TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
KEREM ALTIPARMAK VE YAMAN AKDENİZ BAŞVURUSU (3)
(Başvuru Numarası: 2015/17387)
Karar Tarihi: 20/11/2019
Başkan
:
Recep KÖMÜRCÜ
Üyeler
Engin YILDIRIM
Celal Mümtaz AKINCI
Rıdvan GÜLEÇ
Recai AKYEL
Raportör Yrd.
Derya ATAKUL
Başvurucular
1. Kerem ALTIPARMAK
2. Yaman AKDENİZ
Vekili
Av. Sevgi KALAN GÜVERCİN
Av. Ali Deniz CEYLAN
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, ulusal ölçekte yayın yapan bir gazetenin internet sayfasında yer alan bir köşe yazısına erişimin engellenmesi kararı verilmesinin ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 6/11/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucular, başvuru tarihinde internet ve insan hakları alanında çalışan akademisyenlerdir. Başvurucuların akademik çalışmaları hakkında detaylı bilgi için Kerem Altıparmak ve Yaman Akdeniz (2) (B. No: 2015/15977, 12/6/2019, § 12) kararına bakılabilir.
8. Ulusal ölçekte yayın yapan Sözcü gazetesinde yer alan ve gazeteci B.C. tarafından kaleme alınan "Savcı kaçtı, Sanık oturuyor" başlıklı köşe yazısının çevrim içi versiyonuna talepte bulunanın dilekçesi üzerine İstanbul 1. Sulh Ceza Hâkimliğince 7/9/2015 tarihinde erişim engellenmiştir.
9. Başvurucular, bilgi ve fikir alma haklarının ihlal edildiğini belirterek erişimin engellenmesi kararına itiraz etmişlerdir. Başvurucuların itirazı taraf sıfatlarının olmadığı, ayrıca bu aşamada bir zararlarının bulunmadığı gerekçe gösterilerek İstanbul 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 2/10/2015 tarihli ek kararı ile reddedilmiştir.
10. Başvurucuların ek karara yaptıkları itiraz da İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 23/10/2015 tarihli kararı ile reddedilmiştir.
11. Ret kararı başvuruculara 6/11/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Başvurucular aynı tarihte bireysel başvuruda bulunmuşlardır.
IV. İLGİLİ HUKUK
12. İlgili uluslararası hukuk kuralları için Kerem Altıparmak ve Yaman Akdeniz (2) (aynı kararda bkz. §§ 21-26) kararına bakılabilir.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
13. Mahkemenin 20/11/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
14. Başvurucular;
i. Türkiye'nin önde gelen insan hakları araştırmacıları ve aktivistlerinden olduklarını, bahsi geçen gazetenin internet sitesinde yer alan köşe yazısına erişimin engellenmesi nedeniyle yazıyı okuyamadıklarını ve yazının sahibi gazetecinin görüşlerinden haberdar olamadıklarını, bilgiye ulaşamamaları nedeniyle kendileri ile birlikte tüm internet kullanıcılarının ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
ii. Sulh Ceza Hâkimliklerince verilen erişimin engellenmesi tedbirine yaptıkları itirazların reddi kararlarının gerekçesiz olduğunu belirterek gerekçeli karar haklarının ihlal edildiğini iddia etmişlerdir.
B. Değerlendirme
15. Başvurucular, İstanbul 1. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından verilen erişimin engellenmesi kararı sonucunda ulusal ölçekte yayın yapan bir gazetenin internet sitesinde yer alan bir köşe yazısına erişimin engellendiğinden şikâyet etmektedirler. Başvurucular, internet kullanıcıları ve özellikle insan hakları alanında çalışmalar yürüten akademisyenler olarak bu kararın kendilerinin de aralarında bulunduğu tüm internet kullanıcılarının haber ve fikir alma, bilgiye erişme haklarına müdahale oluşturduğunu iddia etmektedirler.
16. Anayasa'nın "Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti" kenar başlıklı 26. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar..."
17. Anayasa Mahkemesi internetin halkın haber almasının ve bilgilerin iletilmesinin gelişiminde önemli bir role sahip olduğunu, herhangi bir sınırlama gözetmeksizin herkesin haber ve fikirlere ulaşması ile fikirlerini yayması noktasında çok önemli bir imkân sağladığını ve bu durumun ifade özgürlüğü açısından çok geniş bir alan yarattığını daha önce pek çok defa belirtmiştir. Dolayısıyla internet sitelerine veya internet sitelerinde yer alan haber ve fikirlere erişimin engellenmesi biçiminde getirilen her türlü kısıtlama, bilgi alma ve verme özgürlüğüne müdahale niteliğindedir (Birgün İletişim ve Yayıncılık A.Ş. [GK], B. No: 2015/18936, 22/5/2019, §§ 50, 51; Medya Gündem Dijital Yayıncılık Ticaret A.Ş. [GK], B. No: 2013/2623, 11/11/2015, § 34; C.K. [GK], B. No: 2014/19685, 15/3/2018, § 27).
18. Bununla birlikte 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 46. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca bir kişinin Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmesi için mağdur statüsüne sahip olması gerekir. Anayasa Mahkemesi Kerem Altıparmak ve Yaman Akdeniz (2) kararında; haber ve fikir alma özgürlüğünün internet sitelerine erişimin engellenmesi şeklinde yapılan her müdahaleden herkesin doğrudan etkilendiği ve bu tedbir nedeniyle mağdur olduğu anlamına gelecek şekilde geniş yorumlanamayacağını, müdahalenin dolaylı etkilerine maruz kalınmış olmanın başvurucunun mağdur sıfatı taşıdığının kabul edilebilmesinde yeterli olmayacağını vurgulamıştır (Kerem Altıparmak ve Yaman Akdeniz (2), § 35).
19. Anayasa Mahkemesi, ifade aracına yönelik müdahaleler nedeniyle bilgi ve fikir alma hakkına sahip olan üçüncü kişiler tarafından ifade özgürlüğünün ihlali iddiasıyla yapılan başvurularda, başvurucuların mağdur sıfatını taşıyıp taşımadığı hususunun somut olayın koşulları bağlamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiş ve başvurucuların mağdur sıfatı taşıdıklarının kabul edilebilmesi için somut olayda bulunması gereken birtakım kriterler belirlemiştir. Buna göre Anayasa Mahkemesi söz konusu değerlendirmeyi yaparken somut olayın koşullarına uyduğu ölçüde;
i. Başvurucunun ifade aracını (internet sitesi, sosyal medya platformu, kitap, gazete, dergi vb.) kullanma şekli (içerik sağlayıp sağlamaması: aktif kullanıcı-pasif kullanıcı),
ii. İfade açıklamasına yönelik tedbirin bilgi alma hakkına sahip başvurucu üzerinde doğurabileceği sonuçların ağırlığı,
iii. Bilgiye başka yollardan erişim sağlama imkânının bulunup bulunmadığı,
iv. İfade aracının (somut olayda erişimi engellenen internet sitelerinin ve sosyal medya hesaplarının) özellikleri (kullanıcı/ziyaretçi/takipçi sayısı, işlevi, ulusal/uluslararası platformlarda bilinirliği, alternatifi olup olmaması vb.),
v. İfade aracına yapılan müdahale nedeniyle önemli bir iletişim kaynağından yoksun kalınıp kalınmadığı,
vi. Alınan tedbirin başvurucunun kamusal tartışmaya katılımına engel olup olmadığı,
vii. Alınan tedbir nedeniyle başvurucunun somut olarak belirlenebilir bir menfaatten yoksun kalıp kalmadığı gibi hususları inceleyerek sonuca varmaktadır (Kerem Altıparmak ve Yaman Akdeniz (2), § 37).
20. Başvurucuların mağdur sıfatı taşıdıklarını kanıtlayabilmeleri için erişimin engellenmesi tedbiri ile bilgi ve fikir alma hakları arasında yukarıda sayılan hususlar temelinde bağ kurma ve soyut iddialardan kaçınma yükümlülüğü vardır (Kerem Altıparmak ve Yaman Akdeniz (2), § 38).
21. Başvurucular, uzun yıllardır ifade özgürlüğü ve internet alanında çalışan akademisyenler olmaları sebebiyle erişimin engellenmesi şeklindeki şikâyet konusu tedbirin kendilerini yakından ilgilendirdiğini ileri sürmüş ancak bu tedbirin akademik çalışmaları üzerindeki etkilerini açıklamamışlardır. Başvurucular, belirli bir menfaatten yoksun kaldıklarına dair de bir kanıt göstermemişlerdir.
22. Başvuru konusu olayda erişimi engellenen köşe yazısının yer aldığı gazete ulusal ölçekte yayın yapmaktadır ve anılan yazının yer aldığı gazete nüshasının basılı versiyonuna ilişkin herhangi bir tedbir kararı bulunmamaktadır. Dolayısıyla gazetenin okurları olan başvurucuların bu yazıya başka bir yolla erişim imkânı sağlayamadıklarından söz edilemez. Başvurucuların anılan tedbir nedeniyle önemli bir iletişim kaynağından yoksun bırakıldıkları, bu durumun kamusal tartışmaya katılmalarına engel oluşturduğu da tespit edilememiştir.
23. Günümüzde ifade özgürlüğünün kullanımının en etkili aracı hâline gelen internet, bünyesinde siyasi sorunlar ya da kamu menfaati ile ilgili çalışmalara ve tartışmalara katılmaya yönelik temel araçları barındırmaktadır. Başvurucuların toplumsal konumu ve statüleri de dikkate alındığında erişimin engellenmesi şeklindeki tedbirin başvurucular üzerinde herhangi bir etki doğurmadığı da söylenemez (Kerem Altıparmak ve Yaman Akdeniz (2), § 43). Bununla birlikte somut olay yukarıda yer verilen ilkeler (bkz. § 19) ışığında değerlendirildiğinde başvurucuların müdahalenin dolaylı etkilerine maruz kalmaktan öteye geçen bir mağduriyetleri bulunduğunu ortaya koyamadıkları görülmektedir.
24. Toplumun menfaatinin korunmasını amaçlayan ve halk davası (actio popularis) olarak isimlendirilen başvurular bireysel başvuru hakkı kapsamında kabul edilmemektedir (Tezcan Karakuş Candan ve diğerleri, B. No: 2014/5809, 10/12/2014, § 21; Mahmut Tanal, B. No: 2014/11368, 23/7/2014, § 20; Liberal Demokrat Parti, B. No: 2014/11268, 23/7/2014, § 18). Müdahalenin subjektif yani bireysel olarak doğrudan maruz kalınan somut etkileri açıklanamadığı sürece müdahale nedeniyle bilgiye ulaşma hakkına halel geldiğine yönelik objektif çıkarımlarda bulunmak başvurunun halk davası olarak nitelendirilmesine engel olamayacaktır (Kerem Altıparmak ve Yaman Akdeniz (2), § 44).
25. Yukarıda yer verilen hususlar ışığında başvurucuların erişimin engellenmesi tedbiri ile bilgi ve fikir alma hakları arasında doğrudan ve kişisel bir bağ kuramadıkları, mağdur olduklarını soyut iddialardan öteye geçen, makul ve ikna edici gerekçelerle kanıtlayamadıkları sonucuna varılmıştır.
26. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. İfade özgürlüklerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 20/11/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.