TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
A.O.C. VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2015/18175)
Karar Tarihi: 9/1/2020
GİZLİLİK TALEBİ KABUL
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Serdar ÖZGÜLDÜR
Hicabi DURSUN
Kadir ÖZKAYA
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Raportör
Fatih ALKAN
Başvurucular
1. A.O.C.
2. D.H.
3. I.C.
4. H.C.
5. Q.C.
6. B.H.C.
Vekili
Av. Abdulhalim YILMAZ
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; kamu makamlarınca verilen sınır dışı etme kararı nedeniyle özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının, iptal davasının reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 26/11/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucular, Cezayir uyruklu Fransız vatandaşı bir ailedir. 1983 yılında Fransa'da doğan birinci başvurucu, ikinci başvurucunun eşi ve diğer başvurucuların babasıdır. 1981 yılında Fransa'da doğan ikinci başvurucu da üçüncü, dördüncü, beşinci ve altıncı başvurucuların annesidir. Üçüncü başvurucu, 2006 yılı Fransa doğumlu; dördüncü başvurucu, 2007 yılı Fransa doğumlu; beşinci başvurucu 2011 yılı Almanya doğumlu ve altıncı başvurucu da 2013 yılı Almanya doğumludur.
7. İslam dinine mensup olduklarını belirten başvurucular; yerleşmek niyetiyle 3/3/2015 tarihinde Türkiye'ye geldiklerini, sağlık sigortalarını yaptırdıklarını ve ev kiralayarak Kocaeli'ne yerleştiklerini beyan etmişlerdir.
8. Türkiye'ye gelmeden önce beş yıl boyunca Almanya'da, onun öncesinde de Fransa'da yaşadıklarını ifade eden başvurucular, Türkiye'ye yerleşme sebeplerini müslüman oldukları için Fransa ve Almanya'da kendilerine iyi gözle bakılmaması ve daha önce tatile geldikleri için Türkiye'yi bilmeleri şeklinde açıklamışlardır.
9. Başvurucular hakkında -Türkiye'ye geldiklerinden kısa bir süre sonra- 20/3/2015 tarihinde ilgili kamu makamlarınca genel güvenlik gerekçesiyle yurda girişlerini yasaklayan G-87 tahdit kodu düzenlenmiştir. Kolluk kuvvetlerince başvurucuların durumlarından şüphelenilmesi ve kimlik kontrolü amacıyla 23/3/2015 tarihinde durdurulmaları üzerine söz konusu tahdit kaydı tespit edilmiş ve başvurucular Geri Gönderme Merkezine konulmuştur.
10. Bu kapsamda Kocaeli Valiliğinin (Valilik) 24/3/2015 tarihli kararıyla başvurucular hakkında sınır dışı etme ve idari gözetim kararı alınmıştır.
11. Başvurucular hakkındaki idari gözetim kararı Kocaeli 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 12/5/2015 tarihli kararıyla kaldırılmıştır. Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri olmak üzere haftada üç gün imza vermekle yükümlü kılınan başvurucular, karar doğrultusunda salıverilmiştir.
12. Başvurucular, hukuka aykırı olduğunu ileri sürdükleri sınır dışı etme kararının iptal edilmesi talebiyle 8/4/2015 tarihinde idari yargıda iptal davası açmışlardır. Kocaeli 1. İdare Mahkemesi, istihbarat birimlerince elde edilen bilgiler doğrultusunda haklarında yurda giriş yasağı konulan başvurucuların sınır dışı edilmesine ilişkin işlemde bir hukuka aykırılık bulunmadığını belirtmiş ve 17/9/2015 tarihinde davanın kesin olarak reddine hükmetmiştir.
13. Söz konusu karar 27/10/2015 tarihinde başvurucuların vekiline tebliğ edilmiştir.
14. 26/11/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur.
15. Haftada üç gün kolluk kuvvetlerine imza vermeleri nedeniyle psikolojilerinin bozulduğunu belirten başvurucular, bireysel başvuru tarihinden iki ay önce Türkiye'den kendi istekleriyle ayrıldıklarını ve Almanya'ya geri döndüklerini beyan etmişlerdir. Yine beyanlarına göre başvurucular, başvuru tarihi itibarıyla Almanya'da yaşamaya devam etmektedirler.
IV. İLGİLİ HUKUK
16. 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun "Türkiye'ye giriş yasağı" kenar başlıklı 9. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"(1) Genel Müdürlük, gerektiğinde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşlerini alarak, Türkiye dışında olup da kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından Türkiye’ye girmesinde sakınca görülen yabancıların ülkeye girişini yasaklayabilir.
(2) Türkiye’den sınır dışı edilen yabancıların Türkiye’ye girişi, Genel Müdürlük veya valilikler tarafından yasaklanır. ..."
17. 6458 sayılı Kanun'un "Sınır dışı etme kararı" kenar başlıklı 53. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"(1) Sınır dışı etme kararı, Genel Müdürlüğün talimatı üzerine veya resen valiliklerce alınır.
(2) Karar, gerekçeleriyle birlikte hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancıya veya yasal temsilcisine ya da avukatına tebliğ edilir. Hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancı, bir avukat tarafından temsil edilmiyorsa kendisi veya yasal temsilcisi, kararın sonucu, itiraz usulleri ve süreleri hakkında bilgilendirilir.
(3) Yabancı veya yasal temsilcisi ya da avukatı, sınır dışı etme kararına karşı, kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde idare mahkemesine başvurabilir. Mahkemeye başvuran kişi, sınır dışı etme kararını veren makama da başvurusunu bildirir. Mahkemeye yapılan başvurular on beş gün içinde sonuçlandırılır. Mahkemenin bu konuda vermiş olduğu karar kesindir. ..."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
18. Mahkemenin 9/1/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Özel Hayata ve Aile Hayatına Saygı Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
19. Başvurucular; genel güvenlik gerekçesiyle haklarında verilen sınır dışı kararının yetişkin ve çocuk ayrımı yapılmaksızın aynı şekilde uygulanmasının ve kendilerine suçlu muamelesi yapılarak sınır dışı edilmeleri hâlinde özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edileceğini ileri sürmüşlerdir. Hukuka aykırı karar nedeniyle seyahat özgürlüklerinin ortadan kaldırıldığını iddia eden başvurucular, kimliklerinin kamuya açık belgelerde gizli tutulması talebinde bulunmuşlardır.
2. Değerlendirme
20. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün “Düşme kararı” kenar başlıklı 80. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
“(1) Bölümler ya da komisyonlarca yargılamanın her aşamasında aşağıdaki hallerde düşme kararı verilebilir:
...
ç) Bölümler ya da Komisyonlarca saptanan herhangi bir başka gerekçeden ötürü, başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmemesi.
…
(2) Bölümler ya da Komisyonlar; yukarıdaki fıkrada belirtilen nitelikteki bir başvuruyu, Anayasanın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi ya da insan haklarına saygının gerekli kıldığı hâllerde incelemeye devam edebilir.”
21. Beyanlarına göre başvurucular, henüz sınır dışı işlemi gerçekleştirilmeden kendi istek ve tercihleriyle bireysel başvuru tarihinden önce Türkiye'den ayrılmışlar ve daha önce de yaşadıkları Almanya'ya yerleşmişlerdir. Ayrıca başvurucular, bireysel başvuru tarihi itibarıyla Almanya'da yaşamaya devam ettiklerini ifade etmişlerdir. Bu durumda başvurunun konusunu oluşturan sınır dışı etme kararının uygulanma ihtimali ortadan kalkmıştır.
22. Öte yandan başvurucular tarafından ileri sürülen sınır dışı etme kararının yetişkin ve çocuk ayrımı yapılmaksızın aynı şekilde verildiğine ilişkin iddianın da değerlendirilmesi gerekir. Somut başvuruya konu olayda, anne-baba olan birinci ve ikinci başvurucuların dışında kalan başvurucuların yaşlarının -başvuru tarihi itibarıyla- iki ila dokuz arasında değiştiği, dolayısıyla anne-babanın ilgi ve desteğine muhtaç duyan çocuklar oldukları dikkate alındığında üstün yararları ve aile bütünlüğünün korunması amacıyla çocukların anne-babalarından ayrı şekilde sınır dışı işlemine tabi tutulmaları ya da yalnızca anne-babanın bu işleme tabi tutularak çocuklardan uzaklaştırılmaları mümkün değildir. Bu bağlamda kamu makamlarınca birinci ve ikinci başvurucuların genel güvenlik gerekçesiyle Türkiye'de bulunmalarının yasaklanması ve haklarında G-87 tahdit kodu düzenlenmesi neticesinde söz konusu başvurucuların yanı sıra onlara muhtaç olan küçük çocuklar hakkında da sınır dışı kararı verilmesi doğal bir sonuçtur. Bu çerçevede somut olaya konu sınır dışı etme kararının iddia edildiği gibi çocuk başvurucuları suçlayıcı mahiyette bir tedbir olmadığı, anne-babalarının bakım ve gözetimi altında olmalarının bir sonucu olarak çocukların sınır dışı etme işlemiyle karşı karşıya kaldıkları açıktır.
23. Tüm bu açıklamalardan sonra somut başvurunun özünün başvurucular hakkında sınır dışı etme kararı verilmesinden kaynaklandığı değerlendirilmiştir.
24. Yapılan değerlendirme neticesinde ise başvurucular hakkındaki sınır dışı kararının icra edilmediği, başvurucuların Türkiye’den kendi istek ve tercihleri ile ayrıldıkları ve Türkiye'de yaşamaya devam eden herhangi bir aile bireyinin bulunmadığı dikkate alındığında başvurucuların özel hayata ve aile hayatına saygı haklarının ihlal edildiği yönündeki iddialarının incelenmesini gerektiren bir durum bulunmamaktadır (benzer yöndeki karar için bkz. Uthman Deya Ud Deen Eberle, B. No: 2015/16437, 11/10/2018).
25. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden bulunmadığı anlaşıldığından düşmesine karar verilmesi gerekir.
B. Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
26. Başvurucular; sınır dışı etme kararının iptali amacıyla açtıkları davanın incelenmeksizin ve duruşma yapılmaksızın idarenin beyanları esas alınarak reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
27. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre bireysel başvurunun incelenebilmesi için kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia edilen hakkın Anayasa’da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve Türkiye’nin taraf olduğu Sözleşme'ye ek protokoller kapsamına da girmesi gerekir. Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında kalanhak ihlali iddiasını içeren başvurular bireysel başvurunun kapsamında değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18).
28. Sınır dışı edilme kararlarına ilişkin uyuşmazlıkları konu alan yargılama süreçleri, bireysel başvurunun yapıldığı tarih itibarıyla Sözleşme’nin 6. maddesinin koruma alanı dışında yer almaktadır. Bu çerçevede başvurucuların sınır dışı edilmelerine dair işlemlere karşı açtıkları dava süreçlerinde adil yargılanma haklarının ihlal edildiğine ilişkin iddialarının konusunun Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında olduğunun kabul edilmesi gerekir (Z.M. ve I.M., B. No: 2015/2037, 6/1/2016, § 63).
29. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Kamuya açık belgelerde başvurucuların kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,
B. Özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden bulunmaması nedeniyle DÜŞMESİNE,
C. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
D. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA,
E. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına ve bir örneğinin bilgi için İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne GÖNDERİLMESİNE 9/1/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.