logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Musa Şanak [1.B.], B. No: 2015/15698, 4/7/2018, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MUSA ŞANAK BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2015/15698)

 

Karar Tarihi: 4/7/2018

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Hicabi DURSUN

 

 

Kadir ÖZKAYA

 

 

YusufŞevki HAKYEMEZ

Raportör

:

Ali KOZAN

Başvurucu

:

Musa ŞANAK

Vekili

:

Av. Sinem COŞKUN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, ceza infaz kurumunda hükümlü olarak bulunan başvurucu tarafından gönderilmek istenen mektubun sakıncalı bulunarak muhatabına gönderilmemesine karar verilmesi nedeniyle haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 10/9/2015 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurucunun adli yardım talebinin geçici olarak kabulüne karar verilmiştir.

5. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

7. Ankara 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (İnfaz Kurumu) hükümlü olarak bulunan başvurucu, D.E. isimli kişiye Kürtçe yazılı bir mektup göndermek istemiştir.

8. Başvurucunun söz konusu mektubu, Almanya'da yaşayan D.E. aracılığı ile radyo D.A.ya göndermek istediği anlaşılmaktadır. Mektup, radyoya hitaben yazılan birmektup ile "Senaryo" başlıklı bir yazıdan oluşmaktadır.

9. Türkçe çevirisi yaptırılan mektupta yer alan ifadelerin ilgili kısımları şöyledir:

"...kürdistanın sesi radyo çalışanlarına..özgürlük kampında yaşayanlara,İran zindanlarında kalan özgür arkadaşlara..kürdistan'a özgürlük isteyenlere selam gönderiyorum..Bu mektubu şehit M.H.D.'nin yıldönümü için yazıyorum..direnişçilerine ..özgürlükleri hatırlatıyorum..Özgürlük kampındaki..arkadaş bana bir mektup göndermiş..programda yayınlandı..Ben dinleyemedim, arkadaşlar dinlemiş. BİR SENARYO...gerilla kampında bir patlama meydana gelmiş..bir gerilla hayatını kaybetmiş iki gerilla yaralanmış..Arkadaşları hızır acili çağırmış...Dışarıda olsaydım bunu pratikte yazardım..her gerillanın farklı hikayesi var...ben öncelikle şehit olan gerillanın hikayesini..yazardım..beceri ve cesaret gerillanın özelliğidir..."

10. İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığının (Disiplin Kurulu) 25/6/2015 tarihli sakıncalı mektup değerlendirme kararıyla, mektubun gönderilmemesine ve imhasına karar verilmiştir. Karar gerekçesinde, D.E. aracılığıyla terörörgütü ile haberleşmeyi sağlayan ifadeler kullanıldığı belirtilmiştir.

11. Başvurucu tarafından Disiplin Kurulu kararına karşı Ankara Batı İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) yapılan itiraz 24/7/2015 tarihli kararla reddedilmiştir. Kararda, terör örgütü kamplarında bulunan örgüt mensuplarıyla yazışma içerdiği ve mektubun doğrudan değil aracılar vasıtasıyla gönderilmeye çalışıldığı vurgulanmıştır.

12. Başvurucu tarafından İnfaz Hâkimliğinin kararına karşıAnkara Batı2. Ağır Ceza Mahkemesine yapılan itiraz 6/8/2015 tarihli kararla reddedilmiştir. Karar gerekçesinde, İnfaz Hâkimliği kararının usul ve yasaya uygun olduğuna ilişkin değerlendirmeye yer verilmiştir.

13. Nihai karar 11/8/2015 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.

14. Başvurucu 10/9/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

15. Anayasa Mahkemesi daha önceki kararlarında hükümlü ve tutukluların gönderdiği veya kendilerine gönderilen mektupların denetlenmesine dayanak oluşturan mevzuata yer vermiştir (Ahmet Temiz, B. No: 2013/1822, 20/5/2015, §§ 16-20).

V. İNCELEME VE GEREKÇE

16. Mahkemenin 4/7/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

17. Başvurucu; söz konusu mektubu akrabası D.E.ye adresini bilmediği kirvesine teslim etmesi için göndermek istediğini, mektubun kendisine ait Kürtçe şiir, öykü ve yazılar ile ürünlerinin yayınlandığı Kürtçe fanzin derginin bazı sayılarından oluştuğunu ve yasa dışı örgüt ya da fiille bağlantılı ifade içermediğini, imha kararının yasal dayanağı olmadığını ifade etmiştir. Başvurucu ayrıca, soyut gerekçelerle haksız olarak mektubael konulduğunu, söz konusu işleme karşı yaptığı itirazların da hukuka aykırı şekilde reddedildiğini belirterek haberleşme hürriyeti ile ifade hürriyetinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucu öte yandan imha kararınınsebebinin mektubun Kürtçe yazılması olduğunu düşündüğünü, bu tür keyfî uygulamalar ileterörörgütü yöneticiliğinden hükümlü olması nedeniyle tekrar tekrar cezalandırıldığını ve kendisine diğer mahpuslarda farklı muamele yapıldığını ifade ederek eşitlik ilkesinin de ihlal edildiğini iddia etmiştir.

B. Değerlendirme

18. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının özü, göndermek istediği mektubun Disiplin Kurulunca sakıncalı görülerek alıkonulması nedeniyle haberleşme hürriyetinin engellenmesine ilişkindir. Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarında bu tür başvurular haberleşme hürriyeti kapsamında incelenmiştir (Ahmet Temiz, § 23; Özkan Kart (2), B. No: 2013/1201, 20/5/2015, § 22; Akif İpek, B. No: 2013/9456, 24/6/2015, § 23; Ramazan Vural, B. No: 2013/1148, 7/7/2015, § 24; Eren Yıldız, B. No: 2013/759, 7/7/2015, § 25; Mustafa Aydin, B. No: 2013/275, 6/10/2015, § 24). Somut başvuruda da bu durumdan ayrılmayı gerektirecek bir durum bulunmamaktadır.

19. Öte yandan başvurucu her ne kadar eşitlik ilkesinin de ihlal edildiğini ileri sürmüş ise de bu iddianın incelenebilmesi için başvurucunun kendisiyle benzer durumdaki başka kişilere yapılan muamele ile kendisine yapılan muamele arasında bir farklılığın bulunduğunu ve bu farklılığın meşru bir temeli olmaksızın ırk, renk, cinsiyet, din, dil vb. ayırımcı bir nedene dayandığını makul delillerle ortaya koyması gerekir. Somut olayda başvurucunun, benzer olaylar ile kendi durumunun aynı olmadığına ve kendisine nasıl bir ayrımcılık yapıldığına ilişkin herhangi bir somut delili ortaya koyamadığı anlaşılmakla, eşitlik ilkesi yönünden inceleme yapılmamıştır.

20. İddianın değerlendirilmesinde dayanak alınacak Anayasa'nın "Haberleşme hürriyeti" kenar başlıklı 22. maddesi şöyledir:

"Herkes, haberleşme hürriyetinesahiptir. Haberleşmeningizliliği esastır.

Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; haberleşme engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz...

İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunda belirtilir."

21. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasına göre Anayasa Mahkemesince açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemez olduğuna karar verilebilir. Başvurucunun ihlal iddialarını temellendiremediği, iddialarının salt kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin olduğu, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).

22. Anayasa Mahkemesinin Ahmet Temiz kararında hükümlü ve tutukluların gönderdiği veya kendilerine gönderilen mektuplara ceza infaz kurumunun ilgili kurulları tarafından yapılan müdahalelere ilişkin genel ilkeler belirtilmiştir (Ahmet Temiz, §§ 28-34). Buna göre haberleşme özgürlüğüne yapılan müdahale öncelikle kanunla öngörülmelidir. Müdahalenin yasal dayanağını oluşturan mevzuatın, ulaşılabilir, yeterince açık ve belirli bir eylemin gerektirdiği sonuçlar açısından öngörülebilir olması gerekir. İkinci olarak söz konusu müdahale meşru bir amaca dayanmalı, demokratik bir toplumda gerekli ve ölçülü olmalıdır.

23. Disiplin Kurulu, başvurucu tarafından gönderilmek istenen mektubun sakıncalı olduğunu değerlendirerek alıkonulmasına ve imhasına karar vermiştir. Dolayısıyla anılan işlem ile kamu makamları tarafından başvurucunun haberleşme hürriyetine bir müdahalede bulunulduğu açıktır.

24. Anılan müdahale, Anayasa’nın 22. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen haklı sebeplerden bir veya daha fazlasına dayanmadığı ve Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen koşulları yerine getirmediği müddetçe Anayasa’nın 22. maddesinin ihlalini teşkil edecektir. Bu nedenle sınırlamanın, Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen kanun tarafından öngörülme, meşru amaç taşıma, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama koşullarına uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir. (Ahmet Temiz, § 36).

25.Somut olayda 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun'un 68. maddesinin hükümlülerin ceza infaz kurumlarından yaptıkları yazışmaların denetimi ve sınırlandırılmasının kanuni dayanağını oluşturduğu anlaşılmaktadır (Ahmet Temiz, §§ 37-46). Öte yandan, haberleşme hürriyetinin düzenlendiği Anayasa'nın 22. maddesinin ikinci fıkrasında söz konusu sınırlama sebeplerine bağlı kalınarak yapılacak sınırlamanın ancak usulüne uygun olarak verilecek hâkim kararıyla mümkün olabileceği belirtildikten sonra üçüncü fıkrasında "İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunda belirtilir." denilerek bu kuralın da mutlak olmadığı ve bu kurala bazı kurumlar yönünden kanunla sınırlamalar getirilebileceği açıkça düzenlenmiştir (AYM, E.2014/122, K.2015/123, 30/12/2015, § 71). Bu bağlamda ceza infaz kurumları, Anayasa'nın 22. maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında istisnaların uygulanacağı kamu kurumlarındandır (Mehmet Koray Eryaşa, B. No: 2013/6693, 16/4/2015, §§ 74-76).

26. Mektubun sakıncalı bulunarak imha edilme sebebi, anılan mektupta terörörgütü ile haberleşmeyi sağlayan ifadeler kullanılması gösterilmiştir. Bu kapsamda başvurucunun mektubunun, Disiplin Kurulu Başkanlığınca denetlenmesi suretiyle haberleşme hürriyetine yapılan müdahalenin, kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi ile ceza infaz kurumlarında asayiş ve güvenliğin sağlanması amaçlarını taşıdığı, bunun da Anayasa'nın haberleşme hürriyetine ilişkin 22. maddesinin ikinci fıkrası kapsamında meşru bir amaç olduğu sonucuna varılmıştır (Ahmet Temiz, § 51).

27. Ceza infaz kurumlarında tutulmanın kaçınılmaz sonucu olarak suçun önlenmesi ve disiplinin temini gibi ceza infaz kurumunda güvenliğin sağlanmasına yönelik kabul edilebilir makul gerekliliklerin olması durumunda hükümlü ve tutukluların sahip oldukları haklar sınırlandırılabilir (Turan Günana, B. No: 2013/3550, 19/11 /2014, § 35).

28. Somut olaya konu mektubun gönderildiği radyonun, terör örgütünün yayın organı olarak çalıştığı ve terör örgütü üyelerinin gönderdiği mektupları yayınlayarak örgüt içi haberleşmeyi sağladığı mektup içeriğinden anlaşılmaktadır. Başvurucunun da radyo aracılığıyla ceza infaz kurumlarında ve "özgürlük kampları" şeklinde tanımladığı terör örgütü kamplarında bulunan örgüt üyeleriyle iletişim kurmak ve örgütsel dayanışmayı canlı tutmak amacıyla mektup yazdığı görülmektedir. Ayrıca başvurucunun mektupta, ülkenin bir bölümünü "Kürdistan", terör örgütü üyelerini "gerilla, direnişçi", terör örgütleri ile mücadele kapsamında ölen örgüt üyelerini "şehit" olarak tanımlayarak ve terör eylemlerini "senaryo" adı altında hikâyeleştirerek terör örgütünü ve silahlı eylemlerini meşrulaştırmaya çalıştığı anlaşılmaktadır.

29. Mektupta kullanılan üslup ve gönderilen kişi ile muhatabın farklı olması birlikte değerlendirildiğinde, radyo vasıtasıyla örgüt içi haberleşmenin sağlanmaya çalışıldığı ve mektubun şiddeti meşru gösteren, şiddete teşvik edici bir şekilde kaleme alındığı anlaşılmaktadır. Buna göre örgüt üyelerinin haberleşmesi amacıyla yazıldığı veşiddet içeriği tartışmasız olanmektubun sakıncalı görülerek imhası şeklindeki müdahalenin Anayasa'nın 22. maddesi anlamında kamu düzeninin korunması ve suç işlenmesinin önlenmesi için ihtiyaç duyulan demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olmadığı ve müdahalenin ulaşılmak istenen amaçla ölçülü olduğu sonucuna varılmıştır. Bu kapsamda İnfaz Hâkimliği kararının da ilgili ve yeterli gerekçeler içerdiği görülmektedir. Sonuç olarak somut olayda haberleşme hürriyetine yönelik açık ve görünür bir ihlal bulunmamaktadır.

30.Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 4/7/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Musa Şanak [1.B.], B. No: 2015/15698, 4/7/2018, § …)
   
Başvuru Adı MUSA ŞANAK
Başvuru No 2015/15698
Başvuru Tarihi 10/9/2015
Karar Tarihi 4/7/2018

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza infaz kurumunda hükümlü olarak bulunan başvurucu tarafından gönderilmek istenen mektubun sakıncalı bulunarak muhatabına gönderilmemesine karar verilmesi nedeniyle haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı Haberleşme-Sakıncalı mektup Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5275 Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun 68
121
5237 Türk Ceza Kanunu 298
Tüzük 6/4/2006 Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük 91
122
123
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi