TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
KEREM ALTIPARMAK VE YAMAN AKDENİZ BAŞVURUSU (4)
|
(Başvuru Numarası: 2015/18876)
|
|
Karar Tarihi: 19/11/2019
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Derya ATAKUL
|
Başvurucular
|
:
|
1. Kerem ALTIPARMAK
|
|
|
2. Yaman AKDENİZ
|
Vekili
|
:
|
Av. Sevgi KALAN GÜVERCİN
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, bazı internet sitelerinde ve sosyal medya
hesaplarında yer alan içeriklere erişimin engellenmesi kararı verilmesinin
ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru 4/12/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
olaylar özetle şöyledir:
A. Arka Plan
Bilgisi
7. Türkiye 2015 yılı Haziran ayından itibaren yoğun bir
şekilde terör saldırılarına maruz kalmıştır. Bu kapsamda Doğu ve Güneydoğu
Anadolu'daki bazı illerde ve ilçelerde PKK'lı teröristlerce cadde ve sokaklara
hendekler kazılıp barikatlar kurulmuş, bu barikatlara bomba ve patlayıcılar
yerleştirilerek güvenlik güçlerinin yerleşim yerlerine girişi engellenmeye
çalışılmıştır. PKK, halkın bu yerlere girişini ve buralardan çıkışını da
engelleyerek bölgede öz yönetim adı altında hâkimiyet sağlamayı
amaçlamıştır. Güvenlik güçleri bölgede kontrolü tesis etmek ve yaşamın normale
dönmesini sağlamak amacıyla operasyon düzenlemiş ve teröristlerle çatışmaya
girmiştir. Bu esnada PKK'lı olduğu iddia edilen [H.L.B.] öldürülmüş, cenazesi
zırhlı polis aracına bağlanarak Şırnak il merkezinde sürüklenmiştir. Cenazenin
sürüklenmesine ilişkin görüntülerin sosyal medyaya yüklenmesiyle başta sosyal
medya platformlarında olmak üzere çeşitli paylaşımlarda bulunulmuş ve haberler
yapılmıştır (detaylı arka plan bilgisi için Birgün İletişim ve Yayıncılık
A.Ş. [GK], B.No: 2015/18936, 22/5/2019, §§ 10-16 kararına bakılabilir).
8. Başvuru konusu erişimin engellenmesi kararına da konu
paylaşım ve haberlerin bir kısmı şöyledir:
i. Kullanıcıların video gönderebildikleri,
izleyebildikleri ve paylaşabildikleri, video barındıran başlıca web sitesi
Youtube'da konu ile ilgili paylaşılan videoların başlıklarından bazıları
şöyledir: "Turkish police barbarity, today a young kurdish actor [H.B.]
get murdered by the turkish police; Şırnak'ta [H.L.B.nin] bedenine
işkence eden polisler küfür içerir; Şırnak'ta ölüye işkence/yerde sürüklenen pkklının
görüntüsü; PKK'lı teröristin cesedi, bombalı tuzak testi için zırhlı araçla
sürüklendi; [H.B.yi] sürüklerken videoya almışlar, üstelik ana avrat
küfür ediyorlar.; PÖH - Cizre/Şırnak'ta bir teröristi böyle öldürdü!;
Gebertilen hain yerlerde sürükleniyor; HDP'linin PKK'lı akrabası, askeri aracın
arkasında sürükleniyor; Leş, 10. Yıl marşı eşliğinde sürükleniyor - Tengri Biz
Menen; Türk barbarlığına kanıt: [H.B.nin] sürüklenme videosu,
[H.B.ye] yapılan Türk barbarlığına rağmen hala bir Türke kardeş diyen Kürt
en açık tabiriyle imansızdır.; video of the Turkish cops dragging the body of
Kurdish youth they killed in Şırnak. Expose the barbarity.; Turk state terorism
act; T.C. Senin ananı avradını s... ben türklerin kardeşi değilim. Asla
kardeşleri olmam; İnsanlık sürükleniyor!; "
ii. Sosyal paylaşım sitesi Twitter'da yer alan
bildirimlerden bazıları şöyledir: "PKK'den tek bir cümle bekliyorum:
İntikam alınacaktır, onu yapanların leşleri bile olmayacaktır, bunu bekliyoruz
PKK'den; [H.B.nin] ön otopsi raporu: 28 kurşun isabet etmiş ve işkence
yapılmış..; Montaj diyenler buyurun, [H.B.nin] elbet birgün hesabı
sorulacak herkes paylaşsın! silinmeden +18; [H.B.] işte videosu montaj
diyenlere bu halk bunun intikamını alır elbet unutmayacağız!!!; İnsanlığınızdan
dahi utanmazsınız çünkü insan değilsiniz...IŞİD'çiler bunlar...; IŞİD'i kimin
eğittiğini anladınız mı! IŞİD profesyonel işkence yöntemlerini TC'den öğrenmiş!
#TeröristTurkey; İnsanlık utandı!"
iii. Ulusal ölçekte yayın yapan bazı gazeteler ile
internet haber portallarında konu ile ilgili haberlerinin başlıkları şöyledir: "Zırhlı
aracın arkasında sürüklenen [H.B.ye] 28 kurşun sıkılmış (Radikal
gazetesi); Şırnak'ta cenazeye yapılan işkencenin videosu da ortaya çıktı
(Radikal gazetesi); [H.L.B.nin] görüntüleri ortaya çıktı
(ilerihaber.org); İnsanlık sürünüyor (Cumhuriyet gazetesi); İşte [H.B.nin]
polis aracına bağlanarak metrelerce sürüklendiği an (Cumhuriyet gazetesi);
Başbakan Davutoğlu: olayla ilgili hukuki ve idari soruşturma için gerekli
talimatlar verilmiştir (T24 internet gazetesi); PKK'lı teröristin sürüklendiği
anların görüntüsü ortaya çıktı! (www.gazete2023.com); Videosu da çıktı:
[H.L.B.nin] cesedi metrelerce sürüklenmiş, cansız bedene küfür edilmiş
(www.diken.com.tr)"
iv. Olay dış başında da yer almıştır. İnternet
haber portallarında yer alan bazı haber başlıkları şöyledir: "Turkish
Police drags deceased body (www.liveleak.com); Turkish Police drag deceased
body of [H.L.B.] through streets of Sirnak
(www.revolution-news.com)."
B. Somut
Başvuruya İlişkin Olgular
9. Başvurucular, olayların meydana geldiği tarihte
internet ve insan hakları alanında çalışan akademisyenlerdir. Başvurucuların
akademik çalışmaları hakkında detaylı bilgi için Kerem Altıparmak ve Yaman
Akdeniz (2) (B. No: 2015/15977, 12/6/2019, § 12) kararına bakılabilir.
10. Başbakanlık Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğünün talebi
ve (kapatılan) Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının (TİB) 6/10/2015 tarihli
yazısı gereğince H.L.B.nin cenazesinin sürüklenmesi olayının görüntülerini
paylaşan ve bu olaya yönelik haber yapan internet haber siteleri ile sosyal
medya hesaplarına ait 111 içeriğe (URL) erişimin engellenmesine karar
verilmiştir.
11. Anayasa Mahkemesince Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi
(UYAP) üzerinden yapılan incelemede erişimi engellenen içeriklerin bir kısmının
şiddeti öven, kişileri şiddet kullanmaya, nefrete, intikam almaya, silahlı
direnişe teşvik edici nitelik taşıdığı belirlenmiştir. Bir kısmının ise anılan
olayın haberleştirilmesinden ibaret olduğu, basının kamu bekçiliği rolünden
öteye geçmediği tespit edilmiştir. Özellikle sosyal medya hesaplarından yapılan
paylaşımların tamamına yakınında cenazenin sürüklenmesi olayına ilişkin bazı
görüntülere ve videolara yer verilerek intikam almaya ve/veya şiddeti teşvik
etmeye yönelik paylaşımlarda bulunulduğu görülmüştür (bkz. § 8; Birgün
İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş., § 77) .
12. TİB, 4/5/2007 tarihli ve 5651 sayılı İnternet
Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen
Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un 8/A maddesinin (2) numaralı
fıkrası gereğince erişimin engellenmesi kararını 6/10/2015 tarihinde Gölbaşı
Sulh Ceza Hâkimliğinin onayına sunmuştur. TİB tarafından Hâkimliğe sunulan
dilekçeye erişimin engellenmesi kararı verilen haber sitelerine ve çeşitli
sosyal medya platformlarına ait 56 URL adresi ile Twitter'da yer alan 55
bildirimin ekran görüntüleri eklenerek "İnternet adreslerindeki terörü
öven, şiddete ve suça teşvik eden kamu düzenini ve milli güvenliği tehdit eden
içerikler ile yaşam hakkı ile kişilerin can ve mal güvenliğinin ihlaline
sebebiyet vermesi" nedeniyle erişimlerinin engellenmesine karar
verildiği belirtilmiştir.
13. TİB tarafından onaya sunulan erişimin engellenmesi
kararı Gölbaşı Sulh Ceza Hâkimliğince aynı gerekçeyle 6/10/2015 tarihinde
onaylanmıştır.
14. Anayasa Mahkemesince UYAP üzerinden yapılan
sorgulamada yalnızca üç içerik sağlayıcısı ve internet hizmeti sağlayıcısının
kendilerine ait adreslere yönelik tedbire itiraz ettiği ve yargısal süreç
başlattığı tespit edilebilmiştir. Başvurucular ise kullanıcı sıfatıyla, 111
internet adresinin tamamına erişimin engellenmesine yönelik onaylama kararına
itiraz etmişlerdir. Ankara 7. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından 23/10/2015
tarihinde Gölbaşı Sulh Ceza Hâkimliğince verilen karar usul ve yasaya uygun
bulunarak başvurucuların itirazı reddedilmiştir.
15. Ret kararı başvuruculara 4/11/2015 tarihinde tebliğ
edilmiştir. Başvurucular 4/12/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır.
IV. İLGİLİ HUKUK
16. İlgili uluslararası hukuk kuralları için Kerem
Altıparmak ve Yaman Akdeniz (2) (B. No: 2015/15977, 12/6/2019, §§ 21-26)
kararına bakılabilir.
V. İNCELEME VE
GEREKÇE
17. Mahkemenin 19/11/2019 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların
İddiaları
18. Başvurucular;
i. 7/6/2015 tarihli Milletvekili Genel Seçimi'nin
ardından ülkede çatışmaların arttığını, pek çok kişinin gözaltına alındığını ya
da hayatını kaybettiğini, bu olayları haberleştiren internet haber siteleri ve
sosyal medya hesapları hakkında topluca ve gerekçesiz olarak erişimin
engellenmesi kararları verildiğini ileri sürmüşlerdir.
ii. Erişimi engellenen adreslerde yer alan içeriklerin
Şırnak'ta öldürüldükten sonra zırhlı polis aracının arkasına iple bağlanarak sürüklenmesi
olayı ile ilgili olduğunu, güvenlik güçlerinin yasa dışı uygulamalarını ortaya
koyan bu tür içeriklere erişimin engellenmesinin hukuka aykırı ve sansür
niteliğinde olduğunu, bu tür içeriklerin sistemli bir şekilde engellenmesinden
ötürü bilgiye ulaşamadıklarını belirterek ifade özgürlüklerinin ihlal
edildiğini iddia etmişlerdir.
iii. 5651 sayılı Kanun'un 8/A maddesinin yasayla
öngörülme ilkesine uygun olmadığını belirterek anılan maddenin iptali talebiyle
başvurularının Genel Kurula gönderilmesini talep etmişlerdir.
B. Değerlendirme
19. Başvurucular, Gölbaşı Sulh Ceza Hâkimliği tarafından
verilen erişimin engellenmesi kararı sonucunda bazı internet siteleri ile
sosyal medya hesaplarında yer alan 111 içeriğe erişimin engellendiğinden
şikâyet etmektedirler. Başvurucuların şikâyetlerinin özü, internet
kullanıcıları ve özellikle insan hakları alanında çalışmalar yürüten
akademisyenler olarak bu kararın haber ve fikir alma, bilgiye erişme haklarına
müdahale oluşturduğuna ilişkindir.
20. Anayasa'nın "Düşünceyi açıklama ve yayma
hürriyeti" kenar başlıklı 26. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Herkes, düşünce ve kanaatlerini
söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve
yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın
haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar..."
21. Anayasa Mahkemesi internetin halkın haber almasının
ve bilgilerin iletilmesinin gelişiminde önemli bir role sahip olduğunu,
herhangi bir sınırlama gözetmeksizin herkesin haber ve fikirlere ulaşması ile
fikirlerini yayması noktasında çok önemli bir imkân sağladığını ve bu durumun
ifade özgürlüğü açısından çok geniş bir alan yarattığını daha önce pek çok defa
belirtmiştir. Dolayısıyla internet sitelerine veya internet sitelerinde yer
alan haber ve fikirlere erişimin engellenmesi biçiminde getirilen her türlü
kısıtlama, bilgi alma ve verme özgürlüğüne müdahale niteliğindedir (Birgün
İletişim ve Yayıncılık A.Ş., §§ 50, 51; Medya Gündem Dijital Yayıncılık
Ticaret A.Ş., § 34; C.K. [GK], B. No: 2014/19685, 15/3/2018, § 27).
22. Bununla birlikte 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı
Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 46.
maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca bir kişinin Anayasa Mahkemesine
bireysel başvuruda bulunabilmesi için mağdur statüsüne sahip olması gerekir.
Anayasa Mahkemesi Kerem Altıparmak ve Yaman Akdeniz (2) kararında; haber
ve fikir alma özgürlüğünün internet sitelerine erişimin engellenmesi şeklinde
yapılan her müdahaleden herkesin doğrudan etkilendiği ve bu tedbir nedeniyle
mağdur olduğu anlamına gelecek şekilde geniş yorumlanamayacağını, müdahalenin
dolaylı etkilerine maruz kalınmış olmanın başvurucunun mağdur sıfatı
taşıdığının kabul edilebilmesinde yeterli olmayacağını vurgulamıştır (Kerem
Altıparmak ve Yaman Akdeniz (2), § 35).
23. Anayasa Mahkemesi, ifade aracına yönelik müdahaleler
nedeniyle bilgi ve fikir alma hakkına sahip olan üçüncü kişiler tarafından
ifade özgürlüğünün ihlali iddiasıyla yapılan başvurularda, başvurucuların
mağdur sıfatını taşıyıp taşımadığı hususunun somut olayın koşulları bağlamında
değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiş ve başvurucuların mağdur sıfatı
taşıdıklarının kabul edilebilmesi için somut olayda bulunması gereken birtakım
kriterler belirlemiştir. Buna göre Anayasa Mahkemesi söz konusu değerlendirmeyi
yaparken somut olayın koşullarına uyduğu ölçüde;
i. Başvurucunun ifade aracını (internet sitesi, sosyal
medya platformu, kitap, gazete, dergi vb.) kullanma şekli (içerik sağlayıp
sağlamaması: aktif kullanıcı-pasif kullanıcı),
ii. İfade açıklamasına yönelik tedbirin bilgi alma
hakkına sahip başvurucu üzerinde doğurabileceği sonuçların ağırlığı,
iii. Bilgiye başka yollardan erişim sağlama imkânının
bulunup bulunmadığı,
iv. İfade aracının (somut olayda erişimi engellenen
internet sitelerinin ve sosyal medya hesaplarının) özellikleri
(kullanıcı/ziyaretçi/takipçi sayısı, işlevi, ulusal/uluslararası platformlarda
bilinirliği, alternatifi olup olmaması vb.),
v. İfade aracına yapılan müdahale nedeniyle önemli bir
iletişim kaynağından yoksun kalınıp kalınmadığı,
vi. Alınan tedbirin başvurucunun kamusal tartışmaya
katılımına engel olup olmadığı,
vii. Alınan tedbir nedeniyle başvurucunun somut olarak
belirlenebilir bir menfaatten yoksun kalıp kalmadığı gibi hususları inceleyerek
sonuca varmaktadır (Kerem Altıparmak ve Yaman Akdeniz (2), § 37).
24. Başvurucuların mağdur sıfatı taşıdıklarını
kanıtlayabilmeleri için erişimin engellenmesi tedbiri ile bilgi ve fikir alma
hakları arasında yukarıda sayılan hususlar temelinde bağ kurma ve soyut
iddialardan kaçınma yükümlülüğü vardır (Kerem Altıparmak ve Yaman Akdeniz
(2), § 38).
25. Başvuru konusu olayda erişimi engellenen 111 adresin
büyük bir çoğunluğu Twitter, Youtube, Dailymotion ve Facebook isimli sosyal
paylaşım sitelerine ait kişisel hesaplarda yer alan içeriklerden oluşmaktadır.
Geri kalan kısım ise bazı internet haber siteleri ile kullanım amacı belirli
olmayan birtakım internet sitelerinden ibarettir. Başvurucular, bu adreslerden
herhangi birinde içerik sağlayıcı konumunda olduklarını veya belirli bir
mesleki ya da başka bir faaliyet kapsamında bu adreslerden aktif olarak
yararlandıklarını belirtmemişlerdir. Buna göre başvurucuların anılan adreslerin
aktif kullanıcıları olmadıkları anlaşılmaktadır.
26. Başvurucular, uzun yıllardır ifade özgürlüğü ve
internet alanında çalışan akademisyenler olmaları sebebiyle erişimin
engellenmesi şeklindeki şikâyet konusu tedbirin kendilerini yakından
ilgilendirdiğini ileri sürmüş ancak bu tedbirin akademik çalışmaları üzerindeki
etkilerini açıklamamışlardır. Başvurucular, belirli bir menfaatten yoksun
kaldıklarına dair de bir kanıt göstermemişlerdir.
27. Somut olayda başvurucuların bilgiye başka yollardan
erişim sağlama imkânlarının olup olmadığı da değerlendirilmelidir. Başvurucular
111 internet adresinin tamamına erişimin engellenmesi şeklindeki müdahaleden
şikâyet etmiş, bununla birlikte bu adreslerin her birinin hangi yönleriyle
alternatifi olmayan kaynaklar olduklarını ortaya koyamadıkları gibi bu adresler
dışında başka hiçbir şekilde bilgiye erişim imkânı elde edemediklerini
gösterememişlerdir. Başvurucular bahsi geçen internet adreslerinin güvenlik
güçlerinin yasa dışı uygulamalarını kamuya sunarak suç oluşturan bu tür
uygulamaların tekrarlanmasının önlenmesi ve sorumluların ortaya çıkarılması
amacını taşıdığını, anılan tedbir kararıyla bu içeriklere sansür uygulandığını
ileri sürmüşlerdir. Bununla birlikte başvurucular erişimin engellenmesi
kararının sırf bu nedene dayalı olarak yapıldığı hususunda ikna edici bir delil
ortaya koyamamışlardır. Nitekim özellikle sosyal medya hesaplarından yapılan
paylaşımların tamamına yakınında yer alan intikam almaya ve/veya şiddeti teşvik
etmeye yönelik paylaşımlar da başvurucuların bu iddiasını destekler nitelikte
görünmemektedir (bkz. §§ 8, 11). Başvurucuların anılan tedbir nedeniyle önemli
bir iletişim kaynağından yoksun bırakıldıkları, bu durumun kamusal tartışmaya
katılmalarına engel oluşturduğu değerlendirilmemiştir.
28. Günümüzde ifade özgürlüğünün kullanımının en etkili
aracı hâline gelen internet, bünyesinde siyasi sorunlar ya da kamu menfaati ile
ilgili çalışmalara ve tartışmalara katılmaya yönelik temel araçları
barındırmaktadır. Başvurucuların toplumsal konumları ve statüleri de dikkate
alındığında erişimin engellenmesi şeklindeki tedbirin başvurucular üzerinde
herhangi bir etki doğurmadığı da söylenemez (Kerem Altıparmak ve Yaman
Akdeniz (2), § 43). Bununla birlikte somut olay yukarıda yer verilen
ilkeler (bkz. § 23) ışığında değerlendirildiğinde başvurucuların müdahalenin
dolaylı etkilerine maruz kalmaktan öteye geçen bir mağduriyetleri bulunduğunu
ortaya koyamadıkları görülmektedir.
29. Toplumun menfaatinin korunmasını amaçlayan ve halk
davası (actio popularis) olarak isimlendirilen başvurular bireysel
başvuru hakkı kapsamında kabul edilmemektedir (Tezcan Karakuş Candan ve
diğerleri, B. No: 2014/5809, 10/12/2014, § 21; Mahmut Tanal, B. No:
2014/11368, 23/7/2014, § 20; Liberal Demokrat Parti, B. No: 2014/11268,
23/7/2014, § 18). Müdahalenin subjektif yani bireysel olarak doğrudan maruz
kalınan somut etkileri açıklanamadığı sürece müdahale nedeniyle bilgiye ulaşma
hakkına halel geldiğine yönelik objektif çıkarımlarda bulunmak başvurunun
halk davası olarak nitelendirilmesine engel olamayacaktır (Kerem
Altıparmak ve Yaman Akdeniz (2), § 44).
30. Yukarıda yer verilen hususlar ışığında başvurucuların
erişimin engellenmesi tedbiri ile bilgi ve fikir alma hakları arasında doğrudan
ve kişisel bir bağ kuramadıkları, mağdur olduklarını soyut iddialardan öteye
geçen, makul ve ikna edici gerekçelerle kanıtlayamadıkları sonucuna
varılmıştır.
31. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin kişi bakımından yetkisizlik
nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın kişi
bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde
BIRAKILMASINA 19/11/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.