatta, TSK personelinin atama işlemleri gerçekleştirilirken atama ve yer değiştirmelerde dikkate alınacak esasların belirlendiği, bu bağlamda atamaların hizmetin aksatılmadan yürütülmesi ve hizmet ihtiyacı prensiplerine uygun şekilde garnizonlar arasında yapılacağının hüküm altına alındığı görülmektedir. Atama işlemlerinin tesisinde; meslek programları, meslek içi eğitim esasları, kadro ihtiyacı, kendisinin, eşinin ve bakmakla yükümlü olduğu çocuklarının hayati önemi haiz sağlık durumları, terfi durumu, sınıf, branş ve ihtisaslar, atanma istekleri, idari, asayiş ve zaruri sebepler gibi kriterlerin dikkate alınacağı hususunun düzenlendiği anlaşılmaktadır. Ayrıca ilgili mevzuatta eşleri devlet kuruluşlarında görevli olan personelin atamalarında, eşlerin memuriyet görevinin gözönünde tutulacağı belirtilmiştir.
27. Söz konusu mevzuatta belirtildiği ve AYİM kararının gerekçesinde de vurgulandığı üzere personelin atanma isteği kriterinin dışında atama ve yer değiştirmelerde dikkate alınacak başka birtakım kriterlerin bulunduğu açıktır. Yine AYİM kararında belirtildiği üzere, komando birliklerine atanan personelin aile götürülemez garnizonlarda istihdam edilmesi zorunluluğunun belirli dönemlerde oluşması ve başvurucunun tabi olduğu gibi bazı personelin ikinci kez aile götürülemez garnizona atanmak durumunda kalması gibi gerekçeler gözetilerek atama işlemi tesis edilmiştir. Bu durumda İdarenin takdir hakkının keyfî şekilde kullanıldığı söylenemez. Öte yandan mevzuatta personelin ikinci kez aile götürülemez garnizona atamasının yapılamayacağına ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı da görülmektedir. Ayrıca başvurucunun çocuğu ve eşi hakkında düzenlenen sağlık raporlarının hangi şartları taşıması gerektiği ve hangi durumda atamaya esas olarak değerlendirileceği konusunda somut başvuru özelinde keyfiliğe kaçan herhangi bir uygulamanın bulunmadığı kanaatine ulaşılmıştır. Somut olaydaki tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, kamusal makamların üzerine düşen pozitif yükümlülüklere aykırı şekilde hareket ettiğini ve kamu hizmetlerinin sürekliliği ve düzenliliği ilkesi ile başvurucunun aile hayatına saygı hakkı arasında adil bir denge gözetmediklerini söylemek güçtür. Dolayısıyla başvuru konusu işlemde açık ve görünür bir ihlal saptanmamıştır.
28. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. İfade Hürriyetinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia
29. Başvurucu, aile götürülemez garnizon statüsündeki bölgeye ikinci kez atanmasına yönelik işlemin kaldırılması talebiyle BİMER'e bir yazıyla başvurması üzerine usulsüz müracaatta ve şikâyette bulunduğu gerekçesiyle hakkında disiplin soruşturması başlatıldığını ve uyarı cezası tesis edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucu, söz konusu disiplin cezasının hukuka aykırı olduğunu belirterek cezanın kaldırılması talebinde bulunmuştur.
30. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). TSK personeli olan başvurucunun, hakkında tesis edilen atama işleminin hukuka aykırı olduğunu düşünerek BİMER üzerinden şikâyetlerini iletmesinin Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade hürriyetinin getirdiği koruma kapsamında değerlendirilmesi gerekir (Adem Talas [GK], B. No: 2014/12143, 16/11/2017, § 35).
31.6216 sayılı Kanun'un 47. maddesinin (3),48. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları uyarınca bireysel başvuruda, kamu gücünün neden olduğu iddia edilen ihlale dair olayların tarih sırasına göre özeti yapılmalı, bireysel başvuru kapsamındaki hakların ne şekilde ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve deliller açıklanmalıdır (Veli Özdemir, B. No: 2013/276, 9/1/2014, §§ 19, 20).
32.Somut olayda başvurucu, ihlal iddiasına ilişkin delillerini sunma ve temel hak ve özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin açıklamalarda bulunma yönündeki yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Zira başvurucu bireysel başvuru formu ve eklerinde, hakkında tesis edildiğini ileri sürdüğü disiplin işleminin sürecine ilişkin açıklamalarda bulunmadığı gibi bu hususta herhangi bir belge de sunmamıştır. Başvurucunun yalnızca böyle bir disiplin işleminin varlığından söz etmesinin, ihlal iddiasının doğruluğunu destekleyecek ve ortaya koyacak nitelik ve yeterlilikte olmadığı gözönüne alındığında söz konusu iddianın temellendirilmemiş şikâyet kapsamında kabul edilmesi gerekmektedir.
33. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının da, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,
B. 1. Aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. İfade hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 26/12/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.