logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(İ.D. [1.B.], B. No: 2015/15955, 31/10/2018, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

İ.D. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2015/15955)

 

Karar Tarihi: 31/10/2018

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

GİZLİLİK TALEBİ KABUL

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Serruh KALELİ

 

 

Hicabi DURSUN

 

 

Hasan Tahsin GÖKCAN

Raportör

:

Recep KAPLAN

Başvurucu

:

İ.D.

Vekili

:

Av. Tuğhan ÇİFTÇİ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, şeref ve itibara yönelik sözlere karşı açılan tazminat davasının reddi nedeniyle maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 31/8/2015 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

6. 1965 doğumlu olup avukatlık mesleğini icra eden başvurucu, mesleki faaliyetleri sırasında gelişen bazı olaylar nedeniyle resmî belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarının da aralarında bulunduğu pek çok suçtan yargılanmıştır. Anılan yargılama süreçleri esnasında başvurucu 11/6/2012 tarihinde yakalanmış ve gözaltına alınmış, 14/6/2012 tarihinde ise tutuklanmıştır.

7. Başvurucu hakkındaki gözaltı ve tutuklama tedbirlerine ilişkin bu gelişmeler ve başvurucuya isnat edilen suçlar haber ajansları tarafından haberleştirilmiş ve yerel basında pek çok habere konu olmuştur.

8. Genel olarak Antalya'da gelişmelere ilişkin haberler yapan antalyaburada.com isimli internet sitesinde de anılan olaya ilişkin olarak 15/6/2012 tarihinde bir haber yapılmıştır. İlk derece mahkemesinin kararındaki tespitlere göre haberde kullanılan bir fotoğraf başvurucuya ait değildir. Haberde ayrıca başvurucunun adı kısaltılmıştır. Haberin ilgili kısmı şöyledir:

"Antalya'da müvekkilini dolandıran avukat tutuklandı

Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık yaparak müvekkillerini kendisine borçlandırdığı iddiasıyla gözaltına alınan avukat, çıkarıldığı mahkemece tutklanarak cezaevine konuldu.

Antalya Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Mali Suçlar Büro Amirliği ekipleri, Antalya Cumhuriyet Savcılığı'na çok sayıda şikayet gelmesi üzerine aldığı talimat doğrultusunda Antalya Barosu’na kayıtlı avukatlar İ.D. ile A.Ş. ve H.Ö. isimli iki kadın çalışanı gözaltına alınmıştı.

Soruşturma sonucunda zanlılar, emniyetteki sorguları sonrası ''Resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık'' suçlamalarıyla Antalya Adliyesi’ne sevk edildi. Savcılık tarafından iki kadın çalışan serbest bırakılırken, avukat İ.D., nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Mahkeme sonucunda ise İ.D., belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık' suçlamalarıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi."

9. Başvurucu; bu haberle kişilik haklarına, mesleki kariyer ve şöhretine saldırıda bulunulduğu iddiasıyla anılan internet sitesinin sahiplerine (davalılar) karşımanevi tazminat davası açmıştır.

10.Yargılamayı yapan Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi aşağıdaki gerekçelerle davayı reddetmiştir:

"Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesine ait ... sayılı dava dosyasının sureti celp edilerek dosyamız arasına alınmış, incelenmesinde ; davacı hakkında özel belgede sahtecilik, resmi belgede sahtecilik, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmaksuretiyle dolandırıcılık, silahla yağma, kamu kurum kuruluşlar vb tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, beden bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı yağma, serbest meslek sahibi kişilerin dolandırıcılığı suçlarından kamu davası açıldığı ve yargılamasının devam ettiği anlaşılmıştır.

....

Somut olayımızda da yayınlarda yer alan dava konusu haber adli bir olaya ilişkin görünürdeki gerçekliğe uygun bir haberdir. Yayının içerisinde iddia boyutunda olduğu belirtilerek haberyapılmıştır. Ayrıca haberin içeriğinde davacının ismi ve resmi kullanılmamıştır. Bu nedenle yayına konu haber Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesine ait dava dosyasındaki soruşturma hakkında yapılan bir haberdir. Bu nedenle gazeteci maddi gerçeği bulmak zorunda değildir. Görünürdeki gerçeğe uygun haber vermek gerçek haber sayılacağı için gazeteci maddi gerçeği araştırmak ve ortaya çıkarmakla yükümlü değildir. Bu nedenle tamamen basın özgürlüğü sınırları içinde yapılmış olan dava konusu yayın yüzünden davalılar sorumlu tutulamaz. Bu nedenle soruşturma konusu olan adli olay hakkında yapılan haber ,yayınlandığı tarih itibariyle gerçek ve güncel olup, aynı zamanda bir adli vakaya ilişkin olması sebebiyle topluma duyurulmasında kamu yararı bulunduğundan; manevi tazminat şartlarının oluşmaması sebebiyle davanın reddine karar veril[miştir]"

11. Başvurucunun anılan kararı temyiz etmesi üzerine karar, Yargıtayca 4/6/2015 tarihinde onanmıştır. Onama kararı başvurucuya 4/8/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir.

12. Başvurucu 31/8/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Ulusal Hukuk

13. 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun "İlke" kenar başlıklı 24. maddesi şöyledir:

 Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hâkimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir.

Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır.”

14. 4721 sayılı Kanun’un "Davalar" kenar başlıklı 25. maddesinin üçüncü fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

"Davacının, maddî ve manevî tazminat...istemde bulunma hakkı saklıdır."

B. Uluslararası Hukuk

15. İfade özgürlüğünün demokratik toplumdaki önemi ile ifade ve basın özgürlükleri ve itibarın korunmasını isteme hakkı arasındaki ilişkiyle ilgili uluslararası hukuk kaynaklarının derli toplu verildiği bir karar için Haci Boğatekin (B. No: 2014/18101, 26/10/2017, §§ 16-20) kararına bakılabilir.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

16. Mahkemenin 31/10/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

17. Başvurucu; iddialarını genel olarak hakkında bir mahkûmiyet kararı olmamasına rağmen şeref ve itibarına zarar verici nitelikte bir haber yapıldığı, ilk derece mahkemesi kararının Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğu ve hatalı değerlendirmeler içerdiği, ilk derece mahkemesinin basın kartı olmayan davalıların eylemlerini hatalı olarak basın özgürlüğü kapsamında değerlendirdiği, zaten hakkındaki davanın da kumpas olduğu yönündeki gerekçeler üzerine temellendirmiştir. Başvurucu, bu nedenlerle Anayasa'nın, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme), kanunların ve başka uluslararası hukuk metinlerinin pek çok hükmüne atıf yapmak suretiyle adil yargılanma hakkı ile maddi ve manevi varlığını koruma hakkının da aralarında bulunduğu birçok temel hakkın ve ilkenin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

18. Başvurucu 24/2/2017 tarihli dilekçesiyle kendisine yönelik yargılama sürecinde görev alan bazı hâkimlerin Fetullahçı Terör Örgütü/ Paralel Devlet Yapılanması soruşturmaları kapsamında görevlerine son verildiğinibelirtmiş ve başvurusunun değerlendirilmesinde bu hususun da dikkate alınmasını istemiştir.

B. Değerlendirme

19. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının Anayasa'nın 17. maddesi bağlamında incelenmesi uygun görülmüştür.

20. Anayasa'nın 17. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir."

21. Anayasa’nın 17. maddesinin birinci fıkrasında, herkesin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu belirtilmekte olup söz konusu düzenleme, Sözleşme'nin 8. maddesinde düzenlenen özel hayata saygı hakkı kapsamında güvence altına alınan fiziksel ve zihinsel bütünlüğün korunması hakkına karşılık gelmektedir (Sevim Akat Eşki, B. No: 2013/2187, 19/12/2013, § 30).

1. Genel İlkeler

a. Bireyin Şeref ve İtibarının Korunmasında Devletin Pozitif Yükümlülüğü

22. Bireyin kişisel şeref ve itibarı, Anayasa’nın 17. maddesinde yer alan manevi varlık kapsamında yer almaktadır. Devletin bireyin manevi varlığının bir parçası olan kişisel şeref ve itibara üçüncü kişilerin saldırılarını önlemek şeklinde pozitif yükümlülüğü bulunmaktadır (Adnan Oktar (3), B. No: 2013/1123, 2/10/2013, § 33). Şeref ve itibara yönelik olarak basın ve yayın yolu ile yapılan saldırılara karşı bireyin korunmaması hâlinde Anayasa’nın 17. maddesinin birinci fıkrası ihlal edilmiş olabilir (Kadir Sağdıç [GK], B. No: 2013/6617, 8/4/2015, § 36; İlhan Cihaner (2), B. No: 2013/5574, 30/6/2014, § 42).

b. Demokratik Toplum Düzeninin Bir Gereği Olarak İfade ve Basın Özgürlüğü

23. Anayasa Mahkemesi daha önce Anayasa'nın 26. maddesinde yer alan ifade özgürlüğü ile onun özel güvencelere bağlanmış şekli olan ve Anayasa'nın 28. maddesinde yer alan basın özgürlüğünün demokratik bir toplumun zorunlu temellerinden olduğunu, toplumun ilerlemesi ve her bireyin gelişmesi için gerekli temel şartlardan birini oluşturduğunu pek çok kez ifade etmiştir (Mehmet Ali Aydın [GK], B. No: 2013/9343, 4/6/2015, § 69; Bekir Coşkun [GK], B. No: 2014/12151, 4/6/2015, §§ 34-36).Bu bağlamda ifade özgürlüğü ile basın özgürlüğü herkes için geçerli ve demokrasinin işleyişi için yaşamsal önemdedir (Bekir Coşkun, §§ 34-36). Basın özgürlüğünün kamuoyuna çeşitli fikir ve tutumların iletilmesi ve bunlara ilişkin bir kanaat oluşturması için en iyi araçlardan birini sağladığı açıktır (İlhan Cihaner (2), § 63).

c. İnternet Haberciliği ve Basın Özgürlüğü

24. İnternet haberciliğinin de basının temel işlevini yerine getirdiği sürece basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği konusunda tereddüt yoktur (Medya Gündem Dijital Yayıncılık Ticaret A.Ş. [GK], B. No: 2013/2623, 11/11/2015, §§ 36-42).

d. Basının Ödev ve Sorumlulukları

25. Ancak Anayasa'nın 26. ve 28. maddeleri sınırsız bir ifade özgürlüğünü garanti etmemiştir. Anayasa'nın 12. maddesinin "Temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder." biçimindeki ikinci fıkrası, kişilerin sahip oldukları temel hak ve hürriyetleri kullanırken ödev ve sorumluluklarına da gönderme yapmaktadır. 26. maddenin ikinci fıkrasında yer alan sınırlamalara uyma yükümlülüğü, ifade özgürlüğünün kullanımına basın için de geçerli olan bazı görev ve sorumluluklar getirmektedir (Basının görev ve sorumluluklarına ilişkin bkz. Orhan Pala, B. No: 2014/2983, 15/2/2017, § 46; Erdem Gül ve Can Dündar [GK], B. No: 2015/18567, 22/2/2016, § 89; R.V.Y. A.Ş., B. No: 2013/1429, 14/10/2015, § 35; Fatih Taş [GK], B. No: 2013/1461, 12/11/2014, § 67; Önder Balıkçı, B. No: 2014/6009, 15/2/2017, § 43).

26. Bu görev ve sorumluluklar başkalarının şöhret ve haklarının zarar görme ihtimalinin bulunduğu ve özellikle adı verilen bir şahsın itibarının söz konusu olduğu durumlarda özel önem arz eder (Orhan Pala, § 47). Basın özgürlüğü ilgililerin meslek ahlakına saygı göstermelerini, doğru ve güvenilir bilgi verecek şekilde ve iyi niyetli olarak hareket etmelerini zorunlu kılmaktadır. Kötü niyetli olarak gerçeğin çarpıtılması kabul edilebilir eleştiri sınırlarını aşabilir. Dolayısıyla haber verme görevi zorunlu olarak ödev ve sorumluluklar ile basın kuruluşlarının kendiliğinden uymaları gereken sınırlar içermektedir (Orhan Pala, § 48; Medya Gündem Dijital Yayıncılık Ticaret A.Ş., §§ 42, 43; Kadir Sağdıç, §§ 53, 54; İlhan Cihaner (2), §§ 60, 61).

e. Çatışan Haklar Arasında Dengeleme

27. Anayasa Mahkemesi mevcut başvuruya benzer başvurularda, başvurucunun Anayasa’nın 17. maddesinin birinci fıkrasında koruma altına alınan kişisel itibarın korunmasını isteme hakkı ile şikâyet konusu haberi yapan kişilerin Anayasa’nın 28. maddesinde güvence altına alınan basın özgürlüğü ve bu özgürlükle bağlantılı olarak Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğü arasında adil bir dengenin gözetilip gözetilmediğini değerlendirmektedir (Nilgün Halloran, B. No: 2012/1184, 16/7/2014, §§ 27, 41, 52; Ergün Poyraz (2)[GK], B. No: 2013/8503, 27/10/2015, § 49; İlhan Cihaner (2), § 49; Kemal Kılıçdaroğlu, B. No: 2014/1577, 25/10/2017, §§ 56-58). Bu, soyut bir değerlendirme değildir.

28. Çatışan haklar arasında dengeleme yapılabilmesi için mevcut olaya uygulanabilecek olan kriterlerden bazıları şu şekilde sayılabilir:

i. Yayında kamu yararı bulunup bulunmadığı ve yayının genel yarara ilişkin bir tartışmaya katkı sağlayıp sağlamadığı

ii. Toplumsal ilginin varlığı ve konunun güncel olup olmadığı

iii. Haber veya makalenin yayımlanma şartları

iv. Haber veya makalenin konusu, bunlarda kullanılan ifadelerin türü, yayımın içeriği, şekli ve sonuçları

v. Haberde yer alan ifadelerin kim tarafından dile getirildiği

vi. Hedef alınan kişinin kim olduğu, ünlülük derecesi ve önceki davranışları

vii. Kamuoyu ile diğer kişilerin kullanılan ifadeler karşısında sahip oldukları hakların ağırlığı

29. Anayasa Mahkemesi başvurunun koşullarına göre bazıları yukarıda sayılan kriterlerin gerektiği gibi değerlendirilip değerlendirilmediğini denetler (Nilgün Halloran, § 44; Ergün Poyraz (2), § 56; Kadir Sağdıç, §§ 58-66; İlhan Cihaner (2), §§ 66-73). Bunun için başvurucuya yönelik haberlerin -yayımlandığı bağlamdan kopartılmaksızın- olayın bütünselliği içinde değerlendirilmesi gerekir (Nilgün Halloran, § 52; Önder Balıkçı, § 45). Başvurucunun kişisel itibarın korunmasını isteme hakkının gerekçesiz olarak veya Anayasa Mahkemesince ortaya konulan kriterleri karşılamayan bir gerekçe ile korunmaması Anayasa'nın 17. maddesini ihlal edecektir.

2. İlkelerin Olaya Uygulanması

30. Bir avukat olan başvurucu, mesleki faaliyetleriyle ilgili olaylar kapsamında resmî belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarının da aralarında bulunduğu pek çok suçtan tutuklu olarak yargılanmıştır. Başvurucu hakkındaki bu gelişmeler haber ajansları tarafından haberleştirilmiş ve yerel basında pek çok habere konu olmuştur. Davalıların sahibi olduğu internet sitesinde de bu gelişmeler herhangi bir yorum ve değerlendirmeye yer verilmeksizin haberleştirilmiş ancak haber başlığında "Antalya'da Müvekkilini Dolandıran Avukat Tutuklandı" ifadesi kullanılmıştır.

31. Başvurucunun haber içeriğiyle ve kendisi hakkındaki adli sürecin haberleştirilmesiyle ilgili olarak bir itirazı bulunmamaktadır. Başvurucu, şikâyetlerini "Antalya'da Müvekkilini Dolandıran Avukat Tutuklandı" şeklindeki haber başlığına karşı ileri sürmekte ve bu başlıkla kendisi hakkında kesinleşmiş bir mahkeme kararı varmış gibi haber yapıldığından şikâyet etmektedir.

32. Yerel haberler yapan bir internet sitesinin sahibi olan davacıların bir avukatın mesleğiyle ilgili meseleler dolayısıyla maruz kaldığı adli süreçleri haberleştirmeleri tabiidir. Bir avukatın mesleğiyle ilgili konular hakkında yürütülen adli süreçlerle ilgili kamunun bilgi edinme hakkı da vardır.

33. Öte yandan başvuru konusu haber, başvurucu hakkındaki adli gelişmelerle ilgili yerel basında pek çok haberin yer aldığı ve adli gelişmelerin güncelliğini koruduğu bir dönemde yapılmıştır.

34. Haber yapılırken başvurucunun fotoğrafının verilmemiş olması ve isminin açıkça yazılmamış olması da basın özgürlüğü lehine yapılacak değerlendirmelerde dikkate alınması gereken hususlardır.

35. Basın özgürlüğünün bir dereceye kadar abartıya ve hatta kışkırtmaya izin verecek şekilde geniş yorumlanması gerektiği hatırlanmalıdır (Ali Kıdık, B. No: 2014/5552, 26/10/2017, § 77). Davalılar, başvurucu hakkındaki adli süreci çarpıcı bir biçimde aktarmak için habere "Antalya'da Müvekkilini Dolandıran Avukat Tutuklandı" şeklinde bir başlık atmışlardır. Haberin içeriğiyle birlikte değerlendirildiğinde okuyucuların bu başlığın başvurucu hakkındaki adli süreci yansıtmak amacıyla kullanıldığını kavrayabilecekleri kabul edilmelidir. Başvurucu hakkındaki haberin tamamı dikkate alındığında davalıların ifade özgürlüğünü kullanırken kendileri için de geçerli olan görev ve sorumluluklara uygun davranmadıkları sonucuna ulaşılmamıştır.

36. Somut olayda ilk derece mahkemesi,ifade ve basın özgürlüğü ile şeref ve itibar hakkının korunması hakları arasında bir dengeleme yapmaya yapmıştır. İlk derece mahkemesi, değerlendirmelerinde başvurucu hakkında haberleştirilen adli sürecin gerçeği yansıttığını tespit ettikten sonra haber içeriğinin objektif bir aktarımdan ibaret olduğuna ve haberde başvurucunun isminin ve resminin yer almadığına dikkat çekmiştir. Mahkeme, haberde güncellik unsurunun da gerçekleştiğine ve haberin yapılmasında kamu yararı bulunduğuna işaret ederek başvurucunun manevi tazminat davasını reddetmiştir.

37. İlk derece mahkemesi kararında Anayasa Mahkemesi içtihatlarında ortaya konulan kriterler önemli ölçüde karşılanmıştır. Kararla Anayasa Mahkemesinin vardığı sonuçlar birlikte değerlendirildiğinde başvurucunun davasının reddini haklı göstermek için Mahkemenin sunduğu gerekçeler ilgili ve yeterli kabul edilmiştir.

38. Bu şartlarda yukarıdaki değerlendirmelerin tamamı ve yargı mercilerinin farklı çıkarları dengelerken sahip oldukları takdir payları da dikkate alındığında Anayasa’nın 17. maddesinin birinci fıkrasında yer alan pozitif yükümlülüklere uyulduğu, tarafların haklarının derece mahkemelerince değerlendirilmesinde açık bir dengesizlik saptanmadığı ve bu kapsamda bir ihlalin olmadığının açık olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

39. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

Hasan Tahsin GÖKCAN bu sonuca; başvuru konusunun Anayasa'nın özel hayatın korunmasına ilişkin 20. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine yönelik farklı gerekçeyle katılmaktadır.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,

B. Şeref ve itibarın korunması hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 31/10/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(İ.D. [1.B.], B. No: 2015/15955, 31/10/2018, § …)
   
Başvuru Adı İ.D.
Başvuru No 2015/15955
Başvuru Tarihi 31/8/2015
Karar Tarihi 31/10/2018

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, şeref ve itibara yönelik sözlere karşı açılan tazminat davasının reddi nedeniyle maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Maddi ve manevi varlığın korunması hakkı Şeref ve İtibarın Korunması (İfade Özgürlüğü Hariç) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 4721 Türk Medeni Kanunu 24
25
Sözleşme 4/11/1950 Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 10
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi