logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Şükrü Yıldız [2.B.], B. No: 2015/18720, 9/5/2018, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ŞÜKRÜ YILDIZ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2015/18720)

 

Karar Tarihi: 9/5/2018

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Engin YILDIRIM

Üyeler

:

Osman Alifeyyaz PAKSÜT

 

 

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

Muammer TOPAL

 

 

M. Emin KUZ

Raportör Yrd.

:

Ceren Sedef EREN

Başvurucu

:

Şükrü YILDIZ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, ceza infaz kurumunda açlık grevi yapan başvurucunun disiplin cezası alması nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 30/11/2015 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvurucu, başvuru tarihinde anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkma suçundan hükümlü olarak Ankara 2 Nolu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (İnfaz Kurumu) bulunmaktadır.

6. Başvurucuyla birlikte çoğu terör suçundan hükümlü ya da tutuklu olarak bulunan kırk sekiz kişi 24/7/2015 tarihinde İnfaz Kurumu idaresine vermiş oldukları dilekçede, Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde gerçekleşen ve otuz bir kişinin ölümü ile sonuçlanan patlamayı protesto etmek amacıyla 25/7/2015 tarihinden itibaren iki ve üç gün olmak üzere açlık grevine gireceklerini beyan etmişlerdir. Aynı İnfaz Kurumunda bulunan dokuz mahpus da sağlık sorunları sebebiyle açlık grevine giremediklerini fakat yapılan eylemi desteklediklerini imzalı dilekçeleri ile beyan etmişlerdir.

7. İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu (Disiplin Kurulu) 4/8/2015 tarihinde başvurucunun "1 ay süreyle haberleşme veya iletişim araçlarından yoksun bırakma veya kısıtlama" disiplin cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir.

8. Disiplin Kurulu, başvurucunun açlık grevi eyleminden dolayı 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 40. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (g) bendi uyarınca "bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma" disiplin cezasıyla cezalandırılması gerektiğini, buna rağmen daha önce verilen disiplin cezasının kaldırılması için gerekli süre bitmeden tekrar disiplin cezası aldığı anlaşılan başvurucunun, aynı Kanun'un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında bir üst cezanın uygulanması gerektiğine dair hüküm uyarınca söz konusu disiplin cezasıyla cezalandırıldığını ifade etmiştir.

9. Başvurucu anılan cezaya karşı diğer mahpuslarla birlikte itiraz etmiştir.

10. İtirazı inceleyen Ankara Batı İnfaz Hâkimliğince (İnfaz Hâkimliği) yapılan duruşmada, itiraz eden hükümlü ya da tutukluların savunmaları alınmıştır. İtiraz eden mahpusların tamamı açlık grevi eylemini Suruç ilçesinde canlı bombanın patlaması sonucu otuz bir kişinin hayatını kaybetmesi olayını protesto etmek amacıyla yaptıklarını belirtmişlerdir. Bunun yanında söz konusu savunmalarda, yapılan eylemle terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'a uygulanan tecrit politikasının ve Suriye'de öldürülen Kürtlerin cenazelerinin Türkiye'ye sokulmamasının da eleştirildiği ifade edilmiştir. Ayrıca savunmalarda bu canlı bomba eylemlerinin, devletin katkısıyla DEAŞ terör örgütü tarafından yapıldığı, bu gibi eylemlerin halkların kardeşliğine zarar verdiği ve önlem alınmazsa ülkede iç savaş çıkabileceği şeklinde ifadelerde bulunulmuştur. Başvurucunun da aralarında bulunduğu bir kısım hükümlü ya da tutuklular ise arkadaşlarının savunmalarına aynen katıldıklarını ifade etmişlerdir.

11. İnfaz Hâkimliği 15/10/2015 tarihinde itirazı kabul ederek Disiplin Kurulu kararının kaldırılmasına karar vermiştir. İnfaz Hâkimliği, Anayasa Mahkemesi içtihadında da kabul edildiği üzere açlık grevi eyleminincezalandırılabilmesi için 5275 sayılı Kanun'un 37. maddesinde disiplin suçları yönünden genel şart olarak belirtildiği gibi, eylemin infaz kurumunun güvenliğini ya da disiplinini bozucu veya kurumdaki düzenli yaşamın sürdürülmesini önleyici şekilde gerçekleştirilmesinin gerekli olduğunu belirtmiştir. Bu bağlamda Hâkimlikçe açlık grevi eyleminin bir düşünce açıklama yöntemi olduğu ve kısa süreli olması nedeniyle 5275 sayılı Kanun'un 37. maddesinde belirtilen şartların ihlal edilmeyeceği kanısına varıldığı ifade edilmiştir.

12. Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı Hâkimliğin söz konusu kararına itiraz etmiştir. İtirazı inceleyen Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesi itirazın kabulü ile Hâkimlik kararının kaldırılmasına karar vermiştir. Mahkeme, herhangi bir gerekçeye dayanılarak birden çok kişi tarafından idareye verilen dilekçeler sonrası sistemli bir şekilde açlık grevine başlanmasının, kurumdaki güvenliği veya disiplini bozacak mahiyette olduğunu belirtmiştir.

13. Mahkemenin kararı başvurucuya 6/11/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Başvurucu 30/11/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

14. Mahkemenin 9/5/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Adli Yardım Talebi Yönünden

15. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

B. Kabul Edilebilirlik Yönünden

16. Başvurucu, otuz bir kişinin hayatını kaybettiği canlı bomba eylemini protesto etmek amacıyla gerçekleştirilen açlık grevinin İnfaz Kurumunun düzenini ya da disiplinini bozacak nitelikte olmamasına karşın mahkemece soyut bir gerekçeyle kendisine disiplin cezası verilmesinin anayasal özgürlüklerini ihlal ettiğini ileri sürmüştür.

17. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki tavsifi ile bağlı olmayıp, olay ve olguların hukuki nitelendirmesini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucu açlık grevini bir düşünce açıklama yöntemi olarak kullanmıştır. Bu kapsamda başvurucunun şikâyeti ifade özgürlüğü bağlamında incelenecektir.

18. Anayasa Mahkemesi ceza infaz kurumlarında yapılan açlık grevlerinin bir ifade yöntemi olabileceğini kabul etmiştir (Mehmet Ayata, B. No: 2013/2920, 7/7/2015, § 24; Kahraman Güvenç (3), B. No: 2013/3551, 14/4/2016, § 31).

19. Hükümlü ve tutuklular, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) ortak alanı kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına kural olarak sahiptirler (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, B. No: 2013/583, 10/12/2014, § 65). Bu bağlamda hükümlü ve tutukluların ifade özgürlüğü de Anayasa ve Sözleşme kapsamında koruma altındadır (Mehmet Ayata, § 25).

20. Bununla birlikte ifade özgürlüğü mutlak bir hak niteliğinde değildir ve Anayasa'nın 26. maddesinin (2) numaralı fıkrasında öngörülen sebeplerle sınırlanabilir. Bu bağlamda ceza infaz kurumunda bulunmanın kaçınılmaz sonucu olarak suçun önlenmesi ve disiplinin sağlanması gibi kurumda güvenliğin ve düzenin korunmasına yönelik kabul edilebilir gerekliliklerin olması durumunda mahpusların sahip olduğu haklara sınırlama getirilebilir (Mehmet Ayata, §§ 26, 27).

21. Üstelikoldukça hassas ve istisnai bir düşünce açıklama yöntemi olan açlık grevi söz konusu olduğunda, devletin, ceza infaz kurumunun güvenliğini ve düzenini sağlama yükümlülüğüne, mutlak kontrolünde bulunan bu kurumlarda zorunlu olarak tutulan bireylerin sağlıklarının korunması yükümlülüğü ilave olur. Bunun yanında terör örgütlerinin çağrısı üzerine yapıldığı ya da örgütsel bağlılığı canlı tutma amacına yöneldiği konusunda makul şüphe bulunan açlık grevlerinin söz konusu olduğu durumlarda da devletin takdir hakkı daha geniş yorumlanmalıdır.

22. Bununla birlikte bu sınırlandırmaların Anayasa’nın 13. maddesinde güvence altına alınan demokratik toplum düzeninin gerekleri ve ölçülülük ilkelerine uygun olması gerekir (demokratik toplum düzeninin gerekleri ve ölçülülük ilkelerine ilişkin açıklamalar için bkz. Mehmet Ayata, §§ 33-38).

23. Anayasa Mahkemesi 5275 sayılı Kanun’un 37. maddesi de dikkate alındığında ceza infaz kurumunda tek başına açlık grevi eylemi yapılmasının, aynı Kanun'un 40. maddesinde öngörülen disiplin suçunu oluşturabilmesi için yeterli olmayıp bu eylemin ceza infaz kurumundaki güvenliği veya disiplini bozacak ya da düzenli yaşamın sürdürülmesini önleyecek şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğini kabul etmiştir (AYM, E.2013/6, K.2013/111, 10/10/2013; Mehmet Ayata, § 40 ).

24. Başvuru konusu olayda, terör suçundan hükümlü olan başvurucunun da aralarında bulunduğu bir gruphükümlü ya da tutuklu, Suruç'ta gerçekleştirilen canlı bomba eylemini protesto amacıyla iki ya da üç gün açlık grevi yapacaklarını İnfaz Kurumuna dilekçeyle beyan etmişlerdir.

25. Anılan grubun açlık grevi yaparak dikkat çekmeye çalıştıklarını belirttikleri hususun kamuoyunu yakından ilgilendiren bir meseleye ilişkin olduğu konusunda bir şüphe yoktur. Başvurucunun şikâyetini inceleyen İnfaz Hâkimliği de söz konusu eylemin kısa sürdüğü gözönüne alındığında İnfaz Kurumu güvenliğini, disiplinini ya da düzenini bozmaya neden olacak nitelikte bulunmadığını ifade etmiştir.

26. İnfaz Hâkimliğince yapılan duruşmada alınan savunmalarda, grevin amacının aynı zamanda terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın tecrit şartlarını eleştirmek olduğu da dile getirilmiştir. Yine alınan savunmalardan birinde devletin yardımıyla gerçekleştirilen bu bomba eylemlerinin önlenmemesi hâlinde iç savaş çıkabileceği gibi ifadelerde bulunulduğu görülmektedir. Başvurucu da kendi savunmasında arkadaşlarının bu ifadelerine aynen katıldığını belirtmiştir.

27. Bu bağlamda, çoğu terör suçundan hükümlü ya da tutuklu oldukları anlaşılan ve aynı İnfaz Kurumunda bulunan oldukça kalabalık bir grubun gerçekleştirdiği açlık grevi eyleminin, savunmalarda kullanılan bazı ifadeler de dikkate alındığında grup içerisinde terör örgütüne bağlılık çizgisinde bir psikoloji yaratılmasına katkıda bulunabileceği anlaşılmaktadır.

28. Dolayısıyla kamuoyunu yakından ilgilendiren meselelere ilişkin duygu ve düşüncelerini açıklamak amacından daha çok örgütsel bağların canlı tutulması hedeflenen bu tür eylemlere -ceza infaz kurumunun düzen ve güvenliğinin sağlanması ile örgütsel baskı veya yönlendirme altında sağlık problemleri ile karşılaşması muhtemel bireylerin korunması amaçlarıyla- müdahale edilmesinin, somut olayın koşullarında demokratik bir toplumda gerekli olmadığından bahsedilemeyeceği sonucuna varılmıştır.

29. Başvurucuya, gerçekleştirdiği açlık grevi eylemi nedeniyle 5275 sayılı Kanun'un 40. ve 48. maddeleri uyarınca verilen "1 ay süreyle haberleşme veya iletişim araçlarından yoksun bırakma veya kısıtlama" disiplin cezasının da ölçülü olduğu değerlendirilmiştir.

30. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Anayasa Mahkemesince kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda başvurucunun ihlal iddialarını kanıtlayamadığı, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).

31. Somut olayda başvurucunun ifade özgürlüğüne yönelik bir ihlal olmadığının açık olduğu sonucuna varılmıştır.

32. Açıklanan gerekçelerle başvurunun, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçeyle;

A. Başvurucunun adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddiasının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca, tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 9/5/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Şükrü Yıldız [2.B.], B. No: 2015/18720, 9/5/2018, § …)
   
Başvuru Adı ŞÜKRÜ YILDIZ
Başvuru No 2015/18720
Başvuru Tarihi 30/11/2015
Karar Tarihi 9/5/2018

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza infaz kurumunda açlık grevi yapan başvurucunun disiplin cezası alması nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
İfade özgürlüğü Ceza infaz kurumunda açlık grevi Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi