logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Bercan Aktaş, B. No: 2015/15860, 10/10/2019, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

BERCAN AKTAŞ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2015/15860)

 

Karar Tarihi: 10/10/2019

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Engin YILDIRIM

Üyeler

:

Recep KÖMÜRCÜ

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Recai AKYEL

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

Raportör

:

Abdullah UÇAR

Başvurucu

:

Bercan AKTAŞ

Vekili

:

Av. Ali Deniz CEYLAN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, tutuklama tedbirlerinin hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının; ifade özgürlüğü kapsamındaki eylemlerin tutuklamaya konu edilmesi nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 10/9/2015 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:

A. Genel Bilgiler

6. PKK'nın terör örgütü olduğu ulusal ve uluslararası makamlar tarafından kabul edilmiş tartışmasız bir olgudur. Anılan örgütün gerçekleştirdiği terörist şiddet, bölücü amaçları dolayısıyla anayasal düzene, millî güvenliğe, kamu düzenine, kişilerin can ve mal emniyetine yönelik ağır tehdit oluşturmaktadır. Bu yönüyle ülkenin toprak bütünlüğünü hedef alan PKK kaynaklı terör, onlarca yıldır Türkiye'nin en hayati sorunu hâline gelmiştir (Gülser Yıldırım (2) [GK], B. No: 2016/40170, 16/11/2017, §§ 7-18).

7. Bununla birlikte kamuoyunda demokratik açılım süreci, çözüm süreci ve Millî Birlik ve Kardeşlik Projesi gibi farklı isimlerle ifade edilen süreç içinde 2012 yılının son döneminden itibaren PKK tarafından gerçekleştirilen terör saldırıları önemli ölçüde azalmıştır. Ancak Suriye'de son yıllarda yaşanan iç savaşın Türkiye'nin güvenliği üzerinde etkileri olmuş, PKK ve DAEŞ kaynaklı terör olayları yeniden artmaya başlamıştır. Kamuoyunda 6-7 Ekim olayları ve hendek olayları olarak bilinen terör eylemleri bunların başında gelmektedir (Gülser Yıldırım (2), §§ 21-30).

8. Türkiye 2015 yılı Haziran ayından itibaren yeniden yoğun bir şekilde terör saldırılarına maruz kalmıştır. Bu kapsamda PKK tarafından Şırnak il merkezi ile Cizre, Silopi ve İdil ilçelerinde, Hakkâri'nin Yüksekova ilçesinde, Diyarbakır'ın Silvan, Sur ve Bağlar ilçelerinde, Mardin'in Dargeçit, Nusaybin ve Derik ilçelerinde, Muş'un Varto ilçesinde cadde ve sokaklara çukurlar kazılıp barikatlar kurularak, bu barikatlara bomba ve patlayıcılar yerleştirilerek teröristler tarafından bu yerleşim yerlerinin bir kısmında öz yönetim adı altında hâkimiyet sağlanmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda çok sayıda terörist, halkın bu yerlere giriş ve çıkışını engellemek istemiştir. Güvenlik güçleri, çukurların kapatılması ve barikatların kaldırılması suretiyle yaşamın normale dönmesini sağlamak amacıyla operasyonlar yapmış ve teröristlerle çatışmaya girmiştir. Aylarca devam eden bu operasyon ve çatışmalar sırasında yaklaşık iki yüz güvenlik görevlisi hayatını kaybetmiş, tonlarca bomba ve patlayıcı imha edilmiştir.

9. Terör saldırılarının gittikçe yoğunlaştığı ve ülkenin birçok bölgesine yayıldığı bu dönemde, hem güvenlik güçleri hem de siviller hedef alınmıştır.

B. Başvurucunun Tutuklanmasına İlişkin Süreç

10. 15/8/2015 tarihinde PKK tarafından Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde gerçekleştirilen terör saldırısında, Hakkari Özel Hareket Şube Müdürlüğünde görevli Komiser A.Ç. şehit edilmiştir. Başvurucu aynı gün bu olayla ilgili olarak Twitter hesabında şöyle bir paylaşımda bulunmuştur:

"Şemdinli’de Polis Özel Harekat komiseri A.Ç. etkisiz hale getirilmiştir."

11. Başvurucu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca terör örgütü propagandası yapma suçundan yürütülen soruşturma kapsamında 17/8/2015 tarihinde gözaltına alınmıştır.

12. Başvurucunun 18/8/2015 tarihinde Savcılıkta üç müdafii huzurunda verdiği ifadesinin ilgili kısımları şöyledir:

"BercanAktaş@bercanaktaş rumuzlu kullanıcı ben olmaktayım. Twitter hesabımdan 15/08/2015 günü saat: 22:21 sıralarında www.twitter.com adresinde 'Şemdimli'de Polis Özel Hareket Polisi A.Ç. etkisiz hale getirilmiştir' şeklindeki yazıyı ben yazdım paylaştım. Ben öğrenciyim. Halen ben İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya Bölümü son sınıf öğrenciyim. Aynı zamanda HDP Parti Meclis Üyesiyim.

Ben ifademde belirttiğim gibi bu sözle anlattığım bir ironiydi. Ben barış dilini kullanmak istemiştim. Ancak yalnız amacım kesinlikle bir örgüt propagandası değildir. Bu yazıyı yazarken ben komiserin kimler tarafından öldürüldüğünü bilmiyordum. Yazdığım twit yanlış anlaşılmıştır. İfadem de konuyu açıklık getirdim. Zaten bu yazıdan ve tepkilerden sonra ne amaçla yazdığımı yine twitter üzerinden lafımı geri aldığımı ve özür dilediğimi yazmıştım. Emniyet ifademde belirttiğim gibi kimseyi övmek gibi bir kastım yoktur.

Benim amacım kesinlikle şiddeti övmek değil. Ben barış yanlısıyım. Bu durumların tekrarlanmaması için ben ve mensubu olduğum partim HDP bir çatışmamasızlık ortamı için çağrı yapmıştır. Bende bu çağrıya katılıyorum başka düşüncem yoktur.

Ayrıca Emniyet ifademi tekrar ederim. Dikkat edildiyse getirilmiştir şeklinde yazmadığım için bir sahiplenmem söz konusu değildir. Hiç bir şekilde şiddete davet olmamıştır."

13. Başvurucu 18/8/2015 tarihinde terör örgütü propagandası yapma suçundan tutuklanması istemiyle İstanbul 6. Sulh Ceza Hâkimliğine sevk edilmiştir. Tutuklamaya sevk yazısında başvurucunun üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve tutuklama nedeninin bulunduğu belirtilmiştir.

14. Başvurucunun sorgudaki ifadesinde özetle; suçlamaları kabul etmediğini, suçlama konusu yapılan sosyal medya paylaşımlarının örgüt propagandası ve suç unsuru içermediğini ifade etmiştir.

15. Başvurucu, İstanbul 6. Sulh Ceza Hâkimliğinin 18/8/2015 tarihli kararıyla terör örgütü propagandası yapma suçundan tutuklanmıştır. Tutuklama kararının gerekçesinin ilgili kısımları şöyledir:

"Şüphelinin terör örgütü propagandası yapmak suçundan terörle mücadele kanunun 7/2 maddesi uyarınca tutuklanması talep edilmiştir. Anılan madde metninde terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek yada bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın veya yayın yolu ile işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında arttırılır şeklinde düzenleme yapıldığı görülmektedir. Şüphelinin sosyal medyadaki tweetter hesabından yayınlamış olduğu tweetinde 'Şemdinli'de polis özel harekat komiseri A.Ç. etkisiz hale getirilmiş' şeklinde paylaşımda bulunduğu görülmüştür, önceden beri etkisiz hale getirmek tabiri çatışmada öldürülen teröristlere dönük olarak kullanılagelen bir tabirdir, terör ile mücadelede hayatını kaybeden güvenlik görevlileri için Şehit tabiri kullanılmaktadır ancak son dönemlerde Yargıtay kararlarında terör örgütü listesinde bulunan pkk silahlı terör örgütü mensupları Türkiye'de bir savaşın var olduğunu dile getirerek bu savaşta ölen kendi mensupları için şehit tabirini kullanmakta kendilerine göre karşı taraf içinde etkisiz hale getirildi tabirini kullanmakta olduğu bir vakadır.

Şüpheli paylaşmış olduğu tweet ile yukarıda da açıklandığı üzere terör örgütü tarafından benimsenen bir söylemi açıkça dile getirmiştir. Terör ile Mücadele Kanununun 7/2 maddesinde bahsedildiği üzere şüphelinin bir terör örgütünün cebir şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek ölçüde çatışmada hayatını kaybeden bir güvenlik görevlisi için etkisiz hale getirilmiş tabirini kullanması suçun unsurlarını içerecek nitelikte kabul edilmelidir.

Suçun basın yayın yolu ile işlenmesi de verilecek cezanın arttırım nedenidir.

Şüphelinin üzerine atılı suçtan CMK 100 maddesinde sayılan tutuklama koşulları oluşmuştur.

Şüphelinin üzerine atılı suçun niteliği , mevcut delil durumu , kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin varlığı bu aşamada adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı anlaşıldığından şüphelinin üzerine atılı suçtan CMK 100 ve devamı maddeleri gereğince tutuklanmasına, [karar verildi]."

16. Başvurucu tutuklama kararına itiraz etmiş, İstanbul 7. Sulh Ceza Hâkimliği 28/8/2015 tarihinde itirazın reddine karar vermiştir.

17. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 3/9/2015 tarihli iddianamesi ile başvurucunun terör örgütü propagandası yapmak suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılması istemiyle İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde (Mahkeme) kamu davası açmıştır.

18. Başvurucu 10/9/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

19. İddianamede başvurucuya yöneltilen eylemlere ilişkin olarak değerlendirmeler şöyle ifade edilmiştir:

"...15/8/2015 günü Hakkari ili Şemdinli İlçesinde PKK/KCK terör örgütü mensuplarının yol kapatıp kimlik kontrolü yapmaları üzerine, olay yerine intikal eden güvenlik güçlerimize yönelik terör örgütü mensuplarınca roket atar ve ağır silahlar ile saldırıda bulunulduğu, çıkan çatışmada Hakkari Özel Hareket Şube Müdürlüğünde görevli komiser A.Ç. nin şehit edildiği, şehit komiserin haberinin basın ve yayın organlarında yayınlanmasından sonra yukarıda açık kimliği yazılı bulunan şüpheli Bercan Aktaş’ın bu olay nedeniyle www.twitter.com isimli sosyal paylaşım sitesinden 15/8/2015 günü saat 22.21 sıralarında 'BercanAktaş@bercanaktas' rumuzlu kullanıcı profili ile 'Şemdinli’de Polis Özel Harekat komiseri A.Ç. etkisiz hale getirilmiş' şeklinde paylaşım yaptığı 16/5/2015 günlü tespit tutanağı ile anlaşılmıştır.

Şüpheli Bercan Aktaş Emniyet Müdürlüğü, Savcılık ve Hakimlik önünde yaptığı verdiği savunmalarında özetle; HDP parti meclisi üyesive aynı zaman öğrenci olduğunu, twitter hesabında şiddeti öven hiç bir yazısının olmadığını, insan olan hiç kimsenin zaten şiddeti övemeyeceğini, son dönemlerde sıkça kullanılan etkisiz hale getirilmiş cümlesi ölenlerin yakınlarının canını acıttığını,kendisinin bu noktaya dikkat çekmek amacıyla böyle bir tweet attığını, daha sonra tepkileri görünce olayın yanlış yere gittiğini fark ettiğini, bir saat sonra ifadesini geri aldığını ve özür dilediğini, parti olarak savaşa karşı olduklarını, savaşta ölenlerin yakınlarının durumunu anlatabilmek amacıyla böyle bir yola başvurduğunu, savaş ile barış arasında barışın yanında olduğunu, bu savaşta evlatlarını kaybeden anaların durumunu bu twet ile anlatmaya çalıştığını, ancak etkisiz hale getirilmiş cümlesini tırnak içine almayı unuttuğunu, bu sebeple de haketmediği şekilde eleştirildiğini, halen de tehdit edildiğini suçlamaları kabul etmediğini belirtmiştir.

