logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Zeynep Uykur ve Mediha Yasemin Uykur [1.B.], B. No: 2015/18360, 7/2/2019, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ZEYNEP UYKUR VE MEDİHA YASEMİN UYKUR BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2015/18360)

 

Karar Tarihi: 7/2/2019

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Serruh KALELİ

 

 

Kadir ÖZKAYA

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör

:

Heysem KOCAÇİNAR

Başvurucular

:

1. Zeynep UYKUR

 

 

2. Mediha Yasemin UYKUR

Vekili

:

Av. Aziz URFİOĞLU

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, maddi ve manevi tazminat isteğiyle açılan davada yargılamanın makul sürede tamamlanmaması ve hüküm altına alınan miktarın tahsili için gerekli tedbirin alınmaması nedeniyle adil yargılanma hakkı ile mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 26/11/2015 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

6. Başvurucuların murisi 19/5/2000 tarihinde tüplü dalış sırasında vefat etmiştir. Ölüm olayından kaynaklanan ceza yargılaması ayrı bir bireysel başvuruya konu yapılmıştır. Başvurucular ölümün meydana gelmesinde kusuru bulunan kişiler aleyhine 3/3/2006 tarihinde maddi ve manevi tazminat davası açmıştır.

7. Başvurucular 3/3/2006 tarihli dava dilekçesinde ve daha sonra vermiş oldukları ıslah dilekçesinde davalıların mal varlığı hakkında tedbir kararı verilmesi isteğinde bulunmuş ancak mahkemece bu yönde herhangi bir karar verilmemiştir.

8. Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesi 13/5/2010 tarihli kararla davanın kısmen kabulüyle başvurucular lehine toplam 100.000 TL maddi ve 18.000 TL manevi tazminata karar vermiştir. Başvurucular bu karara dayalı olarak davalılar hakkında 25/8/2010 tarihinde icra takibi başlatmıştır. Bu icra takibi kapsamında davalılardan A.F.İ.nin çalıştığı kurumdan herhangi bir hak ve alacağı olup olmadığı sorulmuş, ilgilinin emekli olması nedeniyle müzekkere Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına yöneltilmiştir. Başvurucular tarafından karar altına alınan alacağın tahsiline yönelik başkaca bir işlem bildirilmemiştir. Bu arada davalılar tarafından temyiz edilen hüküm Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 28/6/2012 tarihli kararı ile görevsizlik nedeniyle bozulmuştur. Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesi bozmaya uyarak 22/11/2012 tarihinde görevsizlik kararı vermiştir.

9. Başvurucular görevsizlik kararı üzerine dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunmuştur. Ankara 7. Tüketici Mahkemesi 26/12/2013 tarihli kararla dalış merkezi ve bu merkezin yetkililerinin olayın meydana gelmesinde kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle her iki başvurucu için 210.096,44 TL maddi ve 30.000 TL manevi tazminata karar vermiştir. Hüküm, Yargıtay denetiminden geçerek 30/9/2015 tarihinde kesinleşmiştir.

10. Başvurucu 26/11/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

11. Mahkemenin 7/2/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

12. Başvurucu, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

13. Ferat Yüksel (B. No: 2014/13828, 12/9/2018) kararında Anayasa Mahkemesi; yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı ya da yargı kararlarının geç veya eksik icra edildiği ya da hiç icra edilmediği iddiasıyla 31/7/2018 tarihinden önce gerçekleştirilen bireysel başvurulara ilişkin olarak Tazminat Komisyonuna başvuru imkânının getirilmesine ilişkin yolu ulaşılabilir olma, başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesinin bulunup bulunmadığı yönlerinden inceleyerek bu yolun etkililiğini tartışmıştır.

14. Ferat Yüksel kararında özetle anılan başvuru yolunun kişileri mali külfet altına sokmaması ve başvuruda kolaylık sağlaması nedenleriyle ulaşılabilir olduğu, düzenleniş şekli itibarıyla ihlal iddialarına makul bir başarı şansı sunma kapasitesinden mahrum olmadığı ve tazminat ödenmesine imkân tanıması ve/veya bu mümkün olmadığında başka türlü telafi olanakları sunması nedenleriyle potansiyel olarak yeterli giderim sağlama imkânına sahip olduğu hususunda değerlendirmelerde bulunulmuştur (Ferat Yüksel, §§ 27-34). Bu gerekçeler doğrultusunda Anayasa Mahkemesi, ilk bakışta ulaşılabilir olan ve ihlal iddialarıyla ilgili başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu görülen Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı sonucuna vararak başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemezlik kararı vermiştir (Ferat Yüksel, §§ 35, 36).

15. Mevcut başvuruda söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

16. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduklarına karar verilmesi gerekir.

B. Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

17. Başvurucular, davalılara ait mal varlığı üzerinde ihtiyati tedbir uygulanması isteği yerine getirilmediğinden lehe hükmedilen tazminatı tahsil etme imkânının kalmadığını belirterek mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

18. Anayasa'nın 5. ve 35. maddeleri uyarınca devletin pozitif yükümlülükleri çerçevesinde -özel kişiler arası uyuşmazlıklar ile ilgili olsun ya da olmasın- yargı kararlarının uygulanması ve kişilerin alacaklarına kavuşması bakımından etkili bir icra sistemi kurma sorumluluğu bulunmaktadır. Özel kişiler arasındaki uyuşmazlıklarda devletin mülkiyet hakkına ilişkin pozitif yükümlülükleri, karşılıklı hak ve menfaatler dengesine dayanmaktadır. Alacakların icrasına ilişkin süreç bakımından da durum böyledir. Anayasa Mahkemesinin daha önceki kararlarında da ifade edildiği üzere icra edilebilir nitelikteki alacak hakları da Anayasa'nın 35. maddesine göre mülkiyet hakkının kapsamındadır. Dolayısıyla bir tarafta alacaklının mülkiyet hakkı kapsamında bulunan bir alacak söz konusudur. Diğer tarafta ise alacaklının bu alacağa kavuşması için, borçlunun haczedilerek satılması öngörülen, mülkiyet hakkı kapsamındaki mal varlığı bulunmaktadır (Hesna Funda Baltalı ve Baltalı Gıda Hayvancılık San. ve Tic. Ltd. Şti. [GK], B. No: 2014/17196, 25/10/2018, § 71).

19. Devlet bu sistemi kurarken gerek alacaklının gerekse de borçlu ve diğer ilgili üçüncü kişilerin hak ve menfaatlerini gözetmek, kişilerin mülkiyet haklarının korunması için gerekli tedbirleri almak durumundadır. Buna göre bir yandan alacaklının mülkiyet hakkında bulunan alacağına kavuşması için etkin bir icra yolunun oluşturulması, diğer yandan da icradan etkilenen borçlu ve diğer ilgili kişilere, mülkiyet haklarına yapılan müdahalelerin keyfî veya hukuka aykırı olduğunu ileri sürebilmeleri için etkin biçimde itiraz edebilme olanağının tanınması gerekmektedir (Hesna Funda Baltalı ve Baltalı Gıda Hayvancılık San. ve Tic. Ltd. Şti., § 72).

20. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur.

21. Somut olayda başvurucu ihtiyati tedbir konulmadığından şikâyet etmiş ise de tedbir koşullarının oluşup oluşmadığını değerlendirme yetkisi kural olarak derece mahkemelerine aittir. Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kapsamındaki görevi ise mülkiyet hakkının korunması çerçevesinde alacaklının alacağına kavuşmasını sağlayan etkin bir yolun mevcut olup olmadığı denetlemekten ibarettir. Öte yandan bu yolun etkin olup olmadığının denetlenebilmesi öncelikle öngörülen yolun tüketilmiş olmasını gerektirmektedir.

22. Başvuruya konu olayda Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/5/2010 tarihli kararıyla hüküm altına alınan alacağın tahsili amacıyla 25/8/2010 tarihinde icra takibi başlatılmışsa da dayanak mahkeme ilamının Yargıtay tarafından bozulmasından sonra 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 40. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca takip durmuştur. Bu aşamadan sonra Ankara 7. Tüketici Mahkemesinin 26/12/2013 tarihli kararı ile hüküm altına alınan miktar icra takibine konu edilen ilamdaki miktardan fazla olup takibi aşan miktar için başvurucular tarafından başlatılan bir icra takibi mevcut değildir. Başvuru formunun içeriği ve ekli belgelerden 25/8/2010 tarihli icra takibi kapsamında alacağın tahsili amacıyla bütün borçlular hakkında mal varlığının tespiti,haciz, satış ve benzeri işlemlerin ilgili icra müdürlüğünden talep edilmediği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla başvurucular Mahkemece hüküm altına alınan alacağın bir kısmının tahsili için etkili bir yol olan icra yolunu hiç kullanmamış, icra takibine konu ettikleri kısım yönünden tahsile imkân verecek ya da borçluların ödeme kabiliyetini ortaya çıkaracak haciz, satış gibi yolları da tüketmemiştir. Bu itibarla hukuk sisteminde mevcut idari ve yargısal yollar tüketilmeksizin bireysel başvuru yapıldığı anlaşılmaktadır.

23. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının da diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduklarına karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Adil yargılanma hakkı kapsamındaki makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 7/2/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Zeynep Uykur ve Mediha Yasemin Uykur [1.B.], B. No: 2015/18360, 7/2/2019, § …)
   
Başvuru Adı ZEYNEP UYKUR VE MEDİHA YASEMİN UYKUR
Başvuru No 2015/18360
Başvuru Tarihi 26/11/2015
Karar Tarihi 7/2/2019

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, maddi ve manevi tazminat isteğiyle açılan davada yargılamanın makul sürede tamamlanmaması ve hüküm altına alınan miktarın tahsili için gerekli tedbirin alınmaması nedeniyle adil yargılanma hakkı ile mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Mülkiyet hakkı Geçici hukuki koruma (İhtiyati tedbir, haciz, ihtiyati haciz) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Makul sürede yargılanma hakkı (hukuk) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi