TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ABDÜLKADİR YILMAZ VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2015/1894)
|
|
Karar Tarihi: 16/1/2020
|
R.G. Tarih ve Sayı: 25/2/2020 - 31050
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
Başkan
|
:
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
Üyeler
|
:
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör
|
:
|
Murat İlter DEVECİ
|
Başvurucular
|
:
|
1. Abdülkadir YILMAZ
|
|
|
2. Ahmet AKDAĞ
|
|
|
3. Elif YILMAZ
|
|
|
4. Gülşen EJDAR
|
|
|
5. Hacer YILMAZ
|
|
|
6. Katriye YILMAZ
|
|
|
7. Mefaret AKDAĞ
|
|
|
8. Nagihan BABACAN
|
|
|
9. Nurcan AKDAĞ
|
|
|
10. Onur YILMAZ
|
|
|
11. Yiğit Ahmet AKDAĞ
|
Vekili
|
:
|
Av. Murat Kemal GÜNDÜZ
|
|
|
12. Ayşegül DEMİR
|
Vekili
|
:
|
Av. Dilek GÜZEL
|
|
|
13. Leyla KARAÇOBAN
|
Vekili
|
:
|
Av. Arzu DEMİRCİ
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru; bir yer altı maden ocağında meydana gelen,
birçok kişinin ölümü ve yaralanmasıyla sonuçlanan olaya ilişkin olarak
yürütülen ceza soruşturması kapsamında bazı şüpheliler hakkında kovuşturmaya
yer olmadığına dair karar (kovuşturmasızlık kararı) verilmesi nedeniyle yaşam
hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvurucu Leyla Karaçoban tarafından yapılan 2015/1894
numaralı başvuru (ilkbaşvuru) 29/1/2015 tarihinde; başvurucular Abdülkadir
Yılmaz, Elif Yılmaz, Gülşen Ejdar, Hacer Yılmaz, Katriye Yılmaz, Nagihan Yılmaz
ve Onur Yılmaz tarafından yapılan 2015/2068 numaralı başvuru (ikinci başvuru)
ile başvurucular Ahmet Akdağ, Yiğit Ahmet Akdağ, Mefaret Akdağ ve Nurcan Akdağ
tarafından yapılan 2015/2071 numaralı başvuru (üçüncü başvuru) 4/2/2015
tarihinde; başvurucu Ayşegül Demir tarafından yapılan 2015/2293 numaralı
başvuru (dördüncü başvuru) ise 6/2/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvurular, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. 2015/2071 numaralı başvuru dosyası, konu yönünden
hukuki irtibat nedeniyle 2015/2068 numaralı bireysel başvuru dosyası ile
birleştirilmiştir.
5. Komisyon tarafından başvuruların kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
6. 2015/2068 ve 2015/2293 numaralı başvuru dosyalarının
konu yönünden hukuki irtibat nedeniyle 2015/1894 numaralı başvuru dosyası ile
birleştirilmesine, incelemenin 2015/1894 numaralı başvuru dosyası üzerinden
yürütülmesine ve diğer dosyaların kapatılmasına karar verilmiştir.
7. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
8. Başvuru belgelerinin birer örneği farklı tarihlerde
bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, ilk üç
başvuru hakkında görüşünü bildirmiş, ancak dördüncü başvuru hakkında görüş
bildirmemiştir.
9. İlk üç başvuruyu yapan başvurucular, Bakanlığın
görüşüne karşı beyanda bulunmuşlardır.
III. OLAY VE
OLGULAR
10. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve
Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler
çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:
11. Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) adına ruhsatlı olup
S... A.Ş. tarafından işletilen Manisa'nın Soma ilçesi Eynez Mahallesi
Karanlıkdere mevkiindeki yer altı maden ocağında 13/5/2014 tarihinde saat 15.00
sıralarında meydana gelen faciada aralarında başvurucuların yakınları M.K.,
İ.Y., S.A. ve A.D.nin de bulunduğu birçok kişi ölmüş ve yaralanmıştır. Ölenler
ile başvurucular arasındaki yakınlık dereceleri ekli 1 No.lu listede yer
almaktadır.
12. Bunun üzerine resen harekete geçen Soma Cumhuriyet
Başsavcılığı (Başsavcılık) olaya ilişkin olarak derhâl bir soruşturma
başlatmıştır.
13. Bazı siyasiler ile kamu görevlilerinin de olayda
sorumluluğunun bulunduğu iddiasıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılan
suç duyuruları üzerine başlatılan soruşturmalar mevcut soruşturma ile
birleştirilmiştir.
14. Haklarında şikâyette bulunulan siyasilerle ilgili
soruşturmayı tefrik eden Başsavcılık; Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanlığı
(Enerji Bakanlığı) ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı (eski adıyla
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı) (Çalışma Bakanlığı) müfettişlerinin ve
Çalışma Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü K.Ö.nün kamu görevlisi
olması ve haklarında soruşturma yapılabilmesi için 2/12/1999 tarihli ve 4483
sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun'a
istinaden yetkili mercilerce soruşturma izni verilmesi gerektiği gerekçesiyle
bahse konu kişilerle ilgili soruşturmayı da mevcut soruşturmadan ayırmıştır.
Başvurucuların şikâyetleri ve tespit edilen soruşturma içerikleri dikkate
alınarak başvurucuların yakınlarının ölümü hakkında yürütülen ceza
soruşturmasına ilişkin süreçler iki başlık altında anlatılacaktır. Son olarak
tespit edilebilen disiplin soruşturması sürecine yer verilecektir.
A. Ceza
Soruşturmasına İlişkin Süreçler
1. Genel
Soruşturma Hükümlerine Göre Yürütülen Soruşturma Süreci
a. Fezleke
Düzenlenmesine Kadar Olan Süreç
15. Başvuruya konu edilen olayı çevreleyen koşulların
tespiti ve sorumluların belirlenmesi için birçok soruşturma işlemi icra eden
Başsavcılık, profesör unvanına sahip iki maden ve bir elektrik mühendisi ile A
sınıfı bir iş güvenliği uzmanından oluşan bilirkişi heyeti eşliğinde olay
yerinde keşifler yapmıştır.
16. Bilirkişi heyeti 5/9/2014 tarihli raporunda; maden
ocağındaki havalandırma, sensör ölçümleri, elektrik dağıtım hatları ve trafolar
ile ilgili değerlendirmelerde bulunarak maden kazasının pek çok ihmal ve
kusurun bir araya gelmesi sonucu meydana geldiği ve kazanın önlenebilir olduğu
sonucuna varmıştır. Otopsi sonuçlarına göre ölümlerin büyük çoğunluğunun
karbonmonoksit kaynaklı karboksihemoglobin zehirlenmesi sonucunda
meydana geldiğine ve bu boyutta bir zehirlenmenin meydana gelebilmesini
sağlayacak karbonmonoksit konsantrasyonuna -yer altı ocağının boyutları
gözönüne alındığında- tek başına bant, ahşap tahkimat ve PVC boru yangınının
neden olmasının olası görülmediğine işaret eden bilirkişi heyetine göre olayın
ana kaynağı, U3 trafosu etrafında topuk olarak bırakılan kömürün kontrolsüz bir
şekilde kendiliğinden yanması sonucu oluşan karbonmonoksitin temiz hava
girişine ulaşması, temiz hava ile temas ederek kendiliğinden yanan kömürün tam
yanmaya dönüşmesi, bu yangının 4 No.lu kömür nakil bandının bulunduğu yola
sirayet ederek bu bölümdeki ve 3 No.lu kömür nakil bandının bulunduğu yoldaki
bant, ahşap tahkimat, PVC borular ve elektrik kablolarını tutuşturması, su ile
soğutma çalışmaları sonucu açığa çıkan zehirleyici ve boğucu gazlardır. Nitekim
olay sonrası diğer yangınlar söndürüldükten sonra kurtarma faaliyetleri
esnasında kömür yangınının devam etmekte olduğu 16/5/2014 tarihinde maden
ocağına yapılan ilk keşifte saptanmıştır. 16/7/2014 tarihinde yapılan keşifte
de uzun bir süre madenin kapalı kalmış olmasına rağmen kömürün olayın meydana
geldiği bölgede yanmaya devam ettiği tespit edilmiştir.
17. Bilirkişi heyeti, 2006 yılında kömür üretme ve teslim
işini üstlenen şirketin7/10/2009 tarihinde TKİ'ye yaptığı sözleşme devri ile
ilgili başvurusunda üretim çalışmaları sırasında oluşan yangınlardan dolayı
üretim yapılamamasını ve yüksek su gelirini gerekçe gösterip ileride telafisi
mümkün olmayacak problemlerle karşılaşılacağına değinerek işi devretmek
istediğini dikkate almış; maden sahasının yüksek yangın riski taşıdığının TKİ
ve kömür üretim işini devralan S... A.Ş. tarafından bilindiği kanaatine varmış
ve bu doğrultuda olayın meydana gelmesinden sorumlu olanları belirlemiştir.
18. Bilirkişi raporunun kusur değerlendirmesine ilişkin
kısmı şöyledir:
“1. Olayın
meydana gelişinden önceki tarihlerde, ocak havasının denetimi için kurulan gaz
izleme sensörleri, olayın başlangıcını haber vermiş, ancak bu durum şirket
yetkilileri tarafından dikkate alınmamıştır. Ocak içi yangınının başladığını
gösteren CO, sıcaklık yükselmesi ve ocak çıkış havasındaki oksijen seviyesinin
düşmesi, yangının başladığının en önemli kanıtıdır. Oksijen seviyesi,
madenlerde izin verilen değerlerin altında, CO ve sıcaklık değerleri, izin
verilen sınır değerlerin üzerinde seyretmiştir. Sensörlerden gelen bilgiler,
ocakta meydana gelen kazanın olacağını önceden bildirmesine rağmen, bilgilerin
dikkate alınmaması ve çalışmaların durdurulmaması çok önemli bir ihmali
göstermektedir.
Bu durumu izlemek ve gerekli önlemleri
almakla yükümlü olan;
a- İşveren (Yönetim Kurulu Başkanı);
b- İşveren Vekilleri (Genel Müdür,
İşletme Müdürü, İşletme Müdür Yrd.);
c- Ocak Daimi Nezaretçisi;
d- Teknik Nezaretçi;
e- İş Güvenliğinden Sorumlu Vardiya
Amirleri;
f- İş Güvenliği Uzmanları;
g- Ocak Havalandırma Mühendisi;
h- Sensör kayıtlarından sorumlu olan
teknik personel, asli kusurlu,
Kontrol yetkisi olan, aylık hak ediş
dosyalarında iş güvenliği ile ilgili raporları denetleme ve inceleme yetkisine
sahip olan ruhsat sahibi TKİ-ELİ'de [Ege Linyit İşletmesi Müdürlüğü, ELİ] görevli;
i- TKİ-ELİ Kontrol Baş Mühendisi;
j- TKİ-ELİ Soma Kömürleri A.Ş. Eynez
ocağı kontrol mühendisleri, asli kusurludur.
2. Havalandırma şekli ve yöntemi, yangın
tehlikesi olan bir yer altı ocağı için uygun değildir. Ocağın bazı bölümlerinde
seri havalandırma yöntemi uygulanmaktadır. Yani, ocaktaki kirli havanın en kısa
yoldan dışarı atılmasını sağlayacak paralel yol bağlantıları kurulmamıştır. A
ve H panoları ile K ve S panoları bağımsız kirli hava çıkışına sahiptir. Ancak
140 panosunda kirlenen hava temiz havaya karıştırılarak bu panolara
iletilmekte, K panosunda yeniden kirlenen hava S panosuna gönderilmekte, S panosunda
3 ayak seri olarak (bir ayakta kirlenen hava diğer ayağın temiz havası olarak
kullanılıyor) havalandırılmaktadır. Aynı durum H panosunun 2 ayağı ve çok
sayıda baca üretiminde de görülmektedir. Yangın çıkması durumunda, mevcut CO
maskelerinin kullanım süreleri de düşünüldüğünde, temiz havaya çıkış
yapılabilecek bir mesafe söz konusu değildir. Bu durum, ölümlerin yüksek
olmasının nedenlerinden birisidir.
Maden ocaklarında işletme projelerini
inceleyerek çalışma izni veren ve her yıl üretim faaliyet raporlarını
denetleyen bir kurum olarak, havalandırma planını bu hali ile kabul etmesi ve
üretime izin vermesi nedeni ile;
a- Maden İşleri Genel Müdürü;
b- 2010 yılından olay tarihine kadar
S... A.Ş. Eynez İşletme Projelerini inceleyen, denetleyen ve onay veren yetkili
MİGEM [Maden İşleri
Genel Müdürlüğü, yeni adıyla Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü] kontrol
ve denetleme elemanları,
asli kusurludur,
İş sağlığı ve güvenliği açısından
havalandırma planlarının uygulanmasını ve hava ölçümlerini kontrol etme,
denetleme ve olumsuz durumlarda ocak faaliyetlerini durdurma yetkisinde sahip;
c- Olay tarihinden önceki son iki yıl
içerisinde S... A.Ş. Eynez İşletmesinde denetim yapan ÇSGB İş Teftis Kurulu Iş
Müfettişleri, asli kusurlu,
Ocak havalandırma planını hazırlayan,
onaylayan ve kontrol eden işletmeci ve ruhsat sahibi;
d- İşveren;
e- İşveren Vekilleri;
f- TKİ- ELİ Kontrol Baş Mühendisi;
g- TKİ-ELİ Soma Kömürleri A.S. Eynez
ocağı kontrol mühendisleri, asli kusurludur.
Konuya ilişkin olarak gerekli uyarı ve
müdahalelerde bulunmayan;
h- Emniyet Basmühendisi;
i- Teknik Nezaretçi;
j-
Daimi Nezaretçi;
k- İş Güvenliği Uzmanları, tali
kusurludur.
3.
Soma Kömür işletmeleri
tarafından hazırlanan ve TKİ Genel Müdürlüğünce onaylanan 1. Revize Projesinin
20. sayfasında 2.18 başlığı altında verilen değerlendirmede, metan sorunu ile
uğraşılan bu tür ocaklarda çalışanların en kısa ve en kolay yolla yerüstüne
naklinin çok önemli olduğu vurgulanmaktadır. Bunun sağlanması için yeni bir
planlama ile yeryüzüne bağlantılı galerilerin sürülmesi kararlaştırılmış, bu
konuda 03.12.2010 tarihinde 7231 muhaberat no ile TKİ Müessese Müdürlüğünden
izin istendiği belirtilmiştir. 08.12.2010 tarihli TKİ Müessese Müdürlüğü oluru
ile birisi acil çıkış galerisi olmak üzere iki ayrı galeri en temiz hava
girecek olup, yeni sürülecek galeri ile de hava çıkışı sağlanacağı
belirtilmiştir. Ancak 1. Revize projesi Plan 2'de gösterilen bu galeri, üretim
sınırlarında yapılan değişiklik neticesinde üretim rezervi içerisinde kalarak rezervzayiatının
engellenmesi amacıyla oluşturulmamıştır. Olay esnasında kaçışı sağlayacak böyle
bir yolun, iş güvenliği göz ardı edilerek ve sadece kömür rezervi düşünülerek
iptal edilmesi nedeni ile;
a- TKİ Yönetim Kurulu Başkanı;
b- TKİ İşletme Dairesi Başkanı, asli
sorumludur.
4.
1. Revize projesinde,
sözleşmede belirlenen 1.500.000 ton/yıl üretimin gerçekleştirilebilmesi için,
yer altı ve yerüstü çalışanların sayısı 2226 kişi olarak verilmiştir. Bu
kapasitenin sağlanması için birisi yedek olmak üzere 2 adet 2500 m3/dakika
kapasiteli vantilatör kullanıldığı beyan edilmiştir. 2012 yılında
gerçekleştirilen kömür üretimi 3.816.015 ton, 2013 yılında ise bu rakam
3.566.457 ton'dur ve 2014 yılındaki havalandırma ölçümlerinin yapıldığı
defterlerde, ocak çıkış havası debisinin 1980 m3/dakika civarında olduğu
saptanmıştır. Bazı ayaklarda ölçülen hava hızlarının, sınır değer olan 0.5
m/sn' nin altında olduğu saptanmıştır. 2014 yılının Mart ayında, hak ediş
dosyasından alınan sigortalı olarak prim yatırılan toplam işçi sayısı 3367
olarak belirlenmiştir. Üretimin iki katından fazlasına çıkarılmış, çalışan
sayısının artırılmış olmasına rağmen, havalandırma sisteminin aynen korunmuş
olması iş sağlığı ve güvenliği yönünden çok büyük bir ihmali ortaya
koymaktadır.
Havalandırma ile ilgili yukarıda
belirtilen uygunsuz durumu göz ardı ederek çalışmalarını sürdüren;
a- İşveren;
b- İşveren Vekilleri;
c- Teknik Nezaretçi;
d- İş Güvenliği Uzmanları, asli
kusurludur.
Revize projeyi onaylayan, ancak üretim
ve havalandırma uygulamasını kontrol etmeyen,
e- TKİ Yönetim Kurulu Başkanı;
f- TKİ İşletme Dairesi Başkanı;
g- TKİ- ELİ Kontrol Baş Mühendisi, asli
kusurludur.
2010 yılından olayın meydana güne kadar
uygulamayı denetlemede gerekli özeni göstermeyen;
h- 2010 yılından olay tarihine kadar,
S... A.Ş Eynez İşletme Projelerini inceleyen, denetleyen ve onay veren yetkili
MİGEM kontrol ve denetleme elemanları, asli kusurludur,
i- 2010 yılından olay tarihine kadar,
S... A.S. Eynez işletmesinde denetim yapan CSGB İş Teftiş Kurulu İş
Müfettişleri, tali kusurludur.
5.
Yangın tehlikesi bulunan
yer altı kömür işletmelerinde, yanmaya karşı gerekli önlemlerin alınması,
kullanılan makine ve ekipmanların yanmaz veya zor tutuşur malzemelerden
seçilmesi gerekmektedir. Grizulu ocak olarak sınıflandırılan Eynez yer altı
işletmesinin tüm elektrikli ekipmanlarının anti-grizu veya alev sızdırmaz
(EX-proff) olarak seçilmesi gerekmektedir. Gerçekleştirilen keşiflerde,
yardımcı tahkimat malzemesi olan ahşap kamaların, PVC boruların ve bantların
yangına karşı dayanıklı olmadığı, bant motorlarından bazılarının ve elektrik
kablolarının bağlantı uç ekipmanlarının alev sızdırmaz olarak seçilmediği
tespit edilmiştir. Yangına meyilli olan böyle bir işletmede, yangın riskine
karşı gerekli altyapıyı oluşturmayan;
a- İşveren:
b- İşveren Vekilleri; asli kusurludur,
Gerekli uyarıları yapmayan ve
müdahalelerde bulunmayan;
c- Teknik Nezaretçi;
d- İş Güvenliği Uzmanları, tali
kusurludur.
Denetleme ve işi durdurma yetkisine
sahip;
e- 2010 yılından olay tarihine kadar,
S... A.Ş. Eynez İşletme Projelerini inceleyen, denetleyen ve onay veren yetkili
MİGEM kontrol ve denetleme elemanları, asli kusurludurlar.
f- 2010 yılından olay tarihine kadar
S... A.Ş. Eynez İşletmesinde denetim yapan ÇSGB İş Teftiş Kurulu İş
Müfettişleri, asli kusurludur.
6.
Çalışanların kullanımına
verilen ve yangın esnasında işçilerin güvenli bölgeye kaçışlarına yardımcı
olacak CO gaz maskelerinin kontrol kayıtlarının düzenli tutulmadığı ve rutin
kontrollerin düzenli olarak yapılıp yapılmadığı anlaşılamamıştır. Tanık
ifadelerinden, olay esnasında bazı CO maskelerinin işlevini yerine getirmediği,
çalışanların zimmetinde bulunan maskelerin kontrollerinin uzun süre yapılmadığı
anlaşılmıştır.
CO gaz maskelerinin kontrol kayıtlarını
denetlemekle görevli olan ve yaptırım gücünü uygulamayan;
a- 2010 yılından olay tarihine kadar
S... A.Ş. Eynez İşletmesinde denetim yapan ÇSGB İş Teftiş Kurulu İş
Müfettişleri, asli kusurludur.
b- İşveren;
c- İşveren Vekilleri;
d- Teknik Nezaretçi;
e- İş Güvenliği Uzmanları, asli
kusurludur.
7.
Teknik nezaretçi
defterinin düzenli tutulmadığı, son 4 kaydın nüshalarının defterde kaldığı,
tehlike sınırlarının aşılmış olmasına rağmen, tehlikeli gaz değerleri için
defterde herhangi bir ibareye rastlanılmadığı yapılan incelemelerden
anlaşılmıştır. Gaz ölçüm defterinden elde edilen veriler ile sensörlerden elde
edilen verilerin birbirlerini tutmaması nedeniyle kayıtların rastgele tutulduğu
tespit edilmiştir.
Ölçüm anomalilerinin gözlenmeye başladığı
2014 yılı başından itibaren defterlerin tutulmasından, ölçümlerin yapılması ve
kayıt altına alınmasından sorumlu;
a- İşveren:
b- işveren Vekilleri;
c- Teknik Nezaretçi;
d- İş Güvenliği Uzmanları;
e- Ocak Havalandırma Mühendisi;
f- Gaz Ölçümlerinden Sorumlu
Mühendisler;
g- İş Güvenliğinden Sorumlu Vardiya
AmirIeri, asli kusurludur.
8.
Ocak havalandırmasının
karmaşık yapısı nedeniyle daha fazla sensör ile kontrol edilmesi gerekirken,
yeterli sayıda gaz ve sıcaklık sensörü bulunmamaktadır. Ocak sıcaklığı, sadece
ocak hava çıkışında bulunan bir adet sensör ile kontrol edilmektedir.
Vardiyalarda, ocak içi havasının sıcaklık ve gaz içeriği farklı bölümlerinde
kontrol edilip kayıt altına alınması gerekmektedir. CO için ölçüm yapan
sensörlerden 9 adeti düzgün veri üretmemesine rağmen bu durum göz ardı edilmiş,
gereken tedbirler alınmamıştır.
Sensörlerin kontrolünü yapma zorunluluğu
bulunan, elde edilen verileri değerlendirmekle görevli olan, ancak bunları
ihmal eden;
a- Teknik Nezaretçi;
b- iş Güvenliği Uzmanları;
c- Ocak Havalandırma Mühendisi;
d- Gaz Ölçümlerinden Sorumlu
Mühendisler;
e- İş Güvenliğinden Sorumlu Vardiya
AmirIeri;
f- TKİ- ELİ Kontrol Baş Mühendisi;
g- TKİ- ELİ S... A.Ş. Eynez ocağı
kontrol mühendisleri, asli kusurludur.
9.
Soma Kömürleri
işletmesi, Eynez yer altı kömür sahasının bazı bölümlerinde, tek bir bacadan
üretim yapılması nedeniyle tehlikeli olduğu için kullanımı sakıncalı olan Kara
Tumba yöntemiyle üretim yapıldığı, imalat planlarında ve hak edişlerde verilen
planlarda görülmektedir.
Yeraltında çalışan sayısının artmasına
ve risk faktörünün yükselmesine neden olan bu yöntemin, daha fazla kömür
kazanılması için kullanılmasına izin veren ve bunları denetleme ve güvenli
olmadığı için durdurma yetkisine sahip olmasına rağmen gerekli müdahaleyi
yapmayan;
a- İşveren;
b- İşveren Vekilleri;
c- 2010 yılından olay tarihine kadar,
S... A.Ş. Eynez İşletmesinde denetim yapan ÇSGB İş Teftiş Kurulu İş
Müfettişleri;
d- 2010 yılından olay tarihine kadar,
S... A.Ş. Eynez İşletme Projelerini inceleyen. denetleyen ve onay veren yetkili
MİGEM kontrol ve denetleme elemanları;
e- TKİ Yönetim Kurulu Baskanı;
f- TKİ İşletme Dairesi Başkanı;
g- Teknik Nezaretçi, asli kusurludur.
10. S... İşletmesine ait 2013 ve 2014
yılları Termin Takip kayıtları incelendiğinde, aylar ve yıllar bazında
programlanan üretimden 2-2,5 kat fazla üretim yapıldığı anlaşılmaktadır (2013
yılı için programlanan üretim 1.500.000 Ton, gerçekleşen üretim 3.566.456 Ton).
Bu sonuçlar, işletmede "Üretim Zorlaması" olduğunu ve işçilerin
ifadelerinde de belirttiği gibi fazla çalışmaya zorlandıkları savını
doğrulamaktadır. Üretim zorlaması beraberinde alınması gereken tedbirlerin
alınmamasına ve tehlikeli çalışma koşullarının oluşmasına yol açmıştır.
Üretim zorlamasını gerçekleştirmesi
nedeni ile;
a- İşveren:
b- İşveren Vekilleri;
c- TKİ Yönetim Kurulu Başkanı;
d- TKİ İşletme Dairesi Baskanı; asli
kusurlu,
Üretim artışını karşılayacak gerekli
proje değişikliklerini talep etmeyen ve buna bağlı yıllık üretim faaliyet
raporlarını denetlemeyen;
e- 2010 yılından olay tarihine kadar,
S... A.Ş. Eynez İşletme Projelerini inceleyen, denetleyen ve onay veren yetkili
MİGEM kontrol ve denetleme elemanları, asli kusurludur,
Denetimlerinde işletme projesi, program ve
üretim farklılıklarını göz önüne alarak kapsamlı denetleme yapmayan;
f- 2010 yılından olay tarihine kadar.
S... A.Ş. Eynez işletmesinde denetim yapan ÇSGB İş Teftiş Kurulu İş
Müfettisleri, asli kusurludur.
11.
... [Y]önetmelikte belirtilen,
"vantilatör ve aspiratörlerin, gerektiğinde, hava akımını ters yöne
çevirebilecek tipte düzenlenmiş olmalıdır" koşulu ocakta yerine
getirilmemiştir. Bu durum kurtarma faaliyetlerinde olumsuz etki yaratmıştır.
Ocağın girişinde bulunan ana havalandırma fanının bu teknolojik özelliğe sahip
olmadığı tespit edilmiştir. Olayın başlamasından sonra hava akışının yönünü
ters çevirmek için verilen karar sonucunda ocağa gönderilen hava miktarının
önemli ölçüde azaldığı tanık ifadelerinden anlaşılmıştır.
Bu teknik zorunluluğu yerine getirmeyen;
a- İşveren;
b- İşveren Vekilleri, asli kusurludur.
12.
Eynez yer altı ocağı tek
hat şeması üzerinden elektrik projesi incelendiğinde trafo, SF6 gazlı
kesicilerin ve enerji taşıma kablolarının, bazı hatlarda uygun olmadığı
sonucuna varılmıştır. İşletmenin elektrik sistemi, madenin çalıştırılması için
güvenilir değildir.
İşletme projesi içerisinde, elektrik
projelerinin MİGEM'e sunulması ve onay alınması gerekmektedir. Ancak bu işlemin
yerine getirilmediği belirlenmiştir. Bu nedenle;
a- 2010 yılından olay tarihine kadar,
S... A.Ş. Eynez İşletme Prolelerini inceleyen, denetleyen ve onay veren yetkili
MİGEM kontrol ve denetleme elemanları;
b- İşveren;
c- İşveren Vekilleri, tali kusurludur.
13.
Maden ocağında
kullanılan gaz sensörlerinin akredite bir kurum veya kuruluş tarafından
kalibrasyonlarının yapılmadığı anlaşılmıştır. Şebeke enerjisi kesildiğinde
yedek elektriksel güç (akü ve kesintisiz güç kaynağı) kaynakları ile sensörler
beslenmelidir. Bu faciada sensörlerin yedek güç kaynaklarının yeterli olmadığı
anlaşılmıştır. Türkiye Taşkömürü Kurumu'nun 24/08/2010 tarihli 'Merkezi Gaz
izleme Sistemi (MGİS) Yönergesi' esas alındığında;
Alt yapının kurulup çalıştırılmasından
sorumlu;
a- İşveren:
b- İşveren Vekilleri;
c- Merkezi Gaz İzleme Sisteminde görevli
yetkili personel, asli kusurlu,
Kontrol ve denetim yetkisi olan;
d- 2010 yılından olay tarihine kadar,
S... A.Ş. Eynez İşletmesinde denetim yapan ÇSGB İş Teftiş Kurulu İş
Müfettişleri;
e- 2010 yılından olay tarihine kadar,
S... A.Ş. Eynez İşletme Projelerini inceleyen, denetleyen ve onay veren yetkili
MİGEM kontrol ve denetleme elemanları, tali kusurludur.
14.
Kaza esnasında, olay
yerindeki haberleşme cihazlarının çalışmadığı ifadelerden anlaşılmaktadır.
Haberleşme cihazlarının ve aksesuarlarının yer altı standartlarına uygun
olmadığı belirlenmiştir. Elektrik panolarında kablo eklerinin standart dışı
bakırların birbirine sarılması ile yapıldığı, plastik banttarla sarıldığı
tespit edilmiştir. Olay yerinin boşaltılması için haberleşme en önemli
unsurdur. Haberleşme cihazlarının çalışmaması ve merkezi alarm sisteminin
bulunmaması, tahliyenin gecikerek olayın büyümesi hususundaki en önemli
unsurlardan birisidir. Bu nedenle gerekli tedbirleri almamış olan;
a- İşveren;
b- İşveren Vekilleri asli kusurludur,
Projeleri kontrol etmeyen ve gerekli
denetimleri yapmayan;
c- 2010 yılından olay tarihine kadar,
S... A.Ş. Eynez İşletmesinde denetim yapan ÇSGB İş Teftiş Kurulu İş
Müfettişleri;
d- 2010 yılından olay tarihine kadar, S...
A.Ş. Eynez İşletme Projelerini inceleyen, denetleyen ve onay veren yetkili
MİGEM kontrol ve denetleme elemanları, asli kusurludur.
15. Çalışılan kömür damarlarının yangına
müsait oluşu dikkate alınarak özellikle terk edilen eski üretim alanlarının kontrolünün
yapılarak kömür yangınlarına karşı gerekli önlemler alınmamıştır. Uygulanan
üretim yöntemi, göçük içerisinde çok fazla yanmaya müsait kömür bırakmaya
meyilli olması nedeniyle, yangına elverişli kömür ocakları için uygun değildir.
Bu yöntem ile üretime karar veren ve bunu onaylayarak üretimin devam etmesini
sağlayan;
a- İşveren;
b- İşveren Vekilleri;
c- TKİ İşletme Dairesi Başkanı; asli
kusurludur,
İşletme projesine onay veren,
d- 2010 yılından olay tarihine kadar,
S... A.Ş. Eynez İşletme Projelerini inceleyen, denetleyen ve onay veren yetkili
MİGEM kontrol ve denetleme elemanları; asli kusurludur,
Takibini yapan ve iş güvenliği açısından
denetleme ve işi durdurma yetkisi olan;
e- 2010 yılından olay tarihine kadar,
S... A.Ş. Eynez İşletmesinde denetim yapan ÇSGB İş Teftiş Kurulu İş
Müfettişleri, tali kusurludur.
16.
Çok Tehlikeli İş sınıfı
kapsamına giren yer altı maden işletmelerinde yapılması gereken Risk
Değerlendirmelerinin içerisinde ocak yangınlarına karşı kapsamlı bir Risk
Değerlendirmesi ve alınacak önlemlere ilişkin bir bölüm mevcut değildir. Bu
durum büyük bir eksiklik yaratmaktadır. Risk değerlendirmesini gerçekleştirecek
eleman ve denetleyecek kurum olan;
a- İşveren;
b- İşveren Vekilleri;
c- İş Güvenliği Uzmanları;
d- 2010 yılından olay tarihine kadar,
S... A.Ş. Eynez İşletmesinde denetim yapan ÇSGB İş Teftiş Kurulu İş
Müfettişleri, asli kusurludur.
17. Çalışanlara işe başlamadan önce
verilmesi gereken en az 32 saatlik mesleki eğitim, işe başlamadan önce
verilmesi ve her yarı tekrarlanması zorunlu 16 saatlik iş Sağlığı ve Güvenliği
Eğitimleri tam olarak verilmemiştir. Yine tanık ifadelerinden, söz konusu
eğitimlerin gerçek anlamda yaptırılmadan belgelendirildiği, tekrarlama
eğitimlerinin ise yaptırılmadığı kanaatine varılmıştır. Bu durumda;
a- İşveren;
b- İşveren Vekilleri, asli kusurludur.
18.
İşverenin, 6331 Sayılı
İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ve ilgili yönetmelik hükümleri uyarınca, en az
biri A sınıfı uzman olmak üzere 3 adet iş Güvenliği Uzmanı ataması ve çalışan
sayısının 3000 civarında olması nedeniyle bu kişilere iş Güvenliği dışında
herhangi bir iş vermemesi gerekirdi. Bu yasal gerekliliği, yeterli bilgi ve
deneyimi olmayan iş güvenliği uzmanlarına görev vererek yerine getiren ve ek
farklı işlerle görevlendiren;
a- İşveren;
b- İşveren Vekilleri, asli kusurludur.
19.
İşyerinde tahliye amaçlı
bir planlama söz konusu değildir. Çalışanların işyerlerini terk edebilecekleri
kısa ve alternatif yollar yapılmamış, herhangi bir tehlike durumunda tüm
çalışanları uyarabilecek bir alarm sistemi, haberleşme sistemi ve yönlendirme
levhaları kurulmamıştır. Bu nedenle, ilgili mevzuatı dikkate almayan;
a- İşveren;
b- İşveren Vekilleri, asli kusurludur.
Gerekli denetimler neticesinde tehlikeli
durumu belirleyip gerekli önlemlerin alınmasını sağlamayan;
c- 2010 yılından olay tarihine kadar,
S... A.Ş. Eynez İşletmesinde denetim yapan ÇSGB İş Teftiş Kurulu İş
Müfettişleri;
d- 2010 yılından olay tarihine kadar,
S... A.Ş. Eynez İşletme Projelerini inceleyen, denetleyen ve onay veren yetkili
MİGEM kontrol ve denetleme elemanları, asli kusurludur.
20.
Türkiye Kömür
İşletmeleri tarafından, önce P... A.Ş.'ne daha sonra S... A.Ş.'ne 'Hizmet Alım
Sözleşmesi ile Verilen ihale Konusu 15.000.000 Ton Kömür Üretim işi' 4857
sayılı iş Kanunu hükümleri açısından muvazaalı (hileli) olarak görülmektedir.
Konuya ilişkin olarak hem Sayıştay KİT raporlarında, hem de TKİ tarafından
yayımlanmış olan 2013 yılı Faaliyet Raporunda bu duruma dikkat çekilmiştir.
Asli görevi kömür işletmeciliği olan,
gerekli bilgi birikimi ve teknik personel desteğine sahip Türkiye Kömür
işletmeleri'nin, asıl işi olan yer altı kömür üretimini, hizmet alım sözleşmesi
ile iş güvenliğini göz ardı ederek, maliyet kaygısıyla alt işverene devretmesi
nedeniyle;
a- TKİ Yönetim Kurulu Başkanı;
b- TKİ İşletme Dairesi Başkanı, asli
kusurludur.”
19. Başvurucu Ayşegül Demir, vekili aracılığıyla
Başsavcılığaverdiği 11/9/2014 tarihli dilekçesinde, öz itibarıyla olayın
meydana gelmesinde ELİ müessese müdürü ile yardımcılarının, yer altı kontrol
şube müdürü ile müdür yardımcısının, maden ocağını denetleyen müfettişlerin,
ELİ kontrol mühendislerinin, S... A.Ş.nin maden ocağını işletmeye başladığı
tarihten sonraki yönetim kurulu başkanları ve üyeleri ile hissedarlarının, S...
A.Ş. genel müdürü ile işletme müdür ve müdür yardımcılarının, iş güvenliğinden
sorumlu başmühendis ile mühendislerin, iş güvenliği uzmanlarının, teknik
nezaretçilerin, teknikerlerin ve vardiya amirlerinin de kusurlarının
bulunduğunu iddia etmiştir.
20. Vekilleri aracılığıyla Cumhuriyet Başsavcılığına
27/10/2014 tarihinde bir dilekçe veren başvurucular Elif Yılmaz, Onur Yılmaz,
Nagihan Yılmaz, Hacer Yılmaz, Katriye Yılmaz, Abdülkadir Yılmaz, Gülşen Ejdar,
Mefaret Akdağ, Yiğit Ahmet Akdağ, Nurcan Akdağ ve Ahmet Akdağ,başka hususlar
yanında, S... A.Ş. yönetim kurulu başkanı ile yönetim kurulu üyelerinin, genel
müdürünün, işletme müdürü ile yardımcılarının, emniyet baş mühendisinin, ocak
daimî nezaretçisinin, teknik nezaretçinin, iş güvenliğinden sorumlu vardiya
amirlerinin, iş güvenliği uzmanlarının, ocak havalandırma mühendisinin, sensör
kayıtlarından sorumlu teknik personelin, gaz ölçümünden sorumlu mühendislerin,
TKİ Yönetim Kurulu başkanı ile üyelerinin, TKİ İşletme Dairesi Başkanının, TKİ
İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürünün, ELİ Müessese Müdürünün, ELİ kontrol
baş mühendisleri ile kontrol mühendislerinin, Maden İşleri Genel Müdürü ile bu
kurumun denetim ve kontrol elemanlarının, Çalışma Bakanlığı İş Teftiş Kurulu
Başkanı ile 2010 yılından itibaren olay yerinde denetim yapan iş
müfettişlerinin, Enerji Bakanlığına bağlı enerji kalitesi kıstasları
denetimini yapan yetkililerin sorumlu olduğunu öne sürmüşlerdir.
21. Yürüttüğü soruşturma sonunda ELİ Müdür Yardımcısı
A.U., S... A.Ş.nin bir önceki Yönetim Kurulu Başkanı A.G. ve S... A.Ş.nin
hissedarı, yöneticisi ya da çalışanı olan kırk iki kişi hakkında
kovuşturmasızlık kararı veren Cumhuriyet Başsavcılığı, aralarında ELİ'de
görevli bazı kontrol başmühendisleri ile mühendislerinin de bulunduğu 45 kişi
hakkında -ki ELİ Müdürlüğü çalışanları dışındakiler şirket hissedarı,
yöneticisi veya çalışanıdır- olası kastla öldürme ve netice sebebiyle
ağırlaşmış yaralama veya bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü
ile birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma ya da taksirle birden
fazla kişinin ölümü ile birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçlarını
işledikleri iddiasıyla Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi (Ceza Mahkemesi) nezdinde
kamu davası açılması için fezleke düzenleyip soruşturma evrakını Akhisar
Cumhuriyet Başsavcılığına göndermiştir. Kovuşturmazlık kararının ilgili kısmı
şöyledir:
“...
Maktul Şüpheliler [S.Y.], [M.E.], [K.K.] ve [H.D.nin] eylemleri
değerlendirildiğinde; her ne kadar olay ile ilgili hakkında kamu davası açmayı
gerektirir yeterli delil olsa da şüphelilerin 13/05/2014 tarihinde meydana
gelen olayda hayatını kaybetmesi nedeniyle 5237 Sayılı TCK' nın 64 maddesi
gereğince haklarında kovuşturma işleminin yapılamayacağının anlaşıldığı,
Diğer şüphelilerin eylemleri
değerlendirildiğinde; şüpheliler hakkında 05/09/2014 tarihli Bilirkişi Asli
raporunda herhangi bir kusur belirtilmediği, şüphelilerin üzerilerine atılı
suçu işlediklerine dair somut herhangi bir delilin elde edilemediği ve yeterli
şüphenin oluşmadığı tüm soruşturma dosya kapsamından anlaşılmakla;
Maktul Şüpheliler ve şüpheliler hakkında
AYRI AYRI KAMU ADINA KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA... [karar verildi.]”
22. Başvurucu Ayşegül Demir, başka hususlar yanında ELİ
Müdür Yardımcısı A.U. ile S... A.Ş.nin bir önceki Yönetim Kurulu Başkanı
A.G.nin de olaydan sorumlu olduğunu, ayrıca ELİ Müessese Müdürü H.D., ELİ
İşletme Müdür Yardımcıları İ.C., M.Y. ve S.A., Yeraltı Kontrol Şube Müdürü M.V.
ve S... A.Ş. hissedarları N.A., İ.H.K. ve İ.K. hakkında soruşturma
yapılmadığını belirterek vekili aracılığıyla kovuşturmasızlık kararına itiraz
etmiştir. Bu itiraz Akhisar Sulh Ceza Hakimliğinin (Ceza Hâkimliği) 5/12/2014
tarihli kararıyla reddedilmiş ve karar başvurucu vekiline 7/1/2015 tarihinde
tebliğ edilmiştir.
23. Başvurucular Elif Yılmaz, Hacer Yılmaz, Nagihan
Yılmaz, Abdulkadir Yılmaz, Katriye Yılmaz, Gülşen Ejdar, Onur Yılmaz, Mefaret
Akdağ, Yiğit Ahmet Akdağ, Nurcan Akdağ ve Ahmet Akdağ'ın 27/10/2014 tarihli
dilekçelerinde yazılı hususları da tekrar ederek vekilleri aracılığıyla
kovuşturmasızlık kararına yaptıkları itiraz Ceza Hâkimliğinin 16/12/2014
tarihli kararıyla reddedilmiştir. Anılan karar başvurucuların vekiline 5/1/2015
tarihinde tebliğ edilmiştir.
24. Başvurucu Leyla Karaçoban, ifade ettiği başka
hususlar yanında S... A.Ş.nin önceki Yönetim Kurulu Başkanı A.G., daha önce
yönetim kurulu başkan vekilliği yapmış olan İ.K., Yönetim Kurulu Üyesi İ.H.K.,
TKİ Genel Müdürü, ELİ Müdürü ve müdür yardımcıları ile ELİ yer altı kontrol
şube müdürü, bilirkişi raporunda kusur ve sorumlulukları tespit edilen ELİ
kontrol mühendisleri, TKİ İşletme Dairesi Başkanı, 2010 yılından itibaren
madenin işletme projelerini inceleyen, denetleyen ve onay veren yetkili MİGEM
denetim ve kontrol elemanları, 2010 yılından itibaren maden ocağında denetim
yapan Çalışma Bakanlığı iş müfettişleri, ELİ kontrol başmühendisi, Maden İşleri
Genel Müdürü ve MİGEM Yönetim Kurulu başkanı hakkında da kamu davası açılması
gerektiğini belirterek kovuşturmasızlık kararına itiraz etmiştir. Bu itiraz
Ceza Hâkimliğinin 29/12/2014 tarihli kararıyla reddedilmiş olup anılan karar
başvuru Leyla Karaçoban'ın vekiline 12/1/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir.
b. Fezlekenin
Düzenlenmesinden Sonraki Süreç
25. Başvurucu Leyla Karaçoban, vekili aracılığıyla
Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği 26/12/2014 tarihli dilekçesinde
kovuşturmasızlık kararına yaptığı itirazda dile getirdiği hususlara benzer
iddialarda bulunmuştur.
26. Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhuriyet
Başsavcılığının haklarında fezleke düzenlediği 45 şüpheli hakkında olası kastla
öldürme ve netice sebebiyle ağırlaşmış yaralama veya bilinçli taksirle birden
fazla kişinin ölümü ile birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma ya da
taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birden fazla kişinin yaralanmasına
neden olma suçlarından Ceza Mahkemesi nezdinde kamu davası (ana dava)
açmıştır. İddianameye göre haklarında kamu davası açılan kişiler ile bu
kişilerin yaptığı görevler ekli 2 No.lu listede yer almaktadır.
27. Başvurucular söz konusu davada katılan sıfatıyla yer
almışlardır.
28. Olayın şüphelilerinden E.E., müdafii aracılığıyla
Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği 22/12/2014 tarihli dilekçesinde
maden ocağında aralarındaS.D.nin de bulunduğu altı daimî nezaretçinin görev
yaptığını ve bu kişilerden birinin olay esnasında vefat ettiğini iddia
etmiştir. Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığı, bilirkişi raporunda daimi
nezaretçilere de kusur atfedilmesine rağmen soruşturmada daimî nezaretçilerin
tespit edilmediğini belirterek söz konusu dilekçeyi Soma Cumhuriyet
Başsavcılığına iletmiştir.Soma Cumhuriyet Başsavcılığı, S.D.nin daimî nezaretçi
olarak görev yapmadığı gerekçesiyle kovuşturmasızlık kararı vermiş ancak daimî
nezaretçi olduğunu tespit ettiği M.E. hakkında bilinçli taksirle birden
fazla kişinin ölümü ile birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçundan
Ceza Mahkemesi nezdinde kamu davası açılması için M.E. ile ilgili soruşturma
evrakını Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığına göndermiştir.
29. Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığının M.E. hakkında
tanzim edilen fezlekeye istinaden açtığı kamu davası Ceza Mahkemesince ana dava
ile birleştirilmiştir.
30. Bazı katılanların S... A.Ş.nin önceki Yönetim Kurulu
Başkanı A.G.nin de olaydan sorumlu olduğu iddiasıyla verdikleri dilekçeyi Ceza
Mahkemesi 2/9/2015 tarihinde Soma Cumhuriyet Başsavcılığına iletmiştir. Anılan
dilekçeye istinaden Başsavcılık derhâl bir soruşturma başlatmıştır.
31. Ceza Mahkemesi, sanıklardan Hi.K. ve H.A.nın daimî
nezaretçi olduğunu, ancak iddianamede bu husustan söz edilmediğini 2/9/2015
tarihinde Başsavcılığın dikkatine sunmuştur. Bunun üzerine Başsavcılık bu
sanıklar hakkında bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birden fazla
kişinin yaralanmasına neden olma suçundan fezleke düzenleyip soruşturma
evrakını Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığına göndermiş, Akhisar Cumhuriyet
Başsavcılığı da fezlekeye istinaden Ceza Mahkemesinde kamu davası açmıştır.
Ceza Mahkemesi bu davayı da ana dava ile birleştirmiştir.
32. Olayda vefat eden bazı kişilerin yakınlarınca açılan
tazminat davalarında alınan birkaç bilirkişi raporunu getirten Ceza Mahkemesi,
hepsi akademik unvana sahip, maden, jeoloji, iş güvenliği, elektrik, iş hukuku
veya ceza hukuku alanında uzman olan kişilerden oluşan bilirkişi heyeti
refakatinde 5/2/2016 tarihinde olayın meydana geldiği maden ocağında keşif
yapmıştır.
33. Keşifte hazır bulunan, on bir kişiden oluşan
bilirkişi heyetince hazırlanan raporda, başka hususlar yanında şu tespitlere
yer verilmiştir:
i. Olayın meydana gelmesindeki temel neden, eski
imalattan sızan/üflenen gazlar ve yanıcı gazların tutuşmasına bağlı olarak bant
üzerinde taşınan kömürlerin, lastik konveyör (bir malzemenin bir noktadan başka
bir noktaya aktarılmasını sağlayan düzenek) bandının, ortamdaki kömür
tozlarının, elektrik kablolarının, ağaç tahkimatın (maden yatağında açılan bir
kanalın çökmesini önlemek amacıyla sağlamlaştırma); mazot, yağ vb. ile plastik
boruların yanması sonucunda oluşan gaz ve dumandır.
ii. Ocağın bir bölmesinde meydana gelen ve mücadelesi zor
olsa da lokal kalabilecek olay ani gelişmesi, olumsuz ocak yapısı ve mevzuata
aykırı bazı uygulamalar nedeniyle facia boyutuna ulaşmıştır.
iii. Büyük payın S... A.Ş. üst düzey yetkili idari ve
teknik elemanlarında olması kaydıyla Başsavcılıkça alınan bilirkişi raporundaki
kusur atıfları yerindedir.
iv. Haklarında dava açılmayan S... A.Ş.nin önceki Yönetim
Kurulu Başkanı A.G. ve Yönetim Kurulu Üyesi M.Y. ile S... A.Ş.de genel müdür
teknik yardımcısı olan Ha.K., eğitim mühendisi olan Mu.B., acil durum yönetici
olarak görünen Işıklar İşletmesi Müdürü H.E. de olayın meydana gelmesinden
sorumludur.
v. Yetki ve statüleri dikkate alındığında S... A.Ş.deki
görevleri elektrik başmühendisi, hazırlık üç vardiya amiri, mekanize ayak üç
vardiya amiri, klasik ayak vardiya mühendisi, mekanize ayak vardiya mühendisi,
vardiya mühendisi, vardiya teknikeri ya da gaz izleme personeli olan yirmi üç
sanığın ve ELİ kontrol mühendisi olan beş sanığın olayın meydana gelmesinde
kusurları bulunmamaktadır.
34. Bilirkişi raporunun bir örneğini alan Başsavcılık
A.G. hakkındaki soruşturmayı (bkz. § 30) bilirkişi raporunda kusur atfedilen
M.Y., Ha.K., Mu.B. ve H.E.yi de içerek şekilde genişletmiş ve A.G., Ha.K. ve
E.K. hakkında daha önce verilen kovuşturmasızlık kararının Ceza Hâkimliğince
kaldırılması üzerine söz konusu kişiler hakkında da Ceza Mahkemesinde kamu
davası açılması için soruşturma evrakını Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığına
göndermiştir. Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığınca açılan dava, Ceza Mahkemesince
ana dava ile birleştirilmiştir.
35. Yaptığı yargılama sonunda bilinçli taksirle veya
taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birden fazla kişinin yaralanmasına
neden oldukları gerekçesiyle on dört sanığın süreli hapis cezalarıyla
cezalandırılmalarına karar veren Ceza Mahkemesi, olayın meydana gelmesinde
taksir derecesinde dahi olsa kusurlarının bulunmadığı gerekçesiyle aralarında
S... A.Ş.nin önceki Yönetim Kurulu Başkanı A.G., Yönetim Kurulu Üyesi M.Y.,
genel müdür teknik yardımcısı olan Ha.K. ve ELİ'de görevli kontrol
başmühendisleri ile mühendislerinin de bulunduğu diğer sanıkların beraatine
karar vermiştir.
36. Ceza Mahkemesi 12/7/2018 tarihinde denetim
görevlerini ihmal ettikleri gerekçesiyle kazanın yaşandığı ocağa ilişkin asli
denetim görevi bulunan kurumlar hakkında suç duyurusunda bulunmuştur. Bu suç
duyurusu nedeniyle yeni bir soruşturma başlatan Başsavcılık, soruşturmaya devam
etmek için Ceza Mahkemesince verilen kararın kesinleşmesini beklemektedir.
37. İlk derece mahkemesi Cumhuriyet savcıları ve
başvurucular dâhil bazı katılanlar ile mahkûm sanıklar tarafından yapılan
istinaf başvurularını 18/4/2019 tarihinde inceleyen İzmir Bölge Adliye
Mahkemesi 14. Ceza Dairesi (İstinaf Dairesi), olayın meydana gelmesinde ve
neticenin doğmasında temel kusur olarak maden ocağına daha önce eski imalat
sahalarında biriken, oturma ve göçme nedeniyle ocağın içine doğru püsküren
yoğun zehirli gazlar ve ocakta çıkan yangın nedeniyle oluşan zehirli gazların
ocağın içine girmesinin engellenememesi ve tahliyesinin sağlanamaması ile
işçilerin bu zehirli gazlardan korunamamaları ve zamanında tahliyelerinin
sağlanamaması noktasında toplandığı tespitinde bulunmuş; bazı sanıklar hakkında
kurulan hükümlerde bulunan güvenlik tedbirleriyle ilgili bölümleri çıkarıp
istinaf başvurusuna konu karardaki bazı ifadelerle yazım hatalarını da
düzelterek istinaf başvurularını esastan reddetmiştir.
38. İstinaf Dairesince verilen karar -temyiz formuna
göre- İzmir Bölge Adliyesi Cumhuriyet savcısı, on dört sanık ve başvurucu
Ayşegül Demir hariç olmak üzere bütün başvurucuların da bulunduğu bazı
katılanlarca temyiz edilmiş olup Ceza Mahkemesince verilen karar bu nedenle
henüz kesinleşmemiştir.
2. Haklarında Soruşturma İzni İstenen Kişilere İlişkin
Soruşturma
39. Başsavcılık 27/5/2014 tarihinde, görevlerini ihmal
ettikleri yönünde şüphe oluştuğu gerekçesiyle maden ocağının denetimini yapan
görevliler ve Çalışma Bakanlığı iş sağlığı ve güvenliği genel müdürü hakkında
Çalışma Bakanlığı ile Enerji Bakanlığından soruşturma izni istemiştir.
a. Çalışma
Bakanlığı Görevlileriyle İlgili Süreç
40. Çalışma Bakanlığı, haklarında ön inceleme yürüttüğü
iş sağlığı ve güvenliği genel müdürü ile iş başmüfettişi, iş müfettişi veya iş
müfettiş yardımcısı olan on iki kişi hakkında soruşturma izni verilmemesine
karar vermiştir. Başsavcılık ve başvurucu Ahmet Akdağ ile bazı kişiler bu
karara Danıştay Birinci Dairesi (Birinci Daire) nezdinde itiraz etmiştir.
41. Birinci Daire 4/12/2014 tarihinde 5/9/2014 tarihli
bilirkişi raporunda yer alan iş müfettişleriyle ilgili tespitlere işaret ederek
eksik inceleme yapıldığı gerekçesiyle soruşturma izni verilmemesine dair
kararın kaldırılmasına karar vermiştir. Anılan kararın ilgili kısmı şöyledir:
“...
...2009-2014 yılları arasında anılan
maden ocağını denetleyen iş müfettişlerinin denetim görevlerinin kapsam ve
konuları dikkate alınarak raporda belirtilen aykırılıkları/olumsuzlukları
tespit edip etmedikleri, düzenledikleri raporlarda bu tespitlere yer verip
vermedikleri, anılan hususlarda işlem yapılmasını önerip önermedikleri veya
işlem tesis edip etmedikleri, bu bağlamda söz konusu işlemleri tesis etmekle
yetkili ve görevli birimler de belirlenerek iş müfettişlerinin görevleri
kapsamındaki gerekli işlemleri yapıp yapmadıkları hususlarının ayrıntılı olarak
araştırılması, bilirkişi raporundaki tespitler ve belirlenen kusur durumlarına
göre ön inceleme konusu eylemlerin ve bu eylemlerde sorumluluğu bulunanların
belirlenmesi gerektiğinden, itirazın kabulüyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanının 26.8.2014 tarih ve İTK-04 sayılı soruşturma izni verilmemesine
ilişkin kararının eksik inceleme nedeniyle kaldırılmasına, yukarıda belirtilen
şekilde yeniden ön inceleme yapılmak ve rapordaki tespitlere göre isnat edilen
eylemler ayrıştırılmak suretiyle bu eylemlerde sorumluluğu bulunan bütün
ilgilerinin ismen ve görev ünvanlarıyla tespit edilmesi, bu kişilerin isnat
edilen eylemlerle illiyet bağları ve sorumlulukları irdelenerek bütün ilgililer
hakkında soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin yeni bir karar
verilmesi[ne]... karar verildi.”
42. 9/3/2015 tarihinde Çalışma Bakanlığına bir müzekkere
yazan Başsavcılık, Birinci Daire tarafından verilen karar sonrasında herhangi
bir ön inceleme yapılıp yapılmadığını sormuş ve soruşturma izni verilmesini
istemiştir.
43. Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığında (Teftiş
Kurulu) görevli bir başmüfettiş, iki müfettiş ve üç müfettiş yardımcısınca
hazırlanan 28/7/2015 tarihli ön inceleme raporunda, ön inceleme için öngörülen
yasal süre içinde yeni bilirkişi incelemesi yaptırılmasının mümkün olmadığı,
ancak soruşturma aşamasında alınan 5/9/2014 tarihli bilirkişi raporundaki kusur
tespitlerinin genel ve hukuki yönden mesnetsiz olduğu belirtilerek teknik
değerlendirmeler yanında hukuki değerlendirmeler de yapabilecek uzman
kişilerden oluşan yeni bir bilirkişi heyetinin maden kazasını incelemek üzere
görevlendirilmesinin uygun olacağı ifade edilmiştir. Ayrıca ön inceleme
raporunda, kazanın asıl oluş nedeni ve bu nedenin ortaya çıkmasında sorumluluğu
bulunanlar hakkında yeterli delil ve emareye ulaşılamadığından soruşturma izni
verilmemesi gerektiği açıklanmıştır.
44. Çalışma Bakanı 7/9/2015 tarihinde, yukarıda
belirtilen 28/7/2015 tarihli ön inceleme raporunu esas alarak iş sağlığı ve
güvenliği genel müdürü ile iş başmüfettişleri ve müfettişleri hakkında
soruşturma izni verilmemesine karar vermiştir. Bu karara Cumhuriyet
Başsavcılığı ve birkaç kişi haricinde başvurucular Elif Yılmaz, Onur Yılmaz,
Nagihan Yılmaz, Hacer Yılmaz, Katriye Yılmaz, Abdulkadir Yılmaz, Gülşen Ejdar,
Mefaret Akdağ, Yiğit Ahmet Akdağ, Nurcan Akdağ ve Ahmet Akdağ itiraz etmiştir.
45. Ön incelemedeki tespitlerden hareketle haklarında ön
inceleme yapılanların eylemleri ile maden kazasının meydana gelmesi arasında
doğrudan bir illiyet bağı kurulamadığı sonucuna ulaşan Birinci Daire 10/12/2015
tarihli ve E.2015/1720, K.2015/1723 sayılı kararıyla, soruşturma izni
verilmemesine itiraz eden başvurucuların itirazını reddetmiştir. Anılan kararın
ilgili kısımları şöyledir:
“...
...[M]aden ocağının işçi sağlığı ve iş güvenliği yönünden
gerekli denetimlerinin yapıldığı, iş müfettişlerince denetim görevinin yerine
getirildiği,
Maden ocağını teftişten önce işveren
veya vekiline haber verildiği ve teftiş yapılacak güzergahın, ocağın hangi
panosunda inceleme yapılacağının bildirildiği iddiasına yönelik olarak somut
bir delil bulunmadığı, diğer taraftan, ocakta yüzeysel olarak denetleme
yapıldığı, tünellere inmeden, sorunsuz ve havadar alanların incelendiği,
antigrizu malzeme olarak gösterilen panoları ve elektrik motorlarının yeterince
incelenmediği, rastgele seçilenişçiler yerine önceden seçilen ve ne söylemeleri
gerektiği bildirilen işçilerle görüşüldüğü, gazizleme ile ilgili kayıtların geriye
dönük olarak incelemesinin yapılmadığı iddialarının incelenmesinde, tanık
ifadelerine başvurulduğu, bu tanıkların [A.Ç., E.E., İ.A. ve M.A.G.Ç.] ifadelerinde, iş
müfettişlerince yapılan denetimlerde maden ocağına inildiği, tüm malzemenin
kontrol edildiği, gaz izleme ölçüm kayıtlarının tutulduğu defterlerin
denetlendiği hususlarının belirtildiği, konuyla ilgili ön incelemede,
ilgililerin kendilerine verilen görevleri anılan mevzuat kapsamında yerine
getirmiş oldukları sonucuna ulaşıldığı görülmüştür.
Bu ön incelemedeki tespit ve
değerlendirmelerden hareketle, anılan ocağın kontrol ve denetimine ilişkin
olarak mevzuat uyarınca İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü ile iş
müfettişlerine verilen görevlerin gereği gibi yerine getirilerek ocağın kontrol
ve denetiminin yapıldığı sonucuna ulaşıldığı, bu denetimler sonucunda gerekli
işlemlerin tesis edilmesinin ve işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin gerekli
tedbirlerin alınmasının sağlandığı, nitekim söz konusu maden kazasından önce en
son 13,14,17,18.3.2014 tarihlerinde ocağın genel denetiminin yapıldığı, bu
denetimler sonucunda düzenlenen 27.3.2014 tarih ve 8 sayılı raporda, ocakta
işçi sağlığı ve iş güvenliği yönünden eksiklik tespit edilemediğinin
belirtildiği, madencilik faaliyetinin süreklilik arz etmesi nedeniyle belirli
zaman aralıklarında denetim ve kontrol gerçekleştiren iş müfettişlerinin maden
ocaklarındaki her türlü faaliyet/eylem/kaza sebebiyle sorumlu tutulmalarının
mümkün olmadığı, işveren ve işçiler tarafından gerçekleştirilen faaliyetlerin
denetim zamanları dışında gözlemlenmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle denetim
zamanları dışında ocaktaki faaliyetlerden ilgililerin sorumluluklarının
olamayacağı, kaldı ki, ilgililerin geçmişte yaptıkları denetimlerde usulsüzlük
olduğu, denetimlerde bazı hususları gizledikleri veya olduğundan farklı
gösterdikleri veya bu denetimler sonucunda düzenledikleri raporların eksik,
yanlış, yanlı ve hatalı olduğu yolunda somut tespitler bulunmadığı, haklarında
ön inceleme yapılanların eylemleri ile maden kazasının meydana gelmesi arasında
doğrudan bir illiyet bağı kurulamadığı anlaşılmıştır.
Öte yandan, maden kazasıyla ilgili devam
eden yargılamada ocağın denetimlerinde usulsüzlükler bulunduğu yolunda delil,
bilgi ve belge elde edilmesi halinde sorumlular hakkında yeniden ön inceleme
yapılabileceği de açıktır.
Açıklanan nedenlerle ilgililere isnat
edilen eylemin, haklarında soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığı
anlaşıldığından, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının soruşturma izni
verilmemesine ilişkin 7.9.2015 tarih ve İTK-04 sayılı kararına yapılan
itirazların reddine ... karar verildi.”
46. Birinci Daire tarafından verilen nihai karar
başvurucular Elif Yılmaz, Onur Yılmaz, Nagihan Yılmaz, Hacer Yılmaz, Katriye
Yılmaz, Abdulkadir Yılmaz, Gülşen Ejdar, Mefaret Akdağ, Yiğit Ahmet Akdağ,
Nurcan Akdağ ve Ahmet Akdağ vekiline 12/7/2016 tarihinde tebliğ edilmiştir.
b. Enerji
Bakanlığı Görevlileriyle İlgili Süreç
47. Başsavcılık 30/9/2014 tarihinde, 5/9/2014 tarihli
bilirkişi raporuna istinaden olay tarihinden geriye doğru son iki yıl içinde
denetlemede görev almış olup da daha önce haklarında soruşturma izni verilen
kişiler dışında kalan ancak 2010 yılından sonra ilgili maden ocağına ilişkin
işletme projelerini inceleyen, denetleyen veya onay veren görevliler ile Maden
İşleri Genel Müdürü, TKİ Yönetim Kurulu Başkanı ve TKİ İşletme Dairesi Başkanı
hakkında Enerji Bakanlığından soruşturma izni istemiştir. Anılan yazıdan söz
konusu soruşturma izni verilmesine ilişkin kararın içeriği tespit
edilememiştir.
48. Enerji Bakanı 25/11/2014 tarihinde haklarında ön
inceleme yürütülen Maden İşleri Genel Müdürü, Maden İşleri Genel Müdür
Yardımcısı, iki daire başkanı, iki müdür, üç mühendis, on beş Maden Tetkik
Heyeti üyesi (bu üyelerden birinin vefat ettiği anlaşılmıştır) ve TKİ Yönetim
Kurulu Başkanı ile TKİ'de işletme daire başkanlığı görevini yürüten iki kişi
hakkında soruşturma izni verilmemesine karar vermiştir. Bu karara Başsavcılık
Birinci Daire nezdinde itiraz etmiştir.
49. Birinci Daire 19/3/2015 tarihinde, meydana gelen
maden kazasının birden fazla bakanlığı ve kamu kurumunu ilgilendirmesi
nedeniyle şikâyet konusunun Teftiş Kurulunca incelenmesi gerektiğini belirtip
maden kazasının meydana gelmesinde sorumluluğu bulunan tüm kamu kurumları ve
bakanlıklar ile illiyet bağı olan kamu görevlilerinin belirlenmesi, illiyet
bağı belirlenen kamu görevlilerinin ifadelerinin alınması, bu kişilerin olayın
meydana gelmesindeki sorumluluk ve kusurlarının ortaya konulması lüzumuna
işaret ederek soruşturma izni verilmemesine dair kararın
kaldırılmasına karar vermiştir. 4/12/2014 tarihli karar uyarınca Çalışma
Bakanlığı görevlileri hakkındaki ön incelemenin de Teftiş Kurulunca yapılması
gerektiğine değinilen anılan kararın ilgili kısmı şöyledir:
“...
5.9.2014tarihli bilirkişi raporunda,
anılan maden ocağını işleten işveren, vekilleri ve çalışanlar ile birlikte
maden ocağının sahibi Türkiye Kömür İşletmeleri A.Ş., Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığının ilgili görevlilerinin de denetim ve kontrol görevlerini yerine
getirmedikleri gerekçesi ile kazanın meydana gelmesinden sorumlu oldukları
(kusurlu bulundukları) yolunda tespitlerde bulunulduğu, anılan tespit üzerine
ilgili Bakanlıklarca sorumlular hakkında ön inceleme yapıldığı görülmekle
birlikte, meydana gelen maden kazasının birden fazla Bakanlığı ve kamu kurumunu
ilgilendirmesi ve olayın meydana gelmesiyle bu Bakanlıklarda ve kamu kurumunda
çalışanların illiyet bağlarının bulunduğunun belirlenmesi nedeniyle şikayet
konusunun Devlet teşkilatındaki bütün kamu kurum ve kuruluşlarında, teftiş,
denetim veya bu maksatla kurulmuş olan birimlerin görev, yetki ve sorumluluklarını
haiz olarak her türlü inceleme, araştırma, soruşturma ve teftiş yapma veya
yaptırmaya yetkili olan Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığınca incelenmesi
gerektiği anlaşıldığından, itirazın kabulüyle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanının
25.11.2014tarih ve 129sayılı soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının
kaldırılmasına, bu maden kazasının meydana gelmesinde sorumluluğu bulunan tüm
kamu kurumları ve bakanlıklar ile illiyet bağı olan kamu görevlilerinin
belirlenmesi, illiyet bağı belirlenen kamu görevlilerinin ifadelerinin
alınması, bu kişilerin olayın meydana gelmesindeki sorumluluk ve kusurlarının
ortaya konulması, gerekirse kazayla ilgili olarak tekrar bir bilirkişi
incelemesi yaptırılması, Soma Cumhuriyet Başsavcılığınca yaptırılan bilirkişi
incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ile yapılacak inceleme sonucu
elde edilecek bilgi ve belgelere göre ilgili kamu görevlileri hakkında
soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi şeklinde öneri getirilmek suretiyle
ön inceleme raporu düzenlenmesi, düzenlenen ön inceleme raporunun
sorumlulukları tespit edilen kamu görevlileri hakkında karar vermeye yetkili
mercilere gönderilmesi, yetkili merciler tarafından ilgili kamu görevlileri
hakkında soruşturma izni verilmesi veya verilmemesine ilişkin bir karar
verilmesi... Diğer taraftan şikayet konusu eylem nedeniyle Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığı görevlileri hakkında yapılan ön inceleme sonucunda
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının soruşturma izni verilmemesine ilişkin
26.8.2014 tarih ve İTK- 04 sayılı kararının verildiği, bu karara yapılan
itirazların Dairemizin 4.12.2014 tarih ve E:2014/1726, K:2014/1762 sayılı
kararıyla kabul edildiği ve söz konusu kararın kaldırıldığı, ön incelemede
tespit edilen eksikliklerin giderilmesi için dosyanın Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığına iade edildiği bilinmekle birlikte, yukarıda açıklanan
gerekçeler doğrultusunda anılan kararımız üzerine Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı görevlileri hakkında gerekli ön incelemenin de Başbakanlık Teftiş
Kurulu Başkanlığınca yapılması gerektiği, açıklanan nedenle bu kararımızın bir
örneğinin de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına, kararın
bir örneğinin de itiraz edene gönderilmesine 19.3.2015tarihinde oybirliğiyle
karar verildi.”
50. Yukarıda anılan Teftiş Kurulu raporuna (bkz. § 43)
istinaden Enerji Bakanı, 18/8/2015 tarihinde 5/9/2014 tarihli bilirkişi
raporunda eksiklikler bulunması ve kırk beşgünlük ön inceleme süresinde yeni
bir bilirkişi incelemesi yaptırılmasının mümkün olmaması sebebiyle kazanın asıl
oluş nedeni ile bu nedenin ortaya çıkmasında sorumluluğu bulunanlar hakkında
yeterli delil ve emareye ulaşılamadığı gerekçesiyle Çalışma Bakanlığı
çalışanları da dâhil haklarında ön inceleme yapılan tüm kamu görevlileri
hakkında soruşturma izni verilmemesine karar vermiştir. Cumhuriyet Başsavcılığı
bu karara itiraz etmiştir.
51. Birinci Daire 10/12/2015 tarihli ve E.2015/1448,
K.2015/1722 sayılı kararla;
i. Çalışma Bakanlığı çalışanları hakkında verilen kararın
yetkisizlik nedeniyle kaldırılmasına,
ii. TKİ İşletme Dairesi başkanları hakkında verilen
kararın anılan görevlilerin genel soruşturma hükümlerine tabi olmaları
sebebiyle kaldırılmasına,
iii. Eyleminin ocağın işletilmesiyle ilgili ihale
süreciyle sınırlı olması ve ocakta kaza ve ölüm olayları meydana gelmesiyle
eylemi arasında doğrudan illiyet bağının bulunmaması nedeniyle TKİ Yönetim
Kurulu Başkanı yönünden soruşturma izni verilmemesine dair karara yapılan
itirazın reddine,
iv. Enerji Bakanlığı'nın diğer çalışanları hakkında
verilen kararın ise eksik inceleme nedeniyle kaldırılmasına
karar vermiştir. Bahse konu kararın ilgili kısmı
şöyledir:
“...
...Başbakanlık Teftiş Kurulu
Başkanlığınca yaptırılan ön incelemede, konu hakkında ilgili Bakanlıklarca
yaptırılan ön incelemeler sonucunda düzenlenen raporlar, Soma Cumhuriyet
Başsavcılığına sunulan 5.9.2014 tarihli bilirkişi raporu ile ilgililerin
ifadeleri yeterli görülerek inceleme yapıldığı, ön inceleme süresinin
kısıtlılığı gerekçe gösterilerek Dairemiz kararında belirtildiği şekilde bir
bilirkişi incelemesi yaptırılmadığı ve bilirkişi raporu temin edilmediği, bu
eksiklikle düzenlenen ön inceleme raporu dayanak alınarak da soruşturma izni
verilmemesine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanının 18.8.2015tarih ve
84sayılı kararının verildiği görülmüştür.
Oysa, 4483 sayılı Kanunun 7 nci
maddesindeki, yetkili mercinin en geç kırk beş gün içerisinde ilgili memur veya
diğer kamu görevlisi hakkında soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi
konusunda bir karar vermek zorunda olduğu yolundaki hükmün, ön inceleme konusu
eylemin niteliği, kapsamı, özelliği dikkate alınmadan her ön incelemede mutlak
uyulması gereken bir süreyi ifade ettiğinin kabulünün mümkün bulunmadığı, zira
ön inceleme konusu eylemin teknik özellikler içermesi, niteliği, kapsamı,
eylemin aydınlatılması için gerek görülen bilirkişi incelemesinde geçecek süre
gibi zorunlu sebeplerle bu sürenin aşılabileceği, bu durumların varlığı halinde
kırk beş günlük sürenin aşılmasının, ön incelemenin sıhhatini etkilemeyeceği
açıktır.
Açıklanan
nedenlerle, itirazın kabulüyle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanının 18.8.2015
tarih ve 84sayılı kararının; ... için soruşturma izni verilmemesine ilişkin
kısmının kaldırılmasına, Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığınca Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanlığında görevli ilgililer hakkında yeniden bir ön
incelemesi yaptırılması ve bu ön incelemede Dairemizin 19.3.2015 tarih ve
E:2015/75, K:2015/420 sayılı kararında belirtilen bilirkişi raporunun temin
edilmesi, bu amaçla konusunda uzman, tarafsız ve bağımsız en az üç teknik kişiden
oluşturulacak bilirkişi heyetinden, olayla ilgili bütün bilgi ve belgeler
gönderilmek ve bu belgeler üzerinde inceleme yaptırılmak suretiyle maden
kazasının meydana gelmesinin ve işçilerin ölüm nedenlerini açıklayan,
Bakanlıkta görevli ilgililerin bu kazanın meydana gelmesinde ve ölüm
olaylarında illiyet bağları bulunup bulunmadığı, kusur ve sorumlulukları olup
olmadığı hususlarını tereddüde yer vermeyecek şekilde ortaya koyan, Soma
Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan 5.9.2014 tarihli bilirkişi raporundaki Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı personeline kusur atfeden tespit ve
değerlendirmelerle ilgili açıklamalar içeren bir rapor alınması, bu rapor ile
elde edilecek diğer bilgi ve belgelere göre yeniden bir ön inceleme raporu
düzenlenmesi, bu ön inceleme raporunun ilgililer hakkında karar vermeye yetkili
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına gönderilmesi, Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı tarafından da ilgililer hakkında soruşturma izni verilmesi veya
verilmemesine ilişkin yeni bir karar verilmesi[ne] ... karar verildi.”
52. Anılan karar üzerine Enerji Bakanlığı ön inceleme
yapılması için dosyayı Teftiş Kuruluna göndermiştir.
53. Teftiş Kurulu Birinci Daire kararının gereğinin
Enerji Bakanlığınca yerine getirilmesi gerektiği gerekçesiyle ön inceleme dosyasını
iade etmiştir.
54. Enerji Bakanı 28/12/2016 tarihinde o zamana kadar
soruşturma izni talebiyle ilgili süreçlerden söz edip Birinci Daire kararıyla
kaldırılan 25/11/2014 tarihli soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararın
dayanağı olan ön inceleme raporundaki tespitleri gözönünde bulundurarak
haklarında ön inceleme yürütülen Maden İşleri Genel Müdürü, Maden İşleri Genel
Müdür Yardımcısı, iki daire başkanı, iki şube müdürü, üç mühendis ve on dört
Maden Tetkik Heyeti üyesi hakkında soruşturma izni verilmemesine karar
vermiştir. Başsavcılık, Ceza Mahkemesince alınan 15/8/2016 tarihli bilirkişi
raporundaki tespitlere de değinerek anılan karara itiraz etmiştir.
55. Birinci Daire 15/6/2017 tarihinde soruşturma izni
verilmemesine dair kararın kaldırılmasına karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı
şöyledir:
“...
...Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanının
28.12.2016 tarih ve 67 sayılı kararıyla ilgililer için soruşturma izni
verilmemesine karar verildiği, söz konusu yetkili merci kararının, Dairemiz
kararlarında sorulan hususları aydınlatan bilirkişi raporu alınmadan ve yeniden
bir ön inceleme raporu düzenlenmeden, Dairemizin 19.3.2015 tarih ve E:2015/75,
K:2015/420 sayılı kararıyla kaldırılan Bakanın 25.11.2014 tarih ve 129 sayılı
soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının dayanağı 25.11.2014 tarih ve
193 sayılı ön inceleme raporundaki tespitler göz önünde bulundurularak
verildiği anlaşılmıştır.
Ancak, söz konusu Daire kararlarımızın
gereği yerine getirilerek Bakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığınca Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığında görevli ilgililer hakkında yeniden bir ön incelemesi
yaptırılması ve bu ön incelemede Dairemiz kararlarında sorulan hususları
aydınlatan bilirkişi raporu temin edilmesi, bu amaçla konusunda uzman, tarafsız
ve bağımsız en az üç teknik kişiden oluşturulacak bilirkişi heyetinden, olayla
ilgili bütün bilgi ve belgeler gönderilmek ve bu belgeler üzerinde inceleme
yaptırılmak suretiyle maden kazasının meydana gelmesinin ve işçilerin ölüm
nedenlerini açıklayan, Bakanlıkta görevli ilgililerin bu kazanın meydana
gelmesinde ve ölüm olaylarında illiyet bağları bulunup bulunmadığı, kusur ve
sorumlulukları olup olmadığı hususlarını tereddüde yer vermeyecek şekilde
ortaya koyan, Soma Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan 5.9.2014 tarihli bilirkişi
raporundaki Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı personeline kusur atfeden
tespit ve değerlendirmelerle ilgili açıklamalar içeren bir rapor alınması,
ayrıca maden kazasıyla ilgili olarak devam eden ceza yargılamasında Mahkeme
tarafından temin edilen bilirkişi raporları mevcut ise bu raporların da elde
edilerek değerlendirilmesi, bu rapor ile elde edilecek diğer bilgi ve belgelere
göre yeniden bir ön inceleme raporu düzenlenmesi, bu ön inceleme raporunun
ilgililer hakkında karar vermeye yetkili Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına
gönderilmesi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı tarafından da ilgililer hakkında
soruşturma izni verilmesi veya verilmemesine ilişkin yeni bir karar verilmesi
gerekmektedir.
...”
56. Birinci Daire tarafından verilen karar üzerine
yürütülen ön incelemede bir maden yüksek mühendisi, bir elektrik yüksek
mühendisi ve bir maden mühendisinden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinden
rapor alınmıştır.
57. Enerji Bakanı 31/7/2019 tarihinde haklarında ön
inceleme yürütülen TKİ ya da MİGEM'de görev yapan toplam otuz kişi hakkında
soruşturma izni verilmemesine karar vermiştir. Sözü edilen kararda, öz
itibarıyla, Başsavcılıkça alınan bilirkişi raporunun olayın meydana geldiği
ocağın genel mevzuat açısından eksiklikleri hakkında düzenlendiği, olayın nasıl
meydana geldiği, nedeni ve seyri konusunda bilimsel ve birbiri ile çelişmeyen
herhangi bir tespit içermediği, MİGEM'in yılda bir kez kendi mevzuatı açısından
eksikliklerin tespiti ve giderilmesi yönünden denetim yaptığı, sürekli hareket
hâlinde dinamik bir yapıya sahip olan yer altı ocağında iş sağlığı ve güvenliği
için ocak verilerinin güncel ve daha sık periyotlarla değerlendirilmesi
gerektiği ve S... A.Ş.nin istihdam ettiği teknik personelin ocağın zehirli
gazlardan etkilenebileceği hususunu gözeterek öncelikle üretime ara verip ocak
çalışanlarını tahliye etmesi, daha sonra da yangının havayla temasının
kesilmesi için müdahalede bulunması gerektiği ifade edilmiştir.
58. Soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara
Başsavcılıkça 11/9/2019 tarihinde itiraz edilmiş olup itiraz hakkında henüz bir
karar verilmemiştir.
B. Disiplin
Soruşturmasıyla İlgili Süreç
59. Çalışma Bakanlığı, başvuruya konu olay nedeniyle
sadece olayın meydana geldiği maden ocağındaki en son denetimi gerçekleştiren
İş Başmüfettişi E.G. ile İş Müfettiş Yardımcısı E.B. hakkında disiplin
soruşturması yürütmüştür.
60. Çalışma Bakanlığı Disiplin Kurulu, verilen görev ve
emirleri kasten yapmama disiplin suçunu işlediği gerekçesiyle E.G.nin kademe
ilerlemesinin durdurulması cezasıyla cezalandırılmasına, ancak adı geçen 1.
derecenin 4. kademesinde olduğundan cezanın brüt aylıktan 1/4 oranında kesinti
yapılmak suretiyle yapılmasına karar vermiştir.
61. Çalışma Bakanı, kasıtlı olarak verilen emir ve
görevleri tam ve zamanında yapmama, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul
ve esasları yerine getirmeme disiplin suçunu işlediği gerekçesiyle E.B.nin
aylıktan kesme cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir. E.B.nin söz konusu
karara yaptığı itiraz Disiplin Kurulu tarafından reddedilmiştir.
62. Çalışma Bakanlığının Ceza Mahkemesine yazdığı
11/2/2016 tarihli yazıdan bahse konu disiplin cezalarına karşı idari yargıda
dava açıldığı anlaşılmış, ancak anılan disiplin cezalarının kesinleşip
kesinleşmediği belirlenememiştir.
IV. İLGİLİ
HUKUK
63. 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi
Kanunu'nun “Kamu davasını açma görevi” kenar başlıklı 170. maddesinin
(2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Soruşturma evresi sonunda toplanan
deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet
savcısı, bir iddianame düzenler. ”
64. 5271 sayılı Kanun'un “Kovuşturmaya yer olmadığına
dair karar” kenar başlıklı 172. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“(1) Cumhuriyet savcısı, soruşturma
evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil
elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya
yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi
alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı,
süresi ve mercii gösterilir.
(2) (Değişik: 2/1/2017-KHK-680/10 md.;
Aynen kabul: 1/2/2018-7072/9 md.) Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar
verildikten sonra kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni
delil elde edilmedikçe ve bu hususta sulh ceza hâkimliğince bir karar
verilmedikçe, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz.”
65. 5271 sayılı Kanun'un “Cumhuriyet savcısının
kararına itiraz” kenar başlıklı 173. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“(1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya
yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş
gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev
yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz
edebilir.
...
(6) (Değişik: 2/1/2017-KHK-680/11 md.;
Aynen kabul: 1/2/2018-7072/10 md.) İtirazın reddedilmesi halinde aynı fiilden
dolayı kamu davası açılabilmesi için 172 nci maddenin ikinci fıkrası
uygulanır.”
V. İNCELEME VE
GEREKÇE
66. Mahkemenin 16/1/2020 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adli Yardım
Talebi Yönünden
67. Başvurucular Leyla Karaçoban ve Ayşegül Demir,
bireysel başvuru harç ve masraflarını karşılayacak gelirleri olmadığını beyan
ederek adli yardım talebinde bulunmuştur.
68. Öte yandan başvurucu Leyla Karaçoban, başvuru
harcının ödendiğine ilişkin makbuzun veya adli yardım talep ediliyorsa talebe
dayanak oluşturan belgelerin gönderilmesi hususunda kendisine yapılan eksiklik
bildirimi üzerine adli yardım talebine esas belgeleri göndermiş, başvuru
harcını da ödemiştir. Başvuru harcının ödenmesi ve bireysel başvuru kapsamında
başkaca bir yargılama gideri bulunmaması nedeniyle başvurucu Leyla Karaçoban'ın
adli yardım talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
69. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No:
2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini
önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden
yoksun olduğu anlaşılan başvurucu Ayşegül Demir'in açıkça dayanaktan yoksun
olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
B. Yaşam
Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucuların
İddiaları ve Bakanlık Görüşü
a. Başvurucu
Leyla Karaçoban Yönünden
70. Başsavcılıkça alınan bilirkişi raporundaki
tespitlerden yola çıkan başvurucu Leyla Karaçoban, A.G. de dâhil olmak üzere
2010 yılından itibaren S... A.Ş.de Yönetim Kurulu başkanlığı veya üyeliği
yapmış kişilerin, ELİ kontrol başmühendisi ile kontrol mühendislerinin, ELİ
Müdür Yardımcıları A.U., İ.C. ve M.Y. ile ELİ Yeraltı Kontrol Şube Müdürü
M.V.nin, TKİ'nin, MİGEM'in ve Çalışma Bakanlığı iş müfettişlerinin de olaydan
cezai yönden sorumlu olduğunu ancak söz konusu kişilerin ifadelerine dahi
başvurulmadan kovuşturmasızlık kararı verildiğini, sorumluların belirlenmesi
konusunda zaafgösterildiğini ve etkili bir ceza soruşturması yürütülmediğini
belirterek yaşam, adil yargılanma ve etkili başvuru haklarının ihlal edildiğini
ileri sürmüştür.
71. Bakanlık görüşünde evvela başvuruya konu olay hakkında
genel hükümlere göre yürütülen ceza soruşturmasına ilişkin süreç ile başvurucu
tarafından TKİ, S... A.Ş. ve S... H... A.Ş. aleyhine Soma İş Mahkemesi nezdinde
açılan ve başvurucu lehine 205.979,79 TL maddi, 150.000 TL manevi tazminata
hükmedilmesi ile sonuçlanan davayla ilgili sürecin henüz kesin hükümle nihayete
ermediği belirtilip Anayasa Mahkemesinin bazı kararlarına da değinilerek
bireysel başvuru yapılmadan önce hukuk sisteminde mevcut başvuru yollarının
tüketilmediği iddia edilmiştir. Bakanlık görüşünde ayrıca yaşam hakkının
devlete yüklediği pozitif yükümlülüklerle ilgili ilkeler Anayasa Mahkemesinin
dikkatine sunularak başvuruya konu maden ocağına yönelik alınan tedbirler ve
yaptırımlar ile gözetim ve denetim faaliyetleri hakkında Enerji Bakanlığından
görüş alınmasının uygun olacağı ifade edilmiştir.
72. Bakanlık görüşüne karşı beyanında öncelikle önceki
iddialarını yineleyen başvurucu; özetle kovuşturmasızlık kararına yaptığı
itirazın reddedilmesi nedeniyle başvuru yollarını tükettiğini, kamu görevlileri
de dâhil olmak üzere bilirkişi raporuyla kusurlu oldukları tespit edilen bazı
kişiler hakkında etkili bir ceza soruşturması yürütülmediğini ve kamu
görevlileri hakkında soruşturma izni istenmesiyle ilgili sürecin henüz
tamamlanmamış olmasının bir cezasızlık durumu olduğunu öne sürmüştür.
b. İkinci ve
Üçüncü Başvurunun Sahipleri Yönünden
73. Başvurucular, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin
(AİHM) yaşam hakkının koruma yükümlülüğüne ilişkin maddi boyutu ile etkili
soruşturma yükümlülüğüne ilişkin usul boyutu konusunda benimsediği ilkelerden
söz ederek S... A.Ş. ve ELİ yetkilileri hakkında hiçbir işlem yapılmadığını ve
Başsavcılıkça alınan bilirkişi raporlarındaki tespitlere rağmen S... A.Ş.nin
önceki Yönetim Kurulu Başkanı A.G. ve ELİ Müdür Yardımcısı A.U. gibi yetkililer
hakkında kovuşturmasızlık kararı verildiğini ve bundan dolayıhaklarında
kovuşturmasızlık kararı verilen kişilerin sorumluluklarının artık tespit
edilemeyeceğini belirterek yaşam ve etkili başvuru haklarının ihlal edildiğini
iddia etmişlerdir.
74. Bakanlık görüşünde Anayasa Mahkemesi ve AİHM'in bazı
kararlarına yer verilip başvuruya konu edilen ve genel soruşturma hükümlerine
tabi olarak yürütülen ceza soruşturmasına ilişkin sürece de kısaca değinilerek;
i. Başvurucular Abdülkadir Yılmaz, Gülşen Ejdar, Hacer
Yılmaz, Katriye Yılmaz, Nagihan Yılmaz, Onur Yılmaz ve Nurcan Akdağ'ın
soruşturma sürecinekatılmadıkları,
ii. Başvuruculara başvuruya konu olay nedeniyle tazminat
ödenip ödenmediğinin ve dolayısıyla mağdur sıfatlarının bulunup bulunmadığının
tespiti için ilgili kurumlardan konuya ilişkin bilgi ve belgelerin temin
edilmesi gerektiği,
iii. Başvurucuların sorumlular hakkında hukuk ya da idare
mahkemelerinde tazminat davası açabilecekleri,
iv. Soruşturma sürecinin henüz tamamlanmadığı zira Ceza
Mahkemesince yapılan yargılamanın nihayete ermediği,
v. Başvuru formunda başvurucuların ölen yakınlarının kim
olduğuna, yakınlık derecelerine ve yaşam hakkının ne şekilde ihlal edildiğine
ilişkin somut bilgi vermedikleri
belirtilmiştir.
75. Başvurucular Bakanlık görüşüne karşı beyanlarında;
soruşturma sürecine katıldıklarını, ceza soruşturmasının eksik yürütüldüğünü,
bireysel başvuruda bulunmalarının ve ihlalin Ceza Hâkimliğinin kovuşturmasızlık
kararına yaptıkları itirazı reddetmesinden kaynaklanması nedeniyle kendilerine
tazminat ödenip ödenmediğinin, tazminat davası açıp açmadıklarının ya da Ceza
Mahkemesince yapılan yargılamaya ilişkin sürecin devam ediyor olmasının
başvurunun incelenmesine engel teşkil etmediğini, etkili soruşturma yükümlülüğünün
ihlal edildiğini, ölen yakınları ile yakınlıkları konusunda başvuru formunda
açıklama yaptıklarını ve Bakanlık görüşünde yer alan ve başvuru yollarının
tüketilmediği iddiasına dayanak teşkil eden Anayasa Mahkemesi kararınınkonuyla
ilgili olmadığını iddia etmişlerdir.
c. Başvurucu
Ayşegül Demir Yönünden
76. Bazı akademisyenler ile tüzel kişilerin başvuruya
konu edilen olayın nedeni ve sorumluları hakkında yazdıkları raporlar ve
yaptıkları açıklamalar ile Başsavcılıkça alınan bilirkişi raporunda yer alan
tespitlere dayanan başvurucu, olayın ELİ Müessese Müdürü ve yardımcıları ile
yeraltı kontrol şube müdürü gibi şüpheliler hakkında kovuşturmasızlık kararı
verilmiş olmasının delillerin yeterince değerlendirilmediğinin ve etkisiz bir
soruşturma yapıldığının göstergesi olduğunu, haklarında suç duyurusunda
bulunduğu bazı kişiler hakkında Başsavcılık tarafından herhangi bir karar
verilmediğini, olayın yaşandığı maden ocağını denetleyen müfettişler hakkında
soruşturma izni verilmemesinin etkili soruşturma yapılmasına engel teşkil
ettiğini, olayın meydana gelmesinde ELİ Müessese Müdürü ile yardımcılarının,
yeraltı kontrol şube müdürü ileyardımcısının, maden ocağını denetleyen
müfettişlerin, ELİ kontrol başmühendisleri ile mühendislerinin, S... A.Ş.nin maden
ocağını işletmeye başladığı tarihten sonraki Yönetim Kurulu başkanları ve
Yönetim Kurulu üyeleri ile hissedarlarının, S... A.Ş. Genel Müdürü ile işletme
müdürü ve yardımcılarının, TKİ'nin ve MİGEM'in de kusurlarının bulunduğunu,
buna rağmen şüphelilerin ifadeleri alınmadan kovuşturmasızlık kararı
verildiğini belirterek yaşam, adil yargılanma ve etkili başvuru haklarının
ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
a. İddiaların
Vasıflandırılması ve İncelemenin Kapsamı Yönünden
77. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından
yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki
tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013,
§ 16). Başvurucuların iddialarının özü, yakınlarının ölümleriyle sonuçlanan
olay hakkında yürütülen ceza soruşturmasının etkisizliğine ilişkin olduğundan
mevcut başvuruda ileri sürülen bütün iddialar Anayasa'nın 17. maddesinde
güvence altına alınan yaşam hakkının etkili soruşturma yükümlülüğüne ilişkin
usul boyutu kapsamında incelenmiştir.
78. Anayasa'nın iddiaların değerlendirilmesinde dayanak
alınacak 17. ve 5. maddelerinin ilgili kısımları şöyledir:
“Kişinin
dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı
Madde 17 - Herkes, yaşama … hakkına
sahiptir.
…''
''Devletin temel amaç ve görevleri
Madde 5 - Devletin temel amaç ve
görevleri … kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet
ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal
engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli
şartları hazırlamaya çalışmaktır.”
79. Başvurucular Leyla Karaçoban ve Ayşegül Demir'in,
haklarında kovuşturmasızlık kararı verilen bir kısım şüpheli yanında soruşturma
yapılması izne bağlı bazı kamu görevlilerinin de olaydan sorumlu olduğunu iddia
ettiği, ayrıca başvurucu Leyla Karaçoban'ın soruşturma izni istenmesiyle ilgili
sürecin tamamlanmamış olmasının bir cezasızlık nedeni olduğunu öne sürdüğü
görülmüştür.
80. Başsavcılığın daha soruşturmanın başında ELİ
çalışanları dışında kalan ve haklarında soruşturma yapılması izne bağlı olan
kamu görevlileriyle ilgili soruşturmayı genel soruşturmadan ayırdığı, sözü
edilen soruşturma süreciyle ilgili şikâyetlerin ayrıca dile getirilmesinin
mümkün olduğu (nitekim ikinci ve üçüncü başvuruyu yapan kişiler iş sağlığı ve
güvenliği genel müdürü ile iş başmüfettişleri ve müfettişleri hakkında
soruşturma izni verilmemesine kararına yaptıkları itirazın reddedilmesi üzerine
2016/13649 sayılı bireysel başvuruyu yapmışlardır) ve özellikle başvurucuların
Başsavcılıkça verilen kovuşturmasızlık kararı üzerine bireysel başvuru
yaptıkları dikkate alınarak mevcut başvurunun kovuşturmasızlık kararıyla
sınırlı olarak incelenmesinin gerekli ve yeterli olduğu değerlendirilmiştir.
b. Kabul
Edilebilirlik Yönünden
81. Yaşam hakkını güvence altına alan Anayasa'nın 17.
maddesi, devletin temel amaç ve görevlerinden birinin de insanın maddî ve
manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak olduğunu
belirten Anayasa'nın 5. maddesiyle birlikte değerlendirildiğinde devlete
birtakım negatif ve pozitif yükümlülükler yükler (Serpil Kerimoğlu ve
diğerleri, B. No: 2012/752, 17/9/2013, § 50).
82. Yetki alanında bulunan hiçbir bireyin yaşamına
kasıtlı ve hukuka aykırı olarak son vermemesi hususunda negatif yükümlülüğü
bulunan devletin -pozitif yükümlülükler kapsamında- yetki alanında bulunan tüm
bireylerin yaşam hakkını kamu görevlilerinin, diğer bireylerin ve hatta kişinin
kendi eylemlerinden kaynaklanabilecek risklere karşı koruma ödevi de vardır. Bu
koruma ödevi bağlamında devlet, öncelikle yaşam hakkına yönelen tehdit ve
risklere karşı caydırıcı ve koruyucu yasal düzenlemeler yapmalı ve bununla da
yetinmeyerek gerekli idari tedbirleri almalıdır (Serpil Kerimoğlu ve
diğerleri, § 51; İpek Deniz ve diğerleri, B. No: 2013/1595,
21/4/2016, § 149).
83. Bunun yanında pozitif yükümlülüğü kapsamında devletin
yaşam hakkını korumak için oluşturulan yasal ve idari çerçevenin gereği gibi
uygulanmasını ve bu hakka yönelik ihlallerin durdurulup cezalandırılmasını
sağlayacak etkili bir yargısal sistem kurma yükümlülüğü de
bulunmaktadır. Bu yükümlülük -kamusal olsun veya olmasın- yaşam hakkının
tehlikeye girebileceği her türlü faaliyet bakımından geçerlidir (Serpil
Kerimoğlu ve diğerleri,§ 52).
84. Devletin yaşam hakkı kapsamındaki pozitif
yükümlülüklerinin bir de usule ilişkin yönü bulunmaktadır. Bu usul yükümlülüğü,
doğal olmayan her ölüm olayının tüm yönleriyle ortaya konulmasına, sorumlu
kişilerin belirlenmesine ve gerektiğinde bu kişilerin cezalandırılmasına imkân
tanıyan bağımsız bir soruşturma yürütülmesini gerektirir (Serpil Kerimoğlu
ve diğerleri, § 54; Sadık Koçak ve diğerleri, B. No: 2013/841,
23/1/2014, § 94).
85. Usul yükümlülüğünün bir olayda gerektirdiği
soruşturma türünün yaşam hakkının esasına ilişkin yükümlülüklerin cezai bir
yaptırım gerektirip gerektirmediğine bağlı olarak tespiti gerekmektedir. Kasten
ya da saldırı veya kötü muameleler sonucu meydana gelen ölüm olaylarında
Anayasa'nın 17. maddesi gereğince devletin sorumluların tespitine ve cezalandırılmalarına
imkân verebilecek nitelikte cezai soruşturmalar yürütme yükümlülüğü
bulunmaktadır. Bu tür olaylarda, yürütülen idari ve hukuki soruşturmalar ve
davalar sonucunda sadece tazminat ödenmesi yaşam hakkı ihlalini gidermek ve
mağdur sıfatını ortadan kaldırmak için yeterli değildir (Serpil Kerimoğlu ve
diğerleri, § 55).
86. Bununla birlikte Anayasa'nın 17. maddesi
başvuruculara üçüncü kişileri bir suç nedeniyle yargılatma ya da cezalandırma
hakkı vermediği gibi devlete tüm yargılamaları mahkûmiyetle sonuçlandırma ödevi
de yüklemez (Serpil Kerimoğlu ve diğerleri,§ 56).
87. Yaşam hakkının ihlaline kasten sebebiyet verilmeyen
durumlarda etkili bir yargısal sistem kurma yönündeki pozitif yükümlülük
her olayda mutlaka ceza davası açılmasını gerektirmez. Mağdurlara hukuki,
idari, hatta disiplinle ilgili hukuk yollarının açık olması yeterli olabilir (Serpil
Kerimoğlu ve diğerleri, § 59).
88. Bununla beraber kamu makamlarının muhakeme hatasını
veya dikkatsizliği aşan kusurlarının bulunduğu, yani olası sonuçların farkında
olmalarına rağmen kendilerine verilen yetkiler kapsamında tehlikeli bir
faaliyet nedeniyle oluşan riskleri bertaraf etmek için gerekli ve yeterli
önlemleri almadığı durumlarda ilgililer diğer hukuk yollarına başvurmuş olsalar
dahi bireylerin hayatının tehlikeye girmesine neden olan kişiler aleyhine
hiçbir suçlamada bulunulmaması ya da bu kişilerin yargılanmaması yaşama
hakkının ihlaline neden olabilir (Serpil Kerimoğlu ve diğerleri, § 60).
89. Anayasa Mahkemesi, maden kazası sonucu meydana gelen
ve başvurucuların yakınlarının ölümüyle sonuçlanan bir olay hakkında yürütülen
ceza soruşturması kapsamında alınan bilirkişi raporlarında kusur izafe edilen
bazı kamu görevlileri hakkında soruşturma izni verilmemesi, bazı şüpheliler
hakkında ise kovuşturmasızlık kararı verilmesi nedeniyle yaşam hakkının ihlal
edildiğine yönelik iddiaları incelediği Naziker Onbaşı ve diğerleri (B.
No: 2014/18224, 9/5/2018) başvurusunda kömür madeni işletmeciliğinin bu işte
çalışanlar başta olmak üzere kişilerin yaşamı ve vücut bütünlüğü bakımından
birtakım riskler içermesi nedeniyle tehlikeli bir faaliyet olduğu, bu sebeple
devletin yaşamı koruma yükümlülüğü kapsamında anılan işletmecilik sırasında
kişilerin yaşamı ve vücut bütünlüğünün korunması, ayrıca ölüm ve yaralanma
olaylarının önüne geçilmesi için gerekli tedbirlerin alınmasında zorunluluk
bulunduğu sonucuna varıp önceki yıllarda meydana gelen benzer olaylarda birçok
kişinin yaşamını yitirdiğini, kazanın gerçekleştiği alanda ani degaj (ani gaz
boşalması) tehlikesinin olduğunun bilindiğini ve bilirkişi raporlarına göre var
olan bu riske karşı önlem alınmasının mümkün olduğunu dikkate alarak etkili
yargısal sistem kurma yükümlülüğünün anılan olay yönünden etkili bir ceza
soruşturması yürütülmesini gerektirdiğini değerlendirmiştir.
90. Mevcut başvuruya konu edilen soruşturma kapsamında
alınan bilirkişi raporunda -Naziker Onbaşı ve diğerleri başvurusuna konu
soruşturmada alınan bilirkişi raporundaki tespitlere benzer şekilde- olayın
nasıl meydana geldiği teknik yönden açıklandıktan sonra 2006 yılında kömür
üretme ve teslim işini üstlenen şirketin 7/10/2009 tarihinde TKİ'ye yaptığı
sözleşme devri ile ilgili başvurusunda üretim çalışmaları sırasında oluşan
yangınlardan dolayı üretim yapılamamasını ve yüksek su gelirini gerekçe
gösterip ileride telafisi mümkün olmayacak problemlerle karşılaşılacağına
değinerek işi devretmek istediği nazara alınıp maden sahasının yüksek yangın
riski taşıdığının TKİ ve kömür üretim işini devralan S... A.Ş. tarafından
bilindiği tespitinde bulunulmuştur. Bu nedenle anılan karardaki
değerlendirmeler mevcut başvuru için de aynen geçerli olup etkili yargısal
sistem kurma yükümlüğü somut olayda ceza soruşturması yürütülmesini
gerektirmektedir.Dolayısıyla hukuk ve/veya idare mahkemelerinde açtıkları ya da
açacakları tazminat davaları ile ilgili süreçleri tamamlamadan başvuru yapan
başvurucuların başvuru yollarını tüketmedikleri söylenemez.
91. Ancak bir ceza soruşturması veya yargılaması
sürecinde kovuşturmaya yer olmadığı, beraat, mahkûmiyet veya hükmün
açıklanmasının geri bırakılması kararlarıyla farklı zamanlarda neticelenmiş
aşamalar bulunması durumunda anılan aşamaların tek bir olay için farklı
kişilerin sorumluluklarına yönelik olduğu gözetildiğinde soruşturmaların bir
bütün olarak değerlendirilmesi gerekebileceğinden (S.D., B. No:
2013/3017, 16/12/2015, § 69), aynı olaya ilişkin sorumluluğu bulunduğu iddia
edilen birden fazla kişi hakkında yürütülen adli süreçlerin bir kısmı devam
ederken bir kısım şüpheli/sanık bakımından sürecin sona ermesi üzerine yapılan
bireysel başvurularda, somut olayın ve tüm adli sürecin bir bütün olarak
değerlendirilmesi gerekliliği üzerinden başvuru yollarının tüketilmediği
sonucuna ulaşılmıştır (Bilal Turan ve diğerleri (3), B. No: 2013/7418,
31/3/2016, § 72; Bülent Kurt, B. No: 2013/7408, 20/1/2016, § 40; Gülcan
Keleş ve diğerleri, §§ 30, 31).
92. Somut başvuruda ölüm olayına ilişkin olarak bazı
şüpheliler hakkında düzenleneniddianamenin kabulüyle başlayan yargılama süreci
devam etmekte olup bu davada yapılan araştırma sonucunda olayda sorumlulukları
bulunan kişiler tespit edilerek haklarında kamu davasının açılmasının
sağlanması her zaman mümkündür. Bu kapsamda haklarında kovuşturmaya yer
olmadığına karar verilen kişilerin de sorumluluklarının tespit edilmesi hâlinde
kamu davası açılması önünde bir engel bulunmamaktadır (aynı
yöndekideğerlendirmeler için bkz. Naziker Onbaşı ve diğerleri, § 42; Barış
Sarıtaş ve diğerleri, B. No: 2015/161, 11/6/2018, § 21). Nitekim
kovuşturmasızlık kararından sonraki süreçte daimi nezaretçiler M.E., Hi.A. ve
H.A. ile Ceza Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda kusurlu oldukları
belirtilen A.G., M.Y., Mu.B. ve H.E. hakkında kamu davası açılmıştır (bkz. §§
28, 29, 31, 34). Bu durumda, kanunda öngörülen yargısal başvuru yollarının
bireysel başvuru yapılmadan önce tüketildiğinin kabulü mümkün değildir.
93. Açıklanan yaşam hakkının usul boyutunun ihlal
edildiği iddiasının, diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden
incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul
edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Başvurucu Leyla Karaçoban'ın adli yardım talebinin
REDDİNE,
2. Başvurucu Ayşegül Demir'in adli yardım talebinin
KABULÜNE,
B. Yaşam hakkının usul boyunun ihlal edildiğine ilişkin
iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ
OLDUĞUNA,
C. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde
BIRAKILMASINA,
D. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi
mağduriyetine neden olacağından başvurucu Ayşegül Demir'in yargılama
giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 16/1/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE
karar verildi.
EK 1
BAŞVURUCULAR İLE ÖLEN YAKINLARI ARASINDAKİ YAKINLIĞI
GÖSTERİR LİSTE
Başvurucu Leyla Karaçoban
|
M.K.nin eşi
|
Başvurucu Abdülkadir Yılmaz
|
İ.Y.nin babası
|
Başvurucu Elif Yılmaz
|
İ.Y.nin eşi
|
Başvurucu Gülşen Ejdar
|
İ.Y.nin kardeşi
|
Başvurucu Hacer Yılmaz
|
İ.Y.nin kızı
|
Başvurucu Katriye Yılmaz
|
İ.Y.nin annesi
|
Başvurucu Nagihan Yılmaz
|
İ.Y.nin kızı
|
Başvurucu Onur Yılmaz
|
İ.Y.nin oğlu
|
Başvurucu Ahmet Akdağ
|
S.A.nın babası
|
Başvurucu Yiğit Ahmet Akdağ
|
S.A.nın oğlu
|
Başvurucu Mefaret Akdağ
|
S.A.nın eşi
|
Başvurucu Nurcan Akdağ
|
S.A.nın annesi
|
Başvurucu Ayşegül Demir
|
A.D.nin eşi
|
EK 2
HAKLARINDA KAMU DAVASI AÇILAN KİŞİLER İLE
BU KİŞİLERİN YAPTIĞI GÖREVLER
1
|
C.G.
|
S... A.Ş.nin yönetim kurulu
başkanı, işveren
|
2
|
R.D.
|
S... A.Ş.nin işletme genel
müdürü, işveren vekili
|
3
|
A.Ç.
|
S... A.Ş.nin işletme müdürü,
işveren vekili
|
4
|
İ.A.
|
S... A.Ş.nin işletme müdür
yardımcısı, işveren vekili
|
5
|
E.E.
|
S... A.Ş.de teknik nezaretçi
|
6
|
M.A.G.Ç.
|
S... A.Ş.de iş güvenliğinden
sorumlu üç vardiya amiri
|
7
|
H.K.
|
S... A.Ş.de iş güvenliğinden
sorumlu vardiya amiri
|
8
|
Y.K.
|
S... A.Ş.de iş
güvenliğinden sorumlu vardiya amiri
|
9
|
F.Ü.A.
|
S... A.Ş.de havalandırma
mühendisi
|
10
|
H.Y.
|
S... A.Ş.de hazırlık üç
vardiya amiri
|
11
|
E.Y.
|
S... A.Ş.de iş
güvenliğinden sorumlu vardiya mühendisi
|
12
|
Y.E.
|
S... A.Ş.de iş güvenliğinden
sorumlu vardiya mühendisi
|
13
|
H.G.
|
S... A.Ş.de iş güvenliğinden
sorumlu vardiya mühendisi
|
14
|
C.D.
|
S... A.Ş.de iş güvenliğinden
sorumlu vardiya mühendisi
|
15
|
N.K.
|
S... A.Ş.de iş güvenliğinden
sorumlu vardiya mühendisi
|
16
|
E.C.
|
S... A.Ş.de iş güvenliğinden
sorumlu vardiya mühendisi
|
17
|
S.K.
|
S... A.Ş.de patlatma
mühendisi
|
18
|
S.G.
|
S... A.Ş.de iş güvenliğinden
sorumlu vardiya teknikeri
|
19
|
Ü.Ş.
|
S... A.Ş.de elektrik
başmühendisi
|
20
|
N.N.
|
S... A.Ş.de mekanize
ayak üç vardiya amiri
|
21
|
H.A.
|
S... A.Ş.de mekanize ayak üç
vardiya amiri
|
22
|
H.S.
|
S... A.Ş.de klasik
ayak üç vardiya amiri
|
23
|
S.D.
|
S... A.Ş.de iş güvenliğinden
sorumlu vardiya teknikeri
|
24
|
S.A.D.
|
S... A.Ş.de klasik ayak
vardiya mühendisi
|
25
|
U.K.
|
S... A.Ş.de iş
güvenliğinden sorumlu vardiya teknikeri
|
26
|
Se.G.
|
S... A.Ş.de iş
güvenliğinden sorumlu vardiya teknikeri
|
27
|
M.U.
|
S... A.Ş.de iş
güvenliğinden sorumlu vardiya teknikeri
|
28
|
Ö.D.
|
S... A.Ş.de klasik ayak vardiya
mühendisi
|
29
|
F.P.
|
S... A.Ş.de klasik
ayak vardiya mühendisi
|
30
|
M.A.
|
S... A.Ş.de klasik ayak vardiya
mühendisi
|
31
|
H.E.
|
S... A.Ş.de mekanize ayak vardiya
mühendisi
|
32
|
Hi.K.
|
S... A.Ş.de mekanize ayak vardiya
mühendisi
|
33
|
C.U.
|
S... A.Ş'de mekanize ayak vardiya
mühendisi
|
34
|
H.B.
|
S... A.Ş.de gaz izleme
personeli
|
35
|
O.E.
|
S... A.Ş.de gaz izleme
personeli
|
36
|
B.Ü.
|
S... A.Ş.de gaz izleme
personeli
|
37
|
O.S.
|
S... A.Ş.de gaz izleme
personeli
|
38
|
E.C.
|
S... A.Ş.de gaz izleme
personeli
|
39
|
A.O.
|
ELİ Eynez Yeraltı Sahası
Yeraltı Kontrol Şube Müdürlüğünde kontrol başmühendisi
|
40
|
B.K.
|
ELİ Eynez Yeraltı Sahası
Yeraltı Kontrol Şube Müdürlüğünde kontrol mühendisi
|
41
|
S.B.
|
ELİ Eynez Yeraltı Sahası
Yeraltı Kontrol Şube Müdürlüğünde kontrol mühendisi
|
42
|
N.U.
|
ELİ Eynez Yeraltı Sahası
Yeraltı Kontrol Şube Müdürlüğünde kontrol mühendisi
|
43
|
E.K.
|
ELİ Eynez Yeraltı Sahası
Yeraltı Kontrol Şube Müdürlüğünde kontrol başmühendisi
|
44
|
M.B.
|
ELİ Eynez Yeraltı Sahası
Yeraltı Kontrol Şube Müdürlüğünde kontrol mühendisi
|
45
|
Ser.G.
|
ELİ Eynez Yeraltı Sahası
Yeraltı Kontrol Şube Müdürlüğünde kontrol mühendisi
|