Suça ve şüphelinin savunmasına konu ve 'Şemdinli’de Polis Özel Harekat komiseri A.Ç. etkisiz hale getirilmiş' yazısı üzerine gelen tepkiler sonrası yine şüphelinin kendisi tarafından ve aynı site üzerinden;

'İnsanlara dönük 'etkisiz hale getirildi' dilinin ne kadar çirkin olduğunu anlatmak için o twiti attım. Hiçbir insan aşağılanamaz, düşüncelerinden kimliğinde ya da inancından dolayı insan onuru ayaklar altına alınama. Bu savaşta yitirdiğimiz hiç kimse 'etkisiz hale gelen' değersiz canlar değildir. Hepsi ortak acımızdır. Bu şekilde bakmazsak toplumsal barışı ve bir arada yaşama iradesini inşa etmekte zorlanırız. Dünkü twitim ironi içeren bir twitti. Başka şekilde yorumlayanlar her gün kendi kullandıkları dile bakıp utanmalıdır.'

'etkisiz hale getirildi' sözü incitici bir söz. Her gün bu sözle insanlar incitiliyor. Ben payıma düşeni yapıp özür diliyorum.

'Savaşın yarattığı psikoloji hepimiz dağıttı. Ölü birisine dönük bu saygısızlıktan ötürü özeleştiri veriyorum. Barış dilinden şaşmamalıyım'

'Bir açıklama 'etkisiz hale getirilmek' gerçekten de hiçbir insana söylenmemesi gereken bir laf Mucitleri utansın. Lafımı geri alıyorum.'

Şeklindeki yazıları ile önceden yazdığı yazının gerekçelerini belirtipözür dilediğini ve sözünü geri aldığını belirtmiştir.

Şehit Komiser A.Ç.nin -Yargıtay kararlarına terör örgütü listesinde bulunan- PKK/KCKsilahlı terör örgütü mensuplarınca şehit edildiği, terör ile mücadelede hayatını kaybeden güvenlik görevlileri için Şehit tabirinin kullanıldığı, önceden beri etkisiz hale getirmek tabirinin ise çatışmada öldürülen teröristlere dönük olarak kullanılagelen bir tabir olduğu bilinmektedir.

Şehit Komiser A.Ç. nin 15/8/2015 günü Hakkari ili Şemdinli İlçesinde PKK/KCK terör örgütü mensuplarının yol kapatıp kimlik kontrolü yapmaları üzerine, olay yerine intikal eden güvenlik güçlerimize yönelik terör örgütü mensuplarınca roket atar ve ağır silahlar ile saldırıda bulunulması sonrasında çıkan çatışmada şehit edildiğini şüphelinin bildiği ve bu olayda devletin resmi görevli memuru karşısında şiddet uygulayan bir silahlı terör örgütünün de bulunduğu açıktır.

Şüphelinin bu olayın hemen sonrasından tweetter hesabından paylaştığı şehit komiser için '...etkisiz hale getirilmiş' sözünün cebir ve şiddet uygulayan silahlı terör örgütünün davranış ve eylemlerini öven bir söz niteliğinde olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Şüphelinin bu şekildeki eyleminin 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 7/2 inci maddesinde düzenlenip tanımlanan terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapmak suçunu oluşturduğu, bu suçu da yayın yolu ile işlemiş olduğu bu nedenle 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 7/2 ikinci cümlesine göre verilecek cezanın yarı oranında artırılması gerektiği kanun gereğidir.

Şüphelinin gelen tepkiler üzerine özür dilemesi ve lafını geri alması suçu ortadan kaldırmıyorsa da şüphelinin lehine değerlendirilecek bir durumdur.

Şüphelinin tweetter hesabından yayınlamış olduğu söz, savunma ve tüm soruşturma kapsamına göre yasal unsurları oluşan suçtan dolayı şüpheli hakkında dava açmak için yeterli delil ve şüphe bulunduğu anlaşılmıştır."

20. Mahkeme 9/9/2015 tarihinde iddianamenin kabulüne karar vermiş ve E.2015/272 sayılı dosya üzerinden kovuşturma aşaması başlamıştır.

21. Başvurucu 14/9/2015 tarihinde yapılan tensip incelemesi sonunda tahliye edilmiştir.

22. Mahkeme 26/11/2015 tarihinde başvurucunun terör örgütü propagandası yapma suçundan 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezanın ertelenmesine karar vermiştir. Karar gerekçesinin ilgili kısımları şöyledir:

"...Sanık Bercan Aktaş'ın suç tarihi olan 15/08/2015 günü Hakkari ili Şemdinli İlçesinde PKK/KCK terör örgütü mensuplarının yol kapatıp kimlik kontrolü yapmaları üzerine olay yerine intikal eden güvenlik güçlerine yönelik terör örgütü mensuplarınca roket atar ve ağır silahlar ile saldırıda bulunulması nedeniyle çıkan çatışmada şehit edilen Hakkari İl Emniyeti Özel Hareket Şube Müdürlüğünde görevli komiser A.Ç. ile ilgili olarak ve şehit komiserin haberinin basın ve yayın organlarında yayınlanmasından sonra bu olay nedeniyle www.twitter.com isimli sosyal paylaşım sitesinden 15/8/2015 günü saat 22.21 sıralarında 'BercanAktaş@bercanaktas' rumuzlu kullanıcı profili ile 'Şemdinli’de Polis Özel Harekat komiseri A.Ç. etkisiz hale getirilmiş' şeklinde yapmış olduğu paylaşım ile silahlı terör örgütü PKK'nın silahlı mücadele yöntemi olarak nitelendirilen ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 1.maddesindeki terör tanımında ifadesini bulan yöntemlerden olan cebir - şiddet eylemini meşrulaştırdığı, sanığın bu şekilde PKK ve destekçileri tarafından benimsenen ve kullanılan bir dili kullandığı, yukarıda ifade edildiği üzere hakim olduğu ülke toprakları üzerinde hukuki çerçevede silahlı şiddet tekelini elinde bulunduran devlet aygıtının güvenlik birimlerinden birisine mensup olup, asayiş ve kolluk görevi gereği girmiş olduğu silahlı çatışmada hayatını kaybeden ve hukuken şehit statüsünde olan bir kolluk mensubu ile alakalı olarak silahlı çatışmada hayatını kaybeden PKK mensupları ile eşit statüde olduğu intibaı ve algısını yaratacak şekilde ve silahlı çatışma ve mücadele biçiminin haklı ve meşru bir mücadele biçimi olduğu düşüncesini doğuracak şekilde yorumda bulunup bu içerikteki iletiyi birden fazla kişinin vukufiyetine elverişli bir ortam niteliğindeki internetteki sosyal medya hesabı üzerinden paylaşarak görüş ve düşüncesini alenileştirdiği, sanığın böylelikle terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek şekilde propagandasını yapmak suretiyle silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu işlediği, eyleminin 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7/2 maddesindeki yasal suç tanımına uyduğu ve suçun yasal unsurları itibariyle oluştuğu vicdani sonuç ve kanısına varılmakla sanığın sübuta eren eylemine uyan 3713 SK.nun 7/2 maddesi uyarınca cezalandırılmasına, suçun basın yayın araçlarından internet üzerinden işlenmesi nedeniyle aynı madde ve fıkra hükmünün ikinci cümlesi uyarınca sanığa verilen cezada yarı oranında artırım yapılmasına karar verilmiş,

Sanığın olay günü saat 22.21 itibariyle suça konu tweeti attığı sırada suç kastı ile hareket ettiği, suça konu tweeti attıktan sonra gelen tepkiler üzerine özür dilemesi ve sonraki açıklamalarının suç kastını ortadan kaldırmadığı, bunların sadece işlenen fiilden ötürü pişmanlık sözleri olup ancak TCK.nun 61. maddesi bağlamında temel cezanın belirlenmesinde bir kriter olarak ve TCK.nun 62.maddesindeki takdiri indirim nedenleri ile cezanın ertelenmesine ilişkin TCK.nun 51.maddesinin tatbiki yönünden hüküm ifade edeceği düşüncesi ve kabulü..."

23. Dava, bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla Yargıtay nezdinde derdesttir.

IV. İLGİLİ HUKUK

24. İlgili hukuk için bkz. Besime Konca (B. No: 2017/5867, 3/7/2018, §§ 43-53) başvurusuna ilişkin karar.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

25. Mahkemenin 10/10/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Tutuklamanın Hukuki Olmadığına İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları

26. Başvurucu; tutuklamaya konu eylemlerinin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gereken beyanlarından ibaret olduğunu, tutuklamanın ölçüsüz bir tedbir olduğunu, kuvvetli suç şüphesini ortaya koyan bir delilin bulunmadığını, tutuklama kararının hukuka aykırı olarak verildiğini, tutuklama ve tutukluluğa itirazın reddi kararlarının somut ve hukuki gerekçeden yoksun olduğunu, bu kararlarda tutuklama nedenlerinin gösterilmediğini ileri sürmüştür.

2. Değerlendirme

27. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Bu itibarla somut olayda başvurucunun bu bölümdeki iddialarının özünün tutuklamanın hukuki olmadığına yönelik olduğu anlaşılmış, başvurucunun bu bölümdeki şikâyetlerinin Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

28. Anayasa'nın "Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması" kenar başlıklı 13. maddesi şöyledir:

"Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz."

29. Anayasa'nın "Kişi hürriyeti ve güvenliği" kenar başlıklı 19. maddesinin birinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının birinci cümlesi şöyledir:

"Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir.

Suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler, ancak kaçmalarını, delillerin yokedilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösterilen diğer hallerde hâkim kararıyla tutuklanabilir."

a. Genel İlkeler

30. Genel ilkeler için bkz. Gülser Yıldırım (2) ([GK], B. No: 2016/40170, 6/12/2016, §§ 110-124) başvurusuna ilişkin karar.

b. İlkelerin Olaya Uygulanması

31. Başvurucu, terör örgütü propagandası yapma suçunu işlediği iddiasıyla 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 100. maddesi uyarınca tutuklanmıştır. Bu itibarla başvurucunun kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına tutuklama suretiyle yapılan müdahalenin kanuni bir temeli bulunmaktadır.

32. Kanuni dayanağı bulunduğu anlaşılan tutuklama tedbirinin meşru bir amacının olup olmadığı ve ölçülülüğü incelenmeden önce tutuklamanın ön koşulu olan suçun işlendiğine dair kuvvetli belirtinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekir.

33. Başvurucunun tutuklanmasına dayanak olan eylem 15/8/2015 tarihinde PKK tarafından Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde gerçekleşen terör saldırısında, Hakkari Özel Hareket Şube Müdürlüğünde görevli Komiser A.Ç.nin şehit edildiği haberinin basında yayımlanması üzerine başvurucu aynı gün sosyal paylaşım hesabından "Şemdinli’de Polis Özel Harekat komiseri A.Ç. etkisiz hale getirilmiş." şeklinde açıklamalarda bulunduğunun tespit edilmesidir.

34. Somut olay değerlendirildiğinde ilk olarak suça konu açıklamaların Hendek olayları sırasında yapıldığı görülmektedir. Bu olaylar ülkenin önemli bir bölümünün PKK kaynaklı terör şiddetini en ağır şekilde yaşadığı dönemlerden biridir. Bu tarihlerde Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki birçok yerleşim yerinde PKK, şehirlerin bir kısmını işgal etmiş ve özerklik ilan etme girişiminde bulunmuştur.İkinci olarak başvurucu bu açıklamayı devletin terör örgütü ile giriştiği meşru mücadelede hayatını kaybeden A.Ç.nin şehit edildiği haberinin basında yayımlanması üzerine yapmıştır.

35. Bu itibarla soruşturma mercilerinin söz konusu açıklamaların yapıldığı dönemi ile içeriğini ve bağlamını birlikte dikkate alarak yukarıda yer verilen açıklamanın güvenlik güçleriyle çatışma hâlinde olan terör örgütü mensuplarının eylemlerini öven, meşru gösteren hatta sahiplenen nitelikte olduğu yönündeki değerlendirmelerinin ve bu açıklamaların yapılmasını suç işlendiğine dair kuvvetli belirti olarak kabul etmelerinin temelsiz olduğu söylenemez.

36. Sonuç olarak başvurucu yönünden suç şüphesini doğrulayan kuvvetli belirtilerin bulunmadığının kabulü mümkün değildir.

37. Diğer taraftan başvurucu hakkında uygulanan ve kuvvetli suç şüphesinin bulunması şeklindeki ön koşulu yerine gelmiş olan tutuklama tedbirinin meşru bir amacının olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir.

38. İstanbul 6. Sulh Ceza Hâkimliğince başvurucunun tutuklanmasına karar verilirken işlendiği iddia olunan terör örgütü propagandası yapma suçunun vasıf ve mahiyetine, suça ilişkin kanunda öngörülen yaptırımın ağırlığına, işin önemine, kaçma ve saklanma hususunda kuvvetli şüphenin bulunduğuna dayanıldığı görülmektedir.

39. Başvurucunun tutuklanmasına karar verilen terör örgütü propagandası yapma suçu, Türk hukuk sistemi içinde ağır cezai yaptırımlar öngörülen suç tiplerindendir. İsnat edilen suça ilişkin kanunda öngörülen cezanın ağırlığı kaçma şüphesine işaret eden durumlardan biridir (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Hüseyin Burçak, B. No: 2014/474, 3/2/2016, § 61; Devran Duran [GK], B. No: 2014/10405, 25/5/2017, § 66).

40. Dolayısıyla somut olayın özelliği ve Hâkimlik tarafından verilen kararın içeriği birlikte değerlendirildiğinde başvurucu yönünden özellikle -suçun ağırlığına atfen- kaçma şüphesine ilişkin tutuklama nedenlerinin olgusal temellerinin olduğu söylenebilir.

41. Öte yandan başvurucu hakkındaki tutuklama tedbirinin ölçülü olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Bir tutuklama tedbirinin Anayasa'nın 13. ve 19. maddeleri kapsamında ölçülü olup olmadığının belirlenmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınmalıdır (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Aydın Yavuz ve diğerleri [GK], B. No: 2016/22169, 20/6/2017, § 268; Selçuk Özdemir [GK], B. No: 2016/49158, 26/7/2017, § 76).

42. Öncelikle terör suçlarının soruşturulması kamu makamlarını ciddi zorluklarla karşı karşıya bırakmaktadır. Bu nedenle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı, adli makamlar ve güvenlik görevlilerinin -özellikle organize olanlar olmak üzere- suçlarla ve suçlulukla etkili bir şekilde mücadelesini aşırı derecede güçleştirmeye neden olabilecek şekilde yorumlanmamalıdır (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Süleyman Bağrıyanık ve diğerleri, § 214; Devran Duran, § 64).

43. Ölçülülüğe ilişkin somut olayın yukarıda belirtilen özellikleri dikkate alındığında İstanbul 6. Sulh Ceza Hâkimliğinin isnat edilen suçlar için öngörülen yaptırımın ağırlığını ve işin niteliğini de gözönünde tutarak tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu ve adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı sonucuna varmasının keyfî ve temelsiz olduğu söylenemez.

44. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun tutuklamanın hukuki olmadığı iddiasına ilişkin olarak bir ihlalin bulunmadığı açık olduğundan başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. İfade Özgürlüğünün İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları

45. Başvurucu, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gereken beyanlar nedeniyle tutuklandığını belirterek Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

2. Değerlendirme

46. Anayasa Mahkemesi tutuklama tedbirinin ifade ve basın özgürlükleri, dernek kurma hürriyeti, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakları gibi diğer temel hak ve özgürlükler üzerindeki etkisini incelerken öncelikle tutuklamanın hukuki olup olmadığını ve/veya tutukluluğun makul süreyi aşıp aşmadığını değerlendirmekte; sonrasında tutuklamanın hukukiliğine ya da tutukluluğun süresinin makullüğüne ilişkin vardığı sonucu da dikkate alarak diğer temel hak ve özgürlüklerin ihlal edilip edilmediğini belirlemektedir (Erdem Gül ve Can Dündar [GK], B. No: 2015/18567, 25/2/2016, §§ 92-100; Hidayet Karaca [GK], B. No: 2015/144, 14/7/2015, §§ 111-117; Mehmet Baransu (2), B. No: 2015/7231, 17/5/2016, §§ 157-164; Günay Dağ ve diğerleri [GK], B. No: 2013/1631, 17/12/2015, §§ 191-203; Mehmet Haberal, B. No: 2012/849, 4/12/2013, §§ 105-116; Mustafa Ali Balbay, B. No: 2012/1272, 4/12/2013, §§ 120-134; Kemal Aktaş ve Selma Irmak, B. No: 2014/85, 3/1/2014, §§ 61-75; Faysal Sarıyıldız,B. No: 2014/9, 3/1/2014, §§ 61-75; İbrahim Ayhan, B. No: 2013/9895, 2/1/2014, §§ 60-74; Gülser Yıldırım, §§ 60-74).

47. Somut olayda başvurucunun tutuklanmasının hukuki olmadığına ilişkin iddiası incelendiğinde başvurucunun suç işlemiş olabileceğinden şüphelenilmesi için inandırıcı delillerin bulunduğu, ayrıca olayda tutuklama nedenlerinin mevcut olduğu ve tutuklamanın ölçülü olduğunun söylenebileceği sonucuna varılmıştır (bkz. §§ 30-43). Bu kapsamda yapılan değerlendirmeler dikkate alındığında başvurucunun yalnızca ifade özgürlüğü kapsamında kalan eylemleri nedeniyle soruşturmaya maruz kaldığı ve tutuklandığı iddiası yönünden farklı bir sonuca varılmasını gerekli kılan bir durum bulunmamaktadır.

48. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun tutuklanmasının ifade özgürlüğü ile seçilme ve siyasi faaliyette bulunma haklarını ihlal ettiği iddialarına ilişkin olarak bir ihlalin bulunmadığı açık olduğundan başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Tutuklamanın hukuki olmaması dolayısıyla kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Tutuklanma dolayısıyla ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 10/10/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Bercan Aktaş, B. No: 2015/15860, 10/10/2019, § …)
   
Başvuru Adı BERCAN AKTAŞ
Başvuru No 2015/15860
Başvuru Tarihi 10/9/2015
Karar Tarihi 10/10/2019

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, tutuklama tedbirlerinin hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının; ifade özgürlüğü kapsamındaki eylemlerin tutuklamaya konu edilmesi nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Tutukluluk (suç süphesi ve tutuklama nedeni) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
İfade özgürlüğü Terör örgütünün propagandasını yapma Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5271 Ceza Muhakemesi Kanunu 100
101
141
142
153
5237 Türk Ceza Kanunu 314
3713 Terörle Mücadele Kanunu 7
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi