logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Cafer Tekin İpek ve diğerleri [2.B.], B. No: 2015/18176, 25/5/2022, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

CAFER TEKİN İPEK VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2015/18176)

 

Karar Tarihi: 25/5/2022

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

M. Emin KUZ

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Kamber Ozan TUTAL

Başvurucular

:

1. Cafer Tekin İPEK

 

 

2. Melek İPEK

 

 

3. Pelin ZENGİNER

 

 

4. ATP İnşaat ve Ticaret A.Ş.

 

 

5. ATP Havacılık Ticaret A.Ş.

 

 

6. ATP Koza Gıda Tarım Hayvancılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.

 

 

7. ATP Koza Turizm Seyahat ve Ticaret A.Ş.

 

 

8. Bugün Televizyon ve Radyo Prodüksiyon A.Ş.

 

 

9. İpek Doğal Enerji Araştırma A.Ş

 

 

10. Konaklı Metal Madencilik ve Sanayi Ticaret A.Ş.

 

 

11. Koza Altın İşletmeleri A.Ş.

 

 

12. Koza Anadolu Metal Madencilik İşletmeleri A.Ş.

 

 

13. Koza İpek Basın ve Basım Sanayi Ticaret A.Ş.

 

 

14. Koza İpek Holding A.Ş.

 

 

15. Koza İpek Tedarik Danışmanlık ve Araç Kiralama Ticaret A.Ş.

 

 

16. Koza Prodüksiyon ve Ticaret A.Ş.

 

 

17. Özdemir Antımuan Madenleri A.Ş.

 

 

18. REK-TUR Reklam Pazarlama ve Ticaret LTD. ŞTİ.

 

 

19. Yaşam Tel Yayın Hizmetleri A.Ş.

 

 

20. Koza İpek Sigorta ve Aracılık Hizmetleri A.Ş.

 

 

21. İpek Online Bilişim Hizmetleri LTD. ŞTİ.

Başvurucular Vekili

:

Av. Efsun ÜNAL

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; terör örgütü yöneticiliği, terörizmin finansmanı, zimmet ve terör örgütü propagandası yapma suçlarından dolayı başlatılan ceza soruşturması sırasında verilen arama, elkoyma ve kayyım atama kararları nedeniyle mülkiyet hakkı ile ifade ve basın özgürlüğünün ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvurular 26/11/2015 tarihinde yapılmıştır. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir. 2015/18177 numaralı başvuru incelenen başvuruyla birleştirilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

3. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

A. Başvuruya İlişkin Süreç

4. Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ve/veya Paralel Devlet Yapılanmasına (PDY) ve darbe girişimine ilişkin genel bilgiler için bkz. Aydın Yavuz ve diğerleri [GK], B. No: 2016/22169, 20/6/2017, §§ 12-36. FETÖ/PDY'nin mali yapılanmasına ilişkin genel bilgiler için bkz. Hamdi Akın İpek, B. No: 2015/17763, 24/5/2018, § 15.

5. Başvurucular Cafer Tekin İpek, Melek İpek ve Pelin Zenginer, Hamdi Akın İpek ile birlikte Koza İpek Holding A.Ş.nin (Holding) ortaklarındandır. Başvurucu şirketler ise Holding bünyesinde faaliyet gösteren şirketlerdir. Holdingin yapısı, faaliyet gösterdiği alanlar ve bağlı şirketler hakkındaki detaylı bilgi için bkz. Hamdi Akın İpek, § 16.

6. Ankara 5. Sulh Ceza Hâkimliği 26/10/2015 tarihinde başvurucular Cafer Tekin İpek, Melek İpek ve Pelin Zenginer'in ortağı olduğu başvurucu şirketlere 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 133. maddesi uyarınca kayyım atanmasına karar vermiştir. Kararda, kayyım olarak atanan bu kişilerin yönetim organının tüm yetkilerine sahip olduğu belirtilerek bu şirketlerin yönetim organının yetkilerinin tümü ile bu kayyımlara devredildiğine ve yeni yönetim organının bu kayyımlarca oluşturulmasına karar verilmiştir.

7. Kayyım atama kararına diğer ortak Hamdi Akın İpek itiraz etmiştir. Ankara 6. Sulh Ceza Hâkimliği 12/11/2015 tarihinde itirazı reddetmiştir. Başvurucular Cafer Tekin İpek, Melek İpek ve Pelin Zenginer 24/11/2015 tarihinde kayyım atama kararına itiraz etmiş, Ankara 5. Sulh Ceza Hâkimliği 25/11/2015 tarihinde bu başvurucuların itirazını reddetmiştir. Başvuruya konu sürece ilişkin detaylı bilgi için bkz. Hamdi Akın İpek, §§ 17-26.

B. Başvuru Tarihinden Sonra Yaşanan Gelişmeler

8. Olağanüstü hâl ilan edildikten sonra 27/7/2016 tarihli ve 29783 sayılı 2. Mükerrer Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 668 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ekli listede yer alan birtakım basın ve yayın kuruluşları kapatılmıştır.

9. 1/9/2016 tarihli ve 29818 sayılı 2. mükerrer Resmî Gazete'de yayımlanan 674 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 19. maddesi ile kayyımlık yetkisinin devri ve tasfiyesi düzenlenmiştir. Bu maddede daha önce kayyım atanmasına karar verilen şirketlerde görev yapan kayyımların yetkilerinin hâkim veya mahkeme tarafından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna (TMSF) devredileceği ve devir ile birlikte kayyımların görevlerinin sona ereceği hükme bağlanmıştır. Anılan hüküm gereğince Holding bünyesinde yer alan ve kayyım idaresinde bulunan şirketler Ankara 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 6/9/2016 tarihli kararı ile TMSF'ye devredilmiştir. Bu şirketler hâlen TMSF tarafından görevlendirilen Yönetim Kurulunca idare edilmektedir. Kayyım atanması sonrası gelişmeler için bkz. Hamdi Akın İpek, §§ 29-34.

IV. İLGİLİ HUKUK

10. Ulusal ve uluslararası hukuk için bkz. Hamdi Akın İpek, §§ 35-61.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

11. Anayasa Mahkemesinin 25/5/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucular Cafer Tekin İpek, Melek İpek ve Pelin Zenginer Yönünden

1. Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

a. Başvurucuların İddiaları

12. Başvurucular; kayyım atama koşullarının oluşmadığını, kuvvetli suç şüphesinin bulunmadığını, kayyım atama kararının tescil ve ilanının yapılmadığını, tedbir kararının öngörülemez ve hukuki belirlilik ilkesine aykırı bir biçimde uygulandığını ileri sürmüştür. Başvurucular; yapıları itibarıyla bağımsız ve tarafsız olmayan derece mahkemelerinin kararlarının yeterli bir gerekçe içermediğini, tedbirin uygulanmasına esas alınan bilirkişi raporunun tebliğ edilmediğini ve atfedilen fiillerin suç teşkil etmediğini ifade etmiştir. Kayyım atama tedbiri sebebiyle şirketlerin önemli ölçüde değer kaybettiğini belirten başvurucular, müdahalenin kanuni dayanağı bulunmadığını, meşru bir amaç takip etmediğini ve gereklilik unsurunu taşımadığı gibi ölçüsüz bir zarara yol açtığını açıklamıştır. Başvurucular bu gerekçelerle mülkiyet hakkı, adil yargılanma hakkı, özel hayata saygı hakkı, suç ve cezalarda kanunilik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

13. Başvurucular 31/1/2018 tarihli dilekçesinde bireysel başvuru tarihinden sonra ilan edilen olağanüstü hâl çerçevesinde yayımlanarak yürürlüğe giren 22/11/2016 tarihli ve 29896 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 677 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 7. maddesine göre başvuruya konu şirketlerin TMSF'ye devredildiğini belirtmiştir. Başvurucular, olağanüstü hâl döneminde dahi temel hak ve hürriyetlerin askıya alınamayacağını ileri sürerek geçici nitelikte olması gereken olağanüstü hâl döneminde söz konusu şirketlerin yönetiminin bu şekilde devredilmiş olmasının kanuni dayanaktan yoksun olduğunu ifade etmiştir.

b. Değerlendirme

14. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucuların şikâyetlerinin özü, ortağı oldukları şirketlerin yönetiminin kayyıma devredilmesi nedeniyle mal varlığı bakımından önemli zararlara yol açıldığı şikâyetine bağlı olarak mülkiyet hakkının ihlali iddiasına ilişkindir. Bu nedenle başvurucuların belirtilen ihlal iddiaları mülkiyet hakkı kapsamında incelenmiştir.

15. Anayasa Mahkemesi, somut başvuruya konu benzer şikâyetleri Hamdi Akın İpek başvurusunda incelemiştir. Anılan kararda; ceza soruşturması kapsamında verilen şirketlere kayyım atama kararının kanuni dayanağı ve meşru bir amacının bulunduğu belirtildikten (Hamdi Akın İpek, §§ 95, 100) sonra FETÖ/PDY gibi bir yapının karmaşık mali yapısı ve örgütlenmesi dikkate alındığında kayyım atama tedbirinin uygulanmasının suçla mücadele ve muhtemel bir müsaderenin sonuçsuz kalmaması için elverişli ve gerekli bir tedbir olduğu açıklanmıştır (Hamdi Akın İpek, §§ 107-109).

16. Söz konusu başvuruda kayyım atama kararını veren sulh ceza hâkimliğinin, kolluk kuvvetlerinin raporu dışında ayrı bir bilirkişi raporu aldığı, avukatla kendisini temsil ettiren başvurucunun bilirkişi raporuna ve tedbire karşı itirazlarını ileri sürebildiği, itirazları inceleyen sulh ceza hâkimliğinin ayrıntılı bir inceleme yaptığı ve bu hâliyle başvurucuya etkin bir itiraz hakkı imkânı sağlandığı değerlendirilmiştir (Hamdi Akın İpek, §§ 111-112). Ayrıca başvurucunun sulh ceza hâkimliklerinin yapısal özelliklerine yönelik şikâyetlerinin açıkça dayanaktan yoksun olduğu sonucuna varılmıştır (Hamdi Akın İpek, § 114).

17. Bahsi geçen başvuruda; tedbir kararının keyfî veya öngörülemez olmadığı, olayın karmaşıklığı karşısında suçtan elde edilen gelirlerin tespitinin belli bir zaman alacağı, iddianamede suçtan elde edildiği ileri sürülen tutarlar kıyaslandığında açık bir orantısızlık bulunmadığı ve ayrıca atanan kayyımların işlemlerine karşı başvurucunun dava açabilme imkânına sahip olduğu belirtilmiştir (Hamdi Akın İpek, §§ 115-120). Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi, Hamdi Akın İpek kararında başvurucuya şahsi olarak aşırı ve olağan dışı bir külfet yüklemediğinden Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir.

18. Somut olayda da anılan kararda açıklanan ilkelerden ayrılmayı gerektirir bir durum bulunmadığı anlaşıldığından mülkiyet hakkına yönelik açık bir ihlalin bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

19. Açıklanan gerekçelerle başvurunun mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. İfade ve Basın Özgürlüklerinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia

a. Başvurucuların İddiaları

20. Başvurucular, ortağı oldukları medya şirketlerine kayyım atanması nedeniyle ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucular; bu bağlamda medya kuruluşlarına kayyım atanmasının kanuni veya öngörülebilir olmadığını, bunun meşru bir amacının da bulunmadığını belirtmiştir. Başvurucular bu bağlamda ayrıca kayyım atanması için hiçbir acil sosyal ihtiyacın söz konusu olmadığını ve müdahalenin ölçüsüz olduğunu ifade etmiştir.

b. Değerlendirme

21. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereği bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması gerekir. Temel hak ve özgürlüklere saygı, devletin tüm organlarının anayasal ödevi olup bu ödevin ihmal edilmesi nedeniyle ortaya çıkan hak ihlallerinin düzeltilmesi idari ve yargısal makamların görevidir. Bu nedenle temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddialarının öncelikle derece mahkemeleri önünde ileri sürülmesi, bu makamlar tarafından değerlendirilmesi ve bir çözüme kavuşturulması esastır (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 16).

22. Kayyım atama kararı nedeniyle ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine ilişkin şikâyetlerin de değerlendirildiği Hamdi Akın İpek kararında; Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonunun (OHAL Komisyonu), ihlal iddiaları dikkate alındığında ilk bakışta ulaşılabilir ve ihlal iddialarıyla ilgili başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu değerlendirilmiştir. Bu bağlamda OHAL Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı sonucuna varılmıştır (Hamdi Akın İpek, §§ 127-129).

23. Somut olayda da anılan karardan ayrılmayı gerektirir bir durum bulunmamaktadır.

24. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Başvurucu Şirketler Yönünden

1. Başvurucuların İddiaları

25. Başvurucu şirketler yukarıda belirtilen benzer iddialar (bkz. §§ 12, 20) kapsamında mülkiyet hakkı, adil yargılanma hakkı, özel hayata saygı hakkı, suç ve cezalarda kanunilik ilkesinin ve ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

2. Değerlendirme

26. 6216 sayılı Kanun'un "Bireysel başvuru hakkına sahip olanlar" kenar başlıklı 46. maddesinin (1) numaralı fıkrası ile (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesi şöyledir:

"(1) Bireysel başvuru ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından yapılabilir.

 (2)...Özel hukuk tüzel kişileri sadece tüzel kişiliğe ait haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunabilir."

27. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün "Başvurucunun temsili" kenar başlıklı 61. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

"Bireysel başvuru, bizzat başvurucu, kanuni temsilcisi ya da avukatı tarafından yapılabilir. Avukat veya kanuni temsilci aracılığıyla yapılan başvurularda temsile dair yetki belgesinin sunulması zorunludur."

28. 6216 sayılı Kanun’un 46. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca bireysel başvuru ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından yapılabilir.

29. Buna göre bir kişinin Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmesi için iki temel ön koşulun birlikte bulunması gerekmektedir. Bunlar, başvuruya konu edilen kamu gücü eylem veya işleminden ya da ihmalinden başvurucunun güncel bir hakkı nedeniyle kişisel olarak ve doğrudan etkilenmesidir. Bu çerçevede ortaya çıkan sonuç nedeniyle başvurucunun mağdur olduğunu ileri sürmesi gerekir (Onur Doğanay, B. No: 2013/1977, 9/1/2014, § 42).

30. Özel hukuk tüzel kişileri adına yapılan bir başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilebilmesi için öncelikle, tüzel kişi başvurucuyu temsile yetkili olduğunu iddia eden temsilcinin hukuken geçerli bir temsil yetkisi bulunmalıdır. Somut başvuruda Hamdi Akın İpek, Cafer Tekin İpek, Melek İpek ve Pelin Zenginer temsilci olarak gösterilmiş ve bu kişiler tarafından tayin edilen avukat 26/11/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Buna karşılık başvurucu olarak gösterilen şirketlere 26/10/2015 tarihinde kayyım atanmış ve yönetim organının yetkilerinin tümü kayyımlara devredilmiş, 6/9/2016 tarihinde ise TMSF'ye devredilmiştir. Dolayısıyla başvurucuları temsile yetkili kişilerin, kayyım atanması ile temsil yetkileri sona erdiğinden bu kişilerin vekil tayin ettiği avukatlar tarafından başvurucu şirketler adına yapılan bireysel başvurunun kişi bakımından yetki kuralına uygun olduğunun kabul edilmesi mümkün değildir.

31. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurucular Cafer Tekin İpek, Melek İpek ve Pelin Zenginer yönünden;

1. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. İfade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Başvurucu şirketler yönünden başvurunun kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 25/5/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Cafer Tekin İpek ve diğerleri [2.B.], B. No: 2015/18176, 25/5/2022, § …)
   
Başvuru Adı CAFER TEKİN İPEK VE DİĞERLERİ
Başvuru No 2015/18176
Başvuru Tarihi 26/11/2015
Karar Tarihi 25/5/2022
Birleşen Başvurular 2015/18177

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, terör örgütü yöneticiliği, terörizmin finansmanı, zimmet ve terör örgütü propagandası yapma suçlarından dolayı başlatılan ceza soruşturması sırasında verilen arama, elkoyma ve kayyım atama kararları nedeniyle mülkiyet hakkı ile ifade ve basın özgürlüğünün ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Mülkiyet hakkı Müsadere ve Elkoyma Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
İfade özgürlüğü Terör örgütünün propagandasını yapma Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
Mülkiyet hakkı Müsadere ve Elkoyma Kişi Bakımından Yetkisizlik
İfade özgürlüğü Terör örgütünün propagandasını yapma Kişi Bakımından Yetkisizlik
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi